Fotosentez'e yakından bakalım.
Merhabalar sevgili hobiciler,
Bildiğiniz üzere forumumuzda 7'den 70'e bir çok hobici abilerimiz kardeşlerimiz var, bu sebepten konuyu mümkün olduğunca basite indirgeyerek yazmaya çalışacağım.
Hepimizin bildiği gibi bitkilerde fotosentez kloroplastlarda gerçekleşir. Kloroplastlar en çok yapraklarda olmak üzere bitkilerin tüm yeşil kısımlarında görülür. Yarım mm lik yaprak yüzeyinde yaklaşık yarım milyon kloroplast bulunur. Kloroplasta yeşil rengi Klorofil pigmenti verir. Kloroplastlarda besin moleküllerinin sentezi klorofil tarafından absorbe edilen ışık enerjisiyle gerçekleşir.Gerek duyulan karbondioksit ve oksijen Yaprak yüzeyinde bulunan stoma (stoma:yunanca ağız demektir) adı verilen mikroskobik açıklıklardan girer ve çıkar. Bitkinin ihtiyaç duyduğu su kökler tarafından emilerek yapraklara damarlar ile gönderilir. Yapraklar da bitkinin fotosentez yapamayan kısımlarına şeker gönderir.
Şekil 1.a Kloroplast
Şekil 1.b Stoma
Bitkilerde fotosentezin nerede yapıldığını gördükten sonra , bu organelin, klorofil tarafından abzorbe edilen ışık enerjisini nasıl kimyasal enerjiye dönüştürdüğünü inceleyelim.
Fotosentez Denklemi
Işık varlığında bitkilerin yeşil kısımları karbondioksit ve sudan besin üretirler. Fotosentezin moleküler formülü şöyle özetlenebilir.
6CO₂ + 12H₂O + Işık enerjisi -> C₆H₁₂O₆ + 6O₂ + 6H₂O
Tam işlem bu ancak gelin biraz sadeleştirelim, giren ve çıkan 6H₂O yu denklemin her iki tarafından da çıkaralım.
6CO₂ + 6H₂O + Işık enerjisi -> C₆H₁₂O₆ + 6O₂
Fotosentez denklemi, çok karmaşık bir sürecin çok basitleştirilmiş bir özetidir. Aslında fotosentez tek bir işlem olmayıp, her biri çok sayıda basamaklara sahip olan iki işlemdir. Fotosentezin bu iki evresi Işık reaksiyonları ve Calvin döngüsü(sentez bölümü) olarak bilinmektedir.
Işık reaksiyonları, güneş enerjisinin kimyasal enerjiye dönüştürüldüğü fotosentez basamaklarıdır. Klorofil tarafından absorbe edilen ışık, suya ait elektronları ve hidrojeni, NADP⁺ (Nikotinamid adenin dinükleotid fosfat) olarak isimlendirilen bir alıcıya sürükler. NADP⁺ enerji kazanmış elektronları geçici olarak biriktirir. Bu işlem sırasında su parçalanır. Dolayısıyla O₂ bir yan ürün olarak fotosentezin ışık reaksiyonlarında oluşmaktadır.Ayrıca ışık reaksiyonlarında ADP⁺’ye bir fosfat gurubunun katılmasıyla ATP oluşur. Bu olaya Fotofosforilasyon denir. Işık reaksiyonları sırasında şeker oluşmaz, şeker fotosentezin ikinci aşaması olan Calvin döngüsünde üretilir.
Calvin döngüsü havanın CO₂’inin kloroplastta daha önceden mevcut olan organik moleküllerle birleşmesiyle başlar. Karbonun organik bileşiklerin yapısına katılması, Karbon fiksasyonu olarak bilinir. Daha sonra calvin döngüsü, fikse edilen karbonu elektronların katılımıyla karbonhidratlara indirger. Calvin döngüsünün hiçbir basamağı doğrudan ışığa ihtiyaç duymaz. Bu nedenle karanlık reaksiyonlar olarak da adlandırılır.
Mümkün olduğunca kısaca bitkinin su ve CO2 den nasıl besin ürettiğini anlatmaya çalıştım. Calvin döngüsünden sonra değinilmesi gereken konu ışık reaksiyonlarındaki verimlilik ve ışık spektrumlarıdır. Bu konuda Refet Ali YALÇIN'ın çok detaylı ve gerçekten okunması gereken bir makale var. En kısa sürede linkini ekliycem.
Eğer bir engel olmazsa bir sonraki yazımda Bitkilerde Beslenmeye değineceğim.
Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Bu arada ilk mesajda alıntılanan yazı kara bitkileri için geçerlidir. Stoma mantığı su altında daha farklı işler. Bitkinin sucul veya amfibi olup olmaması da burada önemli. Su altında CO2 stoma aracılığı ile değil difüzyonla alınır. Oksijen ise belirli bir noktaya kadar difüzyonla verilip eğer çok yoğun üretiliyorsa kabarcıklar halinde bitkinin çeşitli yerlerinden atılabilir. Bir kısmı ise kök dokusunu korumak, canlı tutmak ve kök çevresindeki mikroskobik yaşamı desteklemek için köklere taşınır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Onur bey, alıntılanan demişsiniz ancak herhangi bir alıntı söz konusu değil, Campbell Reece genel biyoloji kitabı kaynaktır ancak herhangi alıntı yok, çünkü kitap ağır bir dile sahip, ben kendi özümsediğimi basitçe aktarmaya çalıştım. :)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir