Hobici Psikolojisi
Gönderim Zamanı: 05 Kasım 2017 00:20
İnternette ve basılı ortamda akvaryum alanında okuduğumuz makalelerin hemen hemen tamamı (normal olarak) akvaryum canlıları ve malzemeleriyle alakalı. Belki de artık kendimizle yüzleşmenin zamanı gelmiştir. Bir seçim yaptığımız zaman daha önce gözlemlediğimiz örnekler, o konudaki bilgimiz, konunun o anda bizde yarattığı heyecan gibi parametreleri süzgecimizden geçirip karar veririz. Hatalı kararlar verince geri dönüp o kararı yargılamaktan çekiniriz, genellikle suçlayacak birilerini ararız. Bu makalede örnekleriyle adım adım hobide yapılan seçimleri yargılayıp gözlemlerimi, konunun kendi içindeki tutarlılıkları ile inceleyip yorumlayacağım.
[B]1.Eş İle Yaşanan Sorunlar[/B]
Evet bu altbaşlığımızda vizyonsuz eşler var. Birinin hobisini engellemeye çalışmak vizyonsuzluktur. Genellikle kadın erkeğe akvaryum kurdurmaz, tabi bu tersi de olabilir. Zaten kadın erkek ilişkilerimiz oldukça çarpık. Anlamsız kıskançlıklar, kıyafet, gidilecek yer gibi kişisel özgürlüklere karışmada çekince görmeme, şiddete başvurma gibi varoşluklar çokca hayatımızın içinde. Bu tip davranışların çoğu haddini bilmemekten kaynaklanıyor, ve genellikle karşılıklı olarak gerçekleşiyor. Kadının akvaryum hobisindeki rolü ise evde akvaryuma izin vermemek. A isimli bir kadını ele alalım, bir hobi edinmenin önemini kavrayamayan, küçüklükten en büyük hayali evlenip hayalindeki gelinliği, perdeleri ve yatak odasını edinmek olan, çocuklarının cinsiyet sırasını bile belirlemiş bir kişinin gözünde siz o oyunun gerekli bir parçası olan figüransınız. Eşinizin rahat ve mutlu yaşam alanından ziyade arkadaşlarına karşı sosyal statü olarak gördüğü evde akvaryumunuz, olsa olsa ufak bir tablodur. Akvaryuma vereceğiniz zaman, akvaryumun evde kaplayacağı büyük yer, yere damlayacak sular ve temizlik esnasında oluşacak karışıklık bir tablonun sınırlarını aşan ciddi bir sorun olacaktır. Harcayacağınız paranın göze gelmesi ise cabası ve ne yazık ki akvaryuma verdiğiniz paraları bir sıfır atarak söylüyorsunuz. Tabi ki her kadın böyle değil, her erkek de ilgisiz, haddini bilmez değil ama normal dağılımında ağırlık popülasyon bu yönlerde. Benim seçtiğim yol açık ve net olmak. Daha evlenmeden müstakbel eşime bir oda dolusu akvaryuma bakacağımı ve hobinin benim adıma önemli olduğunu net bir şekilde belirtmiştim. Bu netliğin sonuç yansıtmaması durumunda ben bu hobiyi seviyorum başka yerde dükkan tutarım, eve gelişim gecikir vb. yoluyla hobiye ihtiyaç duyduğunuzu anlatmak mümkün olabilir, tehdit vari bir çıkış hoş olmasa da ısrarda kilitlenmiş bir kişiye diğer ihtimalleri de düşündürmek iyi olacaktır. Bütçe konusunda da ev bütçesini yaptıktan sonra kişisel ihtiyaçlara ayrılan bölümü ikiye bölüp ne yaparsan yap demek en temizi. Unutmayın kadınların gücü devamlılıklarından gelir, siz de ne istediğinizi bilerek sinirlenmeden sakince bunun ne kadar normal bir istek olduğunu anlatarak kesin bir duruş yapmalısınız. Eşinize gerekli zamanı ve ilgiyi göstermezseniz fatura zayıf bölge olan akvaryuma çıkabilir, burada akvaryum üzerinden değil beraber geçirilen zaman üzerinden tartışmak ve gerekli zamanı ve ilgiyi göstereceğinizi belirtmeniz lazım. Tabi bunu lütufmuş gibi hissedip göstermeden yapmalısınız, birlikte zaman geçirmeyi istemiyorsanız zaten niye evlendiniz?
[B]2. Canlı Alırken Biz
2.1 Doğa gerçekleri ve kabuller[/B]
Eşleri suçlarken her şey güzeldi, ancak bu hobinin en büyük vizyonsuzu biziz. Yazıyı okudukça kendimizi hatırlayacağız. Özellikle canlıları tanımadığımız ilk zamanlar akvaryumcuya “bu balık bununla yaşar mı?” diye soruyoruz. Çok defa tanık oldum, adam japon balığının yanına cichlid atmak istiyor, olmaz cevabı hoşuna gitmiyor, başka akvaryumcuya gidiyor, olur diyenden alıyor. Bilimsel gerçeklerle kabulleri birbirinden ayırmak lazım. Örneğin kardinal neon almak istersiniz, bir akvaryumcu 8 lira diğeri 10 lira der, hoşunuza giden ucuz fiyatlı balığı alırsınız. Akvaryumcu kaç lira derse balık o kadar liradır, bu bir kabuldür, ancak akvaryumcu bu balık bununla yaşar deyince o onla yaşamıyor, iki balığın birbiriyle yaşaması bir doğa olayıdır, etkileşimdir, pek çok şeye bağlıdır. Doğa gerçekleri üzerine pazarlık olmaz, hoşunuza giden cevabı alana kadar insanları zorlamak fiyat için geçerlidir ancak balığın yaşadığı sıcaklığı, tank arkadaşlarını, ph’ı ısrar ile değiştiremeyiz. Bu kadar net bir şeyi niye söylüyorsun zamanımızı alıyorsun diyebilirsiniz, ama bu kabul ve doğa olayı karıştırmasını yapıyoruz. Akvaryumcular artık hobici profilini bildiğinden, kendi vermezse yandaki "bu balık bununla olur" diyen dükkandan alacağını bildiği için olur olur diyor, sonra alıp öldürünce suçlu akvaryumcu oluyor. Evet o da suçlu ancak her zaman çuvaldızı kendimize batıracağız.
[B]2.2 Sıkıcı balık almak[/B]
Hobiye ayırdığımız zaman boyunca bir şeyler yapmak ve gözlemlemek isteriz. Hobiciye en çok zevk veren şeyler yeni balık almak, yeni akvaryum kurmak, balığının yavrulamasını ve yavrularını gezdirdiğini görmek, bitkili akvaryumunda bitkilerin büyüyünce nasıl olacağını öngörmektir, yeni alacağı ve kuracağı akvaryumları hayal etmektir. Bu aşamaları yaparken gözardı etmememiz gereken şey sonucun gidiş yolu kadar heyecanlı olmamasıdır. İstediklerimizi alınca akvaryumu kurunca aslında olacağımızı sandığımız kadar memnun olmadığımızı farkederiz. Aklımızda yeni bir tür, yeni bir akvaryum tipi belirir, Tanganyika bakıyorsak bitkiliye mi geçsem, güney amerika mı yapsam deriz. Bu nedenle balık alıp akvaryum kurmadan önce kendimizi iyi tanımalıyız. Kaç akvaryumum var? Bunlara ne kadar emek verebilirim? Akvaryumdan ne bekliyorum? Bu sorulara net cevap verip sisteminizi ona göre kurmazsanız büyük sorun yaşarsınız. Örneğin japon balıkları bana son derece sıkıcı gelir, sosyal davranışlarını gözlemleme, özel su şartları isteme, alan tutma, yavru büyütme gibi özellikleri olmadığı için eğer sadece 1-2 akvaryumum olsa hoşuma gitse bile (ki yapay olduğu için gitmiyor) japon balığı bakmazdım. Sadece balık bakılan deniz akvaryumları da benzer geliyor, TV’de balık izler gibi balık izliyorsunuz, etkileşiminiz yem vermeyle ve su değiştirmeyle sınırlı, oldukça düşük, o akvaryumda en zevkli kısım balık almak, akvaryumu kurmak, çünkü bu sırada etkileşim yaşıyorsunuz. Eğer depreşen bir hobici ruhunuz varsa bu tip akvaryum ve balıklardan hemen sıkılacak, alıp akvaryuma koyunca hatta balık poşetteyken bile hevesiniz yarıya inecek, yeni türleri düşüneceksiniz. O yüzden eğer zaten evinizde hali hazırda uğraştığınız bitkili akvaryum gibi hobi akvaryumları yoksa, bu tarz sizi sıkacak, enerjinizi harcatamayacak akvaryumları kurmayın, balıkları almayın.
[B]2.3 Komşunun tavuğu[/B]
Komşuya kaz görünüyor. Futbol menajerliği oynarken de böyledir, başka takımdaki oyuncuyu alınca sizin renginiz altına girince aynı özellikler rakipteyken olduğu kadar iyi durmaz. Akvaryumcuya giderken iki amacım olur, bir; cep telefonumun notlar bölümüne yazdığım alınık malzeme ve canlılar var mı diye bakmak, iki; ilgi çekici güzel, değişik bi şey gelmiş mi diye bakmak. İkinci amaç sonucu akvaryumcudan çıkarken çok defa almasa mıydım, bunları hangi akvaryuma koyacağım dediğim olmuştur. Ya da akvaryumcu esnaflığı biliyorsa sizi aklınızdaki bir türden kendinde olan başka bir türe yönlendirir. O nedenle bir balık alırken o balığın sizdeyken (genellikle) internetteki fotoğraflardaki kadar güzel ve dikkat çekici olmayacağını hesaba katın, gerçekten isteyip istemediğinizi sorgulayın.
[B]2.4 Balık Seçimi Yaparken Aynı Bölge İşini Abartmak[/B]
Balık alırken veya başkasının aldığı balıkları eleştirirken fazla ezberci davranıp işi abartabiliyoruz. Örneğin kılıçkuyruk ile kongo tetra'yı aynı akvaryumda bakanları eleştirebiliyoruz. Onlar farklı kıtanın balığı, kılıçkuyruk sert su sever, congo tetra yumuşak su sever yorumları yapılıyor. Bunlar doğru yorumlar ancak congo tetra'ya istediği su yumuşaklığını osmos ile sağlıyorsak evet o akvaryuma kılıçkuyruk atmak kılıç için fazla sorun, ya da kılıçkuyruk için canlıdoğuran tuzu alıp attıysak bu suya congo tetra atmak doğru değil. Ancak balıklar birbiriyle anlaşıp aynı yemi yedikten sonra, özellikle biyotop akvaryumu yapmıyorsak, yan yana iki ayrı akvaryumda aynı çeşme suyunda ikisine bakmak ile, aynı akvaryumda bakmanın bir farkı yok. Bu yüzden balıklar birbirine zarar vermiyorsa ve beslenmeleri benzerse karma akvaryumda tür seçiminde eleştirel değil önerisel yaklaşmak lazım.
[B]3. Bilgi Kaynağı Sorgulmak ve Bilgiyi Yorumlamak[/B]
Ben buraya lepistes ağızda kuluçka yapar yazarsam ki şimdi yazdım, bu yazı çok kişi tarafından okunabilir halde oluğundan insanlara ulaşır, yanlış bilgi ile insanlar hatalı bir şey öğrenmiş olur. Kitaplarda da dergilerde de internet kadar olmasa da aynı şekilde hatalı, eksik, eskiden doğru olduğu sanılan ancak şimdilerde değişmiş bilgiler var. Örneğin Dünya’da ilk popülerleştiği zamanlarda Discus’un ağızda kuluçka yaptığını anlatan bir makale var. Diyelim ki discusu hiç görmedik, birisi bu makaleyi gösterdi al işte bilimsel makale dedi, bu konuda bilimsel altyapısı olmayan ama discusu üreten bir ikinci kişi ben ürettim ağızda falan kuluçka yapmıyor dedi, ne yapacağız? Nadir balıklarda, nadir hastalıklarda böyle sorunlar olabiliyor gerçeğe ulaşmak kimi zaman mümkün olmayabiliyor. Neyse ki bilindik canlılar ve diğer konular için çok fazla sayıda yorum ve makaleye ulaşmak mümkün, tek bir kaynaktan değil çok kaynaktan okuyup incelemek, kaynağı kaleme alanı da dikkate alarak güven endeksi oluşturarak bakmak en doğrusu.
Bilgiyi yorumlarken görmek istediğiniz şeyleri görerek yorumlamamalıyız. Örneğin ramirezi balığı bakıyorsunuz, bu balık 28 derece civarı sıcaklık ve asidik su ister. Birisi diyor ki ben çeşme suyunda bakıyorum, pH 7.5, sorun yok. Birisi diyor ki ben de 24 derecede bakıyorum, sorun yok. Bu ikisini birleştirip 7.5 pH ve 24 derece sıcaklıkta bakarsanız sorun yaşama ihtimaliniz bilgi aldığınız kişilerden daha fazla. Birisi muhtemelen yanlış sıcaklık doğru pH, diğeri doğru sıcaklık yanlış pH'da bakıyor. Balıklar çok mutlu olmasa da idare ediyorlar, ancak siz iki yanlışı bir araya getirip balığı öldürebilirsiniz. Şunu asla reddetmiyorum, bu hobide kitabi ve/veya bilimsel bilgiler dışında tecrübeler de çok önemlidir. Zaten bu hobiyle ilgili bilimsel fazla çalışma yok, zira bilimsel çalışmalar pahalıdır, hobi çerçevesini aşar, o yüzden hobiyi bu aşamaya getiren şey çoğunlukla edinilen ve paylaşılan tecrübelerdir. İthalatçı tanıdıklarım var, tecrübelerini gözlemliyorum, belli bir firmadan ithal ettikleri kırmızı ve mavi discuslar bir araya konulunca birbirlerine hastalık bulaştırıyorlar, ayrı ayrı tutulursa sapasağlamlar. Bu durum canlıdoğuranlar, ve beta gibi türlerde de oluyor, bakteri çakışması diyorlar. Bilimsel bir yaklaşım değil, alıp mikroskopla ondan ona bakteri geçtiğini görmemişler, belki de parazit, belki başka bir şey var ama bu tecrübeleri kullanıp daha çok balığı hayatta tutuyorlar, bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey yok koy yan yana demiyorlar. Tabi bu tecrübeler daimi olarak doğru şekilde sorgulamalı, çapraz şekilde diğerleriyle değerlendirilmeli ve o tecrübeyi tecrübe edildiği sistem içerisinde düşünmeliyiz.
İnsanların doğruluğundan kuşku duyduğu, kendini ikna etmek istediği veya istemeden yapmak zorunda olduğu şeyleri daha iyi hissetmek için başkalarına da yaptırmak gibi huyları vardır. Size garip gelen bir öneri aldığınızda bu öneriyi paragrafın ilk cümlesine göre değerlendirmeniz gerekmektedir. Örneğin birisi iş yerine akvaryum kurdu ve pazarları balıkları yemleyemiyor. Bu kişinin yaptığı "haftada bir balıkları aç bırakmak lazım ki, bağırsakları metabolizmaları dinlensin" önerisine şüpheyle bakmak gerekiyor. Her gün kolayca evinde balığını besleyen birisi ile, pazar balık beslemek için işe gitmesi gereken birinin, bu konuda yaptığı yorum aynı güvenirlilikte değildir. Böyle bir öneri yapmak için bir fileyle ikiye bölünmüş bir akvaryumda, bir bölmedeki balıkları her gün, bir bölmedeki balıkları haftada 6 gün besleyip, bu balıklardaki büyüme ve hastalık durumunu gözlemek gerekir. Üstelik buradan elde edilecek çıkarımların sonuçlarından; sadece o deneyin yapıldığı balık türü ve boyunda ve o akvaryum şartlarındayken emin olunabilir. Su düzenleyici veya arıtmada aktif karbon gibi bir klor tutucu kullanmayanların ben çeşmeden suyu aynen basıyorum bir şey olmuyor gibi önerileri de yine bu çerçevede değerlendirilmelidir.
[B]4. Öncelik Sıralamasını Doğru Yapmak[/B]
Kaynaklarımız sınırlı. Kaynağa örnek olarak para başta olmak üzere, zaman ve istediğimiz türe-malzemeye ulaşımı sayabiliriz. Akvaryum kurarken ve sürdürürken her olumlu şeyi alıp uygulayamayacağımıza göre bu kaynaklarımızı neye hangi oranda aktaracağımızı iyi bilmemiz ve ayarlamamız lazım. Örnek olarak kurulumda bakteri kültürü almadan gidip iyi bir kültürün 3-4 katı ücret verip bir ilaç almak oldukça hatalı ve gereksiz. İlaç balık hasta olursa, o hastalığa göre gidilip alınır, siz kurulum yapıyorsunuz sizin bakteri kültürüne, klor gidericiye ihtiyacınız var, öncelik hatalı belirlenmiş. Başka bir örneğe bakalım, iyi bir biyolojik filtrasyon malzemesi almayıp, Çin malı seramik alıyorsunuz, sonra gidip gıcır gıcır Jager bir ısıtıcı alıyorsunuz. İyi ve kötü ısıtıcının verim farkı yoktur, suyu daha kaliteli ısıtmak diye bir şey de yoktur, termostat kalitesi için orta karar bir ısıtıcı alınabilir, paranız çoksa kaliteli substrat ve kaliteli ısıtıcı alın, ama sınırlıysa, substratı kaliteli alın, ısıtıcıyı orta veya orta-alt segment bir ürün alın. Yatırımı öncelikle canlıya değil kaliteli malzemeye yapın. Canlı ölür ama malzeme sadece Nasreddin Hoca fıkrasında ölür, normalde ölmez. Özellikle deniz akvaryumu kurarken sık yapılan hatadır, gider Çin malı Makro PS alıp, turşuluk kalitede deniz tuzu, bahçe kayasından hallice canlı kaya ve pavyon ışığı kalitesinde floresan ile akvaryum kurup, yüzlerce liralık balık ve mercanı koyup öldürürsünüz. Elinizde ya çöpe atacağınız ya da başka hobiciye satıp onu da aynı akıbete sürükleyeceğiniz bir kaç çöp malzeme kalır. Nereden mi biliyorum, harfiyen tecrübe ettim, çok da tecrübe edeni gördüm, kimini döndürmeyi becerdim kimini beceremedim.
Sadece ilk kurulumda değil bakımda da öncelik seçimi hatalı yapılmakta, örneğin Tanganyika Akvaryumu’na bakılıyor, su ph’ının 9 üzerinde olduğu görülüyor hemen kimyasallar alınıyor. Evet yapılan şey doğru, pH’ın yükseltilmesi gerekli ancak bunu yapmadan bir geriye bakalım. Polatlı’dan top sesleri duyulurken Ankara’daki meclis trafik kanunu çıkartmakla uğraşmıyordu değil mi? Trafik gerekli mi gerekli ama öncelik daha önemli. Biyolojik azot döngüsünü kurdum mu, balıkları doğru besliyor muyum, yemleri kaliteli mi? Su değişiminin zamanlaması ve miktarı doğru mu, nitrat makul sayılar arasında mı dalgalanıyor? Dondurulmuş yem atıyorum ama gidip taş arasında sıkışıp kokuşanlar ne olacak? Bu Tanganyika’lar wasting denen karın çökmesi, ip dışkılaması hastalığına çok yatkın, bunlar için önce bir uv mi alsam? Yüksek pH’da amonyak çok çok daha tehlikeli ve bakteriler daha az efektif, bu yüksek pH için biyolojik substratım hazır mı? Bunları daha önde tutmak, yani öncelikleri iyi belirlemek lazım.
[B]5. Görücü Usulü Balık Alma[/B]
Balık alırken biz’in alt başlığına yazmadım ayrı bir başlığı hak edecek kadar önemli bir sorun. Hangi balığı beslemeliyim? Ne alayım? Bu soruları uzun süredir hobide olup çok sayıda balık beslemiş birinden duyunca derin nefes alıyorum. ARKADAŞLAR BU BİR HOBİ, BESLEYECEĞİNİZ BALIĞI SİZ SEÇECEKSİNİZ, KEYFİNİZE SORACAKSINIZ, KENDİNİZE SORACAKSINIZ. Aklınızda bir ya da birkaç balık vardır, bu balığı araştırdım da yem yemesi sorunluymuş, kuru yem yemiyormuş diye sorun, ya da şu balıklarımın olduğu akvaryuma atacağım tecrübe eden var mı alsam sorun olur mu diye sorun, çok güzel sorular, ama hiçbir şey demeden hangi balığı besleyeyim diye bir soru çok üzücü. Yeni başlayan balıkları tanımayan birisi yeni başladım diye sorar o da tamam ama hobici sıfatı kazanmış biri “abi ne bakayım ya” diye soru sormamalı. Açar türleri inceler, liste çıkarır onun üzerinden gidersiniz.
Görücü usulünde ikinci ve daha dehşet verici kısım popüler kültür balıkları. Diğer paragraflardaki seçimler gibi bu da bu hobiye has bir şey değil. Yaşımın yettiği ile hatırladıklarım şunlar; biri çıktı atari salonu kurdu para kazandı, sonra herkes kurdu, ardından internet kafeler, tavuk dönerciler, çiğ köfteciler, bir milyoncular... İlk kuran kazanıyor, çünkü rakibi yok, popülerleştiriyor, fiyatı kendi belirliyor, sonra rekabet gelip kar marjı düşünce dükkanı satıp yeni işe giriyor. “Abi ya ne balık baksam şöyle göze güzel görünsün yavrusu para etsin” diyen kişilere abi bak yavrusu bu kadar, piyasa da aç, peynir ekmek gibi satıyorum, bak isteyenlerin mesajlarına diye ortam gazlanıyor. Siz onları alıp, büyütüp yavrularını alana kadar aynı caddedeki 5. tavuk dönerci de açılmış oluyor. Balığı popülerleştirip satanlar ise bu sefer tavuk dönerciyi, “abi sırada satıyorum, talep acayip ama hasta babama bakacağım artık” diye devredip çiğ köfteciliğe geçiş yapıyor, yeni bir tür alıyor.
Bu tarz popüler kültür canlılarına bakalım, aklıma gelenler: Lepistes, Tropheus, Mbuna, Melek, Beta, Karides, Frontosa, Discus.
Bambaşka göllerden, kıtalardan gelen bu balıkların ortak özelliklerine bakalım.
Üretilebiliyor
Kendiniz yapay varyete üretebiliyorsunuz.
Satılması kolay
En önemli özellik: alt türleri veya varyeteleri var. Frontosa burundi aldınız mesela, “bir üst modele” geçiş yapıyorsunuz, mbimbwe blue alıyorsunuz, artık üstat mı olmak istiyorsunuz, bir “üst model” daha, “blue zaire moba” var. Tropheus’a başlıyorsanız duboisi alacaksınız öğreneceksiniz, o kolay, ucuz ve çabuk yavru alınır. Sonra Kasakalawe, red rainbow vb. bakarsınız. Oradan artık kriza gold, albino kipili uzar gider liste.
Ben yapmıyorum ama balık alıp satmak, üretip satmak, satarak masrafları çıkarmak istemek ya da bu işten para kazanmayı beklemek yanlış ya da ayıp değil ancak bu işi yaparken her işi yaparken olacağı gibi kimlik sahibi olmak lazım. O yüzden bu makalenin belirli yerlerinde söylüyorum, ben bu hobiden ne istiyor ve ne bekliyorum? Başkasına açıklamanıza gerek yok, kendinize bunun dürüstçe cevabını verip, sonrasında bu cevaba göre tutarlı olarak ilerlemek ve seçimler yapmak lazım. Başkasının sevdiği bir balığı popüler diye alıp bakmak hobi ruhuyla bağdaşmaz, ticaret ve hobiyi bir arada yapacaksanız da çevrenizde olan bitene, çiğ köfteciye tavuk dönerciye ve döngüye dikkat edin. Arkadaş grubu ile bir türü popülerleştirip satma girişimine dikkat edin, alacaksanız da neyin ne olduğunu bilerek alın. Hobi olarak yapıyorsanız da sadece kendi sevdiğiniz balığa bakın.
[B]6. Balık Öldürme[/B]
Bundan 10 sene kadar önce Ankara’da şimdi kapatmış olan Musa Akvaryum’da Musa abi ile muhabbet ediyordum. Bana bir akvaryumdaki discusları gösterdi, bak bunların renkleri böyle olacak, desenleri şöyle olacak, formları çok felaket olacak dedi. Cevaben hayır abi bunların hepsi ölecek dedim, yüzüme baktı sonra balıklara baktı yav taş gibiler yiyip içiyorlar niye ölsünler dedi. Dedim her hafta bu kadar balık getirip satıyorsun bu balıklar nerede? Her evde balık olması lazımdı, ölüyorlar, öldürüyoruz. Doğru diyorsun dedi, tadı kaçtı çıktı dışarı sigara yaktı, umarım dükkanı benim yüzümden kapatmamıştır. Konuya dönersek göz göre göre balık öldürüyoruz. Bunun hobici psikolojisi ile ne alakası var diye sorabilirsiniz. Şöyle anlatayım, 1 erkek 3 dişi demasoni aldınız, küçük akvaryumda erkek o dişileri döve döve strese sokacak, sonra biri ölecek. Döverken müdahale etmediniz, dişi yem yiyor dediniz, öldü. Hala müdahale etmiyorsunuz. Akvaryumunuzda balık yükü fazla diye balık ölseydi ölümler balık yükünü de balık ölümünü de azaltırdı, ancak ölümler şiddet yüzünden oldu, erkeğe o akvaryum ve dekorda 3 dişi az geliyordu ve birisi baskıya dayanamadı öldü, artık 2 dişi var, dişiler üzerindeki baskı arttı. Erkek önceden 6 agresifliği 2 – 2 - 2 paylaştırıyordu, şimdi iki balık kaldığı için 3 - 3 olacak. Üzerinde 2 baskı varken yaşamayan bir tür 3'de nasıl yaşasın? Kalanlar arasından zayıf kalan dişi önce ölecek sonra şiddetin 6’sı da tek kalana gidecek o da ölecek. Size o kadar küçük ve dekoru yetersiz akvaryumda 1 erkek 3 dişi demasoni olmaz diyenlere kulak asmadığınız için alt bilinciniz sizi suçlulukla durumu olmamış gibi düşünmeye itiyor. Hobi bizi mutlu etsin diye var ve çoğu zaman mutlu ettiği kadar mutsuz da ediyor, mutlu etmesi gereken bir şeyde bu tarz sonuçlar görünce olmamış gibi davranmayı seçebiliyoruz, ama bu bakım sorumluluğunu aldığımız canlılara haksızlık etmek demek. Ölümlerde yıkılıp soğuyup moral bozmamak lazım, ama hiçbir şey olmamış gibi umursamamazlık etmemek de lazım. Sorunu araştırıp, elden gelenin en iyisini yapmaya çalışmalıyız. Bir balıktan soğuyabilirsiniz, onu ölüme terketmeyin, müdahale edin, uygun fiyata ilan verin biri alsın beslesin.
[B]7. Satıcıya Düşman Olmak[/B]
Hobi duygusal bir iş, zaten bu kadar akvaryumu, balığı, harcanan parayı mantıkla izah etmenin yolu yok. Bir ayakkabı alırsınız, delik çıkar gider değiştirirsiniz, değiştirmezlerse biraz uğraşır, en kötü tüketici davası açarsınız, moral olarak çökmezsiniz. Balık işi ne yazık ki alıcı açısından da satıcı açısından da zor. Hastalıklar ve ölümlerle sıkça karşılaşılıyor, balık büyüyünce istenen tür-varyete çıkmayabiliyor. Bu gibi durumda akvaryumcunun hobi işiyle uğraştığını bilip daha alttan alması lazım, örneğin zararı telafi etmese de, akvaryumdaki sorunu anlamaya çalışıp çözülünce bu seferki balıkları bir seferliğine iyi bir indirimle vermesi lazım. Biz hobiciler de bu tarz olaylar yaşanınca akvaryumcuya düşman olup kin duymamalıyız. Bu bizi hobiden soğutur. Forumda şikayet var kısmında da görüldüğü üzere kişiler akvaryumculara çok ağır yazıyorlar, bunun nedeni gerçekten kandırılmış ve ilgilenilmemiş hissetmeleri.
Aldığınız bir balık öldüğünde gidip o akvaryumdaki diğer balıklara bakın eğer o balıklarda hasta ve kayıp yoksa sorun büyük ihtimalle sizdedir.
[B]8. Balığa Fazla Önem Verme ve Anlam Yükleme[/B]
Bu durum balığa has bir durum değil hatta kuşu, köpeği, kediyi kafaya takan insanlarda daha çok var. Kimi “tür takıntılı” kişilerin ailesine küfür edilince verdiği tepki ve bunu kafaya takması, elindeki türe kırma denince verdiği tepki ve üzüntü yanında çok cılız kalıyor. Evet balığımın doğadaki halinden uzak olması beni de üzer ancak bu durum kişisel mesele haline gelip sizi yıkacak bir hal alıyorsa akvaryumu ve balığı hayatınızda koyduğunuz yeri gözden geçirmeniz lazım. Baktığımız canlılar balık ve karidesler, bunların duygusal ve davranışsal yetenekleri sürüngenler, kuşlar, memeliler kadar gelişmiş değil. Yarışmalara katılıp, paylaşım yaparken bir yunus cichlid veya vatoza ASİL KRAL demek bana ilginç geliyor. Ne yapmış gizlice zordaki arkadaşının kredini borcunu mu kapatmış, evden hırsız mı kovalamış, parmakla ye diyene kadar yemine mi saldırmamış? Bu tarz gelişmiş canlılarda görmeyi beklediğiniz özellikleri balıklara, karideslere yüklememek sanki daha mantıklı. Köpekler, kediler çok daha zeki, sıcakkanlı, duyguları kuvvetli canlılar, balıklar bunların yerini tutmaz. Balık; akvaryumu ile bir bütündür, akvaryumu anlamlı kılan içindeki mikro makro denge, döngü, doğanın bir parçası olması, belki de doğanın kendisi olmasıdır, kedi köpek ise bir ekosistem değil bir bireydir. Evde tüy olmasın balık bakayım demek hobi değildir.
[B]9. Balık Bütçesi[/B]
Akvaryum hobisi ucuza yapması mümkün ama pahalı bir hobidir. Ne olduğunu anlamadan çok büyük paralar harcayabilirsiniz. Yapacağınız en büyük hata sonraki ayın bütçelerini bu ay için harcamaktır, ne olduğunu anlamadan Yıldırım Demirören dönemi Beşiktaş'ı gibi olursunuz. Örneğin akvaryum hobisine her ay 200 tl bir bütçe ayırdınız. Eğer bir şey acil değilse (filtreniz bozuldu kırıldı vb.) veya çok uyguna bir şey bulmamışsanız, tutup da balığa 600 tl harcayıp, bundan sonraki 2 ay bir şey almam dengelerim demeyin. O iki ayda bir şeyler alacaksınız ve bütçeniz şaşacak. Hobi dikkat edilmezse, bahisten daha kötüdür :)
Yazının sonuna geldik, yazıda belirttiğim şeyler yaşanmışlıklardan ve gözlemlerden çıkarımlarımdır. Yazıyı yazmamdaki amaç düşünmekten kaçtığımız şeylerle yüzleşmek, şimdilik bu çıkarımları kabul etmesek de beynimizin bir yerine bu düşünceleri ekmek ve ileride kabul edeceğimiz bir zaman olursa bu zamanı daha öne çekmektir. Katılmadığınız kısımlar olabilir, bunları tartışamam, çünkü hem alanım değil hem de bu konuları tartışmanın bir noktaya varacağını düşünmüyorum. Herkesin doğrusu kendine, bunlar benim doğrularım ve gözlemlerim. Faydası oldursa ne mutlu.
[EDIT]bjkalley,2018-01-17 01:06:54[/EDIT]
[B]1.Eş İle Yaşanan Sorunlar[/B]
Evet bu altbaşlığımızda vizyonsuz eşler var. Birinin hobisini engellemeye çalışmak vizyonsuzluktur. Genellikle kadın erkeğe akvaryum kurdurmaz, tabi bu tersi de olabilir. Zaten kadın erkek ilişkilerimiz oldukça çarpık. Anlamsız kıskançlıklar, kıyafet, gidilecek yer gibi kişisel özgürlüklere karışmada çekince görmeme, şiddete başvurma gibi varoşluklar çokca hayatımızın içinde. Bu tip davranışların çoğu haddini bilmemekten kaynaklanıyor, ve genellikle karşılıklı olarak gerçekleşiyor. Kadının akvaryum hobisindeki rolü ise evde akvaryuma izin vermemek. A isimli bir kadını ele alalım, bir hobi edinmenin önemini kavrayamayan, küçüklükten en büyük hayali evlenip hayalindeki gelinliği, perdeleri ve yatak odasını edinmek olan, çocuklarının cinsiyet sırasını bile belirlemiş bir kişinin gözünde siz o oyunun gerekli bir parçası olan figüransınız. Eşinizin rahat ve mutlu yaşam alanından ziyade arkadaşlarına karşı sosyal statü olarak gördüğü evde akvaryumunuz, olsa olsa ufak bir tablodur. Akvaryuma vereceğiniz zaman, akvaryumun evde kaplayacağı büyük yer, yere damlayacak sular ve temizlik esnasında oluşacak karışıklık bir tablonun sınırlarını aşan ciddi bir sorun olacaktır. Harcayacağınız paranın göze gelmesi ise cabası ve ne yazık ki akvaryuma verdiğiniz paraları bir sıfır atarak söylüyorsunuz. Tabi ki her kadın böyle değil, her erkek de ilgisiz, haddini bilmez değil ama normal dağılımında ağırlık popülasyon bu yönlerde. Benim seçtiğim yol açık ve net olmak. Daha evlenmeden müstakbel eşime bir oda dolusu akvaryuma bakacağımı ve hobinin benim adıma önemli olduğunu net bir şekilde belirtmiştim. Bu netliğin sonuç yansıtmaması durumunda ben bu hobiyi seviyorum başka yerde dükkan tutarım, eve gelişim gecikir vb. yoluyla hobiye ihtiyaç duyduğunuzu anlatmak mümkün olabilir, tehdit vari bir çıkış hoş olmasa da ısrarda kilitlenmiş bir kişiye diğer ihtimalleri de düşündürmek iyi olacaktır. Bütçe konusunda da ev bütçesini yaptıktan sonra kişisel ihtiyaçlara ayrılan bölümü ikiye bölüp ne yaparsan yap demek en temizi. Unutmayın kadınların gücü devamlılıklarından gelir, siz de ne istediğinizi bilerek sinirlenmeden sakince bunun ne kadar normal bir istek olduğunu anlatarak kesin bir duruş yapmalısınız. Eşinize gerekli zamanı ve ilgiyi göstermezseniz fatura zayıf bölge olan akvaryuma çıkabilir, burada akvaryum üzerinden değil beraber geçirilen zaman üzerinden tartışmak ve gerekli zamanı ve ilgiyi göstereceğinizi belirtmeniz lazım. Tabi bunu lütufmuş gibi hissedip göstermeden yapmalısınız, birlikte zaman geçirmeyi istemiyorsanız zaten niye evlendiniz?
[B]2. Canlı Alırken Biz
2.1 Doğa gerçekleri ve kabuller[/B]
Eşleri suçlarken her şey güzeldi, ancak bu hobinin en büyük vizyonsuzu biziz. Yazıyı okudukça kendimizi hatırlayacağız. Özellikle canlıları tanımadığımız ilk zamanlar akvaryumcuya “bu balık bununla yaşar mı?” diye soruyoruz. Çok defa tanık oldum, adam japon balığının yanına cichlid atmak istiyor, olmaz cevabı hoşuna gitmiyor, başka akvaryumcuya gidiyor, olur diyenden alıyor. Bilimsel gerçeklerle kabulleri birbirinden ayırmak lazım. Örneğin kardinal neon almak istersiniz, bir akvaryumcu 8 lira diğeri 10 lira der, hoşunuza giden ucuz fiyatlı balığı alırsınız. Akvaryumcu kaç lira derse balık o kadar liradır, bu bir kabuldür, ancak akvaryumcu bu balık bununla yaşar deyince o onla yaşamıyor, iki balığın birbiriyle yaşaması bir doğa olayıdır, etkileşimdir, pek çok şeye bağlıdır. Doğa gerçekleri üzerine pazarlık olmaz, hoşunuza giden cevabı alana kadar insanları zorlamak fiyat için geçerlidir ancak balığın yaşadığı sıcaklığı, tank arkadaşlarını, ph’ı ısrar ile değiştiremeyiz. Bu kadar net bir şeyi niye söylüyorsun zamanımızı alıyorsun diyebilirsiniz, ama bu kabul ve doğa olayı karıştırmasını yapıyoruz. Akvaryumcular artık hobici profilini bildiğinden, kendi vermezse yandaki "bu balık bununla olur" diyen dükkandan alacağını bildiği için olur olur diyor, sonra alıp öldürünce suçlu akvaryumcu oluyor. Evet o da suçlu ancak her zaman çuvaldızı kendimize batıracağız.
[B]2.2 Sıkıcı balık almak[/B]
Hobiye ayırdığımız zaman boyunca bir şeyler yapmak ve gözlemlemek isteriz. Hobiciye en çok zevk veren şeyler yeni balık almak, yeni akvaryum kurmak, balığının yavrulamasını ve yavrularını gezdirdiğini görmek, bitkili akvaryumunda bitkilerin büyüyünce nasıl olacağını öngörmektir, yeni alacağı ve kuracağı akvaryumları hayal etmektir. Bu aşamaları yaparken gözardı etmememiz gereken şey sonucun gidiş yolu kadar heyecanlı olmamasıdır. İstediklerimizi alınca akvaryumu kurunca aslında olacağımızı sandığımız kadar memnun olmadığımızı farkederiz. Aklımızda yeni bir tür, yeni bir akvaryum tipi belirir, Tanganyika bakıyorsak bitkiliye mi geçsem, güney amerika mı yapsam deriz. Bu nedenle balık alıp akvaryum kurmadan önce kendimizi iyi tanımalıyız. Kaç akvaryumum var? Bunlara ne kadar emek verebilirim? Akvaryumdan ne bekliyorum? Bu sorulara net cevap verip sisteminizi ona göre kurmazsanız büyük sorun yaşarsınız. Örneğin japon balıkları bana son derece sıkıcı gelir, sosyal davranışlarını gözlemleme, özel su şartları isteme, alan tutma, yavru büyütme gibi özellikleri olmadığı için eğer sadece 1-2 akvaryumum olsa hoşuma gitse bile (ki yapay olduğu için gitmiyor) japon balığı bakmazdım. Sadece balık bakılan deniz akvaryumları da benzer geliyor, TV’de balık izler gibi balık izliyorsunuz, etkileşiminiz yem vermeyle ve su değiştirmeyle sınırlı, oldukça düşük, o akvaryumda en zevkli kısım balık almak, akvaryumu kurmak, çünkü bu sırada etkileşim yaşıyorsunuz. Eğer depreşen bir hobici ruhunuz varsa bu tip akvaryum ve balıklardan hemen sıkılacak, alıp akvaryuma koyunca hatta balık poşetteyken bile hevesiniz yarıya inecek, yeni türleri düşüneceksiniz. O yüzden eğer zaten evinizde hali hazırda uğraştığınız bitkili akvaryum gibi hobi akvaryumları yoksa, bu tarz sizi sıkacak, enerjinizi harcatamayacak akvaryumları kurmayın, balıkları almayın.
[B]2.3 Komşunun tavuğu[/B]
Komşuya kaz görünüyor. Futbol menajerliği oynarken de böyledir, başka takımdaki oyuncuyu alınca sizin renginiz altına girince aynı özellikler rakipteyken olduğu kadar iyi durmaz. Akvaryumcuya giderken iki amacım olur, bir; cep telefonumun notlar bölümüne yazdığım alınık malzeme ve canlılar var mı diye bakmak, iki; ilgi çekici güzel, değişik bi şey gelmiş mi diye bakmak. İkinci amaç sonucu akvaryumcudan çıkarken çok defa almasa mıydım, bunları hangi akvaryuma koyacağım dediğim olmuştur. Ya da akvaryumcu esnaflığı biliyorsa sizi aklınızdaki bir türden kendinde olan başka bir türe yönlendirir. O nedenle bir balık alırken o balığın sizdeyken (genellikle) internetteki fotoğraflardaki kadar güzel ve dikkat çekici olmayacağını hesaba katın, gerçekten isteyip istemediğinizi sorgulayın.
[B]2.4 Balık Seçimi Yaparken Aynı Bölge İşini Abartmak[/B]
Balık alırken veya başkasının aldığı balıkları eleştirirken fazla ezberci davranıp işi abartabiliyoruz. Örneğin kılıçkuyruk ile kongo tetra'yı aynı akvaryumda bakanları eleştirebiliyoruz. Onlar farklı kıtanın balığı, kılıçkuyruk sert su sever, congo tetra yumuşak su sever yorumları yapılıyor. Bunlar doğru yorumlar ancak congo tetra'ya istediği su yumuşaklığını osmos ile sağlıyorsak evet o akvaryuma kılıçkuyruk atmak kılıç için fazla sorun, ya da kılıçkuyruk için canlıdoğuran tuzu alıp attıysak bu suya congo tetra atmak doğru değil. Ancak balıklar birbiriyle anlaşıp aynı yemi yedikten sonra, özellikle biyotop akvaryumu yapmıyorsak, yan yana iki ayrı akvaryumda aynı çeşme suyunda ikisine bakmak ile, aynı akvaryumda bakmanın bir farkı yok. Bu yüzden balıklar birbirine zarar vermiyorsa ve beslenmeleri benzerse karma akvaryumda tür seçiminde eleştirel değil önerisel yaklaşmak lazım.
[B]3. Bilgi Kaynağı Sorgulmak ve Bilgiyi Yorumlamak[/B]
Ben buraya lepistes ağızda kuluçka yapar yazarsam ki şimdi yazdım, bu yazı çok kişi tarafından okunabilir halde oluğundan insanlara ulaşır, yanlış bilgi ile insanlar hatalı bir şey öğrenmiş olur. Kitaplarda da dergilerde de internet kadar olmasa da aynı şekilde hatalı, eksik, eskiden doğru olduğu sanılan ancak şimdilerde değişmiş bilgiler var. Örneğin Dünya’da ilk popülerleştiği zamanlarda Discus’un ağızda kuluçka yaptığını anlatan bir makale var. Diyelim ki discusu hiç görmedik, birisi bu makaleyi gösterdi al işte bilimsel makale dedi, bu konuda bilimsel altyapısı olmayan ama discusu üreten bir ikinci kişi ben ürettim ağızda falan kuluçka yapmıyor dedi, ne yapacağız? Nadir balıklarda, nadir hastalıklarda böyle sorunlar olabiliyor gerçeğe ulaşmak kimi zaman mümkün olmayabiliyor. Neyse ki bilindik canlılar ve diğer konular için çok fazla sayıda yorum ve makaleye ulaşmak mümkün, tek bir kaynaktan değil çok kaynaktan okuyup incelemek, kaynağı kaleme alanı da dikkate alarak güven endeksi oluşturarak bakmak en doğrusu.
Bilgiyi yorumlarken görmek istediğiniz şeyleri görerek yorumlamamalıyız. Örneğin ramirezi balığı bakıyorsunuz, bu balık 28 derece civarı sıcaklık ve asidik su ister. Birisi diyor ki ben çeşme suyunda bakıyorum, pH 7.5, sorun yok. Birisi diyor ki ben de 24 derecede bakıyorum, sorun yok. Bu ikisini birleştirip 7.5 pH ve 24 derece sıcaklıkta bakarsanız sorun yaşama ihtimaliniz bilgi aldığınız kişilerden daha fazla. Birisi muhtemelen yanlış sıcaklık doğru pH, diğeri doğru sıcaklık yanlış pH'da bakıyor. Balıklar çok mutlu olmasa da idare ediyorlar, ancak siz iki yanlışı bir araya getirip balığı öldürebilirsiniz. Şunu asla reddetmiyorum, bu hobide kitabi ve/veya bilimsel bilgiler dışında tecrübeler de çok önemlidir. Zaten bu hobiyle ilgili bilimsel fazla çalışma yok, zira bilimsel çalışmalar pahalıdır, hobi çerçevesini aşar, o yüzden hobiyi bu aşamaya getiren şey çoğunlukla edinilen ve paylaşılan tecrübelerdir. İthalatçı tanıdıklarım var, tecrübelerini gözlemliyorum, belli bir firmadan ithal ettikleri kırmızı ve mavi discuslar bir araya konulunca birbirlerine hastalık bulaştırıyorlar, ayrı ayrı tutulursa sapasağlamlar. Bu durum canlıdoğuranlar, ve beta gibi türlerde de oluyor, bakteri çakışması diyorlar. Bilimsel bir yaklaşım değil, alıp mikroskopla ondan ona bakteri geçtiğini görmemişler, belki de parazit, belki başka bir şey var ama bu tecrübeleri kullanıp daha çok balığı hayatta tutuyorlar, bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey yok koy yan yana demiyorlar. Tabi bu tecrübeler daimi olarak doğru şekilde sorgulamalı, çapraz şekilde diğerleriyle değerlendirilmeli ve o tecrübeyi tecrübe edildiği sistem içerisinde düşünmeliyiz.
İnsanların doğruluğundan kuşku duyduğu, kendini ikna etmek istediği veya istemeden yapmak zorunda olduğu şeyleri daha iyi hissetmek için başkalarına da yaptırmak gibi huyları vardır. Size garip gelen bir öneri aldığınızda bu öneriyi paragrafın ilk cümlesine göre değerlendirmeniz gerekmektedir. Örneğin birisi iş yerine akvaryum kurdu ve pazarları balıkları yemleyemiyor. Bu kişinin yaptığı "haftada bir balıkları aç bırakmak lazım ki, bağırsakları metabolizmaları dinlensin" önerisine şüpheyle bakmak gerekiyor. Her gün kolayca evinde balığını besleyen birisi ile, pazar balık beslemek için işe gitmesi gereken birinin, bu konuda yaptığı yorum aynı güvenirlilikte değildir. Böyle bir öneri yapmak için bir fileyle ikiye bölünmüş bir akvaryumda, bir bölmedeki balıkları her gün, bir bölmedeki balıkları haftada 6 gün besleyip, bu balıklardaki büyüme ve hastalık durumunu gözlemek gerekir. Üstelik buradan elde edilecek çıkarımların sonuçlarından; sadece o deneyin yapıldığı balık türü ve boyunda ve o akvaryum şartlarındayken emin olunabilir. Su düzenleyici veya arıtmada aktif karbon gibi bir klor tutucu kullanmayanların ben çeşmeden suyu aynen basıyorum bir şey olmuyor gibi önerileri de yine bu çerçevede değerlendirilmelidir.
[B]4. Öncelik Sıralamasını Doğru Yapmak[/B]
Kaynaklarımız sınırlı. Kaynağa örnek olarak para başta olmak üzere, zaman ve istediğimiz türe-malzemeye ulaşımı sayabiliriz. Akvaryum kurarken ve sürdürürken her olumlu şeyi alıp uygulayamayacağımıza göre bu kaynaklarımızı neye hangi oranda aktaracağımızı iyi bilmemiz ve ayarlamamız lazım. Örnek olarak kurulumda bakteri kültürü almadan gidip iyi bir kültürün 3-4 katı ücret verip bir ilaç almak oldukça hatalı ve gereksiz. İlaç balık hasta olursa, o hastalığa göre gidilip alınır, siz kurulum yapıyorsunuz sizin bakteri kültürüne, klor gidericiye ihtiyacınız var, öncelik hatalı belirlenmiş. Başka bir örneğe bakalım, iyi bir biyolojik filtrasyon malzemesi almayıp, Çin malı seramik alıyorsunuz, sonra gidip gıcır gıcır Jager bir ısıtıcı alıyorsunuz. İyi ve kötü ısıtıcının verim farkı yoktur, suyu daha kaliteli ısıtmak diye bir şey de yoktur, termostat kalitesi için orta karar bir ısıtıcı alınabilir, paranız çoksa kaliteli substrat ve kaliteli ısıtıcı alın, ama sınırlıysa, substratı kaliteli alın, ısıtıcıyı orta veya orta-alt segment bir ürün alın. Yatırımı öncelikle canlıya değil kaliteli malzemeye yapın. Canlı ölür ama malzeme sadece Nasreddin Hoca fıkrasında ölür, normalde ölmez. Özellikle deniz akvaryumu kurarken sık yapılan hatadır, gider Çin malı Makro PS alıp, turşuluk kalitede deniz tuzu, bahçe kayasından hallice canlı kaya ve pavyon ışığı kalitesinde floresan ile akvaryum kurup, yüzlerce liralık balık ve mercanı koyup öldürürsünüz. Elinizde ya çöpe atacağınız ya da başka hobiciye satıp onu da aynı akıbete sürükleyeceğiniz bir kaç çöp malzeme kalır. Nereden mi biliyorum, harfiyen tecrübe ettim, çok da tecrübe edeni gördüm, kimini döndürmeyi becerdim kimini beceremedim.
Sadece ilk kurulumda değil bakımda da öncelik seçimi hatalı yapılmakta, örneğin Tanganyika Akvaryumu’na bakılıyor, su ph’ının 9 üzerinde olduğu görülüyor hemen kimyasallar alınıyor. Evet yapılan şey doğru, pH’ın yükseltilmesi gerekli ancak bunu yapmadan bir geriye bakalım. Polatlı’dan top sesleri duyulurken Ankara’daki meclis trafik kanunu çıkartmakla uğraşmıyordu değil mi? Trafik gerekli mi gerekli ama öncelik daha önemli. Biyolojik azot döngüsünü kurdum mu, balıkları doğru besliyor muyum, yemleri kaliteli mi? Su değişiminin zamanlaması ve miktarı doğru mu, nitrat makul sayılar arasında mı dalgalanıyor? Dondurulmuş yem atıyorum ama gidip taş arasında sıkışıp kokuşanlar ne olacak? Bu Tanganyika’lar wasting denen karın çökmesi, ip dışkılaması hastalığına çok yatkın, bunlar için önce bir uv mi alsam? Yüksek pH’da amonyak çok çok daha tehlikeli ve bakteriler daha az efektif, bu yüksek pH için biyolojik substratım hazır mı? Bunları daha önde tutmak, yani öncelikleri iyi belirlemek lazım.
[B]5. Görücü Usulü Balık Alma[/B]
Balık alırken biz’in alt başlığına yazmadım ayrı bir başlığı hak edecek kadar önemli bir sorun. Hangi balığı beslemeliyim? Ne alayım? Bu soruları uzun süredir hobide olup çok sayıda balık beslemiş birinden duyunca derin nefes alıyorum. ARKADAŞLAR BU BİR HOBİ, BESLEYECEĞİNİZ BALIĞI SİZ SEÇECEKSİNİZ, KEYFİNİZE SORACAKSINIZ, KENDİNİZE SORACAKSINIZ. Aklınızda bir ya da birkaç balık vardır, bu balığı araştırdım da yem yemesi sorunluymuş, kuru yem yemiyormuş diye sorun, ya da şu balıklarımın olduğu akvaryuma atacağım tecrübe eden var mı alsam sorun olur mu diye sorun, çok güzel sorular, ama hiçbir şey demeden hangi balığı besleyeyim diye bir soru çok üzücü. Yeni başlayan balıkları tanımayan birisi yeni başladım diye sorar o da tamam ama hobici sıfatı kazanmış biri “abi ne bakayım ya” diye soru sormamalı. Açar türleri inceler, liste çıkarır onun üzerinden gidersiniz.
Görücü usulünde ikinci ve daha dehşet verici kısım popüler kültür balıkları. Diğer paragraflardaki seçimler gibi bu da bu hobiye has bir şey değil. Yaşımın yettiği ile hatırladıklarım şunlar; biri çıktı atari salonu kurdu para kazandı, sonra herkes kurdu, ardından internet kafeler, tavuk dönerciler, çiğ köfteciler, bir milyoncular... İlk kuran kazanıyor, çünkü rakibi yok, popülerleştiriyor, fiyatı kendi belirliyor, sonra rekabet gelip kar marjı düşünce dükkanı satıp yeni işe giriyor. “Abi ya ne balık baksam şöyle göze güzel görünsün yavrusu para etsin” diyen kişilere abi bak yavrusu bu kadar, piyasa da aç, peynir ekmek gibi satıyorum, bak isteyenlerin mesajlarına diye ortam gazlanıyor. Siz onları alıp, büyütüp yavrularını alana kadar aynı caddedeki 5. tavuk dönerci de açılmış oluyor. Balığı popülerleştirip satanlar ise bu sefer tavuk dönerciyi, “abi sırada satıyorum, talep acayip ama hasta babama bakacağım artık” diye devredip çiğ köfteciliğe geçiş yapıyor, yeni bir tür alıyor.
Bu tarz popüler kültür canlılarına bakalım, aklıma gelenler: Lepistes, Tropheus, Mbuna, Melek, Beta, Karides, Frontosa, Discus.
Bambaşka göllerden, kıtalardan gelen bu balıkların ortak özelliklerine bakalım.
Üretilebiliyor
Kendiniz yapay varyete üretebiliyorsunuz.
Satılması kolay
En önemli özellik: alt türleri veya varyeteleri var. Frontosa burundi aldınız mesela, “bir üst modele” geçiş yapıyorsunuz, mbimbwe blue alıyorsunuz, artık üstat mı olmak istiyorsunuz, bir “üst model” daha, “blue zaire moba” var. Tropheus’a başlıyorsanız duboisi alacaksınız öğreneceksiniz, o kolay, ucuz ve çabuk yavru alınır. Sonra Kasakalawe, red rainbow vb. bakarsınız. Oradan artık kriza gold, albino kipili uzar gider liste.
Ben yapmıyorum ama balık alıp satmak, üretip satmak, satarak masrafları çıkarmak istemek ya da bu işten para kazanmayı beklemek yanlış ya da ayıp değil ancak bu işi yaparken her işi yaparken olacağı gibi kimlik sahibi olmak lazım. O yüzden bu makalenin belirli yerlerinde söylüyorum, ben bu hobiden ne istiyor ve ne bekliyorum? Başkasına açıklamanıza gerek yok, kendinize bunun dürüstçe cevabını verip, sonrasında bu cevaba göre tutarlı olarak ilerlemek ve seçimler yapmak lazım. Başkasının sevdiği bir balığı popüler diye alıp bakmak hobi ruhuyla bağdaşmaz, ticaret ve hobiyi bir arada yapacaksanız da çevrenizde olan bitene, çiğ köfteciye tavuk dönerciye ve döngüye dikkat edin. Arkadaş grubu ile bir türü popülerleştirip satma girişimine dikkat edin, alacaksanız da neyin ne olduğunu bilerek alın. Hobi olarak yapıyorsanız da sadece kendi sevdiğiniz balığa bakın.
[B]6. Balık Öldürme[/B]
Bundan 10 sene kadar önce Ankara’da şimdi kapatmış olan Musa Akvaryum’da Musa abi ile muhabbet ediyordum. Bana bir akvaryumdaki discusları gösterdi, bak bunların renkleri böyle olacak, desenleri şöyle olacak, formları çok felaket olacak dedi. Cevaben hayır abi bunların hepsi ölecek dedim, yüzüme baktı sonra balıklara baktı yav taş gibiler yiyip içiyorlar niye ölsünler dedi. Dedim her hafta bu kadar balık getirip satıyorsun bu balıklar nerede? Her evde balık olması lazımdı, ölüyorlar, öldürüyoruz. Doğru diyorsun dedi, tadı kaçtı çıktı dışarı sigara yaktı, umarım dükkanı benim yüzümden kapatmamıştır. Konuya dönersek göz göre göre balık öldürüyoruz. Bunun hobici psikolojisi ile ne alakası var diye sorabilirsiniz. Şöyle anlatayım, 1 erkek 3 dişi demasoni aldınız, küçük akvaryumda erkek o dişileri döve döve strese sokacak, sonra biri ölecek. Döverken müdahale etmediniz, dişi yem yiyor dediniz, öldü. Hala müdahale etmiyorsunuz. Akvaryumunuzda balık yükü fazla diye balık ölseydi ölümler balık yükünü de balık ölümünü de azaltırdı, ancak ölümler şiddet yüzünden oldu, erkeğe o akvaryum ve dekorda 3 dişi az geliyordu ve birisi baskıya dayanamadı öldü, artık 2 dişi var, dişiler üzerindeki baskı arttı. Erkek önceden 6 agresifliği 2 – 2 - 2 paylaştırıyordu, şimdi iki balık kaldığı için 3 - 3 olacak. Üzerinde 2 baskı varken yaşamayan bir tür 3'de nasıl yaşasın? Kalanlar arasından zayıf kalan dişi önce ölecek sonra şiddetin 6’sı da tek kalana gidecek o da ölecek. Size o kadar küçük ve dekoru yetersiz akvaryumda 1 erkek 3 dişi demasoni olmaz diyenlere kulak asmadığınız için alt bilinciniz sizi suçlulukla durumu olmamış gibi düşünmeye itiyor. Hobi bizi mutlu etsin diye var ve çoğu zaman mutlu ettiği kadar mutsuz da ediyor, mutlu etmesi gereken bir şeyde bu tarz sonuçlar görünce olmamış gibi davranmayı seçebiliyoruz, ama bu bakım sorumluluğunu aldığımız canlılara haksızlık etmek demek. Ölümlerde yıkılıp soğuyup moral bozmamak lazım, ama hiçbir şey olmamış gibi umursamamazlık etmemek de lazım. Sorunu araştırıp, elden gelenin en iyisini yapmaya çalışmalıyız. Bir balıktan soğuyabilirsiniz, onu ölüme terketmeyin, müdahale edin, uygun fiyata ilan verin biri alsın beslesin.
[B]7. Satıcıya Düşman Olmak[/B]
Hobi duygusal bir iş, zaten bu kadar akvaryumu, balığı, harcanan parayı mantıkla izah etmenin yolu yok. Bir ayakkabı alırsınız, delik çıkar gider değiştirirsiniz, değiştirmezlerse biraz uğraşır, en kötü tüketici davası açarsınız, moral olarak çökmezsiniz. Balık işi ne yazık ki alıcı açısından da satıcı açısından da zor. Hastalıklar ve ölümlerle sıkça karşılaşılıyor, balık büyüyünce istenen tür-varyete çıkmayabiliyor. Bu gibi durumda akvaryumcunun hobi işiyle uğraştığını bilip daha alttan alması lazım, örneğin zararı telafi etmese de, akvaryumdaki sorunu anlamaya çalışıp çözülünce bu seferki balıkları bir seferliğine iyi bir indirimle vermesi lazım. Biz hobiciler de bu tarz olaylar yaşanınca akvaryumcuya düşman olup kin duymamalıyız. Bu bizi hobiden soğutur. Forumda şikayet var kısmında da görüldüğü üzere kişiler akvaryumculara çok ağır yazıyorlar, bunun nedeni gerçekten kandırılmış ve ilgilenilmemiş hissetmeleri.
Aldığınız bir balık öldüğünde gidip o akvaryumdaki diğer balıklara bakın eğer o balıklarda hasta ve kayıp yoksa sorun büyük ihtimalle sizdedir.
[B]8. Balığa Fazla Önem Verme ve Anlam Yükleme[/B]
Bu durum balığa has bir durum değil hatta kuşu, köpeği, kediyi kafaya takan insanlarda daha çok var. Kimi “tür takıntılı” kişilerin ailesine küfür edilince verdiği tepki ve bunu kafaya takması, elindeki türe kırma denince verdiği tepki ve üzüntü yanında çok cılız kalıyor. Evet balığımın doğadaki halinden uzak olması beni de üzer ancak bu durum kişisel mesele haline gelip sizi yıkacak bir hal alıyorsa akvaryumu ve balığı hayatınızda koyduğunuz yeri gözden geçirmeniz lazım. Baktığımız canlılar balık ve karidesler, bunların duygusal ve davranışsal yetenekleri sürüngenler, kuşlar, memeliler kadar gelişmiş değil. Yarışmalara katılıp, paylaşım yaparken bir yunus cichlid veya vatoza ASİL KRAL demek bana ilginç geliyor. Ne yapmış gizlice zordaki arkadaşının kredini borcunu mu kapatmış, evden hırsız mı kovalamış, parmakla ye diyene kadar yemine mi saldırmamış? Bu tarz gelişmiş canlılarda görmeyi beklediğiniz özellikleri balıklara, karideslere yüklememek sanki daha mantıklı. Köpekler, kediler çok daha zeki, sıcakkanlı, duyguları kuvvetli canlılar, balıklar bunların yerini tutmaz. Balık; akvaryumu ile bir bütündür, akvaryumu anlamlı kılan içindeki mikro makro denge, döngü, doğanın bir parçası olması, belki de doğanın kendisi olmasıdır, kedi köpek ise bir ekosistem değil bir bireydir. Evde tüy olmasın balık bakayım demek hobi değildir.
[B]9. Balık Bütçesi[/B]
Akvaryum hobisi ucuza yapması mümkün ama pahalı bir hobidir. Ne olduğunu anlamadan çok büyük paralar harcayabilirsiniz. Yapacağınız en büyük hata sonraki ayın bütçelerini bu ay için harcamaktır, ne olduğunu anlamadan Yıldırım Demirören dönemi Beşiktaş'ı gibi olursunuz. Örneğin akvaryum hobisine her ay 200 tl bir bütçe ayırdınız. Eğer bir şey acil değilse (filtreniz bozuldu kırıldı vb.) veya çok uyguna bir şey bulmamışsanız, tutup da balığa 600 tl harcayıp, bundan sonraki 2 ay bir şey almam dengelerim demeyin. O iki ayda bir şeyler alacaksınız ve bütçeniz şaşacak. Hobi dikkat edilmezse, bahisten daha kötüdür :)
Yazının sonuna geldik, yazıda belirttiğim şeyler yaşanmışlıklardan ve gözlemlerden çıkarımlarımdır. Yazıyı yazmamdaki amaç düşünmekten kaçtığımız şeylerle yüzleşmek, şimdilik bu çıkarımları kabul etmesek de beynimizin bir yerine bu düşünceleri ekmek ve ileride kabul edeceğimiz bir zaman olursa bu zamanı daha öne çekmektir. Katılmadığınız kısımlar olabilir, bunları tartışamam, çünkü hem alanım değil hem de bu konuları tartışmanın bir noktaya varacağını düşünmüyorum. Herkesin doğrusu kendine, bunlar benim doğrularım ve gözlemlerim. Faydası oldursa ne mutlu.
[EDIT]bjkalley,2018-01-17 01:06:54[/EDIT]
Beğenenler: [T]119483,Eldurmaz[/T][T]64971,izzettanju[/T][T]186643,mehmetaydin[/T][T]186838,yuoTO[/T][T]183070,Taşadam[/T][T]182183,Magma[/T][T]187079,EmreSuslu[/T][T]130330,bilentungul[/T][T]48207,lufo[/T][T]193145,vildan54[/T][T]198295,math1[/T][T]200138,AmerikanRüyası48[/T][T]140929,mcmert[/T][T]201072,MertHusmenler[/T][T]98926,gokselozardali[/T][T]192038,Emrsnmz[/T][T]184405,aliekinci[/T][T]29591,imbellis[/T][T]157881,BiotopeDogan[/T][T]167708,WaveRider[/T][T]78942,muratdeg[/T][T]168086,brigantes[/T][T]108164,sorceres[/T][T]61245,alptekin12[/T][T]65954,Şahmat[/T][T]54149,erdalakçay[/T][T]167104,swordfishhhh[/T][T]175579,Sheyda27[/T][T]179932,Serdariekrem[/T][T]93550,P@ssw0rd[/T][T]89754,blackMagic[/T][T]164705,iezgi[/T][T]85014,GuppyKeeper[/T][T]196907,Altispinoza[/T][T]20572,tarquinnn[/T][T]14686,batuhanbayram[/T][T]170368,burakcel12[/T][T]150311,Panzehir[/T][T]118476,BeZGiN[/T][T]133091,rekurrens14[/T][T]190598,mrtmermer[/T][T]189608,mehmet karadağ[/T][T]190115,serghat[/T][T]179863,M.MertKayış[/T][T]200209,cngrbz[/T][T]38529,mustafaerdogar[/T][T]168305,Yas400[/T][T]121610,ekcinar[/T][T]23692,ShotokaN[/T][T]191069,Karaçalı[/T][T]189706,21Murat[/T][T]188886,okan169[/T][T]165586,Yunus01[/T][T]106146,mesut alak[/T][T]7262,tolgasüren[/T][T]190320,Essen[/T][T]93087,FerhatKaya[/T][T]200059,Birdhill[/T][T]202876,BiotopeSever[/T][T]196543,Sait tütüncü[/T][T]185993,poyraz43[/T][T]186507,mperk[/T][T]71851,g.ates[/T][T]182926,Muhendiss[/T][T]182304,AhmetEmre[/T][T]186227,nalcioglu28[/T][T]69427,the__legend[/T][T]203231,sirholy[/T][T]191426,lojistisyen[/T][T]62686,KANARYACI[/T][T]191696,aydncskn[/T][T]9253,pilatin[/T][T]5853,SaRCoPhiLiuS[/T][T]208791,muratantalya007[/T][T]153370,stormare[/T][T]151628,Mete Duru[/T][T]180817,onrbgs[/T][T]210025,Mustafaata77[/T][T]205105,çulsuz[/T][T]218364,mahmutozdemir[/T][T]87092,Tutquarium[/T][T]220142,Alp43[/T][T]228388,AquaticPlant[/T][T]229815,tanerkazancı[/T][T]239777,M.levent[/T][T]150767,melihq[/T][T]127461,Foae[/T][T]240573,nurtensultan[/T][T]198466,OKIRATLI[/T][T]204089,Furkann[/T][T]128485,GETS34[/T][T]240503,Avoure[/T][T]3259,kursatufukcoskun[/T][T]143870,osman-01[/T][T]240275,Laterthanbefore[/T][T]153481,leovo[/T][T]244023,yigittsimsek[/T]
Teşekkür Edenler: [T]186643,mehmetaydin[/T][T]48207,lufo[/T][T]140929,mcmert[/T][T]200138,AmerikanRüyası48[/T][T]98926,gokselozardali[/T][T]193827,unreallife[/T][T]184405,aliekinci[/T][T]29591,imbellis[/T][T]157881,BiotopeDogan[/T][T]167708,WaveRider[/T][T]108164,sorceres[/T][T]61245,alptekin12[/T][T]65954,Şahmat[/T][T]167104,swordfishhhh[/T][T]85014,GuppyKeeper[/T][T]150311,Panzehir[/T][T]118476,BeZGiN[/T][T]133091,rekurrens14[/T][T]190115,serghat[/T][T]179863,M.MertKayış[/T][T]200209,cngrbz[/T][T]121610,ekcinar[/T][T]23692,ShotokaN[/T][T]189706,21Murat[/T][T]165586,Yunus01[/T][T]191069,Karaçalı[/T][T]81903,FurkanSehit[/T][T]93087,FerhatKaya[/T][T]200059,Birdhill[/T][T]185993,poyraz43[/T][T]186507,mperk[/T][T]182926,Muhendiss[/T][T]182304,AhmetEmre[/T][T]203231,sirholy[/T][T]191696,aydncskn[/T][T]9253,pilatin[/T][T]153370,stormare[/T][T]151628,Mete Duru[/T][T]180817,onrbgs[/T][T]210025,Mustafaata77[/T][T]205105,çulsuz[/T][T]218364,mahmutozdemir[/T][T]220142,Alp43[/T][T]228388,AquaticPlant[/T][T]239777,M.levent[/T][T]150767,melihq[/T][T]240573,nurtensultan[/T][T]204089,Furkann[/T]
+1: [T]183070,Taşadam[/T][T]41770,krib[/T][T]5853,SaRCoPhiLiuS[/T][T]98926,gokselozardali[/T][T]184405,aliekinci[/T][T]157881,BiotopeDogan[/T][T]167708,WaveRider[/T][T]108164,sorceres[/T][T]93550,P@ssw0rd[/T][T]150311,Panzehir[/T][T]118476,BeZGiN[/T][T]182304,AhmetEmre[/T][T]179863,M.MertKayış[/T][T]200209,cngrbz[/T][T]121610,ekcinar[/T][T]23692,ShotokaN[/T][T]191696,aydncskn[/T][T]208791,muratantalya007[/T][T]151628,Mete Duru[/T][T]180817,onrbgs[/T][T]205105,çulsuz[/T][T]220142,Alp43[/T][T]228388,AquaticPlant[/T][T]239777,M.levent[/T][T]150767,melihq[/T][T]127461,Foae[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Kasım 2017 00:41
Refet Bey mükemmel bir yazı olmuş. Gerçekten hobiye başladığımda bu maddelerin çoğunu yaşadım, şimdilerde artık yavaş yavaş çuvaldızı kendime batırmak suretiyle bu maddeleri aşmaya başladım diye düşünüyorum. Elinize sağlık. Mükemmel bir dil,hoş anlatım ve tecrübeyle sabit örnekler. [:iyi:]
Teşekkür Edenler: [T]1,bjkalley[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Kasım 2017 02:39
[B]Enerjinizi harcatmayacak akvaryumları kurmayın,balıkları almayın[/B]
Yıllardır kendimi çözemiyordum tek kelimeyle anlatmışsınız [:)]
Harika bir yazı olmuş elinize sağlık
Yıllardır kendimi çözemiyordum tek kelimeyle anlatmışsınız [:)]
Harika bir yazı olmuş elinize sağlık
Teşekkür Edenler: [T]1,bjkalley[/T]
+1: [T]179932,Serdariekrem[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Kasım 2017 03:44
Rezerve. Buralar değerlenir. Valla elinize, emeğinize sağlık. Makaleyi okurken eminim bir çok hobici kendine ait bir çok örnek bulmuştur.
Paylasımınız için teşekkürler.
Paylasımınız için teşekkürler.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Kasım 2017 06:09
Görücü üsulü balık alma maddesi duygu ve düşüncelerime tercüman olmuş. Cüce vatozcular ne zaman tül kuyruklu cüce vatozları cama cam, küplü, salatalıklı akvaryumlarda üretim yapmayı bırakıp cüce vatoz biyotopu kurarlarsa o zaman bana göre gerçek bir hobici olacaklar. Ama dediğin gibi ben bir kıstas değilim, kimse değil. Herkesin tuttuğu balık kendine.
Beğenenler: [T]69427,the__legend[/T][T]240275,Laterthanbefore[/T]
Teşekkür Edenler: [T]1,bjkalley[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 06 Kasım 2017 23:48
Teşekkürler 9. maddeyi ve 3'e ikinci paragrafı ekledim. Aklıma geldikçe eklemeler yapar bilgilendiririm.
İyi hobiler
İyi hobiler
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Kasım 2017 00:03
1. konuyu eşime kopyalayıp göndericem[:D]
Hislerime tercüme oldunuz ,
okurken hatalarımla yüzleştim,ama şu varki bu hatalara düşmeyecek kimse yoktur,akvaryum hobisine gönül vermiş herkes basamakları tek tek çıkarak bu hatalarla yüzleşerek usta oluyor,zaten 1 veya 2 .basamakda hobiyi bırakıyorsa bir hevesmiş ve az zararla kapatıyor sayfayı ama
Usta öylemi , ne zararlarla kafayı kırıp hâla devam ediyor, işte bu azimdir ,istekdir ,gerçekden bu işe gönül verendir ama imkanlarıyla ,ama kıtkanaat.
Gerçeklerle yüzleşmek ve hataları görebilmekdir mesele [:iyi:][EDIT]Panzehir,2017-11-07 05:38:06[/EDIT]
Hislerime tercüme oldunuz ,
okurken hatalarımla yüzleştim,ama şu varki bu hatalara düşmeyecek kimse yoktur,akvaryum hobisine gönül vermiş herkes basamakları tek tek çıkarak bu hatalarla yüzleşerek usta oluyor,zaten 1 veya 2 .basamakda hobiyi bırakıyorsa bir hevesmiş ve az zararla kapatıyor sayfayı ama
Usta öylemi , ne zararlarla kafayı kırıp hâla devam ediyor, işte bu azimdir ,istekdir ,gerçekden bu işe gönül verendir ama imkanlarıyla ,ama kıtkanaat.
Gerçeklerle yüzleşmek ve hataları görebilmekdir mesele [:iyi:][EDIT]Panzehir,2017-11-07 05:38:06[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Kasım 2017 00:23
Kadınlara o kadar da şeyetmeyelim yani siz de hobiye az para harcamıyorsunuz itiraf edin [:)))]
Şaka bir yana, çok güzel makale olmuş, umarım beslemek istediği balık hakkında google'a "şu şu balık nasıl beslenir" yazmaktan imtina eden canım kardeşlerim de okurlar [:iyi:]
Şaka bir yana, çok güzel makale olmuş, umarım beslemek istediği balık hakkında google'a "şu şu balık nasıl beslenir" yazmaktan imtina eden canım kardeşlerim de okurlar [:iyi:]
Teşekkür Edenler: [T]1,bjkalley[/T]
+1: [T]186475,Emyy[/T][T]240275,Laterthanbefore[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Kasım 2017 03:11
Rafet bey muhteşem bir konu olmuş. Yazdıklarınız hobiyi baştan sona anlatmış resmen.
Her hobicinin okuması gereken bir konu. Yeni başlayandan tutun en kralı bile bu konuyu okumalı bence.
Elinize emeğinize sağlık. Bu hobiye verdiğiniz katkılar unutulmaz.. [:iyi:]
Her hobicinin okuması gereken bir konu. Yeni başlayandan tutun en kralı bile bu konuyu okumalı bence.
Elinize emeğinize sağlık. Bu hobiye verdiğiniz katkılar unutulmaz.. [:iyi:]
Teşekkür Edenler: [T]1,bjkalley[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Kasım 2017 16:54
3. maddeye şu paragrafı ekledim.
İnsanların doğruluğundan kuşku duyduğu, kendini ikna etmek istediği veya istemeden yapmak zorunda olduğu şeyleri daha iyi hissetmek için başkalarına da yaptırmak gibi huyları vardır. Size garip gelen bir öneri aldığınızda bu öneriyi paragrafın ilk cümlesine göre değerlendirmeniz gerekmektedir. Örneğin birisi iş yerine akvaryum kurdu ve pazarları balıkları yemleyemiyor. Bu kişinin yaptığı "haftada bir balıkları aç bırakmak lazım ki, bağırsakları metabolizmaları dinlensin" önerisine şüpheyle bakmak gerekiyor. Her gün kolayca evinde balığını besleyen birisi ile, pazar balık beslemek için işe gitmesi gereken birinin, bu konuda yaptığı yorum aynı güvenirlilikte değildir. Böyle bir öneri yapmak için bir fileyle ikiye bölünmüş bir akvaryumda, bir bölmedeki balıkları her gün, bir bölmedeki balıkları haftada 6 gün besleyip, bu balıklardaki büyüme ve hastalık durumunu gözlemek gerekir. Üstelik buradan elde edilecek çıkarımların sonuçlarından; sadece o deneyin yapıldığı balık türü ve boyunda ve o akvaryum şartlarındayken emin olunabilir. Su düzenleyici veya arıtmada aktif karbon gibi bir klor tutucu kullanmayanların ben çeşmeden suyu aynen basıyorum bir şey olmuyor gibi önerileri de yine bu çerçevede değerlendirilmelidir.
İnsanların doğruluğundan kuşku duyduğu, kendini ikna etmek istediği veya istemeden yapmak zorunda olduğu şeyleri daha iyi hissetmek için başkalarına da yaptırmak gibi huyları vardır. Size garip gelen bir öneri aldığınızda bu öneriyi paragrafın ilk cümlesine göre değerlendirmeniz gerekmektedir. Örneğin birisi iş yerine akvaryum kurdu ve pazarları balıkları yemleyemiyor. Bu kişinin yaptığı "haftada bir balıkları aç bırakmak lazım ki, bağırsakları metabolizmaları dinlensin" önerisine şüpheyle bakmak gerekiyor. Her gün kolayca evinde balığını besleyen birisi ile, pazar balık beslemek için işe gitmesi gereken birinin, bu konuda yaptığı yorum aynı güvenirlilikte değildir. Böyle bir öneri yapmak için bir fileyle ikiye bölünmüş bir akvaryumda, bir bölmedeki balıkları her gün, bir bölmedeki balıkları haftada 6 gün besleyip, bu balıklardaki büyüme ve hastalık durumunu gözlemek gerekir. Üstelik buradan elde edilecek çıkarımların sonuçlarından; sadece o deneyin yapıldığı balık türü ve boyunda ve o akvaryum şartlarındayken emin olunabilir. Su düzenleyici veya arıtmada aktif karbon gibi bir klor tutucu kullanmayanların ben çeşmeden suyu aynen basıyorum bir şey olmuyor gibi önerileri de yine bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Beğenenler: [T]188886,okan169[/T][T]170368,burakcel12[/T][T]89754,blackMagic[/T][T]150311,Panzehir[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Kasım 2017 22:53
Refet Bey ne de güzel yorumlamışsınız elinize dilinize yüreğinize sağlık başta şahsım olmak üzere bütün hobici ve petshop ların dikate alarak kendilerine ders çıkarması gereken bir konu [EDIT]okan169,2017-11-12 22:54:07[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Kasım 2017 23:35
Güzel bir yazı. Adı üstünde ''hobi'',benim ve her hobicinin bunu eziyete dönüştürdüğü anlar olmuştur. 5 yıl ara verdiğim hobiye birkaç ay önce geri döndüm ve bana geçmişte ne sıkıntı verdiyse uzak duruyorum.5 yıl önce en son 10 adet vahşi discus ve çeşitli güney amerika türlerinin olduğu 500 lt'lik tankım vardı. bu sevdayla discus besleyenlerin düzenlediği bir kahvaltı etkinliğine hevesle,birşeyler öğrenir,bilimsel tartışmalar olur düşüncesiyle katıldım ve hobiden soğudum.İnanın 2 saat boyunca üretmek ve para kazanmak dışında birşey konuşulmadı. Maalesef bakış açımız bu...
Beğenenler: [T]188886,okan169[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Kasım 2017 23:48
Refet Bey şu ana kadar bu hobiyle ilgili birçok yazı okudum ancak hiçbiri bu yazıyı okurken aldığım zevki bana tattıramadı, ellerinize sağlık[:iyi:]
Makaleniz akvaryumculuğun anayasası gibi olmuş. Bu demek değilki tamamen doğru, nede olsa 200 küsür ülke ve hepsinin farklı yasaları var. Her değer herkes için aynı olmak zorunda değildir, bizler Akvaryum.com üyeleri olarak bu değerler altında birleşiyoruz, başkaları başka değerlerde. Mesela kadın-erkek arasında yaşanan hobi gerginliği üzerine düşüncelerinizi okurken çoğu zaman kınama düzeyinde size karşı gelmiş olsam da yaşım 16’dır, daha bu deneyimleri yaşamama uzun bir süre var, teorilerim deneyimlerinizle aynı düzeyde değildir. Bu bahsi geçen maddeniz ise Almanya’daki Joseph Amca’ya tamamiyle absürt görünecektir, kim bilir belki onun eşi de kendisi gibi hobicidir ve bu durumu hiç yaşamamıştır. Şu bir gerçek ki, Türkiye’de çocuk ve kadın hobicileri parmakla sayabilirsiniz, ki bu da paragrafa başlarken yazdığım her ülkenin farklı yasaları olmasına güzel bir örnek olmuş oluyor. Yazdığınız bazı konuları sadece Türkiye içerisinde incelememize gerek yok, insanların balıklara yükledikleri anlamlar, bakma tarzları ve zevkleri değişse de balıkların yaşama koşulları değişmeyecektir. Bu yazınız değişmeyen bazı kurallar üzerine, insandan insana değişen değerleri incelemiştir.
Bu yazı Türkiye içerisinde birçok türü beslemiş, uzun süreler tecrübe etmiş birisi tarafından itina ile yazılmıştır, bunlara karşı argüman sunmak her babayiğidin harcı değildir. Bu argümanları destekler nitelikte örnekler bulmak ise bir hayli kolay, kalan tüm yazıyı okurken yüzümden hafif bir tebessümün hiç eksik olmadığını itiraf edeyim yeri gelmişken. Anayasanızı genişletmenizi, yeri geldiğinde demokrasiye başvurmanızı, yeri geldiğinde biz hobicilerin yararı adına kendi başınıza karar vermenizi takip etmek adına konuyu elbette baş listeme ekliyorum. Bu başlık altında herkesin kendi tecrübelerini paylaşıp pastaya kendi paylarını eklemelerini görmek çok güzel olurdu. Ben fikirlerimi sundum, şimdi sahneye diğer hobicileri ve assolistimiz Refet Bey’i çağırıyorum...
Makaleniz akvaryumculuğun anayasası gibi olmuş. Bu demek değilki tamamen doğru, nede olsa 200 küsür ülke ve hepsinin farklı yasaları var. Her değer herkes için aynı olmak zorunda değildir, bizler Akvaryum.com üyeleri olarak bu değerler altında birleşiyoruz, başkaları başka değerlerde. Mesela kadın-erkek arasında yaşanan hobi gerginliği üzerine düşüncelerinizi okurken çoğu zaman kınama düzeyinde size karşı gelmiş olsam da yaşım 16’dır, daha bu deneyimleri yaşamama uzun bir süre var, teorilerim deneyimlerinizle aynı düzeyde değildir. Bu bahsi geçen maddeniz ise Almanya’daki Joseph Amca’ya tamamiyle absürt görünecektir, kim bilir belki onun eşi de kendisi gibi hobicidir ve bu durumu hiç yaşamamıştır. Şu bir gerçek ki, Türkiye’de çocuk ve kadın hobicileri parmakla sayabilirsiniz, ki bu da paragrafa başlarken yazdığım her ülkenin farklı yasaları olmasına güzel bir örnek olmuş oluyor. Yazdığınız bazı konuları sadece Türkiye içerisinde incelememize gerek yok, insanların balıklara yükledikleri anlamlar, bakma tarzları ve zevkleri değişse de balıkların yaşama koşulları değişmeyecektir. Bu yazınız değişmeyen bazı kurallar üzerine, insandan insana değişen değerleri incelemiştir.
Bu yazı Türkiye içerisinde birçok türü beslemiş, uzun süreler tecrübe etmiş birisi tarafından itina ile yazılmıştır, bunlara karşı argüman sunmak her babayiğidin harcı değildir. Bu argümanları destekler nitelikte örnekler bulmak ise bir hayli kolay, kalan tüm yazıyı okurken yüzümden hafif bir tebessümün hiç eksik olmadığını itiraf edeyim yeri gelmişken. Anayasanızı genişletmenizi, yeri geldiğinde demokrasiye başvurmanızı, yeri geldiğinde biz hobicilerin yararı adına kendi başınıza karar vermenizi takip etmek adına konuyu elbette baş listeme ekliyorum. Bu başlık altında herkesin kendi tecrübelerini paylaşıp pastaya kendi paylarını eklemelerini görmek çok güzel olurdu. Ben fikirlerimi sundum, şimdi sahneye diğer hobicileri ve assolistimiz Refet Bey’i çağırıyorum...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir