Zebra ile cüce vatoz
Gönderim Zamanı: 24 Ağustos 2014 10:56
İki adet zebra alacağım.Akvaryumda çok yosun oluyor.Cüce vatoz alsam sorun olur mu?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Ağustos 2014 11:13
Afrika chiclidleri ile vatos olmaz. Hatalı bir uygulama.
Yosun oluşumunun nedenini öğren ve o nedeni ortadan kaldırmaya çalış.
Yosun oluşumunun nedenini öğren ve o nedeni ortadan kaldırmaya çalış.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 24 Ağustos 2014 15:35
[QUOTE=Eray Gurdogan]Afrika chiclidleri ile vatos olmaz. Hatalı bir uygulama.
Yosun oluşumunun nedenini öğren ve o nedeni ortadan kaldırmaya çalış.
[/QUOTE]
Zebra afrika cichlidi degil amerikan cichlididir. Zebra lar ile cüce vatoz dahil neredeyse bütün vatoz türleri bakilabilir. Ayrica afrikan cichlidleri ile uyumlu olan onlarca vatoz türü vardir. Sirf benim malawi,tanganjika ve viktoria akvaryumlarinda bes alti degisik tür vatoz yasiyor. O yüzden bu yazdiginizi düzeltmek istedim.
Yosun oluşumunun nedenini öğren ve o nedeni ortadan kaldırmaya çalış.
[/QUOTE]
Zebra afrika cichlidi degil amerikan cichlididir. Zebra lar ile cüce vatoz dahil neredeyse bütün vatoz türleri bakilabilir. Ayrica afrikan cichlidleri ile uyumlu olan onlarca vatoz türü vardir. Sirf benim malawi,tanganjika ve viktoria akvaryumlarinda bes alti degisik tür vatoz yasiyor. O yüzden bu yazdiginizi düzeltmek istedim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Ağustos 2014 13:19
Zebranın hangi yörenin chiclidi olduğunu bilmiyor olabilirim ancak, alkali suda yaşayan africa chiclidleri ile asidik sularda yaşayan vatsoz türlerinin bir arada bakılmaması gerektiğini birazcık biyolojiden ve birazcık da kimyadan anlıyor olsaydınız anlardınız. Olmaması gereken bir şeyi sanki doğru bir uygulamaymış gibi lanse etmeniz de ayrı bi hatanız.
Ben sizlere bu balıkların birlikte bakılmamalı gerektiğini söylüyorum. Evet o balıkları oraya koyarsanız yaşar, ancak o balığı farkında olmadan çok ağır koşullara maruz bırakırsınız. PH denen bir gerçek var, su sertliği diye bir gerçek var, birisi akan su balığı iken birisi durgun su göl balığı, vatozlar 6,00 ile 7,5 PH aralığında yaşarken Africa chiclidleri 8,00PH'ın üstü suları sever. Şimdi bu iki balığı da alıp şehir şebeke suyunda bakarsanız balıklarınız yaşarlar elbet. Ancak sizi kutuplarda veya çöllerde üzerinizde hiç bir koruyucu kıyafet olmadan bırakmaya benzer, Kutupta ateş yakmaya çalışırsın, çölde de gölgelik bir yer bulmaya çalışırsın. İşte balıklar bunu yapamayacaklarından sen gözlerinle göremesen de zorlanırlar.
Her balığın vücudu mukoza denen kaygan bir sıvıyla kaplıdır. Bu mukoza tabakası balığın yaşadığı doğal ortama göre evrim sonucu sabitlenmiştir. Belirli PH aralıklarını tolere edebilir, fakat tolere edebileceğinden aşağı ve yukarı seviyelerde canlılar rahatsızlık hissetmeye başlarlar. Bu da dışarıdan sağlıklıymış gibi görünnen balıkların aslında ömürlerinden kısaltır. Sürekli yeni mukoza salgılamak için balık metabolizmasını zorlar ve normal yaşam süresinden çok daha önce ölebilir.
Ben size bunu anlatmaya çalışıyorum.
Artık " Ben yaptım , oldu, siz de yapabilirsiniz" söylemlerinden vaz geçin. Balıklarında canı olduğunu onların da düzgün ortamlarda hakettikleri gibi yaşamaları gerektiğini unutmayın.
Afrika balıkları Afrikada, Asya balıkları Assyada, Amazon balıkları Amazonlarda, avrupa balıkları da avrupada evrimlerini geçirmişlerdir. Bir nehirde bulunan bir balığı diğer bir nehirrde bulamazsınız, çünkü oraya has gelişimini tamamlamıştır. Biz insanoğlunun son 20'inci yüzyıl başından bu güne kadar yaptığımız hatalr neticesinde amazon nehri balıklarını farklı kıtalarda nehirlere veya göllere salıp mevcut ekosistmenin çökmesine neden olunmuştur.
En basitinden Gambusia Affinnis denen (lepistes gibi canlı doğuran olan) bir balık ülkemizde baraj göllerinde ve bazı göletlerde sivri sinekle mücadele içi yurt dışından getirilip kendileri iin doğal olmayan ortamlara salınmışlardır. Bu balıklar girdikleri her sisemi çökertmiş oranın endemik türlerini yok etmiştir, ya da yok etme sınırına getirmişlerdir. Bazı sazansı balıklar da , bazı alabalık türleri de bu ülkeye getirrilmiş, ticari amaçla akarsıularımıza salınmış ve kendi endemik türlerimizin yok olmalarına sebebiyet vermiştir.
Demek istediğim, bu balıklar birbiriyle uyumlu balıklar değildir. Afrika balıkları afrika balıklarıyla, asya blıkları asya balıklarıyla, amazon balıkları da amazon balıklarıyla uyumludur. Daha doğrusu ortak paydada aynı habitatı kullanılar.
Akvaryum hobiciliği demek, eve bir akvaryum alıp içini dünyanın dört köesinden balıklarla doldurmak demek değil.Gerçek akvaristlik, aevde bakmayı arzu ettiğimiz canlıya ddoğasına en uygun ortamı sağlamak ve onu mutlu ettirmektir. Bunun kkarşılığında da kendi tatmin duygumuz gelir. Ben de geçmişte bezer hatalara düştüm. Aynı tanka 45 farklı türü bir araya getirdim, dünya karması bir akvaryum oluşturdum. Fakat günümüze geldimizde çok büyük hatalar yaptığımı fark ettim. Halbu ki benim bir araya getirrdiğim bütün balıklar aynı su kimyası, aynı su şartları ve agresif olmayan türlerdi. Fakat sonradan anladığım bir şey oldu, eğer bu canlıların bir arada olunması istenseydi bunu doğa kendiliğinden yapardı zaten. O nedenle, asyanın rasboraları ve darioları, sazansıları, loachları, amazaonların, vatozlar, tetraları cüce chiclidleri, discusları, afrikanın da malavisi, tanganyikası , viktoriası da ayrı ayrı güzeller. Onlara tek yapmamız gereken doğal ortamlarına en yakın oortamı oluşturmak.
Neyse ben bu kadar yazı yazmış olmama rağmen bir çokları yine kendi bildiğini okuyacak o yüzden ben artık daha fazla yazmayayım.
Herkese sağlıklı balıklar dilerim.
Sevgiler saygılar
Eray
Ben sizlere bu balıkların birlikte bakılmamalı gerektiğini söylüyorum. Evet o balıkları oraya koyarsanız yaşar, ancak o balığı farkında olmadan çok ağır koşullara maruz bırakırsınız. PH denen bir gerçek var, su sertliği diye bir gerçek var, birisi akan su balığı iken birisi durgun su göl balığı, vatozlar 6,00 ile 7,5 PH aralığında yaşarken Africa chiclidleri 8,00PH'ın üstü suları sever. Şimdi bu iki balığı da alıp şehir şebeke suyunda bakarsanız balıklarınız yaşarlar elbet. Ancak sizi kutuplarda veya çöllerde üzerinizde hiç bir koruyucu kıyafet olmadan bırakmaya benzer, Kutupta ateş yakmaya çalışırsın, çölde de gölgelik bir yer bulmaya çalışırsın. İşte balıklar bunu yapamayacaklarından sen gözlerinle göremesen de zorlanırlar.
Her balığın vücudu mukoza denen kaygan bir sıvıyla kaplıdır. Bu mukoza tabakası balığın yaşadığı doğal ortama göre evrim sonucu sabitlenmiştir. Belirli PH aralıklarını tolere edebilir, fakat tolere edebileceğinden aşağı ve yukarı seviyelerde canlılar rahatsızlık hissetmeye başlarlar. Bu da dışarıdan sağlıklıymış gibi görünnen balıkların aslında ömürlerinden kısaltır. Sürekli yeni mukoza salgılamak için balık metabolizmasını zorlar ve normal yaşam süresinden çok daha önce ölebilir.
Ben size bunu anlatmaya çalışıyorum.
Artık " Ben yaptım , oldu, siz de yapabilirsiniz" söylemlerinden vaz geçin. Balıklarında canı olduğunu onların da düzgün ortamlarda hakettikleri gibi yaşamaları gerektiğini unutmayın.
Afrika balıkları Afrikada, Asya balıkları Assyada, Amazon balıkları Amazonlarda, avrupa balıkları da avrupada evrimlerini geçirmişlerdir. Bir nehirde bulunan bir balığı diğer bir nehirrde bulamazsınız, çünkü oraya has gelişimini tamamlamıştır. Biz insanoğlunun son 20'inci yüzyıl başından bu güne kadar yaptığımız hatalr neticesinde amazon nehri balıklarını farklı kıtalarda nehirlere veya göllere salıp mevcut ekosistmenin çökmesine neden olunmuştur.
En basitinden Gambusia Affinnis denen (lepistes gibi canlı doğuran olan) bir balık ülkemizde baraj göllerinde ve bazı göletlerde sivri sinekle mücadele içi yurt dışından getirilip kendileri iin doğal olmayan ortamlara salınmışlardır. Bu balıklar girdikleri her sisemi çökertmiş oranın endemik türlerini yok etmiştir, ya da yok etme sınırına getirmişlerdir. Bazı sazansı balıklar da , bazı alabalık türleri de bu ülkeye getirrilmiş, ticari amaçla akarsıularımıza salınmış ve kendi endemik türlerimizin yok olmalarına sebebiyet vermiştir.
Demek istediğim, bu balıklar birbiriyle uyumlu balıklar değildir. Afrika balıkları afrika balıklarıyla, asya blıkları asya balıklarıyla, amazon balıkları da amazon balıklarıyla uyumludur. Daha doğrusu ortak paydada aynı habitatı kullanılar.
Akvaryum hobiciliği demek, eve bir akvaryum alıp içini dünyanın dört köesinden balıklarla doldurmak demek değil.Gerçek akvaristlik, aevde bakmayı arzu ettiğimiz canlıya ddoğasına en uygun ortamı sağlamak ve onu mutlu ettirmektir. Bunun kkarşılığında da kendi tatmin duygumuz gelir. Ben de geçmişte bezer hatalara düştüm. Aynı tanka 45 farklı türü bir araya getirdim, dünya karması bir akvaryum oluşturdum. Fakat günümüze geldimizde çok büyük hatalar yaptığımı fark ettim. Halbu ki benim bir araya getirrdiğim bütün balıklar aynı su kimyası, aynı su şartları ve agresif olmayan türlerdi. Fakat sonradan anladığım bir şey oldu, eğer bu canlıların bir arada olunması istenseydi bunu doğa kendiliğinden yapardı zaten. O nedenle, asyanın rasboraları ve darioları, sazansıları, loachları, amazaonların, vatozlar, tetraları cüce chiclidleri, discusları, afrikanın da malavisi, tanganyikası , viktoriası da ayrı ayrı güzeller. Onlara tek yapmamız gereken doğal ortamlarına en yakın oortamı oluşturmak.
Neyse ben bu kadar yazı yazmış olmama rağmen bir çokları yine kendi bildiğini okuyacak o yüzden ben artık daha fazla yazmayayım.
Herkese sağlıklı balıklar dilerim.
Sevgiler saygılar
Eray
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Ağustos 2014 14:17
Eray bey siz olayi fazla kisisel idrak etmisiniz. Bu kadar olayi uzatacak bir konu yok. Ayrica hayvanlarda evrim diye bir sey söz konusu degil. Eger evrim diye bir sey söz konusu olsa ara gecis formlari olmali. Fakat yapilan kazilarda bu tür canlilara rastlanmiyor. Anlayacaginiz bugünki nesli tükenmis viktoria thick skin baligi nasilsa , on bin sene öncede aynidir. Siz olaylara biraz fazla teorik yaklasiyorsunuz. Ben 20 senedir balik besliyorum ve bunun en az 12-13 senesi afrika cichlidleri ile gecmistir. O yüzden afrika cichlidlerinin hangi su degerlerinde yasadiklarina cok fazla asinayim. Ayrica uzun zamanlar cok farkli türlerde vatozlarda besledim. Vatozlar hepsi sizin iddia ettiginiz gibi asidik su sartlarinda yasamazlar. Aksine her iki su araliginada uyum saglayabilen baliklardir. Örnek vermek gerekirse bunocephalus coracoideus türü vatozlar 6-8 arasi sularda yasayabilir. pterygoplichthys multiradiatus ayni sekilde 6.5-7.8 arasinda yasar. Bunun gibi onlarca örnek vermek mümkün, ayrica vatozlar hem yumusak hemde sert sularda yasayabilirler. Bu yüzden her ne kadar dogal habitatlarinda ,yani afrika cichlidlerinin yasadigi yerlerde birezilya da yasayan L-wels türleri olmasada ,bu demek degildirki o su sartlarinda yasayamaz. Allah c.c her varligi farkli habitat larda yarattigi gibi ayni türlerden cesitli habitatlarda da olabilir. Gelelim afrika cichlidlerine ,yazmisinizki afrika cichlidleri 8.0 ph nin üstünü sever? Sever mi yoksa 8 in altinda yasayamazmi? Yani destek alirken dikkat etmeniz gerekir. Ayrica Aulonacara türleri 8.0 Ph nin üzerinde yasarken Pseudotrepheus türleri 7,0-8,4 arasi yasayabilirler.
Eray bey her sey teori degildir. Siz okudugunuz yazilara istinaden bu burda yasiyorsa burda yasiyamaz diye bir kaniya varamazsiniz. Olay pratikde degisir. Ben on sene afrika akvaryumunda Leopar vatoz besleyeni gördüm. Zahmet etmisiniz bir sayfa yazi yazmisiniz ama , cogu kuru bilgi, sonucta daha zebra nin Amerika cichlidi oldugunu bilmeyen ve PH 7-8 arasi yasadigindan bi haberseniz , dediklerinizi cokta dikkate alamayacagim kusura bakmayin.
Eray bey her sey teori degildir. Siz okudugunuz yazilara istinaden bu burda yasiyorsa burda yasiyamaz diye bir kaniya varamazsiniz. Olay pratikde degisir. Ben on sene afrika akvaryumunda Leopar vatoz besleyeni gördüm. Zahmet etmisiniz bir sayfa yazi yazmisiniz ama , cogu kuru bilgi, sonucta daha zebra nin Amerika cichlidi oldugunu bilmeyen ve PH 7-8 arasi yasadigindan bi haberseniz , dediklerinizi cokta dikkate alamayacagim kusura bakmayin.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Ağustos 2014 15:20
Sonuç olarak vatoz alayım mı almayayım mı?
Muhammet Ali 2014-08-25 15:29:00
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 25 Ağustos 2014 18:11
[QUOTE=Muhammet Ali]Sonuç olarak vatoz alayım mı almayayım mı?
[/QUOTE]
Gönül rahatligi ile alabilirsin arkadasim, zaten vatozlarda güney amerikadan geliyor, senin balikta orta amerikan baligi ve ph degerleri ayni.
Gönül rahatligi ile alabilirsin arkadasim, zaten vatozlarda güney amerikadan geliyor, senin balikta orta amerikan baligi ve ph degerleri ayni.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Ağustos 2014 02:41
[QUOTE=Konyali23]Eray bey siz olayi fazla kisisel idrak etmisiniz. Bu kadar olayi uzatacak bir konu yok. Ayrica hayvanlarda evrim diye bir sey söz konusu degil. Eger evrim diye bir sey söz konusu olsa ara gecis formlari olmali. Fakat yapilan kazilarda bu tür canlilara rastlanmiyor. Anlayacaginiz bugünki nesli tükenmis viktoria thick skin baligi nasilsa , on bin sene öncede aynidir. Siz olaylara biraz fazla teorik yaklasiyorsunuz. Ben 20 senedir balik besliyorum ve bunun en az 12-13 senesi afrika cichlidleri ile gecmistir. O yüzden afrika cichlidlerinin hangi su degerlerinde yasadiklarina cok fazla asinayim. Ayrica uzun zamanlar cok farkli türlerde vatozlarda besledim. Vatozlar hepsi sizin iddia ettiginiz gibi asidik su sartlarinda yasamazlar. Aksine her iki su araliginada uyum saglayabilen baliklardir. Örnek vermek gerekirse bunocephalus coracoideus türü vatozlar 6-8 arasi sularda yasayabilir. pterygoplichthys multiradiatus ayni sekilde 6.5-7.8 arasinda yasar. Bunun gibi onlarca örnek vermek mümkün, ayrica vatozlar hem yumusak hemde sert sularda yasayabilirler. Bu yüzden her ne kadar dogal habitatlarinda ,yani afrika cichlidlerinin yasadigi yerlerde birezilya da yasayan L-wels türleri olmasada ,bu demek degildirki o su sartlarinda yasayamaz. Allah c.c her varligi farkli habitat larda yarattigi gibi ayni türlerden cesitli habitatlarda da olabilir. Gelelim afrika cichlidlerine ,yazmisinizki afrika cichlidleri 8.0 ph nin üstünü sever? Sever mi yoksa 8 in altinda yasayamazmi? Yani destek alirken dikkat etmeniz gerekir. Ayrica Aulonacara türleri 8.0 Ph nin üzerinde yasarken Pseudotrepheus türleri 7,0-8,4 arasi yasayabilirler.
Eray bey her sey teori degildir. Siz okudugunuz yazilara istinaden bu burda yasiyorsa burda yasiyamaz diye bir kaniya varamazsiniz. Olay pratikde degisir. Ben on sene afrika akvaryumunda Leopar vatoz besleyeni gördüm. Zahmet etmisiniz bir sayfa yazi yazmisiniz ama , cogu kuru bilgi, sonucta daha zebra nin Amerika cichlidi oldugunu bilmeyen ve PH 7-8 arasi yasadigindan bi haberseniz , dediklerinizi cokta dikkate alamayacagim kusura bakmayin.
[/QUOTE]
Öncelikle ben konuyu kişisel almadım. Kişisel almam için bir sebep de yok zaten :). Ben konuyu balıklar açısından ele aldım. Bana balıklarda Evrim yok demeyin lütfen :) madem evrim yok neden o kadar çok sayıda vatoz çeşidi var? Neden bir sürü tetra türü var? Hepsinin DNA'sı bile birbirine çok yakın sadece balığın bulunduğu ortama ayak uydurmak için renk veya şekil deiştirmesi olayı söz konusu.
Size Balıklarda evrim ile ilgili çok güzel bir örnek vereyim. En güzel örnek Betta Splendens 'tir. Bu balık doğadan evcilleştirilmek için yakalandığı ilk günden günümüze çok fazla fiziksel değişim geçirmiştir. Normalde tek parça kuyruk yapısından şimdilerde Double fin, Half moon , crown tail diye 3 farklı kuyruk yapısı ortaya çıkartılmıştır. Bunlar balıkların genetiğiyle oynanarak değil sadece dikkatli bir çalışma ile gözle seleksiyon yöntemi ile yapılmıştıır. Doğada bu işi tabiatın kendisi yapar. Doğada evlerimizde beslediğimiz rengarenk bettaları göremezsiniz, çünkü bu halleriyle hayatta kalma şansları neredeyse yok denecek kadar azdır. Doğada bir canlının yaşadığı ortama ayak uydurabilmesi için bazı şeylerden ödün vermesi gerekir, dikkat çekmemek için renklerini kaybeder fakat bizim evlerimizdeki bettalara her hangi bir tehdit olmadığından böyle bir gereksinimleri yoktur. Lepisteslerde de değişik renk varyasyonları ve kuyruk varyasyonları vardır. Bunlar zaman içinde genler sabitleştikçe oturur, eski tür de hayatını devam ettirirken yeni oluşturulmuş türler de yaşamlarını devam ettirirler. Bana Ara geçiş formu yok demeyin. Vatozlar, tetraları da geçtim Tropheuslarda bile renk değişiklikleri gösteren türler vardır. Bunlar bulundukları gölün farklı yerlerinde farklı ortamlarda renklerini ortama uydurmuşlardır. Chiclid olarak adlandırılan balıklar da birbirleri ile akrabadırlar. Neyse beden ve kuyruk yapısında evrimin en güzel örneğini yukarıda size verdim zaten.
Yukarıda sıraladığınız vatoz türlerinin tolerans derecelerini yine siz kendiniz vermişsiniz. Siz sanıyorsunuz ki 7,00 ile 7,10 arasındaki 0,10 derecelik fark balık için önemli değil! Halbu ki bu aradaki fark matematiksel olarak bizlere küçük bir sayıdan ibaretken canlılar için ölümcül etkileri vardır.
Kusura bakmayın ancak sizinle bu konuda yıllarca tartışsak da bir sonuca varamayacağız çünkü siz evrimi reddediyorsunuz. evrimi reddeden biriyle bu konuları tartışmak çok güç. :)
Evrim dediğimiz şey bir canlının yeni bir türü çıktığında eski türünün tamamen yok olacağı anlamına gelmez. Bir balık 10000 yıl önce nasıldıysa , bulunduğu coğrafi yapı ve ortam kimyasında hiç bir değişim olmadıysa balıkta da bir değişim olmasına gerek duyulmaz. Balık 10000 binlerce yıl şeklini koruyabilir. Ancak dünya üzerinde yaşayan timsah türleri üzerinde konuşacak olursak amerika kıtasında yaşayan Tuzlu su timsahı ile afrika nil nehrinde yaşayan timsah arasında bazı fiziksel değişiklikler vardır, kafa yapısı, deri ve pul yapısı da değişikliklik gösterir ancak bunlara rağmen bu iki canlının da DNA'sı incelendiğinde aradaki farkın çok çok ufak olduğunu görebilirsiniz. Bu iki farklı tür değişik kıtalara dünya karası daha tamamen günümüzdeki halini almadan önce yer yüzüne dağılmış olabilir ve onların asıl atası da hayatını devam ettiremeyip ölmüş olabilir ki bu zaten fosil çalışmalarıyla ispatlandı. Yani Timsahlarda evrim var diyebilirken balıklarda evrim yok diyemeyiz. Dünya üzerindeki bütün balıklar birbiriyle öyle ya da böyle akrabadırlar ve de bu da onların evrimleştiğini gösterir. Bazı balık türleri vardır ki bataklıklarda su seviyesi çok düştüğünde havadaki oksijenle solumak için evrimleşmiş ve çamur içinde yaşayacak ve hareket edecek şekilde evrimleşmiştir. bu balıkları Zıp Zıp adı altında araştırırsanız görebilirsiniz.
NOT: Zebra dediğiniz chiclid türü Amerikan chiclidi ise vatoz ile beraber yaşamasında bir sakınca yok. Tekrarlamak istiyorum, afrika chiclidleri ile amerikan veya asya balıklarını lütfen bir araya getirmeyin.
Hepiniz Allaha emanet olun.
Sevgiler saygılar
Eray
Eray bey her sey teori degildir. Siz okudugunuz yazilara istinaden bu burda yasiyorsa burda yasiyamaz diye bir kaniya varamazsiniz. Olay pratikde degisir. Ben on sene afrika akvaryumunda Leopar vatoz besleyeni gördüm. Zahmet etmisiniz bir sayfa yazi yazmisiniz ama , cogu kuru bilgi, sonucta daha zebra nin Amerika cichlidi oldugunu bilmeyen ve PH 7-8 arasi yasadigindan bi haberseniz , dediklerinizi cokta dikkate alamayacagim kusura bakmayin.
[/QUOTE]
Öncelikle ben konuyu kişisel almadım. Kişisel almam için bir sebep de yok zaten :). Ben konuyu balıklar açısından ele aldım. Bana balıklarda Evrim yok demeyin lütfen :) madem evrim yok neden o kadar çok sayıda vatoz çeşidi var? Neden bir sürü tetra türü var? Hepsinin DNA'sı bile birbirine çok yakın sadece balığın bulunduğu ortama ayak uydurmak için renk veya şekil deiştirmesi olayı söz konusu.
Size Balıklarda evrim ile ilgili çok güzel bir örnek vereyim. En güzel örnek Betta Splendens 'tir. Bu balık doğadan evcilleştirilmek için yakalandığı ilk günden günümüze çok fazla fiziksel değişim geçirmiştir. Normalde tek parça kuyruk yapısından şimdilerde Double fin, Half moon , crown tail diye 3 farklı kuyruk yapısı ortaya çıkartılmıştır. Bunlar balıkların genetiğiyle oynanarak değil sadece dikkatli bir çalışma ile gözle seleksiyon yöntemi ile yapılmıştıır. Doğada bu işi tabiatın kendisi yapar. Doğada evlerimizde beslediğimiz rengarenk bettaları göremezsiniz, çünkü bu halleriyle hayatta kalma şansları neredeyse yok denecek kadar azdır. Doğada bir canlının yaşadığı ortama ayak uydurabilmesi için bazı şeylerden ödün vermesi gerekir, dikkat çekmemek için renklerini kaybeder fakat bizim evlerimizdeki bettalara her hangi bir tehdit olmadığından böyle bir gereksinimleri yoktur. Lepisteslerde de değişik renk varyasyonları ve kuyruk varyasyonları vardır. Bunlar zaman içinde genler sabitleştikçe oturur, eski tür de hayatını devam ettirirken yeni oluşturulmuş türler de yaşamlarını devam ettirirler. Bana Ara geçiş formu yok demeyin. Vatozlar, tetraları da geçtim Tropheuslarda bile renk değişiklikleri gösteren türler vardır. Bunlar bulundukları gölün farklı yerlerinde farklı ortamlarda renklerini ortama uydurmuşlardır. Chiclid olarak adlandırılan balıklar da birbirleri ile akrabadırlar. Neyse beden ve kuyruk yapısında evrimin en güzel örneğini yukarıda size verdim zaten.
Yukarıda sıraladığınız vatoz türlerinin tolerans derecelerini yine siz kendiniz vermişsiniz. Siz sanıyorsunuz ki 7,00 ile 7,10 arasındaki 0,10 derecelik fark balık için önemli değil! Halbu ki bu aradaki fark matematiksel olarak bizlere küçük bir sayıdan ibaretken canlılar için ölümcül etkileri vardır.
Kusura bakmayın ancak sizinle bu konuda yıllarca tartışsak da bir sonuca varamayacağız çünkü siz evrimi reddediyorsunuz. evrimi reddeden biriyle bu konuları tartışmak çok güç. :)
Evrim dediğimiz şey bir canlının yeni bir türü çıktığında eski türünün tamamen yok olacağı anlamına gelmez. Bir balık 10000 yıl önce nasıldıysa , bulunduğu coğrafi yapı ve ortam kimyasında hiç bir değişim olmadıysa balıkta da bir değişim olmasına gerek duyulmaz. Balık 10000 binlerce yıl şeklini koruyabilir. Ancak dünya üzerinde yaşayan timsah türleri üzerinde konuşacak olursak amerika kıtasında yaşayan Tuzlu su timsahı ile afrika nil nehrinde yaşayan timsah arasında bazı fiziksel değişiklikler vardır, kafa yapısı, deri ve pul yapısı da değişikliklik gösterir ancak bunlara rağmen bu iki canlının da DNA'sı incelendiğinde aradaki farkın çok çok ufak olduğunu görebilirsiniz. Bu iki farklı tür değişik kıtalara dünya karası daha tamamen günümüzdeki halini almadan önce yer yüzüne dağılmış olabilir ve onların asıl atası da hayatını devam ettiremeyip ölmüş olabilir ki bu zaten fosil çalışmalarıyla ispatlandı. Yani Timsahlarda evrim var diyebilirken balıklarda evrim yok diyemeyiz. Dünya üzerindeki bütün balıklar birbiriyle öyle ya da böyle akrabadırlar ve de bu da onların evrimleştiğini gösterir. Bazı balık türleri vardır ki bataklıklarda su seviyesi çok düştüğünde havadaki oksijenle solumak için evrimleşmiş ve çamur içinde yaşayacak ve hareket edecek şekilde evrimleşmiştir. bu balıkları Zıp Zıp adı altında araştırırsanız görebilirsiniz.
NOT: Zebra dediğiniz chiclid türü Amerikan chiclidi ise vatoz ile beraber yaşamasında bir sakınca yok. Tekrarlamak istiyorum, afrika chiclidleri ile amerikan veya asya balıklarını lütfen bir araya getirmeyin.
Hepiniz Allaha emanet olun.
Sevgiler saygılar
Eray
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir