hobiden sıkılmama
Gönderim Zamanı: 03 Mayıs 2009 11:57
Teşekkürler arladaşlar 2 tane süs siparişi verdim.Icemanla yaşayan kayayıda cıkartıcam.Arkadaşlardan birisi sormuştu akvaryumun ölçüsünü:
boy:60
yükseklik:40
derinlik:40
yükseklik:40
derinlik:40
(bombeli)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Mayıs 2009 13:57
Akvaryum dan ve hobiden sıkılmak. Bana biraz garip geliyor. Ben ilk akvaryumla tanıştığımda 7 Yaşındaydım. Babam bir arkadaşından içersinde yemyeşil su olan 1mt lik bir akvaryum getirmişti. Su o kadar yeşildiki içindeki balıklar gözükmüyordu resmen. O akvaryumla başladım ben ve aradan 25 sene geçti. Ben bu 25 sene içersinde defalarca akvaryum kurdum. Defalarca balıkları izlerken zamanı hatta kendimi unuttum. Siz hiç hareketsiz 3-5 saat akvaryum izleyen birini gördünüz mü? Akvaryum bana göre önce hevesle başlar, sonra sevilir, daha sonra ise tutkuyla bağlanılılır ve son nokta ise hastalıktır. Hasta hiç bir zaman şikayetçi değildir ve halinden son derece memnundur. Şikayetçi olur ise zaten hasta olamaz, çok daha önceki bir aşama olan heves aşamasında sıkılıp bırakmıştır o.
Herkese iyi günler.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Mayıs 2009 14:07
Doğru balıklara baktığınız sürece sıkılma diye bir şey ben düşünemiyorum.
Eskiden sık tür değiştirirdim, 130 litrelik akvaryumda uygun olmayan balıklarda baktım. Bazısına baktım bazısına bakamadım, neticede elinizdeki ekipmana uygun türlerde, uygun sayıda bakarsanız sorun yaşamazsınız. Bakamıyorum ne aldıysam ölüyor, beceremiyorum diyip hobiden sıkılmanın nedeni bence budur.
100 litrelik akvaryumda moba beslemeye çalışıp, sonra sorunlarla karşılaşıp ve görüpte imrendiğiniz balıklara sahip olamadığımızda sıkılıp bırakmak yerine yanlışlarınızı görüp hobiyi layıkıyla yapmayı öğrenmemiz lazım. Bırakmak değil.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Mayıs 2009 14:22
Sıkılmak ayrı bırakmak ayrı bir durum arkadaş. Her arkadaşımızın başına terslikler, kötü olaylar, kötü neticelerle sonuçlanan çalışmalar gelebilir sıkılabilir.
Ama ne olursa olsun vaz geçip bırakabiliyorsa bu tip nedenler yüzüne gerçekten hobici değil sadece hevesli bir arkadaşımızdır demektir. Tabiki zoraki nedenler bu kapsam dışı.
Benim başıma geen bir olaı anlatayım size. Deli olmuştum.
Benim bir akvaryumum vardı bir zamanlar 80lt falan bu alt tarafından su kaçırdı ne yapayın ne yapayım. Kızdım gittim 200 lt lik bir akvaryum aldım.
Eve getirdik 4. kata çıkardık suyu bir koyduk oda ne şıpır şıpır damlatıyor. Kan beynime çıktı aldığım akvaryumcuyu aradım geldi baktı aldı götürdü yaptım dedi getirdi.
Tekrar doldurdum tekrar akıtıyor. Bu arada ikinci kez 4 kat indi çıktı. Çıldırdım. Emin olun çıldırdım. Avaryumcuda önemli imalatçılardan birisi. firmadaki yapan usta akıtmaz diyormuş patronla falan kavga etmişler birde ben aradım kıyameti kopardım. (Benim aldığım akvaryumcuda bu imalatçının yiğeni özellikle marka ve isim vermiyorum.)
Her neyse usta sinirle benim aldığım akvaryumun camından yokmuş daha kalım bir camdan sıfırdan yaptı bir akvaryum. Bir silikon çekmiş zırh olmuş su kaçmas ne demek kıpırdayamıyor su :).
Bu arafa bir hafta balıklar kovalarda içelerinde ısıtıcılar hava taşları idare ettiler ben her gün arar sorarım nerde nerde siye. Gel velakin o kadar sıkıldım bunaldım adamlarla kavga boyutuna geldim ki.
Ama genede bırakamadım olmadı.
Yani gönül verdiğiniz işleri bırakmak o kadar kolay değil.
Sorunlar sıkıntılar problemler sıkılmalar olabilir ama bırakmak çok zor.
Anca dekorasyona veya benim gibi tür değişikliğine gidebilirsiniz bence.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 26 Mayıs 2009 17:38
"Gerçek akvarist sıkılmaz" yaklaşımı bana biraz şovenist bir bakış açısı gibi geliyor. Evet, hepimiz akvaryumlarımızı seviyoruz, balıklarımızı seviyoruz ve yaşantımızın bir parçası olarak görüyoruz. Hatta hayatımızı ona göre planlıyoruz.
Hayatın getirdikleri ve götürdükleri zaman zaman bu hobimize olan yaklaşımımızda bir takım dalgalanmalar yaşanmasına sebep oluyor. Zaman zaman yaşanan maddi olanaksızlıklar, hastalık, sağlık, aileye yeni bireylerin katılması, çalışma hayatındaki yoğunluklar... Akvaryumda yaşanan başa çıkılamayan hastalıklar, kazalar...
Askere gidene kadar akvaryumum vardı, döndükten sonra yine kurdum. Evlilik hazırlıklarında kaldırdım, evlendim, aradan 5 sene geçti, yine kurdum.
İnandığım birşey var: Her hobi geçiş dönemleri yaşar. İlk başlanıldığındaki hevesi hiçbir zaman yaşayamayız. Bir süre sonra olgunlaşır ve birşeyleri daha bilinçli şekilde, aşkla değil ama, bilerek, sevgiyle yaparız. Daha sonrasında doyuma ulaşılmıştır ve bağlılık haline gelmiştir, hayatımızda olmazsa eksikliğini yaşarız. Bu aralarda hobiyi bıraktığımız, daha doğrusu ara verdiğimiz dönemlerin olması gayet doğaldır. Bence bu olgunlaşma veya doyum dönemine geçişte yaşanabilir. Tıpkı her çeşit sevgide yaşandığı gibi.
Eğer ki akvaryumu kaldırıp veya başkasına verip, bir süre sonra eksikliğini yaşıyorsak sorun yok, ama yaşanmıyorsa o zaman buna "heves" diyebiliriz.
Bu hobimizden sıkılmak istemiyorsak, ki bunu kendi adıma söylüyorum, tür ve dolayısıyla dekor değişikliği en güzel yöntem.
Rabelah 2009-05-26 17:40:35
Hayatın getirdikleri ve götürdükleri zaman zaman bu hobimize olan yaklaşımımızda bir takım dalgalanmalar yaşanmasına sebep oluyor. Zaman zaman yaşanan maddi olanaksızlıklar, hastalık, sağlık, aileye yeni bireylerin katılması, çalışma hayatındaki yoğunluklar... Akvaryumda yaşanan başa çıkılamayan hastalıklar, kazalar...
Askere gidene kadar akvaryumum vardı, döndükten sonra yine kurdum. Evlilik hazırlıklarında kaldırdım, evlendim, aradan 5 sene geçti, yine kurdum.
İnandığım birşey var: Her hobi geçiş dönemleri yaşar. İlk başlanıldığındaki hevesi hiçbir zaman yaşayamayız. Bir süre sonra olgunlaşır ve birşeyleri daha bilinçli şekilde, aşkla değil ama, bilerek, sevgiyle yaparız. Daha sonrasında doyuma ulaşılmıştır ve bağlılık haline gelmiştir, hayatımızda olmazsa eksikliğini yaşarız. Bu aralarda hobiyi bıraktığımız, daha doğrusu ara verdiğimiz dönemlerin olması gayet doğaldır. Bence bu olgunlaşma veya doyum dönemine geçişte yaşanabilir. Tıpkı her çeşit sevgide yaşandığı gibi.
Eğer ki akvaryumu kaldırıp veya başkasına verip, bir süre sonra eksikliğini yaşıyorsak sorun yok, ama yaşanmıyorsa o zaman buna "heves" diyebiliriz.
Bu hobimizden sıkılmak istemiyorsak, ki bunu kendi adıma söylüyorum, tür ve dolayısıyla dekor değişikliği en güzel yöntem.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir