Nano Kabukçul Tanganyika - Orta Seviye - 30 litre

  • Bu kurulumda Nano Tanganyika Küpü'nün kuruluş adımlarını göreceğiz. Tanganyika Gölü'nün dibinde yaşayan küçük boyutlu salyangoz cichlidi brevisi akvaryumumuza konuk edeceğiz. Kurulumda kullanılan ürünlerin farklı firmalar tarafından üretilen emsalleri kullanılabilir. Dikkat edilmesi gereken husus, her ürünün kullanış biçimi ve miktarının farklılık gösterebileceğidir. Farklı ürün kullanıyorsanız lütfen ürünle gelen bilgilendirmelere uyarak kullanınız.

    Bu kurulumdan önce daha öne okumadıysanız ezbere iş yapmamak, neyi niye yaptığımızı anlamak çin aşağıdaki makaleleri okumanızı öneririm:
    Akvaryum serüvenine ilk adım
    Yeni tank sendromu ve azot döngüsü

    Akvaryumumuzu alıp işe başlıyoruz. Akvaryumu Çin malı değil, yerli malı seçtik. Ölçüleri 30x30x32, brüt hacmi 30x30x32=28800cm^3=28.8 litre.
    Akvaryumun üzerinde gelen kendi ışıklandırması uygun.
    Siyah arkafonu uygun boyutlarda kesip yapıştırıyoruz. Yapacağımız akvaryum, kaya dibindeki küçük salyangoz kabukları olan alan olduğu için; siyah, laciverte oranla daha doğal durur. Eğer leptosoma gibi açık alanda yaşayan balıklar seçecek olsaydık, mavi veya lacivert daha uygun olurdu.
    Akvaryumun taban alanına yakın boyutta ancak daha küçük bir parça strafor kesiyoruz. Bu straforu bir çakmak veya ocak vasıtası ile ısıl işleme tabi tutup eğim verip, derinlik kazanmada kuma yardımcı dolgu malzeme olarak kullanıyoruz.
    Küçük straforu ise daha iyi derinlik verebilmek için, büyük straforun üzerine ve arka tarafına doğru koyuyoruz. Bu parçayı da kesip, yine ateş ile şekil veriyoruz. Ateş ile şekil vermeyi, asıl parçadan önce küçük parçalarda deneyerek kolayca tecrübe edebilirsiniz.
    Ardından, straforu fotoğraftaki gibi yerleştiriyoruz. Straforun cama temas etmemesine özen göstermek lazım, aksi taktirde kumu koyduktan sonra bile yandan bakılınca beyaz bir şekilde kum arasında izi görünecektir.
    100 wattlık ısıtıcıyı, sıcaklığını 25 dereceye ayarlayarak yerleştiriyoruz. Kurulum esanasında bazen hesaplanmayan sorunlar çıkabiliyor. Bu ısıtıcının altı uzun geldi ve kumun altında kaldı, 1 hafta sonra 50 wattlık daha küçük bir ısıtıcı ile değiştirildi.
    Filtre olarak Eheim 2211 dış filtre kullanıldı. 300 litre/saatlik uygun debisi, kalitesi ve 5 wattlık enerji sarfiyatı büyük artıları. İçini tamamen biyolojik malzeme olan siporax ile doldurup bir daha uzun süreler açmamak üzere kapatıyoruz. İç filtre de kullanılabilirdi ancak Tanganyika türlerinin daha su değerlerine duyarlı olması ve yüksek pH değerinin amonyak zehirlenmesi riskini arttırdığnı gö önüne alarak minik bir dış filtre ile daha güvenilir bir kurulum yapıldı.
    Filtrenin emiş borusunun önüne hem ileride olması muhtemel küçük yavruları çekmesin diye, hem de kaba pislikleri tutan bir ön filtre olsun diye sünger hazırlıyoruz. Bunun için aldığımız ortası delik süngeri, uygun yükseklikte kesiyoruz. Kalan parçadan da deliği tıkamak için bir parça kesiyoruz.
    Süngerin arka tarafını kapatıp, emiş ızgarasına takıyoruz.
    4 adet taşı uygun biçimde akvaryuma diziyoruz. Taşların sağlam durması önemli. Önce hafif, sonra giderek biraz daha hızlı sallayarak taşların devrilmediğini kontrol ediyoruz. Ardından da filtre emiş borusunu uzun taşın arkasına saklıyoruz.
    Bir kovada iyice yıkadığımız ince kumu akvaryuma boşaltıyoruz. Arka tarafta kot farkı yaratmak istediğimiz için arka tarafa daha bol, öne daha az olarak döküyoruz, dökülmediği zaman elimizle öbek öbek alıp koyuyoruz. Besleyeceğimiz balıklar kimi zaman kum kazdıklarından dolayı iri kumlar hem onları rahatsız eder, hem de ağız deformasyonuna neden olabilir, bu nedenle ince kum seçmek önemli. Tank, tanganyika tankı olduğu için kumun yapısı önemli değil. İnce, rengini beğendiğiniz bir akvaryum kumu alabilirsiniz.
    İşte hayat kaynağı su. Suyu akvaryuma; kumların düzeninin bozulmaması için taşın üzerine gelecek şekilde döküyoruz. Litresi belli olan damacana ile suyu dökmek akvaryumun gerçek hacmini öğrenmemizde bize yardımcı oluyor. Akvaryumumuzun tam 19 litre su aldığını öğreniyoruz. Damacana ile dökülmesi damacana suyu kullanılması anlamına gelmiyor. Damacanaya musluktan da su doldurabilirsiniz ancak musluk suyunu klorunun uçması için ağzı açık bir kapta dinlendirmek gereklidir ayrıca musluk suyu ağır metaller ve organik atıklarca genellikle daha kirlidir. İlk dolduruşta bir damacana, haftalık dip çekimlerinde 1/3 damacana su bu denli küçük bir akvaryum için fazla maliyetli olmayacaktır.
    O kadar da kumu yıkamıştık... Bu bulanıklığı görünce doğrudan bunu diyoruz ancak kum çok ince olduğu için yapacak bir şey yok, küçük parteküller havalanıyor. Bunu azaltmak suyu tabak gibi geniş yüzeyli sert bir cisme boşaltabiliriz. Bir kaç saat içerisinde çökelme olacaktır. Görüldüğü gibi filtre çıkışını yüzeye paralel olarak köşeden verdik. Bu sayede su sirkülasyonu olabildiğinice çok yerde olacaktır.
    6-7 saat sonra su; iş yapabilmek için önümüzü görebileceğimiz bir hale geldi. Kumu arka tarafa kot farkı oluşturacak ve derinlik katacak şekilde döküyoruz. Gerekirse ön taraftan çay bardağıyla kum alıp arka tarafa döküyoruz.
    Akvaryumun içine derece atıp sıcaklığın 25'de sabit kaldığına emin oluyoruz. İçe konulan civalı termometreler en güvenilirleridir. Cama yapıştırılan dereceler hem iyi sonuç vermiyor, dışarının sıcaklığından çok etkileniyor hem de çirkin bir görüntü yaratıyor. Bu yüzden en iyisi içe konulan dereceler. Bu derecelerin de, sıcaklığın sabit kaldığından emin olduktan sonra çıkarılmasında sakınca yok.
    Şimdi suyumuzu balıklar için uygun hale getirmeye geldi sıra. Besleyeceğimiz balık Tanganyika Gölü'nde yaşayan bir tür olduğu için suyu bu değerlere getirmemiz gerekecek. pH: 8.5 - 9.4 KH: 14 - 20 GH: 7 - 11 sıcaklık: 23 - 26°C aralıklarında olmalı. Sıcaklığı daha önce halletmiştik. Diğer değerlere ulaşmak için Tanganyika buffer kullanmamız gerekecek. Üründe 40 litre için bir silme tatlı kaşığı öneriliyor. Biz akvaryumumuzun net su hacminin 19 (yaklaşık 20) litre olduğunu öğrenmiştik Bu yüzden yarım tatlı kaşığı atıyoruz. Gerekli mineraller için de lake salttan 2 silme tatlı kaşığı atıyoruz. Bardakta iyice karıştırıp akvaryuma döküyoruz.
    kH testinde 5 ml akvaryum suyu doldurup testi damlatmaya başlıyoruz. Her damlattıktan sonra azıcık sağa sola çalkalayıp karışmasını sağlıyor ve kontrol ediyoruz. Normalde ilk damlada su mavi oluyor. 17. damlada su sarıya dönüyor, bu da kH'ımız 17 demek oluyor.
    Quick Test, Test çubuğu ile de ölçümümüzü yapıyoruz. GH 10-16, pH 8.4 ve kH 15-20 arası çıkıyor. GH'ın biraz yüksek olması dışında bir sorun görünmüyor.
    Dijital pH ölçer'de pH'ı 8.61 olarak görüyoruz. Kağıtlı testlerde renkler üzerinden okunduğu için netlik daha azdır ancak bilimsel deney değil hobicilik yaptığımız için bu farkın fazla önemi yoktur. Dijital pH ölçeriniz yoksa bu kısmı yapmanız mümkün olmayabilir ancak kimyasalları uygun miktarda kullandıysanız endişe etmenize gerek yok. Yine de 8.4 üzeri pH'ı ölçmek için, test kiti alıp kullanabilirsiniz.
    24 saat yüzeyde iyi bir akıntı ile beklettiğimizden dolayı, klor giderici atmaya gerek olmadan 24 saat sonra bakteri kültürünü ekliyoruz. 100 litreye 20 ml eklenmesi gerektiği yazıyor, 20 litre için 4 ml.'yi yandaki çizgilerden bakarak akvaryuma boşaltıyoruz.
    Besleyeceğimiz balık her ne kadar salyangoz cichlidi de olsa, ocellatus gibi kabukça çok zengin olan ölü salyangoz yataklarında değil, salyangoz yoğunluğunun daha az olduğu yerlerde yaşarlar. Hatta bu yüzden ocellatusun aksine çiftin ayrı kabukları olmaz, bir kabuğu sahiplenirler. Bu nedenle akvaryuma çok sayıda değil 4 adet salyangoz kabuğu koyuyoruz. Kontrast vermesi ve hoş görünmesi içinse sert su şartlarına ve az ışığa dayanabilecek java moss'u dekor olarak kullanıyoruz. Bu denli küçük hacme koyduğumuz balığı seçerken en dikkat edeceğimiz husus; balığın doğasında gezici balık veya açık su balığı olmamasıdır. Belli bir alanı sahiplenip o alanda yaşayan küçük canlılar bu akvaryumlar için idealdir.
    Bakteri kültürünü eklememizin ardından 4 gün geçti. Artık balıkları getirmenin vakti geldi. Balıkları akvaryumun suyuna alıştırmak önemli, narin balıkları aniden suya atarsak, su değerlerindeki farktan dolayı pek çok sorun yaşayabilir, balıkları şoka sokup kaybedebiliriz. Bu yüzden önce geldiği su ile bir kovaya açın. Sonra bir ucunu akvaryuma soktuğunuz hava hortumu, hortumun diğer ucunu su geldiğini görene kadar emip akvaryumun altındaki seviyedeki kovaya verin. Aşağı yukarı 10 dakikada balığın suyu kadar su eklenecek şekilde su akış hızını ayarlayın. (Bu ayarı ister kovanın yükseliğini arttırarak yapın isterseniz hava hortumuna takacağınız bir vana ile) Bu şekilde 20 dk boyunca 2/3 yeni su ekleyip balığı suya hazırlamış oldunuz.
    Ardından balıkları ışığını kapattığınız tanka kepçeyle yakalayıp bırakın. Balıkların ilk geldiklerinde bir köşede rengini karartmış, kötü durumda durmaları normaldir. Balıklara en az 5-6 saat süreye tanıyın.
    Balıklar er ya da geç toparlanıp size renklerini gösterecek ve yeni yuvalarını araştırmaya başlayacaklardır.
    Akvaryumu güzelce kurduk ancak iş burada bitmedi. Periyodik bakım ve beslenmeleri ile de ilgileneceğiz. Özellikle ilk 3 hafta oldukça kritiktir. Yapılan önemli hatalardan biri yeni gelen balıklara yeme ve ortama alışsınlar diye bol bol yem vermektir ancak bu durum yeni sisteme aşırı yük getirip suyu bozabilir. İlk 1 hafta balıklara günde 3-4 granül boyutunda yem atmak yeterlidir. Canlı yemler ve dondurulmuş yemler bu gibi küçük akvaryumlarda mümkünse kullanılmamalı, kullanılacaksa da o dönem daha sık su değiştirmeye ve havaların sıcak oduğu yaz ayı olmaasına dikkat edilmelidir. Amonyak yüksek pH ve sıcaklıkta daha zehirlidir. Canlıdan işlenmemiş halde kurutulmuş yemler (küp tubifex, fd shrimp gibi) yoğun protein içeriği ve kokuşma riski nedeniyle ilk hafta kullanılmamalıdır. Bunun yerine ana yem olacak olacak türe uygun yemler kullanılmalıdır. İlk 1 haftayı atlattıktan sonra haftada 1-2 farklı yem verilebilir. Eğer yem 3 saatin sonunda yenilmemişse altta anlatılacak sifonlama yöntemi ile sudan uzaklaştırılmalıdır.
    Yukarı aşamada bahsettiğimiz dipten pislik sifonlama yöntemini detaylı olarak açıklayalım. Hortumun bir ucu akvaryuma sokulur. Diğer ucu ise ağza alınıp su hortumun ucuna yaklaşana kadar vakumlanarak akvaryumun yanına konulan bir tasın dibine bırakılır. Su potansiyel farkı nedeniyle akvaryumdan tasa akar. Potansiyel farkı olması için tası akvaryumun üzerine bir noktaya çıkartmamak gerekir. Akvaryumun içindeki ucu su çeken hortum vasıtası ile dipteki pislikler ve artık yemler alınır.
    İlk 1 haftayı geçirdik. Sistemimiz küçük bir sistem olduğu için değerler çabuk değişir, su çabuk kirlenir. Bu yüzden aksatmadan her hafta temizlik yapmamız gerekecek. Temizliği yaparken dipte kaba pislikler varsa bu pislikleri hava hortum yardımı ile dipten sifonlayarak alıyoruz. Suyun da 1/3'ünü değiştirdiğimizde haftalık bakımımız tamam olacaktır. Temizliği kumu karıştırmadan, ovalamadan, suyu tam değiştirmeden yapacağız. Kumu karıştırma kumun dibindeki olası sülfürik gazların çıkıp akvaryumda ani değer değişikliklerine ve balıkların ölümüne sebep olabilir, suyun tamamını değiştirmek ise yine değerlerin aniden değişimine ve oturmuş sistemin zedelenmesine neden olabilir. Yüksekliğin 1/3'ünün nerede olduğunu bulup yaklaşık oraya kadar suyu indiriyoruz. Dipteki pislikleri sifonladıktan sonra 1/3'üne inmek için hala su çekilmesi gerekiyorsa dilenirse yine aynı şekilde hava hortumuyla (uzun sürer) dilenirse de bir bardak yardımıyla (kısa sürer) suyu boşaltıyoruz.
    Su değişiminden bir gün önce damacanaya suyumuzu koyup bekliyoruz ki kloru uçsun. Klorun sisteme vereceği zararı hatırlamak için Akvaryum serüvenine ilk adım makalesini okuyabilirsiniz. Şimdi yeni su ekleyeceğiz. Öncelikle bu bir haftalık sürede nitratın ve nitritin ne kadar değiştiğini görelim. Bunun için yine test yapıyoruz ve nitritin hala 0'da olduğunu, nitratın ise 50 seviyesine yaklaştığını görüyoruz. Buharlaşmalardan dolayı suda da bir miktar sertleşme olmuş. Demek ki her hafta bakım yapmamız şart. Nitritin 0'a yakın olması biyolojik sistemin iyi olduğunu gösteriyor.
    Yeni kloru uçmuş suyumuzu alıyoruz. Bu suyu böylece eklememiz yanlış olur çünkü suyu sertlik ve pH bakımından akvaryumdaki suya benzetmeliyiz. Bu yüzden pH buffer ve cichlid lake salttan ilk gün attığımızın 1/3'ünden biraz daha azını damacanaya atarak iyice damacanayı çalkalıyoruz. 1/3'ünden biraz daha az atmamızın nedeni buharlaşan suyun yerine de su ekliyor olmamız. Akvaryumdaki su buharlaşmadan dolayı ilk kurulumdaki sudan daha sert bir hal aldığı için, ekleyeceğimiz suyu da ilk kurlumdakinden birazcık daha yumuşak yapıp tekrar ilk haline getirmeye çalışacağız.
    Damacanadaki su değerlerine bakıyoruz. GH değeri 10, bizim suyumuz 10-16 arasıydı hatta ortalarda 12-13 civarıydı, biz bundan biraz daha az sert olsun istiyorduk ve güzel bir değer yakaladık. Eğer istediğimizden daha sert olsaydı biraz musluk suyu ekleyip seyreltecektik. Eğer daha yumuşak olsaydı biraz daha katkı maddesi ekleyecektik. Bu gibi durumlarda su eklersek suyu klordan arındırmak için 24 saat beklemeyi unutmuyoruz. Bu süreyi 6 saate düşürmek için damacanın içine hava taşı sarkıtabiliriz, havayla çok temas eden su daha çabuk kloru atar. Bekleme süresini 1 saate indirmek içinse aquasafe, aquatan gibi klor gidericiler kullanabiliriz.
    Suyu, yine kumu bozmamak için büyük taşın üzerine doğru döküyoruz. 10 dk kadar filtredeki su ve akvaryum suyunun tam karışmasını bekledikten sonra bir ölçüm yapıp nitratı istediğimiz seviyeye çekip çekmediğimizi kontrol ediyoruz. Nitrat 25-50 mg/L'den 10-25 ölçüm aralığına, iyi bir seviyeye inmiş. Ayda bir (her 4 su değişiminde bir) camların yosun ve diğer izlerden temizlenmesi, filtrenin girişindeki süngerin bir tasın içinde akvaryum suyunda yıkanması, her altı ayda bir ise, dış filtre hortumlarının, filtre içindeki mıknatıs ve pervanenin temizlenmesi yeterli olacaktır. Substratı yıkamaya gerek yoktur, hatta musluk suyunda yıkanması kolonileşmiş bakterilere zarar verir. Tortuların alınması için akvaryum suyunda kısa süre çalkalanabilir.
    İşler yolunda gidince birgün ansızın akvaryumun tabanında küçük misafirler görüyoruz. Çift yavrulamış. Yavruları yemiyorlar ancak korumuyorlar ve beslemiyorlar da.
    Yavruların iyi beslenmesi için artemia verilmeli ancak bu canlılar küçük hacimli tanktaki suyu kolayca kötü şartlara çekeceğinden ya yavruları büyütmek için başka bir akvaryuma ayırmak (hortumla dip temizliği yapar gibi dipten yakalayarak) ya da yavruların kuru yem, java moss ve emişteki sünger üzerinden beslenmelerini beklemek gerekir. Biraz büyüyüp akvaryumda fazla yem tüketip atık üretmeye başladıkları zaman yavruları hortumla sifonlayıp elden çıkartmaya bakacağız.
    Buraya kadar yaptıklarımızı anlattık. Son olarak yapmadıklarımıza değinelim.

    Akvaryumda bir hastalık olmadığı için dezenfektan veya ilaç kullanmadık. Hastalık olsa bile ayırıp başka bir tankta balık ilaçlanmalı, sisteme ilaç atılmamalıdır, aksi taktirde biyolojik sistem hasar alır ve su şartları kötüleşir.

    Bitki gübresi atmadık. Kullandığımız bitki fazladan gübreye ihtiyaç duymayan yosunumsu bir bitki ve gübreleme yapmaya gerek yok.

    Vatoz kullanmadık. Vatoz türü balıkları bu tür sert su ve yüksek pH'lara uyum sağlayamıyorlar. Her ne kadar yosun yeseler de bir tüketiciler ve sisteme ek nitrat yükü getiriyorlar.

    Aktif karbon kullanmadık. İlk aşamada kullanabilir, 2 hafta sonra çıkartabilirdik. (Fazla tutmak absorbe ettiklerini kusma riski olduğundan yanlış) Her su değişiminde tekrar karbon koymazsak başta koymanın bir anlamı kalmayacağı için koymadık.

    Hava taşı koymadık. Su yüzeyini yeterli olarak hareketlendirmek, az balık yoğunluğuna yetecek kadar oksijen kazandırığı için hava taşı koymaya gerek yok.


    Yazı ve görsel içeriğin tüm hakları Refet Ali YALÇIN'a aittir. Yazılı izin almaksızın akvaryum.com alan adı dışında paylaşılması yasaktır.

Üye Yorumları