ithal lepistes ile yerli lepistesin bakteri çakışması


BURSA AkvaryumÇevrim Dışı

Kayıt: 11/12/2006
İl: Bursa
Mesaj: 339
BURSA AkvaryumÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2012 14:31
Bu konu hakkında bilgisi, deneyimi ya da fikirleri olanlar varsa bu başlık altında paylaşılmasını öneriyorum. Son günlerde biz lepistesseverlerin oldukça canını sıkan bu durumun asıl sebebini bilmek ve öğrenmek istiyorum. Eğer bu katliama sebebiyet veren bir bakteri türü ise nedenleri ve niçinleriyle tartışmaya açıyorum. Buyurun.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mrvÇevrim Dışı

Kayıt: 24/03/2012
İl: Istanbul
Mesaj: 616
mrvÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2012 15:47
Sırf bu yuzden tum lepisteslerimi kaybettim bende konuyu takip edicem ,ama bendeki fark yavrulari kaybetmedim yavrularim yasiyor.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

GhostKoiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/02/2012
İl: Antalya
Mesaj: 4930
GhostKoiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 30 Mayıs 2012 16:59
Aynı türden olsalar da birbirinden soyutlanmış canlı gruplarının mikroorganizmalara dirençleri çok büyük farklılıklar gösterebilir.

Ben size şöyle bir örnek vereyim : Avrupalılar tarafından YeniDünya'nın Fethi sadece ateşli silahlar ve Atlar, yüksek teknolojiyle değil, esas olarak Çiçek, veba, kabarcıklı humma gibi hastalıkların taşınarak yerli nüfusun direncinin kırılması ve ortadan kaldırılmasıyla olmuştur.Bunun için yerlilere çiçek mikrobu taşıyan battaniyeler bile dağıtılmıştır.

Aynı şekilde Firengi korkutucu bir hastalık olarak avrupaya taşınmıştır.

Bugün de insanlar için tehlikeli olan Kuş gribi, domuz gribi, Kırım kongo kanamalı ateşi(kene) gibi hastalıkların yayılımını ve dönüşüm geçirmesini sınırlamaya çalışıyoruz.

MEKANİZMA BUDUR.Kanaatimce bakteri çakışmasından doğan kayıpları önlemenin yolu dirençli yerli-melez ırklar yetiştirmekten geçmektedir.Tabi ki bu herkesin bildiği bir gerçek.Burada konu açılmışken ben altını çizmek ve dikkatinizi çekmek istedim.

+1: [T]11930,birhan[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mehmet-xÇevrim Dışı

Kayıt: 28/10/2009
İl: Ankara
Mesaj: 72
mehmet-xÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 31 Mayıs 2012 12:48
2003 yılında sırf alman lepistes olan tankıma o dönem yeni piyasaya giren king lepistes atmamla başladı herşey. Tam 380 - 400 civarı alman lepistesimi kaybettim sonra geçen yıla kadar yunus sarı prenses olan akvaryumumu tekrar lepistese çevirdim. ama aldığım bu lepistesler bir kereden başka yavru vermediler aralarına dişi eklemek istedim ama bakteri çakışması kaçınılmazdı bende kendi akvaryumumdan seçtiğim bir lepistesle dışarıdan getirdiğim lepisesleri ayrı bir akvaryumda izlemeye başladım ilk denemem sorunsuz oldu bakteri çakışması yaşamadım ama aralarına farklı bir ırk katmak isteyince yine aynı yönteme başvurdum ama olmadı işin ilginç yanı ise lepisteslerde ilk bakteri çakışması kuyruk kısılması ile olarak başlarken bu sefer hastalık gibi başlaması ve sera ectopur, sera baktopur, mikofisch gibi güçlü ilaçların hastalık gibi görünen bu bakteri çakışmasına hiç bir şekilde fayda etmemesi..

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

denizim20Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 28/01/2012
İl: Istanbul
Mesaj: 1893
denizim20Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 31 Mayıs 2012 16:09
Serhat Bey merhaba.Bu konuda bir kereye mahsus ben de sorun yaşadım.Ve 20 küsür balığım bu sebeple öldü.Gelelim konuya dışarıdan getirdiğimiz balıklar kendi elimizde yetişmiş balıklarla bir araya geldiklerinde ve bu genelde dışarıdan getirdiğimiz balıkların sularını kendi akvaryumumuza katmakla bakteri çakışması olmakta.Nitekim dışarıdan getirdiğimiz balıkları akvaryuma eklemeden önce ayrı bir kaba kendi sularıyla boşaltmalısınız.Daha sonra kendi balıklarınızın bulunduğu tanktaki sudan getirdiğiniz balıkların bulunduğu kaba koymalısınız.Böylece yeni gelen balıklar sizin tankınızdaki suya alışmış olacaklardır.En son balıkları akvaryuma ekleme işine gelince yeni balıkları kepçe yardımıyla akvaryuma koymanız hastalık riskini ve bakteri çakışmasını minimuma indirgeyecektir.Ben en azından sorunu bu şekilde çözme taraftarıyım.Ancak şuanda oldukça fazla sayıda lepistesim var ve balık eklemekte gerçekten tereddütlerim var.Ama bahsettiğim yöntemle bence balık eklenebilir diye düşünüyorum.Artı olarak ilaçları kullanmama rağmen bende pek etkilerini göremedim balıklar üzerinde.Selamlar,saygılar...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

poltekyÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 24/01/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 211
poltekyÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 01 Haziran 2012 01:46

Bu bir hastalık vb. durum değildir.Akvaryum gibi yapay ortamlarda birçok bakteri bulunur.Üstelik bunların hemen hepsi sabit yaşayan(akvaryum süngeri,akvaryum kumu altı) yararlı bakterilerdir.Zararlı olanlardan kurtulmaya çalışmak için zaten ilaç vb. gibi tedavi yöntemleri uyguluyoruz.

Olayımız belirli bir ortamda yaşayan canlıların metabolizmasının aynı ortamdaki bakterilerle işbirliği yapmasından kaynaklanır.Metabolizma alışmadığı bakterilerle karşılaştığında da doğal olarak tepki verir.Bu tepki çok ağır sonuçlara da varabilir.

Eğer eklenecek balıkları lap diye akvaryuma atmazsak, onları yeni ortamlarına alıştırma yollarını uygularsak hiçbir çakışma yaşamayız.Bu gayet basittir.Fakat uzun ve zaman alıcı bir iştir.Yeni gelen balıklar ileride beraber olacakları canlıların ortamına alıştıkları takdirde, eklendikleri zaman mevcut akvaryumdaki canlılara da zarar vermeyeceklerdir.

Bu konu balık adapte etme ile ilgili bölümlerde çok kez anlatılmıştır diye düşünüyorum.

polteky2012-06-01 01:51:16

Beğenenler: [T]174564,O.arslan[/T]
Teşekkür Edenler: [T]174564,O.arslan[/T]
+1: [T]174564,O.arslan[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

GhostKoiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/02/2012
İl: Antalya
Mesaj: 4930
GhostKoiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 01 Haziran 2012 02:49
[QUOTE=polteky]

Bu bir hastalık vb. durum değildir.

Eğer eklenecek balıkları lap diye akvaryuma atmazsak, onları yeni ortamlarına alıştırma yollarını uygularsak hiçbir çakışma yaşamayız.

Bu konu balık adapte etme ile ilgili bölümlerde çok kez anlatılmıştır diye düşünüyorum.

[/QUOTE]
 
Belki adaptasyon sürecinden olumlu sonuç alabilir ve en az kayıpla atlatabilirsiniz ama, bence bu konu balığın akvaryuma adapte edilmesiyle tam olarak ilgili değil.Adı üzerinde bakteri çakışması.Bağışıklık sisteminin tanımadığı bir mikroorganizmayla karşı karşıya gelip savunma geliştirememesi sonucu oluşuyor.Bağışıklık sağlanması ise sizin de dediğiniz gibi uzun zaman alan bir süreç ve zayıf bünyeler için ölümcül olabilir.Ama sonuçta bu bir hastalık durumudur.
 
Basit bir örnek : " Turist ishali " diye bir hastalık vardır.Yabancı bir ülkeyi ziyaret eden kişiler orda yiyip içtiklerinden bağırsak floraları yani mikroorganizmaları değişik olduğundan hastalanırlar.Oysa oranın yerlilerini o mikroplar hasta etmemektedir.Hepsi aynı mikropların varyasyonlarıdır fakat farklı bağışıklık sistemine sahip insanların bunlara dirençleri farklıdır.O yabancı kişi bir süre orada yaşayıp, yiyip içip oranın insanlarıyla temas ettikten sonra bağışıklık kazanır ve artık hastalanmaz.
 
Aynı şekilde en tehlikeli mikroplar hastanelerde bulunur.Çünkü bütün hastalar oraya toplanır en güçlü antibiyotikler, en güçlü dezenfektanlar orada kullanılır.O yüzden hastane enfeksiyonları özel antibiyotiklerle tedavi edilmeye çalışılır.Bakteri çakışması çift yönlü olabileceğine göre, belki de ithal balıklar üzerinde ticari amaçlı uygulanan antibiyotikler de buna neden oluyor olabilir.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

poltekyÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 24/01/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 211
poltekyÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 01 Haziran 2012 10:38

Doğru söylüyorsunuz.Fakat bir de turist üzerinden giderek şöyle bakalım.Veya turist değil kendim üstünden de gidebilirim.:) Antep e gittiğimde ishal olurum mesela.Çünkü benim acıya ve acılı yemeklere karşı hassasiyetim vardır.Antep tede acısız denen kebabın içinde bile bolca kırmızı biber bulunduğundan direk ishal olurum.

Eğer oraya gitmeden 15 gün önceden azar azar acılı yemeye başlarsam bu duruma alışırım.Sadece acı değil diğer yemek çeşitleriyle ilgili de geçerli bir durum bu.

Balıkta ise olay bahsettiğiniz nakliye durumundan dolayı ve ortam nedeniyle biraz farklıdır.Balığın üreticisinde kullanılan antibiyotik veya yol esnasında kullanılan uyuşturucu (çok abes bir ilaç kullanmıyorlarsa) genellikle çabucak vücuttan atılır.Yani bizim akvaryumumuza bulaşmaz.Bunun etkisi ise ancak şu olabilir; balık güçsüz düştüğünden başka bir hastalığa yakalanır ve bunu bizim mevcut balıklarımıza bulaştırır.


Genellikle nakliye olacak balık eğer boyut olarak büyükse önce stres havuzuna veya stres akvaryumuna alınır.Çünkü küçük bir yere alınan balık hemen hormon salgılamaya başlar ve bunu dışarı atar.Bu su açısından hoş bir şey değildir.Stres havuzu bu nedenle kullanılır.Daha sonra asıl nakil yapılacağı yerine alınır.Fakat biz bunu uygulamıyoruz veya bize gelen balıklara bu uygulanmıyor.Yani aldığımız balık bu salgıların içinde uzun süre kalmış bir balık.Balığın yolda da düşük oksijene ve aç bırakılmadıysa yoğun nitrata maruz kaldığını düşünürsek bize geldiğinde oldukça bitkin ve hastalık almış olma ihtimalinin var olduğunu düşünebiliriz.


Fakat karantina akvaryumu uygulamasında balığın durumunu gözlememiz mümkündür.Ona uygun yemler ve gerekirse vitaminler vermemiz de mümkündür.Karantina sürecinin sonuna yaklaştığında ise zaten balık gireceği akvaryumun suyunda yaşıyor olacaktır.Eğer bu durumda bir sorun yaşamıyorsa ve biz balıkta hastalık gözlemlemiyorsak kötü bir durum olması sadece şanssızlığımız olur.Balıklar stresten gider, kavgadan gider veya tespit edemediğimiz bir hastalıktan gider.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

GhostKoiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/02/2012
İl: Antalya
Mesaj: 4930
GhostKoiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 01 Haziran 2012 13:56
Belki sizin için çok net bir örnek olmadı ya da anlamamakta direniyorsunuz.Turist ishali diye bir hastalık tıp literatüründe vardır ve mikrobik kökenlidir.Açıkladığım gibi bağırsak floralarının uyuşmamasıyla ilgilidir.Yenilip içilen şeylerin niteliğiyle ilgili değildir.Onlarla birlikte vücuda alınan alışılmadık mikroplarla ilgilidir.
 
İthal balıklar buraya kendi mikroplarıyla beraber geliyorlar.Orada onlar üzerinde kullanılması olası antibiyotiklerden dolayı da mikropları dirençli olarak geliyor.Burdaki balıklarda ise farklı mikroplar var ve sonuçta iki grup balık karşılaştığında birbirlerinin mikroplarına bağışıklık geliştiremezlerse hastalanıp ölüyorlar.Bakteri çakışması budurr.Bağışıklık da öyle bir günde hemen oluşmaz.Zaman alır, bazen balıklarınızın çoğu ölür, doğal olarak dirençli olanlar hayatta kalır.
 
Yukardaki bazı örnekleri okursanız sadece yeni konan balıkların değil, akvaryumun yerli balıklarının da bu olaydan etkilenebildiğini görürsünüz.Yani olay çift taraflıdır.
 
Elbette balığın yolculuk sırasında yaşadığı streslerin (ilaçlanarak geliyorlar, bu ilaçlar sözünü ettiğiniz gibi vücuttan çabuk atılsa bile karaciğerine ve diğer hayati organlarına kalıcı hasar verebilir) kayıplarda rolü vardır.Ve alıştırmayla , düzgün ortam şartları sağlanarak bir nebze bu aşılabilir.Ama konumuz o değil.Ama esas olay mikrobiktir diyorum ben.
 
Antibiyotiklerin çözüm olmaması durumunu ise, ithal balıkların geldiği ortamda maruz kalmış olabilecekleri antibiyotiklerden dolayı mikroplarının direnç kazanmasına bağlıyorum ki,antibiyotik direnci mikropların çok kolay geliştirebildikleri bir savunma mekanizmasıdır.
 
 
cloud2012-06-01 14:00:15

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

poltekyÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 24/01/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 211
poltekyÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 01 Haziran 2012 14:31

Bakın son söyledikleriniz doğru.Fakat verdiğiniz örnek çok yanlış.Turist ishaliyle bakteri çakışması dediğimiz(ismini yanlış koymuş olabiliriz) olay çok farklıdır.Bir tıp veya biyoloji eğitiminiz var mı bilmiyorum.O nedenle söyleyeceklerimde hata varsa lütfen düzeltin.Doktor değilim neticede ama balıklarla ilgili hastalıkları mecburen çok uzun süre araştırdım ve hala doğal olarak bilgi edinmeye çalışıyorum.

 Turist ishalinde olayın mikrobik olduğunu söylemişsiniz.Kafa karıştırmasın mikrobik demek bakteriyle ilgili demektir zaten.Aynı şeyden bahsediyoruz yani.Bu hastalık besinlerden bulaşıyor, oysa bizim sorunumuz besinler değil, hiç yem almayan balıkları da kaybedebiliyoruz.Bir başka sorun da bu bağışıklığın kazanılamayacağını söylemişsiniz.Çok yanılıyorsunuz bu bağışıklık kazanılır.Turist olan kişilerin birden bire farklı yiyeceklerle karşılaşmasından bu sorun oluşur.O farklı bakteriye sahip yiyecekleri alıp tatile çıkmadan önce kendi ülkesinde azar azar yerse turist ishali falan olmaz.Eğer tersi olsaydı ülkemizde muz yiyen herkesin hasta olması gerekirdi.Tam tersi örnek verirsek burada ithal muzları yiyen biri, gidip anavatanında bunu tüketirse hiçbir şey olmaz.Amaç bakteriye(mikroba) bağışıklık sistemini alıştırmaktır.(burayı düzeltmede ekliyorum; bağışıklık sistemi bazen o kadar hızlı çalışır ki alışmanız saatler içinde bile olabilir, çok uzun bir süre gerekmez).

Karantinadan bu sebeple bahsediyorum; boşu boşuna gidip mikrop aramanın bir alemi yok.Çünkü bu bakteriler birçok çeşit olabilir ve her balığın  florasındaki farklıdır.Önemli olan yeni geleceği yere bağışıklık kazanmasıdır.

Diğer konuya gelirsek doğrudur antibiyotiklere direnç kazanmış bakteriler büyük sorundur.Dediğiniz gibi bu bizim mevcut balıklarımızı çok kötü etkileyebilir.Fakat 15 günlük bir karantina düşünürsek ve balıkta herhangi bir hastalık belirtisi göremediysek ne yapabiliriz?

Ne yapabileceğimizi söyleyeyim; sonuçsuz bir bilgi paylaşımının içine gireriz.Çünkü bunun herhangi bir çözümü yoktur.Antibiyotiğin fayda etmediği bir bakteriye hiçbir şey yapılamaz.Üstelik var olup olmadığını bilmediğiniz bir bakteriye ne yapabilirsiniz?Bunu açığa çıkarmaya çalışıyorsak sonuç hüsrandır.Bir mikrop var ama nerede diye bir yaklaşım olmaz.Balığa kan testi de yapamayacağımıza göre bunun çözümünü aramak beyhudedir.

Bizim elimizde olan yapabileceğimizin en iyisini yapmaktır.Bu nasıl olur; üreticiyi tanımak, balığı tanımak, nasıl büyüdüğünü bilmek, güvenli yerden satın almak vs vs.. ama mikrop aramak forumu aşar.Biyolojik-tıbbi deneyler gerektiren uzun süreli çalışma yapılması gereken, üstelik net olarak sonucu bulunamayacağı gayet açık bir durumdur.Çünkü aldığınız her balığı her bakteriye karşı tek tek test etme imkanınız yoktur.

polteky2012-06-01 14:41:12

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir