Bitki yaşlanınca ölürmü


Öğretmen AliÇevrimiçi

Özel Üye
Kayıt: 12/04/2009
İl: Bursa
Mesaj: 1211
Öğretmen AliÇevrimiçi
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 04 Aralık 2009 20:39
Biraz önce eşimle konuşuyorduk ve cevabını bulamadık.Aldığımız bitkiler büyüyor,yavru veriyor ve bu döngü sürekli devam ediyor.Yinede doğada canlılar yaşlandıktan bir süre sonra ölüyorlar.Fakat şu ana kadar yaşlılıktan ölen akvaryum bitkisi hiç görmedim...En narin türler bile sorunsuz yaşıyor elimde belki 10 senelik Criptolar var ..bu konudaki fikirlerinizi paylaşırmısınız?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ÖZCANÇevrim Dışı

Kayıt: 26/09/2009
İl: Izmir
Mesaj: 397
ÖZCANÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 04 Aralık 2009 23:02
Ölen sadece omurgalılardır.
  Bitkilerde sürgen doku denen omurgalılardan farklı bir doku vardır.
    Bir omurgalıda kesilen organ yenilenmez lakin bitkide kesilen her organ yeniden  tamamen başka bir şekilde çıkar. Kısaca bitkilerde her bir dal zaten yeni bir organizmadır.
    Ölmez.
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Öğretmen AliÇevrimiçi

Özel Üye
Kayıt: 12/04/2009
İl: Bursa
Mesaj: 1211
Öğretmen AliÇevrimiçi
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 05 Aralık 2009 00:16
Açıkçası yazdıklarınızdan bir şey anlamadım.Omurgalılarla bitkilerin bağlantısını kuramadım.Sonuçta büyük bir çınar ağacı bile mesela 100 yıl yaşadıktan sonra ölüyor.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ÖZCANÇevrim Dışı

Kayıt: 26/09/2009
İl: Izmir
Mesaj: 397
ÖZCANÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 05 Aralık 2009 00:32
  Omurgalılarla bitkilerin zaten bir bağlantısı yok. Nasıl kuracaksınız ki. Bende onu anlattım.
       Çınar yüz yıl değil bin yılda da ölmez. Onu öldüren içine giren kurtlar ve doğanın tahribatıdır. Oysa ki o ölürken bile gencecik flizler fidanlar açar.
     Bitkiler ölmez uygun yaşam ve uygun doğa şartları haşere ve haşerat salgını olmadıkça...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Öğretmen AliÇevrimiçi

Özel Üye
Kayıt: 12/04/2009
İl: Bursa
Mesaj: 1211
Öğretmen AliÇevrimiçi
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 05 Aralık 2009 16:06
Teşekkürler.Yazınızdan sonra sürgen doku ile ilgili araştırma yaptım fakat sürgen doku_ölümsüzlük ilişkisini kuran bir yazı göremedim.Bilgilerinizin kaynağı olan yazıların veya anlatımların linkini verirseniz memnun olurum.
------------------------------------------------------------------
-BİTKİSEL DOKULAR-
Bitkisel dokular “sürgen doku” ve “değişmez doku” olmak üzere iki kısımda incelenir.

Sürgen (Meristem) Doku:Bitkilerde uzamayı ve kalınlaşmayı sağlar.Hücreleri küçük,ince zarlı,bol sitoplazmalı ve büyük çekirdeklidir.Kofulları çok az sayıda veya hiç yoktur.
Hücreleri küp veya prizma şeklinde olup,hızlı bölünme yeteneğindedir.Bitkinin hızlı büyüyen bölgelerinde bulunur.Farklılaşarak değişmez dokuları oluşturur.Yapı ve görevlerine göre iki çeşidi vardır.

1.Birincil meristem:Kök,gövde ve dalların uç kısımlarında bulunur.Bu dokunun bulunduğu bölgelere “büyüme noktası” denir.Büyüme noktası gövdede koruyucu yapraklarla,kökte ise kaliptra örtülür.Büyüme konisi iç içe üç tabakadan oluşur.Bu tabakalar dıştan içe doğru dermatojen,periblem ve plerom şeklinde sıralanır.Dermotejen epidermisi,periblem kabuk bölgesini,plerom merkezi silindir bölgesini oluşturur
Birincil meristem ömür boyu etkindir.Boyca uzamayı sağlar.
2.İkincil meristem:Değişmez doku hücrelerinin sonradan bölünme yeteneği kazanması ile oluşur.Buna “Kambiyum” denir.Kambiyum,iletim demetleri arasında oluşursa demetler kambiyumu,epidermis altında oluşursa mantar kambiyumu adını alır.Mantar kambiyumu epidermisin yerini alan mantar dokuyu oluşturur.Demetler kambiyumu ise her yıl yeni odun ve soymuk borularını oluşturur.Bir önceki yıl biri ilkbahar diğeri yaz sonunda oluşan odun ve soymuk boruları ezilerek üst üste yığılır ve yaş halkalarını oluştururlar.Demetler kambiyumu faaliyeti ile oluşur.

Değişmez dokular:Sürgen dokunun oluşturduğu yeni hücrelerin farklılaşmasıyla oluşurlar.Değişmez dokuları meydana getiren hücreler bölünme özelliğini kaybeder.Hücreleri meristem doku hücrelerinden daha büyük,sitoplazmaları daha az ve kofulları fazladır.
Yapı ve görevlerine göre beş çeşit değişmez doku vardır.

Bu bulabildiğim en kapsamlı yazı..(.http://www.fenokulu.net/bitkiseldoku3.htm den alıntı)
 
Bu arada sormadan geçemeyeceğim "Bir omurgalıda kesilen organ yenilenmez"demişsiniz.Omurgasızda yenilenirmi ?...
 
Öğretmen Ali2009-12-05 16:42:57

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZarganaÇevrim Dışı

Kayıt: 19/01/2007
İl: Ankara
Mesaj: 23
ZarganaÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 06 Aralık 2009 09:41
Ali bey bildiğim kadarıyla bitkilerde bizim anladığımız şekilde bir ölüm söz konusu değil. yani insanlar ve diğer birçok canlı doğum, büyüme daha sonra büyüme hormonlarının üretiminin durmasıyla gelişim açısından durağan bir sürece girilmesi, yaşlanma ve en sonunda hücre yenilenmesinin çok yavaşlaması sebebiyle ölüm şeklinde hayatını geçirir. ama kemal beyinde bahsettiği gibi bazı omurgasızlarda ve bitkilerde yaşlanma yok. sürekli bir yenilenme halinde bu canlılar. bir ağacın 100 yıl yaşayıp ölüyor gibi görünmeside sürekli büyümesi ve artık kendisini taşımayacak duruma gelerek devrilmesi olayı sanırım. bir bitkiye yaşaması için gerekli şartları sağladığımız sürece yaşamaya devam eder diye biliyorum. o zaman neden sera üreticileri bitkilerini yeniliyorlar yeniden fidan maliyetine giriyor sorusu geldi şimdi aklıma :) o da sanırım verimlilik sağlamak için yapılıyor. :)

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

RüzgardegirmeniÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 12/04/2006
İl: Manisa
Mesaj: 5919
RüzgardegirmeniÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 06 Aralık 2009 10:29
Kemal Bey'in bahsetmiş oldukları doğru.Bitkilerde organizma çevreye bağlı olarak ölür ya da ölmez.Bitkilerin yaşlanması kambiyumların her ilkbahar ve sonbaharda, ölü doku olarak dışa doğru genişlemesinden kaynaklanır.Buna da biz yaş halkası diyoruz zaten.Bitkide iletim sadece merkezdeki öz bölgesinden yürütülür.Burası çevresel sebepler nedeniyle başka canlılar tarafından işgal edilirse veya bir şekilde doğal afetlerce tahrip olursa bitki ölür.Kemal Bey'in dediği gibi çınar bin yıl yaşasa da bir şey olmaz.Önemli olan onu çevre koşullarına yenik düşürmemektir.
 
Bir de genelde şu olur.Bir ağaç bulunduğu bölgede çok uzun süredir varsa ve artık topraktan yeteri kadar besin çekemiyorsa,bir de yaşlanmışsa eğer gelişimi çok yavaşlar.Çünkü genç bitkiler daha büyük kohezyon kuvvetiyle su çekerken yaşlı bitkilerde bu daha zor olmaktadır.Ulaşılması gereken alan daha yüksektir ve birim alana düşen yeşil yaprak sayısı kısmen daha azdır.
 
Not:Yaşlanma diye belirttiklerim halk arasındaki yaşlanmadır.Biyolojik anlamda genetik tabanlı bir yaşlanma yoktur.Öyle olsaydı eğer çelikle üreyen ağaçların(kavak gibi)yeni bireylerinin de annesiyle aynı yaşa sahip olması gerekirdi.
unotim1232009-12-06 11:33:27

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

z_g_hÇevrim Dışı

Kayıt: 23/02/2009
Mesaj: 226
z_g_hÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 06 Aralık 2009 11:32
Bitkilerde ölüm yoktur arkadaşların dediği gibi çınarlar 100 yıl yaşar demişsiniz ama bu yanlış.

Ali bey çınarlar 100 yıl yaşar sözünüzü okuyunca en çok şaşırmamı sağlayan şey Bursada olduğunuzu görmek oldu. Çekirge askeri hastenesinin karşısındaki yoldan uludağa doğru kısa bi yolculuk yapın çok fazla bi yol gitmeden sol tarafta inkaya çınarını göreceksiniz oraya gidin ağacı görün oturup bi çay için orada. Ağacı görünce ağzınız açık kalacak emin olun. Bikaç örnek resim vereyim

1999 yılında çekilmiş tabelası








Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Öğretmen AliÇevrimiçi

Özel Üye
Kayıt: 12/04/2009
İl: Bursa
Mesaj: 1211
Öğretmen AliÇevrimiçi
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 06 Aralık 2009 23:28
Cevaplar için teşekkürler...Çınarın 100 yıldan fazla yaşadığını biliyorum bu rakam bitkilerin bir süre sonra öldüğünü anlatmak için kullandığım farazi bir rakamdır.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

domokunÇevrim Dışı

Kayıt: 19/07/2009
İl: Eskisehir
Mesaj: 111
domokunÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 10 Aralık 2009 21:37
Konu ve yanıtlar için herkese teşekkürler, ilginç bir soru olmuş Ali Bey, benim de aklıma 2 şey takıldı bu konuyla ilgili, uygun şartlar sağlanırsa teorik olarak bitkiler sonsuza kadar yaşayabilir mi? Bir diğeri de bitkilerde de belli bir zaman sonra gen havuzunda daralma olur mu ve buna bağlı sorunlar çıkar mı?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

bitkici1Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 13/02/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 956
bitkici1Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 11 Aralık 2009 01:03
Bence Kemal Bey'in anlattığına ilave olarak bitkileri insan topluluğu gibi düşünmek lazım. Bir topluluk düşünün, sürekli doğumlarla yeni bireyler katılıyor, yaşlı bireyler ölüyor. Dış etkenler, yaşam standartları vb. şeylerden sayı artabiliyor veya azalabiliyor, ama sürekli bir yaşam oluyor. Bir afet,hastalık yada başka bir topluluğun, toplu katliamı olmadığı  sürece hep varlığını sürdürüyor. Bu topluluğu dışarıdan tek bir organizma gibi düşünürseniz, bitkilerle büyük benzerlikler sergiliyor. Bir eledoğa bitkisinin sapında bütün yapraklar dökülüyor, sapı artık uzamıyor, ancak bir zaman sonra yandan sürgün veriyor ve belirli bir süre sonra sap eriyor, sadece yandan sürgün kalıyor. Aslında sizin aldığınız dal tamamiyle ortadan kalkıyor, ancak orda hala bir dal yaşamını sürdürüyor. Subulata gibi kökten filiz veren bitkilerde de bir zaman sonra ilk aldığınız tek subulata ölüyor, ama sürgünleri yıllarca yaşayabiliyor. Bu mantıkla insanları da topluluklara ayırsanız bütün topluluklar sürekli yaşamını sürdürüyor. Bitkilerle tek fark yaşam formları çok farklı.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

XXX€Çevrim Dışı

Kayıt: 22/01/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 229
XXX€Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 17 Aralık 2009 01:41
İlginç, demekki bitkilere sürekli besin (çevre şartları da ayrıca) sağlandığı taktirde ölmüyor. Her hangi bir insanın veya hayvanın yediği önünde yemediği arkasında olsa bile sonunda ölüyor.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

polarisÇevrim Dışı

Kayıt: 24/12/2008
İl: Çanakkale
Mesaj: 69
polarisÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 19 Aralık 2009 23:45
Aslında bitkisine göre değişmekte ama  sürgünlerle üreyen bazı bitkiler şaşılacak derecede uzun ömürlere sahipler. Bu tür bitki gruplarına klonal koloniler deniyor, bunun en güzel örneklerinden biri  konumuzlada ilgili bir tür, aquatik bir makrofit olan posidonia oceanica. Akdenizde su altı çayırları oluşturan saz benzeri bu deniz bitkisinin bazı kolonilerinin 100 bin yaşında olduğu belirlenmiş. Yani sorunun cevabı çok büyük bir iklimsel ve çevresel değişim olmadığı sürece bazı bitkiler klonal kolonileri teorik olarak sonsuza dek yaşayabilir. polaris2009-12-19 23:46:31

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

LemarkÇevrim Dışı

Kayıt: 24/09/2009
İl: Izmir
Mesaj: 238
LemarkÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 21 Aralık 2009 21:45

Dünyanın en yaşlı ağacı İsveç’te

İsveçli araştırmacılara göre dünyanın en yaşlı ağacı, İsveç’te hala ayakta olan 9 bin 550 yıllık bir köknar ağacı...

STOCKHOLM - İsveç’teki Umeaa Üniversitesi araştırmacıları, yazılı açıklamalarında, “Bu büyüleyici İsveç’in orta kesimlerindeki buluş, Dalara’daki Fulu dağında yapıldı. Bu çok büyük bir sürpriz, çünkü bu köknar türünün bu bölgelerde daha geç bir dönemde yetiştiğini düşünüyorduk” denildi.

Bilim adamları, daha önce en yaşlı ağaçların Kuzey Afrika’daki 4 bin ya da 5 bin yıllık köknarlar olduğunu düşünüyordu.

Araştırma ekibinden Profesör Leif Kullman, bugüne kadar dünyanın en yaşlı ağacının 2004’te kayıtlara geçirildiğini, bu sırada İsveçli araştırmacıların bölgedeki türlerin sayımını yaptıklarını belirtti.

Profesör Kullman, keşiflerinin iklim değişikliğinin daha iyi anlaşılmasına olanak sağlayacağını düşündüğünü de söyledi.


Kaynak:ntvmsnbc


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir