Hi-Tech mi / Low Tech mi kursam?
Gönderim Zamanı: 30 Kasım 2009 22:23
Bir süre önce low-tech araştırması yaparken aşağıdaki linki buldum.
CO2 kullanılmayan bir bitki tankı. Siteyi hazırlayan kişi bu tankın fotoğraflarını koymuş.
Ben çok beğendim. Siteyi hazırlayan kişi ciddi emek harcayarak low-tech bitki tankı kurulumunuda anlatmış. Kendisi Tom Barr ekolünden.
O tankın bir adet fotoğrafını ekliyorum.
Link ise aşağıdadır;
Bu siteyi gerçekten beğendim, türkçeye çevrilmesi gereken bir dökuman. Çevirmeye istekli bir arkadaş varsa çok memnun olurum..
Beğenenler: [T]187204,Bisnev99[/T]
Teşekkür Edenler: [T]187204,Bisnev99[/T]
+1: [T]187204,Bisnev99[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 01 Aralık 2009 23:30
İlk örneklerle başlayalım.
Aşağıdaki tanklar (dört adet) bir ustaya sayın hakan karataşa aittir. Hiç bir tankta CO2 kullanılmamıştır.
Hakan Karataş 40*40*40
Hakan Karataş 52 * 37 * 52
Hakan karataş 100*40*50
Hakan Karataş 40*35*45
Sanırım yalnız bu tankları incelemek low-tech tanklarda çok güzel şeyler yapıldığının doğrudan kanıtı.
*************
Low-tech tanklara örnek vermeye devam edeceğim...
İstiyen arkadaşlar low-tech tank fotoğrafları ekleyebilirler.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 03 Aralık 2009 21:35
Benim akvaryumum
Orta- destekli sınıfına girer heralde.
0,43 watt/Lt +Tüplü CO2 sistemi,tabanda kristal kum ve misket gübre.
Bana göre;
Yüksek Destekli: Yüksek ışık+Tüplü C02+ Çok katmanlı ve gübrelenmiş Taban+İyi peysaj +Bilinçli seçilmiş bitki ve uyumlu balık türleri.
Orta Destekli: 0,5 watt/Lt civarı kaliteli ışık ve CO2, nispeten özensiz taban( benim tabanda kristal kum ve misket gübreler var sadece)
Düşük destekli: 0,5 watt/ Lt ve daha az ışık, C02 yok,gübre yok yada çok az kullanım.( Bundan önceki akvaryumum da 0,2 watt/Lt ışık ve gübre kullanmaksızın bir çok bitki yetiştirmiştim)
Burada bence büyük akvaryumlar başlangıç maliyetleri fazla olsada, uzun vadede yeni başlayanlar için faydalı olacağı kanısındayım.Çünkü küçük akvaryumlarda su değişimini aksatmaya başladığınızda hemen tepki verecektir.Büyük akvaryumlar da ise su değişimlerini aksatsanızda nispeten rahat edersiniz, hataları tolere etme şansınız olur.En az 100 litre ve üzeri olmalıdır bence.
Bir diğer konu ise Yüksek Destekli sistemlerin sürdürülebilirliğidir.Yüksek ışıkla başa çıkmak zordur,herşeyi ile tamam olmalıdır sudaki besinler.Bir tanesi eksik olsa muhtemelen çok kısa sürede saç ve sakal yosunlarıyla beraber tüm bitkilerinizi kaybedebilirsiniz.
Oysa Düşük Destekli sistemlerde herşey zaten yavaş ve kendi halinde geliştiğinden pek fazla hata yapma şansınız zaten yoktur.Yalnız bu sistemlerde bence bitkiler açısından bir sorun çıktığında eksikliğin neyden kayanaklandığını bulmaya çalışmak en büyük handikaptır.Zira tanktaki herşey minimum seviyede mevcuttur :) Potasyum eksik,co2 eksik, acaba ışık az ondan mı bitki delik deşik diye düşünürsünüz, en azından ben çok düşünmüştüm zamanında :)
velhasıl-ı kelam ; en güzeli Orta Destekli tank kurup, nabza göre şerbet vermektir :)
Kartal77 2009-12-03 21:38:11
Orta- destekli sınıfına girer heralde.
0,43 watt/Lt +Tüplü CO2 sistemi,tabanda kristal kum ve misket gübre.
Bana göre;
Yüksek Destekli: Yüksek ışık+Tüplü C02+ Çok katmanlı ve gübrelenmiş Taban+İyi peysaj +Bilinçli seçilmiş bitki ve uyumlu balık türleri.
Orta Destekli: 0,5 watt/Lt civarı kaliteli ışık ve CO2, nispeten özensiz taban( benim tabanda kristal kum ve misket gübreler var sadece)
Düşük destekli: 0,5 watt/ Lt ve daha az ışık, C02 yok,gübre yok yada çok az kullanım.( Bundan önceki akvaryumum da 0,2 watt/Lt ışık ve gübre kullanmaksızın bir çok bitki yetiştirmiştim)
Burada bence büyük akvaryumlar başlangıç maliyetleri fazla olsada, uzun vadede yeni başlayanlar için faydalı olacağı kanısındayım.Çünkü küçük akvaryumlarda su değişimini aksatmaya başladığınızda hemen tepki verecektir.Büyük akvaryumlar da ise su değişimlerini aksatsanızda nispeten rahat edersiniz, hataları tolere etme şansınız olur.En az 100 litre ve üzeri olmalıdır bence.
Bir diğer konu ise Yüksek Destekli sistemlerin sürdürülebilirliğidir.Yüksek ışıkla başa çıkmak zordur,herşeyi ile tamam olmalıdır sudaki besinler.Bir tanesi eksik olsa muhtemelen çok kısa sürede saç ve sakal yosunlarıyla beraber tüm bitkilerinizi kaybedebilirsiniz.
Oysa Düşük Destekli sistemlerde herşey zaten yavaş ve kendi halinde geliştiğinden pek fazla hata yapma şansınız zaten yoktur.Yalnız bu sistemlerde bence bitkiler açısından bir sorun çıktığında eksikliğin neyden kayanaklandığını bulmaya çalışmak en büyük handikaptır.Zira tanktaki herşey minimum seviyede mevcuttur :) Potasyum eksik,co2 eksik, acaba ışık az ondan mı bitki delik deşik diye düşünürsünüz, en azından ben çok düşünmüştüm zamanında :)
velhasıl-ı kelam ; en güzeli Orta Destekli tank kurup, nabza göre şerbet vermektir :)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 06 Aralık 2009 17:24
DD yöntemi ile akvaryumunuzu nasıl kuracağınızı anlatmadan önce, kısaca işin mantığına değineceğim. Öncelikle bu makaledeki bilgilerin çoğunun Tom Barr ‘ın bitkili tanklar üzerindeki mükemmel çalışmalarına dayandığını belirtmeliyim (www.barreport.com). Tom Barr ile ilgili internet bağlantılarını kaynaklar kısmında bulabilirsiniz.
DD tanklarda daha az bulunan düşük CO2 seviyelerinin, bitkilerin gelişiminde de YD tanklara oranla yavaşlamaya neden olduğunu daha önce belirtmiştim. Bu düşük gelişim hızına bağlı olarak bitkilerin sudan besin alma hızları da normale göre yavaşlar. Bunun sonucunda bitkiler bazen Walstad tanklarına benzer bir şekilde; yalnızca balık ve yem artıklarının sağladığı besinlerle bir denge kurup, hayatta kalabilirler (Walstad Metodu: Diana Walstad tarafından geliştirilen, kendi kendine yeten ekosistem tankları).
Yalnızca balık artıkları ve yemlerden suya karışan besinlere güvenmenin getirdiği en önemli risk; bu maddelerden suya salınan N,P,K (nitrojen, fosfor ve potasyum) oranlarının düzensizliği sonucunda uzun vadede karşımıza çıkacak olan, “besin dengesizliği” problemleridir. Bazı bitkilerde özürlü gelişimin gözlemlenmesinin yanında, eğer bu kısıtlı besinlerden birine/birkaçına hassas olan bitkileriniz varsa, gelişmeleri bir hayli zor olacaktır.
Bu sorunun çözümü; N,P,K ve iz elementlerini çok düşük dozlarda ve daha uzun vadede (haftada bir/iki haftada bir) DD tanklara eklemek olacaktır. Herhangi bir dış besinin suda gereğinden fazla bulunmasını önlemek için, her iki üç ayda bir gübrelemenin es geçilmesi ve bitkilerin sudaki fazla katkıyı tüketmesi sağlanmalıdır. Bu şekilde emniyetli bir katkı çevrimi sağlamış ve bitkilerimiz için tehdit oluşturan potansiyel besin yetersizliği veya dengesizliklerinin de önüne geçmiş oluruz.
Bu arada suda normalden fazla N,P,K, Demir ve iz element bulunmasının yosun problemlerine yol açmadığını da ekleyelim. Tom Barr’ın uzun vadede yaptığı testler, sanılanın aksine bu kanının yanlış olduğunu göstermiştir. Diğer yandan Yosun problemlerini başlatan başlıca nedenler arasında çok düşük miktarda bulunsa bile; amonyak(çürüyen bitkiler, Azot çevrimin tamamlanmamış olması, aşırı canlı yüklemesi, yetersiz bitki nüfusu), ve CO2 seviyesindeki dalgalanmalar (CO2 düzensizliğinin yosun sporlarını tetiklediği düşünülmektedir) gösterilmektedir.
DD tanklarda bitkilerle birlikte yosunların da düşük CO2 düzeyleri ile kısıtlanmalarına rağmen, az ışıkta ve devamlı katkı eklenmesi koşullarında bitkilerin ortama yosunlardan daha iyi uyum sağladığı görülmüştür. Akvaryumda yüksek yoğunlukta bitki bulundurmak, ortamda çürüyen yem ve balık artıklarından salınan NH3/NH4 (Amonyak)’ın sistemden hızlıca emilip uzaklaştırılması bakımından çok önemlidir.
3. Dikkat etmeniz
gerekenler.
Işık sisteminizi yükseltmemelisiniz. Düşük CO2’li ortamlarda ışık şiddetinin arttırılması, yosunlar için daha iyi bir ortam hazırlamaktadır. Bitkiler, yüksek ışık şiddetli-düşük CO2 ‘li ortamlara yosunlardan daha zor uyum sağlarlar. Yosun problemlerinin erken dönemlerde ışık şiddeti-sürelerini azaltarak kolayca çözülebilmesinin altında da yine bu mantık (Işık/CO2 orantısı) yatar.
Ayrıca DD sistemlerde normalde yaptığımız su değişimlerine de gerek yoktur. Çeşme suyunda bulunan çözünmüş CO2 tankınızdaki sudakinden farklı olacağından, akvaryumda CO2 dalgalanmalarına neden olup, yine yosun gelişimine elverişli bir ortam sağlamış olursunuz.
Uyarı: Yukarıdaki yöntem sadece yüksek bitki yoğunluğu olan tanklar için geçerlidir. Eğer bitki sayınız azsa ve daha sonradan bitki eklemeyi düşünmüyorsanız, haftalık en az %25 su değişimlerine devam etmelisiniz. Eğer bitkileriniz kendi kendilerine tankınızı çevirecek durumda ise su değişimi yapmayabilirsiniz.
Fazla canlı yükü olan sistemler için de bu kural geçerlidir. Bitki nüfusunun yetersiz olması sudaki amonyak ve nitrat seviyelerini tehlikeli ölçüde arttırır, bu nedenle balıklarınızın sağlığı ön planda olacağından, yapacağınız su değişimlerinin ortaya çıkaracağı minik yosun problemlerine göz yummak zorunda kalabilirsiniz.
Büyük ölçekte yaptığınız peyzaj değişiklikleri, bitkileri kökünden oynatmanız veya çıkarmanızı takiben (Köklerin tabandan sökülmesi sırasında suya salınan zehirli artıkları ve amonyak’ ı uzaklaştırmak için) %60-70 su değişiklikleri yapmalısınız. Ayrıca DD tanklardaki büyük peyzaj tadilatları 3-6 ay’dan daha sık yapılmamalıdır.
4. CO2 (karbondioksit) ‘siz, DD akvaryum kurulum rehberi.
4.1 Taban: DD akvaryumunuz için doğru taban seçimi.
Tabanınızı doğru şekilde kurmak çok önemlidir. Seachem Flourite, Eco-Complete, Seachem Onyx-sand gibi yüksek katyon(+ion) iletim değerleri (ing.CEC) olan gözenekli malzemeler, bu teknik için uygundur. Genelde en alta çok ince bir torf katmanı serilmesi tavsiye edilir. Torf yerine Leonardite (İçeriğinde hümik, fulvik asit içeren organik toprak düzenleyicisi, özellikle tarımsal üretimde, fidancılıkta olduğu gibi peyzaj alanlarında da kullanılmaktadır) ’te kullanabilirsiniz. Bu malzeme torftan daha kararlı olup, direkt temas (bitki çıkarılması, peyzaj değişikliği sırasında) halinde suyunuzun PH’ ını torftan çok daha az etkileyecektir.
Bu katmana, oturmuş bir akvaryumdan dip tortusu veya çevrimini tamamlamış bir akvaryumun filtre artıklarını eklerseniz, tabandaki bakteri oluşumunu hızlandırmış olursunuz. Doğal toprak içeren malzeme kullanmak ta geçerli bir çözüm gibi görünebilir, fakat bu bazı sorunları da beraberinde getirir. En önemlisi kullandığımız toprağın içeriğini tam olarak bilmememizdir. Akvaryuma farkında olmadan zehirli maddeler veya asalaklar ekliyor olabilirsiniz. İçeriğinden emin olmadığınız toprak, suya uzun süreler amonyak salınımı yaparak canlılarınıza zarar vermenin yanı sıra, yosun facialarına da yol açabilir.
Başlangıçta besin açısından zengin olan toprak zamanla bu özelliğini yitirecektir, bu bakımdan ilave katkı/gübrelerle bu eksikliği tamamlamak gerekir. Tercihiniz piyasada bulunan çok katkılı (hepsi içinde) taban malzemelerinden biri bile olsa, öncelikle araştırma yapmanız ve daha tecrübeli bitki uzmanlarının görüşlerine başvurmanız, tankınızın ve canlılarınızın sağlığı için gerekli önlemleri almanız açısından akıllıca olacaktır.
Not- Bu teknik (low-tech) için ADA’nın Aquasoil (AS) tabanını kullanacaksanız, tüm malzemeyi öncelikle azot (nitrit-nitrat) döngüsüne sokup, içindeki amonyağı arıtmanız gerekecektir. Aquasoil için önerilen düzenli su değişimleri potansiyel yosun problemlerine neden olmaktadır.
Daha fazla bilgi için bakınız: http://www.theshrimpfarm.com/blog/archives/28
Aquasoil kesinlikle piyasada bulunabilecek en iyi/en fazla besin içeriğine sahip, hayranlık uyandıran ticari taban malzemesidir. Ürün içinde hazır bulunan bu besinler sayesinde, ara sıra yapacağınız iz element takviyeleri dışında, DD (düşük destekli-CO2 siz) akvaryumunuza uzun süre düzenli gübreleme yapmanız gerekmeyecektir. Buna rağmen zamanla hazır besin kaynağı tükeneceğinden, temel öğelerin katkılarına tekrar başlamanız gerekecektir.
4.2 Işık: DD akvaryumlar için uygun ışık.
Işıklandırma her türlü bitkili akvaryumda en önemli rolü üstlenir. Işık, bitkilerdeki fotosentezi tetikleyen itici kuvvettir. Sanılanın aksine DD tanklarda ışık kapasitesini gereğinden fazla arttırmamak gerekir. Uzun süreler açık tutulan fazla fazla ışığın, bitkilerinizi daha hızlı ve iyi geliştireceği hatasına düşmemelisiniz, bunu yaparak yalnızca yosun gelişimine katkı sağlamış olursunuz.
Galon (yaklaşık 4 litre) başına watt kuralı yaygın bir yöntemdir ve başlangıç için işe yarar. DD tanklar için asla galon başına 2 watt sınırını aşmamanız gerekmektedir, uygun değer 1.5 watt/galon olmalıdır. Unutmayın ki bu hesapta yalnızca floresan lambaların watt gücünden (verimi değil de üzerinde yazan değeri) yararlanılmaktadır, tankınızda akkor lambaları (ev ampulleri) kullanmayı aklınıza bile getirmeyin. Sarmal kompakt floresan lambaların verimi daha düşük olduğundan 2-2.5w/g değerlerine kadar çıkan ışık sistemleri kullanabilirsiniz.
T5 floresanlar son derece verimli ve kuvvetli olduklarından, kesinlikle 1-1.2 w/g değerlerini aşmamalısınız. 6500 Kelvin en yaygın seçim olmasına rağmen, bitkili tanklar için 5500-8000 Kelvin arasındaki değerlere sahip lambalar uygundur.
Akvaryumun ilk kurulumundan itibaren günlük 6 saat civarı ışıklandırma süresi tavsiye edilmektedir.
Birkaç hafta sonra bir zamanlayıcı alıp, ışıklandırmayı günlük düzenli 8-9 saate kadar çıkartabilirsiniz. Her gün farklı zamanlarda-farklı sürelerde yakılan ışıklar bitkilerinizin beslenme düzenlerini bozup, yosun sorunlarına yol açacaktır.
4.3 Peyzaj: İlk
kurulum aşamasında bitkilerin dikilmesi.
DD tankınızdaki bitki sayısının başlangıçtan itibaren tahmin ettiğinizden çok daha yüksek tutulması önemlidir. Buradaki “çok daha yüksek” ’ten kasıt, akvaryuma tepeden bakıldığında tabanın %10-15’ inden fazlasının boş kalmamış olması demektir. Geri kalan kısmın (%85-90) tamamen bitkilerle kaplanması gerekir, bunu yapmak biraz pahalıya mal olsa da uğraşmanıza değecektir.
Ucuz ve hızlı büyüyen gövdeli bitkilerden bolca alıp dikebilirsiniz. Başlangıç bitkilerinizin en az yarısını hızlı büyüyen türlerden seçmeye özen gösterin. Bu bitkiler hem balık ve çürüyen artıkların oluşturduğu amonyağı süratle kullanarak azot döngüsüne yardımcı olacak, hem de tankınızdaki fazla besinleri hızla tüketeceklerdir.
Tüm hızlı bitkiler uyum sürecini atlatıp sağlıklı büyümeye başladıktan sonra, zaman içinde yerlerine istediğiniz öncelikli bitkileri dikmeye başlayabilirsiniz. Yüksek yoğunluktaki bitki nüfusunu daima korumaya çalışmak tankınız için faydalıdır. Geniş çapta yapılan budamalar ve bitki dikimleri gibi tanktaki sağlıklı bitki nüfusundaki ani değişiklikler, yosun patlamalarına neden olacaktır. Bu ve diğer rehberlerdeki tavsiyelere uymanız, size yosunlardan uzun süre uzak kalmanızı garantileyecektir.
4.5 Balıklar: Tankınıza ne zaman eklemelisiniz?
Akvaryumun kurulumunu takip eden bir iki hafta boyunca; tankın genel durumunu ve bitkilerinizin uyum sağlayıp, büyümeye başlayıp başlamadıklarını gözlemlemelisiniz. Su değerlerinizin de iyi olduğundan emin olduktan sonra, yüklü miktarda bitki nüfusuna da sahipseniz tanka birkaç yosun –yiyen balık ekleyebilirsiniz. Bu tip tanklarda (DD ve yoğun sağlıklı bitki nüfusuna sahip) yosun gelişimi daha yavaş olacağından temizlikçilerinizin işlerini yapmaları kolaylaşacak ve tankınızda uzun süre yosun görme ihtimaliniz olmayacaktır. Otocinclus affinis (cüce vantuzlu vatoz) bilinen en iyi yosun yiyen olarak bilinir, bunun yanında bilindik başka balık/omurgasız temizlikçi canlılar da bulunmaktadır (SAE, karidesler, salyangozlar).
Bazıları Azot döngüsü tamamlanmamış tankınıza balık eklemenin zararlı olacağını düşünse de bunu yapmamızın temelinde tankımızdaki çok sayıdaki sağlıklı, büyümekte olan bitki nüfusuna olan güvenimiz yatmaktadır. Daha önce belirtildiği üzere bitkileriniz balık atıklarını (amonyak) hızlı ve etkili bir şekilde sistemden uzaklaştıracaklardır.
İki üç hafta daha geçtikten sonra akvaryumda her şey yolunda gidiyorsa ve bitkileriniz gelişimlerine devam ediyorlarsa kalan canlılarınızı da sisteme dâhil edebilirsiniz. Canlı eklemesini haftalara yaymak daha uygun bir fikir olsa da, hepsini bir anda yükleyenler de herhangi bir sorunla karşılaşmamışlardır.
4.6 Gübreleme:
Bitkilerinizin ihtiyacı olan haftalık gübreleme miktarı.
Tom Barr’ ın tavsiyeleri doğrultusunda 80 litrelik bir tank için haftalık veya iki haftada bir uygulanacak gübreleme miktarları aşağıda belirtilmiştir. Tankınızın hacmine uygun dozları oranlayarak hesaplayabilirsiniz.
1/4 çay kaşığı Seachem Equilibrium (İz elementler: Kalsiyum + Magnezyum).
ppm değerleri: (1.42 ppm Ca, 0.42 ppm Mg, 3.43 ppm K ve 0.02
ppm Fe)
1/8 çay kaşığı KNO3 (Potasyum Nitrat)
ppm değerler: (5.27 ppm NO3 ve 3.32 ppm K)
1/32 çay kaşığı of KH2PO4 (Potasyum Mono Fosfat)
ppm değerleri: (1.61 ppm PO4 ve 0.66 ppm K)
İz elementler için (yukarıdaki dozları yeniden hesaplamak şartıyla) Seachem Equilibrium yerine; Seachem Flourish, Plantex CSM+B, Tropica Master Grow ürünlerini kullanabilirsiniz.
Plantex CSM+B için tek seferde 1 çay kaşığı (250 ml. şişe için 3 çay kaşığı) kullanabilirsiniz ki bu yaklaşık bir Seachem Flourish şişesine denk gelir. Seachem Excel kullanılmayan DD tanklarda ise 40 litre için haftada 2 ml. Plantex CSM+B katkısı uygun olacaktır.
Yukarıdaki anlatılanlar, düzenli Seachem Flourish uygulamasına benzer katkıyı sağlayacaktır. Eğer tam olarak Seachem Equilibrium seviyesinde bir çözüm istiyorsanız, Kalsiyum ve Magnezyumu ayrıca eklemeniz gerekir. Ayrıca Seachem’ in Potasyum, Nitrojen, Fosfor ürünlerini kullanmak isterseniz, aşağıdaki bağlantılardan tank hacminize göre oranlarınızı hesaplatabilirsiniz (önce siteye üye olmanız gerekebilir).
Düzenli su değişimi yapmayacağınızdan, uzun vadede suda oluşacak besin fazlalığına neden olmamak açısından, yukarıda önerilenlerden düşük dozlarda katkı eklemeniz her zaman daha uygun olacaktır. Eğer önerilenden düşük katkı kullanıp bitkilerde olumsuz etkiler gözlemlerseniz, dozunuzu az miktarlarda arttırabilirsiniz. Ayrıca ayda veya iki ayda bir gübrelemeyi atlamanız, zamanla suda biriken artık katkıların da bitkiler tarafından kullanılmasını sağlar. Bu da sistemdeki besin çevriminin sağlıklı şekilde sürdürülmesine yardımcı olur (sadece bitkilerin ihtiyacı kadar gübreleme yaptığımızı düşünerek).
Ayrıca zaman içinde DD akvaryumlar hakkında tecrübe kazandığınızda, kendi tankınız için gereken ideal gübreleme değerlerine denemeler yaparak ulaşabilirsiniz. Örnek olarak; bitkilerdeki besin yetersizliği belirtilerini gözlemleyene kadar dozları düşük tutup, bu seviyeden sonra dozu tekrar az miktarlarda yükselterek bitkilerinizin sağlığı için gerekli katkı dengesini tutturabilirsiniz.
Gübre satın alınması hakkında: Piyasadaki ticari hazır ürünlere(Seachem
Potassium/Phosphate) tonlarca para dökmek yerine Potasyum Nitrat (KNO3),
Potasyum mono Fosfat (KH2PO4) gibi gübrelerinizi toz
halinde hazır almanızı öneririm. Ucuz fiyatlarla alacağınız toz katkılarınız size
ömür boyu yetecektir. İz element, Kalsiyum ve Magnezyum katkısı için sizlere
önerebileceğim tek ticari ürün Seachem Equilibrium olabilir. 2-3 farklı katkıyı
ayrıca hesaplamaktansa, bir katkıyı tek seferde eklemek işinizi
kolaylaştıracaktır. Katkılarınızı akvaryumcunuzdan veya internet sitelerinden
sipariş edebilirsiniz.
Dozlama için ucuz ölçüm kaşık setlerinden bulabilirsiniz (1/64, 1/32, 1/16, 1/8 ve 1/4 çay kaşığı gibi). Katkılarınızı suya direkt kuru olarak ekleyebilirsiniz, fakat ana gübrelerinizle (N,P,K), iz elementlerini aynı anda tanka koymayın, birbirleri ile tepkimeye girip çözünebilirler. En iyisi katkıları farklı günlerde eklemektir, ama siz de benim gibi gerçekten tembelseniz aynı anda akvaryumun farklı bölgelerinden ekleme yapabilirsiniz.
4.7 Bakım: Tankınızın dönemsel bakımı.
DD tanklarınızın bakımı yeterince basittir.
1) Haftada bir veya iki haftada bir gübreleme.
2) Sistemdeki besinlerin tamamen tüketilip, tankın artık katkılar açısından sıfırlanması için bir veya iki
ayda bir gübrelemeyi atlamak.
3) Tanktaki dolaşımı rahatlatmak için nadiren yapılan bitki budanması.
4) Çürümekte olan atıkların ara sıra dipten hafifçe çekilmesi (asla kumu karıştırarak dip çekmeyin).
5) Balıkların her gün beslenmesi.
6)Tankta bitki peyzajında yapılan büyük tadilatların ardından (tabandan bitki sökülmesi, dekor değişiklikleri) %60-70 su değişimi.
Evet, hepsi bundan ibaret. Ekteki resimlerden de görebileceğiniz gibi, biraz sabırla düşük destek tekniği ile kurulan harika akvaryum peyzajları yaratabilirsiniz, hem de daha az emek, para ve zaman harcayarak. Umarım bu yazı sizlere sorunsuz, uğraşsız güzel bir akvaryum kurmanıza yardımcı olur. Hepinize bitkili akvaryum hobinizde bol şanslar.
Biraz ilham arıyorsanız, kurduğum 40 litrelik DD (low-tech) akvaryumumu inceleyebilirsiniz.
5. Kaynaklar
Yazıdaki bilgilerin çoğunluğu internet forumlarından, özellikle Tom Barr’ ın kişisel sayfasının forumunda yaptığım araştırmalara dayanmaktadır (www.barreport.com). İçeriğin tümü için Tom Barr’ a teşekkür etmeliyiz ki, benim yaptığım sadece bu yazıları derlemek ve yeni başlayan bitkili akvaryum meraklıları için erişilebilir hale getirmekti. DD tanklar hakkındaki asıl yazıya aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Her bitkicinin rüyası olan güzel halı bitkilerine(glossostigma, HC, parvula) kolay başlangıç yapmak için bu bağlantıyı da ayrıca incelemenizi tavsiye ederim.
Asıl metin;
Yazar: Sudeep Mandal
e-posta: sm445@cornell.edu
Çeviren: Mahir Murat ÖNER
Beğenenler: [T]170368,burakcel12[/T]
Teşekkür Edenler: [T]170368,burakcel12[/T]
+1: [T]170368,burakcel12[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 06 Aralık 2009 23:15
Murat bey çeviri için elinize sağlık.
Makalede geçen gübreleme metodu ( 4.6 Gübreleme: Bitkilerinizin ihtiyacı olan haftalık gübreleme miktarı) için gözüme takılan iki konuda açıklama yapmak istiyorum.
1- Seachem Equilibrium ters osmoz (RO) suyu kullanılan tanklar için. Demir ve Manganla birlikte Ca ve Mg içeriyor. Musluk suyu kullananlar için uygun değildir. http://www.seachem.com/Products/product_pages/Equilibrium.html
Zaten yazarda belirtmiş; İz elementler için (yukarıdaki dozları yeniden hesaplamak şartıyla) Seachem Equilibrium yerine; Seachem Flourish, Plantex CSM+B, Tropica Master Grow ürünlerini kullanabilirsiniz demiş. (yada DIY mikrogübre)
2- NPK gübrelemesi için çay kaşığı hesabı Potasyum Nitrat ve Potasyum Mono Fosfat tuzları kullanılıyor. Burada örnek tank büyüklüğü 80 litre olarak kullanılmış. Tank küçük olunca 1/8 ve 1/32 çay kaşığı oranları kullanılmışki ben bunu ilk okuduğumda yadırgamıştım. Bunu sağlamak için minik ölçekler çıkarılmış. Ticari olarak satılmakta. Bu ölçekler yokken Potasyum Nitrat ve Potasyum Mono Fosfat tuzları suda çözüp, solusyonu hazırlamak daha rahat olsa gerek.
Amerika ve İngilterde bu tip tuzları doğudan tanka katılması özellikle teşvik ediliyor. Amaç hobiyi bir nebze olsun ucuza getirmek.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Aralık 2009 20:52
Emre bey
verdiğiniz linkde ki Oliver Knott akvaryumlarında aydınlatma 0,5 wat civarında bundan yola çıkarak Oliver Knott akvaryumları low tech olabilir mi?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Aralık 2009 21:55
[QUOTE=mmoner]
DD tanklarda bitkilerle birlikte yosunların da düşük CO2 düzeyleri ile kısıtlanmalarına rağmen, az ışıkta ve devamlı katkı eklenmesi koşullarında bitkilerin ortama yosunlardan daha iyi uyum sağladığı görülmüştür. Akvaryumda yüksek yoğunlukta bitki bulundurmak, ortamda çürüyen yem ve balık artıklarından salınan NH3/NH4 (Amonyak)’ın sistemden hızlıca emilip uzaklaştırılması bakımından çok önemlidir.
Bu arada suda normalden fazla N,P,K, Demir ve iz element
bulunmasının yosun problemlerine yol açmadığını da ekleyelim. Tom Barr’ın uzun
vadede yaptığı testler, sanılanın aksine bu kanının yanlış olduğunu
göstermiştir. Diğer yandan Yosun problemlerini başlatan başlıca nedenler
arasında çok düşük miktarda bulunsa bile; amonyak(çürüyen bitkiler, Azot
çevrimin tamamlanmamış olması, aşırı canlı yüklemesi, yetersiz bitki nüfusu),
ve CO2 seviyesindeki dalgalanmalar (CO2 düzensizliğinin
yosun sporlarını tetiklediği düşünülmektedir) gösterilmektedir.
DD tanklarda bitkilerle birlikte yosunların da düşük CO2 düzeyleri ile kısıtlanmalarına rağmen, az ışıkta ve devamlı katkı eklenmesi koşullarında bitkilerin ortama yosunlardan daha iyi uyum sağladığı görülmüştür. Akvaryumda yüksek yoğunlukta bitki bulundurmak, ortamda çürüyen yem ve balık artıklarından salınan NH3/NH4 (Amonyak)’ın sistemden hızlıca emilip uzaklaştırılması bakımından çok önemlidir.
[/QUOTE]
Düşük destekli bitki akvaryumu konusunda harika bir yazı hazırlamışsınız, öncelikle teşekkür ederim. Yazıda ilgimi çeken, beni düşündüren ve ezber bozduran oldukça çok yer var! Yukarıdaki alıntı ise hem düşük destekli, hem de yüksek destekli akvaryumlar için oldukça önemli bir tesbit ve bu nedenle ilgimi çekti. Düşük de olsa yüksekte olsa bu problemi aşmakta herkes oldukça zorlanıyor. Ben hengi tip olursa olsun bitki akvaryumu kurulumunda işin püf noktasının: çok bitki, yeterli besin ve en önemlisi mükemmel bir filtrasyonun olduğu sonucuna varıyorum.
Başka yerlerde de bunları sık sık duyuyorum. Konuyu ters-düz ederek bakarsak;
Yüksek ve düşük destekli bitki akvaryumu arasında bitki türlerini saymazsak farklar sadece,
-Işık miktarı (düşük destekli için <0,5W/l flouresan)
-CO2 (düşük desteklide yok!)
olmakta!
Gübrelemeyi yazmıyorum, çünkü bitkinin gelişim ihtiyacına göre gözleme dayalı verileceği için her iki tip içinde subjektif bir kavram!
Selamlar...
Düşük destekli bitki akvaryumu konusunda harika bir yazı hazırlamışsınız, öncelikle teşekkür ederim. Yazıda ilgimi çeken, beni düşündüren ve ezber bozduran oldukça çok yer var! Yukarıdaki alıntı ise hem düşük destekli, hem de yüksek destekli akvaryumlar için oldukça önemli bir tesbit ve bu nedenle ilgimi çekti. Düşük de olsa yüksekte olsa bu problemi aşmakta herkes oldukça zorlanıyor. Ben hengi tip olursa olsun bitki akvaryumu kurulumunda işin püf noktasının: çok bitki, yeterli besin ve en önemlisi mükemmel bir filtrasyonun olduğu sonucuna varıyorum.
Başka yerlerde de bunları sık sık duyuyorum. Konuyu ters-düz ederek bakarsak;
Yüksek ve düşük destekli bitki akvaryumu arasında bitki türlerini saymazsak farklar sadece,
-Işık miktarı (düşük destekli için <0,5W/l flouresan)
-CO2 (düşük desteklide yok!)
olmakta!
Gübrelemeyi yazmıyorum, çünkü bitkinin gelişim ihtiyacına göre gözleme dayalı verileceği için her iki tip içinde subjektif bir kavram!
Selamlar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 16 Aralık 2009 12:20
Seranın rehber kitapçığında yosun oluşumu için nitrat ve fosfat fazlalığından bahsediyor. Tom Barr ise fazla gübre (nitrat ve fosfat) yosunlaşmaya neden olmaz diyor. Ben bu işin içinden çıkamadım. Hangisi doğru.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 16 Aralık 2009 14:47
Adnan Bey Sera konuya ticari olarak, Tom Barr ise hobisel olarak bakıyor. Bence en güvenilir ve kesin sonuçları yine akvaristlerin deneyimleri verebilir. Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 16 Aralık 2009 17:19
Tom Barr hi-tech tanklar için
gübrenin fazlası yosun yapmaz derken ilk okuyucular genelde iki şeyi kaçırıyor;
1- Akvaryum yoğun bitkili ve oturmuş olacak(en az 3 aylık)
2- haftada en az bir ve en az %50 oranda su değişimi yapılacak.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 16 Aralık 2009 19:28
Adnan Bey,
Önemli olan Nitrat (NO3) ve Fosfat (PO4) dengesi!
Bununla ilgili olarak Tunç Bey'in Bitkili Akvaryumda Başarı makalesinden bir bölümü hatırlayalım:
[QUOTE=yasmut]
Besin Maddelerinin Birbirleri İle Etkileşimi
Akvaryum suyunda bulunan ve dışardan ilave ettiğimiz maddeler birbirleri ile etkileşim içindedirler. Bu etkileşim bitkilerin bu maddeleri kullanımı ile ilgilidir. Besin maddeleri birbirlerinin kullanımını direk olarak etkiliyebilir. Bu nedenle tüm besin maddeleri suda uygun dozda bulunmalı ve birbirlerine olan oranlarıda uygun olmaladır. Bu oranlamanın en başta geleni nitrat - fosfat dengesidir. Bu iki besin maddesi birbirlerinin kullanımını direk olarak etkiler. Bu dengeye dikkat edilmesi sağlıklı bir akvaryum için oldukça önemlidir.....[/QUOTE]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 16 Aralık 2009 21:57
Mutlu bey selamlar,
Bu oranı daha önce okumuştum; Redfield Oranı Tom Barr forumlarında pek itibar görmüyor. Bunun nedeni bu oranın okyanus (tuzlu su) için geçerli olması diye hatırlıyorum. Bende bu nedenle yosunla ilgili araştırma yazılarımda bundan bahsetmemiştim.
***
Ama artık içime herzamanki kurt düştü, araştırmadan olmayacak;
Bu araştırma Alfref Redfield tarafından 1934 yılında yapılmış. Redfield okyanuslarda bulunan planktonlardaki N/P moleküler oranının 16 olduğunu bulmuş.
Denge N lehine artarsa yeşil alg,
P lehine artarsa mavi-yeşil alg oluyor.
Bradaki N harfi toplam azotu yani akvaryum için düşünürsek, Nitrat, amonyak, nitrit yada üreden gelen azotu temsil ediyor..P ise fosfor.
*****
Kendi yorumum;
Öncelikle tatlısu akvaryumumuzda gördüğümüz yosunların hangileri bununla açıklanabilir ona bakmak lazım;
-- Mavi-Yeşil Alg
Akvaryum ortamında mavi-yeşil alg olduğunda önerilen ilk tedavi
Nitrat miktarını artırmak ve 3-4 günlük mutlak karanlık sağlamaktır.
-- Yeşil Spot Algı
Bu yosunun görülmesi genelde fosfat eksikliğine bağlanır. Yeşil Spot algında fosfat miktarının 0,5-1ppm düzeylerine çıkarılması önerilir.
Eğer böyle bir durum söz konusu ise yosunların adını koyalım diye bu açıklamayı yaptım...Burası önemli çünki benim en çok çekindiğim sakal yosunu ve staghorn algı kırmızı yosun gurubuna giriyor.
Yani N/P oranıyla ilgili değil.
Düşünülmesi gereken, kendimize sormamız gereken soru ise;
Diyelimki akvaryumda Mavi-Yeşil alg yada Yeşil Spot Algı var, bu alglerden birinin olması
N yada P eksikliği yada dengesizliğini gösterirmi?
Daha da açık sorayım, diyelimki ön camda yoğun yeşil spot algı var. Bu durumun var olması Fosfor eksikliği yada N/P oranının N lehine yüksek olması demekmi?
*****
Kaynaklar;
********
Konu yosun böilümünü ilgilendirdiği için aynı yazıya orada da başlık açıyorum..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir