Cüce Amerikan Dünyası
Gönderim Zamanı: 20 Ağustos 2024 14:37
[QUOTE=tafocan]silis kum etkiler ve önermem çabuk yosun tutan ve temizlenmeside zor.size hagen kum tavsiye ederim bakteride güzel tutan bir kum.iyi hobiler[/QUOTE]
Yosun oluşumu ile kumun pek alakası yok. Silis kumda oluşan yosunlar (bunlar genelde cyano bakteridir) sadece kum yüzeyinde kalırken nispeten iri taneli kumlarda (1-2mm ve üzeri) kumun içerisinde daha fazla oluşurlar; örneğini verdiğiniz hagen öyledir. Kumun bakteri tutma kapasitesi tartışılır, amaç bakteri tutturmaksa lav kırığı ve aktif toprak daha etkilidir. Silis ve hagen arasında bu açıdan pek fark bulunmamakta. Üstelik bakteri tutma işini özel bir sebep yoksa (walstad gibi) filtre medyalarına atfederiz. Bu sebeple kumdan umulacak medet bir avuç substrat veya süngerle boy ölçüşemez.
Gelelim silis kumun su değerlerini bozma işine! Yıllardır kullanırım tanklarımda. Ro su ile birlikte.. Yüzlerce deneme yaptım! Hiç yıkamadan kullandığım silis kumlarda, 200 ml beherin %20 si kum gerisi ro su (5 ppm) olmak üzere salınım testi yaptığımda; salınımın durduğu gün (genellikle ertesi gün değer sabitleniyor) 30-40 ppm’i geçtiğini görmedim. Bir miktar kh ve pH artışı oluyor. Bu da kum yüzeyindeki tozlardan, denizden veya tuzlu bir yerden çekilmişse bölgeden gelen tortulardan veya parçalanıp yıkandıktan sonra kalan (genelde kireçli çeşme sularında yıkanırlar) minerallerden ötürüdür. Diğer testlerimde ro suyu ile yıkayıp ölçüm yaptım. İlkinde saf ro 5 ppm 6.2 pH ile yıkayıp aynı ölçüdeki beher ile test edilen, diğerinde ise pH’ı 4.0 ppm’i 20 olan ro su ile yıkanıp örnek beherde test edilen kumlarım oldu. 6.2 pH lı ro ile yıkanan ve test edilen kumun salınımı 10-15 ppm 6.4-6.8 pH ile sınırlı kalırken, asitlendirilmiş ro su ile yıkadığım kumda 8-12 ppm ve 4.5-5 arası bir pH’ta sabitlenen değerler okudum. Bu deneyler defalarca yapıldı tarafımdan. Neden asitli su veya ro suda yıkadığıma gelince, yukarıda bahsettiğim sebepler neticesinde silis kum içerisinde toz halinde kalan tuz ve mineraller olabilmekte. Bunları elemine etmek için düşük iletkenlikli, nötr veya asidik su ile yıkamak lazım. Normal çeşme suyuna tutulursa bir anlamı olmaz. Amaç, inert yapısına ulaşmalsa! Kaldı ki silis kum/kuvarz kum SİO2 bileşiğine sahip %95’ in üzerinde saf bir elementtir. İster dediğim yöntemle yıkansın ister ro suda direkt kullanılsın, salınımı neticesinde suyun ppm ve pH ını aman aman etkilemez! Kurulumda kullanılan kayalar, kökler, kuru yapraklar, filtre substratları, su düzenleyiciler ve blackwater katkılar da yeni kurulumda ppm ve pH’ı etkiler; kumdan daha çok hem de! Bakteriyel döngünün yan ürünleri, atmosferik CO2 ile sudaki H+ iyonlarının tepkimeleri vs.. o kadar çok ve karmaşık şeyler olur su değerini etkileyen. Bu sebeple lütfen ezbere bilgi vermeyelim!
Yosun oluşumu ile kumun pek alakası yok. Silis kumda oluşan yosunlar (bunlar genelde cyano bakteridir) sadece kum yüzeyinde kalırken nispeten iri taneli kumlarda (1-2mm ve üzeri) kumun içerisinde daha fazla oluşurlar; örneğini verdiğiniz hagen öyledir. Kumun bakteri tutma kapasitesi tartışılır, amaç bakteri tutturmaksa lav kırığı ve aktif toprak daha etkilidir. Silis ve hagen arasında bu açıdan pek fark bulunmamakta. Üstelik bakteri tutma işini özel bir sebep yoksa (walstad gibi) filtre medyalarına atfederiz. Bu sebeple kumdan umulacak medet bir avuç substrat veya süngerle boy ölçüşemez.
Gelelim silis kumun su değerlerini bozma işine! Yıllardır kullanırım tanklarımda. Ro su ile birlikte.. Yüzlerce deneme yaptım! Hiç yıkamadan kullandığım silis kumlarda, 200 ml beherin %20 si kum gerisi ro su (5 ppm) olmak üzere salınım testi yaptığımda; salınımın durduğu gün (genellikle ertesi gün değer sabitleniyor) 30-40 ppm’i geçtiğini görmedim. Bir miktar kh ve pH artışı oluyor. Bu da kum yüzeyindeki tozlardan, denizden veya tuzlu bir yerden çekilmişse bölgeden gelen tortulardan veya parçalanıp yıkandıktan sonra kalan (genelde kireçli çeşme sularında yıkanırlar) minerallerden ötürüdür. Diğer testlerimde ro suyu ile yıkayıp ölçüm yaptım. İlkinde saf ro 5 ppm 6.2 pH ile yıkayıp aynı ölçüdeki beher ile test edilen, diğerinde ise pH’ı 4.0 ppm’i 20 olan ro su ile yıkanıp örnek beherde test edilen kumlarım oldu. 6.2 pH lı ro ile yıkanan ve test edilen kumun salınımı 10-15 ppm 6.4-6.8 pH ile sınırlı kalırken, asitlendirilmiş ro su ile yıkadığım kumda 8-12 ppm ve 4.5-5 arası bir pH’ta sabitlenen değerler okudum. Bu deneyler defalarca yapıldı tarafımdan. Neden asitli su veya ro suda yıkadığıma gelince, yukarıda bahsettiğim sebepler neticesinde silis kum içerisinde toz halinde kalan tuz ve mineraller olabilmekte. Bunları elemine etmek için düşük iletkenlikli, nötr veya asidik su ile yıkamak lazım. Normal çeşme suyuna tutulursa bir anlamı olmaz. Amaç, inert yapısına ulaşmalsa! Kaldı ki silis kum/kuvarz kum SİO2 bileşiğine sahip %95’ in üzerinde saf bir elementtir. İster dediğim yöntemle yıkansın ister ro suda direkt kullanılsın, salınımı neticesinde suyun ppm ve pH ını aman aman etkilemez! Kurulumda kullanılan kayalar, kökler, kuru yapraklar, filtre substratları, su düzenleyiciler ve blackwater katkılar da yeni kurulumda ppm ve pH’ı etkiler; kumdan daha çok hem de! Bakteriyel döngünün yan ürünleri, atmosferik CO2 ile sudaki H+ iyonlarının tepkimeleri vs.. o kadar çok ve karmaşık şeyler olur su değerini etkileyen. Bu sebeple lütfen ezbere bilgi vermeyelim!
Beğenenler: [T]125030,GhostKoi[/T][T]240932,Ehtiyar[/T][T]180001,czafer58[/T][T]82011,Koksal Gurkan[/T][T]70376,KaanE[/T][T]237281,Atlash[/T]
Teşekkür Edenler: [T]240932,Ehtiyar[/T][T]237281,Atlash[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Ağustos 2024 16:30
[QUOTE=ArifhbsAquatics]
Hangi değerleri ne oranda etkiledi açıklar mısınız? Kaldı ki ramirezi için zaten en ideal kumlardandır.[/QUOTE]
Kum eklenmiş numunede sadece TDS metre ile ölçüm yaptım. Ve neredeyse 3 katına çıktı değer.
Akvaryumda ise kum yok, mangrowe köküne sarılmış java fern ve japon şemsiyesi ekledim, 15-16lardan 18-19lara çıktı.
Kumun linkini de bırakıyorum.
[URL]https://www.trendyol.com/albino/yikanmis-sari-silis-kum-10-kg-p-77951049?srsltid=AfmBOorZLE66J5G06hoMTtAKAY-nEDG6E83twnCgolSKlV8TAqiVUyQO[/URL]
[EDIT]kusay,2024-08-20 16:38:48[/EDIT]
Hangi değerleri ne oranda etkiledi açıklar mısınız? Kaldı ki ramirezi için zaten en ideal kumlardandır.[/QUOTE]
Kum eklenmiş numunede sadece TDS metre ile ölçüm yaptım. Ve neredeyse 3 katına çıktı değer.
Akvaryumda ise kum yok, mangrowe köküne sarılmış java fern ve japon şemsiyesi ekledim, 15-16lardan 18-19lara çıktı.
Kumun linkini de bırakıyorum.
[URL]https://www.trendyol.com/albino/yikanmis-sari-silis-kum-10-kg-p-77951049?srsltid=AfmBOorZLE66J5G06hoMTtAKAY-nEDG6E83twnCgolSKlV8TAqiVUyQO[/URL]
[EDIT]kusay,2024-08-20 16:38:48[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Ağustos 2024 16:50
[QUOTE=kusay]
Kum eklenmiş numunede sadece TDS metre ile ölçüm yaptım. Ve neredeyse 3 katına çıktı değer.
Akvaryumda ise kum yok, mangrowe köküne sarılmış java fern ve japon şemsiyesi ekledim, 15-16lardan 18-19lara çıktı.
Kumun linkini de bırakıyorum.
[URL]https://www.trendyol.com/albino/yikanmis-sari-silis-kum-10-kg-p-77951049?srsltid=AfmBOorZLE66J5G06hoMTtAKAY-nEDG6E83twnCgolSKlV8TAqiVUyQO[/URL]
[/QUOTE]
3 katına çıkması normal. 5 ppm den 15, 15’ten 45..bu gayet normal bahsettiğim sebeplerden kaynaklı.
Kum eklenmiş numunede sadece TDS metre ile ölçüm yaptım. Ve neredeyse 3 katına çıktı değer.
Akvaryumda ise kum yok, mangrowe köküne sarılmış java fern ve japon şemsiyesi ekledim, 15-16lardan 18-19lara çıktı.
Kumun linkini de bırakıyorum.
[URL]https://www.trendyol.com/albino/yikanmis-sari-silis-kum-10-kg-p-77951049?srsltid=AfmBOorZLE66J5G06hoMTtAKAY-nEDG6E83twnCgolSKlV8TAqiVUyQO[/URL]
[/QUOTE]
3 katına çıkması normal. 5 ppm den 15, 15’ten 45..bu gayet normal bahsettiğim sebeplerden kaynaklı.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Ağustos 2024 17:07
[QUOTE=ArifhbsAquatics]
3 katına çıkması normal. 5 ppm den 15, 15’ten 45..bu gayet normal bahsettiğim sebeplerden kaynaklı.[/QUOTE]
Teşekkürler. Peki ramireziler de tecrübe ettiniz mi? Önceliğim sağlıklı bir şekilde yaşatabilmek. Akvaryum 50 litre civarında, şelale filtre var. Japon şemsiyesi patos sarmaşığı, ve su üstü bitkilerle biyolojik filtrelemeye destek olacak, tortulaşma gibi doğal oluşumlara müdahale etmiyorum. Kum ve diğer doğal döngüyü göze aldığımızda uzun vadede (su değişimi yapılacak) ramireziler etkilenir mi?
3 katına çıkması normal. 5 ppm den 15, 15’ten 45..bu gayet normal bahsettiğim sebeplerden kaynaklı.[/QUOTE]
Teşekkürler. Peki ramireziler de tecrübe ettiniz mi? Önceliğim sağlıklı bir şekilde yaşatabilmek. Akvaryum 50 litre civarında, şelale filtre var. Japon şemsiyesi patos sarmaşığı, ve su üstü bitkilerle biyolojik filtrelemeye destek olacak, tortulaşma gibi doğal oluşumlara müdahale etmiyorum. Kum ve diğer doğal döngüyü göze aldığımızda uzun vadede (su değişimi yapılacak) ramireziler etkilenir mi?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Ağustos 2024 17:11
[QUOTE=ArifhbsAquatics]
Yosun oluşumu ile kumun pek alakası yok. Silis kumda oluşan yosunlar (bunlar genelde cyano bakteridir) sadece kum yüzeyinde kalırken nispeten iri taneli kumlarda (1-2mm ve üzeri) kumun içerisinde daha fazla oluşurlar; örneğini verdiğiniz hagen öyledir. Kumun bakteri tutma kapasitesi tartışılır, amaç bakteri tutturmaksa lav kırığı ve aktif toprak daha etkilidir. Silis ve hagen arasında bu açıdan pek fark bulunmamakta. Üstelik bakteri tutma işini özel bir sebep yoksa (walstad gibi) filtre medyalarına atfederiz. Bu sebeple kumdan umulacak medet bir avuç substrat veya süngerle boy ölçüşemez.
Gelelim silis kumun su değerlerini bozma işine! Yıllardır kullanırım tanklarımda. Ro su ile birlikte.. Yüzlerce deneme yaptım! Hiç yıkamadan kullandığım silis kumlarda, 200 ml beherin %20 si kum gerisi ro su (5 ppm) olmak üzere salınım testi yaptığımda; salınımın durduğu gün (genellikle ertesi gün değer sabitleniyor) 30-40 ppm’i geçtiğini görmedim. Bir miktar kh ve pH artışı oluyor. Bu da kum yüzeyindeki tozlardan, denizden veya tuzlu bir yerden çekilmişse bölgeden gelen tortulardan veya parçalanıp yıkandıktan sonra kalan (genelde kireçli çeşme sularında yıkanırlar) minerallerden ötürüdür. Diğer testlerimde ro suyu ile yıkayıp ölçüm yaptım. İlkinde saf ro 5 ppm 6.2 pH ile yıkayıp aynı ölçüdeki beher ile test edilen, diğerinde ise pH’ı 4.0 ppm’i 20 olan ro su ile yıkanıp örnek beherde test edilen kumlarım oldu. 6.2 pH lı ro ile yıkanan ve test edilen kumun salınımı 10-15 ppm 6.4-6.8 pH ile sınırlı kalırken, asitlendirilmiş ro su ile yıkadığım kumda 8-12 ppm ve 4.5-5 arası bir pH’ta sabitlenen değerler okudum. Bu deneyler defalarca yapıldı tarafımdan. Neden asitli su veya ro suda yıkadığıma gelince, yukarıda bahsettiğim sebepler neticesinde silis kum içerisinde toz halinde kalan tuz ve mineraller olabilmekte. Bunları elemine etmek için düşük iletkenlikli, nötr veya asidik su ile yıkamak lazım. Normal çeşme suyuna tutulursa bir anlamı olmaz. Amaç, inert yapısına ulaşmalsa! Kaldı ki silis kum/kuvarz kum SİO2 bileşiğine sahip %95’ in üzerinde saf bir elementtir. İster dediğim yöntemle yıkansın ister ro suda direkt kullanılsın, salınımı neticesinde suyun ppm ve pH ını aman aman etkilemez! Kurulumda kullanılan kayalar, kökler, kuru yapraklar, filtre substratları, su düzenleyiciler ve blackwater katkılar da yeni kurulumda ppm ve pH’ı etkiler; kumdan daha çok hem de! Bakteriyel döngünün yan ürünleri, atmosferik CO2 ile sudaki H+ iyonlarının tepkimeleri vs.. o kadar çok ve karmaşık şeyler olur su değerini etkileyen. Bu sebeple lütfen ezbere bilgi vermeyelim! [/QUOTE]
Sayın hocam, ayrıntılı açıklamalarınız için çok teşekkürler. Yeni bilgiler, yeni sorular, çook çalışmam lazım çok. Allahtan yaşım müsait.
Yosun oluşumu ile kumun pek alakası yok. Silis kumda oluşan yosunlar (bunlar genelde cyano bakteridir) sadece kum yüzeyinde kalırken nispeten iri taneli kumlarda (1-2mm ve üzeri) kumun içerisinde daha fazla oluşurlar; örneğini verdiğiniz hagen öyledir. Kumun bakteri tutma kapasitesi tartışılır, amaç bakteri tutturmaksa lav kırığı ve aktif toprak daha etkilidir. Silis ve hagen arasında bu açıdan pek fark bulunmamakta. Üstelik bakteri tutma işini özel bir sebep yoksa (walstad gibi) filtre medyalarına atfederiz. Bu sebeple kumdan umulacak medet bir avuç substrat veya süngerle boy ölçüşemez.
Gelelim silis kumun su değerlerini bozma işine! Yıllardır kullanırım tanklarımda. Ro su ile birlikte.. Yüzlerce deneme yaptım! Hiç yıkamadan kullandığım silis kumlarda, 200 ml beherin %20 si kum gerisi ro su (5 ppm) olmak üzere salınım testi yaptığımda; salınımın durduğu gün (genellikle ertesi gün değer sabitleniyor) 30-40 ppm’i geçtiğini görmedim. Bir miktar kh ve pH artışı oluyor. Bu da kum yüzeyindeki tozlardan, denizden veya tuzlu bir yerden çekilmişse bölgeden gelen tortulardan veya parçalanıp yıkandıktan sonra kalan (genelde kireçli çeşme sularında yıkanırlar) minerallerden ötürüdür. Diğer testlerimde ro suyu ile yıkayıp ölçüm yaptım. İlkinde saf ro 5 ppm 6.2 pH ile yıkayıp aynı ölçüdeki beher ile test edilen, diğerinde ise pH’ı 4.0 ppm’i 20 olan ro su ile yıkanıp örnek beherde test edilen kumlarım oldu. 6.2 pH lı ro ile yıkanan ve test edilen kumun salınımı 10-15 ppm 6.4-6.8 pH ile sınırlı kalırken, asitlendirilmiş ro su ile yıkadığım kumda 8-12 ppm ve 4.5-5 arası bir pH’ta sabitlenen değerler okudum. Bu deneyler defalarca yapıldı tarafımdan. Neden asitli su veya ro suda yıkadığıma gelince, yukarıda bahsettiğim sebepler neticesinde silis kum içerisinde toz halinde kalan tuz ve mineraller olabilmekte. Bunları elemine etmek için düşük iletkenlikli, nötr veya asidik su ile yıkamak lazım. Normal çeşme suyuna tutulursa bir anlamı olmaz. Amaç, inert yapısına ulaşmalsa! Kaldı ki silis kum/kuvarz kum SİO2 bileşiğine sahip %95’ in üzerinde saf bir elementtir. İster dediğim yöntemle yıkansın ister ro suda direkt kullanılsın, salınımı neticesinde suyun ppm ve pH ını aman aman etkilemez! Kurulumda kullanılan kayalar, kökler, kuru yapraklar, filtre substratları, su düzenleyiciler ve blackwater katkılar da yeni kurulumda ppm ve pH’ı etkiler; kumdan daha çok hem de! Bakteriyel döngünün yan ürünleri, atmosferik CO2 ile sudaki H+ iyonlarının tepkimeleri vs.. o kadar çok ve karmaşık şeyler olur su değerini etkileyen. Bu sebeple lütfen ezbere bilgi vermeyelim! [/QUOTE]
Sayın hocam, ayrıntılı açıklamalarınız için çok teşekkürler. Yeni bilgiler, yeni sorular, çook çalışmam lazım çok. Allahtan yaşım müsait.
Beğenenler: [T]205902,ArifhbsAquatics[/T][T]237281,Atlash[/T]
Teşekkür Edenler: [T]205902,ArifhbsAquatics[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Ağustos 2024 18:26
[QUOTE=kusay]
Teşekkürler. Peki ramireziler de tecrübe ettiniz mi? Önceliğim sağlıklı bir şekilde yaşatabilmek. Akvaryum 50 litre civarında, şelale filtre var. Japon şemsiyesi patos sarmaşığı, ve su üstü bitkilerle biyolojik filtrelemeye destek olacak, tortulaşma gibi doğal oluşumlara müdahale etmiyorum. Kum ve diğer doğal döngüyü göze aldığımızda uzun vadede (su değişimi yapılacak) ramireziler etkilenir mi?[/QUOTE]
Silis kum hiçbir türe sorun çıkarmaz. Kolombiya ithalatı wild ramirezilerim vardı; bir önceki sayfada paylaşmıştım, bakabilirsiniz.
Teşekkürler. Peki ramireziler de tecrübe ettiniz mi? Önceliğim sağlıklı bir şekilde yaşatabilmek. Akvaryum 50 litre civarında, şelale filtre var. Japon şemsiyesi patos sarmaşığı, ve su üstü bitkilerle biyolojik filtrelemeye destek olacak, tortulaşma gibi doğal oluşumlara müdahale etmiyorum. Kum ve diğer doğal döngüyü göze aldığımızda uzun vadede (su değişimi yapılacak) ramireziler etkilenir mi?[/QUOTE]
Silis kum hiçbir türe sorun çıkarmaz. Kolombiya ithalatı wild ramirezilerim vardı; bir önceki sayfada paylaşmıştım, bakabilirsiniz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Ağustos 2024 18:28
[QUOTE=kusay]
Kum eklenmiş numunede sadece TDS metre ile ölçüm yaptım. Ve neredeyse 3 katına çıktı değer.
Akvaryumda ise kum yok, mangrowe köküne sarılmış java fern ve japon şemsiyesi ekledim, 15-16lardan 18-19lara çıktı.
Kumun linkini de bırakıyorum.
[URL]https://www.trendyol.com/albino/yikanmis-sari-silis-kum-10-kg-p-77951049?srsltid=AfmBOorZLE66J5G06hoMTtAKAY-nEDG6E83twnCgolSKlV8TAqiVUyQO[/URL]
[/QUOTE]
Şu "[B]yıkanmış kum[/B]" olayına hastayım. Adı yıkanmış olsa da tamamen yalan desem yeridir.
Yıkanmış adı altında neler neler satıyorlar. Üstelik bunu asıl kum satıcı firmalar bile yapıyor maalesef...
Bugüne kadar bir kere kanıp "yıkanmış" dere kumunu yıkamadım. Onda da 2 gün temizlemek ve oturmasını beklemek için uğraştım durdum.
Artık kendi yıkayıp kaldırdığım kumu bile yıkamadan akvaryuma koymuyorum. Beklerken ne olduğuna emin olamam diyerek yine yıkıyorum.
İlandakine gelince, paketlenmeden önce toptan aldıkları yerleri tahmin ediyorum. Bu nedenle güvenmem ve ben kullanacak olsam illa ki yıkarım.
Kum eklenmiş numunede sadece TDS metre ile ölçüm yaptım. Ve neredeyse 3 katına çıktı değer.
Akvaryumda ise kum yok, mangrowe köküne sarılmış java fern ve japon şemsiyesi ekledim, 15-16lardan 18-19lara çıktı.
Kumun linkini de bırakıyorum.
[URL]https://www.trendyol.com/albino/yikanmis-sari-silis-kum-10-kg-p-77951049?srsltid=AfmBOorZLE66J5G06hoMTtAKAY-nEDG6E83twnCgolSKlV8TAqiVUyQO[/URL]
[/QUOTE]
Şu "[B]yıkanmış kum[/B]" olayına hastayım. Adı yıkanmış olsa da tamamen yalan desem yeridir.
Yıkanmış adı altında neler neler satıyorlar. Üstelik bunu asıl kum satıcı firmalar bile yapıyor maalesef...
Bugüne kadar bir kere kanıp "yıkanmış" dere kumunu yıkamadım. Onda da 2 gün temizlemek ve oturmasını beklemek için uğraştım durdum.
Artık kendi yıkayıp kaldırdığım kumu bile yıkamadan akvaryuma koymuyorum. Beklerken ne olduğuna emin olamam diyerek yine yıkıyorum.
İlandakine gelince, paketlenmeden önce toptan aldıkları yerleri tahmin ediyorum. Bu nedenle güvenmem ve ben kullanacak olsam illa ki yıkarım.
Beğenenler: [T]205902,ArifhbsAquatics[/T][T]237281,Atlash[/T]
+1: [T]70376,KaanE[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Ağustos 2024 19:05
[QUOTE=ArifhbsAquatics]
Yosun oluşumu ile kumun pek alakası yok. Silis kumda oluşan yosunlar (bunlar genelde cyano bakteridir) sadece kum yüzeyinde kalırken nispeten iri taneli kumlarda (1-2mm ve üzeri) kumun içerisinde daha fazla oluşurlar; örneğini verdiğiniz hagen öyledir. Kumun bakteri tutma kapasitesi tartışılır, amaç bakteri tutturmaksa lav kırığı ve aktif toprak daha etkilidir. Silis ve hagen arasında bu açıdan pek fark bulunmamakta. Üstelik bakteri tutma işini özel bir sebep yoksa (walstad gibi) filtre medyalarına atfederiz. Bu sebeple kumdan umulacak medet bir avuç substrat veya süngerle boy ölçüşemez.
Gelelim silis kumun su değerlerini bozma işine! Yıllardır kullanırım tanklarımda. Ro su ile birlikte.. Yüzlerce deneme yaptım! Hiç yıkamadan kullandığım silis kumlarda, 200 ml beherin %20 si kum gerisi ro su (5 ppm) olmak üzere salınım testi yaptığımda; salınımın durduğu gün (genellikle ertesi gün değer sabitleniyor) 30-40 ppm’i geçtiğini görmedim. Bir miktar kh ve pH artışı oluyor. Bu da kum yüzeyindeki tozlardan, denizden veya tuzlu bir yerden çekilmişse bölgeden gelen tortulardan veya parçalanıp yıkandıktan sonra kalan (genelde kireçli çeşme sularında yıkanırlar) minerallerden ötürüdür. Diğer testlerimde ro suyu ile yıkayıp ölçüm yaptım. İlkinde saf ro 5 ppm 6.2 pH ile yıkayıp aynı ölçüdeki beher ile test edilen, diğerinde ise pH’ı 4.0 ppm’i 20 olan ro su ile yıkanıp örnek beherde test edilen kumlarım oldu. 6.2 pH lı ro ile yıkanan ve test edilen kumun salınımı 10-15 ppm 6.4-6.8 pH ile sınırlı kalırken, asitlendirilmiş ro su ile yıkadığım kumda 8-12 ppm ve 4.5-5 arası bir pH’ta sabitlenen değerler okudum. Bu deneyler defalarca yapıldı tarafımdan. Neden asitli su veya ro suda yıkadığıma gelince, yukarıda bahsettiğim sebepler neticesinde silis kum içerisinde toz halinde kalan tuz ve mineraller olabilmekte. Bunları elemine etmek için düşük iletkenlikli, nötr veya asidik su ile yıkamak lazım. Normal çeşme suyuna tutulursa bir anlamı olmaz. Amaç, inert yapısına ulaşmalsa! Kaldı ki silis kum/kuvarz kum SİO2 bileşiğine sahip %95’ in üzerinde saf bir elementtir. İster dediğim yöntemle yıkansın ister ro suda direkt kullanılsın, salınımı neticesinde suyun ppm ve pH ını aman aman etkilemez! Kurulumda kullanılan kayalar, kökler, kuru yapraklar, filtre substratları, su düzenleyiciler ve blackwater katkılar da yeni kurulumda ppm ve pH’ı etkiler; kumdan daha çok hem de! Bakteriyel döngünün yan ürünleri, atmosferik CO2 ile sudaki H+ iyonlarının tepkimeleri vs.. o kadar çok ve karmaşık şeyler olur su değerini etkileyen. Bu sebeple lütfen ezbere bilgi vermeyelim! [/QUOTE]
Öncelikle merhaba
Seçilen kumun mikroorganizmaların yerleşebileceği yapıda olması çok önemlidir filtren istediği kadar iyi olsun buna dikkat etmezsen su değerlerinde olumsuzluklar olur.
Silis ve hagen arasında bu yöndede fark tabiki vardır.lav kırığı dengeli bir mikro flora sağlamaktadır onuda tavsiye ederim.
kumlar mat ve parlak olarak ikiye ayrılır Parlak kristal yapıdaki kumlar rengine göre kullanılan ışığın farklı tonlarını yansıtır.Kumdan yansıyan ışık kumun üzerinin çeşitli yosunlar tutmasına ve mavi yeşl alg kaplanmasına neden olabiliyorlar. Bu türdeki algler suya toksin saldıkları için canlılara zararlıdır.Bu nedenle çok arzu edilmedikçe açık renk açık parlak bej ve beyaz renk kumlardan kaçınmak bu sorunları en aza indirir fakat bu kumlarınız var diyede bu sorunu yaşıcaksınız diye bir kanun yok sadece ihtimalleri arttırıyor sebeblerden oluyor.su parametreleri tek yönden işlemez. kısaca koyu ve mat tondaki kumların seçilmesi daha uygun özellikle kaliteli aydınlatmalar bu ışınımı mak çıkamakta.bence en ideali kahve renktir.ben arkadaşın sorunlarıda olduğundan silis kum değil hagen ve türevlerini tavsiye ettim.kendi tecrübelerimde bu yönde silis kum ve hagen kum akvaryumlarım var en fazla sorun siliste yaşamaktayım.Dip çekimi diğer kumlara göre daha zor temizlenmekte .Tartışılır dediğin konu en azından tartışmaya kapamadınız geçenki gibi teşekkürler.silis kumlar mikroorganizma tutulumu için gerekli yeterlilikte değildir ve kum bakteri kolonileri için sandığınızdan çok daha önemlidir bence ezbere bilgileri bırakıp birazdaha bilgi sahibi insanları dinlemeniz yada araştırmanızı tavsiye ederim. Özellikle sıfıra yakın numaralarda silisin uygun olmama sebebi tabanı boğmasıdır.Su geçişi silis içerisinde çok az ve yavaş olur. Bu nedenle ilk tercih edilecek kumlardan değildir.Akvaryum tabanında yararlı olan oksijenli ve oksijensiz mikroorganizmalar sistemli bir şekilde çalışarak sağlıklı bir akvaryumun temelini oluşturur silis gibi yoğun gözeneksiz kumşarda oksijensiz mikroorganizmalar fazlalaşarak denge bozulanilmekte. şahsen benim tecrübem 2 veya 3 mm boyutları (bitki olcaksa hem bitki köklenmesi hem de genel akvaryumdaki su sirkulasyonu açısından ince silis ve tarzı kumlardan daha uygundur ve oksijenli oksijensiz bakterilere en uygun konağı oluştururlar.Siz konunun profu gibi yazdığınız için bende böyle ayrıntılı yazdım.kısaca silis kum bakteri dengesi açısından hagene göre zayıf ve temizlemesi daha zor.oksijenli oksijensiz bakteri iletişimi dengesi zayıf bir kum.tercih edin demiyorum silisde sorun çıktığını söylediği için bende memnun olduğum kullandığım kumu tavsiye ettim sadece yoksa lav kırığı da iyi bir tercih bunu ezbere söylemedim konuyu ortayada atmadım.teşekkürler.
Yosun oluşumu ile kumun pek alakası yok. Silis kumda oluşan yosunlar (bunlar genelde cyano bakteridir) sadece kum yüzeyinde kalırken nispeten iri taneli kumlarda (1-2mm ve üzeri) kumun içerisinde daha fazla oluşurlar; örneğini verdiğiniz hagen öyledir. Kumun bakteri tutma kapasitesi tartışılır, amaç bakteri tutturmaksa lav kırığı ve aktif toprak daha etkilidir. Silis ve hagen arasında bu açıdan pek fark bulunmamakta. Üstelik bakteri tutma işini özel bir sebep yoksa (walstad gibi) filtre medyalarına atfederiz. Bu sebeple kumdan umulacak medet bir avuç substrat veya süngerle boy ölçüşemez.
Gelelim silis kumun su değerlerini bozma işine! Yıllardır kullanırım tanklarımda. Ro su ile birlikte.. Yüzlerce deneme yaptım! Hiç yıkamadan kullandığım silis kumlarda, 200 ml beherin %20 si kum gerisi ro su (5 ppm) olmak üzere salınım testi yaptığımda; salınımın durduğu gün (genellikle ertesi gün değer sabitleniyor) 30-40 ppm’i geçtiğini görmedim. Bir miktar kh ve pH artışı oluyor. Bu da kum yüzeyindeki tozlardan, denizden veya tuzlu bir yerden çekilmişse bölgeden gelen tortulardan veya parçalanıp yıkandıktan sonra kalan (genelde kireçli çeşme sularında yıkanırlar) minerallerden ötürüdür. Diğer testlerimde ro suyu ile yıkayıp ölçüm yaptım. İlkinde saf ro 5 ppm 6.2 pH ile yıkayıp aynı ölçüdeki beher ile test edilen, diğerinde ise pH’ı 4.0 ppm’i 20 olan ro su ile yıkanıp örnek beherde test edilen kumlarım oldu. 6.2 pH lı ro ile yıkanan ve test edilen kumun salınımı 10-15 ppm 6.4-6.8 pH ile sınırlı kalırken, asitlendirilmiş ro su ile yıkadığım kumda 8-12 ppm ve 4.5-5 arası bir pH’ta sabitlenen değerler okudum. Bu deneyler defalarca yapıldı tarafımdan. Neden asitli su veya ro suda yıkadığıma gelince, yukarıda bahsettiğim sebepler neticesinde silis kum içerisinde toz halinde kalan tuz ve mineraller olabilmekte. Bunları elemine etmek için düşük iletkenlikli, nötr veya asidik su ile yıkamak lazım. Normal çeşme suyuna tutulursa bir anlamı olmaz. Amaç, inert yapısına ulaşmalsa! Kaldı ki silis kum/kuvarz kum SİO2 bileşiğine sahip %95’ in üzerinde saf bir elementtir. İster dediğim yöntemle yıkansın ister ro suda direkt kullanılsın, salınımı neticesinde suyun ppm ve pH ını aman aman etkilemez! Kurulumda kullanılan kayalar, kökler, kuru yapraklar, filtre substratları, su düzenleyiciler ve blackwater katkılar da yeni kurulumda ppm ve pH’ı etkiler; kumdan daha çok hem de! Bakteriyel döngünün yan ürünleri, atmosferik CO2 ile sudaki H+ iyonlarının tepkimeleri vs.. o kadar çok ve karmaşık şeyler olur su değerini etkileyen. Bu sebeple lütfen ezbere bilgi vermeyelim! [/QUOTE]
Öncelikle merhaba
Seçilen kumun mikroorganizmaların yerleşebileceği yapıda olması çok önemlidir filtren istediği kadar iyi olsun buna dikkat etmezsen su değerlerinde olumsuzluklar olur.
Silis ve hagen arasında bu yöndede fark tabiki vardır.lav kırığı dengeli bir mikro flora sağlamaktadır onuda tavsiye ederim.
kumlar mat ve parlak olarak ikiye ayrılır Parlak kristal yapıdaki kumlar rengine göre kullanılan ışığın farklı tonlarını yansıtır.Kumdan yansıyan ışık kumun üzerinin çeşitli yosunlar tutmasına ve mavi yeşl alg kaplanmasına neden olabiliyorlar. Bu türdeki algler suya toksin saldıkları için canlılara zararlıdır.Bu nedenle çok arzu edilmedikçe açık renk açık parlak bej ve beyaz renk kumlardan kaçınmak bu sorunları en aza indirir fakat bu kumlarınız var diyede bu sorunu yaşıcaksınız diye bir kanun yok sadece ihtimalleri arttırıyor sebeblerden oluyor.su parametreleri tek yönden işlemez. kısaca koyu ve mat tondaki kumların seçilmesi daha uygun özellikle kaliteli aydınlatmalar bu ışınımı mak çıkamakta.bence en ideali kahve renktir.ben arkadaşın sorunlarıda olduğundan silis kum değil hagen ve türevlerini tavsiye ettim.kendi tecrübelerimde bu yönde silis kum ve hagen kum akvaryumlarım var en fazla sorun siliste yaşamaktayım.Dip çekimi diğer kumlara göre daha zor temizlenmekte .Tartışılır dediğin konu en azından tartışmaya kapamadınız geçenki gibi teşekkürler.silis kumlar mikroorganizma tutulumu için gerekli yeterlilikte değildir ve kum bakteri kolonileri için sandığınızdan çok daha önemlidir bence ezbere bilgileri bırakıp birazdaha bilgi sahibi insanları dinlemeniz yada araştırmanızı tavsiye ederim. Özellikle sıfıra yakın numaralarda silisin uygun olmama sebebi tabanı boğmasıdır.Su geçişi silis içerisinde çok az ve yavaş olur. Bu nedenle ilk tercih edilecek kumlardan değildir.Akvaryum tabanında yararlı olan oksijenli ve oksijensiz mikroorganizmalar sistemli bir şekilde çalışarak sağlıklı bir akvaryumun temelini oluşturur silis gibi yoğun gözeneksiz kumşarda oksijensiz mikroorganizmalar fazlalaşarak denge bozulanilmekte. şahsen benim tecrübem 2 veya 3 mm boyutları (bitki olcaksa hem bitki köklenmesi hem de genel akvaryumdaki su sirkulasyonu açısından ince silis ve tarzı kumlardan daha uygundur ve oksijenli oksijensiz bakterilere en uygun konağı oluştururlar.Siz konunun profu gibi yazdığınız için bende böyle ayrıntılı yazdım.kısaca silis kum bakteri dengesi açısından hagene göre zayıf ve temizlemesi daha zor.oksijenli oksijensiz bakteri iletişimi dengesi zayıf bir kum.tercih edin demiyorum silisde sorun çıktığını söylediği için bende memnun olduğum kullandığım kumu tavsiye ettim sadece yoksa lav kırığı da iyi bir tercih bunu ezbere söylemedim konuyu ortayada atmadım.teşekkürler.
Beğenenler: [T]237281,Atlash[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Ağustos 2024 20:36
[QUOTE=tafocan]
Öncelikle merhaba
Seçilen kumun mikroorganizmaların yerleşebileceği yapıda olması çok önemlidir filtren istediği kadar iyi olsun buna dikkat etmezsen su değerlerinde olumsuzluklar olur.
Silis ve hagen arasında bu yöndede fark tabiki vardır.lav kırığı dengeli bir mikro flora sağlamaktadır onuda tavsiye ederim.
kumlar mat ve parlak olarak ikiye ayrılır Parlak kristal yapıdaki kumlar rengine göre kullanılan ışığın farklı tonlarını yansıtır.Kumdan yansıyan ışık kumun üzerinin çeşitli yosunlar tutmasına ve mavi yeşl alg kaplanmasına neden olabiliyorlar. Bu türdeki algler suya toksin saldıkları için canlılara zararlıdır.Bu nedenle çok arzu edilmedikçe açık renk açık parlak bej ve beyaz renk kumlardan kaçınmak bu sorunları en aza indirir fakat bu kumlarınız var diyede bu sorunu yaşıcaksınız diye bir kanun yok sadece ihtimalleri arttırıyor sebeblerden oluyor.su parametreleri tek yönden işlemez. kısaca koyu ve mat tondaki kumların seçilmesi daha uygun özellikle kaliteli aydınlatmalar bu ışınımı mak çıkamakta.bence en ideali kahve renktir.ben arkadaşın sorunlarıda olduğundan silis kum değil hagen ve türevlerini tavsiye ettim.kendi tecrübelerimde bu yönde silis kum ve hagen kum akvaryumlarım var en fazla sorun siliste yaşamaktayım.Dip çekimi diğer kumlara göre daha zor temizlenmekte .Tartışılır dediğin konu en azından tartışmaya kapamadınız geçenki gibi teşekkürler.silis kumlar mikroorganizma tutulumu için gerekli yeterlilikte değildir ve kum bakteri kolonileri için sandığınızdan çok daha önemlidir bence ezbere bilgileri bırakıp birazdaha bilgi sahibi insanları dinlemeniz yada araştırmanızı tavsiye ederim. Özellikle sıfıra yakın numaralarda silisin uygun olmama sebebi tabanı boğmasıdır.Su geçişi silis içerisinde çok az ve yavaş olur. Bu nedenle ilk tercih edilecek kumlardan değildir.Akvaryum tabanında yararlı olan oksijenli ve oksijensiz mikroorganizmalar sistemli bir şekilde çalışarak sağlıklı bir akvaryumun temelini oluşturur silis gibi yoğun gözeneksiz kumşarda oksijensiz mikroorganizmalar fazlalaşarak denge bozulanilmekte. şahsen benim tecrübem 2 veya 3 mm boyutları (bitki olcaksa hem bitki köklenmesi hem de genel akvaryumdaki su sirkulasyonu açısından ince silis ve tarzı kumlardan daha uygundur ve oksijenli oksijensiz bakterilere en uygun konağı oluştururlar.Siz konunun profu gibi yazdığınız için bende böyle ayrıntılı yazdım.kısaca silis kum bakteri dengesi açısından hagene göre zayıf ve temizlemesi daha zor.oksijenli oksijensiz bakteri iletişimi dengesi zayıf bir kum.tercih edin demiyorum silisde sorun çıktığını söylediği için bende memnun olduğum kullandığım kumu tavsiye ettim sadece yoksa lav kırığı da iyi bir tercih bunu ezbere söylemedim konuyu ortayada atmadım.teşekkürler.
[/QUOTE]
Merhaba; konunuzdaki mesajda da söylemiştim, ‘siz’ demeseniz de olur; adımla da hitap edebilirsiniz.
Baştan başlayarak tartışalım; ben filtrenin kalitesinden bahsetmedim; içinde kullanılan bir süngerin ve substratın, tabanda kullanacağınız herhangi bir kumdan daha fazla yüzey alanı vardır.
Kumun foton absorbesi ya da yansıtmasından bağımsız, sudaki nitrat-fosfat ve besin dengesizliğinin sonuçlarından biridir cyano bakteri. Alg sporları nereye tutunursa orada çoğalır, kum, taş, kök, cam yüzeyi farketmez. Işık olsun yeter ki. Sırf bu sebeple bile silis kum daha idealdir, iç taraflara geçirgenliği daha azdır ince ve sık yapısından ötürü. Tekrar etmekte fayda var, cyano ve bilimum mikroflora ortamdaki besin fazlalığı ve aydınlatmanın sonucudur. Tabanda ister silis kum olsun ister aktif toprak; farketmez. Cyano bakterilerin onlarca değişik türü bulunmakla beraber, akvaryum içerisindeki toksitite miktarı tartışılır. Doğada bile cyano istilasının belli bir boyuta varmasından sonra toksisite görülür ki benzer bir sorunun akvaryum ortamında oluşma ihtimali çok azdır (hiçbir müdahale olmaz ise).
Tabanda oluşabilecek dengesizlikten bahsetmişsiniz, doğrudur; kısmen! Mühim olan tabanı karıştırmamaktır. İnce yapılı kumlarda oksijensiz ortamlar daha yoğun görülebilir. Bir bakıma bu hem iyidir hem kötüdür. İyi olma sebebi, oksijensiz ortamda denitrifikasyon oluşabilmesidir. Eğer taban karıştırılırsa, bir ihtimal, hidrojen sülfür oluşan bölgeler suya dağılabilir, zehirli seviyede olabilir. Dediğim gibi bu da düşük bir ihtimaldir. Sebebine gelince; akvaryum ortamında hangi kum kullanılır hangi yükseklik yapılırsa yapılsın; tam oksijensiz, geçirgen olmayan bir bölge oluşturabilmek için en az 50/100 cm bir taban yüksekliği gerekmektedir.
Fakültatif, heterotrof, ototrof, soprofit vb mikroorganizmalar tüm yüzeylerde yaşar. Kum bunun için ideal alandır evet, 20-30 ppi bir biyolojik sünger, bir avuç aquaneo media, eheim substrat pro, matrix gibi medyalar onlarca kilo kumdan daha çok yüzey alanına sahiptirler. Kum, azot bakterilerinden ziyade çürükçül ve fakültatif bakteriler için daha önemlidir. Silis kum ya da başka bir kumda rahatlıkla tutunurlar.
Gel gelelim arkadaşımızın sorusuna; silis kumun tds yükseltmesinden bahsettiği için ‘su değerleri’ ni etkiler mi diye sormuş bulunmakta! Siz bambaşka bir açıdan bakıyorsunuz! İyi de oldu değinilmesi, orası ayrı.
Merak etmeyin, araştırmayı-okumayı severim; özellikle bilimsel yayınları okumaya özen gösteririm. Kulaktan dolma ve birilerini dinlemekten ibaret edindiğim bilgileri paylaşmam. Yine de tavsiyeniz kulağıma küpe olsun. Size de tavsiye ederim. Keyifli hobiler!
Küçül bir not: kum sadece yukarıda tartıştığımız sebeplerle değil, beslenecek canlı için de seçilmeli. Cüce toprak yiyen grubundan olan ramireziler için ince silis kum biçilmiş kaftandır.
Öncelikle merhaba
Seçilen kumun mikroorganizmaların yerleşebileceği yapıda olması çok önemlidir filtren istediği kadar iyi olsun buna dikkat etmezsen su değerlerinde olumsuzluklar olur.
Silis ve hagen arasında bu yöndede fark tabiki vardır.lav kırığı dengeli bir mikro flora sağlamaktadır onuda tavsiye ederim.
kumlar mat ve parlak olarak ikiye ayrılır Parlak kristal yapıdaki kumlar rengine göre kullanılan ışığın farklı tonlarını yansıtır.Kumdan yansıyan ışık kumun üzerinin çeşitli yosunlar tutmasına ve mavi yeşl alg kaplanmasına neden olabiliyorlar. Bu türdeki algler suya toksin saldıkları için canlılara zararlıdır.Bu nedenle çok arzu edilmedikçe açık renk açık parlak bej ve beyaz renk kumlardan kaçınmak bu sorunları en aza indirir fakat bu kumlarınız var diyede bu sorunu yaşıcaksınız diye bir kanun yok sadece ihtimalleri arttırıyor sebeblerden oluyor.su parametreleri tek yönden işlemez. kısaca koyu ve mat tondaki kumların seçilmesi daha uygun özellikle kaliteli aydınlatmalar bu ışınımı mak çıkamakta.bence en ideali kahve renktir.ben arkadaşın sorunlarıda olduğundan silis kum değil hagen ve türevlerini tavsiye ettim.kendi tecrübelerimde bu yönde silis kum ve hagen kum akvaryumlarım var en fazla sorun siliste yaşamaktayım.Dip çekimi diğer kumlara göre daha zor temizlenmekte .Tartışılır dediğin konu en azından tartışmaya kapamadınız geçenki gibi teşekkürler.silis kumlar mikroorganizma tutulumu için gerekli yeterlilikte değildir ve kum bakteri kolonileri için sandığınızdan çok daha önemlidir bence ezbere bilgileri bırakıp birazdaha bilgi sahibi insanları dinlemeniz yada araştırmanızı tavsiye ederim. Özellikle sıfıra yakın numaralarda silisin uygun olmama sebebi tabanı boğmasıdır.Su geçişi silis içerisinde çok az ve yavaş olur. Bu nedenle ilk tercih edilecek kumlardan değildir.Akvaryum tabanında yararlı olan oksijenli ve oksijensiz mikroorganizmalar sistemli bir şekilde çalışarak sağlıklı bir akvaryumun temelini oluşturur silis gibi yoğun gözeneksiz kumşarda oksijensiz mikroorganizmalar fazlalaşarak denge bozulanilmekte. şahsen benim tecrübem 2 veya 3 mm boyutları (bitki olcaksa hem bitki köklenmesi hem de genel akvaryumdaki su sirkulasyonu açısından ince silis ve tarzı kumlardan daha uygundur ve oksijenli oksijensiz bakterilere en uygun konağı oluştururlar.Siz konunun profu gibi yazdığınız için bende böyle ayrıntılı yazdım.kısaca silis kum bakteri dengesi açısından hagene göre zayıf ve temizlemesi daha zor.oksijenli oksijensiz bakteri iletişimi dengesi zayıf bir kum.tercih edin demiyorum silisde sorun çıktığını söylediği için bende memnun olduğum kullandığım kumu tavsiye ettim sadece yoksa lav kırığı da iyi bir tercih bunu ezbere söylemedim konuyu ortayada atmadım.teşekkürler.
[/QUOTE]
Merhaba; konunuzdaki mesajda da söylemiştim, ‘siz’ demeseniz de olur; adımla da hitap edebilirsiniz.
Baştan başlayarak tartışalım; ben filtrenin kalitesinden bahsetmedim; içinde kullanılan bir süngerin ve substratın, tabanda kullanacağınız herhangi bir kumdan daha fazla yüzey alanı vardır.
Kumun foton absorbesi ya da yansıtmasından bağımsız, sudaki nitrat-fosfat ve besin dengesizliğinin sonuçlarından biridir cyano bakteri. Alg sporları nereye tutunursa orada çoğalır, kum, taş, kök, cam yüzeyi farketmez. Işık olsun yeter ki. Sırf bu sebeple bile silis kum daha idealdir, iç taraflara geçirgenliği daha azdır ince ve sık yapısından ötürü. Tekrar etmekte fayda var, cyano ve bilimum mikroflora ortamdaki besin fazlalığı ve aydınlatmanın sonucudur. Tabanda ister silis kum olsun ister aktif toprak; farketmez. Cyano bakterilerin onlarca değişik türü bulunmakla beraber, akvaryum içerisindeki toksitite miktarı tartışılır. Doğada bile cyano istilasının belli bir boyuta varmasından sonra toksisite görülür ki benzer bir sorunun akvaryum ortamında oluşma ihtimali çok azdır (hiçbir müdahale olmaz ise).
Tabanda oluşabilecek dengesizlikten bahsetmişsiniz, doğrudur; kısmen! Mühim olan tabanı karıştırmamaktır. İnce yapılı kumlarda oksijensiz ortamlar daha yoğun görülebilir. Bir bakıma bu hem iyidir hem kötüdür. İyi olma sebebi, oksijensiz ortamda denitrifikasyon oluşabilmesidir. Eğer taban karıştırılırsa, bir ihtimal, hidrojen sülfür oluşan bölgeler suya dağılabilir, zehirli seviyede olabilir. Dediğim gibi bu da düşük bir ihtimaldir. Sebebine gelince; akvaryum ortamında hangi kum kullanılır hangi yükseklik yapılırsa yapılsın; tam oksijensiz, geçirgen olmayan bir bölge oluşturabilmek için en az 50/100 cm bir taban yüksekliği gerekmektedir.
Fakültatif, heterotrof, ototrof, soprofit vb mikroorganizmalar tüm yüzeylerde yaşar. Kum bunun için ideal alandır evet, 20-30 ppi bir biyolojik sünger, bir avuç aquaneo media, eheim substrat pro, matrix gibi medyalar onlarca kilo kumdan daha çok yüzey alanına sahiptirler. Kum, azot bakterilerinden ziyade çürükçül ve fakültatif bakteriler için daha önemlidir. Silis kum ya da başka bir kumda rahatlıkla tutunurlar.
Gel gelelim arkadaşımızın sorusuna; silis kumun tds yükseltmesinden bahsettiği için ‘su değerleri’ ni etkiler mi diye sormuş bulunmakta! Siz bambaşka bir açıdan bakıyorsunuz! İyi de oldu değinilmesi, orası ayrı.
Merak etmeyin, araştırmayı-okumayı severim; özellikle bilimsel yayınları okumaya özen gösteririm. Kulaktan dolma ve birilerini dinlemekten ibaret edindiğim bilgileri paylaşmam. Yine de tavsiyeniz kulağıma küpe olsun. Size de tavsiye ederim. Keyifli hobiler!
Küçül bir not: kum sadece yukarıda tartıştığımız sebeplerle değil, beslenecek canlı için de seçilmeli. Cüce toprak yiyen grubundan olan ramireziler için ince silis kum biçilmiş kaftandır.
Beğenenler: [T]240932,Ehtiyar[/T][T]237281,Atlash[/T]
Teşekkür Edenler: [T]240932,Ehtiyar[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Ağustos 2024 22:26
[QUOTE=ArifhbsAquatics]
Merhaba; konunuzdaki mesajda da söylemiştim, ‘siz’ demeseniz de olur; adımla da hitap edebilirsiniz.
Baştan başlayarak tartışalım; ben filtrenin kalitesinden bahsetmedim; içinde kullanılan bir süngerin ve substratın, tabanda kullanacağınız herhangi bir kumdan daha fazla yüzey alanı vardır.
Kumun foton absorbesi ya da yansıtmasından bağımsız, sudaki nitrat-fosfat ve besin dengesizliğinin sonuçlarından biridir cyano bakteri. Alg sporları nereye tutunursa orada çoğalır, kum, taş, kök, cam yüzeyi farketmez. Işık olsun yeter ki. Sırf bu sebeple bile silis kum daha idealdir, iç taraflara geçirgenliği daha azdır ince ve sık yapısından ötürü. Tekrar etmekte fayda var, cyano ve bilimum mikroflora ortamdaki besin fazlalığı ve aydınlatmanın sonucudur. Tabanda ister silis kum olsun ister aktif toprak; farketmez. Cyano bakterilerin onlarca değişik türü bulunmakla beraber, akvaryum içerisindeki toksitite miktarı tartışılır. Doğada bile cyano istilasının belli bir boyuta varmasından sonra toksisite görülür ki benzer bir sorunun akvaryum ortamında oluşma ihtimali çok azdır (hiçbir müdahale olmaz ise).
Tabanda oluşabilecek dengesizlikten bahsetmişsiniz, doğrudur; kısmen! Mühim olan tabanı karıştırmamaktır. İnce yapılı kumlarda oksijensiz ortamlar daha yoğun görülebilir. Bir bakıma bu hem iyidir hem kötüdür. İyi olma sebebi, oksijensiz ortamda denitrifikasyon oluşabilmesidir. Eğer taban karıştırılırsa, bir ihtimal, hidrojen sülfür oluşan bölgeler suya dağılabilir, zehirli seviyede olabilir. Dediğim gibi bu da düşük bir ihtimaldir. Sebebine gelince; akvaryum ortamında hangi kum kullanılır hangi yükseklik yapılırsa yapılsın; tam oksijensiz, geçirgen olmayan bir bölge oluşturabilmek için en az 50/100 cm bir taban yüksekliği gerekmektedir.
Fakültatif, heterotrof, ototrof, soprofit vb mikroorganizmalar tüm yüzeylerde yaşar. Kum bunun için ideal alandır evet, 20-30 ppi bir biyolojik sünger, bir avuç aquaneo media, eheim substrat pro, matrix gibi medyalar onlarca kilo kumdan daha çok yüzey alanına sahiptirler. Kum, azot bakterilerinden ziyade çürükçül ve fakültatif bakteriler için daha önemlidir. Silis kum ya da başka bir kumda rahatlıkla tutunurlar.
Gel gelelim arkadaşımızın sorusuna; silis kumun tds yükseltmesinden bahsettiği için ‘su değerleri’ ni etkiler mi diye sormuş bulunmakta! Siz bambaşka bir açıdan bakıyorsunuz! İyi de oldu değinilmesi, orası ayrı.
Merak etmeyin, araştırmayı-okumayı severim; özellikle bilimsel yayınları okumaya özen gösteririm. Kulaktan dolma ve birilerini dinlemekten ibaret edindiğim bilgileri paylaşmam. Yine de tavsiyeniz kulağıma küpe olsun. Size de tavsiye ederim. Keyifli hobiler!
Küçül bir not: kum sadece yukarıda tartıştığımız sebeplerle değil, beslenecek canlı için de seçilmeli. Cüce toprak yiyen grubundan olan ramireziler için ince silis kum biçilmiş kaftandır.[/QUOTE]
Yüzey alanı var daha fazla bakteride tutabilir suda serbest yüzen bakteriler özellikle akıntı ile birlikte filtrede kümelenerek koloniler oluşturur.
Birde zeminde oksijenli ve oksijensiz yaşayan azot döngüsünde görevli bakteriler vardır sizin örneğiniz ve söyleminiz kumun filtrasyona etkisini gereksiz ve önemsiz gösteriyor. Serbest dolaşan mikroorganizmalar oksijensiz alanlardaki bu döngü için önemli fakat etksi bu kısımda yok.biyofiltrasyon bir bütündür.ve kum benim kurduğum sistemlerde olmazsa olmazımdırki.tanklarda mümkün mertebe monstera tarzı bitkiler kullanarak yapay filtre sistemlerini olabildiğince kullanmamaya çalışırım daha doğrusu kısmi kullanırım yada süreli.siyobakteriler kumun foton absorbesünden bağımsız değildir budan ve sizin dediğiniz gibi sudaki nitrat fosfat vb dengesiliklerden oluşur ve kumun etkisi aynı zamanda azot döngüsüne fayda sağladığı için cynobakterler fazla nitratı kullanamaz.ve sıkıntı oluşturucak belirtilergöstermezler.Anaerobik(oksijensiz ortam) bakteriler yani nitratı azot gazına çeviren bakterilerdir.filtredeki serbest dolaşan kolonilerle anaerobik bakterileri nasıl bir tutabilirsiniz yada aynı olduklarını düşünebilirsiniz.oksijensiz alan oluşturmak için 50 / 100 cm taban yüksekliği mi gerekli 50/100 cm de nedir kaynak verir misiniz.normal bir akvaryumda ortalma 5 cm kalınlıkta 3-4 ayda oluşmaktadır anaerobikler evet beslenmeleri zor olduğu için zemin mikro fiorasında çoğunluk olamazlar zaten gerekte yoktur) ama her akvaryumda mevcutturlar ve önemli görevleri vardır yüksek yoğunluklu kum ve topraklarda oksijenli mikrolar ile enerji ve madde alışverişi yapamazlar bu oluşumca suda azot sistemi olmaz ve balıklar nitrattan amonyak ve nitrit dengesizliğinden zarar görüp kayıplar yaşanabilir.bahsettiğiniz gibi karışımla ortaya metan bile çıkabiliyorki serbet bakterilerden ziyade bu anaerobikler bu tarz zehirli gazları bile absorte edip zararsız gazlara çevirerek azot döngüsünü tamamlıyorlar.kısaca denitrifikasyon ciddi manada bu oksijensiz bakterilerin eseri ve bu bakterleriler sizin yüzey alanı çok dediğiniz fitrelerde bulunmuyor.en az 50/100 cm derinlikte de bulunmuyor :)
Ayrıca azot dengesi için taban daki bakteriler daha az etkilidir demek bence doğru değil çürükcül bakteriler oksijen kullanırlar yani taban dışındada mevcutturlar özellikle taban da daha fazla bulunmazlar ama denitrifikasyonda etkili olan ve döngünün son evrelerinde işleyen çoğunluk azlık hesabı yapamıcam küçümsenilemiyecek oranda oksijensiz alan bakterileridir..3-4 ayda 2 cm lik 5 cm kalınlıkta bir tabanda zemindeki tortulaşma ile birlik te sıfırdan oluşurlar ve su değerlerine etki gösterirler siz bu faydalı mikroalışverişi gezerseniz azot döngüsü yüzde 70 çalışır.çalışır ama işte arada yaşanan olumsuzluklarda bu önemsenmeyen dengesizliğin bir sonucu olur.
Merhaba; konunuzdaki mesajda da söylemiştim, ‘siz’ demeseniz de olur; adımla da hitap edebilirsiniz.
Baştan başlayarak tartışalım; ben filtrenin kalitesinden bahsetmedim; içinde kullanılan bir süngerin ve substratın, tabanda kullanacağınız herhangi bir kumdan daha fazla yüzey alanı vardır.
Kumun foton absorbesi ya da yansıtmasından bağımsız, sudaki nitrat-fosfat ve besin dengesizliğinin sonuçlarından biridir cyano bakteri. Alg sporları nereye tutunursa orada çoğalır, kum, taş, kök, cam yüzeyi farketmez. Işık olsun yeter ki. Sırf bu sebeple bile silis kum daha idealdir, iç taraflara geçirgenliği daha azdır ince ve sık yapısından ötürü. Tekrar etmekte fayda var, cyano ve bilimum mikroflora ortamdaki besin fazlalığı ve aydınlatmanın sonucudur. Tabanda ister silis kum olsun ister aktif toprak; farketmez. Cyano bakterilerin onlarca değişik türü bulunmakla beraber, akvaryum içerisindeki toksitite miktarı tartışılır. Doğada bile cyano istilasının belli bir boyuta varmasından sonra toksisite görülür ki benzer bir sorunun akvaryum ortamında oluşma ihtimali çok azdır (hiçbir müdahale olmaz ise).
Tabanda oluşabilecek dengesizlikten bahsetmişsiniz, doğrudur; kısmen! Mühim olan tabanı karıştırmamaktır. İnce yapılı kumlarda oksijensiz ortamlar daha yoğun görülebilir. Bir bakıma bu hem iyidir hem kötüdür. İyi olma sebebi, oksijensiz ortamda denitrifikasyon oluşabilmesidir. Eğer taban karıştırılırsa, bir ihtimal, hidrojen sülfür oluşan bölgeler suya dağılabilir, zehirli seviyede olabilir. Dediğim gibi bu da düşük bir ihtimaldir. Sebebine gelince; akvaryum ortamında hangi kum kullanılır hangi yükseklik yapılırsa yapılsın; tam oksijensiz, geçirgen olmayan bir bölge oluşturabilmek için en az 50/100 cm bir taban yüksekliği gerekmektedir.
Fakültatif, heterotrof, ototrof, soprofit vb mikroorganizmalar tüm yüzeylerde yaşar. Kum bunun için ideal alandır evet, 20-30 ppi bir biyolojik sünger, bir avuç aquaneo media, eheim substrat pro, matrix gibi medyalar onlarca kilo kumdan daha çok yüzey alanına sahiptirler. Kum, azot bakterilerinden ziyade çürükçül ve fakültatif bakteriler için daha önemlidir. Silis kum ya da başka bir kumda rahatlıkla tutunurlar.
Gel gelelim arkadaşımızın sorusuna; silis kumun tds yükseltmesinden bahsettiği için ‘su değerleri’ ni etkiler mi diye sormuş bulunmakta! Siz bambaşka bir açıdan bakıyorsunuz! İyi de oldu değinilmesi, orası ayrı.
Merak etmeyin, araştırmayı-okumayı severim; özellikle bilimsel yayınları okumaya özen gösteririm. Kulaktan dolma ve birilerini dinlemekten ibaret edindiğim bilgileri paylaşmam. Yine de tavsiyeniz kulağıma küpe olsun. Size de tavsiye ederim. Keyifli hobiler!
Küçül bir not: kum sadece yukarıda tartıştığımız sebeplerle değil, beslenecek canlı için de seçilmeli. Cüce toprak yiyen grubundan olan ramireziler için ince silis kum biçilmiş kaftandır.[/QUOTE]
Yüzey alanı var daha fazla bakteride tutabilir suda serbest yüzen bakteriler özellikle akıntı ile birlikte filtrede kümelenerek koloniler oluşturur.
Birde zeminde oksijenli ve oksijensiz yaşayan azot döngüsünde görevli bakteriler vardır sizin örneğiniz ve söyleminiz kumun filtrasyona etkisini gereksiz ve önemsiz gösteriyor. Serbest dolaşan mikroorganizmalar oksijensiz alanlardaki bu döngü için önemli fakat etksi bu kısımda yok.biyofiltrasyon bir bütündür.ve kum benim kurduğum sistemlerde olmazsa olmazımdırki.tanklarda mümkün mertebe monstera tarzı bitkiler kullanarak yapay filtre sistemlerini olabildiğince kullanmamaya çalışırım daha doğrusu kısmi kullanırım yada süreli.siyobakteriler kumun foton absorbesünden bağımsız değildir budan ve sizin dediğiniz gibi sudaki nitrat fosfat vb dengesiliklerden oluşur ve kumun etkisi aynı zamanda azot döngüsüne fayda sağladığı için cynobakterler fazla nitratı kullanamaz.ve sıkıntı oluşturucak belirtilergöstermezler.Anaerobik(oksijensiz ortam) bakteriler yani nitratı azot gazına çeviren bakterilerdir.filtredeki serbest dolaşan kolonilerle anaerobik bakterileri nasıl bir tutabilirsiniz yada aynı olduklarını düşünebilirsiniz.oksijensiz alan oluşturmak için 50 / 100 cm taban yüksekliği mi gerekli 50/100 cm de nedir kaynak verir misiniz.normal bir akvaryumda ortalma 5 cm kalınlıkta 3-4 ayda oluşmaktadır anaerobikler evet beslenmeleri zor olduğu için zemin mikro fiorasında çoğunluk olamazlar zaten gerekte yoktur) ama her akvaryumda mevcutturlar ve önemli görevleri vardır yüksek yoğunluklu kum ve topraklarda oksijenli mikrolar ile enerji ve madde alışverişi yapamazlar bu oluşumca suda azot sistemi olmaz ve balıklar nitrattan amonyak ve nitrit dengesizliğinden zarar görüp kayıplar yaşanabilir.bahsettiğiniz gibi karışımla ortaya metan bile çıkabiliyorki serbet bakterilerden ziyade bu anaerobikler bu tarz zehirli gazları bile absorte edip zararsız gazlara çevirerek azot döngüsünü tamamlıyorlar.kısaca denitrifikasyon ciddi manada bu oksijensiz bakterilerin eseri ve bu bakterleriler sizin yüzey alanı çok dediğiniz fitrelerde bulunmuyor.en az 50/100 cm derinlikte de bulunmuyor :)
Ayrıca azot dengesi için taban daki bakteriler daha az etkilidir demek bence doğru değil çürükcül bakteriler oksijen kullanırlar yani taban dışındada mevcutturlar özellikle taban da daha fazla bulunmazlar ama denitrifikasyonda etkili olan ve döngünün son evrelerinde işleyen çoğunluk azlık hesabı yapamıcam küçümsenilemiyecek oranda oksijensiz alan bakterileridir..3-4 ayda 2 cm lik 5 cm kalınlıkta bir tabanda zemindeki tortulaşma ile birlik te sıfırdan oluşurlar ve su değerlerine etki gösterirler siz bu faydalı mikroalışverişi gezerseniz azot döngüsü yüzde 70 çalışır.çalışır ama işte arada yaşanan olumsuzluklarda bu önemsenmeyen dengesizliğin bir sonucu olur.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Ağustos 2024 23:51
[QUOTE=tafocan]
Yüzey alanı var daha fazla bakteride tutabilir suda serbest yüzen bakteriler özellikle akıntı ile birlikte filtrede kümelenerek koloniler oluşturur.
Birde zeminde oksijenli ve oksijensiz yaşayan azot döngüsünde görevli bakteriler vardır sizin örneğiniz ve söyleminiz kumun filtrasyona etkisini gereksiz ve önemsiz gösteriyor. Serbest dolaşan mikroorganizmalar oksijensiz alanlardaki bu döngü için önemli fakat etksi bu kısımda yok.biyofiltrasyon bir bütündür.ve kum benim kurduğum sistemlerde olmazsa olmazımdırki.tanklarda mümkün mertebe monstera tarzı bitkiler kullanarak yapay filtre sistemlerini olabildiğince kullanmamaya çalışırım daha doğrusu kısmi kullanırım yada süreli.siyobakteriler kumun foton absorbesünden bağımsız değildir budan ve sizin dediğiniz gibi sudaki nitrat fosfat vb dengesiliklerden oluşur ve kumun etkisi aynı zamanda azot döngüsüne fayda sağladığı için cynobakterler fazla nitratı kullanamaz.ve sıkıntı oluşturucak belirtilergöstermezler.Anaerobik(oksijensiz ortam) bakteriler yani nitratı azot gazına çeviren bakterilerdir.filtredeki serbest dolaşan kolonilerle anaerobik bakterileri nasıl bir tutabilirsiniz yada aynı olduklarını düşünebilirsiniz.oksijensiz alan oluşturmak için 50 / 100 cm taban yüksekliği mi gerekli 50/100 cm de nedir kaynak verir misiniz.normal bir akvaryumda ortalma 5 cm kalınlıkta 3-4 ayda oluşmaktadır anaerobikler evet beslenmeleri zor olduğu için zemin mikro fiorasında çoğunluk olamazlar zaten gerekte yoktur) ama her akvaryumda mevcutturlar ve önemli görevleri vardır yüksek yoğunluklu kum ve topraklarda oksijenli mikrolar ile enerji ve madde alışverişi yapamazlar bu oluşumca suda azot sistemi olmaz ve balıklar nitrattan amonyak ve nitrit dengesizliğinden zarar görüp kayıplar yaşanabilir.bahsettiğiniz gibi karışımla ortaya metan bile çıkabiliyorki serbet bakterilerden ziyade bu anaerobikler bu tarz zehirli gazları bile absorte edip zararsız gazlara çevirerek azot döngüsünü tamamlıyorlar.kısaca denitrifikasyon ciddi manada bu oksijensiz bakterilerin eseri ve bu bakterleriler sizin yüzey alanı çok dediğiniz fitrelerde bulunmuyor.en az 50/100 cm derinlikte de bulunmuyor :)
Ayrıca azot dengesi için taban daki bakteriler daha az etkilidir demek bence doğru değil çürükcül bakteriler oksijen kullanırlar yani taban dışındada mevcutturlar özellikle taban da daha fazla bulunmazlar ama denitrifikasyonda etkili olan ve döngünün son evrelerinde işleyen çoğunluk azlık hesabı yapamıcam küçümsenilemiyecek oranda oksijensiz alan bakterileridir..3-4 ayda 2 cm lik 5 cm kalınlıkta bir tabanda zemindeki tortulaşma ile birlik te sıfırdan oluşurlar ve su değerlerine etki gösterirler siz bu faydalı mikroalışverişi gezerseniz azot döngüsü yüzde 70 çalışır.çalışır ama işte arada yaşanan olumsuzluklarda bu önemsenmeyen dengesizliğin bir sonucu olur.
[/QUOTE]
Derin kumda denitrifikasyon denemeleri daha çok tuzlusu tanklarının alanına girmekte; canlı kum, kaya, mercan vs hem tatlısuda kullandığımız topraklara, kumlara kıyasla daha avantajlı hem tuzlusuda nitrat birikimi daha sıkıntılı (ekonomik açıdan da). Üstelik tatlısu tanklarında denitrifikasyon veya anoksik filtrasyon üzerine yapılmış ahım şahım bilimsel yayın bulunmamakta. 50/100 cm örneğini verme sebebim, anoksik filtrasyon üzerine araştırma yapan Dr. Novac’ın kedi kumu ile yaptığı reaktör deneyi, su arıtma tesislerinde kullanılan benzer reaktörlerin çalışma prensibi ve doğada toprağın üstlendiği biyofiltrasyonun çalışma mekanizmasıyla alakalıdır. Doğada, toprağın su sütunundan daha derinde, oksijensiz ortamlarda, kükürt ve organik bileşikler açısından zengin kısımlarında gerçekleşir bu olay. Peki akvaryumlarımızda kükürt ve karbon açısından zengin bir kum kullanıyor muyuz? Silis kumda bu var mı? Üstelik su, 20 cm kalınlıkta bir silis kum bulunan akvaryum tabanına kadar oksijen götürmekte. Dikilen bitkiler de kökleri vasıtasıyla aynı şeyi yapmaktadır. Denitrifikasyon o kadar yavaş bir süreçtir ki, akvaryumda kullandığımız kumun en derin kısımlarında bile hidrojensülfür oluşturacak kadar etkili değildir! En az 6-7 tank bozdum 15-20 cm silis kumun olduğu, asla çürük yumurta kokusuna denk gelmedim! Bu demek değildir ki hiç denitrifikasyon olmadı. İlla ki olmuştur ama asla kayda değmez. O sebeple, tanklarımızda bu işi fakültatif bakteriler daha çok yapar. Ben kumun azot ve karbon döngüsünde önemsiz olduğunu söylemiyorum, aksine; önemlidir. Tartışmayı sadece silis kum üzerinden ele alıyorum dikkat ederseniz. Biraz da anlam kargaşası yaşadığınızı görüyorum. Ya da anlatırken ifade edemiyorsunuz sanırım.
Keyifli hobiler.
Yüzey alanı var daha fazla bakteride tutabilir suda serbest yüzen bakteriler özellikle akıntı ile birlikte filtrede kümelenerek koloniler oluşturur.
Birde zeminde oksijenli ve oksijensiz yaşayan azot döngüsünde görevli bakteriler vardır sizin örneğiniz ve söyleminiz kumun filtrasyona etkisini gereksiz ve önemsiz gösteriyor. Serbest dolaşan mikroorganizmalar oksijensiz alanlardaki bu döngü için önemli fakat etksi bu kısımda yok.biyofiltrasyon bir bütündür.ve kum benim kurduğum sistemlerde olmazsa olmazımdırki.tanklarda mümkün mertebe monstera tarzı bitkiler kullanarak yapay filtre sistemlerini olabildiğince kullanmamaya çalışırım daha doğrusu kısmi kullanırım yada süreli.siyobakteriler kumun foton absorbesünden bağımsız değildir budan ve sizin dediğiniz gibi sudaki nitrat fosfat vb dengesiliklerden oluşur ve kumun etkisi aynı zamanda azot döngüsüne fayda sağladığı için cynobakterler fazla nitratı kullanamaz.ve sıkıntı oluşturucak belirtilergöstermezler.Anaerobik(oksijensiz ortam) bakteriler yani nitratı azot gazına çeviren bakterilerdir.filtredeki serbest dolaşan kolonilerle anaerobik bakterileri nasıl bir tutabilirsiniz yada aynı olduklarını düşünebilirsiniz.oksijensiz alan oluşturmak için 50 / 100 cm taban yüksekliği mi gerekli 50/100 cm de nedir kaynak verir misiniz.normal bir akvaryumda ortalma 5 cm kalınlıkta 3-4 ayda oluşmaktadır anaerobikler evet beslenmeleri zor olduğu için zemin mikro fiorasında çoğunluk olamazlar zaten gerekte yoktur) ama her akvaryumda mevcutturlar ve önemli görevleri vardır yüksek yoğunluklu kum ve topraklarda oksijenli mikrolar ile enerji ve madde alışverişi yapamazlar bu oluşumca suda azot sistemi olmaz ve balıklar nitrattan amonyak ve nitrit dengesizliğinden zarar görüp kayıplar yaşanabilir.bahsettiğiniz gibi karışımla ortaya metan bile çıkabiliyorki serbet bakterilerden ziyade bu anaerobikler bu tarz zehirli gazları bile absorte edip zararsız gazlara çevirerek azot döngüsünü tamamlıyorlar.kısaca denitrifikasyon ciddi manada bu oksijensiz bakterilerin eseri ve bu bakterleriler sizin yüzey alanı çok dediğiniz fitrelerde bulunmuyor.en az 50/100 cm derinlikte de bulunmuyor :)
Ayrıca azot dengesi için taban daki bakteriler daha az etkilidir demek bence doğru değil çürükcül bakteriler oksijen kullanırlar yani taban dışındada mevcutturlar özellikle taban da daha fazla bulunmazlar ama denitrifikasyonda etkili olan ve döngünün son evrelerinde işleyen çoğunluk azlık hesabı yapamıcam küçümsenilemiyecek oranda oksijensiz alan bakterileridir..3-4 ayda 2 cm lik 5 cm kalınlıkta bir tabanda zemindeki tortulaşma ile birlik te sıfırdan oluşurlar ve su değerlerine etki gösterirler siz bu faydalı mikroalışverişi gezerseniz azot döngüsü yüzde 70 çalışır.çalışır ama işte arada yaşanan olumsuzluklarda bu önemsenmeyen dengesizliğin bir sonucu olur.
[/QUOTE]
Derin kumda denitrifikasyon denemeleri daha çok tuzlusu tanklarının alanına girmekte; canlı kum, kaya, mercan vs hem tatlısuda kullandığımız topraklara, kumlara kıyasla daha avantajlı hem tuzlusuda nitrat birikimi daha sıkıntılı (ekonomik açıdan da). Üstelik tatlısu tanklarında denitrifikasyon veya anoksik filtrasyon üzerine yapılmış ahım şahım bilimsel yayın bulunmamakta. 50/100 cm örneğini verme sebebim, anoksik filtrasyon üzerine araştırma yapan Dr. Novac’ın kedi kumu ile yaptığı reaktör deneyi, su arıtma tesislerinde kullanılan benzer reaktörlerin çalışma prensibi ve doğada toprağın üstlendiği biyofiltrasyonun çalışma mekanizmasıyla alakalıdır. Doğada, toprağın su sütunundan daha derinde, oksijensiz ortamlarda, kükürt ve organik bileşikler açısından zengin kısımlarında gerçekleşir bu olay. Peki akvaryumlarımızda kükürt ve karbon açısından zengin bir kum kullanıyor muyuz? Silis kumda bu var mı? Üstelik su, 20 cm kalınlıkta bir silis kum bulunan akvaryum tabanına kadar oksijen götürmekte. Dikilen bitkiler de kökleri vasıtasıyla aynı şeyi yapmaktadır. Denitrifikasyon o kadar yavaş bir süreçtir ki, akvaryumda kullandığımız kumun en derin kısımlarında bile hidrojensülfür oluşturacak kadar etkili değildir! En az 6-7 tank bozdum 15-20 cm silis kumun olduğu, asla çürük yumurta kokusuna denk gelmedim! Bu demek değildir ki hiç denitrifikasyon olmadı. İlla ki olmuştur ama asla kayda değmez. O sebeple, tanklarımızda bu işi fakültatif bakteriler daha çok yapar. Ben kumun azot ve karbon döngüsünde önemsiz olduğunu söylemiyorum, aksine; önemlidir. Tartışmayı sadece silis kum üzerinden ele alıyorum dikkat ederseniz. Biraz da anlam kargaşası yaşadığınızı görüyorum. Ya da anlatırken ifade edemiyorsunuz sanırım.
Keyifli hobiler.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Ağustos 2024 00:47
Sizler gibi uzun uzun yazmayacağım.
1. Filtre ayrı kum ayrı, o yüzden elma ile armut tartışmasına gerek yok.
2. Apisto akvaryumlarında lav kırığı olmaz çünkü keskindir ve zarar verir. Ayrıca yavrular aralara kaçacağından anaçları bulamaz veya anaçlar onları takip edemez.
3. Arada (kim olursa) biri çıkıp "yaptım oldu" konusuna girmesin, konu çok büyür.
4. Cama cam akvaryumda sadece pipo filtre ile dip çekmeden 10 cm tortu biriktirmiş ve o tortuda (işi bilerek) görenlerin kafayı yediyi döngü oluşturmuş biri olarak kumlu/kumsuz, alternatif çeşitli filtreli birçok senaryom var.
Sonuçta oluru var, olmazı var. Yaptım oldusu var, doğrusu var.
Gerisi herkesin keyfine...
Yeter ki balıklar ölmesin, sağlıklı yaşasın.
1. Filtre ayrı kum ayrı, o yüzden elma ile armut tartışmasına gerek yok.
2. Apisto akvaryumlarında lav kırığı olmaz çünkü keskindir ve zarar verir. Ayrıca yavrular aralara kaçacağından anaçları bulamaz veya anaçlar onları takip edemez.
3. Arada (kim olursa) biri çıkıp "yaptım oldu" konusuna girmesin, konu çok büyür.
4. Cama cam akvaryumda sadece pipo filtre ile dip çekmeden 10 cm tortu biriktirmiş ve o tortuda (işi bilerek) görenlerin kafayı yediyi döngü oluşturmuş biri olarak kumlu/kumsuz, alternatif çeşitli filtreli birçok senaryom var.
Sonuçta oluru var, olmazı var. Yaptım oldusu var, doğrusu var.
Gerisi herkesin keyfine...
Yeter ki balıklar ölmesin, sağlıklı yaşasın.
Beğenenler: [T]205902,ArifhbsAquatics[/T][T]242190,tafocan[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Ağustos 2024 01:17
[QUOTE=ArifhbsAquatics]
Derin kumda denitrifikasyon denemeleri daha çok tuzlusu tanklarının alanına girmekte; canlı kum, kaya, mercan vs hem tatlısuda kullandığımız topraklara, kumlara kıyasla daha avantajlı hem tuzlusuda nitrat birikimi daha sıkıntılı (ekonomik açıdan da). Üstelik tatlısu tanklarında denitrifikasyon veya anoksik filtrasyon üzerine yapılmış ahım şahım bilimsel yayın bulunmamakta. 50/100 cm örneğini verme sebebim, anoksik filtrasyon üzerine araştırma yapan Dr. Novac’ın kedi kumu ile yaptığı reaktör deneyi, su arıtma tesislerinde kullanılan benzer reaktörlerin çalışma prensibi ve doğada toprağın üstlendiği biyofiltrasyonun çalışma mekanizmasıyla alakalıdır. Doğada, toprağın su sütunundan daha derinde, oksijensiz ortamlarda, kükürt ve organik bileşikler açısından zengin kısımlarında gerçekleşir bu olay. Peki akvaryumlarımızda kükürt ve karbon açısından zengin bir kum kullanıyor muyuz? Silis kumda bu var mı? Üstelik su, 20 cm kalınlıkta bir silis kum bulunan akvaryum tabanına kadar oksijen götürmekte. Dikilen bitkiler de kökleri vasıtasıyla aynı şeyi yapmaktadır. Denitrifikasyon o kadar yavaş bir süreçtir ki, akvaryumda kullandığımız kumun en derin kısımlarında bile hidrojensülfür oluşturacak kadar etkili değildir! En az 6-7 tank bozdum 15-20 cm silis kumun olduğu, asla çürük yumurta kokusuna denk gelmedim! Bu demek değildir ki hiç denitrifikasyon olmadı. İlla ki olmuştur ama asla kayda değmez. O sebeple, tanklarımızda bu işi fakültatif bakteriler daha çok yapar. Ben kumun azot ve karbon döngüsünde önemsiz olduğunu söylemiyorum, aksine; önemlidir. Tartışmayı sadece silis kum üzerinden ele alıyorum dikkat ederseniz. Biraz da anlam kargaşası yaşadığınızı görüyorum. Ya da anlatırken ifade edemiyorsunuz sanırım.
Keyifli hobiler.
[/QUOTE]
Anlam kargaşasınyaşayan sensin Arif su zeminindeki oksijen ve oksijensiz alan ile karadaki aynı değil bu madde alışverişi ile karasal ortamdaki döngüsel parametreler aynı değil.suda derinlik arttıkca oksijen oranı düşer zemine girilmese bile oksijensiz alan oluyor okyanuslarda bu olay var.Akvaryumda kumla birlikte zamanla oluşan artık ve tortular ile belli seviyede belli bögelerde bu alanlar oluşur.aynı şekilde atmosfere doğru yükseldikçede düşer yerçekimsiz alana doğru) kaynak gösteremezsiniz çünkü böyle birşey yok. bitkileri neden katıyorsunuz bitkiler dikilirken en alt katmana kadar dikmiyoruz akvaryumda.siz karasal alandaki azot döngüsüne giriyorsunuz.konuyu sadece silis kum üzerinden götürmüyorsunuz.bitki kökleri tabi olarak toprağı havalandırır bu zaten kesin bizim bahsettiğimiz denitrifikasyon Akvaryum ortamında belli bölgelerde oksijensiz alanlar oluşması ve bu alanlarda azot döngüsünde oksijen kullanan mikroorganizmalar arasında oluşan enerji transferidir.siz bu oluşan sistemi inkar etmiyorsunuz ama 100 cm derinlik gerek diyordunuz ama şimdi bir miktar mutlaka olmuştur ama kayda değer değil diyorsunuz.ayrıca evet bitkiler hem karada hemde suda bu parçalana eylemini gerçekleştiriyor ama konumuz bitkilerin değil ki bitkilerin de bunu akvaryumda gerçekleştirmesi için bitki kumu yada canlı toprak vb gerekli.silis kumda bu bakteriler tarafındanda zor bitkiler tarafındanda zor.çünkü tabanı boğuyor belki ilk başlarda değil ama zamanl bu kaçınımaz oluyor.buda su değerlerini dolaylı yoldan etkiler Arif
Ben kumun azot ve karbon döngüsünde önemsiz olduğunu söylemiyorum, aksine; önemlidir. diyorsunuz ama daha mesajınızın başında kumun alg oluşmasına etkisi yok diyorsunuz böyle bir bir şey olabilir mi bunu nasıl dersiniz.etkisi yoksa azot ve karbon döngüsündeki yeri ne? Ne işie yarıyor? ayrıca tabandaki filtrasyondan bahsedince yapay filtrelerin daha çok bakteri tuttğunu söylediniz ben ondan bahsetmemiştim yani bakterilerin hepsini bir yaptınız genellediniz.ama benim bahsettiklerim sadece tabanda konumda bu.aslında konu sizin kumla su değerlerinin alakası yok demeniz yani yosun falan yapmaz dediniz halbuki bilimsel olarakta kumun etki ettiği biliniyor direk yada tek sebeb olmasada sebeblerden biri. bunu derken diğer şimdi ben silis kum için diyorum oldu fatketmiyor arif.20 cm e kadar oksijen giriyor silise diyorsun girebilir zeminin her tabakası ve böylgesinde olcak diye bir kanun yok.neticede 100 cm de olurunuda kendin bozdun demekki normal bir akvaryumda da oluyor az yada çok.ben senin aksine çok daha etkili olduğunu düşünüyorum ve kum kalınlığımıda herzaman derin tutarım ve akvaryumlarda daha fazla berraklık sağlıyorum.
Derin kumda denitrifikasyon denemeleri daha çok tuzlusu tanklarının alanına girmekte; canlı kum, kaya, mercan vs hem tatlısuda kullandığımız topraklara, kumlara kıyasla daha avantajlı hem tuzlusuda nitrat birikimi daha sıkıntılı (ekonomik açıdan da). Üstelik tatlısu tanklarında denitrifikasyon veya anoksik filtrasyon üzerine yapılmış ahım şahım bilimsel yayın bulunmamakta. 50/100 cm örneğini verme sebebim, anoksik filtrasyon üzerine araştırma yapan Dr. Novac’ın kedi kumu ile yaptığı reaktör deneyi, su arıtma tesislerinde kullanılan benzer reaktörlerin çalışma prensibi ve doğada toprağın üstlendiği biyofiltrasyonun çalışma mekanizmasıyla alakalıdır. Doğada, toprağın su sütunundan daha derinde, oksijensiz ortamlarda, kükürt ve organik bileşikler açısından zengin kısımlarında gerçekleşir bu olay. Peki akvaryumlarımızda kükürt ve karbon açısından zengin bir kum kullanıyor muyuz? Silis kumda bu var mı? Üstelik su, 20 cm kalınlıkta bir silis kum bulunan akvaryum tabanına kadar oksijen götürmekte. Dikilen bitkiler de kökleri vasıtasıyla aynı şeyi yapmaktadır. Denitrifikasyon o kadar yavaş bir süreçtir ki, akvaryumda kullandığımız kumun en derin kısımlarında bile hidrojensülfür oluşturacak kadar etkili değildir! En az 6-7 tank bozdum 15-20 cm silis kumun olduğu, asla çürük yumurta kokusuna denk gelmedim! Bu demek değildir ki hiç denitrifikasyon olmadı. İlla ki olmuştur ama asla kayda değmez. O sebeple, tanklarımızda bu işi fakültatif bakteriler daha çok yapar. Ben kumun azot ve karbon döngüsünde önemsiz olduğunu söylemiyorum, aksine; önemlidir. Tartışmayı sadece silis kum üzerinden ele alıyorum dikkat ederseniz. Biraz da anlam kargaşası yaşadığınızı görüyorum. Ya da anlatırken ifade edemiyorsunuz sanırım.
Keyifli hobiler.
[/QUOTE]
Anlam kargaşasınyaşayan sensin Arif su zeminindeki oksijen ve oksijensiz alan ile karadaki aynı değil bu madde alışverişi ile karasal ortamdaki döngüsel parametreler aynı değil.suda derinlik arttıkca oksijen oranı düşer zemine girilmese bile oksijensiz alan oluyor okyanuslarda bu olay var.Akvaryumda kumla birlikte zamanla oluşan artık ve tortular ile belli seviyede belli bögelerde bu alanlar oluşur.aynı şekilde atmosfere doğru yükseldikçede düşer yerçekimsiz alana doğru) kaynak gösteremezsiniz çünkü böyle birşey yok. bitkileri neden katıyorsunuz bitkiler dikilirken en alt katmana kadar dikmiyoruz akvaryumda.siz karasal alandaki azot döngüsüne giriyorsunuz.konuyu sadece silis kum üzerinden götürmüyorsunuz.bitki kökleri tabi olarak toprağı havalandırır bu zaten kesin bizim bahsettiğimiz denitrifikasyon Akvaryum ortamında belli bölgelerde oksijensiz alanlar oluşması ve bu alanlarda azot döngüsünde oksijen kullanan mikroorganizmalar arasında oluşan enerji transferidir.siz bu oluşan sistemi inkar etmiyorsunuz ama 100 cm derinlik gerek diyordunuz ama şimdi bir miktar mutlaka olmuştur ama kayda değer değil diyorsunuz.ayrıca evet bitkiler hem karada hemde suda bu parçalana eylemini gerçekleştiriyor ama konumuz bitkilerin değil ki bitkilerin de bunu akvaryumda gerçekleştirmesi için bitki kumu yada canlı toprak vb gerekli.silis kumda bu bakteriler tarafındanda zor bitkiler tarafındanda zor.çünkü tabanı boğuyor belki ilk başlarda değil ama zamanl bu kaçınımaz oluyor.buda su değerlerini dolaylı yoldan etkiler Arif
Ben kumun azot ve karbon döngüsünde önemsiz olduğunu söylemiyorum, aksine; önemlidir. diyorsunuz ama daha mesajınızın başında kumun alg oluşmasına etkisi yok diyorsunuz böyle bir bir şey olabilir mi bunu nasıl dersiniz.etkisi yoksa azot ve karbon döngüsündeki yeri ne? Ne işie yarıyor? ayrıca tabandaki filtrasyondan bahsedince yapay filtrelerin daha çok bakteri tuttğunu söylediniz ben ondan bahsetmemiştim yani bakterilerin hepsini bir yaptınız genellediniz.ama benim bahsettiklerim sadece tabanda konumda bu.aslında konu sizin kumla su değerlerinin alakası yok demeniz yani yosun falan yapmaz dediniz halbuki bilimsel olarakta kumun etki ettiği biliniyor direk yada tek sebeb olmasada sebeblerden biri. bunu derken diğer şimdi ben silis kum için diyorum oldu fatketmiyor arif.20 cm e kadar oksijen giriyor silise diyorsun girebilir zeminin her tabakası ve böylgesinde olcak diye bir kanun yok.neticede 100 cm de olurunuda kendin bozdun demekki normal bir akvaryumda da oluyor az yada çok.ben senin aksine çok daha etkili olduğunu düşünüyorum ve kum kalınlığımıda herzaman derin tutarım ve akvaryumlarda daha fazla berraklık sağlıyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Ağustos 2024 01:35
[QUOTE=tafocan]
Anlam kargaşasınyaşayan sensin Arif su zeminindeki oksijen ve oksijensiz alan ile karadaki aynı değil bu madde alışverişi ile karasal ortamdaki döngüsel parametreler aynı değil.suda derinlik arttıkca oksijen oranı düşer zemine girilmese bile oksijensiz alan oluyor okyanuslarda bu olay var.Akvaryumda kumla birlikte zamanla oluşan artık ve tortular ile belli seviyede belli bögelerde bu alanlar oluşur.aynı şekilde atmosfere doğru yükseldikçede düşer yerçekimsiz alana doğru) kaynak gösteremezsiniz çünkü böyle birşey yok. bitkileri neden katıyorsunuz bitkiler dikilirken en alt katmana kadar dikmiyoruz akvaryumda.siz karasal alandaki azot döngüsüne giriyorsunuz.konuyu sadece silis kum üzerinden götürmüyorsunuz.bitki kökleri tabi olarak toprağı havalandırır bu zaten kesin bizim bahsettiğimiz denitrifikasyon Akvaryum ortamında belli bölgelerde oksijensiz alanlar oluşması ve bu alanlarda azot döngüsünde oksijen kullanan mikroorganizmalar arasında oluşan enerji transferidir.siz bu oluşan sistemi inkar etmiyorsunuz ama 100 cm derinlik gerek diyordunuz ama şimdi bir miktar mutlaka olmuştur ama kayda değer değil diyorsunuz.ayrıca evet bitkiler hem karada hemde suda bu parçalana eylemini gerçekleştiriyor ama konumuz bitkilerin değil ki bitkilerin de bunu akvaryumda gerçekleştirmesi için bitki kumu yada canlı toprak vb gerekli.silis kumda bu bakteriler tarafındanda zor bitkiler tarafındanda zor.çünkü tabanı boğuyor belki ilk başlarda değil ama zamanl bu kaçınımaz oluyor.buda su değerlerini dolaylı yoldan etkiler Arif
Ben kumun azot ve karbon döngüsünde önemsiz olduğunu söylemiyorum, aksine; önemlidir. diyorsunuz ama daha mesajınızın başında kumun alg oluşmasına etkisi yok diyorsunuz böyle bir bir şey olabilir mi bunu nasıl dersiniz.etkisi yoksa azot ve karbon döngüsündeki yeri ne? Ne işie yarıyor? ayrıca tabandaki filtrasyondan bahsedince yapay filtrelerin daha çok bakteri tuttğunu söylediniz ben ondan bahsetmemiştim yani bakterilerin hepsini bir yaptınız genellediniz.ama benim bahsettiklerim sadece tabanda konumda bu.aslında konu sizin kumla su değerlerinin alakası yok demeniz yani yosun falan yapmaz dediniz halbuki bilimsel olarakta kumun etki ettiği biliniyor direk yada tek sebeb olmasada sebeblerden biri. bunu derken diğer şimdi ben silis kum için diyorum oldu fatketmiyor arif.20 cm e kadar oksijen giriyor silise diyorsun girebilir zeminin her tabakası ve böylgesinde olcak diye bir kanun yok.neticede 100 cm de olurunuda kendin bozdun demekki normal bir akvaryumda da oluyor az yada çok.ben senin aksine çok daha etkili olduğunu düşünüyorum ve kum kalınlığımıda herzaman derin tutarım ve akvaryumlarda daha fazla berraklık sağlıyorum.[/QUOTE]
Sevgili Tayfun Bey! Lütfen dikkatli okuyun, kastettiğim toprağın bir tatlısu tabanı olduğunu atlıyorsunuz, karasal alanla, okyanus dibi ile ve atmosferle ne alakası var? Baştan beri bahsettiğiniz ‘oksijensiz’ alanın akvaryum tabanında tamamen olamayacağını, denitrifikasyonun çok ağır bir süreç olduğunu ve kum içerisinde bahsettiğiniz toksititenin de kayda değer miktarda olamayacağını anlatıyorum. Sapla samanı aynı yere koymanın anlamı yok! Kesinlikle kavram kargaşası yaşıyorsunuz. Cyano, alg ve türevlerinin oluşumu için kum olmasına da gerek yok. Konu silis kumun salınımı idi, siz yosun tutmasından ve suyu bozmasından bahsettiniz ben de iddialarınıza cevap verdim. Konuyu kişiselleştirmeden tartışacaksanız buyurun!
Kum kullanılacaksa silis kum bahsedilen tür için de, su değerleri için de iyidir.
Anlam kargaşasınyaşayan sensin Arif su zeminindeki oksijen ve oksijensiz alan ile karadaki aynı değil bu madde alışverişi ile karasal ortamdaki döngüsel parametreler aynı değil.suda derinlik arttıkca oksijen oranı düşer zemine girilmese bile oksijensiz alan oluyor okyanuslarda bu olay var.Akvaryumda kumla birlikte zamanla oluşan artık ve tortular ile belli seviyede belli bögelerde bu alanlar oluşur.aynı şekilde atmosfere doğru yükseldikçede düşer yerçekimsiz alana doğru) kaynak gösteremezsiniz çünkü böyle birşey yok. bitkileri neden katıyorsunuz bitkiler dikilirken en alt katmana kadar dikmiyoruz akvaryumda.siz karasal alandaki azot döngüsüne giriyorsunuz.konuyu sadece silis kum üzerinden götürmüyorsunuz.bitki kökleri tabi olarak toprağı havalandırır bu zaten kesin bizim bahsettiğimiz denitrifikasyon Akvaryum ortamında belli bölgelerde oksijensiz alanlar oluşması ve bu alanlarda azot döngüsünde oksijen kullanan mikroorganizmalar arasında oluşan enerji transferidir.siz bu oluşan sistemi inkar etmiyorsunuz ama 100 cm derinlik gerek diyordunuz ama şimdi bir miktar mutlaka olmuştur ama kayda değer değil diyorsunuz.ayrıca evet bitkiler hem karada hemde suda bu parçalana eylemini gerçekleştiriyor ama konumuz bitkilerin değil ki bitkilerin de bunu akvaryumda gerçekleştirmesi için bitki kumu yada canlı toprak vb gerekli.silis kumda bu bakteriler tarafındanda zor bitkiler tarafındanda zor.çünkü tabanı boğuyor belki ilk başlarda değil ama zamanl bu kaçınımaz oluyor.buda su değerlerini dolaylı yoldan etkiler Arif
Ben kumun azot ve karbon döngüsünde önemsiz olduğunu söylemiyorum, aksine; önemlidir. diyorsunuz ama daha mesajınızın başında kumun alg oluşmasına etkisi yok diyorsunuz böyle bir bir şey olabilir mi bunu nasıl dersiniz.etkisi yoksa azot ve karbon döngüsündeki yeri ne? Ne işie yarıyor? ayrıca tabandaki filtrasyondan bahsedince yapay filtrelerin daha çok bakteri tuttğunu söylediniz ben ondan bahsetmemiştim yani bakterilerin hepsini bir yaptınız genellediniz.ama benim bahsettiklerim sadece tabanda konumda bu.aslında konu sizin kumla su değerlerinin alakası yok demeniz yani yosun falan yapmaz dediniz halbuki bilimsel olarakta kumun etki ettiği biliniyor direk yada tek sebeb olmasada sebeblerden biri. bunu derken diğer şimdi ben silis kum için diyorum oldu fatketmiyor arif.20 cm e kadar oksijen giriyor silise diyorsun girebilir zeminin her tabakası ve böylgesinde olcak diye bir kanun yok.neticede 100 cm de olurunuda kendin bozdun demekki normal bir akvaryumda da oluyor az yada çok.ben senin aksine çok daha etkili olduğunu düşünüyorum ve kum kalınlığımıda herzaman derin tutarım ve akvaryumlarda daha fazla berraklık sağlıyorum.[/QUOTE]
Sevgili Tayfun Bey! Lütfen dikkatli okuyun, kastettiğim toprağın bir tatlısu tabanı olduğunu atlıyorsunuz, karasal alanla, okyanus dibi ile ve atmosferle ne alakası var? Baştan beri bahsettiğiniz ‘oksijensiz’ alanın akvaryum tabanında tamamen olamayacağını, denitrifikasyonun çok ağır bir süreç olduğunu ve kum içerisinde bahsettiğiniz toksititenin de kayda değer miktarda olamayacağını anlatıyorum. Sapla samanı aynı yere koymanın anlamı yok! Kesinlikle kavram kargaşası yaşıyorsunuz. Cyano, alg ve türevlerinin oluşumu için kum olmasına da gerek yok. Konu silis kumun salınımı idi, siz yosun tutmasından ve suyu bozmasından bahsettiniz ben de iddialarınıza cevap verdim. Konuyu kişiselleştirmeden tartışacaksanız buyurun!
Kum kullanılacaksa silis kum bahsedilen tür için de, su değerleri için de iyidir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir