Hobimizde çok mu evhamlıyız?


antelopeÇevrim Dışı

Kayıt: 27/03/2008
İl: Ankara
Mesaj: 92
antelopeÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 03 Mayıs 2009 22:00
Arkadaşlar bu  5 metrekarelik kafeste beslenen hayvanlar ile doğal hayvan parklarınıda beslenen hayvanları  karşılaştırmaya benziyor. Sonuçta ikiside yaşıyor !!

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

H.Cem GÜNLÜÇevrim Dışı

Kayıt: 21/02/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 262
H.Cem GÜNLÜÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 03 Mayıs 2009 22:49
[QUOTE=antelope]Arkadaşlar bu  5 metrekarelik kafeste beslenen hayvanlar ile doğal hayvan parklarınıda beslenen hayvanları  karşılaştırmaya benziyor. Sonuçta ikiside yaşıyor !!
[/QUOTE]
Yapmayın ALLAH Aşkına..,
Şimdi bizide 5.Metrekare bir yere koysalar bizde yaşarız.
Bu ne kadar layıktır?Ne kadar yakışır?
 
Akvaristlerin biotop özlemleri ve bakıyor olmaları bu hayvanların mümkün derecede doğal ortama motive edilebilmeleri değilmidir balıklarını?
 
Fakat hayvanları doğadan alıp yeniden doğaya en yakın bir ortamı sağlıyabilme çabaları gerçekten enteresan bir mantık.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

olumluÇevrim Dışı

Kayıt: 03/05/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 23
olumluÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 04 Mayıs 2009 13:41
Balıklar solucan yer mi? Hani şu bahçelerde topragı az biraz eşince çıkanlardan.  Utangaç Erdal Hoca2009-05-04 13:50:27

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ekmekciÇevrim Dışı

Kayıt: 11/03/2009
İl: Kocaeli
Mesaj: 88
ekmekciÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 04 Mayıs 2009 14:02

Bütün yazıları tek tek okudum. Ben şahsım adına akvaryuma sık müdahalelere karşıyım. Tecrübelerim sonucu öğrendiğim: ne kadar az müdahale o kadar az ölüm. Yeter ki ilk kurulumda döngü ve dengeyi sağlam kuralım.

Belki bazı arkadaşlar kızacak ama söylemeden duramayacağım. Akvaryuma yapılan müdahalelerin tamamına yakını kayıpsız yavru almak adına yapılıyor. Bir iki yavru kayıp veririz korkusuna kusturuyoruz hayvanları. Bir iki yumurta mantarlaşır korkusuna habire su değiştirip habire ph ayarlamaya çalışıyoruz. Doğal seleksiyona karşı durup hastalıklı yada zayıf doğan yavrularıda hayata kazandırmaya çalışıyoruz.

Peki ne için? Yem paramız çıksın. Ya da hobimiz ucuza gelsin diye. Ben ilanlardaki takas tekliflerine mesaj attığımda şaşırıyor millet. Bana lazım olmayan ne istersen al. Sana lazım olmayan ne istersen ver gibi bir teklif yaptığımda genelde kaç liralık takas diye soruluyor. Benim emeğim kıymetli arkadaşlar. Hobime harcadığım vakit 3-5 liralarla ölçülemez.

Balıklarımıza kurabildiğimizce doğal bir ortam kuralım ve maddi kaygılar uğruna, daha fazla yavru alabilmek için hayatlarına, sularına müdahale etmeyelim. Kardeş balıklardan üretim yapmayalım ki gen havuzumuz genişlesin. Paraya değil takas a ağırlık verelim. Bırakın doğal seleksiyon işlesin. Ölen ölür kalan sağlar bizimdir. .

Erdal Hoca2009-05-04 14:05:32

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

olumluÇevrim Dışı

Kayıt: 03/05/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 23
olumluÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 04 Mayıs 2009 18:06

erdal hacoya çok teşekkürler sanada emekci abi ama su solucan işine cevap yazmamışınız aşk olsun Sansürlenmis


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 04 Mayıs 2009 19:02
Serdar beye sonuna kadar katılıyorum. 34 yaşındayım ve ilk akvaryumumu kurduğumda 15 yaşında idim. İlk zamanlar böyle kısmı su değişimi bilmezdim. Akvaryumun suyu aşırı yemden sapsarı olur ve çok kötü kokardı. 2-3 AYDA bir komple akvaryumu boşaltıp temizlerdim ve yerine çeşmeden su koyardım. Balıklarıda onun içine.Big%20smile İnanın bana hiç bir şey olmazdı.
Şimdi ise gözünün içine bakmamıza rağmen kayıplar hala devam ediyor. Bence nedenleri :
1- Son yıllarda çeşmeden akan sularımızın değerleri çok kötüleşti. Eskiden ( 15-20 yıl ) kimse dışardan su almazdı. Evlerimizdeki çeşmeden akan sudan içerdik. Şimdi öylemi?
2- Çok büyük oranda İTHAL balık geliyor Türkiye'ye. Eskiden bu kadar değildi. Tabiki ülkemiz suyuna alışık olmayan balıklar tahtalı köyeAglama
3- Yıllar boyunca ben dahil herkes kardeş balıklarda üretim yaptı. Gen havuzu küçüldü. Balıkların bağışıklık sistemleri zayıfladı.
Bundan çok değil 10 yıl gibi bir süre içinde şu anda beslediğimiz Cichlidlerimizde böyle olacak bu gidişle.

1. maddeye yapacak bir şey yok ama 2 ve 3. maddelerde ilerleme kaydetmemiz için daha çok fırın ekmek yemek gerekiyor diye düşünüyorum.

Saygılar
volkanfiliz2009-05-04 19:08:23

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

RabelahÇevrim Dışı

Kayıt: 31/03/2009
İl: Ankara
Mesaj: 130
RabelahÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 05 Mayıs 2009 01:29
Volkan Bey,

Muhtemelen aynı yaşlarda hobiye başlayıp, aynı yolu takip ettik. Bahsettiğiniz konular beni de düşündüren şeyler. Belki çok idealist davrandığımı düşünenler olabilir, belki de "hayır, yapamazsın" diyenler de olabilir; ama hobide "yem parası" gibi maddi kaygılara yer verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Sonuçta bu işten zevk alıyorsak, olayı "üretim" değil, "hobi" olarak görüyorsak zaman zaman elimizi cebimize atmamız lazım.

Şunu kabul ediyorum ki, bir takım balıklarda -ki ilk mesajlarda hassas balıklar olarak bahsedilmişti- olmazsa olmaz değerleri sağlamak zorundayız. Fakat, anlamadığım konu, daha çok yavru uğruna hobinin geleceğine bilerek veya bilmeyerek yaptıklarımızdır.

Mbuna konusuna biraz zayıf girdim, ama eski deneyimlerim ve akvaryum.com sayesinde kendimi geliştirdiğim kanaatindeyim. Bu çerçevede, daha önce tartışılan "nadir tür" konusunda birşeyler yapmak gerektiğini düşünüyorum. Bunun için 410 litrelik akvaryum için gerekli hazırlıklarımı yaptım. Yerli üretim, mümkünse akvaryum.com bünyesindeki hobici arkadaşlardan nadir türler arasında yer alan bir koloniyi alıp, bunları üretmeyi düşünüyorum. Volkan Bey'in bahsettiği kardeş balık üremesinin önüne bir nebze geçebilmenin yolunun da aynı tür yavruların takası olduğunu düşünüyorum. Gelecek nesillerin daha sağlıklı olması için böyle birşey yapmanın zor olmadığı kanaatindeyim. Ve... Nadir türlerin yaygınlaşması konusu... Bu sıkıntının da elimizdeki fazla yavruların, tek tür beslemeyi düşünen akvarist dostlarla paylaşılması ile çözüleceğini düşünüyorum. Böylece yavru değişimi yapabileceğimiz yeni akvaristleri de bulmuş olacağız.

Sonuçta, hobiyi keyif için yapan ve maddi kaygılarını minimuma indirgemiş akvaristlerle Volkan Bey'in bahsettiği sıkıntıların daha rahat aşılacağı ve daha sağlıklı balıklarla sürdürüleceğine inanıyorum.

Saygılarımla...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

AliBıçakcıÇevrim Dışı

Kayıt: 13/01/2009
İl: Ankara
Mesaj: 249
AliBıçakcıÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 05 Mayıs 2009 18:19
[QUOTE=volkanfiliz] Serdar beye sonuna kadar katılıyorum. 34 yaşındayım ve ilk akvaryumumu kurduğumda 15 yaşında idim. İlk zamanlar böyle kısmı su değişimi bilmezdim. Akvaryumun suyu aşırı yemden sapsarı olur ve çok kötü kokardı. 2-3 AYDA bir komple akvaryumu boşaltıp temizlerdim ve yerine çeşmeden su koyardım. Balıklarıda onun içine.Big%20smile İnanın bana hiç bir şey olmazdı.
Şimdi ise gözünün içine bakmamıza rağmen kayıplar hala devam ediyor. Bence nedenleri :
1- Son yıllarda çeşmeden akan sularımızın değerleri çok kötüleşti. Eskiden ( 15-20 yıl ) kimse dışardan su almazdı. Evlerimizdeki çeşmeden akan sudan içerdik. Şimdi öylemi?
2- Çok büyük oranda İTHAL balık geliyor Türkiye'ye. Eskiden bu kadar değildi. Tabiki ülkemiz suyuna alışık olmayan balıklar tahtalı köyeAglama
3- Yıllar boyunca ben dahil herkes kardeş balıklarda üretim yaptı. Gen havuzu küçüldü. Balıkların bağışıklık sistemleri zayıfladı.
Bundan çok değil 10 yıl gibi bir süre içinde şu anda beslediğimiz Cichlidlerimizde böyle olacak bu gidişle.

1. maddeye yapacak bir şey yok ama 2 ve 3. maddelerde ilerleme kaydetmemiz için daha çok fırın ekmek yemek gerekiyor diye düşünüyorum.

Saygılar
[/QUOTE]
 
 
Size canı gönülden katılıyorum.Farkında olmadan balıklaırn zamanla anatomilerini değiştiriyoruz.Bende kısa bir anımı anlatayım.Bundan 11 sene evvel akvaryum hobısıne basladım.Cıklet almıstım ama ne su kımyası ne bakterı ne beslenem tarzı v.s. azda olsa hiçbir bilgim yokdu.Akvaryumcu bir yem verdı her gun aksam bu yemdne az bır yem at dedi.Tek bilgim o yemi hergün aksam atmakdı.Velhasıl askere gıttım evdekilere bende tek bilgim olan seyi "her gun bu yemden atın dedim" ve 8 ay sonra geldım balıklar yavrulamıs ve yavrularıda buyumusler. Şimdi bu dogru bir tarzmı derseniz tabiki değil ama çok irdelemeninde gereksiz oldugu kanaatindeyim.Neden der iseniz.Çok esirgenen göze çöp batar misali.Ha olmazsa olmaz hususları bilebilmeli ve dikkat edilmeli.Arkadaşımızın bir tanesi bina dış cephesinde kullanılan cam mozaikten bir fon yapmış aman bir eleştiri bir eleştiri neymiş efendim dogal değilmiş.Arkadaşlar allah aşkına akvaryumlarımıza bir bakalım ,arka fon yapan arkadaşların yaptıkları gayet güzel diye övgü alıyor.arka fonlar dogalmı sorarım size. ama bence burada önemli husus balıklara zarar vermeyecek olması.Çünkü balıklar zaten dogal ortamında değilki dogallık olsun.Arkadaşlarımız arka fon yapmış göze güzel geliyorsa balıklara zararı yoksa gerisi kos koca bir boş bence.Bir anımı daha anlatmadan geçemiyeceğim.Ben malawiden tanganyıka ya geçiş yaptım bu balıkda ph önemli dediler.mango kökünede ph ı düşürürür dediler.Merak ettim mango kökü aldım hergün yıkadım tuz ekledim suya bastım.ve tankıma 2 tande orta ve büyük boyda mango koydum.2 günde 1 2 hafta boyunca ph ölçümü yaptım inanaırmısınız ph de zerre düşme olmadı.Ve bu fotografları foruma koydugumda mango nun trop la ne iş var dediler.Arkadaş ben ölçümleri yaptım anormallik yok.diyorum anlayan yok.Her kimse biri mango ph düşürürür demiş öyle gidiyor.Bu gibi test edilmemiş kalıplaşmış düşünenleredir bu sözüm.Aynı testi arkadaşımın tankında yaptım başka mango kökleriyle yine ph aynı.(Test edilmiş yaşanmış tecrübeleride geriye atmıyorum.)
 
Sevgilerle
Saglıklı Balıklar
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir