Su değerleri üzerine mütalaa
Gönderim Zamanı: 26 Şubat 2012 22:02
Merhaba arkadaşlar, akvaryumumun su kimyası üzerine fikirlerinizi almak istiyorum.
Öncelikle akvaryumumla ilgili bilgilendirme yapayım; akvaryum 200 lt, yaklaşık 0,7 w/L aydınlatma ile günde 5+5 saat aydınlatma ve profesyonel tüp sistemi ile aydınlatma boyunca saniyede 2-3 kabarcık CO2 veriyorum. Zeminde yaklaşık 5 cm yüksekliğinde hagen siyah kum var, bunun yanı sıra yaklaşık 7-8 kg kadar gynass kaya var, haftada 2-3 kez ortalama % 20 oranında su değişimi yapıyorum, canlı olarak, 100 civarı karides, 30 civarı lepistes ve 15 kadar tetra türleri var.
Su değerlerim;
Fosfat 0,25
Nitrat 2
Nitrit 0
pH 7,2
kH 18
gH 35
Bu akvaryumumda yaşadığım tek problem yeşil nokta yosunu, arka camda bol miktarda, ön camda oldukça az ve gelişimi yavaş bitkilerimde de az miktarda görüyorum. Bu problemi aşmak için desteğe ihtiyacım var, önerilerinizi bekliyorum arkadaşlar.
Öncelikle akvaryumumla ilgili bilgilendirme yapayım; akvaryum 200 lt, yaklaşık 0,7 w/L aydınlatma ile günde 5+5 saat aydınlatma ve profesyonel tüp sistemi ile aydınlatma boyunca saniyede 2-3 kabarcık CO2 veriyorum. Zeminde yaklaşık 5 cm yüksekliğinde hagen siyah kum var, bunun yanı sıra yaklaşık 7-8 kg kadar gynass kaya var, haftada 2-3 kez ortalama % 20 oranında su değişimi yapıyorum, canlı olarak, 100 civarı karides, 30 civarı lepistes ve 15 kadar tetra türleri var.
Su değerlerim;
Fosfat 0,25
Nitrat 2
Nitrit 0
pH 7,2
kH 18
gH 35
Bu akvaryumumda yaşadığım tek problem yeşil nokta yosunu, arka camda bol miktarda, ön camda oldukça az ve gelişimi yavaş bitkilerimde de az miktarda görüyorum. Bu problemi aşmak için desteğe ihtiyacım var, önerilerinizi bekliyorum arkadaşlar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
mustafaerdogarÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
[B]6033,1[/B] [C]3,2,38529[/C]
Kayıt: 13/12/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 2469
Kıdemli Akvarist
[B]6033,1[/B] [C]3,2,38529[/C]
Kayıt: 13/12/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 2469
Gönderim Zamanı: 26 Şubat 2012 22:48
Fosfatı hiç bir zaman 0,5 den az tutmamaya çalışırsanız sorun çözülebilir. 0,5 - 0,8 veya 1 ppm aralıkları uygun oluyor genellikle. Buna bağlı olarak nitratıda 5 den az tutmamaya (5-10 arası olabilir veya en çok 15) çalışmanız uygun olur. Bu işlemleri gübreleme öncesi su değerlerini test ederek gübrelemenizin miktar ve sıklığını belirleme ile yapabilirsiniz.
Birde şu var tabi... Aslında bu yosun varsa genelde başka yosun problemi olmuyor tanklarda. Bu yosundan kurtulmak için değişiklik yapanlarda da başka yosun problemleri baş gösterdiği oluyor. Bu riski göze alarak hareket etmenizde fayda görüyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2012 12:12
Harun Bey; fosforun bitkilerce en verimli kullanıldığı durum tabana hapsolmuş fosfordur. Sudaki kadar bu da önemli. Tabandaki fosforun miktarını bilmiyorum, umarım yeterli miktarda mevcuttur. Bu şekilde tabanda yeterli fosfor olduğunu varsayarsak o zaman sudaki fosfat değeri sorun olmaz. Yalnız bitkilerinizin çoğu besini ağırlıklı olarak tabandan alan bitkiler ise ve tabana hiç fosfor takviyesi yapmadıysanız o zamansudaki fosforu 0,5 mg/lt civarına çekmeniz iyi olacaktır.
Mustafa Bey'in sudaki azotlu maddeleri 5-10 mg/lt civarında tutma önerisine katılıyorum.
Azot ve fosfor eksikliğinde bitki gelişimi sekteye uğradığı gibi buna benzer bitkide stres unsuru olan koşullarda bitkilerin ürettiği alleloatik kimyasallar da azalıyor. Bunun sonucu olarak çeşitli yosunlar bitkielerin üzerinde görülmeye başlıyor. Yosunlarla mücadelede en azından bitki üzerindeki yosunlar açısından allelopati önemli bir unsur. Bitki kendisini savunacak kimyasalları salgılayarak kendi üstündeki yosunlarla mücadele eder. Yeterli besinin bulunmadığı durumlarda bitkinin her metabolik fonksiyonu gibi ürettiği allelopatik kimyasallar da azalır.
Öncelikle bitkilerin üzerinde oluşmaya başlayan yosunlara önlem amacı ile bitkiler için koşulları biraz daha ideal hale getirmeye çalışın derim. Geerekli besinlerin takviyelerini yapın. Camlardakiler ise pek sorun olmayacaktır. Camları mekanik temizlik ile halledin, bir süre sonra yeşil noktanın gelişimini gözlemleyin. Neredeyse her akvaryumda az çok var olan bir yosundur. Bitkilere destek verildiğinde zamanla çoğalma hızı azalacaktır. Bu sayede mekanik temizliğe devam edildikçe zamanla göze batmayacak kadar azalır. Tamamen akvaryumdan temizlenmesi ile mümkün değildir.
Bu yosunun ve diğer yosun türlerinin aniden çoğalmaması için azot ve fosfor miktarını yavaş yavaş arttırın. Mesela öncelikle nitratı 2'den 3-4 seviyelerine çıkartıp sabit tutmaya çalışın. Bir süre sonra 5-6 seviyesi, sonra 7-8 derken 8-10 civarına çıkartın. Aniden 2 mg/lt seviyesinden 10 mg/lt seviyesine çıkartıp sabitlemeye çalışırsanız bitkiler kendisini toparlayıncaya kadar yosunlar avantajlı hale gelir. Aynı kademeli artışı fosfat için de yapın. Mümkünse tek seferlik dahi olsa tablet gibrelerden edinip gelişimi hızlı bitkilerin dibine az miktarda da olsa ekleyin.
Mustafa Bey'in sudaki azotlu maddeleri 5-10 mg/lt civarında tutma önerisine katılıyorum.
Azot ve fosfor eksikliğinde bitki gelişimi sekteye uğradığı gibi buna benzer bitkide stres unsuru olan koşullarda bitkilerin ürettiği alleloatik kimyasallar da azalıyor. Bunun sonucu olarak çeşitli yosunlar bitkielerin üzerinde görülmeye başlıyor. Yosunlarla mücadelede en azından bitki üzerindeki yosunlar açısından allelopati önemli bir unsur. Bitki kendisini savunacak kimyasalları salgılayarak kendi üstündeki yosunlarla mücadele eder. Yeterli besinin bulunmadığı durumlarda bitkinin her metabolik fonksiyonu gibi ürettiği allelopatik kimyasallar da azalır.
Öncelikle bitkilerin üzerinde oluşmaya başlayan yosunlara önlem amacı ile bitkiler için koşulları biraz daha ideal hale getirmeye çalışın derim. Geerekli besinlerin takviyelerini yapın. Camlardakiler ise pek sorun olmayacaktır. Camları mekanik temizlik ile halledin, bir süre sonra yeşil noktanın gelişimini gözlemleyin. Neredeyse her akvaryumda az çok var olan bir yosundur. Bitkilere destek verildiğinde zamanla çoğalma hızı azalacaktır. Bu sayede mekanik temizliğe devam edildikçe zamanla göze batmayacak kadar azalır. Tamamen akvaryumdan temizlenmesi ile mümkün değildir.
Bu yosunun ve diğer yosun türlerinin aniden çoğalmaması için azot ve fosfor miktarını yavaş yavaş arttırın. Mesela öncelikle nitratı 2'den 3-4 seviyelerine çıkartıp sabit tutmaya çalışın. Bir süre sonra 5-6 seviyesi, sonra 7-8 derken 8-10 civarına çıkartın. Aniden 2 mg/lt seviyesinden 10 mg/lt seviyesine çıkartıp sabitlemeye çalışırsanız bitkiler kendisini toparlayıncaya kadar yosunlar avantajlı hale gelir. Aynı kademeli artışı fosfat için de yapın. Mümkünse tek seferlik dahi olsa tablet gibrelerden edinip gelişimi hızlı bitkilerin dibine az miktarda da olsa ekleyin.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2012 12:31
Harun Bey selam.
Sanırım birşeyleri yanlış anlıyor yada yorumluyorum ben.
Ph: 7,2
Gh:35
Kh:18
Yorum yapan arkadaşlar malum akvaryum.com un en bilgili üyeleri lakin Gh:35 Tanganyika gibi dünyanın belkide en sert gölünün değelerinden bile daha yüksek sorun bundan kaynaklanıyor olamaz mı ?
Sanırım birşeyleri yanlış anlıyor yada yorumluyorum ben.
Ph: 7,2
Gh:35
Kh:18
Yorum yapan arkadaşlar malum akvaryum.com un en bilgili üyeleri lakin Gh:35 Tanganyika gibi dünyanın belkide en sert gölünün değelerinden bile daha yüksek sorun bundan kaynaklanıyor olamaz mı ?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2012 12:36
Ben KH ile GH'ı gözden kaçırmışım. Ölçümler kesin doğru mudur? Sert su tamam da bu sertlik de ancak Pamukkale'de veya Tuz Gölü'nde olur.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2012 12:40
Bahri ve Onur Bey, dün iki ayrı test kitiyle aynı sonuca ulaştım. Hatta bu konuyla ilgili benim açtığım konuları incelerseniz yaklaşık 1-1,5 yıl önce de gh=28 isimli bir konum vardı. Aynı test kitiyle hazır suları ölçtüğümde test kitimde problem olmadığını görüyorum. Bulunduğum bölgenin suyu malesef inanılmaz kireçli ve sert bir su. Durum öyle vahim ki, özellikle plastik kovalara suyu doldurun, üç gün sonra boşaltın plastik ambalajın çeperinde bol miktarda kireç parçaçıklarını görebiliyorsunuz. Yani kaynatmaya, ya da bir katalizöre gerek kalmadan kireç üretebiliyorum
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2012 12:48
Harun Bey; Ankara'nın neresindesiniz? Güney kesimlerinde mi? Bir de kullandığınız şebeke suyunun kaynağı baraj mı yoksa doğrudan doğruya artezyen mi? (Genel kanının aksine pek çok yerse su barajdan gelse bile yeraltından çekilen sularla şebeke desteklenebiliyor. Kocaeli'de de 3-4 yıl önce artezyene bağlı sorunlar olmuştu.)
onuruygun 2012-02-27 12:48:44
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2012 12:52
Akyurt ilçesinde ikamet ediyorum, Akyurt ilçesinin su ihtiyacı ortak bir artezyenden karşılanıyor, bu sene içerisinde daha iyi rehabilite edileceği söylendi ama bakalım artık neler olacak.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2012 12:55
Su tuz gölüne yakın bir yerden veya yeraltı sularının o bölgeyle irtibatlı olduğu kısımlardan çıkıyorsa sertliğin abartılı olması akla yatkın. İletkenlik ölçümü yapma imkanınız var mı?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2012 12:58
Malesef iletkenlik ölçme durumum yok. Tuz gölüne yakın olduğunu da hiç düşünmüyorum aslında. Başlangıçta damacana suyla bu işi çözmeye çalışıyordum ama sonra baş edemedim, haftada 3-5 damacana su değişimi sıkıntı olunca mecburen çeşme suyuna dönmek zorunda kaldım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2012 13:11
Harun Bey; birkaç hafta bu miktarda damacana su kullanmak ile RO almak aynı maliyete geliyor. Hakikaten işiniz RO olmadan zor. Bu sertliği düşürmek için kullanacağınız herhangi bir organik/inorganik kimyasal suda ciddi etkiler yapacaktır. Mesela ÖM'de değindiğim gibi sodyum pirofosfat kullansanız bile bu sertlikle mücadele etmekte kullanılacak kimyasalın miktarı fosfatı tavan yaptırır.
Zeolit ile GH'ı düşürebilirsiniz ama tutulan her Ca ve Mg'ye karşılık ortama sodyum verileceğini de hatırlatayım.
Artezyenin tuz gölüne çok yakın olmasına gerek yok, 30-40 km gibi mesafelerde bile etkisi olabilir. Bu konuyu bir jeofizikçi arkadaşla konumuştuk. Gerçi konunun çıkış noktası farklıydı ama yeraltı sularının çok uzaklara gidebileceğinden bahsetmişti. Mesela Konya'daki yeraltı sularının bir kısmının kaynağının yer altında Toroslar'a kadar gittiğini söylemişti. Bu sebeple yer altı sularının tuz gölüne yakın bölgelerle irtibatından mesajda bahsettim. Sonuçta bildiğim kadarıyla tuz göllerinin genelde yakınlarında da yeraltı suları çeşitli minerallerce zengin olabilmekte.
onuruygun 2012-02-27 13:14:48
Zeolit ile GH'ı düşürebilirsiniz ama tutulan her Ca ve Mg'ye karşılık ortama sodyum verileceğini de hatırlatayım.
Artezyenin tuz gölüne çok yakın olmasına gerek yok, 30-40 km gibi mesafelerde bile etkisi olabilir. Bu konuyu bir jeofizikçi arkadaşla konumuştuk. Gerçi konunun çıkış noktası farklıydı ama yeraltı sularının çok uzaklara gidebileceğinden bahsetmişti. Mesela Konya'daki yeraltı sularının bir kısmının kaynağının yer altında Toroslar'a kadar gittiğini söylemişti. Bu sebeple yer altı sularının tuz gölüne yakın bölgelerle irtibatından mesajda bahsettim. Sonuçta bildiğim kadarıyla tuz göllerinin genelde yakınlarında da yeraltı suları çeşitli minerallerce zengin olabilmekte.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2012 13:40
Tuz gölünün bize en yakın noktası ile akyurt arası mesafenin düzlem üzerindeki mesafesi yaklaşık 110 km görünüyor ama dediğiniz elbette olabilir. Ben en iyisi buradan taşınayım, başka türlü suyumu ıslah edemeyecem :)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2012 13:56
O suyu nasıl ıslah edebileceğinizi sanırım biliyorum. RO her zaman bir çözümdür tabi lakin o derece sert bir suyu RO ile arıtmaya çalışırsanız sanırım 2 3 ayda bir reçinelerini değişmek zorunda kalırsınızki RO maliyetinin üzerine birde reçine fiyatları binecektir malesef.
Önerim Mix Pad reçine satın almanız olacaktır. Normal reçinelerin aksine mix pad reçineler suya sodyum salmazlar. Özel içerikleri sayesinde sodyumda dahil olmak üzere sudaki sodyum ve magnezyum minerallerini yüksek oranda tutarlar diye biliyorum.
35 Gh ile tek sorunun yosun olmasıda bana çok tuhaf geldi açıkçası. Canlılar ve bitkilerin tamamında anormallikler ile karşılaşmayı beklerdim ben teorik olarak. Oldukça ilginç.
Bahsettiğim reçineleri sanırım şu linkten buylabilirsiniz.
http://www.toptansuaritma.com/suaritma/iletisim.html
Önerim Mix Pad reçine satın almanız olacaktır. Normal reçinelerin aksine mix pad reçineler suya sodyum salmazlar. Özel içerikleri sayesinde sodyumda dahil olmak üzere sudaki sodyum ve magnezyum minerallerini yüksek oranda tutarlar diye biliyorum.
35 Gh ile tek sorunun yosun olmasıda bana çok tuhaf geldi açıkçası. Canlılar ve bitkilerin tamamında anormallikler ile karşılaşmayı beklerdim ben teorik olarak. Oldukça ilginç.
Bahsettiğim reçineleri sanırım şu linkten buylabilirsiniz.
http://www.toptansuaritma.com/suaritma/iletisim.html
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 27 Şubat 2012 13:59
[QUOTE=Demasonilover]O suyu nasıl ıslah edebileceğinizi sanırım biliyorum. RO her zaman bir çözümdür tabi lakin o derece sert bir suyu RO ile arıtmaya çalışırsanız sanırım 2 3 ayda bir reçinelerini değişmek zorunda kalırsınızki RO maliyetinin üzerine birde reçine fiyatları binecektir malesef.
Önerim Mix Pad reçine satın almanız olacaktır. Normal reçinelerin aksine mix pad reçineler suya sodyum salmazlar. Özel içerikleri sayesinde sodyumda dahil olmak üzere sudaki sodyum ve magnezyum minerallerini yüksek oranda tutarlar diye biliyorum.
35 Gh ile tek sorunun yosun olmasıda bana çok tuhaf geldi açıkçası. Canlılar ve bitkilerin tamamında anormallikler ile karşılaşmayı beklerdim ben teorik olarak. Oldukça ilginç.
Bahsettiğim reçineleri sanırım şu linkten buylabilirsiniz.
http://www.toptansuaritma.com/suaritma/iletisim.html
[/QUOTE]
Güzel bir bakış açısı; RO almakla bitmiyor, dediğiniz gibi bir de bunun reçine maliyetleri binecek. Zaten RO almak gibi bir niyetim de yok. Canlı konusuna gelince, malesef discus ve ramirezi gibi (en çok sevdiğim türler) türleri bu akvaryumda barındıramadım. Malawi, amerikan ve canlı doğruran türlerinde her hangi bir sıkıntım yok. Bitkilerle ilgili de tek gözlemim moss türlerinin yavaş gelişiyor hatta bazı türlerinin hiç gelişemiyor olması. Acaba mosslar bu konuda farklılar mıdır? diye düşünüyorum. Sizce olabilir mi?
ReaLiST 2012-02-27 14:01:00
Önerim Mix Pad reçine satın almanız olacaktır. Normal reçinelerin aksine mix pad reçineler suya sodyum salmazlar. Özel içerikleri sayesinde sodyumda dahil olmak üzere sudaki sodyum ve magnezyum minerallerini yüksek oranda tutarlar diye biliyorum.
35 Gh ile tek sorunun yosun olmasıda bana çok tuhaf geldi açıkçası. Canlılar ve bitkilerin tamamında anormallikler ile karşılaşmayı beklerdim ben teorik olarak. Oldukça ilginç.
Bahsettiğim reçineleri sanırım şu linkten buylabilirsiniz.
http://www.toptansuaritma.com/suaritma/iletisim.html
[/QUOTE]
Güzel bir bakış açısı; RO almakla bitmiyor, dediğiniz gibi bir de bunun reçine maliyetleri binecek. Zaten RO almak gibi bir niyetim de yok. Canlı konusuna gelince, malesef discus ve ramirezi gibi (en çok sevdiğim türler) türleri bu akvaryumda barındıramadım. Malawi, amerikan ve canlı doğruran türlerinde her hangi bir sıkıntım yok. Bitkilerle ilgili de tek gözlemim moss türlerinin yavaş gelişiyor hatta bazı türlerinin hiç gelişemiyor olması. Acaba mosslar bu konuda farklılar mıdır? diye düşünüyorum. Sizce olabilir mi?
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir