Akvaryuma Böcek Atmak


ozkanakÇevrim Dışı

Kayıt: 21/07/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 43
ozkanakÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 24 Ekim 2010 22:37
[QUOTE=unotim123] [QUOTE=ozkanak]Başta sinekler olmak üzere çoğu böceğin kaç çeşit hastalık taşıdığını biliyor musunuz? Bence siz ben yaptım oldu şeklinde yazıyorsunuz. [/QUOTE]

Ben sağlıkçıyım Özkan Bey,neyin ne taşıdığını az çok biliyorum,peki ya siz balıklara geçebilecek hangi hastalıkları taşıdığını biliyor musunuz?Biliyorsanız buyrun listeleyin.
[/QUOTE]Ben sağlıkçı değilim hastalıklar hakkında araştırma yapamıcam, ancak söz konusu olan ev sinekleri her türlü çöplük, pislik, hayvan ölüsü gibi her şeyin üstünde besleniyorlar. Şarbon dizanteri kolera tüberküloz gibi bir sürü hastalık taşıyorlar. Eğer taşıdıkları balıklara bulaşmıyorsa, sinekler ayrıca parazit yumurtaları taşıyorlar. Eminim bu parazitlerin hayvanlarada bulaşanı vardır. Çünkü parazit hastalıkaları var. Yani bir sinek parazitli ölü balığa konmuşşsa aynı paraziti taşıyorda olamaz mı yada bir başka şekilde bulaşmış.

Benim kurt ve larva konusunda bir sorunum yok ama sinek konusu hayır kesinlikle vermem balıklara.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Gürkan HocaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 23/03/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 3278
Gürkan HocaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Ekim 2010 22:43

O sinek bizim yediklerimize de fırsat bulursa konuyor, hepimiz hasta olmuyoruz. Özkan bey, siz vermeyin de bizi suçlamayın, yaptık oldu ya getirdiğimizi iddia etmeyin. Yurtdışındada sinek, böcek balıklara veriliyor.

Peki siz, sinek böcek yiyen bir alabalığı mı, çiftlikte stick pellet yiyen bir alabalığı mı tercih edersiniz?

misterno2010-10-24 22:52:23

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

akunakiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/06/2010
İl: Gaziantep
Mesaj: 413
akunakiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 24 Ekim 2010 22:49
Şunu belirtmek istiyorum sinegin en mikrop taşıyanı insanlar için bile tehlikeli olanı sadece gövdesine bakarak anlayabilirsiniz gövdesi yeşil olan sinek çok pistir işte o balıga verilmez hatta degdigi yer bir dezenfektanla temizlenmelidir diger sinekler bu kadar degildir tabi yaşadıgım bölgeye göre konuşuyorum..

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

akvaryumdunyasiÇevrim Dışı

Kayıt: 14/09/2005
İl: Istanbul
Mesaj: 569
akvaryumdunyasiÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 25 Ekim 2010 02:33

Böcek olayına girmeyin.Nerdeyse 20 yıldır bu işi yapan biri olarak tavsiyem budur.

Balığınıza zarar vermez,balığın içinde hastalık üretir,suda hastalık üretir,sizinde elinizde açık yarar vardır,suya sokarsınız,mikrobu direk kaparsınız.
 
Balığınvahşi olup sizi  ısırmasına bile gerek yok.
 
Macera aramayın.Kurutulmuş yemler var içinde her türlü böceğin vb. karışımı var.Çok isterseniz ondan verirsiniz.Onların testleri,ilaçları herşeyleri yapılıyor.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

BorodinÇevrim Dışı

Kayıt: 05/12/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 79
BorodinÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 25 Ekim 2010 17:36
Sanırım burda yazan arkadaşların çoğu köy ortamını görmemiş.
Dış ortamda bulunan canlıların ki bunların çoğu böcek çeşitleri, sınırı yok. Sineklerin bir kısmı at yada inek derisini bile ısırabiliyorlarki o minicik hayvanın bunu yapabilmesi şaşırtıcı. Ve o kadar çoklar ki... Arılar örümcekler ve envay çeşit böcek. Hemde hayvan pislikleri, dereler, ağaçlar......... giden bir karmakarışık bir ortam.
Bu ortamda tüm canlılar yaşıyor. İnsanlarda yaşıyor. Mesela kırlangıçlar ve arı böcekleri tüm gün bu sinek ve arıları, uçan böcekleri avlıyor.Yani sineklerin üzerinde var olan ve olabilecek mikropların bu kadar abartılmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu benim şahsi kanaatim, herhangi bir uzmanlığım yok.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

hasankavalciÇevrim Dışı

Kayıt: 01/09/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 178
hasankavalciÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 25 Ekim 2010 22:33
Bu yazdıklarımızı Çin veya Tayvan forumlarında da yazsak heralde "manyakmıyız kendimiz yeriz " derlerdi Big%20smile

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

urukhraiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 06/10/2010
İl: Izmir
Mesaj: 1057
urukhraiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 25 Ekim 2010 23:13

Sinek ve böceklerin akvaryumda yem olarak verilmesini doğru bulmayanlardanım. Her ne kadar doğal ortamlarında sivrisinek larvaları, copepod'lar ve amphipod'larla besleniyor olsalar da, doğal seleksiyon içinde varlıklarını sadece güçlü olanlar sürdürebiliyorlar ve binlerce yavrudan çok azı hayatta kalabiliyor. Hybrid'ler (melezler) ise doğa şartlarında çok zayfıtırlar ve en küçük değişikliklerde hemen hastalanırlar, bu da genetik bir problemdir.

Genel olarak sineklerde mevcut olabilecek patojenlerin balıklarda bir infeksiyona neden olmayabileceği gibi bir görüşü algıladım. Şöyle düşünmeniz yeterlidir sanırım. Madem hastalık bulaşmayacağına bu kadar güveniliyor; neden tubifexler parazitlerden arındırılmadan balıklara verilemiyor ? Ben ellerimi dezenfeksiyon sıvısı ile temizleden kesinlikle akvaryuma sokmuyorum mesela.. Kanatlılar ve böcekler zaten doğadaki en önemli taşıyıcılardır. Polenlerin dahi taşınması birçok kez rüzgardan çok böcekler sayesinde olur. Konteminasyon konusunda büyük risk alıyorsunuz bence.

Saygılar;
urukhrai2010-10-26 02:03:07

Beğenenler: [T]206404,Hzloz[/T]
+1: [T]206404,Hzloz[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

rastlantısalÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/04/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 4979
rastlantısalÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 26 Ekim 2010 10:32
Merhabalar.
Konuyu yeni gördüm ve hemen okudum.
Böcek, balıkların en sevdiği ve doğada da sıklıkla yediği türde canlılardır.
Az çok benim balıklarımı bilirsiniz. Renk ve kondisyon konusunda hiçbir eksiklikleri yok. Benim tankımda henüz iç parazite yakalanan balıkta yok.
Bugüne kadar atmadığım böcek kalmadı diyebilirim. Kalorifer böceği, hamam böceği, envai çeşit çekirgeler (ki çöl çekirgesi kadar büyükleride dahil), suda yaşayan ve yavru balık avlayan böcekler (büyük balıklara tabiki), vs. Aklıma gelmeyen daha bir çok böcek attım. Bilakis iyi gelir. Protein oranı en yüksek besinlerden biridir böcek.
Saygılarımla.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Umut KatipoğluÇevrim Dışı

Kurumsal Üye
Kayıt: 16/08/2008
İl: Izmir
Mesaj: 3335
Umut KatipoğluÇevrim Dışı
Kurumsal Üye
Gönderim Zamanı: 26 Ekim 2010 10:48
Bence konuda "Yalnış bilinen doğrular >< doğru bilinen yalnışlar" gibi bir yönelme olmuş.
Ama ilgilendiğimiz hobi ile ilgili olarak bir çok şeyin kesin zannedilmesi sonucunda bir süre sonra geliştirilen bazı yöntemler sayesinde bir çoğu çürütülmüştür. Bildiğimiz gibi filtresiz tank olmaz konularına Aquaponic sistemler ile, kşmyasal olmadan tedavi yöntemlerine kadar bir çok konunun bu sayede korkulduğu ve standartlaştırıldığı gibi olmadığı görülmüştür. Hiçbir şeyin garantisi olup olmadığıyla ilgili bir gerçek savunulmadan önce bilinçli kişilerin zaten gerekli uyarıları yaptığını da görüyoruz.
Böcek konusunda ise tanklarımızda olabildiğince doğayı taklid etmeye çalıştığımız kesin olmakla birlikte elimizden geldiği kadarıyla olduğuda kesindir. Tecrübe ile sabit durumlarda genellikle tavsiye niteliğince açıklamalar yapılırken, kulaktan dolma bilgilerde "aman sakın böyleymiş şöyleymiş..." gibi yaklaşımlar görülüyor.
Kendi tecrübelerime de gelirsek. Yaklaşık 15 yaşından beri bu hobi ile ilgileniyorum ve binlerle ifade edilebilecek sayıda bücek, larva, kurtçuk varmişliğim vardır.
Sorun şudur ki binbir kimyasal kullanılarak, sözümona standart değerlerde cama cam tanklar ve bu ortamlarda büyütülmüş, sürekli hazır yemlerle beslenmiş canlılar düşünün. Bunlara birden gölden aldığım kumu ekleyip, birkaç solucan atıp, ısıtıcıyı çıakrırsak adaptasyon sürecini atlatamamama ihtimali vardır. Ancak su değerleri oturmuş, araştırmacı bir ruh ile takip edilerek özel ihtiyaçları yerine geitirilmiş, ara sıra canlı yem, sebze-meyve, ev yapımı yemler ile beslenmiş, bitkili ve doğal objeler ile birlikte doğal bir biotopa yakın imkanlarda yaşayan bir canlı, kendi besinini kendisi bulmayı, suyun üzerine düşen böcekleri avlamayı oldukça besnimsemiştir çünkü zaten kendisi budur.
 
444 tl Amerikan Karmasında yazın mobilya kapak takılı değilken içeri giren her böcek aydınlatmadan dolayı nereye konacağını bilemeden ya suya düşüyordu yada yakınına konuyordu. Üvez denilenler küçük olanlar havada kapılabiliyordu.
Hatta şu yeşil ve pis kokulu olanlar inatla akvaryuma düşüyordu özellikle papağanlar bunları yemeye bayılıyorlar. Severumlar ve Silver Dolarlarından bunların parçacıklarından faydalandıklarını gördüm.
Koku yaptıkları için zehirli olacakları konusundaki şüphelerimi her seferinde boşa çıkardılar
Sonbaharla birlikte kapağı geri taktım ama hala içeride üreyen yada yaşan sinekler var.
Bunlar şu an hala ara sıra yeniliyor, ben bazen sudaki arta kalan kanatçıkları görüyorum.
Evin içerisinde yakaladığım tüm sinekleri hiçbir işleme tabi tutmadan tankıma atıyorum.
Örneğin Kirazların içinden çıkan kurtçukları toplayıp, verdim ertesi gün sabah dışkıların hepsi pembemsi bir tondaydı, kabız olan küçük kehole'de düzelmişti.
Zaten kurtçukta kiraz yemiş, zaten kirazı da atınca yiyorlar :%29 e ne kaldı sonuçta doğada gölün-derenin kenarından neler neler yemeye çalışıyorlardır.
Meyveler ihtiva ettiği şeker sayesinde tüm canlıları çevresine topluyor, tabi ki kurtçuklarda bunlardan olduğuna göre meyve yenildiği zaman kurtçuklarda yeniliyor.
Bence bu kadar korkmaya gerek yok. Yalnıca iç parazit vb. ciddi sorunların baş gösterdiği tanklar bir süre kontrol altında tutulmadı gereklidir. Zaten böcek vs. gibi canlı yemlerle beslenme her gün her öğün olamayacağı için fazlaca bir sorun oluşturacağını sanmıyorum.
 
Herkesin fikirlerine saygı gösteriyorum. Sonuçta hepimiz canlılarımız için en iyi olanı yapmaya çalışıyoruz.
 
 
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

rastlantısalÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 25/04/2008
İl: Istanbul
Mesaj: 4979
rastlantısalÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 26 Ekim 2010 10:54
Diğer yandan işte amerikan rüyasında bağışıklık sistemi ile ilgili bir yazım vardı.
Sonradan kazanılan bağışık sisteminin öneminden bahsetmiştim. Bunu sağlamak için gölün belli yerlerinden belli miktarlarda su aldığımı ve tanka eklediğimi vs.
Sentetik ortamlarda büyüte büyüte canlıları iyice sentetikleştirdik farkında değiliz. Biraz mikrobla karşılacak ki bağışıklık sistemi gelişebilsin.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

cysteinÇevrim Dışı

Kayıt: 07/01/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 179
cysteinÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 26 Ekim 2010 11:06
Mesleki eğitimim sırasında 1 dönem boyu Mikrobiyoloji dersi okumuş, mikroskop başında zaman harcamış, agara ekim yapmış, gram boyama ile bakteri boyamış, öze kullanmış, otoklav denilen aleti bomba sanmayacak kadar bu işlerle uğraşmış biriyim; ancak bakteriler ve böceklerle alakalı bu kadar kesin yargılarda bulunmakta zorlanıyorum. Böceklerin tüberküloz, şarbon, dizanteri, vb. patojenleri taşıması kanısı ilginç!

Arkadaşlar içinde yaşadığımız dünyadan bu kadar korkmayınız! Dezenfekte yaşamak mümkün değil. İçinde yaşadığımız dünyada sonu "-sphere" eki ile biten pek çok isim duymuşsunuzdur; atmosfer, biyosfer, vb. Tüm yeryüzünü kaplayan bir "-sphere" daha var "Mikrosfer". Gözle göremediğiniz canlılardan oluşmuş ve istisnasız tüm gezegeni saran bir mikroorganizma örtüsü var. Bu örtüyü oluşturan bazı canlılar saprofit, bazıları parazit, bazıları patojen.. Patojen yani hastalık yapıcı olanları toplamın çok ama çok az bir kısmı. Artı patojenler her zaman hastalık da yapamazlar, bazı şartların bir arada olması lazım. Yukarıda çizdiğiniz tabloya göre tüm canlıların sürekli hasta dolaşması gerekirdi. Manzara bu olmadığına göre demek ki işin içinde başka işler var. En basitinden immünite diye bir kavram var.

Çok detaya girmek istemiyorum. Mikro dünyayı öcü olarak görmeyin lütfen. Tabiatın milyon yıldır yaptığı işleri şurada 1-2 yüzyıldır doğru dürüst anlamaya başladık, anladığımız kısmı da bu kadar dejenere etmeye gerek yok.

Saygılarımla..
cystein2010-10-26 11:09:48

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

KarasisÇevrim Dışı

Kayıt: 12/03/2010
İl: Ankara
Mesaj: 66
KarasisÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Ekim 2010 00:58
Arkadaşlar; bende orman mühendisiyim, entomoloji (böcek bilimi), zooloji,wildlife (yabahayatı) gibi dersleri okudum. Okumakla kalmadım, Dağ, taş,yağmur çamur demeden her doğal yaşam alanını gezdim. Canlı yem balıkların avcı yeteneklerini geliştirmelerini sağlar. Doğada varlığını koruyan olumsuz şartlar altında kalmamış her canlı eğer av ise avlanır. Avcı ise avlar. Betalar sivrisinek larvası yerken, afrika kelebeği;çekirgeleri,sinekleri,yusufcukları, küçük kurbağaları; (iribaş halleri de dahil bunları) yer. Sineklerin bir çoğu okçu balıkları tarafından yakalanabiliyor ama bunlar hep doğal ortamında gerçekleşiyor. Ha esas konuya gelince böcekler akvaryumlar için harika yemlerdir. Avlanan balığın bağışıklık sistemi geliştiği gibi kendini doğal ortamında hissedecektir. Bu da hareketlerini güçlü ,rengini güzel kılacaktır. Size tavsiyem ev örümceği(Theridion) atın. Karnı şişkin olanından bulabilirseniz harikadır, biriktirdiği proteinler balıklarınıza inanılmaz etki edecektir. Önümüzdeki günlerde bu şekilde beslediğim; orange bosemani ve incisus balıklarımı fotoğraflarıyla paylaşmak isterim.Eskiden kuru yem yemekten renkleri kurulaşmıştı. (sera,tropikal,vitaminler hangisi varsa kullandım ancak canlı yem kadar etki edenini görmedim.)

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

lastwolfÇevrim Dışı

Kayıt: 01/09/2010
İl: Yurtdisi
Mesaj: 199
lastwolfÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Ekim 2010 16:09
Tabiki de teorik olanları değil. Denenmiş tecrübeleri yaptım. Akvaryuma siyah bir böcek attım. Uğur böceğinin siyahı ve yine kanatlı. Fakat hiç bi balık onu yemeye çalışmadı.Merak ettim doğrusu. Şimdi bir böcek daha atacağım akvaryuma bakalım ne olacak..
 
 
 
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir