Ramirezi Cichlidlerde ki yuvarlak nesneler

Bu tür asalak parazitleri incelemiştim biraz, bunlar üreme zamanı gelen kadar canlı içinde hayatlarını sürüyor vakti gelince balığın dışkı yoluyya yahut başka bir çıkış ile larvalarınımı desem yahut başka bir çıkışla terk ediyorlar canlıyı bir belgeselde uzun uzun izlemiştim, örneğin bazı asalak parazitler üremek için yırtıcı kurtları tercih ediyor ancak kurtlar içinde gelişen bir parazit türüymüş bu, üreme zamanı kurtun dışkısıyla larvasımı ne çıkıyor sonra dışkı kuruyor larvalar hava doluyla, bir geyik otlarken nefes yoluyla onu kokluyor parazit o yolla geyigin içine giriyor nefes yoluyla sonra içinde yeni asalak parazit geyikte oluşuyor ve üreme zamanı gelince geyigin nefesini kokutuyor ve kurt gelip bu geyiği nefes kokusundan uzaktanda olsa algılıyor geyiği avlıyor tekrar parazit yaşamını sürdürmek için, yırtıcı kurtların yediği geyik etiyle vahşi kurtların içine girmiş oluyor kusursuz döngü. Yahut bir balığı istila eden parazit üreyeceği zaman normalde avcı kuştan kaçan balık parazitin üreme zamanı kuşa doğru gidiyor kuş balığı yiyor yani canlılardan tabiatın şifresiyle bir çıkış yolu kesin buluyorlar, ilgili canlının ölümüne sebep olarak. Fareye parazit verliiyor deneyde normalde fare kediden kaçarken parazitler fare içinde gelişip üreme saflanasına geçeceğinde kediye doğru fare gidiyor ve kedi onu kolaylıkla avlıyor ve böyle bir döngü devam ediyor gibi üreme zamanı gelince parazitler içinde bulunduğu canlının dikkatini dağıtıyorlar zayıflatıyorlar kaçması gereken düşmanlarından kaçmıyorlar av oluyorlar. Altta vatozun anüsünden dökülmeye başlayan kurtlar gözüküyor. Bu parazitlerin insanlarda olduğuda biliniyor ve bu belgesel sonunda bilim adamları yapılan benzer ölümcül araba kazalarında falan ölen kişilerde benzer parazitler belirliyorlar.
[IMG]http://foto.akvaryum.com/fotolar/72854/calworm.jpg[/IMG][EDIT]mesutok,2015-08-05 16:30:12[/EDIT]

Güncelleme:

Önceki yazdıklarımdan sonra biraz daha detaylı olarak araştırma şansım oldu. Yaptığım araştırma ve okuduğum makale benzeri yayınlardan elde ettiğim izlenime göre, "Grub" olarak geçen ve Türkçe'de "kurtçuk" olarak tabir edebileceğimiz bu hastalığın şu anda üzerine araştırma yaptığımız formunun adı "[B]Yellow grub[/B]" yani "[B]sarı kurtçuk[/B]" hastalığı gibisinden bir şey. Bu hastalık başlığı "White Grub", "Black grub" gibi birçok altbaşlığa ayrılıyor. Ama etkenler ve sonuçlar genelde benzer. [URL=http://wildlife.tamu.edu/files/2010/04/6_Fish_Grubs.pdf] (Kaynak 1: Bkz: Harmful Effects to Fish)[/URL] Bu parazitler vücutta birçok farklı organa yerleşebilmekle birlikte göze de yerleşebilmekte. Göze yerleşenler balığı öldürmeden kör edebilmekte, diğerleri ise değişik büyüme ve zarar potansiyeline sahip olarak gelişimini sürdürerek balığı uzun ya da kısa vadede öldürmekte. Genel olarak yerleşim yerleri kuyruk bölgesi, finler ve solungaçlar olarak görülmekte.

Serkarya - Metaserkarya - Kist formlarından olgun parazit formuna doğru ilerleyen bir döngüsü var. [B]Balık - kuş - salyangoz - Balık[/B] arasında sürekli tekrarlayan bir döngü halinde bulaşı sürüyor. Enfekte balık kuşlar tarafından yeniyor. Balık mideye geldiğinde kistler midede mide içeriği enzimleri ile parçalanıyor ve parazitler serbest hale geçiyor. Serbest hale geçen parazitler özefagusa yani yemek borusuna bir de trakea denen akciğere hava taşıyan yola göç ediyorlar. Orada 4-6 saatte yetişkin forma geçiyorlar. Daha sonra kuşun gagası su ile temas ettiğinde yeniden mirasidyum denen yumurtalarını suya bırakıyorlar. Suya bırakılan yumurtalar bir salyangoz ile karşılaştığında ona tutunuyor ve form değiştiriyor. Salyangozda olgunlaşan serkaryalar metaserkarya olarak balığa geçiyor ve balık enfekte olup döngü başa sarıyor. [URL=http://wildlife.tamu.edu/files/2010/04/6_Fish_Grubs.pdf] (Kaynak 2: Bkz: Yellow Grub)[/URL]

Hal böyleyken peki tedavide ne yapılmalı. [B]Droncit[/B] denen ilaçla 2 ve 4 saatlik banyolar halinde belli bir dozda (The two treatment rates were 0.65 mg/L plus 15 mg/kg offish as a bath treatment and 25 mg/kg offish as an injected treatment for Droncit.) 14 günlük tedavi uygulanmış. Droncit enjekte edilerek ve banyo olarak kullanıldığı durumlarda istatistiki olarak anlamlı düzeyde metaserkaryaların sayısında düşüşe sebep olmuş. [URL=http://www.tandfonline.com/doi/abs/10.1577/1548-8667(1989)001%3C0269%3AECOMOT%3E2.3.CO%3B2#.VcNYDk_tmko] (Kaynak 3)[/URL] Yanında ivermectin de kullanılmış ama droncit kadar etkili olmadığı görülmüş. Ama dozajın ayarlanması için daha cok calısmaya ihtiyaç var denmekte...

Birçok başka yerde ise, enfekte balıkların tedavi edilemeyeceği, yapılabilecek tek şeyin enfeksiyon görülmeden önce gerekli koruma önlemlerinin alınması gerektiği yazmakta. Yani tedavi verilse bile bu parazitleri tamamen silmek yıllar sürebilir denmiş. [URL=http://www.ncrac.org/files/technical_bulletins/TB115.pdf] (Kaynak 3 Bkz: Prevention)[/URL]

Yani sonuç olarak balık kurtulabilir de kurtulamayabilir de. Ama en azından ne yapılabileceği hakkında bir fikrimiz mevcut. [B]Droncit [/B](hala piyasada varsa bundan alın) ya da [B]Aniprazo[/B]l alarak yüksek dozlarda (0.65 mg/L ekleyin + 15 mg/kg balığın kilosuna göre tekrar ekleyin) ekleyip en az 4 saatlik banyolar yaptırın. Parazitler azalabilir ama tam da bir şey diyemiyorum. Kistik formlara etki edecek midir bilemem...

Elimden gelen bu kadar. Ben de sonucu merakla bekliyorum.
Saygılar.[:iyi:]

Ben, Koray bey, canlının climostomum marginatum olduğunu yazmadan önce bölünerek çoğaldığını düşünüyordum ancak makalelerden gördüğüm kadarıyla oldukça gelişik bir döngüsü var ve oldukça bilinen de bir parazit. Neyse ki okuduğum en rahatlatıcı cümle insanlar için ölümcül olmadığı şeklindeki cümle oldu.

Benim veya benim gibi hobicilerin bu paraziti bilmemesi olağan olsa gerek, ancak özellikle ithal gelen balıklarda sağlık ve tarım bakanlıklarının denetiminden bu parazit nasıl es geçilebilir. Buralarda çalışan meslek erbabları ne iş yapıyorlar kaldı ki bu parazit hakkında önceden bilgi sahibi olmaları beklenir. Her bir balığın üzerinde gözle görülür onlarca parazit varken bu balıklar gümrükten nasıl geçebilir ben o kısma takıldım.

[QUOTE=ringo]Ben, Koray bey, canlının climostomum marginatum olduğunu yazmadan önce bölünerek çoğaldığını düşünüyordum ancak makalelerden gördüğüm kadarıyla oldukça gelişik bir döngüsü var ve oldukça bilinen de bir parazit. Neyse ki okuduğum en rahatlatıcı cümle insanlar için ölümcül olmadığı şeklindeki cümle oldu.

Benim veya benim gibi hobicilerin bu paraziti bilmemesi olağan olsa gerek, ancak özellikle ithal gelen balıklarda sağlık ve tarım bakanlıklarının denetiminden bu parazit nasıl es geçilebilir. Buralarda çalışan meslek erbabları ne iş yapıyorlar kaldı ki bu parazit hakkında önceden bilgi sahibi olmaları beklenir. Her bir balığın üzerinde gözle görülür onlarca parazit varken bu balıklar gümrükten nasıl geçebilir ben o kısma takıldım.
[/QUOTE]

Çok doğru bir noktaya değindiniz. Yakın zamanda ithalatı sıkılaştırdılar, karantina zorunlulukları getirdiler, petshoplara bir veteriner ile anlaşıp denetleme zorunluğu getirdiler. Tüm bunlara rağmen bu kadar aleni bir parazit nasıl gelebiliyor. İnsana bulaşabilen tehlikeli bir parazitde olabilirdi. Burdan tüm koyulan kanun ve kuralların göstermelik, birilerinin sektörde tekelini sağlamak için konduklarını anlıyoruz. Tam bir Türkiye klasiği.

Sağol Koray, yine hobiye çok güzel katkılarda bulundun emeklerine sağlık, yani burada bence asıl sorumluluk üreticilere düşüyor havuzlarını hijyen hale getirmeliler, yahut akvaryumcular, toptancılar böyle üreticilerden balık almayacaklar yahut uyaracaklar o sorumluluk varmı petshoplarda, yahut toptancılarda bence pek yok herkes kazancına bakıyor olan hobiciye oluyor ve gariban balıklara. Yinede bu asalak parazitlerle karşılaşan arkadaşlar, aldıkları petshop'u uyarmalı ona toptancınızı uyarın, aldıkları üretici firmayı uyarsınlar havuzlarında böyle parazitler içeriyor diye ve mümkünse daha o türü aynı akvaryumcudan almamak lazım diyeceğim ama, Türkiye'deki birçok akvaryumcuya balıklar hemen hemen aynı toptancılardan dağıtılıyor belli başlı toptancılarında balık satın aldıkları üreticilerde aynı kaynaklı. Yani birazda sosyal sorumluluk bu.[EDIT]mesutok,2015-08-06 18:12:38[/EDIT]

Tabii sosyal sorumluluk kısmı da önemli ancak mesela gümrükten yüklüce bir balığı geri gönderin bakın, o gönderici, üretici ve ithalatçı nasıl da hassas olacaklar, yurt içindeki üretici toptancı ve dağıtıcının balıklarını, kuş gribinde yaptığınız gibi bir itlaf edin bakalım, üretici kuşlardan korunmak için havuzun üstünü kapatıyor mu kapatmıyor mu, veya salyongoz nüfsunu kontrol altına alıyor mu almıyor mu.
Yani bu işler sadece bizim duyarlılığımızla çözülecek şeyler değil. Araya para ve ticaret girince insanoğlunun yiyemeyeceği nane yok.
Mustafa beyin değindiği veteriner olayındaki gibi değil, geçek samimi düzenlemeler ve samimi devlet aygıtı bu işlerin gerçek çözümüdür, mesale rusya tonlarca meyve sebzemizi üzerinde ilaç artığı var gerekçesiyle geri gönderebiliyor, o üretici bir daha aynı şekildeki ürünü oraya gönderebilir mi, gönderemez.
Çözümler basit de, ortada samimi düzenlemeler ve samimi bir devlet aygıtı yok.
Bütün düzenlemeler yapıyor muş mış gibi üzerine kurulu.
Öyle sistem kuruyorsunuz ki, veterineri de gıda mühendisisi de işverenin işçisi haline geliyor, sonra da üreticiden ithalatçıdan rica edelim parazitli balığı lütfedip insaf gösterip getirip bize satmasınlar. Tabii ortada böyle bir düzen varken Mesut beyin yaklaşımı çare gibi oluyor.
Diğer taraftan,
asıl sıkıntı bu mış gibi yapma hastalığı konudaki parazitten çok daha tehlikeli bir hastalık, çünkü bu hastalık direk toplumları çökertiyor.
Denetliyormuş gibi yaptımız gibi diğer taraftan uçak yapıyormuş gibi bile yapabiliyoruz, ilerideki siyasetçilerimiz "aslında aya ilk biz çıkmıştık" da diyecekler, hatta climostomum marginatum parazitini de ilk biz bulmuş olabiliriz.
İnşallah sigara içmek orucu bozar mı sorusunun cevabını öğrenmiş ( bu soruyu soracak kadar salak olma demek istiyorum ne bileyim ille dini bişeylere kafa yoracaksan orucun anlamı nedir niye tutulur, yalancının orucu olur mu yalancının dindarı olur mu, yalan oruç bozar mı falan biraz da böyle sor biraz daha derin düşün yani) ve diğer şeylere de kafa yorabilen aklı ve bilmi önceleyen yeni bir nesil oluşturabiliriz, yani toplum bu olursa devlet de bu şekil olur demek istiyorum ya da diğer seçeneğe razı oluruz mesela otadoğuda bu parazitin inanın hiç önemi yok , orada canımızım parazit kadar değeri de yok, paraziti düşünüp tartışacak bir ortam da yok.
Mustafa beyin Türkiye klasiği diyerek vurguladığı zaman zaman kimi saçmalıklar için memleket hali deyip geçtiğimiz şey aslında ağlanacak halimize gülmek gibi birşey. Kendisi de zaten aslında bunu vurgulamış, biraz açayım dedim ve 2500 yılında da bu milletin fertlerinin " az kaldı muasır medeniyetlerin seviyesine çıktık çıkacağız" demesinden korkuyorum.

Bu parazit Üç beş balık da olur ne bileyim solungaçta gizli olur vesair anlayalım da, tüm balıklar bu parazitle enfekte olmuş, her birinin üzerinde onlarca gözle açık şekilde görülebilen parazit varken ne yazılabilir bilemiyorum. Biri bu balıkları göle salsa ve veya ölüsünü kuş yese ve bu parazit yaygınlaşsa memleketteki tüm tatlı sulardaki salyangozları mı öldüreceğiz. Üstelik bu parazit sadece süs balıklarında olmuyor, google da resimlere baktım psikolojim bozuldu bir süre tatlı su balığı yemem artık. [EDIT]ringo,2015-08-07 02:25:57[/EDIT]

Bu parazitin insanlara bulaşmadığı kısmı bir yerde iyi olsa da evlerinde kedi, köpek, kuş gibi hayvanları besleyenleri hala tedirgin etmesi gerektiği de unutulmamalıdır. Kendi açımdan baktığımda evimde bir köpeğim var yere damlayan bir damla suyu yalayan köpeğime bulaşıp bulaşmayacağı riski hala var. Bu muhabbet kuşu ya da papağan da olabilir, kaldı ki, kuşlardan geçtiğini düşünürsek evinde kuşlarını salıp uçuranlar için aynı durum söz konusu. Salyangozdan önce, kuşların dışkısından geçtiğini düşünürsek, kuşun akvaryumda ki sudan içmesi kuşa larvaları bulaştırırmı. Bulaştırıyorsa büyük sorun kaç kişi akvaryumdan su damlatmadan veya akvaryum ile el teması sonrası her seferinde elini yıkıyor. Veya kuşun akvrayum çevresinde bir şekilde dolaşıp bu sudan bir damla yutması ona bu larvaları geçirir mi geçirmez mi. Görünen o ki bu balıklar Güngörende ki Dizayn Akvaryumculuk tarafından herhangi bir veteriner ya da ilgili birimler tarafından kontrol edilmeden sokulmuş ve piyasaya sürülmüştür. Bundan sonra ne yapabileceğimizi düşünmeliyiz. Ben balıkları Anadolu yakasından aldım, bir başkası Eminönünden alıyor. Az önce Dizayn Akvaryumu aradım ve ellerinde ramirezi olup olmadığını sordum, şu an olmadığını Eylül ayında ithal edeceklerini söylediler. Bu demektir ki, bu parazitleri taşıyan bütün balıklar piyasada alıcılarını bekliyorlar artık.

Dongu buyuk ihtimal balikcil kuslarin, baliklari yemesiyle devam ediyordur. Akvaryum suyundan bir tehlike olacagini sanmiyorum. Ayrica derinin altinda olmalariyla parazitlerin cevreye yumurta yada larv sacmalari biraz zor.

Arkadaslar japon balığım in katni hep siiskdi 3 gun icinde hep sisikti simdi ise yan yatıyor ölmek uzre orada yumurta varmida biz yumurtayı cikarmadigimiz icin oluyor nolur bir cevap verin arka tarafi da da kanama var nolur hızlı olun[:'(]

[QUOTE=mustafa822253]Arkadaslar japon balığım in katni hep siiskdi 3 gun icinde hep sisikti simdi ise yan yatıyor ölmek uzre orada yumurta varmida biz yumurtayı cikarmadigimiz icin oluyor nolur bir cevap verin arka tarafi da da kanama var nolur hızlı olun[:'(][/QUOTE]

Japonlar aşırı kuruyemden kabız olabilir hele birde balık yağlanmış obez bir balıksa kabızlık sık sık olabilir. 2 gün balıklara hiç yem verme kabızsa kendine gelir.

Savaş bu ramizerilerde forumcularda parazit çok çıktı , bu balığın üreticiyi biliyorsanız adresini, ilgili ilin "İl gıda tarım ve hayvancılık müdürlüğü hayvan sağlığı şubesi" ne şikayet edebilirsiniz. Akvaryumcuları süs hayvanlarını bu şubeler denetliyor.

[QUOTE=mesutok]Savaş bu ramizerilerde forumcularda parazit çok çıktı , bu balığın üreticiyi biliyorsanız adresini, ilgili ilin "İl gıda tarım ve hayvancılık müdürlüğü hayvan sağlığı şubesi" ne şikayet edebilirsiniz. Akvaryumcuları süs hayvanlarını bu şubeler denetliyor. [/QUOTE]

Mesut abi,petshopçu arkadaşımın verdiği isim dizanakvaryumculuk, Güngören/İstanbulda. Web sitesinde adres ve telefonları mevcut. Ben şikayet etmeyi düşündüm ama şu an ellerinde bu balıktan olmadığı için, yani numune alabilecek durum olmadığından yapabilecek birşey bulamadım. Bana yazdığım gibi Eylül ayında ithalat olacağını ve şu an ellerinde bulunmadıklarını söyledi telefonda görüştüğüm kişi.

[URL]http://dizaynakvaryumculuk.com/Iletisim[/URL]

Üretim yerimiymiş orası. Numuneye gerek yokki direk memurlar gider o üretim havuzundaki ramizileri inceleyince görürler ihbar üzerine. Toptancıyı ithalatçıyı demiyorum üretim çiftliğinden bahsediyorum ben. Bu parazitler bu balıkların üretildiği havuzlardan bu rahatsızlıkları kapıyordur. Bu konudaki parazit resimlerini gönderirsin görürler memurlar. Bu balıkların üretim çiftliği Türkiye sınırlarındaysa memurlar müdahale edebilir, ama başka ülkelerdense herhalde ancak ithalatı yasaklayabilirler belkide bilemiyorum.

İstanbul iline örnek: Canınızı çok sıkan, size haksızlık yapan akvaryumcular olursa buraya şikayet edersiniz. Çoğunun zaten hayvan satma lisansları yok anında kapıyı mühürlerler.
[URL]http://istanbul.tarim.gov.tr/[/URL][EDIT]mesutok,2015-08-12 16:43:30[/EDIT]

Yok abi ramirezileri ithal eden firma. Ama sorun şu ki ithalat sonrası sanırım denetlenmediği, gibi belli bir süre karantina altınada almamış ki piyada ki bütün bu tür ramirezilerde aynı sorun var. Denetlenmesi için ordan numune alıp incelemeleri gerekir ki ellerinde şu an bu balıklardan yok, yani hepsi piyasada akvaryumcularda satış durumunda veya benim gibi alınmış.