tubifex üretimi denemeleri
Gönderim Zamanı: 27 Aralık 2011 18:15
(En azından benim bildiğim, bir solucanı öldürmeden ( uV ışığına vs. maruz bırakmadan ) virüsten arındırmanız mümkün değildir. Akan suda muhafaza ederek bağırsaklarını boşaltmanız sadece toksik atıkları ve solucanın yetiştiği kötü şartlardaki ortamın artıklarını uzaklaştıracaktır. Virüs DNA'sı konakçının DNA'sına entegre olarak kendi ürününü sentezler ve replike olur.)
Benimde bahsettiğim buydu uV ışınları ve ozon uygulaması ile tamamen virüslerden arındırılabilir. Bunu hobiciler yapamaz belki ama tubifex satan dükkanlar ve üreticiler bu yöntemle akvaryumculuğu bir adım daha ileri götürebilir. Ve hiç kimsenin tubifex'e bilinçsizce karşı çıkmaması gerekir.
Saygılar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 04 Mart 2012 19:30
Arkadaşlar merhabalar,
Konuyu ve bütün yazılanları okuduktan sonra size aydınlatabileceğim bir kaç olayı anlatmak istedim.(Bunların hepsi deneme yanılma yoluyla yapılmıştır)
Öncelikli olarak ben tercihimi betta balıklarından yana kullanıyorum ve üretiyorum.
Eğer ki balıklarınızın üretimi,doğurması veya yavrulamasını istiyorsanız.Tek çare tubifextir.Sebebini açıklamak isterim; ben piyasada bildiğiniz ve aklınıza gelen bütün yemleri kullanmış biri olarak şunu söylüyorum. EVET piyasada satılan kuru yemlerin bir çoğu başarılı ama sürekli kullanım balıkların sadece süs balığı olmak,büyümesini yavaşlatmak,kabız olmak,performans düşüklüğü vs vs gibi sorunlara yol açıyor.
Elimde 60 a yakın beta var ve hepsi farklı cinslerde hepsi ayrı durmakta hepsini denemişimdir bugüne kadar. Ama tubifexteki etkiyi hiç birinde alamadım.Mesela en bilinen kurtarıcı olarak görünenleri söyleyelim artemia ,su piresi,un kurdu... vs vs bu tip canlı yemlerle tubifexsi kıyaslayanlar tubifexsi kullanmamış demektir.
Geçelim tubifexsin sağlıklı sağlıksız konusuna .Tubifex sağlıksızdır evet ama ilk çıkartıldığında veya ilk olarak aldığınız anda öyledir. Hepatit , parazit ...vs vs bütün hastalıklar mevcut olabilirde bunların içinde. bunlardan kurtulmanın bir yolunu ben biliyorum. Bazı arkadaşlar antibiyotiklerden bahsetmişler antibiyotik faydasızdır arkadaşlar . bunun en temiz kurtuluş yolu bu ölmemeleri için yapacağınız tek bir şeyde gizli.bununla ilgili bazı arkadaşlar bunu belirtmişler.
Tubifexsin bulunduğu suyun temiz olması şarttır.Sürekli değişim ister ,Hava ister ve hafif akıntı . İşin sırrı benim verdiğim havada Bunun adı OZON arkadaşlar. Bildiğiniz gibi tubifex çok fazla oksijen ister.Ozon ise oksijenin kat kat güçlü olan gaz halidir.Ozonu araştırmanızı tavsiye ederim. Ozon suya uygulandığında suda oksijenle yaşamayan bütün ama bütün mikrobu virusü söküp atıyor.ve bunu 1 saatte yapar. Ayrıca bitkisiz akvaryuma filan uygularsanız yosunda tutmaz güneşe bırakın aylarca hiç kıpırdatmayın yosun tutmaz.mikrop olmaz. virüs olmaz. mantar yapmaz. ve su hiç kirlenmez.Ayrıca tubifexsin Balıkları büyütme özelliği gibi ozon uygulamasıda balıkları çok hızlı şekilde büyütmeye başlıyor.Tabi tubifex yada akvaryum balıklarına akvaryum büyüklüğüne göre belirli dakikalar uygulmakta fayda var.
Çok büyük akvaryumlarda (bitkisiz olacak) max 1 saat uygulama
normal olarak ise 10-15 dak.
Sakın aldanıp bitkili akvaryuma uygulamayın yazık olur bitkilerinize %100 bitkileriniz ölür.(suda beslenecek birşey kalmayacağı için)
Kıssadan hisse tubifexsi her şekilde kullanabilirsiniz.Uygularken temastan kaçının mümkünse uzun Cımbızla çekip balıklarına tek tek verirseniz . Ve az verirseniz. Balıkların canına can katarsınız arkadaşlar.Çok temiz olmasını isteyen arkadaşlara tavsiyem su değişimi ,oksijen ve biraz akıntı yapın .
Teşekkürler
Konuyu ve bütün yazılanları okuduktan sonra size aydınlatabileceğim bir kaç olayı anlatmak istedim.(Bunların hepsi deneme yanılma yoluyla yapılmıştır)
Öncelikli olarak ben tercihimi betta balıklarından yana kullanıyorum ve üretiyorum.
Eğer ki balıklarınızın üretimi,doğurması veya yavrulamasını istiyorsanız.Tek çare tubifextir.Sebebini açıklamak isterim; ben piyasada bildiğiniz ve aklınıza gelen bütün yemleri kullanmış biri olarak şunu söylüyorum. EVET piyasada satılan kuru yemlerin bir çoğu başarılı ama sürekli kullanım balıkların sadece süs balığı olmak,büyümesini yavaşlatmak,kabız olmak,performans düşüklüğü vs vs gibi sorunlara yol açıyor.
Elimde 60 a yakın beta var ve hepsi farklı cinslerde hepsi ayrı durmakta hepsini denemişimdir bugüne kadar. Ama tubifexteki etkiyi hiç birinde alamadım.Mesela en bilinen kurtarıcı olarak görünenleri söyleyelim artemia ,su piresi,un kurdu... vs vs bu tip canlı yemlerle tubifexsi kıyaslayanlar tubifexsi kullanmamış demektir.
Geçelim tubifexsin sağlıklı sağlıksız konusuna .Tubifex sağlıksızdır evet ama ilk çıkartıldığında veya ilk olarak aldığınız anda öyledir. Hepatit , parazit ...vs vs bütün hastalıklar mevcut olabilirde bunların içinde. bunlardan kurtulmanın bir yolunu ben biliyorum. Bazı arkadaşlar antibiyotiklerden bahsetmişler antibiyotik faydasızdır arkadaşlar . bunun en temiz kurtuluş yolu bu ölmemeleri için yapacağınız tek bir şeyde gizli.bununla ilgili bazı arkadaşlar bunu belirtmişler.
Tubifexsin bulunduğu suyun temiz olması şarttır.Sürekli değişim ister ,Hava ister ve hafif akıntı . İşin sırrı benim verdiğim havada Bunun adı OZON arkadaşlar. Bildiğiniz gibi tubifex çok fazla oksijen ister.Ozon ise oksijenin kat kat güçlü olan gaz halidir.Ozonu araştırmanızı tavsiye ederim. Ozon suya uygulandığında suda oksijenle yaşamayan bütün ama bütün mikrobu virusü söküp atıyor.ve bunu 1 saatte yapar. Ayrıca bitkisiz akvaryuma filan uygularsanız yosunda tutmaz güneşe bırakın aylarca hiç kıpırdatmayın yosun tutmaz.mikrop olmaz. virüs olmaz. mantar yapmaz. ve su hiç kirlenmez.Ayrıca tubifexsin Balıkları büyütme özelliği gibi ozon uygulamasıda balıkları çok hızlı şekilde büyütmeye başlıyor.Tabi tubifex yada akvaryum balıklarına akvaryum büyüklüğüne göre belirli dakikalar uygulmakta fayda var.
Çok büyük akvaryumlarda (bitkisiz olacak) max 1 saat uygulama
normal olarak ise 10-15 dak.
Sakın aldanıp bitkili akvaryuma uygulamayın yazık olur bitkilerinize %100 bitkileriniz ölür.(suda beslenecek birşey kalmayacağı için)
Kıssadan hisse tubifexsi her şekilde kullanabilirsiniz.Uygularken temastan kaçının mümkünse uzun Cımbızla çekip balıklarına tek tek verirseniz . Ve az verirseniz. Balıkların canına can katarsınız arkadaşlar.Çok temiz olmasını isteyen arkadaşlara tavsiyem su değişimi ,oksijen ve biraz akıntı yapın .
Teşekkürler
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 20 Nisan 2012 17:30
[QUOTE=mico]
[/QUOTE]
bana cevap hakkı doğmuş kaçırmışız :)) şaka tabiyi ki tartışarak bilgi paylaşımı yapacağız her zaman bunun taraftarıyım.
şimdi gelelim antibiyotiklere :) bu ilaçları ben satmıyorum. sonra kullanmıyorumda. neden mi :) ben bir bilgiyi ortaya koyarken bunu konunun bilimsel araştirmacılarının bilgilerine dayanarak veririm. Anti biyotikler ki yukarıda ilk yazdığım gibi benim cebime zarar değil aksine dünya sağlık örgütünün raporlarındaki açıklamalardan dolayı ilaç firmalarına zararlıdır. Ayrıca ilaç firmaları ile anlaşıma yapan doktorlarımıza :)
antibiyotik neden dünya sağlık örgütü ve bazı bağımsız araştırma enstütülerinden kötü not aldığı en kısa bir biçimde şöyle açıklanmaktadır. ilk grip virüsüne çıkarılan antibiyotik ile son dünyada listeye geçen grip vürüsü arasındaki süreçte yüzlerce çeşit türevde antibiyotik geliştirildi. bu belki bir firma yada bir iki firma ayni anda yaptılar. :) sonra ne oldu...???? önümüzdeki bir sezonda kuş gitti, domuz geldi, domuz gitti sığır gripbi gelecek.
D.S.Ö. de bazı sivri dilli bilim adamı derki bu vürüslerin bir çoğu labarutuar ortamında geliştirilmektedir. senin benim ağırımda değil. (aksini ispatlayabilen varsa süper olur).
antibiyotiklerin işe yaradığı bazı tedavilerde var. ama 10.000 arızaya karşı bu neredeyse 400 gibidir.(oran sallanmıştır. çünkü izlediğim belgesel aşırı matematikseldi.)
şimdi daha kötü bir durum daha var. buda bu bilim adamları bazı denizlerde inceleme yapmaya başlamışlar ve sonuçları aşırı kötü çünkü malum atıksu giderlerimiz denizlere bağlantılı dünyanın hemen hemen her yerinde. bir insanın kullandığı tüm ilaçlar vücuttan bir şekilde dışarı atılmaktadır bu ya idrar yada dışkı yoluyla. ve bunlar atık sularla beraber denize gidiyor. (şimdi herkes diyecek ki arıtma tesisleri var bunların çoğunu temizliyordur diye) evet bazı arıtma tesisleri var bunları temizlemek için ellerinden gelini yapıyorlar bilhassas denize kıyısı olmayan gelişmiş ülkelerde ama onda da oranlar fazla iyi değil. sentetik yapılı ilaçları malesef hiçbir teknoloji tam anlamıyla sudan temizleyemiyor.
ve bu dolaylı olarak denizden tekrar bizim önümüze bir şekilde geri ve daha tehlikeli olarak geri geliyor. kanser riskinden tutunda bilmem ne rahatsızlığına kadar... sonra döngü için daha çok antibiyotik kullanıyorsunuz. sonra döngüye giren sentetik kimyasal oranını dahada arttırıyorsunuz.
ben merak etmişimdir hep. ülkemizde belki böyledir başka bir yerde böyle değildir. 20-30 film tabletlik ilaç kutusunu (örnek grip olduğunuzda veya buna benzer üst solumun holu rahatsızlıklarında veya benzeri tip antibiyotik tedavisi gerektiren durumlarda) rahatsızlığınız için verirler ama size en fazla 3-5 gün kullanmanız gerektiğini dikte ederler.
bunların hepsi ticari amaçlı olduğu ben değil birçok bilimsel araştırma kurumu söylüyor. bunları söyleyenler bir de şunu söylediler hep. gerekmedikçe ve başka bir yöntem yoksa antibiyotik kullanmayın yada azaldın derler.
gelelim burada açıklanmayan bir temizleme yöntemine OZMOS sistemi bence topluca bunu bir araştırmakta fayda var.
saygılarımla
mico hocam sana inat soğuk algınlığı veya grip gibi durumlarda güzel büyük bir kışlık soğanı elma gibi yiyor. ve ertesi günü hiçbirşey olmamış gibi yoluma devam ediyorum :) ve bu rahatsızlıklardan hiçbirini ertesi gün görmeden diyorum :) (bu son yazım mico dostumun hoş görüne dayanarak ve espri anlayışının bana yakın veya benden iyi olduğunu düşünerek yazdım. hata ettiysem tarafından affola)
Öncelikle şunu belirteyim; antibiyotikler hepatit de dahil olmak üzere virüslere etki etmezler. Virüsler için kullanılan ilaçlara antiviral denir, antibiyotik değil. Ayrıca yukarıdaki bir cümlede eğer doğru anladıysam antibiyotiklerin kandırmaca ilaçlar olduğunun iddia edildiğini okudum. Antibiyotikler insanlık tarihi boyunca başka hiçbir ilacın ve tedavi yönteminin yapamadığı kadar fazla sayıda hayat kurtarmıştır. En ileri teknolojiyle üretilen kanser ilaçları bile tedavi edilen insan sayısı bakımından antibiyotiklerin yanına bile yaklaşamaz.
Diğer konuya gelecek olursak;
Üstüne basa basa tubifexin balıklara verilebilmesi için sterilize edilmesine gerek olmadığı anlatılmasına rağmen hala neden sterilzasyondan bahsediliyor anlamış değilim. Sterilizasyon cansız ortamlar için kullanılan bir terimdir ve o ortamda spor halindekiler de dahil olmak üzere tüm mikroorganizmaların öldürülmesi demektir. Tubifexi canlı tuttuğunuz sürece barındırdığı bakterileri, özellikle de virüsleri azaltabilirsiniz, kısmen temizleyebilirsiniz ancak tamamen temizlemeniz neredeyse imkansızdır. Tamamen temizlemenin tek yolu çok yüksek sıcaklıklarda bir dizi işlemden geçirmektir ki zaten sterilize ettiğiniz zaman tubifexin kendisi de bir canlı olduğundan o da ölür. Tubifexi balıklarımıza vermemiz için sterilize etmemiz de gerekmiyor zaten,
biz insanların yediği hiçbir besin de sterilize değilken, hatta ağzımızın içi bile çeşit çeşit bakteri ve virüs kaynıyorken balıklara verdiğimiz yemleri sterilize etmeye çalışmak pek mantıklı olmasa gerek. Tek yapmamız gereken kabaca bir temizlik yaparak ve bazı ilaçlar kullanarak zararlı mikroorganizmaların bazılarını öldürerek elimizden geldiğince yok etmeye çalışmak, bazılarını da sayısını azaltarak ( bakın tamamen yok etmek değil, sayısını azaltmak) hastalık yapabilme potansiyellerini düşürmektir. Bu şekilde temizlenmiş tubifex elbette balıklara verilebilir. Kuru yem verdiğimiz balıkların bile sağlıklarıyla ilgili her şeyi takip ediyorken, tubifex verdiğimiz zaman oluşabilecek hastalıklara karşı gözlerimizi kapatmamızın bir anlamı yok herhalde. Sonuçta az veya çok olduğu tartışmalı olmakla birlikte belli bir risk taşıyan bir yem çeşidi. Tubifexin bünyesinde canlı kalmayı başaran mikroorganizmaları bizim koşullarımızda tespit etmemiz mümkün değil maalesef. Yani gelişmiş bir laboratuvara sahip bir uzman değilsek, "efendim ben şu mikrobu temizledim görmek isteyenleri üretimhaneme beklerim" demenin anlamı yok, zaten gelsek de hepaptit virüsünü göremeyiz. Söz konusu mikroorganizmalar için yapacağımız tek şey balıklarımıza yedirdikten sonra sonuçları gözlemlemek. İnsan sağlığı için değerlendirecek olursak; nasıl ki günlük hayatta tuvalet gibi mikrop barındıran yerlere temas ettiğimiz zaman temizliğe önem gösteriyorsak, burada da aynı özeni ve dikkati göstermemiz gerekiyor, sonuçta aşağı yukarı aynı özellikte yerlerden toplanıyor. Yani özetle balıklarınıza verebilirsiniz ancak iyi gözlem yapmakta ve tetikte olmakta fayda var. Ha eğer dikkatli olmaya gerek yok, balıkların hastalanmayacağı ve kesinlikle ölmeyecekleriyle ilgili garanti aldım bir yerlerden diyen varsa o başka tabi.
Not: Burada amaç sadece bilgi paylaşmak ve birbirimizden bir şeyler öğrenmek. Yazı dilinde bazen anlatılmak istenen duygu ve düşünceler tam olarak ifade edilemediği için bazı yanlış anlamalara yol açabiliyor. O nedenle istemeden kırıcı bir cümle kullandıysam şimdiden özür dilerim.
bana cevap hakkı doğmuş kaçırmışız :)) şaka tabiyi ki tartışarak bilgi paylaşımı yapacağız her zaman bunun taraftarıyım.
şimdi gelelim antibiyotiklere :) bu ilaçları ben satmıyorum. sonra kullanmıyorumda. neden mi :) ben bir bilgiyi ortaya koyarken bunu konunun bilimsel araştirmacılarının bilgilerine dayanarak veririm. Anti biyotikler ki yukarıda ilk yazdığım gibi benim cebime zarar değil aksine dünya sağlık örgütünün raporlarındaki açıklamalardan dolayı ilaç firmalarına zararlıdır. Ayrıca ilaç firmaları ile anlaşıma yapan doktorlarımıza :)
antibiyotik neden dünya sağlık örgütü ve bazı bağımsız araştırma enstütülerinden kötü not aldığı en kısa bir biçimde şöyle açıklanmaktadır. ilk grip virüsüne çıkarılan antibiyotik ile son dünyada listeye geçen grip vürüsü arasındaki süreçte yüzlerce çeşit türevde antibiyotik geliştirildi. bu belki bir firma yada bir iki firma ayni anda yaptılar. :) sonra ne oldu...???? önümüzdeki bir sezonda kuş gitti, domuz geldi, domuz gitti sığır gripbi gelecek.
D.S.Ö. de bazı sivri dilli bilim adamı derki bu vürüslerin bir çoğu labarutuar ortamında geliştirilmektedir. senin benim ağırımda değil. (aksini ispatlayabilen varsa süper olur).
antibiyotiklerin işe yaradığı bazı tedavilerde var. ama 10.000 arızaya karşı bu neredeyse 400 gibidir.(oran sallanmıştır. çünkü izlediğim belgesel aşırı matematikseldi.)
şimdi daha kötü bir durum daha var. buda bu bilim adamları bazı denizlerde inceleme yapmaya başlamışlar ve sonuçları aşırı kötü çünkü malum atıksu giderlerimiz denizlere bağlantılı dünyanın hemen hemen her yerinde. bir insanın kullandığı tüm ilaçlar vücuttan bir şekilde dışarı atılmaktadır bu ya idrar yada dışkı yoluyla. ve bunlar atık sularla beraber denize gidiyor. (şimdi herkes diyecek ki arıtma tesisleri var bunların çoğunu temizliyordur diye) evet bazı arıtma tesisleri var bunları temizlemek için ellerinden gelini yapıyorlar bilhassas denize kıyısı olmayan gelişmiş ülkelerde ama onda da oranlar fazla iyi değil. sentetik yapılı ilaçları malesef hiçbir teknoloji tam anlamıyla sudan temizleyemiyor.
ve bu dolaylı olarak denizden tekrar bizim önümüze bir şekilde geri ve daha tehlikeli olarak geri geliyor. kanser riskinden tutunda bilmem ne rahatsızlığına kadar... sonra döngü için daha çok antibiyotik kullanıyorsunuz. sonra döngüye giren sentetik kimyasal oranını dahada arttırıyorsunuz.
ben merak etmişimdir hep. ülkemizde belki böyledir başka bir yerde böyle değildir. 20-30 film tabletlik ilaç kutusunu (örnek grip olduğunuzda veya buna benzer üst solumun holu rahatsızlıklarında veya benzeri tip antibiyotik tedavisi gerektiren durumlarda) rahatsızlığınız için verirler ama size en fazla 3-5 gün kullanmanız gerektiğini dikte ederler.
bunların hepsi ticari amaçlı olduğu ben değil birçok bilimsel araştırma kurumu söylüyor. bunları söyleyenler bir de şunu söylediler hep. gerekmedikçe ve başka bir yöntem yoksa antibiyotik kullanmayın yada azaldın derler.
gelelim burada açıklanmayan bir temizleme yöntemine OZMOS sistemi bence topluca bunu bir araştırmakta fayda var.
saygılarımla
mico hocam sana inat soğuk algınlığı veya grip gibi durumlarda güzel büyük bir kışlık soğanı elma gibi yiyor. ve ertesi günü hiçbirşey olmamış gibi yoluma devam ediyorum :) ve bu rahatsızlıklardan hiçbirini ertesi gün görmeden diyorum :) (bu son yazım mico dostumun hoş görüne dayanarak ve espri anlayışının bana yakın veya benden iyi olduğunu düşünerek yazdım. hata ettiysem tarafından affola)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 21 Nisan 2012 19:01
İzlediğiniz programdan doğru çıkarımlar yaptığınız gibi çok yanlış çıkarımlarda yapmışsınız; size bunları uzun uzadıya anlatmak isterdim ama bize anlatmaları okulda yaklaşık olarak 5 yıl sürdü :) o nedenle affınıza sığınarak kısa kısa bazı noktalara değineceğim ki yazınızı okuyan arkadaşlar da yanlış bilgilenme olmasın.
Öncelikle yazınızda sıkça gripten ve griplerden bahsetmişsiniz (kuş, domuz..) öncelikle hastalıkları oluşturan etkenler çeşitlidir bunlar temelde bakteriler, virüsler, prionlar, parazitler, mantarlar olabilir. Bunu öğrendikten sonra hastalıkların tedavisinde temel doğru teşhisle başlayıp doğru silahın seçilmesiyle devam eder yani demek istediğim antibiyotikler sadece bakterilere etkilidir ki onun bile kendi içinde çeşitleri vardır basit örneklendirme yapmak gerekirse antibiyotikler virüslere karşı hiçbir etki göstermezler(grip viral bir hastalıktır) bu durumda grip olduğumuzda antibiyotik kullanmamak gerekir ancak kullanılması gereken durumlar da vardır nasıl mı? : Grip vücudu zayıf düşürür ve normalde bağışıklık sistemimizin baş ettiği bakterilerle başetmesi zorlaşmış olabilir bu durumda yardımcı silah olarak antibiyotik kullanılması gerekebilir (UNUTULMAMALIDIR Kİ ilaçlar doktora danışılmadan kullanılmamalıdır) ama bu grip için değildir ama doktorlar bunu insanlara açıklamazlar çünkü gerek yok (mühendis otomobili nasıl yaptığını anlatıyor mu size ? :) )
Onun dışında evet antibiyotikler vücuttan atılıyorlar ama her zaman aldığımız şekilde değil karaciğerde vb. değişikliğe uğrayıp inaktif hale getirilerek atılıyorlar asıl sıkıntı olan hani yazınızda da demişsiniz ya 20 tablet antibiyotik reçete ederler ama biz 3-5 kullanıp bırakırız işte tehlike ve en büyük yanlış burada zira siz böle yapınca hastalık yapan etkenlerin bir kısmı ölürken bir kısmı hala yaşamaktadır ama sizi eskisi kadar rahatsız(hasta) edecek kadar çok değildirler sizde iyileştik zannedersiniz ama öldürmeyen şey bakteriyi güçlendirir, o kurtulan etkenler antibiyotiğe karşı savunma hazırlarlar ve bir daha o ilacı gördüklerinde artık ondan etkilenmezler;sonuç? : Daha yeni onların bilmediği bir ilaca ihtiyaç vardır artık biz buna bakteriyel direnç deriz
Çok daha uzun anlatmak isterim ama bu yazdıklarımın tubifex konusuyla çok da alakası olmadığı için uzatmama taraftarıyım amacım insanların ilaçlarla ilgili yanlış düşündükleri bazı şeyleri değiştirebilmek son olarak
Hastalandığınızda antibiyotiğe hayır deyip soğan yiyebilirsiniz (ki grip ve soğuk algınlığında sekonder enf. olmadıkça zaten antibiyotik kullanılmaz ;) ) ama unutmayın antibiyotikler bulunmadan önce bakteriyel salgınlar milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuşlar mesela veba salgınları.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 19 Haziran 2012 13:21
Konu çok uzamış. Tubifexlere yüzde 99,5 güvenlikte dezenfeksiyon yapılıp , steril sorunu aşılabilir. Peki dereden toplanılan tubifexlerde civa, arsenik, kurşun ve buna benzer ağır metallar varsa , ne yapılabilir.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Şubat 2014 16:41
Oncelikle merhaba arkadaşlar. Konuyu gördükten sonra biraz arastırma yaptım. Ve buldugum bılgılerı bıraz taradım. turkce olarak buldugum en ıyı bılgı sayın gulben timurun bana gonderdiği bilgi .Kendisine burdan tesekkür ediyorum ve bu bilgiyi sizlede paylaşıyorum .
vagus 2014-02-11 16:46:01
Benim evde yaptıgım denemede ise 2- 5 mm kuartz kum ıyı bır havalandırma ve dısarıdan besın ılavesi söz konusu. gubre koymak ıstemediğim için maya balık yemı ve makarna haslama suyunu( makarnanın bır kısmınıda suyunda blendır dan gecırıyorum ve koyu bır sıvı hazırlıyorum balcık gıbı ) karıstırarak ılave edıyorum su berraklastık sıra bu ısemı devam ettırıyorum ve kurtlarım 1 ayda 2 katına ulastı saygılar.
ek dosyayı yukleyemedım ıstanbul üniversitesi su ürünlerinin ders notlarıydı isteyen arkadaslar mesaj atarak mail adreslerini yollarsa onlarada gönderebilirim tesekkurler
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 09 Kasım 2014 08:45
Kültür solucanı / Kalifornia solucanını üretimi Türkiye'de az bir şey var.. Bu yaygınlaştırılırsa akvaryumculuk açısından da çok faydalı olur..
Türkiye'de Tubifex lagımdan mı toplanıyor yoksa ırmaklardan mı?
Porsuk nehrinden ve Afyon civarlarından toplanmaya çalışılıyormuş Tubifexler..
Tubifex'in toplandıgı yerlerin fotografı var mı?
Türkiye'de Tubifex lagımdan mı toplanıyor yoksa ırmaklardan mı?
Porsuk nehrinden ve Afyon civarlarından toplanmaya çalışılıyormuş Tubifexler..
Tubifex'in toplandıgı yerlerin fotografı var mı?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 09 Kasım 2014 12:22
tubifex ve kan kurtları Türkiye'de genellikle mezbaha atık sularının toplandığı/döküldüğü/atıldığı yerlerden toplanıyor ne yazık ki, bu sebeple kullanırken dikkatli olmak ve hijyen kurallarına uymak oldukça önemli. Eskiden (porsuk temizlenmeden önceki kötü halinde) porsuktan da toplanıyormuş.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 09 Kasım 2014 12:29
Üretim işiyle ilgilenenler kültür solucanı üretme çalışmaları yapabilirler..
Canlı yem olarak böyle bir şeye ihtiyaç var gibi eger Tubifeks kullanamayacaksak
tlgtck 2014-11-09 12:30:36
Canlı yem olarak böyle bir şeye ihtiyaç var gibi eger Tubifeks kullanamayacaksak
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
