Balıklarda Nitrit Zehirlenmesi (toksisitesi)


FlexaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 02/06/2018
İl: Yurtdisi
Mesaj: 838
FlexaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Haziran 2019 14:55
Nitrit, azot döngüsünde yer alan ve bakteriyel nitrifikasyon/denitrifikasyon işlemlerinin önemli parçası olan bileşiklerden biridir. Özellikle yeni kurulmuş akvaryumlarda henüz tam olarak istenilen dengeye gelmemiş bakteri kültürü sonucunda nitrit birikmesi/patlaması yaşanabilir. Bu durum, balıklar için toksik bir etkiye neden olmaktadır.

[B]1. Akvaryumda Nitritin Varlığı[/B]

Sağlıklı bir akvaryumda nitrit seviyesi mikromolar seviyelerinin dahi altında olmalıdır (neredeyse hiç olmamalıdır). Yükselen nitrit konsantrasyonları çeşitli balık türleri için ciddi sorunlara neden olur. Bu nedenle nitritle başa çıkmak için gerek kimyasal gerekse de etkinlik yönünden çeşitli eylemler belirlenmiştir.

Bu yöntemler çoğunlukla; sudaki atık amonyağı suyu sirküle ederek temizleme üzerine kuruludur. Çünkü amonyağın tamamlanmamış oksidasyon süreci sonucunda nitrit tehlikeli miktarlarda birikebilir (yani oksijenin azlığında, nitrit nitrata okside olamaz). Bunun akabinde, nitrifikasyon sürecinin biyolojik filtrelerde yeni başlatıldığı zamanlarda, yani dengenin henüz sağlanmadığı ilk zamanlarda, nitrit konsantrasyonları 1 milimolar (50 mg/L) değerlerine ve hatta daha üzerine ulaşabilir. Bu da toplu balık ölümlerine neden olabilecek kadar yüksek bir değerdir.

Burada belirtmek gerekir ki, bazı balık türleri daha düşük seviyelerdeki nitritten ölümcül düzeyde etkilenirken, bazı türler daha yüksek seviyedeki nitritten ölümcül düzeyde etkilenir. Bu durumu farklı çeşit balıklara yuva olan akvaryumlarda nitritin yükseldiği sırada, öncelikle bir tür balıkların kaybını görerek anlayabilirsiniz. Ardından nitrit yükselmeye devam ettikçe, diğer türler de kayba uğramaya başlayacaktır. Bu nedenle derhal müdahale edilmesi gerekir.

[B]2. Nitrifikasyon Sürecini ve Toksisitesini Etkileyen Faktörler[/B]

Nitrifikasyon sürecinde ve toksisitesi üzerinde etkili birçok parametre bulunmaktadır. Bunlar pH, sıcaklık, klorür, amonyak, çözünmüş oksijen miktarı, nitrite maruz kalma süresi, nitrifiye eden bakteri sayısı ve inhibe edici (engelleyici) bileşenlerin varlığıdır. İnhibe eden bileşiklere örnek olarak nitröz asit, NH3, metilen mavisi, antibiyotikler ve bazı organik bileşenler (aniline, dodecylamine, p-nitrobenzaldehyde) gösterilebilir.

[B]2.1. Nitrite Maruz Kalma Süresi[/B]

Genellikle 24-48 saatlik nitrite maruz kalma sonucunda balıkta maksimum nitrit birikimi gerçekleşir. Daha kısa tabiriyle nitrit zehirlenmesi, bir günlük süreçte kendini belli eder.

[B]2.2. Klorür[/B]

1977’den beri, nitrit toksisitesinin suyun tuzluluk oranına bağlı olduğu bilinmektedir. Tuzlu suda ölümlü bir zehirlenme geçirilmesi için gereken konsantrasyon, tatlı sulardakinden 50-100 kat daha fazladır. Yapılan çalışmalar, nitrit toksisitesi ve klorür konsantrasyonu arasında lineer bir ilişki olduğunu ortaya koymuştur. 2004 yılında yapılan, ölümcül konsantrasyon ve klorür konsantrasyonu arasındaki lineer ilişki Poecilia reticulata (lepistes) üzerinde de ayrıca gösterilmiştir. Görünen o ki klorürün LC50 (%50 oranında ölüme sebebiyet veren konsantrasyon) üzerindeki etkisi, ters bir şekilde ilişkilidir. Nitrite en hassas türler, klorür eklenmesinden en az düzeyde fayda görürken bu fayda hassas balıklar için bile oldukça fazladır.

[B]2.3. Diğer Anyonlar[/B]

Diğer anyonların da nitrit toksisitesini inhibe ettiği (engellediği) bilinmektedir. Kimyasal olarak klorüre benzeyen bromitin, nitritin varlığını dengelediği 1983 yılında gösterilmiştir. Nitrat ve bikarbonatın da belirlenebilir etkileri olduğu literatürde bildirilmiş, fakat klorür veya bromit kadar etkili olmadığı görülmüştür. Ayrıca divalent ve trivalent anyonların da (sülfat, fosfat ve borat gibi) çok düşük seviyede olsa da nitrit toksisitesi üzerinde etkisi bulunduğu 1986’dan beri bilinmektedir.

[B]2.4. Katyonlar[/B]

Kalsiyum, magnezyum, sodyum ve potasyum belirli konsantrasyonlarda tatlı sularda bulunmaktadır. Özellikle bitkili akvaryumlarda bu katyonlar gübre amaçlı olarak suya verilmektedir. Nitrit toksisitesi üzerinde bir etkileri olması ihtimali sebebiyle ilgi konusudur, fakat yaptığı bağların farklılığı sebebiyle etkisinin klorürden farklı olacağı açıktır.

Kalsiyum klorürün, sodyum klorüre göre nitrit toksisitesinde daha etkili olduğu Morone saxatilis üzerinde 1991 yılında gösterilmiştir. Bunun yanında kedi balığı üzerinde 1983 yılında yapılan bir araştırma sodyum klorür ile kalsiyum klorürün eşit miktarda koruma sağladığını göstermiştir.

[B]2.5. pH[/B]

Sudaki hidrojen iyonu konsantrasyonun nitrit toksisitesi üzerine etkisi hala tam olarak bilinmemektedir. Bu konuda literatüre yapılan katkılar genellikle anyonların katkısını asitlikten ayırt edilemediği veya canlının adaptif aralığı dışında kalan pH değerlerini incelediğinden net bir sonuca ulaşamamıştır. Özetle, pH’ın nitrit toksisitesi üzerindeki etkisi, normal pH aralığında etkisini pek hissettirmemektedir.

[B]2.6. Oksijen ve Sıcaklık[/B]

Oksijen, nitrit toksisitesini etkilemektedir çünkü nitrit kanın oksijen taşıma kapasitesini düşürmektedir. Sıcaklık, oksijenin suda çözünme miktarına ve canlının dokusundaki oksijen ihtiyacına etki eden bir faktör olsa da 1976 yılında yapılan bir çalışma, göreli olarak dar bir sıcaklık aralığında (22-30°C), nitrit toksisitesi ve sıcaklık arasında bir ilişki ortaya koyamamıştır. Bunun yanında 1984 yılında kedi balığı üzerinde yapılan bir çalışmada 10°C’de tutulan balıklara göre 30° de tutulan balıkların iki kat daha fazla methaemoglobine sahip olduğu görülmüştür. Aynı zamanda 1984 yılında yapılan çalışmada 30°C’de tutulan balıkların nitrit eksikliğinde, normal hemoglobin seviyelerine daha hızlı döndüğü tespit edilmiştir.

Buradan çıkarılabilecek sonuç, nitrit olduğu düşünülen balıklı akvaryumun, balıkların sağlığını ihmal etmeyecek düzeyde soğuk kalmasının; balıkların nitritsiz suya aktarıldığında ise olabildiğince yüksek sıcaklıkta olmasının nitrit toksisitesinden en az etkilenmeye neden olacağıdır.

[B]2.7. Diğer etkiler[/B]

Tüm bunların yanında balıkların türleri, yaşları ve büyüklüklerinin de nitrit toksisitesi üzerinde etkisi olduğu bilinmektedir.

[B]3. Nitrit Alımı ve Toksisite Mekanizması[/B]

Tatlı su balıkları ve kabuklu canlılar çevrelerine hiperosmotiktirler. Üre ve solungaçlarındaki pasif akış yoluyla kaybettikleri iyonları tolere etmek adına, aktif olarak solungaçlarından iyon alırlar. Gerekli iyonları beslenme yoluyla alabilirseler de birçok balık solungaçlarındaki klorür hücreleri sayesinde aktif olarak iyonları biriktirebilir. Tatlı suda bu hücreler, amonyak veya hidrojeni eşit sayıdaki sodyum iyonuyla değiştirebilirler. Bu sırada bikarbonat iyonlarını vererek eşit sayıda klorür iyonlarıyla takas ederler.

Tatlı su canlıları için nitritin çıkardığı en büyük problem, nitritin (NO2–) solungaçlı Cl– alım mekanizmasında yüksek birleşme eğilimine sahip olmasıdır. Yani suda NO2– varlığında, Cl– yerine NO2– alınır. Bu durum yüksek Cl– alma oranına sahip türlerin (örn. gökkuşağı alabalık) nitrite daha duyarlı olduğunu göstermektedir. Yani akvaryumunuzdaki nitrit yükselmesinden ilk etkilenen tür, solungaçlarından yüksek Cl– alımı yapan türlerden olacaktır.

Kan plazmasındaki nitrit miktarı, canlıyı çevreleyen ortamdaki konsantrasyondan 60 kata kadar daha fazla olabilir. Fakat nitrit sadece kan plazmasında bulunmaz, aynı zamanda solungaçlar, beyin ve kas gibi diğer dokularda da birikir.

Tüm buna rağmen kan, nitritin birincil hedefi olarak görünmektedir. Plazma içerisinde nitrit difüzyona uğrayarak kırmızı kan hücrelerine karışır. Burada hemoglobindeki demiri okside ederek +3 oksidasyon durumuna geçirir. Bu şekilde değişime uğrayan hemoglobine methaemoglobin veya ferrihaemoglobin denir. Ne yazık ki methaemoglobin oksijen bağlama kapasitesine sahip değildir.

Bu nedenle nitrit zehirlenmesi geçiren balıklar, oksijen yoksunluğu ile benzer semptomlar gösterir. Çünkü nitrit sebebiyle artık kanları oksijen bağlayamaz hale gelir. Bu durumda suya bolca oksijen vermek, balıkları bir nebze de olsa rahatlatabilir. Eğer balıklar aktif bir durumda değilse, onları aktif olmaya zorlamak anoksi (oksijen yetersizliği) sebebiyle ölümlerine neden olabilir. Aynı zamanda methaemoglobin miktarı yüksek olan balıkları kanları kahverengi bir hal alır.

[B]4. Detoksifikasyon Sürecinin Mekanizması[/B]

Balıkların kırmızı kan hücreleri, methaemoglobini hemoglobine çeviren methaemoglobin redüktaz enzimini barındırır. Bu süreç sabit bir şekilde sürekli olarak gerçekleşir ve eğer balık nitrit içermeyen bir ortama alınırsa normal hemoglobin miktarına 24-72 saat arasında dönebilir. Bu nedenle nitrite maruz kalmış balıklarınızı nitrit içermeyen bir suya alsanız dahi bir süre daha zehirlenmenin etkileri sürecektir. Bundan dolayı, en kısa sürede müdahale etmek önemlidir.

Ayrıca balıklar, nitriti okside ederek daha az toksik olan nitrata dönüştürme kapasitesine de sahiptir. Hayvanlarda birçok sistemin nitritten nitrat ürettiği bilinmektedir. En çok bilinenleri hemoglobin, katalaz ve sitokrom oksidazdır. Detoksifikasyon sürecinin bir kısmı karaciğerde gerçekleşir. Ayrıca eritrositlerin de nitriti nitrata çevirme kapasitesine dikkat çeken çalışmalar olmuştur.

[B]5. Nitritin Fizyolojik Etkileri[/B]

Nitritin birçok fizyolojik etkisi bulunmaktadır. En önemlisi, yukarıda da bahsettiğimiz üzere hemoglobinin methaemoglobine dönüşerek balığı oksijensiz bırakmasıdır. Fakat ilginç bir şekilde, nitrite maruz kalan balıklarda hem düşük hem de yüksek konsantrasyonlarda ölümcül etki gözlenmiştir. Bu da nitritin toksisitesinin başka etkiler sebebiyle de gerçekleştiğine işaret etmektedir. Methaemoglobinomi bunlardan yalnızca bir tanesidir.

Örneğin nitrit kritik bir biçimde potasyum dengesini etkilemektedir. Ekstrasellüler (hücre dışı) K+ artışı, kırmızı kan hücrelerinde ve iskelet kaslarında K+ kaybına sebep olmaktadır. Hücre dışı K+ artışı istenmeyen bir durumdur çünkü kalp yetmezliğine neden olarak balığın ölümüne sebebiyet verebilir.

[B]6. Nitrifikasyonun Kimyası[/B]

Nitrifikasyon süreci/döngüsü aşağıdaki şekillerde işler. Okunma kolaylığı açısından: NH4+ amonyum, NH3 amonyak, NO2– nitrit ve NO3– de nitrattır.

Öncelikle amonyum; nitrit, hidrojen iyonu ve suya dönüşür.

2NH4+ + 3O2 — 2NO2– + 4H+ + 2H2O (bu süreç Nitrosomonas ve Comammox bakterileri tarafından gerçekleştirilir)

Ortaya çıkan nitrit aşağıdaki şekilde nitrata dönüşür.

2NO2– + O2 — 2NO3– (bu süreç Nitrobacter, Nitrospira ve Comammox bakterileri tarafından gerçekleştirilir).

Ya da aşağıdaki gibi bir süreç gerçekleşir.

NH3 + O2 — NO2– + 3H+ + 2e–

NO2– + H2O — NO3– + 2H+ + 2e–

Nitrosomonas europaea için oksidasyonun ilk basamağı (amonyağın hidroksilamine dönüşümü) amonyak monooksijenaz (AMO) enzimi tarafından gerçekleştirilir.

NH3 + O2 + 2H+ — NH2OH + H2O

İkinci basamak (hidroksilaminden nitrite) aşama aşama iki farklı enzim tarafından yürütülür. Hidroksilamin oksidoredüktaz (HAO), hidroksilamini nitrik okside çevirir.

NH2OH — NO + 3H+ + 3e–

Hala tam olarak bilinmeyen bir enzim ise nitrik oksiti nitrite çevirir.

Üçüncü basamak (nitritin nitrata dönüşümü) ise farklı bir organizma tarafından tamamlanır.

[B]Dipnot:[/B] Bu yazı 2005 yılında yayınlanan bir makaleden derlenerek ve çevrilerek hazırlanmıştır. Dolayısıyla bilinmeyen bazı bilgilerin günümüzde biliniyor olması söz konusu olabilir.

Ögetay Kayalı

[B]Referanslar[/B]
1. Kocour Kroupova, Hana & Máchová, Jana & SVOBODOVA, Z. (2005). Nitrite influence on fish: A review. Veterinarni Medicina. 50. 10.17221/5650-VETMED.

Kaynaktan okumak için: [URL]https://rasyonalist.org/yazi/baliklarda-nitrit-zehirlenmesi-toksisitesi/[/URL][EDIT]Flexa,2019-06-23 16:00:21[/EDIT]

Beğenenler: [T]213398,ternapi[/T][T]197989,ceyh[/T][T]215592,cinarciko[/T][T]210265,UmitYilmaz[/T][T]214092,Nursun[/T][T]107420,frag[/T]
Teşekkür Edenler: [T]213398,ternapi[/T][T]197989,ceyh[/T][T]145898,emretez[/T][T]210265,UmitYilmaz[/T][T]214092,Nursun[/T][T]107420,frag[/T][T]211822,Alcynone[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ceyhÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 11/06/2017
İl: Istanbul
Mesaj: 10313
ceyhÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Haziran 2019 15:13
Teşekkürler Ögetay Bey, bilimselliğin neredeyse aşağılandığı bir dönemde bu tür derlemeler görebilmek gerçekten umut verici.

+1: [T]213398,ternapi[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

FlexaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 02/06/2018
İl: Yurtdisi
Mesaj: 838
FlexaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Haziran 2019 15:59
[QUOTE=ceyh]Teşekkürler Ögetay Bey, bilimselliğin neredeyse aşağılandığı bir dönemde bu tür derlemeler görebilmek gerçekten umut verici.[/QUOTE]

Çok teşekkürler Ceyhun Bey. Üniversite hayatına başladığımdan beri bilfiil bilimin içindeyim. Öğrendiğim her şeyi de öğretmeye çalışıyorum. Bu ülkede benim gibi birçok değerli arkadaşımız var, daima da olacak. Umudunuzu asla yitirmeyin, biz bilimin ayaklar altına düşmesine müsaade etmeyiz.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ceyhÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 11/06/2017
İl: Istanbul
Mesaj: 10313
ceyhÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Haziran 2019 16:05
[QUOTE=Flexa]

Çok teşekkürler Ceyhun Bey. Üniversite hayatına başladığımdan beri bilfiil bilimin içindeyim. Öğrendiğim her şeyi de öğretmeye çalışıyorum. Bu ülkede benim gibi birçok değerli arkadaşımız var, daima da olacak. Umudunuzu asla yitirmeyin, biz bilimin ayaklar altına düşmesine müsaade etmeyiz.[/QUOTE]

Elbette öyle, zaten bilim illa ki hakettiği yeri bulacak, bu bir olasılık değil zamanlama meselesi sadece, bu forumdaki pek çok arkadaş ve forumda olmayan diğerleri de sizinle aynı yolda. [:)]

Beğenenler: [T]206719,Flexa[/T]
+1: [T]213398,ternapi[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Aqua DiscoveryÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/03/2019
İl: Bursa
Mesaj: 2179
Aqua DiscoveryÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Haziran 2019 19:34
Ogetay bey ben bitki bakmıyorum daha doğrusu hiç bakamadım hep eridi gitti en kolay bitkileri bile eloda tilki kuyruğu nu bile bakamadım .su mercimeği aldım yok oldu gitti sanki eriyor gibi yok olup gidiyorlar .şimdi sorum şu sadece anuibas kaldı onunda etrafı sakal yosunu kapladı sizce sakal yosunu akvaryum a zararlı mı faydalı mı araştırdım çok net birşey anlayamadım ben rahatsız değilim faydaliysa kalmasından yanayım daha iyi önce nitrat patlamasından çok balık kaybettim o yüzden bitki gibi nitrat emici birsey mi ? Onu merak ediyorum

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

FlexaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 02/06/2018
İl: Yurtdisi
Mesaj: 838
FlexaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Haziran 2019 23:23
[QUOTE=Aqua Discovery]Ogetay bey ben bitki bakmıyorum daha doğrusu hiç bakamadım hep eridi gitti en kolay bitkileri bile eloda tilki kuyruğu nu bile bakamadım .su mercimeği aldım yok oldu gitti sanki eriyor gibi yok olup gidiyorlar .şimdi sorum şu sadece anuibas kaldı onunda etrafı sakal yosunu kapladı sizce sakal yosunu akvaryum a zararlı mı faydalı mı araştırdım çok net birşey anlayamadım ben rahatsız değilim faydaliysa kalmasından yanayım daha iyi önce nitrat patlamasından çok balık kaybettim o yüzden bitki gibi nitrat emici birsey mi ? Onu merak ediyorum[/QUOTE]

Merhaba Ali Bey,

Yosunlar da elbette ki nitratı tüketir. Zaten bitkilerin tüketemediği nitrattan onlar da faydalanır, yemeğe ortakçıdırlar yani. Fakat nitratı bitkilere kullandırmak ekolojik ve görsel açıdan daha doğru. Çünkü yosunlar oldukça istilacıdır bitkilere nazaran ve bitkileri kaplayarak fotosentez yapmalarına, dolayısıyla çürümelerine neden olurlar. Muhtemelen sizdeki sorun da bundan kaynaklanıyordu. Fotoğraf görmeden net bir şey söylemek zor, fakat bitki yetiştirmek istiyorsanız yosunla mücadele etmeniz gerektiğinin çok açık bir durum olduğunu söylemeliyim.

Anubias'ın etrafındaki sakal yosununu elle temizlemenizi öneririm. Kendisi ışık ihtiyacı az bir bitki de olsa, yosun ışık almasını engelledikçe gelişimi yavaşlar ve sonunda çürümeye doğru gider bu. Bitkili akvaryumlarda yosun istemiyoruz. Sadece kayaların üzerinde görsel amaçlı olarak oluşturulması kabul edilebilir bir durumdur genelde.

Unutmamak gerekir ki yosun oluşumu olmayan tank neredeyse yoktur, varsa bitkiler de iyi şartlarda değildir. Fakat yosun oluşumunu minimal düzeyde tuttuğunuz, bu nedenle görsel olarak yosun problemi görmediğiniz tanklar vardır. Amacımız o tankları kurabilmek. Biraz tecrübeyle, biraz okumayla bu noktaya gelmek inanın çok zor değil. Tilki kuyruğu, elodea (ki oldukça istilacıdır) hiçbir ek gereksinim gerektirmeden bile sağ kalabilmeli. Eğer ölüyorlarsa, onlara zarar veren bir şeyler vardır. Arzu ederseniz bu süreçte size yardımcı olmaya çalışırım.

Keyifli hobiler dilerim.

Beğenenler: [T]214205,Aqua Discovery[/T][T]213398,ternapi[/T]
Teşekkür Edenler: [T]214205,Aqua Discovery[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Aqua DiscoveryÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/03/2019
İl: Bursa
Mesaj: 2179
Aqua DiscoveryÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Haziran 2019 23:38
Teşekkür ederim ben bu işi beceremedim kumu falan çıkarıp atmıştım hadi dedim nitrat tüketen basit türler i suda salınık vaziyette bakayım onlar bile olmadı aniubas[:geek:] 2 senedir hiç gelişmedi. sadece hayatta kalmayı başardı artık çare düşünmekten bıktım pathos sarmaşığı ekledim akvaryum a bakalım birde onu gözlemleyeceğim yabancı YouTube kanallarından öğrenmiştim nitrat tükettiği ni başka çarem kalmadı.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

FlexaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 02/06/2018
İl: Yurtdisi
Mesaj: 838
FlexaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Haziran 2019 23:42
[QUOTE=Aqua Discovery]Teşekkür ederim ben bu işi beceremedim kumu falan çıkarıp atmıştım hadi dedim nitrat tüketen basit türler i suda salınık vaziyette bakayım onlar bile olmadı aniubas[:geek:] 2 senedir hiç gelişmedi. sadece hayatta kalmayı başardı artık çare düşünmekten bıktım pathos sarmaşığı ekledim akvaryum a bakalım birde onu gözlemleyeceğim yabancı YouTube kanallarından öğrenmiştim nitrat tükettiği ni başka çarem kalmadı.[/QUOTE]

Daha geçenlerde bununla ilgili bir yazı yazdım fakat burada paylaşmadım sanırım. Özetle bambunun nitrat emiciliğine değinmiştim, bu bir şehir efsanesi maalesef. O konun detaylarına merak edenler olursa gireriz, fakat pathos sarmaşığına özel olarak bakmasam da şunu söyleyebilirim: En çok nitratı emen akvaryum bitkilerinden iki tanesine zaten bakmışsınız Elodea ve tilki kuyruğu. Dediğim gibi bunlarda sorun varsa muhtemelen bir şeyler onlara zarar veriyor olmalı. Ya da su değerleriniz onları bile beslemeyecek kadar kötü olabilir. Farazi konuşmamak gerek.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Aqua DiscoveryÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/03/2019
İl: Bursa
Mesaj: 2179
Aqua DiscoveryÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 23 Haziran 2019 23:45
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/214205/230620192341411.jpg[/IMG]

Bu pathos da büyüktü köküyle beraber koydum onunda kökü çürüdü yaprakları döküldü bu kurumaya yüz tutmuş dalı kaldı . şimdi onu akvaryum a aşiladim o kurumaya başlayan çubuk tan yeniden canlanmaya başladı kökleri çıktı bakalım hayırlısı inşallah

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir