Balıkları koşullandırma


uguriÇevrim Dışı

Kayıt: 21/01/2007
İl: Kirklareli
Mesaj: 195
uguriÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 09 Nisan 2007 22:23
Arkadaşlar forumda yazılmıştı büyük balığın yanına küçük balıklar konulmuş sonra balık açıktıkça küçükleri yemiş ve araya cam bölme konulmuş.büyük balıkta çabalamasına rağmen yiyemeyince bölme açıldıktan sonrada balıklara saldırmamış.benim düşüncem şu birbiriyle geçinemeyen türlerde böyle bir uygulama yapsak acaba işe yarar mı?sizin fikirlerinizi merak ediyorum.düşüncelerinizi yazarsanız bu konuyu tartişabiliriz..

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Şen AkvaryumÇevrim Dışı

Kurumsal Üye
Kayıt: 01/09/2006
İl: Kayseri
Mesaj: 137
Şen AkvaryumÇevrim Dışı
Kurumsal Üye
Gönderim Zamanı: 09 Nisan 2007 22:48
Selam bence kesinlikle bir işe yaramayacaktır.Bir müddet sonra yine aynı durum devam edecektir.Aynı işlemi biz deniyoruz kadango erkegine 1 hafta yalnız bırakıp tekrar 150 lt akvaryuma saldıktan 1 kaç gün sonra yine ortalıgı darma duman ediyor her balıga çatıyor.Artık tek çözüm akvaryumcularla takasa gitmek.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

EnatiopuSÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 17/10/2006
İl: Antalya
Mesaj: 2009
EnatiopuSÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 10 Nisan 2007 09:35
Bu deney bir çok canlıda yapılmıştır, Şartlandırılmış içgüdü. Solucanlarda yapılan bir deneydede bir labirentde her yanlış odaya girdiğinde küçük voltajda elektrik akımı veriliyor ve belli süre sonra solucan doğru yolu her seferinde buluyor. Buna benzer bir deney sineklerdede yapılmış. Yanlız burada dikkat edilmesi gereken, canlının tek deneye tabi olması. Diğer canlılar özellikle besin grafiğinin alt ve üst türleri bir arada olunca, deney balığın karakteriyle doğru orantılı olarak değişim gösteriyor ( kimi agresif,kimi iyi huylu, sakin) Örneğin Yunus ve S.p beraber sorunsuz yaşar, en büyük sebebi doğumlarından itibaren hep aynı ortamda bulunup gelişip yaşamalarıdır. Bir birlerini hiç görmeden damızlık boya gelen Yunus ve S.p'i aynı tanka koyduğunuzda kapışmalarına hayret ederseniz ( kendi gözlemim)  Verilen örnekte balık aç kaldığında şartlandırılmş iç güdüsü vahşi iç güdüsü tarafından bastırılacaktır.
Saygılar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

fkarakaserÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]13070,2[/B]
Kayıt: 30/09/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 2406
fkarakaserÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 10 Nisan 2007 12:27

Merhaba,

Balıkların karakteristik özelliklerine hangi türlerin yanyana koyulduklarına göre durumun değişeceğini zannediyorum, mesela Melek türü avcı sayılabilecek balıkların yanına koyulacak canlı doğuran yavrularının, anlatıldığı gibi bir uygulama yapılsa bile bir faydası olabileceğini zannetmiyorum..

Canlı doğuran türlerinin yavrularının, anaçlarla beraber bitkili şekilde aynı akvaryumda bakıldığında yetişkinlerin bir süre sonra yavrularını yemediklerini biraz palazlanan yavruların bu cesaretle saklanmadan dolaştıklarını gözlemledim, yalnız yeni doğan yavruların bir kısımını alıp ayrı bir akvaryumda biraz büyüttükten sonra anaç akvaryumuna atılırsa yavruların yaptıkları acemi hareketler ve yetişkinlerden korkmaları sonucu ani hareketlenmeleri yetişkin balıkların tekrar saldırı hareketleri sergilemelerine neden olabiliyor..

Sonuç olarak yetişkin balıkların karakteristik özellikleri ve birlikte beslenen balıkların tür olarak uyumu ve yavru balıkların yetiştirildiği ortamlara göre sergiledikleri  davranışların çok önemli olduğunu düşünüyorum..

Saygılar,




 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

EnatiopuSÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 17/10/2006
İl: Antalya
Mesaj: 2009
EnatiopuSÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 10 Nisan 2007 19:20

Hiç bir türde bunun olabileceğini sanmıyorum. Olsada geçici olacaktır. Faruk beyinde dediği gibi içgüdüleri yok etmek mümkün değil, öğretilebilir ama vahşi iç güdüleri bu öğretileri mutlaka bastıracaktır.

Saygılar.
EnatiopuS2007-04-10 19:27:22

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

uguriÇevrim Dışı

Kayıt: 21/01/2007
İl: Kirklareli
Mesaj: 195
uguriÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 10 Nisan 2007 19:55
bende yazıları okuduktan ve biraz düşüntükten sonra içgüdülerin yokedilemiceği kanısına vardım.yorumlarınız için teşekkürler

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ercologÇevrim Dışı

Kayıt: 26/12/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 30
ercologÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 10 Nisan 2007 21:19
Sevgili Arkadaşlar,
 
Bugünkü gazetelerde erişkin bir insanın 18 ay kurtlarla beraber yaşadığından ve bunu national geographics in belgesel olarak yayınlayacağından bahsediliyor, evet hayvanların içgüdüleri vardır ama her canlı güdülenebilir, hayvanların yaşadıkları doğanın taklidini yapmak ve beraber yaşayabileceği zararsız canlılarla birlikte bakmak onları mutlu etmenin en kolay yolu fakat ya daha fazla mutlu etmek mümkünse? bunu düşündünüzmü? örneğin güney amerika nın bulanık sularında yaşayan bir diskusu berrak sularda yaşatmak gibi, aslında birçok örnek verilebilir, ben geçmişte yaptığım bazı denemelerden şunu öğrendim bir canlıyı yavruyken alırsanız kimsenin birlikte yaşamaz dediği balıkları birarada yaşatabilme şansımız olduğunu düşünüyorum, yaptığım çalışmalardan bir örnek;
 
Geçtiğimiz yıl cichlidlerim 4-5 cm civarıyken aldığım ve her zaman hayran olduğum balık türü olan 9 adet kuhli' yi akvaryuma koymadan önce balıklarımın tepkisini ölçmek için yavruluğa koydum ve 2-3 gün orada yemledim başta 1-2 hamle yapsalarda bunların meraktan olduğu aşikardı ve kuhlileri saldım, hemen ortadaki taşın altını kendilerine mesken edindiler, müthiş bir iştahları vardı, herşey gayet güzel giderken 2 ay sonunda elimdeki kuhli sayısı küçük bir doğal kayıpla 8 e düştü, gerçekten inanılmazdı çünkü birlikte yaşamaz denilen balıklar birlikte yaşıyordu ve bu arada cichlid lerimde ciddi anlamda gelişmişlerdi, ne olduysa 3. ayın ortalarında askere giden bir arkadaşımın elimdeki cichlidlerle aynı akvaryumcudan aynı boyda kardeş olarak aldığımız balıkları akvaryumuma salmamla başladı beraberlerinde gelen küçük bir albino corrydoras akvaryumuma atmamla balıklarımın hışmına uğradı ve malesef hemen öldü gelen balıklarda başta benimkilerle yer kavgasına tutuştu fakat birkaç saat sonra akvaryuma biraz alışmalarıyla birlikte o ana kadar cichlidlerimle hiçbir sorunları olmayan ve artık akvaryumun açık kesimlerinde tüm utangaçlılarını üzerlerinden atarak rahatça dolaşan kuhlilerim yeni balıkların hışmına uğradı ve alışırlar diye düşünen ben ertesi akşam tüm kuhlilerimin cesetlerini bile bulamadım ve bu deneme üzücü bir sonla fakat başarılımı başarısızmı olduğu tartışmalı bir biçimde bitti.
(bu arada kuhlilerden de önce orada bulunan akvaryumumun 2 eski balığı kırmızı fantom tetralar yeni gelen balıklarlada beraber yaşamaya devam ettiler ilkini balıklar geldikten 3 ay sonra mantardan diğerinide bundan 4 ay kadar sonra yine mantardan kaybettim bu arada cichlidlerden ziyade fantomların cichlidlere karşı daha agresif olduklarınıda belirtmek isterim.)  
 
Sonuç olarak şunu demek istiyorum 6000 metrede yaşayan köylü bir insanla deniz seviyesinde yaşayan şehirli bir insanı 3000 metrede yeralan bir kasabada beraber yaşatabilirsiniz artık bunu istediğiniz canlı türüne uygulayın, yani artık ph derecesini ortadamı tutarsınız , bitkiyle kayayı berabermi kullanırsınız bunu bilemem denemeden kimse bilemez, ama bir insanın kurtlarla yaşayabildiği bir dünyada yada bunuda geçtim bir muhabbet kuşunun bir kediyle arkadaşlık kurabildiği bir dünyada bana kesinlikle olmaz demeyin, çünkü bu kadar zıt şeyler birarada olabiliyorsa kesinlikle olmazı kabul etmiyorum, uzun zamandır içimde olan bir konuydu kısmet buraya yazmakmış hakikaten rahatladım. Smile farklı düşünen bütün arkadaşlara saygı duyduğumuda belirtmek isterim.
Ercan E.2007-04-10 21:22:19

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

fkarakaserÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]13070,2[/B]
Kayıt: 30/09/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 2406
fkarakaserÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 10 Nisan 2007 21:54
[QUOTE=Ercan E.]Sevgili Arkadaşlar,
 
Bugünkü gazetelerde erişkin bir insanın 18 ay kurtlarla beraber yaşadığından ve bunu national geographics in belgesel olarak yayınlayacağından bahsediliyor, evet hayvanların içgüdüleri vardır ama her canlı güdülenebilir, hayvanların yaşadıkları doğanın taklidini yapmak ve beraber yaşayabileceği zararsız canlılarla birlikte bakmak onları mutlu etmenin en kolay yolu fakat ya daha fazla mutlu etmek mümkünse? bunu düşündünüzmü? örneğin güney amerika nın bulanık sularında yaşayan bir diskusu berrak sularda yaşatmak gibi, aslında birçok örnek verilebilir, ben geçmişte yaptığım bazı denemelerden şunu öğrendim bir canlıyı yavruyken alırsanız kimsenin birlikte yaşamaz dediği balıkları birarada yaşatabilme şansımız olduğunu düşünüyorum, yaptığım çalışmalardan bir örnek;
 
Geçtiğimiz yıl cichlidlerim 4-5 cm civarıyken aldığım ve her zaman hayran olduğum balık türü olan 9 adet kuhli' yi akvaryuma koymadan önce balıklarımın tepkisini ölçmek için yavruluğa koydum ve 2-3 gün orada yemledim başta 1-2 hamle yapsalarda bunların meraktan olduğu aşikardı ve kuhlileri saldım, hemen ortadaki taşın altını kendilerine mesken edindiler, müthiş bir iştahları vardı, herşey gayet güzel giderken 2 ay sonunda elimdeki kuhli sayısı küçük bir doğal kayıpla 8 e düştü, gerçekten inanılmazdı çünkü birlikte yaşamaz denilen balıklar birlikte yaşıyordu ve bu arada cichlid lerimde ciddi anlamda gelişmişlerdi, ne olduysa 3. ayın ortalarında askere giden bir arkadaşımın elimdeki cichlidlerle aynı akvaryumcudan aynı boyda kardeş olarak aldığımız balıkları akvaryumuma salmamla başladı beraberlerinde gelen küçük bir albino corrydoras akvaryumuma atmamla balıklarımın hışmına uğradı ve malesef hemen öldü gelen balıklarda başta benimkilerle yer kavgasına tutuştu fakat birkaç saat sonra akvaryuma biraz alışmalarıyla birlikte o ana kadar cichlidlerimle hiçbir sorunları olmayan ve artık akvaryumun açık kesimlerinde tüm utangaçlılarını üzerlerinden atarak rahatça dolaşan kuhlilerim yeni balıkların hışmına uğradı ve alışırlar diye düşünen ben ertesi akşam tüm kuhlilerimin cesetlerini bile bulamadım ve bu deneme üzücü bir sonla fakat başarılımı başarısızmı olduğu tartışmalı bir biçimde bitti.
(bu arada kuhlilerden de önce orada bulunan akvaryumumun 2 eski balığı kırmızı fantom tetralar yeni gelen balıklarlada beraber yaşamaya devam ettiler ilkini balıklar geldikten 3 ay sonra mantardan diğerinide bundan 4 ay kadar sonra yine mantardan kaybettim bu arada cichlidlerden ziyade fantomların cichlidlere karşı daha agresif olduklarınıda belirtmek isterim.)  
 
Sonuç olarak şunu demek istiyorum 6000 metrede yaşayan köylü bir insanla deniz seviyesinde yaşayan şehirli bir insanı 3000 metrede yeralan bir kasabada beraber yaşatabilirsiniz artık bunu istediğiniz canlı türüne uygulayın, yani artık ph derecesini ortadamı tutarsınız , bitkiyle kayayı berabermi kullanırsınız bunu bilemem denemeden kimse bilemez, ama bir insanın kurtlarla yaşayabildiği bir dünyada yada bunuda geçtim bir muhabbet kuşunun bir kediyle arkadaşlık kurabildiği bir dünyada bana kesinlikle olmaz demeyin, çünkü bu kadar zıt şeyler birarada olabiliyorsa kesinlikle olmazı kabul etmiyorum, uzun zamandır içimde olan bir konuydu kısmet buraya yazmakmış hakikaten rahatladım. Smile farklı düşünen bütün arkadaşlara saygı duyduğumuda belirtmek isterim.
[/QUOTE]


Ercan bey,

O zaman olaya sizin verdiğiniz örnekle bakarsak bitkili ve kayalı bir ortam yaratarak hem cichlid türü hemde canlı doğuran türlerine beraber bakmak mümkün oluyor gibi görünüyorki bu imkansız bir olaydır..

Yavruların yetişkinlerle beraber bakılması olayına gelirsek ben önceki yazdığımda da verdiğim örnek gibi yavruları aynı ortamda büyütmek daha avantajlı ama akvaryumda yaşayan yetişkin balıkların tür olarak uyumu çok önemli..

Kedi ve muhabbet kuşu örneğine bakarsak,sahibi tarafından karnı doyurulmayan bir kedinin muhabbet kuşuna bir arkadaş değil potansiyel bir av gözüyle bakmayacağını kim garanti edebilir..

Kurt ile  insan konusuna gelince, bu durumda hangisinin av hangisinin avcı  olduğu tartışılacak bir konu, yada ikisininde avcı olduğunu göz önüne alırsak beraber yaşamalarında çok da zıt bir durum yok gibi görünüyor..
(Belgeselde anlatılan  olay tabiki farklı olacaktır, ben başka bir yerden olaya bakmak istedim)

Saygılar,







 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ercologÇevrim Dışı

Kayıt: 26/12/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 30
ercologÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 10 Nisan 2007 22:18
Faruk Bey,
 
Bitkili ve kayalı bir ortamda hem cichlid hemde canlı doğuran bakılabilir demiyorum, bunu yazarken amacım zıtları biraraya getirmekti,nasıl yapacağınızı ben bilemem diyorum ama birde diyorumki imkansız bu tarz şeyler için çok basit bir çözüm.
 
Kedi ve muhabbet kuşuna bir daha gelelim, peki kedinin bir av gözüyle bakacağını kim garanti edebilir, zaten bunu garanti edebiliyorsanız kediyi aç bırakmayın Smile
 
Kurt ile insan konusuna da gelelim, ne yani bunun yanında etçil bir piranha ile Frontosa çokmu zıt oluyor?
 
Ayrıca güzel tartışma için teşekkür ederim.Smile
 
Saygılar,

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

fkarakaserÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]13070,2[/B]
Kayıt: 30/09/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 2406
fkarakaserÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 10 Nisan 2007 22:59
 
Ercan bey,
 
Neden amaç zıtları bir araya getirmek olsun ki, birbirleriyle uyumlu sayılabilecek türler bile kendi arasında bazı faktörlerden dolayı anlaşamazken..(Üreme,yer tutma,2 erkek vs.vs..)
 
Eğer amaç sorudaki gibi küçük balıkları büyüklerin yanında büyütebilmekse birbiri ile en uyumlu türleri beslemek en doğru yaklaşım olacaktır..
 
İkinci sorunun cevabını benim gözümden bakarsanız cevabını vermişsiniz zaten ben kediyi besleme taraftarıyım, ayrıca işin ucunda kedi varsa bence av olanın kurtulmasının yine bile garantisi yok!..Smile
 
Kurt ile insan olayının tartışılacak bir konu olduğunu zaten söylemiştim, sonuç olarak kurt ve insan yüzyıllardır bir şekilde beraber yaşamış veya karşı karşıya gelmiştir.. Bana sorarsanız ikisinede avcı gözüyle bakarsak Piranha ve frontoza biraz adaletsiz bir yaklaşım olmuş, Sineğe göre peygamber devesi avcı olabilir ama aynı avcı,  bir kuş için avdan öteye gidemez..
 
Ayrıca bu şekilde devam edersek konunun çok dışına çıkarız gibi geliyor, bence sonuç olarak asıl konudaki küçük ve büyük balık sorusunda aynı veya uyumlu  türler olması konusunda yanılmıyorsam zaten hem fikiriz..
 
Saygılar, 
 
 
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

PosseidonÇevrim Dışı

[B]2213,1[/B]
Kayıt: 19/12/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 836
PosseidonÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 13 Nisan 2007 08:52
Arkadaşlar bunu genele yaymak bence yanlış olur. Türe ve cinsine göre böyle bir deney değişken olacaktır.
Yani Canlı doğuranlar konusuna katılıyorum çünkü bunu uzun yıllar bende yaptım ve Faruk beyin dediği gibi sonuç alınıyor. Bunu birkaç canlı doğuranda değil yüzlerce yavruda denedim ve yavrularım hep bu şekilde büyüdü.
Ama gel gelelim daha sert balıklarda ve bölgeci balıklarda durum biraz değişkenlik gösteriyor. Sp ve yunuslarda ykarıdaki arkadaşım açıklamış durumu. Ama bu öğretiyi piranalarda denemeniz ve sonuç almanız imkansız derim. Çünkü avcılık iç güdüsü çok gelişmiş bir balık.
Yukarıdaki her iki farklı görüşe katılıyorum ama dediğim gibi balığa ve cinslerine bağlı olacaktır. Sahip oldukları iç güdünün fazlalığına veya pasifliğine bağlı derim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 13 Nisan 2007 16:41
Ivan Pavlov :
 
Fizyoloji ve psikoloji alanındaki çalışmaları ile psikofizyoloji ve deneysel psikoloji alanlarını derinden etkiledi. Bu nedenle her iki bilim dalının kurucularından sayılır. Ivan Pavlov'un köpekler üzerinde yaptığı şartlı koşullanma-refleks deneyleri ünlüdür. Ivan Pavlov köpeğe bir kaç kez et verirken zil çalar veya başka bir işaret verir. Daha sonra, bir gün Ivan Pavlov et vermez ancak zili çalar. Bunun üzerine köpeğin ağzının suyu akar. Böylece şartlı koşullanma ortaya çıkar. Pavlov bu alandaki çalışmaları ile 1904 Nobel Tıp ve Fizyoloji Ödülüne lâyık görülür.
Bu ödülü kazananları görmek için tıklayınız...
 
Bahsedilen olay şartlı koşullanmadır. Ben hemen bir kaç örnek vereyim :
 
Bir üniversite öğrencisi tezi için çalışmalar yapmaktadır. Her gün hakem kıyafetleri giyip sahaya çıkar. Sahanın bir tarafından diğer tarafına yem atarak gider ve düdüğü çalar. Düdüğü çalınca ilk gün 1-2 güvercin toplanır. Daha sonraları bu sayı giderek artar. Bunu sürekli yapar. Bir gün stadyumda maç yapılacakken hakem sahaya çıkar. Düdüğü çalmasıyla onlarca hatta yüzlerce güvercinin sahaya hücum etmesi bir olur.
 
Bu balıklarda olurmu bilmem ama denemek lazım.
 
Saygılar...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

kyabasÇevrim Dışı

Kayıt: 22/01/2006
İl: Yurtdisi
Mesaj: 178
kyabasÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 15 Nisan 2007 12:27
Hamsterlardan bir örnek vermek istiyorum.
Eğer hamsterlara sosis yedirirseniz (ki severek yiyeceklerdir), daha sonra doğan yavrularınıda aynı zevkle yerler. Ancak hamsterları doğdukları zamandan itibaren bu besinle karşılaştırmazsanız yavrularına yem gözüyle bakmayacaktır.

Aynı şeyin balıklar içinde geçerli olduğunu düşünüyorum. Balıklar canlı yem yemeye alıştıkça akvaryumda doğan yavrularıda aynı şekilde yiyorlar.Bu nedenle vahşi (f0) türlerin yavruları yemesini engelleyebileceğimizi sanmıyorum ancak kendi ürettiğimiz yavruları belli bir ölçüde şartlandırabiliriz. Birbiriyle zıt olan türler birlikte büyüdüklerinde birbirlerine zarar vermiyolar. Çoğumuz kediyle köpeğin birlikte yaşadığını görmüşüzdür.
Hotdragon2007-04-15 12:28:26

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 15 Nisan 2007 15:45
Bunların Derdine Girmektense Alırken Boyları Biraz Jumbo Tutun En Güzeli :)))))

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir