kaya tuzu vs deniz tuzu


ibrahimcetin01Çevrim Dışı

Kayıt: 28/09/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 33
ibrahimcetin01Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 02 Ekim 2009 03:54
Akvaryumumda bir süreir kaşıntı problemi vardı.Bunun üzerine araştırma sonucunda genel kanı olarak kaya tuzu  kullanılmasını tavsiye ediliyordu (iyotsuz).Ama bu forum sitelerinden birinde geçen yorumda kaya tuzu veya deniz tuzu kullanabilrsin diyordu.Bugün bir baharatçıya gittim iyotsuz kaya tuzu istedim kaya tuzunun iyotlu olduğunu söyledi deniz tuzu var dedi  aklıma da forumda okudum deniz tuzu kullanabilirsiniz yazısı gelince tamam dedim ve aldım . Ama emin olamadığımdan kullanmadım fikrinizi almak istedim. NOT : sarı prenses ,snow prenses , yunus ve  1 makrakantam var ve hepsi sürtünüyor.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Oguz SAGLAMÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 13/04/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 138
Oguz SAGLAMÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 02 Ekim 2009 11:08
Kaya Tuzu ile Deniz Tuzunu akvaryum hobisi açısından değerlendirdiğim bir mesajda bu detaylardan derinlemesine bahsettim (Aşağıda tam bir alıntısı mevcut).
 
İtiraf etmek gerekirse acısu sistemlerinde kullandığım deniz tuzunu kaya tuzu, ve diğer katkıları kullanarak kendim yapıyorum. Bu tarz bir DIY tuz karışımı imalatı ile "salt balık" ya da resif akvaryumları yaşatılamayabilse de acısu da sıkıntısız kullanıyorum.
 
Ancak sizin tuz kullanmak istediğiniz durum biraz farklı. Tatlısu sistemi. Bu sistemler için kullanılan tuzlar tamamıyla farklıdır. Bu sistemlerde yoğun olarak deniz tuzu ya da kaya tuzu kullanmak sakıncalı olabilir. Hem balıkların biyolojisine hem de akvaryumunuzun biyolojik filtrasyon döngüsüne. Her ne kadar bazı kaynaklar tatlısu sisteminde tuz kullanımının balıkların nitrata karşı toleranslarını artırdığını söylese de, doğrusu sudaki nitrat birikimini alt seviyelerde tutacak şekilde sık su değişimi yapmaktır. Eğer göl suyu modellenmek isteniliyorsa bu göllerin kimyasal kompozisyonuna uygun üretilen özel markalı tuzların kullanılması en uygun yöntemdir. Ya da kimyadan anlıyorsanız ve balıklarınızın doğal ortamındaki suyun kimyasal kompozisyonunu biliyorsanız, aynı kompozisyonu kendiniz de hazırlamaya çalışabilirsiniz.
 
Saygılarımla, 
 
[QUOTE=Oguz SAGLAM]

TUZ ve TUZLULUK 

 

Tuz, acısu sistemleri için oldukça önemli bir bileşendir. Acısu sistemlerinde kaya tuzunun (hatta sofra tuzunun) kullanılabilirliği hakkında sorularla bu tarz ortamlarda sıklıkla karşılaşılabiliyor. O halde, tuzu biraz etraflıca ele almak zorunluluğu mevcut;

 

Tuz doğada iki farklı halde bulunur;

Eriyik halinde (ki bunlar da; deniz, göl ve yer altı suları olarak guruplanmakta)

Kuru kaynaklarda (ki bu da madenlerde “kaya tuzu” olarak bulunmakta)

 

“Acısu sistemlerinde hangisi kullanılmalı?” sorusunu yanıtlayabilmek için bir miktar işin kimyasına girmek ve tuz kaynaklarının oluşum ile ilgili kaynakları değerlendirmek gerekiyor.

 

Kaya tuzu yataklarının oluşumu “Bariyer Teorisi” ile açıklanabilir ve teorinin esası kısaca şöyledir; Çeşitli jeolojik olaylar sonucu oluşan iç denizlerin sıcak ve kurak iklim altında buharlaşıp tuz ayrışmasına sahne olmalarına sıkça tanık olunur. Ancak bu iç denizlerin açık denizlerle bağlantılarını tamamen kaybederek her zaman kapalı bir deniz sistemi olduklarını düşünmek doğru değildir. Bunların çoğu kez açık deniz bağlantıları vardır ve bu bağlantı jeolojik devirlerde bir jeolojik bariyer olarak davranmıştır. Bu bariyerler zaman zaman iç denizde buharlaşma yolu İle kaybolan sudan daha az suyun açık denizden iç denize akmasına izin verir. İç denizin bulunduğu havzanın yavaş bir şekilde çökmesi buraya açık denizden devamlı tuzlusu (tuz) taşınmasını sağlar. Bu tuz taşınımı, bariyerin hareketine göre hızlanmakta veya yavaşlayabilmektedir. Böylece, iç denizde birkaç metrelik tuz tabakası çöktüğü zaman, açık denizden gelen tuzlu sular yeni bir tabakanın oluşumunu başlatır ve yüzlerce metre kalınlığında tuz tabakaları oluşabilir. Tabakaların oluştuğu havza, jeolojik bariyerin ortadan kaybolmasıyla denizin baskınına uğrar ise, oluşmuş tuz yatakları yükselen denizin getirdiği killi çökeltilerin altında kalır ve aşınıp taşınmadan korunur. Bariyerin tekrar işlevine başlaması durumunda da bu kil tabakasının üzerinde ikinci bir tuz yataklanması oluşabilir.

 

Ayrıca hepimiz, izlediğimiz belgesellerden aşinayız ki kara parçaları sabit değil hareket/devinim halindeler. Anadolu’nun jeolojik tarih boyutlarında oldukça yakın geçmişinde, henüz 5-10 milyon yıl önce denizle kaplı olduğu bilinmekte. Dolayısı ile Anadolu’nun çeşitli yerlerinde (Çankırı, Çukurova, Erzincan, Siirt, Sivas, Van) kaya tuzu madenlerinin bulunması olağandır.

 

Peki Kaynağı deniz olan kaya tuzunun kullanılmasına neden karşı çıkılıyor? Yukarıda anlatılan süreçte, açıkdenizle bağlantısı kısıtlanmış “buharlaşma havzası”nda hapsolan deniz suyu içinde önce çözünürlüğü az olan karbonatlar, sülfatlar, çökelir ve kalker ve alçıtaşı formasyonları oluşturur. Sodyum, potasyum ve magnezyum tuzları ise daha sonraki aşamalarda çökelir. Haliyle tuzlusuyun içeriği farklı katmanlar halinde ayrışır. Sanırım şimdi “sentetik tuzlar”la “kaya tuzları” arasındaki kompozisyon farkı anlaşılır olmuştur.

 

Ayrıca, ayrı havzalarda, farklı buharlaşma süreçleri ve lokal minerallerin eklenmesi vb farklı fiziksel ve kimyasal yapılar nedeni ile farklı kaya tuzu kaynaklarından elde edilen tuzlar da oldukça farklı kompozisyonlar gösterebilirler.

 

http://www.turkiyetuz.com/ adresinde, “Deniz Tuzu”, “Göl Tuzu” ve “Kaya Tuzu” konularında verilen tipik kimyasal kompozisyonları, örnek bir sentetik deniz tuzu ile mukayese edebilecek değişiklikler yaparak aşağıdaki grafiği oluşturdum. Asıl bileşenler bakımından tuzlar arasında ne fark var gözlemek mümkün. Ancak acısu ve tuzlusu sistemleri için oldukça önemli olan bazı tali/minör/eser elementler konusunu ayrıca ele almak lazım.

 

 

Eğer;

- kullanılan kaya tuzunun temizliğine/kaynağına güveniliyorsa,

- kimyasal atık ya da kentsel atık vb. kirleticilerle kontamine olmamışsa,

- deniz suyununun içerdiği ve kaya tuzunda bulunmayan önemli katkıları (karbonatlar vb) ayrıca eklemek mümkünse,

Sentetik tuz ile birlikte belli bir oranda kullanılma riski alınabilir. Ancak, kaya tuzu kullanımını, özellikle sülfatlar ve diğer element katkıları ile birlikte kullanmak gerekir. Özellikle yüksek saflıkta “yedi sulu magnezyum sülfat” (MgSO4.7H2O - kimi yerlerde epsom tuzu ya da İngiliz tuzu olarak da geçiyor) katkısı ile zaman zaman kaya tuzu ve deniz tuzunu belli oranlarda karıştırarak kullanıyorum.

 

Tuzluluk, suda ne kadar tuzun çözünmüş olduğunu gösteren bir ölçüdür. Ölçümü güç olduğu için birçok akvaryum meraklısı suyun tuzluluğunu yoğunluk cinsinden ölçer ve kullanır. Saf suyun yoğunluğu 1,000 kg/lt’dir (gr/cm3 ya da ton/m3). Tuzlusu içinde çözülmüş tuz içerdiği için daha yoğundur. Tipik bir deniz suyu 1,025 yoğunluğundadır. Bu 1 litresi 1,025 kg’dır anlamına gelir.

Suyun yoğunluğunu ölçmek için hidrometreye ihtiyaç vardır. Akvaryumlarda kullanılmak amacıyla üretilmiş birçok hidrometre 20-25 derece sıcaklıkta kullanmak için kalibre edilmiştir. En yaygın tür gösterge şeklinde bir ibresi olan tiptir. Bunlar küçük plastik aletlerdir. İçine yoğunluğu ölçülecek su konulur gösterge ibresinin üzerindeki hava kabarcıkları kurtarılır. İbrenin gösterdiği değer okunur. Daha ucuz olabilecek diğer bir tip yüzen tiptir. Bunlar cam tüpten yapılan ve alt tarafında ağırlık bilyeleri olan termometrelere benzerler. Test edilecek suyun yüzeyine bırakılır, hareketsiz hale gelmesi beklenir ve battığı noktadaki yoğunluk değeri okunur.
 
Suyun yoğunluğu bakılacak balık türüne göre belirlenmelidir. Tatlısu ucundan gelen gökkuşağı ve kribensis gibi balıklar, birçok tatlısu bitki türü gibi 1,005 yada daha az bir yoğunluktan hoşlanırlar. Daha çok deniz ortamında bulunan puffer türleri ve yarasa balıkları 1,010 üzeri bir yoğunluğu severler. Gene de birçok acısu balığı 1,000’dan 1.025’e kadar olan bölgenin tamamında çok mutlu olmasalar da kayda değer bir periyod için tolerans gösterirler. Bu balıklar: velifera, black moly, uykucu goby, mono, scat, archer gibi balıklardır.

Eğer hazılanılan suyun yoğunluğunu ölçmek için bir ölçüm aleti yoksa, tuzun prospektüsüne göre hazırlanacak karışım ile oynayarak bu sağlanabilir. Tam deniz suyu yapmak için kullanılacak tuz miktarı 10 misli fazla tatlısu içinde eritilirse 1,002-1,003 civarında yoğunluk elde edilecektir. Eğer tam oranın yarısı kullanılırsa yoğunluk 1,012 civarı olacaktır, vs.

Litre başına bir çay kaşığı tuz gibi ölçekler genellikle kullanılmamalıdır. Tuz paketi açılınca havadan nemi kapan tuz genleşecektir. Böylece hacimsel ölçek yanılmaya yol açacaktır. Bu nedenle bu tür ölçeklere bu yazılarda yer verilmeyecektir. Genel bir not olarak bir litre deniz suyunda 35 gram deniz tuzu bulunur.

Tuzlu su mutlaka ayrı bir kapta hazırlanmalıdır. Asla ve asla akvaryuma doğrudan dökülmemelidir. Bütün tuzlar aynı hızda ve oranda çözülmez. Çözülmeden kalan tuz ise balığa zarar verir. Tuzlu suyu karıştırmak için en iyi yol hava taşı ile havalandırarak ve sirkülasyon sağlamak yoludur. Eğer su dinlenmiş su ise en az 20 dakika gibi bir süre bu şekilde havalandırılarak tuz eritilmelidir. Eritme kabının dibinde çökelti kalmamalıdır.

Tuzlu su oldukça korroziftir yani metallerin çok hızlı paslanmasına neden olur. Bu nedenle kullanılan malzemelerin metal olmamasına özen gösterilmelidir.

 

Saygılarımla,

[/QUOTE]
Alıntı: http://www.akvaryum.com/Forum/acisu_sistemleri_k307465.asp?PN=1

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ahmetdemirciÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 13/03/2010
İl: Ankara
Mesaj: 464
ahmetdemirciÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 22 Ekim 2010 19:36
Kesinlikle deniz tuzu ya da iyotlu, iyotsuz farketmez sofra tuzu kullanmayın. Kullanmanız gereken şey kaya tuzudur. Akvaryumcularda tablet formunda, tuzcularda ise madenden çıktığı gibi doğal halde bulabilirsiniz.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

urukhraiÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 06/10/2010
İl: Izmir
Mesaj: 1057
urukhraiÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 22 Ekim 2010 23:10
Ben turşu yapımında kullanılan iri taneli tuzu havanda ezerek kullanıyorum. Bir sorun yaşamadım bugüne kadar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir