Işık ve Bitkiler (Makale)


darkruseÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 27/05/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 513
darkruseÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 25 Kasım 2008 12:40
Işık ve Bitkiler

    Bitkiler, çeşitli dalga boyundaki ışığa karşı insanlardan farklı bir duyarlılığa sahiptir. İnsan gözü tarafından görülebilen ışığın sadece bir kısmı, yani 400 ile 700 nm arasında dalga boyuna sahip olan ışıklar bitkilerin büyümesine (fotosentez) yardımcı olur. Buna PAR alanı denir (PAR = Fotosentetik Aktif Radyasyon). Gün ışığının küresel radyasyonu yaklaşık %45'i 400 ile 700 nm arasındadır. Yani, küresel radyasyonun yaklaşık %45'i PAR'dir.

Bir ampulün bitkilerin büyümesinde etkili olması için, mümkün olan en fazla elektrik enerjisinin PAR'a dönüştürülmesi gerekir.


Ortalama etkinlik tayfı, farklı bitki türlerinin büyük bir kısmına bağlıdır.

Fotosentez, ışık enerjisinin yapraklardaki klorofil ve karotenoid tarafından emildiği fotokimyasal bir işlemdir. Bu enerji yaprağın saldığı karbon dioksit gazından (CO2) şeker üretmek için kullanılır. Bu işlem aşağıdaki şekilde gösterilebilir:

6 CO2 + 6 H2O + ışık enerjisi -> C6H12O6 + 6 O2
karbon dioksit + su+ ışık enerjisi şeker ortaya çıkarır + oksijen



Işık kaynağı, enerji parçacıklarını yayan bir kaynak olarak düşünülebilir. Bu parçacıklara ışık kuantumu veya foton denir. Fotonun enerji içeriği dalga boyuyla ilgilidir. 400 ile 700 nanometre(nm) arasında her dakikada gönderilen fotonların toplam sayısına µmol s-1 ile ölçülen bir nicelik olan PPF (Fotosentetik Foton Akımı) denir. PPF lümene benzetilebilir, ancak bitkilerin duyarlılık tepkisine bağlıdır. 400 nm fotonun (mavi) enerji içeriği, 700 nm fotonunkinden (kırmızı) 1,75 sefer daha yüksektir; ancak her iki fotonun da fotosentetik işleme etkisi eşittir. Mavi fotonun enerji fazlalığı büyük ölçüde ısıya dönüşür.

Fotosentezin oranı, bu fotonların toplam enerji içeriği tarafından değil de bitki tarafından emilen 400 ila 700 nm arasındaki fotonların sayısı ile belirlenir. Bu nedenle, PPFD (Fotosentetik Foton Akımı Yoğunluğu) olarak tanımlanan belirli bir yüzeye düşen 400 ile 700 nm arasında her dakikada fotonların sayısı sadece yaklaşık bir niceliktir. Bu nicelik fotosentetik işlem için kullanılması gereken ışık miktarıdır. PPFD lükse (lümen m-2) benzetilebilir, ancak bitkilerin duyarlılık tepkisine bağlıdır.
PPFD kuantum sensoru kullanılarak ölçülür ve m²'de dakikada (µmol m-2 s-1) fotonların µmol ile ifade edilir. PAR (Fotosentetik Aktif Radyasyon) söz konusu olduğunda, 400 ve 700 nm arasındaki (W m-2de) ışığın içeriğinden bahsedilir.

birimi PPF = 400 ila 700 nm arasında her dakikada gönderilen fotonların toplam sayısı; µmol s-1
birimi PPFD = bir birim alanındaki 400 ila 700 nm arasında bir dakikadaki fotonların sayısı; µmol m-2 s-1
birimi PAR = her birim alanındaki 400 ila 700 nm arasında her dakikadaki enerji içeriği; W m-2

Bitkinin ışık tayfı duyarlılığı

PAR aralığında bile, her bitki dalga boylarına karşı aynı duyarlılığa sahip değildir. Diğer şeylerin yanı sıra, buna klorofilin en çok bulunduğu yer olan yapraklardaki tüm pigmentlerin özel emilimleri neden olur. Nispeten güçlü bir yansıma ve iletim sonucunda, yaprak tarafından en az yeşil ışık etkili olarak kullanılır. Yaprağın insan gözü tarafından yeşil olarak algılanmasının nedeni budur.

Bitkinin büyümesinde çeşitli dalga boylarının radyasyon etkisi bitki duyarlılık eğrisi ile gösterilebilir. Fotosentez büyüme için en önemli süreç olduğu için çeşitli dalga boylarında fotosentez oranının nasıl belirleneceğini tanımlamak için bir etkinlik tayfı kullanabiliriz. Bu fotosentetik etkinlik tayfı her dalga boyu tarafından emilen fotonların sayısına (ışık kuantumu) bağlıdır. Böyle bir etkinlik tayfına ayrıca 'ışık tayfı kuantum etkisi' de denir.

Araştırmalara göre (McCree 1972) farklı bitki türlerinin ortalama sapması %5'ten fazla değildir. Ayrıca bu araştırma, kuantum etkisinin en fazla turuncu-kırmızı bölgesinde olduğunu gösterir; örneğin turuncu-kırmızı ışık en etkili fotosentezi sağlar. Bu, bitkilerin bu renkte ışık kullanıldığı takdirde büyümediği anlamına gelmez. Düzgün bir şekilde gelişmeleri için bitkilerin dengeli bir ışık tayfı alması oldukça önemlidir. Bitkilerin sağlıklı gelişmesi için mavi ışığın oranı özellikle önemlidir. Az miktarda mavi ışık alması uzamaya (aşırı kök büyümesi) ve bazen sarılaşan yapraklara neden olur. Ayrıca bitkinin gelişmesi için kırmızı/açık kırmızı oranı da önemlidir. Açık kırmızı oranının düşük olması kökün büyümesini engeller. Bu duyarlılık tepkileri bitki türlerine göre değişir.

Kaynak: Philips Electronics N.V. Uygulamalar Bölümü

darkruse2008-11-25 14:50:23

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mustafaerdogarÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
[B]6033,1[/B] [C]3,2,38529[/C]
Kayıt: 13/12/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 2469
mustafaerdogarÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 25 Kasım 2008 14:01
Sn Günkan, son derece açıklayıcı ve çok değerli bu makaleyi paylaştığınız için teşekkür ederim. Mümkünse alıntı yaptığınız kaynak (yada kaynakları) yazının sonunda belirtirseniz konunun sabitlenmesi için gerekeni yaparım. mustafaerdogar2008-11-25 14:07:14

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ringoÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]9364,1[/B] [B]8772,2[/B]
Kayıt: 25/01/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 1288
ringoÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 29 Kasım 2008 15:08
Fırat beyin eklediği bu makale için öncelikle teşekkür etmek istiyorum.
Makalede bulunan grafiğin sol tarafındaki rakamları okuyamıyorum fakat grafiğin şekli ve makalenin bütününden kırmızı renge daha fazla ağırlık verildiği sonucunu çıkarıyorum. Kırmızı rengin sudaki hareketini de düşündüğümde ortaya çelişkili bir durum çıkıyor. Kanımca makale daha çok kara bitkileri gözönüne alınarak kaleme alınmış gibime geliyor. Halbuki philipsin internet sitesinde aquarellenin tanıtımında ve grafiğinde mavinin ön plana çıkarıldığını görüyoruz.
Saygılar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

TorikÇevrim Dışı

Kayıt: 26/11/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 682
TorikÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 02 Aralık 2008 11:04

İlyas Bey,

 

Tablonun ordinatında sırasıyla

 

1

,8

,6

,4

,2

0

 

Şeklindedir. Yine dikey biçimde Relative Quantum Efficiency yazmaktadır. Yani relatif quantum etkisi 0-1 arasındadır. Bu göreceli etki türler arasında genetik faktörlerin farklı (klorofil yapısı, yaprak kalınlığı vs) olmasından kaynaklıdır.

 

Mavi ışık hususunda sanıyorum bir kavram kargaşası var.

 

Fotosentez için en uygun ışık olarak 550-700 nanometre dalga boyları arasındaki turuncu-kırmızı ışık en idealidir. Zaten bu noktadan sonra KIRMIZI DÜŞME adı verilen ve fotosentez hızının aniden düştüğü olay gerçekleşir. Bu tüm klorofilli canlılarda (fotosentez yapan alglerde de dahil) aynıdır.

 

Mor-mavi ışık ise, kloroplastlarca en iyi şekilde emilen dalga boyunda ışıktır. İyi emilse de yine de en iyi fotosentez hızına turuncu-kırmızı dalga boyunda ulaşılır. Bu dalga boyları turuncu-kırmızı dalga boylarından sonra en fazla fotosentezin gerçekleştiği dalga boylarıdır.

 

Şimdi, Philips’in pazarlama stratejisine gelmeden evvel:

Bildiğiniz gibi ışık farklı dalga boylarındadır ve farklı hızlarda hareket eder. Dalga boyu düşük olan mor ve mavi ışığın hızı yüksektir ve enerjisi de azdır. Bu nedenle su içerisinde de çok derinlere kadar inebilir. Kırmızı ışığın dalga boyu yüksek, enerjisi fazla ve hızı da yavaştır. Bakınız UFO markası ile bilinen ışıkla ısıtma teknoloji de bu esasla çalışır, yalnızca turuncu-kırmızı ışık üretir. Kırmızı ışık, bu nedenlerle soğurularak su içerisinde fazla ilerleyemez.

 

Kırmızı ışık su içerisinde 7-7,5 metre sonunda tamamen soğurulmuş olur. Peki 7,5 metreden sonra canlı yaşamıyor mu evet yaşıyor. 25-30 metreden sonra mavi ışıktan başka tüm renkler emilmiş geriye mavi renk kalmış olur. Denizlerin mavi renklerinden biri de budur.

 

İşte bu nedenle bitkilerin neden ışık tayfındaki başlangıç rengi olan mavi ışığa ilgisi olduğunu biraz daha netleştiriyor. Canlılar en az enerji ile yaşamaya programlanmıştır. -8 metrede yaşayan bir bitki -7 mereye kadar boy uzatmak yerine 375-400 nanometre dalga boyundaki mavi ışığı en iyi şekilde absorbe ederek yaşamını devam ettirebilecek şekilde gelişmiştir. Turuncu-kırmızı ışık yokluğunda en iyi (2. kalite) fotosentezi gerçeleştirir. Mavi ışığın ulaşabildiği yerde de yaşayabilmek için...

 

Bitkileri eğer mavi ışıktan mahrum bırakırsanız bitki, “mavi ışığın bile ulaşamayağı kadar çok dipte olduğunu ve boy vermesi gerektiği” konusunda uyarılır. Ortamda diğer turuncu-kırmızı ışık olsa dahi mavi ışık yokluğunda eğer biraz daha boy atarsam daha kaliteli ışığa kavuşurum umudu olacaktır. Fotosentez metabolizması ile kök-gövde büyüme metabolizması bağımsız olduğu için boy verme olabilecektir.

 

Eğer akvaryumuzun boyu 7,5 metreden fazla değilse Philp’in saquarelle tipi ışık kaynağı kullanmanız yalnızca gereksiz yere 40-45$ vermenize neden olur. Hatta akvaryum için evinizde bulunan infrared ısıtıcıları hem bitkileriniz için ışık kaynağı hem de akvaryumuz için ısıtıcı olarak kullanabilirsiniz. Konuyla ilgili bir yazı yazmayı düşünüyorum ilerde ama eğer kullanacaksanız akvaryuma çok fazla yaklaştırmayın, suyun sıcaklığına göre mesafeyi kotrollü biçimde ayarlayın, balıkları sıcaktan bunaltıp, buğulama yapmayın :)

 

Sudaki dalgalanamalara gelince:

Işık doğrusal bir yol izler, ve suya giriş yaptıktan sonrada bu karekterine devam eder. yalnızca kaynağa göre açısı değişir. Işık yalnızca havadan suya girerken, yani az yoğun bir ortamdan daha yoğun bir ortam olan suya girerken, suya dik çekilen sanal bir doğruya (normal {n} ) doğru yaklaşır. Eğer ışık suya dik bir biçimde geliyorsa kırılmadan ilerlemeye devam eder. Yani enerji kaynağını akvaryumun kenarından yamuk biçimde değil de tam üzerinden veriyorsanız ve eğer akvaryumuzda lodostan ötürü oluşan dalgaların boyu 1,5 metreyi geçmiyorsa kırmızı ışıkta öyle önemsenecek kadar bir kayıp olmayacaktır.
 
Elimden geldiğince özet bir biçimde muallakta kalan konuları paylaşmaya çalıştım. Umuyorum ki Fırat Bey'in paylaşımı artık biraz daha netleşmiştir.
Torik2008-12-02 13:03:40

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

BatuaydinÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 24/11/2008
İl: Ankara
Mesaj: 5944
BatuaydinÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 02 Aralık 2008 11:21
Birde fotosentezin %100 olması için akvaryum yüzeyinde hiç hareket olmayacak.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ringoÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]9364,1[/B] [B]8772,2[/B]
Kayıt: 25/01/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 1288
ringoÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 04 Aralık 2008 22:44

AQUARELLE
 
Özellikleri:
  • Işık çıkışı, başarılı fotosentez ve klorofil sentezi için gerekli olan doğal ışık dalga boyuna son derece yakındır
  • Özellikle mavi bölgedeki yüksek enerji, oksiyen üretimini harekete geçiren, su bitkileri ve balıklar için zenginleşerek büyüyen bir ortam hazırlayan ve iyi renk veren dengeli bir spektrum sağlar
  • Aquarelle dış ışığının biyolojik özelliklerini azaltmadan farklı görsel etkiler yaratmak için Philips TL-D/80 New Generation ya da TL-D/90 de Luxe renkleri birleştirilebilir
.................................................................
 
Sinan bey, öncelikle yazınız için teşekkürler. Yukarıya aquarellenin grafiğini ve tanıtım yazısını ekledim. Ya adamlar ışık konusunda birşey bilmiyorlar yada bizimle dalga geçiyorlar.
 
Gerçi Fırat beyin eklediği grafikteki verilere göre quantum etkisinin farkı, mavi ile kımızı hatta tüm o alan içinde (400-650nm arasında) %20 civarında gözüküyor. Hadi adamlar bu farkı önemsiz saymışlar kırmızıyı adeta maviye nazaran yok koymuşlar. Peki bazı nm lerde floresana neden tepe yaptırmışlar özellikle mavide. (Bitki floresanlarında bu hep var.) Onu da geçiyorum tanıtım yazısına o cümleleri nasıl yazabiliyorlar ve bu floresanı su altı için bitki floresanı olarak satabiliyorlar. Halbuki phlipsin, 3000-4000k floresanlarının grafikleri, Frat beyin eklediği grafiğe çok daha yakındır. Bir inceleyin derim. Neden böyle bir floresanı bitki floresanı olarak tanıtmıyorlar. Fiyat demeyin, aquarelle sizin bahsettiiğiniz rakamlarda değil Karaköy'den 7,5-10ytl ye temin edilebiliyor.
 
Quantum etkisinin belirlendiği çalışma acaba kaç bitki üzerinde denenerek bahsi geçen grafik çıkarılmıştır. Çalışmada su altı bitkileri kullanılmışmıdır? Çalışma ile ilgili detay bilgileriniz var mı? Biliyorsunuz bilimadamlarının bugünü ile yarını bazen bir olmuyor. Bu çalışmanın detaylarını eğer bilmezsem mevcut inancımı devam ettireceğim. Çünkü belki yüzbinlerce bitkinin ışığı aynı şekilde kullandıkları fikri bana doğadaki mucizeleri gördükçe açıkçası biraz tekdüze gibi geliyor. Halbuki karada yaşayan canlılar arasında bir kaplumbağa, bir köpek bir insan hep farklı dalga boylarından yararlanabiliyorlar. Fakat bitkiler hep aynı!!!!!!
Ben temel olarak canlının doğal ortamındaki ışığın mümkün olduğunca taklit edilmesi gerektiğini düşünüyorum. -10m de yaşayan ve daha yukarılarda görülmeyen bir bitkinin kırmızı ışıkta daha iyi fotosentez yapacağını söylemek mantıksız olur herhalde.
Saygılar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

TorikÇevrim Dışı

Kayıt: 26/11/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 682
TorikÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 06 Aralık 2008 02:08

İlyas Bey,

Mavi ışık o kadar da önemli değil; şart değil demek, mavi ışığa gerek yok, boş verin mavi ışığı demek değildir.
 
Eğer sözlerim bu şekilde algılandı ise konuyu, ışığın foton ve dalga teromleri; dalga boyu, frekans ve enerji gibi bir dolu gereksiz birçok bilgiyi dallandırıp budanlandırarak akvaryumla bir hobi olarak ilgilinen akvaristleri kafasını bilgi çöplüğüne çevirmemek için kırmızı ile mavi için:
 
...Kırmızı rengin sudaki hareketini de düşündüğümde ortaya çelişkili bir durum çıkıyor. Kanımca makale daha çok kara bitkileri gözönüne alınarak kaleme alınmış gibime geliyor. Halbuki philipsin internet sitesinde aquarellenin tanıtımında ve grafiğinde mavinin ön plana çıkarıldığını görüyoruz...
 
yorumunuza ilişkin olarak kırmızı ışığın yüksek dalga boyu nedeniyle daha yüksek enerjide olduğunu ve daha az giriciliği olduğunu buna karşılık mavi ışıkta durumun tam tersi olduğunu ve derinlere kadar ulaşabildiğini bunun da doğadaki önemine ilişkin bilgileri paylaşmak istedim.
 
Yaklaşık yarım metre derinliğe sahip akvaryumlarda ve bu akvaryumlarda oluşacak dalgalanma nedeniyle kırmızı ışıkta yaşanacak kırmızı renk soğurulmasının önemsenmeyecek derecede düşük olduğunu, üzerine durulmaması gerektiğini, yapılanın yalnızca bir satış stratejisi olduğunu vurgulamak istedim.
 
CERN'de dünyanın geleceğini değiştirecek deneyler yapmıyoruz. Buradaki insanların zannetmiyorum ki %100 verimlilkle fotosentez yaptırmak gibi bir amacı yok ki böyle bir şeyin doğada imkanı da yok. Çünkü ışığın foton özelliği nedeniyle ışık, klorofil a ya ulaşmadan yaprak dokusu üzerinde ısıya dönüşecektir.
 
Bitkilerinizin fotosentezinden memnunsanız, E ne mutlu o zaman size...
 
Ben mi? Ben geçen gün infrared ısıtıcı aldım 1200 W. Hem fotosentez yaptırıyorum hem suyu ısıtıyorum hem de kendi ısınmamda kullanıyorum. Performans süper :)

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

OguzzzÇevrim Dışı

Kayıt: 06/11/2008
İl: Izmir
Mesaj: 1321
OguzzzÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Ocak 2009 15:51
Merhabalar.
 
Az önce nette dolanırken şöyle birşey buldum.
 
You decide....

What should YOUR next lighting system purchase be?

The Solaris or something else?

LED Pros:
* Extremely low heat output
* May last 5-10 years per LED
* Focused light output
* More useable light radiation for photosynthesis than halides!
* Reduce you carbon footprint, no more bulbs in landfills!
* No more spending $50, $75 or $100+ per bulb!
* No more spending money for VHO or PC accent bulbs!
* 40-50% LESS Energy Consumption!
* Manufactured in the United States
* Reduce and more than likely eliminate the need for a chiller! (More energy savings!)
* FULLY Customizable light spectrum! (Want more blue or less? Want it brighter or less? A finger touch away!)
* Fully programmed to ACTUALLY MIMIC the natural Solar and Lunar cycles!!! (Lets see your halide do that!)
* You will be doing YOUR part to save the planet by consuming less electricity and making less municipal waste!

LED Cons:
* Generally have a higher initial cost.
* Have small "dead" zones due to the focused light. (Each bulb is 40* of light, this can be overcome by raising the unit.)
* If an LED were to burn out replacement is not as easy.
* Not widely accepted by the mainstream yet as it is a new product.



Metal Halide Pros:
* Bright Light that uses reflectors to focus the light into the tank.
* No "dead" spots due to a non-focused light source.
* Widely credited as the light to own for reef keeping.
* Burnt out bulbs are easily replaced.

Metal Halide Cons:
* WASTED LIGHT (Light shines out in ALL directions instead of where you really want it!)
* Consume a LOT of electricity!
* High Heat output!
* Have a high maintenance cost - MH bulbs and accent bulbs! (every 6 mo replacement)
* Often require a chiller to be used to keep tank water temp down!
* Heat the surrounding room causing AC units to work overtime!
* Create high amounts of waste in landfills from spent bulbs!
* Increased Carbon Footprint due to energy consumption and bulb waste!
* Ballasts are large and get HOT! (the heat causes more inefficiency!)
* Still have a moderately high start-up cost then require new bulbs every 6 months. (sooner if one burns out)!
* Light output is NOT customizable!
* LESS usable light emitted radiation for photosynthesis!
* Parts are made all over the world! (Some in the US, others in Europe)









Have a great day!

~ Fiji ~

Scott T. C.
(Owner)
Aquatic Realms, LLC.
484-357-7134
www.AquaticRealmsLLC.com
 
Here is a little snipet from another site explaining it some more:
"Q. What does it mean by producing the same light output as a 400W Metal Halide 15K lamp?
A. The Solaris I4 Illumination System will produce similar PAR measurements on the bottom of the tank as a 400 Watt 15K MH Lamp. The LEDs are designed in 12" increments. You would need a 24" LED hood to produce the same light as one 400W Metal Halide Lamp which would cover 24" of tank length.
The coverage from the front of tank to back of tank is determined by the mounting height of the Solaris. The Solaris will produce light front to back equal to the mounting height, ie. If the tank is 18" deep and the Solaris is mounted 3" above the tank then the mounting height is 21". Therefore the distance front to back it will cover is 21".

Q. Will moisture damage the circuit boards in the Solaris?
A. No. All of the circuit boards have been treated with a protective coating.

Q. Can the Solaris lighting system grow corals?
A. Yes, corals are growing wonderful under the Solaris LED Illumination System.

Q. The Solaris units can be adjusted from 6.5K to 20K. What's the purpose of the 13K model?
A. The maximum PAR will be when you have all the LED's on. To adjust the LED from 20K to 6.5K you dim the Actinic Blue LED's. If a customer likes the 10-13K look, the customer would have to lose some PAR. The 13K model has fewer blues and more white LEDs which means they would start with more PAR at the 13K versus the 20K model."
I just wanted to add this from PFO's data sheets I received. "When all strings are set to 100% then the color will be similar to a 14K metal halide lamp. To increase the color towards a 20K metal halide lamp dim the white strings until the desired color temperature is reached. To change the color to 6.5K or 10K color temperature dim the blue strings until desired color temperature is reached."

 
 
 
 
 
Body material: Thermoplastic

Circuitry board material: Diecast Chrome

60 Blue light LEDs: 465nm (nanometer) wave length

165 Red light LEDs: 650nm (nanometer) wave length

165 + 60 = Total 225 LEDs

Color: Red + Blue = Purple looking to the eyes

Working Voltage: 110V-220V

Power: 13.8 Watts

Dimensions: 12’’ inches (30.5cm) square

Thickness: Low profile 1.25"
 

Özetle, Yeni PFO Polaris LED sistemlerinin metal halideli lambalardan daha verimli ve fotosentez anlamında daha kullanılabilir olduğunu iddia ediyor.
 
Sizin görüşleriniz nelerdir?
 
  
Sağlıklı balıklar...
 
Oguzzz2009-01-27 16:12:58

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

leandroÇevrim Dışı

Kayıt: 05/10/2008
İl: Edirne
Mesaj: 66
leandroÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 18 Mart 2009 20:15

Bu mavi-kırmızı ışık renk tartışmasında şöyle bir soru sorsam acaba konuya uygun olur mu?:

Normal beyaz ışık veren bir philips florasanı mavi yada kırmızı renk jelatin sararak ışık vermesini sağlarsak, kendiliğinden kırmızı yada mavi ışık kaynağı florasan yerini tutar mı?
Benim fikrim tutmalı çünkü beyaz ışık tüm renklerin kaynağı ve kırmızı Jelatin ile sardığımızda sadece kırmızı renk dalga boylarının geçişini sağlamış oluruz.
Yanılıyormuyum?
leandro2009-03-18 20:20:30

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

darkruseÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 27/05/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 513
darkruseÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 19 Mart 2009 10:21
Şöyle ki teknolojideki gelişmeler çağımızda çok hızlı bir şekilde ilerlemektedir. Özellikle teknolojinin at yapısını oluşturan eletronik sektörü gerçekten son yıllarda devrim nitliğinde buluşlar yapmıştır. İlk başlarda görmezden gelinen LED (Işık saçan diyot) teknolojisi, özellikle küresel ısınma problemlerinin bir sonucu olarak geliştirilmesi gereksinimi doğmuştur. Fakat şu anda kullandığımız Led lerden bahsetmiyoruz.

Yakın zamanda piyasaya sürülen RGB (Red, Green, Blue,- Kırmızı,Yeşil,Mavi) ledlerden sonra bildiğim kadarıyla Philips 7 farklı renk verebilen Led ler üzerinde çalışmakta ve yine Philips'in üzerinde çalıştığı Led Tv ler önümüzdeki yıllarda piyasayı derinden etkileyecek şekilde üretilmeye başlayacaktır.

Peki neden Led Tv ye ihtiyaç duyalım?

* Güzel bir soru aslında. Dikkat ederseniz bu günlerde 5. düzenlenen DÜNYA SU FORUMU yapılmaktadır. (http://www.susergisi.com/) biz insanlar başımıza herhangi bir problem gelmediğinde bazı zararlı sayılabiecek şeyleri görmezden gelebiliyoruz. Günümüzde çoğu insanın evini süsleyen teknoloji harikası cihazlar (Lcd tv, Plazma Tv, Bilgisayarlar, Cep telefonları ....) yüksek miktarda CO2 ortaya çıkararak küresel ısınmaya bize fark ettirmeden yardımcı olmaktadır. İşte Led tv bunun bir nebzede olsa önüne geçecektir.

Gerçekten Led Teknolojisini Akvaryumumuzda kullanabilcek miyiz?

* Bence şu anda olmasa bile önümüzdeki 3-5 yıl bunun gerçekleşeceğin dair ip uçları veriyor. LG firmasının bir çalışması bizi aslında korkutacak şeyleri göz önüne çıkarmıştır. Evimizde basit bir deney yapalım ve ufak bir bitkimizi plazma tv mizin önüne koyalım. Gerçketende normalde çok daha hızlı bir şekilde büyüdüğünü göreceksiniz. ( tabi büyüme için 3 temel şartı unutmamak gerekirTebessüm ışık,besin,CO2)



Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

darkruseÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 27/05/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 513
darkruseÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 19 Mart 2009 10:28
[QUOTE=leandro]

Bu mavi-kırmızı ışık renk tartışmasında şöyle bir soru sorsam acaba konuya uygun olur mu?:

Normal beyaz ışık veren bir philips florasanı mavi yada kırmızı renk jelatin sararak ışık vermesini sağlarsak, kendiliğinden kırmızı yada mavi ışık kaynağı florasan yerini tutar mı?
Benim fikrim tutmalı çünkü beyaz ışık tüm renklerin kaynağı ve kırmızı Jelatin ile sardığımızda sadece kırmızı renk dalga boylarının geçişini sağlamış oluruz.
Yanılıyormuyum?
[/QUOTE]

Big%20smile Aslında hepimizin en başta aklına gelen bir fikir bu, ben ilk başlarda uv ışık koyarak mavi ışığın bitkleri büyütmesini istemiş bu sırada balıklarımı ve kendimi kanser tehlikesine sokmuştumUtangaç.

Buradaki kastedilen renk aslında bizim göremediğimiz dalga boylarıdır. Güneş ışınlarının görünen ve görünmeyen olarak genelde iki türü olduğunu hepimiz biliyoruz. Dalga boyları 0.78 mikron kırmızı ile 0.39 mikron mor arasındaki ışınları gözümüzle algılayabiliyoruz. 0.78-33 mikrona kadar dalga boyu olan. görünmeyen ışınlarla (biz bunlara uzun dalgalı ışınlar, kızıl ötesi ışınlar ya da enfraruj ışınlan diyoruz); buna karşılık 0.1 mikron ile 0.39 mikron dalgaboyundaki ışınlan (bunlara da mor ötesi, ultraviole ya da kısa dalgalı ışınlar diyoruz) ise gözümüzle algılayamıyoruz.

Uzun yıllar yapılan denemelerde görünen ışınların, enerjisinin diğer görünmeyenlere göre daha az olduğu saptanmıştır. Mor ötesi ışınlar kimyasal, kızılötesi ışınlar ise fiziksel etki yaparlar. Ultraviole ışınlar etkilerine göre ikiye ayrılır: Bir kısmı 0.1 mikrona yakın olan kısa boylular, diğeri 0.39 mikrona yakın olan uzun boylu ultraviole (mor ötesi) ışınlardır. Kaynağı güneş olan ultraviole ışınlar atmosferden geçerken gazlar, tozlar, mikroorganizmalarca tutulur veya emilerek ozonun oluşmasında harcanan enerjiden bir kısmını kaybederken, dalga boylan 0.39 mikron sınırına doğru büyür. Katettiği atmosfer katmanı ne kadar uzun (kalın) olursa ultravioleler o oranda uzun dalga boyunda yeryüzüne inerler.

Yapılan araştırmalarda uzun dalgalı ultraviolelerin bitkilerin gelişme ve boylanmaları üzerine olumlu etkileri olduğu halde, bunların kısa boylularının gelişmeyi geciktirdiği, hatta ölümcül etkiler yaptığı saptanmıştır. Enfraruj ışınlan ise daha çok bitkilerin asimilasyon işlevinde rol üstlenerek onların beslenmesini temin ederler.

1. Dış Faktörler
a. Işık Şiddeti : Karanlık ortamda bitki klorofil taşısa bile fotosentez yapamaz. Işık seven bitkilerin fotosentezi ışık şiddeti arttıkça artar, gölge bitkilerinde de ışık şiddeti arttıkça fotosentez hızı biraz artar, ancak ışık bitkilerine oranla artış daha azdır.

b. Işığın Dalga Boyu : Beyaz ışık birden fazla ışığın birleşmesi sonucunda oluşur. Bitkiler ışığın bazı dalga boylarını emerken (soğururken) bazılarını yansıtırlar. Fotosentezde en çok kırmızı ve mor ışık, en az ise yeşil ışık soğrulur

Işığın etkisi:Işık dalgalar halinde hareket eden ve fotontanecikleri denen enerji birimlerinden oluşmuşlardır.Fotosentezde ışık olmadan hem klorofil sentezlenemez hem de fotosentez yapılamaz.


Kaynak: http://www.wikipedia.com
              http://en.wikipedia.org/wiki/Plant
             

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

akvaryumtrÇevrim Dışı

Kayıt: 15/02/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 174
akvaryumtrÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 28 Eylül 2009 22:55
http://img12.imageshack.us/i/fotosentez.jpg/
yararlı olacak bir grafik! şekilde görüldüğü gibi yeşil ışık bile kullanılıyor.akvaryumtr2009-09-28 22:56:51

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ÖZCANÇevrim Dışı

Kayıt: 26/09/2009
İl: Izmir
Mesaj: 397
ÖZCANÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 10 Ekim 2009 12:48
Ben bir konu sormak istiyorum. Elektrikçideki florösan ile akvaryumcudaki florosan kesinlikle farklımı? Akvaryumcudaki florösanı mı kullanmak lazım bitkili akvaryum da?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

darkruseÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 27/05/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 513
darkruseÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 14 Ekim 2009 14:33
[QUOTE=chenchacrac]Ben bir konu sormak istiyorum. Elektrikçideki florösan ile akvaryumcudaki florosan kesinlikle farklımı? Akvaryumcudaki florösanı mı kullanmak lazım bitkili akvaryum da?[/QUOTE]

Bitkili akvaryum için illa akvaryumcularda satılan çok pahaı flo lara gerek yok, aynı (hatta daha iyi) verimi verecek bir sürü marka model elektrikçilerde mevcut. (Örn. Philips TLD 965, Phips Aquarelle vs...)

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir