Evcil Yanım: Yaşamımı Paylaşan Dostlarım


mehmetaydinÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 08/06/2016
İl: Nigde
Mesaj: 1577
mehmetaydinÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 04 Ekim 2017 19:07
Emre Bey merhaba. Söylediklerinize harfi harfine katılıyorum. Teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için. [:)]

Beğenenler: [T]71002,Emre Zaim[/T]
Teşekkür Edenler: [T]71002,Emre Zaim[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

The Last SamuraiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/03/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 4538
The Last SamuraiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 04 Ekim 2017 22:56
[QUOTE=mehmetaydin]Emre Bey merhaba. Söylediklerinize harfi harfine katılıyorum. Teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için. [:)][/QUOTE]

Mehmet Bey, merhaba,
Nezaketiniz için teşekkür eder, saygılarımı sunarım.

Beğenenler: [T]186643,mehmetaydin[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

EmyyÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/06/2016
İl: Ankara
Mesaj: 2656
EmyyÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 05 Ekim 2017 07:56
“Dünyadaki hayvanların kendi varoluş sebepleri var. Nasıl ki siyahiler beyazlar için, kadınlar erkekler için yaratılmamışsa; hayvanlar da insanlar için yaratılmadı.”

Çok severim bu alıntıyı. Herkesin bu felsefeyle yaşaması dileğiyle dostlarımızın günü her daim kutlu olsun..

Beğenenler: [T]196004,Ibrahim90[/T][T]71002,Emre Zaim[/T][T]186643,mehmetaydin[/T]
Teşekkür Edenler: [T]71002,Emre Zaim[/T]
+1: [T]71002,Emre Zaim[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

The Last SamuraiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/03/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 4538
The Last SamuraiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 05 Ekim 2017 20:15
[QUOTE=Emyy]“Dünyadaki hayvanların kendi varoluş sebepleri var. Nasıl ki siyahiler beyazlar için, kadınlar erkekler için yaratılmamışsa; hayvanlar da insanlar için yaratılmadı.”

Çok severim bu alıntıyı. Herkesin bu felsefeyle yaşaması dileğiyle dostlarımızın günü her daim kutlu olsun..[/QUOTE]

Muhteşem bir alıntı. [:iyi:]
Pek çok sorunun temel kaynağı, varoluş sebebini kavrayamamış; dünyanın merkezini kendisi sanan bireylerden kaynaklanmaktadır.
Hayvanların ve tüm canlıların iyilikler içinde olduğu, güzel günler temennisi ile.

Beğenenler: [T]186475,Emyy[/T]
+1: [T]186475,Emyy[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

The Last SamuraiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/03/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 4538
The Last SamuraiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Ekim 2017 02:23
Bu, bir kedinin öyküsü değildir: Bu, Pamuk'un öyküsüdür.
Kendisi, Bana, kediler dünyasının sırlarını anlatan bir bilgedir. Pamuk Hanım, evimizin ilk kedisidir.
Herşey 2000 yılının güneşli bir ilkbahar sabahı başladı.
Evden çıktığımda, beyaz, ufacık bir tüy yumağı gördüm. O kadar zayıftı ki, incecik bacakları, minicik gövdesini taşıyamıyor ve dışa doğru esniyordu.
Bu minicik kedi yavrusu, aracımızın altına girdi. Bunu fark ederek, aracın altına doğru çömelerek, bu minik kedi yavrusunu çağırdım. Çağrıma kulak verip yanıma geldi. Kaldırımda, minicik başını, avucumun içine sürerken, mutlu mırıltılarının titreşimini hissediyordum. Maalesef bir randevum vardı ve bu minik yavruyu, bahçe içerisinde emniyetli bir yere bırakarak gitmek zorundaydım. Arabaya binerken, Beni uğurlamak için camdan el sallayan Annem'e bakarken 'Annem'i biraz tanıyorsam, bu kediyi, sokakta bırakmaz' diye içimden geçiriyordum.
Yanılmadığımı eve dönüşümde anlayacaktım: O zamana kadar, balık dışında, evimizin içerisinde, bir hayvan beslememiştik. Annem, Benim ardımdan, pencereden kediyi izlemiş. Sokağımızdaki yola çıkıp, kaçamadığı için ezilme riski içerisinde olduğunu görünce, Annem, soluğu aşağıda almış. Kediyi apartman bahçesine almış. Tam içeri girecekken, bu minik yavru, 'Beni bırakma' dercesine ayağına sarılmış. Sonuç: Muhabbet Kuşu besleyen komşumuzun Avisol adlı kuşlarında kullandığı anti paraziter sprey ile, kedinin üzerindeki parazitler öldürülmüş; evde ılık suyla bu minnoş yıkanmış, havlu ile kurulanıp saç kurutma makinası ile kurutulmuş. Bu işlemler esnasında, Pamuk, en ufak bir zorluk çıkarmamış. Yeri gelmişken belirteyim, Pamuk (Biz ona kendi aramızda, Pamucak da derdik), tanıdığım suyu seven tek kedidir. Karın bölgesinden ön koluma sabitleyip, duş telefonuyla verdiğim ılık suyun altında gevşer, adeta mest olurdu. Bu yüzden, safkan sokak kedisi olan Pamuk'un Van Kedisi genetiği taşıdığını düşünüyorum. Rengi ve suyu sevmesi, bu teorimi doğruluyor. Biz, orta kulak ve solunum yolu iltihabı riskinden dolayı, suyu sevse de Pamucak'ı çok nadiren yıkardık. Yıkadığımızda da mutlaka, havlu ile iyice kurulayıp, saç kurutma makinası ile iyice kuruturduk.
Eve geldiğimde, Annem, 'Sana bir sürprizim var' dediğinde; 'Sokakta gördüğüm beyaz kediyi mi aldınız?' dedim. Hayret içerisinde 'Nereden anladın?' diye soran Annem'e 'Bunu yapacağını biliyordum' dedim.
İlk iş olarak kedi kumu aldım. Ömrü boyunca, bir kez bile, evin herhangi bir yerini pisletmedi. İlk gün, kumunu gösterdik ve içgüdüsel olarak kumunu kullandı.
Pamucak o kadar küçüktü ki, avucumun yarısı kadardı. Süt içirmek için biberonun memesi, ağzına büyük geldiğinden, damlalıkla, süt içirebildik. Birbirimize, 'Bu kedi, yaşayamayabilir. Kendimizi kötü ihtimallere karşı hazırlayalım. Ancak yaşaması için elimizden geleni yapalım; gerisini Allah'a (CC) bırakalım' telkinini veriyorduk.
Kısa bir araştırma ile, bu kedinin annesinden çalınarak çocuklar tarafından bizim bahçeye bırakıldığını; biz bu kediyi fark edene kadar, bahçede perişan halde birkaç gün geçirdiğini öğrendim. Nasıl bir muameleye tabi tutulmuş ve nasıl bir travma geçirmişse, Ben ve Ailem dışındaki hiç kimseye güvenmiyor; Bizim dışımızda kimsenin kendisine dokunmasına izin vermiyor; dokunmak isteyen insanları önce tıslayarak uyarıyor, dokunmakta ısrar edenler, patilerini tadıyorlardı. Ailemizin içerisinde sosyalleşen Pamuk (Kendisine Aikido bile öğrettim[:)))]), insanlaşmış gibiydi. Ne zaman eve gelsem, Beni kapıda karşılardı. Odaya girdiğinde, miyavlayarak konuşurdu.
İki ay geçtikten sonra, ilk aşısını olmak için veterinere götürmüştüm. Kediler konusunda acemiydim. Nasıl tutacağımı bilmediğimden, aşıdan korkan Pamucak, sağ elimin üst kısmını, resmen doğramıştı. Ertesi günü, askerlik görevimi yapmak için, alayın nizamiye karakoluna intikal ettiğimde, karakol komutanı astsubay, 'Hayret; üniversite mezunlarından pek jiletçi çıkmaz ama sağ elinin durumu nedir?' diye sorduğunda; 'Dün kedimi aşıya götürdüm. O tırmaladı' yanıtım üzerine, nizamiye karakolunda bir kahkaha koptu.[:lol:]
Kimse tutup da, Bana kediler için 'nankör' demesin! Askerlik görevimi yaptığım süre boyunca, portmantoda asılı olan deri ceketimi dolaba kaldırmışlar. Çünkü, Pamuk, kokumu taşıyan deri ceketime, başını sürüp, Beni çağırmak için haykırarak ağlıyormuş.
Yine Ben askerdeyken, eve misafir olan Teyzem, Pamuk tarafından, aşil tendonundan ısırılmış. Teyzemin 'Ne istiyor bu hayvan Benden'' haykırışına, annemin yanıtı 'O terlikleri çıkar. Çünkü onlar, Emre'nin terlikleri. Sana bu yüzden saldırıyor' olmuş. Teyzem terlikleri çıkarttığında, bizim Pamuk, bir patisini terliklerden birine; diğer patisini diğerine sokarak Teyzemin gözlerinin içerisine dik dik bakıyormuş.
Pamuk, istediği zaman, sokağa çıkıp; istediği zaman evimize dönüyordu. Böylece, evimizde güvenli yaşamın konforunu yaşarken, içgüdülerini de canlı tutabiliyordu. Nitekim bir akşam yemeği esnasında, ağzında 15cm. boyunda dev bir canlı çekirgeyi, salonun orta yerine bırakarak Bize yemek ısmarlamışlığı da vardır. Dev çekirgeyi yakalayıp, zarar vermeden, evin dışında doğaya bırakırken, sanırım Pamucak, bu davranışıma bir anlam veremedi.
Pamuk ile en büyük keyfimiz, sıkıştırılarak küre haline getirilmiş kağıt peçetenin dışını alüminyum folyo ile sarmak sureti ile yapmış olduğum parlak ve ses çıkaran topu fırlattığımda yakalama oyunu, lazer kovalamaca ve akvaryum seyretme idi. Ben, onun oyun arkadaşıydım. Alüminyum folyonun sesini duyduğunda, ışıldayan gözler ve dimdik kulaklar ile, yanımda belirirdi. Bazen de ağzında, alüminyum folyodan yapılmış topu getirip yanıma koyar ve bakışlarıyla 'Haydi fırlat da oynayalım' isteğini çok net ortaya koyardı.
Pamuk, insanları da tanımamı sağladı. Bazı komşularımızın anneme, 'Biz Sizi temiz insanlar olarak bilirdik; Siz, evde kedi besliyorsunuz' serzenişi olmuştu. Hiçbirimiz kulak asmadık. Onların Bizi nasıl bildiği değil; Allah'ın Bizi nasıl bildiği önemli.
Bunların dışında, Pamuk'un fanları da vardı. Tanımadığım insanlar, yanıma yaklaşıp 'Siz Pamuk'un sahibisiniz değil mi? Pamuk nasıl? Göremiyoruz da, iyidir İnşallah' şeklinde sorular soruyorlardı. Mahallede, Pamuk'un nüfuzu hissediliyordu.[8)][;)]
Pamuk, Ailemizin içerisinde sosyalleştiği için, insan gibi davranıyordu. Odaya dışarıdan girdiğinde, 'Miii' sözcüğü ile selam verir, araba ile gezinti yapmayı severdi. İlk başlarda Pamuk'u içten içe sevse de, mesafeli olan Babam; 'Pamuk'un maması azalmış, gelirken mama al' hatırlatmaları yapıyordu. Pamuk, Babam'ın aile içerisindeki liderliğini hissediyor ve saygıda kusur etmiyordu.
Pamuk ile on üç güzel yıl ve pek çok güzel ve komik anı yaşadık.
Bir keresinde, apartman içerisindeki servis esnasında, meraktan komşunun açık kapısından içeri giren Pamuk, içerideki ev ahalisinin Biz olmadığımızı görünce panikleyip, tüm ev ahalisini bir odaya toplamış; kapıda tıslayıp kimseyi oda dışına bırakmıyormuş. Apartman görevlisi, gülerek yanımıza gelip esprili bir ifade ile 'Pamuk komşumuzu rehin aldı. Odadan dışarı, kimseyi bırakmıyor' dediğinde, komşunun evine gittim. Gördüğüm manzara, kapıda tıslayan iki kg. ağırlığında bir kedi ve kahkahalar atan ev ahalisi idi. Neyse ki son derece iyi insanlardı. Anlayışları için teşekkür edip, Pamuk ile birlikte eve dönerken; komşu evin ahalisi, kapı önünde hala gülüyordu. Pamuk, iki kg ağırlığında bir kar kaplanıydı.
Çok soğuk bir kış günü, soğuk algınlığından bitap düşmüş bir şekilde yatmıştım. Ertesi gün, yurtdışından gelecek misafirlerimiz ile önemli bir toplantım vardı. Bu durumda, işyerine nasıl gideceğimi düşünüyordum, yatmadan önce. Sabah uyandığımda, ter içerisindeydim. Fakat hiçbirşeyim kalmamış, gücüm yerine gelmişti. Pamuk, Ben uyurken yanıma gelmiş; sırtımda, ciğerlerimin bulunduğun bölgeye sırtını dayayarak ısıtmış ve nasıl bir biyoenerji verdiyse, tüm gücüm yerine gelmişti. Verdiği enerji, Pamuk'u öyle yormuştu ki, Ben tüm gücümle, işyerine doğru yola çıkarken, Pamuk bitap bir şekilde uyuyordu. Pamuk, bir doktor gibi sorunlu bölgeyi teşhis etmiş; Allah vergisi bir yöntem ile tedaviyi gerçekleştirmişti.
Pamucak, ailemizin içerisinde on üç muhteşem yıl geçirdi. Birgün, işyerindeyken, telefonumdaki telaşlı ses, Annem'e aitti: 'Sana kötü bir haber vereceğim.' Verdiğim cevap 'Pamuk'a birşey mi oldu?' Yaşamımda, yanılmayı en çok istediğim anlardan biriydi. Annemin yanıtı 'Pamuk otururken, hızlıca kumuna doğru koştu. Kumuna gittiğinde, bayıldı. Ağzında köpükler vardı. Hemen veterinere götürdük. Tam veterinerin kapısında iken yüzüme son kez baktı. Ve...'
Verdiğim yanıt: 'Ben eve gelene kadar bekleyin. Onu son kez görmek istiyorum.' Kapatıp veteriner dostumu aradım hemen 'Sedat, Pamuk'un durumu nedir?' aldığım yanıt 'Ani bir kalp krizi geçirmişti. Emre, adrenalin iğnesi, kalp masajı ve elektroşoka yanıt vermedi. Emin ol, herşeyi denedim. Başın sağolsun.'
'Elinden geleni yaptığına eminim Sedat. Çabaların için teşekkürler. Ömrü bu kadarmış.'
İşten geldikten sonra, kadim dostum, Pamuk'u, son bir kez görüp; nazikçe bahçede, ellerimle toprağa verdim.
Pamucak, dostluğun ve yaşamımızı renklendirdiğin için teşekkür ederiz. Hakkını helal et dostum.
Sonu hüzünlü biten bu öykünün ardında, sokakta kalsaydı, ölmesi kuvvetli ihtimal olan Pamucak'a on üç güzel ve mutlu yıl yaşatmış olmanın huzurunu yaşıyorum. Dört yıl önce, Pamuk'u toprağa vermemizin ardından, yine bir sokak kedisi olan Tonton Hanımefendi, evimizde, yaşamımızı paylaşıyor.
Şimdi arşivimdeki bu fotoğraflar eşliğinde, Pamuk'u anıp; yaptığı komiklikler aklımda gülümsüyorum.
Bir itirafta bulunayım: 'Tüm kedileri seviyorum. Ama Pamuk, bir başkaydı.' Ailem de aynı görüşte.[:3]
CemAli'nin 'Şimdi Uzaklardasın' şarkısı tekrarlanıyor, zihnimde...


[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159281.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159291.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159301.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159311.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159321.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159331.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159341.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159351.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159361.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159371.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159381.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159391.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159401.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159411.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159421.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159431.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159451.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159471.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159491.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159511.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159531.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159551.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159571.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170159591.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170200011.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170200021.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/131020170200041.jpg[/IMG]

Beğenenler: [T]196004,Ibrahim90[/T][T]186643,mehmetaydin[/T][T]183070,Taşadam[/T][T]181373,DeadPooL[/T][T]186475,Emyy[/T][T]175579,Sheyda27[/T][T]91717,Kane shamed[/T][T]201185,japonB[/T][T]197480,Muvahhid[/T][T]220142,Alp43[/T][T]214205,Aqua Discovery[/T]
Teşekkür Edenler: [T]201185,japonB[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mehmetaydinÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 08/06/2016
İl: Nigde
Mesaj: 1577
mehmetaydinÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Ekim 2017 06:53
Emre Bey merhaba.
Birazdan işe gideceğim ve çıkmadan foruma bir göz atayım dedim. Sonuna kadar keyifle okudum (son kısım hariç). Pamuk için emin olun sizin kadar üzüldüm çünkü hayvanlar konusunda ben de çok hassas bir kişiliğe sahibim. Bizimle yaptığınız bu değerli paylaşım için teşekkür ederim.

Beğenenler: [T]71002,Emre Zaim[/T]
Teşekkür Edenler: [T]71002,Emre Zaim[/T]
+1: [T]186475,Emyy[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

The Last SamuraiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/03/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 4538
The Last SamuraiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Ekim 2017 09:42
[QUOTE=mehmetaydin]Emre Bey merhaba.
Birazdan işe gideceğim ve çıkmadan foruma bir göz atayım dedim. Sonuna kadar keyifle okudum (son kısım hariç). Pamuk için emin olun sizin kadar üzüldüm çünkü hayvanlar konusunda ben de çok hassas bir kişiliğe sahibim. Bizimle yaptığınız bu değerli paylaşım için teşekkür ederim. [/QUOTE]

Ben teşekkür ederim Mehmet Bey. Kayıplar, üzücü olsa da, yaşamın bir parçası maalesef. Güzel anılar hatırlanıp mutlu olunmalı.
Pamuk'un açtığı yolda, şu anda bir sokak kedisi daha evimizde yaşıyor. Kedileri tanımamızı sağlayarak buna, Pamuk vesile oldu.

Beğenenler: [T]186643,mehmetaydin[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

EmyyÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/06/2016
İl: Ankara
Mesaj: 2656
EmyyÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Ekim 2017 11:39
Güzel bir paylaşımdı Emre Bey.. Kedilerin bendeki yeri her zaman farklıdır. Yalnız büyüdüğüm köy hayatımda hep en yakın arkadaşlarım oldular. Şu bir gerçek ki, hayvanlar kendisini seveni hissediyor. Bunun için bir şey yapmanıza da gerek yok, ilk tepkileri sizi koklamak ve hissetmek. Verdiğiniz enerji nasılsa ona göre muamele görüyorsunuz. Keşke bizlerde de olsa bu özellik :) Kişiye göre görüş faklıdır, saygı duyarım ama ben bu güzel dostlarımızın bir gün bir yerlerde bizi karşılayacağına yürekten inanıyorum. Bu bir nebze olsun beni iyi hissettiriyor. Tonton’un ömrü çok uzun olsun..[EDIT]Emyy,2017-10-13 11:40:23[/EDIT]

Beğenenler: [T]71002,Emre Zaim[/T]
Teşekkür Edenler: [T]71002,Emre Zaim[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

The Last SamuraiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/03/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 4538
The Last SamuraiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Ekim 2017 15:44
[QUOTE=Emyy]Güzel bir paylaşımdı Emre Bey.. Kedilerin bendeki yeri her zaman farklıdır. Yalnız büyüdüğüm köy hayatımda hep en yakın arkadaşlarım oldular. Şu bir gerçek ki, hayvanlar kendisini seveni hissediyor. Bunun için bir şey yapmanıza da gerek yok, ilk tepkileri sizi koklamak ve hissetmek. Verdiğiniz enerji nasılsa ona göre muamele görüyorsunuz. Keşke bizlerde de olsa bu özellik :) Kişiye göre görüş faklıdır, saygı duyarım ama ben bu güzel dostlarımızın bir gün bir yerlerde bizi karşılayacağına yürekten inanıyorum. Bu bir nebze olsun beni iyi hissettiriyor. Tonton’un ömrü çok uzun olsun..[/QUOTE]

İyi dilekleriniz için teşekkür ederim Emine Hanım.
Şehirde, pek çok dostumun arasında yaşamama rağmen, hayvanların rafine ve çıkara dayanmayan dostluğu, farkını hissettiriyor.
Hayvanların insanların enerjisini hissettiği görüşünüze, kesinlikle katılıyorum. Çalıştığım işyerinin bahçesinde bulunan ve yanlış saldırı eğitimi sonucu saldırgan davranışlar sergileyen dev kangal köpeği, gördüğü herkese saldırma çabası içerisindeyken, Bana "hav" bile demedi. O köpeğe dokunabilen tek kişiydim. Köpeğin başını ilk okşadığımda, yüzündeki şaşkın ifade, halen belleğimde. İnsanları potansiyel tehdit olarak gören bu zavallı dev, belki de ilk defa bir insandan olumlu bir yaklaşım görüyordu. Dakikalar sonra şaşkın ifadenin yerini, saygı dolu derin bakışlar aldı. Bu güçlü dev, Beni tanımak ve dost olmak istiyordu. Önemle belirtmeliyim ki, saldırgan bir köpeğe yaklaşılması risk içerdiğinden önermem. Köpeklerin davranış biçimleri üzerindeki deneyimlerim ısırılmamı engelledi. Dokunmadan önce iki ay, uzaktan besleyerek ve ortamdaki varlığıma alıştırarak dev kangalı, tehdit içermediğime ikna ettim. Ancak yine de saldırgan köpeğe yaklaşılmasını önermem. Beden ve ses dilini okuduğum bazı köpeklere yaklaşmamayı tercih ederim.
Karabaş, Benim ona verdiğim değeri hissetmişti. Karşılığında, ondan derin bir saygı görmüştüm.
Hayvanların bizi karşılayacaklarına, Ahiret Günü, kendilerine davranışlarımız hakkında, şahitlik yapacaklarına Ben de inanıyorum. Yolumuz, muhtemelen, en az bir kere daha kesişecek.
Sizin japon balıklarınız başta olmak üzere, tüm hayvan dostlarımıza, sahipleri ile birlikte uzun ve mutlu bir ömür dilerim.

Beğenenler: [T]186475,Emyy[/T][T]106146,mesut alak[/T]
Teşekkür Edenler: [T]186475,Emyy[/T]
+1: [T]186475,Emyy[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mesut alakÇevrim Dışı

Kayıt: 01/02/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 204
mesut alakÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 13 Ekim 2017 16:47
Dünyada hayvanseverlerin sayısı çoğaldıkça, bu dünya daha yaşanabilir bir hale gelecektir. Benim gözümde kahramandırlar. Hem maddi, hem manevi olarak kolay bir iş değil. Ailemizin fertleri olan, aklımızda yokken, caddede yürürken petshopta 2,5 aylıkken rezalet bir ortamda görüp üzüldüğümüz ve hasta olarak alıp, iyileştirdiğimiz, 6 yıldır ailemizin bir ferdi olan beaglemız Odi ve henüz 15 günlükken araba altında açlık ve korkudan basbar bağırırken bulduğumuz diğer tekir kedimiz Pati ile aynı evi paylaşıyoruz. İnanın hayvanlara şeytan nedir diye sorma imkanı olsaydı herhalde insan derlerdi. [EDIT]mesut alak,2017-10-13 16:48:35[/EDIT]

Beğenenler: [T]186475,Emyy[/T][T]71002,Emre Zaim[/T][T]173200,mumishka[/T]
+1: [T]71002,Emre Zaim[/T][T]173200,mumishka[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

The Last SamuraiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/03/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 4538
The Last SamuraiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Ekim 2017 17:47
[QUOTE=mesut alak]Dünyada hayvanseverlerin sayısı çoğaldıkça, bu dünya daha yaşanabilir bir hale gelecektir. Benim gözümde kahramandırlar. Hem maddi, hem manevi olarak kolay bir iş değil. Ailemizin fertleri olan, aklımızda yokken, caddede yürürken petshopta 2,5 aylıkken rezalet bir ortamda görüp üzüldüğümüz ve hasta olarak alıp, iyileştirdiğimiz, 6 yıldır ailemizin bir ferdi olan beaglemız Odi ve henüz 15 günlükken araba altında açlık ve korkudan basbar bağırırken bulduğumuz diğer tekir kedimiz Pati ile aynı evi paylaşıyoruz. İnanın hayvanlara şeytan nedir diye sorma imkanı olsaydı herhalde insan derlerdi. [/QUOTE]

Odi ve patiyi kurtarmakla büyük bir iyilik yapmışsınız. Duyarlılığınız için onlar adına teşekkürler. Beraber geçireceğiniz, uzun ve mutlu yıllar dilerim.

Teşekkür Edenler: [T]106146,mesut alak[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

mesut alakÇevrim Dışı

Kayıt: 01/02/2011
İl: Istanbul
Mesaj: 204
mesut alakÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 13 Ekim 2017 22:42
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/106146/131020172240291.jpg[/IMG]

evimizin oğulları

Beğenenler: [T]186475,Emyy[/T][T]71002,Emre Zaim[/T][T]197480,Muvahhid[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

The Last SamuraiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/03/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 4538
The Last SamuraiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 13 Ekim 2017 23:56
[QUOTE=mesut alak][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/106146/131020172240291.jpg[/IMG]

evimizin oğulları[/QUOTE]

Şirin ve yakışıklı iki delikanlı. Maşallah.[:nazar:]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

The Last SamuraiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/03/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 4538
The Last SamuraiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 26 Ekim 2017 15:04
2006 yılının serin bir ilkbahar sabahıydı. Evimin dışındaki kırağı ile sırılsıklam olmuş otlar arasındaki inlemeyi fark ettim. Sesin kaynağına yöneldiğimde, daha gözleri bile açılmamış, Rottweiller melezi yavru bir köpeğin soğuktan titrediğine şahit oldum. Bu yavruyu annesinden ayıranı, Allah'a (CC) havale ediyorum.
Muhtemelen köpek kırma ve dişi olduğu için terk edilmişti. Terk eden şahıs, muhtemelen vicdanını rahatlatmak için, köpek besleyen birinin bahçesinin önüne bırakıp kaçmıştı. Ancak bu köpek, annesi olmadan doğada sağ kalamayacak kadar küçüktü.Terk eden, ileride son derece nitelikli bir koruma köpeği olacağını bilse, muhtemelen terk etmezdi. Ancak terk eden şahıs, bu güzel köpeğin dostluğuna layık değildi.
Bahçedeki iri kıyım çoban köpeklerim tarafından boğulmaması için bu minik ve şirin yavruya, banyoda bir yuva ayarladık. Kendini toparlayana kadar yaklaşık iki ay boyunca, gecelerini burada geçirdi. Bu yüzden "küvet çocuğu" lakabını aldı.[3)][:)))]
Adını Şimşek koyduk. Şimşek, Bizi hiç üzmedi, içeride hiç havlamadı, bariyer koymamamıza rağmen belirlediğimiz alanın dışına çıkmadı.
Süt (İlk günlerde biberonla verildi) ve yaş mama ile hızla gelişti. İki ay içerisinde yavaş yavaş kuru mamaya da alıştı.
İki ay sonra, bahçemdeki iri kıyım çoban köpeklerim ile Şimşek hanımefendiyi tanıştırmanın zamanı gelmişti. O kadar sosyaldi ki, bizim çoban köpeklerinin gönlünde taht kurdu. Yüksek egoya sahip alfa erkek köpeğimden bile agresif tavırlar görmedi. Şimşek'i kendi yavruları gibi koruma altına aldılar. Şimşek de sürünün en pozitif üyesi olarak, bol bol tenis topu peşinden koşturarak, mutlu mesut aralarında büyüdü.
Şimşek, şu anda on iki yaşında olmasına rağmen, bir yavru köpeğin enerjisine sahiptir. Bunda pozitif karakterinin ve yüzünden eksik etmediği gülümsemenin etkisi büyüktür.[:nazar:]
Bu bağlamda, Ben, ona liderlik yaparken; Şimşek de bilgeliği ve daima mutlu yapısıyla, yaşam koçluğu bazında yol göstericidir.[:lol:][3)]
İşte o terk edilen kırma dişi köpek, Beni ve ailemi, anaçlık duyguları ile öyle bir sahiplenmiştir ki, bahçeme izinsiz girilmesi ya da Bize kötü niyetle yaklaşılması, mümkün değildir. Ne faaliyet yaparsam, Şimşek ya faaliyete katılmakta, ya da beş metre mesafeden oturup Beni ve çevreyi izlemektedir.
Bu çok güçlü koruma içgüdüsüne sahip dostum, çok şükür ki, bugüne kadar, yalnızca tenis topunu ısırmıştır ve ne olursa olsun "hayır" komutu ile durmayı bilir. Tehdit oluşturmayan insanlarla, çocuklarla ve diğer köpeklerle oynamayı, çok sever.
İri kıyım çoban köpeklerinden oluşan sürü üyeleri, maalesef, ömürlerini tamamladı. O günlerden yadigar, Şimşek kaldı. Şimşek de ömrünün ikinci baharında, bildiklerini, genç Hoyrat'a aktarıyor. Bu yüzden, Hoyrat'ı eğitirken hiç zorlanmadım.
Hoyrat ve eski dostlarım çoban köpeklerimin öyküsünü, başka bir zamana bırakıyorum.
Şimşek, şans ve değer verildiğinde, ilgilenildiğinde, dost olunduğunda; kırma sokak köpeklerinin eğitilebilir ve üst düzey görev yapabilir olduklarının canlı kanıtıdır. İşin özü, köpekle dostluk kurmaktır.[:iyi:]

[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/261020171451231.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/261020171452351.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/261020171453161.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/261020171454261.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/261020171455161.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/261020171456081.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/261020171456401.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/71002/261020171457271.jpg[/IMG]
[:nazar:]

Beğenenler: [T]196004,Ibrahim90[/T][T]186475,Emyy[/T][T]106146,mesut alak[/T][T]183070,Taşadam[/T][T]173200,mumishka[/T][T]220142,Alp43[/T][T]214205,Aqua Discovery[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir