Bitki tabanı, perlit, zeolit ve toprak ?


ArrayÇevrim Dışı

Kayıt: 04/04/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 11
ArrayÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 04 Nisan 2007 09:03
Merhaba arkadaşlar,

Epeydir izleyici olarak takip ettiğim foruma, sipariş ettiğim akvaryumun da gelmek üzere olması sebebiyle, artık "yazarak" katılımcı oldum.

Öncelikle ekipmanı tanıtıp, niyetimi anlatmaya çalışayım. 20 sene kadar önce akvaryum hobisi ile ilgileniyordum ama o zaman lepistes vb. dışında pek birşey yoktu. Çocuklarım için bir hobi olması amacıyla, 20 yıllık hobiyi yeniden canlandırdım ama onlardan çok beni sardı. Önce 50-60 lt'lik ufak bir tank ve canlı doğuranlarla başladım, ardından yavrular için bir 30-40 lt tank daha kurdum. Derken 520 lt bir çiklit akvaryumu kurma fikri hasıl oldu, siparişini verdikten sonra bitkilerle beraber, bir de 400 lt civarı bitki tankı planladım ve gereken ekipmanı alıp, siparişi verdim. Birkaç güne kadar elimde olacak.

Tankı kısaca tanıtmak gerekirse;

Ölçüler : 130 x 60 x 50 (390 lt)
Filtre: Eheim professional 2226 950 lt filtre
Aydınlatma: 4 adet 120 cm florasan (bir kısmı grolüks, bir kısmı farklı olmak üzere, aydınlatma geçici, daha sonra özel bir DIY projem var). Mevcut florasanların altına, aydınlatma sektöründe kullanılan özel reflektörlerden koyacağım.
Taban kumu: perlit (100 kg aldım, iki akvaryuma da yeteceğini planlıyorum, yetmezse bir 50 kg daha alacağım sanırım)
Co2: mayalı sistem (zaman içinde tüplü sisteme geçmeyi planlıyorum)
Bitkiler: Henüz çoğunu almamakla birlikte, kağıt üzerinde bir peyzaj çalışması yaptım. Arka plana cabomba'lar sıralanacak, sağ ve sol simetrik olmak üzere, kıyılara önce eledoa (bu şart değil, çok hoşuma giden bir bitki değil) ve ön sağ ve sol kıyılara da saz, ortaya bir büyük kaya, önüne kırmızı güller, önüne bir kaç küçük kaya ve üzerine anubias'lar (kütük de olabilir ama şekilli güzel bir kütük bulursam anca olur, bunun dışında kütük pek açmıyor beni), güllerin sağ ve soluna kayalar ve anubias kayalarının önüne ya yosunlandırılmış taş bloklar ya da riccia öbek uygulamaları, bunların sağ ve soluna sert çınarlar (hafif yüksek oluyorlar resimlerde gördüğüm kadarıyla), limonlar ve en ön plana da çınarlar, hemen arkasına da cüce sazlar. Bulabilirsem yine simetriyi bozmayacak şekilde 1-2 eğrelti otu. Bunların dışında sağa sola "dekoratif" serpiştirilmiş kızıl/kırmızı bitkiler.

Tabi bunlar henüz düşünce aşamasında, görüş ve önerilere açığım. Filtre çekiş, veriş ve ısıtıcı sol arkada olup, bitkilerle kamufle edilecek derece de sağ yan camda olacak.

Akvaryumda balık yükü de çok ağır olacak. En az 200-300 tane canlı doğuran ağırlıklı balık olacak. Zaten hali hazırda toplam 100 litrede 200 kadar var, iyi bitkilendirme sonrası yaşatabileceğimi düşünüyorum ama bu balıkların tamamı gelişmiş balıklar değil, yarısından çoğu yavru. Nüfus planlaması için sisteme 20 kadar neon ekleyeceğim. Ondan sonrasını da doğal seleksiyona bırakacağım. Vatoz eklemeyi düşünmüyorum. Ama bol miktarda elma salyangozu koyacağım sanırım (bu da kesin değil, bitkilerle biraradalığı çok önemli, görüşlere açığım).

Bütün bunların dışında, asıl sorun taban kumu dizaynı ve içeriği. Burası gerçekten karışık olacak. Forumdaki ve diğer forumlardaki mesajları okudum (evet, bitki forumunun son 15-20 sayfasını istisnasız okudum, giderek geriye doğru da okuyorum :)) fakat taban kumu konusunda hala bir netleşme yok.

Planım bir yüksek maliyetli akvaryum kurmak değil. Yani sürekli "sera'nın haddinden pahalı gübrelerine" para verme niyetinde değilim. Dolayısıyla, NPK kimyasal gübreleme ve iyi oluşturulmuş zemin konusunu çok önemsiyorum. Bunun dışında alg sorunu ile baş edecek şekilde, kara bitkileri gübresi kullanmayı da düşünüyorum ama orada doz meselesi çok önemli. Damlalar bazında ve aşama aşama ilerleteceğim o süreci. Henüz erken, biraz daha araştırmam lazım. Diğer eser elementleri de okuyarak, araştırarak öğrenmeye çalışıyorum.

Neyse, bu kadar girizgahtan tanıtımdan sonra;

Elimde 100 kg perlit ve 20 kg kadar zeolit var. İlk sormak istediğim şey şu. Perlitin üst kısmına, karıştırılmış bir şekilde zeolit ekleyip (yeşil bir kum gibi), bununla amonyağın fazlasını tabanda toplayıp, bitkinin buradan kökleri aracılığıyla amonyak almasını beklemem hayalperestlik mi olur ?

İkinci ve daha önemlisi, tabana bildiğimiz humuslu saksı toprağı sermeyi planlıyorum 1 cm kadar. Üstüne de 10-12 cm perlit gelir herhalde. Bu saksı toprağı işi çok mu yanlış olur ? Bu arada bilmeyen arkadaşlar için, perlit yapısı itibarıyla çok ilginç bir malzeme. Gözenekli bir taş gibi düşünün. İyi bir substrat yani. Topraksız tarımda, kontrollü gübreleme amaçlı kullanılıyor. Hatta patlatılmış halde olanları çok hafif oluyor, bunları saksılarda görmeniz mümkün. Benim aldığım işlenmemiş olanı. Yapısı gözenekli olduğu için "geçirgen" ve böylece dipte küflenmenin önüne geçeceğimi düşünüyorum. Kuarts'a göre hafifliği de bir başka avantaj. Bu haliyle, aquaclay'dan çok daha ucuz bir alternatif olduğunu düşünüyorum.

Yani ana kum perlit. Buna daha neler karıştırıp tabanı zenginleştirebilirim ?

İlk aklıma gelenlerden birisi, paslı çivi vb. Çok kişi "aman ha" diyebilir ama pasın bitki gelişiminde çok ciddi bir rolü vardır. Nedenini bilmiyorum, botanikçiler daha iyi bilir ama çok yerde bitkilerin paslı "zeytinyağı tenekelerine" dikildiğini görürsünüz. Bu "imkansızlıktan" değil, bitkinin sağlığı için yapılan bir uygulama. Akvaryum için de bunun geçerli olacağını düşünüyorum. Abartılmadıkça, zemindeki birkaç paslı çivinin bir faydası olacağını, en azından zararı olmayacağını düşünüyorum. Hem de oksitlenmesi sebebiyle, bir miktar demir katkısı sağlayabilir (bunu da bilmiyorum, botanikçi ve kimyacı arkadaşların fikirlerini duymak isterim). Paslı çivi yerine birkaç cm derinde, araya serpiştirilecek demir talaşı da olabilir. Ama ben geleneksel paslı çivi metodunu daha doğru buluyorum. Hatta riccia uygulaması yaparsam, riccia filesini paslı çivilerle kuma gömmeyi ve çivilerin üzerlerini kapamayı düşünüyorum.

Tabana sermek için bir miktar laterit aradım ama bulamadım. Kiremit kırığını da bir "seçenek" olarak tutuyorum ama işe yarayıp yaramayacağından pek emin değilim. Her kırmızı şeyde demir olacak diye bir kaide yok, araştırmak lazım.

Akvaryuma bir miktar gammarus atmayı düşünüyorum ama bitkilerle arası nasıl olur bilemiyorum. Mevcut akvaryuma canlı doğuranlar yesin diye attım, küçüklerini yediler, büyükleriyle de kardeş kardeş geçiniyorlar şu anda. Bu büyükler yavrularsa, balıklar için protein ihtiyacı doğal yoldan karşılanmış olacak böylece. Gammarus'ların hareketleri ilginç ama kimisine hoş gelmeyebilir. Kendilerini kuma gömüp duruyorlar saklanmak için. Bu yolla ben biraz "dip hareketliliği" de sağlamış olacağım. Hatta bu bitki akvaryumu kurulunca, boşa çıkan 60 lt tankıma doğadan toplayıp, hali hazırda terasta bir leğende yaşattığım doğa su bitkilerini koyacağım. Onların arasında da bolca gammarus var, dip çekimi yaptıkça nitratlı suyu oraya döküyorum. O akvaryumu tamamen gammarus işine ayırıp, hem bir "yarı paludaryum" hem de, diğer akvaryumdaki çiklitler için canlı yem deposu yapabilirim.

Özetle durum bu. Şu anda sıkıntım, taban için zengin birşeyler oluşturmak. Bunu yaparken, yüzlerce liraya malolacak marka kumlar yerine, ülkemizde varolan şeyleri kullanma düşüncesindeyim. Aslına bakarsanız balık ilaçlarını bile çoğunlukla eczaneden temin etmeye çalışıyorum. Çünkü marka adı altında bize satılan ithal ürünlerin çoğunun "haddinden pahalı" olduğunu düşünüyorum ve bu da hobiyi pahalılaştırıyor. Bu da hobinin yaygınlığını önlüyor.

Bilgili ve deneyimli katılımcılardan ricam, hem sorduğum konularda fikir vermeleri, hem de aklıma gelmeyen ya da (bu konularla ilgili) kendi uyguladıkları deneyimleri paylaşmaları.

Selam ve sevgiler,


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

perhapsÇevrim Dışı

Kayıt: 20/09/2006
İl: Trabzon
Mesaj: 245
perhapsÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 05 Nisan 2007 06:30

Teknik konularda daha deneyimli arkadaşlar yardımcı olacaklardır. Hatta chiclid tankını büyütüp eskisini bitkili tanka dönüştürme kararı almış biri olarak çok da yakından takip edeceğim bir başlık olacak. Ancak bir tasarımcı olarak nacizane, simetrik düzenlemelerden şiddetle kaçınmanızı öneririm. Çok zor çözümlerdir. Ayrıca materyaliniz bitki olacağından ve aynı tank içinde bile olsa farklı ekolojik şartlardan dolayı farklı gelişimler gösterebileceklerinden, başlangıçta stabil olan bir düzenleme uzun vadede dengesiz bir hal alabilir. Kısaca simetriyi Gaudi'ye, Sinan'a bırakıp şekilsiz denge arayışına girmekte fayda var.

Bu arada ben de tabanda toprak kullanacağım ama forumda genel olarak paket topraklar önerilmiyor. Dışarda bir çim tabakası bulup altındaki yüzey toprağını alacağım ve 1-2 cm kalınlığında zemine sereceğim. üzerine de 6-7 cm kadar dere kumu kullanacağım. Size gelecek yorumlara göre bir perlit ilavesi de olabilir :)

Kolaylıklar diliyorum...


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

goktugyÇevrim Dışı

Kayıt: 11/03/2007
İl: Ankara
Mesaj: 1501
goktugyÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 05 Nisan 2007 08:39
Ülkemizde bulunan ve bitki tanklarında genel olarak kullanılan dere kumunu tavsiye edebilirim. Nacizane bir sorum olacak. 300-400 adet balık kuracağınız bitki tankının Co2 ihtiyacını karşılamaz mı ?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ArrayÇevrim Dışı

Kayıt: 04/04/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 11
ArrayÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 05 Nisan 2007 10:31
Merhaba,

[QUOTE=goktugy]Ülkemizde bulunan ve bitki tanklarında genel olarak kullanılan dere kumunu tavsiye edebilirim. Nacizane bir sorum olacak. 300-400 adet balık kuracağınız bitki tankının Co2 ihtiyacını karşılamaz mı ? [/QUOTE]

Perlit de ülkemiz ürünü yani ithal değil. Yoksa ben de öyle "yabancı markalara" para bayılma niyetinde değilim. Aslında gübreleme işi için bile alternatifler düşünüyorum. Alg patlatmayacak dozajda işe başlarsam bir yararı olabilir. Dere kumu, çok kalın bir taban için diplerin hava almasını çok zorlaştıracak. Kaldı ki perlit de yıkanınca koyu dere kumuna benziyor aslında tip olarak. Ama bazı farkları var. Örneğin PH'ı nötr yani suya sertlik etkisi yok. Bir parça daha hafif, ve daha da önemlisi yüzey yapısı itibarıyla çok iyi bir substrat. Eh bunlara bir de hem yerli malı oluşu ve hem de çok ucuz oluşu eklenince, perlit en iyi seçenek olarak karşıma çıktı. Ben 100kg aldım, 50kg'lik iki çuval halinde. 25 YTL tuttu tamamı, yani kilosu 25 kuruşa geliyor.


Bu arada Emrah Bey;

Sanırım simetri konusunda haklısınız. Aslında iki model vardı kafamda, simetri daha şık duracak gibiydi. Diğeri ise yan camlardan birinin ölü noktasına doğru hafif yükselti verip, yatay ve dikey derinlik katmaktı. Yani sol ön ile sağ arka köşe arasında, sol arka köşeye doğru parabolik bir eğimi, hem dikeyde hem de yatayda uygulamak. Bu tarz bir peyzaj görmedim örneklerde. Kafamda canlandırabiliyorum ama bitki ekimini iyi düşünmem lazım. Bu modelde kütüğe gerek kalmıyor, kayalarda da bir miktar azalma mümkün. Hatta birkaç tane ufak cam kavanozunu belli noktalarda 15cm'ye varan kumun içine hafif yatay gömerek, belki bir doğal mağara elde etmek mümkün olabilir ama kum kaymasını kontrol etmem gerekir önce. Bir de kavanozu iyice bir silikonlayıp, çevresine perlit bulaştırmak gerekecek. Doğallığı bozarsa koymam, bozmazsa, yapabilirim. Önemli olan kumun tutunması.

Bu gece 50kg'lik çuvallardan birini küvette yıkadım. Yıkarken o işi de denedim, yani bir bölgeye yükselti vermeyi. Kumun yüzeyi biraz pürüzlü gibi olduğundan, tutunabiliyor gibi geldi ama akvaryumda canlı olarak denemedikçe karar vermek zor. Ama simetri işinde hem filtre pozisyonu ve hem de farklı bölgelerdeki bitki gelişim şartları işi gerçekten bozabilir. Tavsiyeniz için teşekkürler.

Selam ve sevgiler,


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

tarquinnnÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 17/01/2007
İl: Izmir
Mesaj: 180
tarquinnnÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 08 Nisan 2007 04:48
   Said Bey,öncelikle ışıklandırmanız biraz yetersiz bence..50 cm yükseklik ve 400 litreye yakın hacim için 36x4=144 wattlık aydınlatma bitki seçeneklerinizi oldukça kısıtlar.Örneğin kırmızı renkli bitkilerin birçoğunu sağlıklı bir biçimde yetiştirmeniz mümkün olmaz.Keza cabomba türleri de yüksek ışık isteyen bitkilerdir.Limnophila türlerini cabombalara alternatif olarak düşünebilirsiniz.Riccia öbek uygulaması yapmanız da ,malesef,oldukça zor.
   Taban malzemesi olarak perlit kullanımını deneyen bir çok arkadaş olmuştu ve genel olarak memnun kalınan bir uygulama olduğunu düşünüyorum.Ancak saksı toprağı kullanımı bence çok riskli.Başarılı olma ihtimalinin yanında tüm emeklerinizin boşa gitme ihtimali de var.İyi düşünün derim.Paslı çivilerin oksitlenme sonucu suya demir iyonu vereceğini sanmıyorum.Gerçi bazı yabancı kaynaklarda mikronize demir kullanımının faydaları sıkça işleniyor ama suya demiri direk atmak kulağa bile bir acaip geliyor.Kiremit benzeri malzemelerin kırıkları da pek bir işe yaramaz sanırım.Çünkü,yapım aşamasında çok yüksek sıcaklıklara maruz kalan bu malzemeler salınım yapamaz duruma geliyorlar(yanlış biliyor da olabilirim).Saksı,çömlek vs.yapılan pişirilmemiş kilden(özellikle doğal rengi en kırmızı olanlardan) bulursanız en alt katmanda ince kum ile karıştırarak kullanabilirsiniz.Demir katkısı için işe yarar bence.
   Karasal ve sucul bitkilerin genel besin ihtiyaçları arasında büyük farklar var,o yüzden bitki gübrelerini(karasal bitkiler için olanları) kullanmanızı önermem.Sonuçta,tankta oluşabilecek kullanılmayan her madde yükü alglere davetiye çıkarmak olacaktır.
   CO2 ihtiyacınızı mayalı sistemle karşılamanız imkansız gibi.O hacimdeki bir akvaryum için buna uğraşmak hem çok zahmetli hem de düşündüğünüzden masraflı olabilir.Kişisel olarak,mayalı sistemi zaten önermiyorum.Çünkü kullanmaya başladığınız ilk günlerde elde edeceğiniz CO2 miktarı ile 2-3 hafta sonrasında elde edeceğiniz miktar arasında büyük farklar oluşuyor.Bu durum da yüksek PH farklılaşmalarına sebep olabiliyor.İyi takip etmek lazım.Sizin akvaryumunuzda yüksek balık adedi bence mayalı sistemden çok daha faydalı olacaktır CO2 konusunda.
   Taban kurulumunuzda,fosfat tutucu özelliği olan pomza taşı,karbon katkısı için linyit kömürü kullanabilirsiniz.Ayrıca kimyasal malzemeler satan şirketlerden bitkilerinizin ihtiyacı olan bir çok maddeyi temin ederek kendi gübrelerinizi hazırlayabilirsiniz.
   Başarılı olmanızı umarım.Saygılarımla..

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

YBNÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/09/2006
İl: Ankara
Mesaj: 1247
YBNÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 08 Nisan 2007 13:44
Öncelikle tabanda zeolit kullanmaktan vazgeçmenizi tavsiye ederim, zeolit amonyağı tutacaktır fakat bitkili bir akvaryumda amonyağı tutmak en son isteyeceğimiz bir olay. Bizim istediğimiz o amonyağın nitrit'e, nitritin de nitrata dönüştürülmesi ve nitratın da bitkiler tarafından kullanılmasıdır. En baştan amonyağı tutarsak bakteri oluşumunu bile sağlayamayız. Zeolit bitkisiz malawi/tanganyika akvaryumlarında sump veya filtre içinde belli zaman periyotlarında değiştirilmek şartıyla kullanılabilir ama yoğun bitkili akvaryumlarda kullanılmasını hiç tavsiye etmem.
 
Anladığım kadarıyla herkes DIY gübre yapmak istiyor; paslı çivi kullanmak istemeniz de gübreye para vermemek için sanırım. Eğer bitkilere demir katkısı yapmak istiyorsanız kendi kullandığım yöntemi yazayım (sanırım tüm forumlarda ilk defa yazarak demir ekleme tekniğimi afişe etmiş oluyorum :D )
İster kendiniz yapın, isterseniz bir demir doğrama atölyesinden alın, bir miktar demir tozu edinin. Cam bir kap içine az miktarda hidroklorik asit koyun ve demir tozunu azar azar bu asit içinde tamamı eriyecek kadar ekleyin. demir tozu da, asit te oldukça az miktarlarda olsun (mesela 2gr demir tozu kullanın, asit olarak ta 15-20cc yeterli olacaktır) elde ettiğiniz bu sıvının içindeki demir bitkilerin rahatlıkla kullanabileceği hale gelmiş olacaktır. Bu karışımı 1 litre gazı kaçmış maden suyuna karıştırarak haftalık düşük dozajlarda kullanabilirsiniz. Unutmayınki fazla kullandığınız takdirde alg patlaması yaşarsınız.
 
DIY gübre yapmak kulağa hoş gelse de, içeriğindeki maddeleri bulabilmek/almak ve uygulanabilir hale getirmek hazır gübrelerden daha pahalıya gelebilir. Genel olarak bakıldığında sıvı gübreler pahalı, onlara nazaran taban gübreleri daha ucuzdur, hidroklorik asit ise tablet gübreleri sıvı hale getirmek için ideal'dir ;) demir vs. ile ğraşmak yerine tablet gübre alıp bunu ergiterek sıvı hale getirebilirsiniz. Birçok durumda ise zaten katı halleri ile kullanmak daha mantıklıdır ki, 3-4 ay idare ettiği için çokta pahalıya gelmeyecektir.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ArrayÇevrim Dışı

Kayıt: 04/04/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 11
ArrayÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 09 Nisan 2007 06:25
Gürcan Bey Merhaba,

Işıklandırmanın bir parça yetersiz olduğunu biliyorum ama güzel bir reflektör kullanacağım için, şimdilik idare edeceğini düşünüyorum. Malum, iyi bir reflektör, ışığı %20-30'lar seviyesinde artırabiliyor. Ama ileride bir DIY aydınlatma projem olduğu için, şimdilik aydınlatmayı bu şekilde yapmayı planlıyorum. Çünkü aydınlatmaya yapacağım her yatırım, ileride çöpe atılmış olacak :(

Kil malesef bulamıyorum. Ya da bulmak için ciddi masrafa girmem gerekecek. Benim amacım daha düşük masraflı bir taban elde etmek aslında. Öte yandan 5-10 kg kadar gübrelenmiş bahçe toprağı ile torf alıp, karıştırdım. Henüz akvaryuma uygulamadım ama uygulamayı düşünüyorum. Bunu en alt katmana yerleştireceğim ve tabanı da gerçekten kalın tutacağım için, sorun olmamasını ümit ediyorum. Elimdeki Aqua Medic'in AquaPeat torf'u ile benim aldığım saksı torfu arasında pek de bir fark görünmüyor. Biri adeta diğerinin preslenmiş hali. Ama henüz denemediğim için, önermiyorum. Deneyip bu riski aldıktan sonra, sonuçları diğer kullanıcılarla da paylaşacağım. Bitki yükünü gereği kadar oluşturabilirsem, alg'ın önüne geçebileceğimi umut ediyorum.

Karasal bitkiler ile sucul bitkilerin gübreleri arasındaki en önemli fark fosfat ve nitrat. Su gübrelerinde bu maddeler pek bulunmuyor. Karasal bitkilerde ise yüksek oranlarda bulunuyor. Karasal bitki gübresi denersem eğer, sudaki nitrat değerlerini çok ciddi ölçüde kontrol etmeden bunu yapmam. Ama eğer uygun dozajı yakalayabilirsem, inanılmaz bir maliyet farkı söz konusu olacak. Bu maliyet farkı için denemeye değer. Eğer alg ile başa çıkamazsam, tank reset yapabilirim, bunu göze almak istiyorum. Çünkü ithal akvaryum gübreleri inanılmaz pahalı karasal bitki gübrelerine göre.

Mayalı sistem konusunda kaygılarınıza katılıyorum. Ben de kısa bir süre sonra akvaryumun gelişimine göre, tüplü sisteme geçebilirim. Ya da balık yükümü doğru ayarlayabilirsem, tamamen "kendi dengesinde" bir tank olabilir. Fakat mayalı sistem ile büyük bir tankı çok uzun vadede istikrarlı yürütemeyeceğimi düşünüyordum ve sizin de görüşünüz bu yönde olunca, bu düşüncem iyice kuvvetlendi.

Taban için pomza taşını bir türlü bulamadım işin doğrusu. Linyiti ise bilmiyorum. Nasıl uygulamalıyım ? En alta mı, orta tabakaya serpiştirerek mi, yoksa üstlerde büyük tanecikler şeklinde mi ? Ya da toz linyitten mi bahsediyorsunuz ?

Yiğit Bey selamlar,

Tabanda kullanmak istediğim zeolit konusunda beklentimi biraz daha açayım. Bitki köklerine yakın seviyede ve az miktarda serpiştirilmiş zeolit düşünmüştüm ben. Çünkü zeolit aslında bir amonyak süngeri gibi görev yapıyor. Yani emiyor ama tuz ve ılık suyla veriyor. Keza bitki köklerinin de bu emilmiş amonyağı bir şekilde "kullanabileceğini" düşündüm. Yani az miktarda serpiştirilmiş zeolitin, bitki kökleri için bir "amonyak silosu" görevi yapması ihtimalini varsaydım. Bundan çok da emin değilim, olmayabilir. Ama bitki amonyağı ince zeolit tabakadan ememese bile, zeolitin bir süre sonra doyması sözkonusu olacağından, kısa vadede zararı olur ama uzun vadede olmaz. Ama tahmin ettiğim gibi kökler vasıtasıyla bir emme gerçekleştirilebilirse, perlit zaten geçirgen bir yapıda sayılabileceğinden, zeolit akvaryumdaki (emebileceği kadar) amonyağı emip, bitki köklerinin kullanımına hazır tutabilir. Bu da hem akvaryum bakımı ve hem de besine kolay ulaşma açısından işe yarayabilir. Denemek riskli mi olur sizce ? Sonuçta en üst katmanın 2-3 cm kadar altına, yarım cm'den daha az bir tabaka planlamıştım.

Çivi ve demir talaşı konusunda görüşlerinizi çok beğendim. Benim kafamdaki şeyden daha ötesini sunmuşsunuz. Ben demir talaşını düşünmüştüm ama tıpkı zeolitte olduğu gibi bir "tabanın hemen altına serpiştirme" planlamıştım. Bitki köklerinin bir şekilde bu demiri alabileceğini düşünmüştüm çünkü karasal bitkilerde alabiliyor. Yani paslı teneke örnekleri çok işe yarıyor. Ama bahsettiğiniz demir gübresi oluşturma fikri daha akıllıca ve çok daha kontrollü bir yöntem. Çivi atsam bile bu yöntemi deneyeceğim ve becerebilir ve sonuçlardan da memnun kalırsam, çivileri kolayca geri toplayabilirim.

Bu arada hidroklorikasidin suda negatif bir etkisi olmuyor mu ? Bitkiler ya da canlılar üzerinde ? Gerçi madensuyu ile seyreltiyorsunuz ama ne bileyim, sonuçta belki olabilir. Gerçi denediğinize ve sonuçlardan memnun olduğunuza göre, sorun olmaz sanırım.

İlgi ve bilgi paylaşımlarınız için çok teşekkür ederim. Umarım bu başlık daha da gelişip, bitki akvaryumları konusunda iyi bir kaynak olur.

Selam ve sevgiler,


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

levent16Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 12/08/2005
İl: Bursa
Mesaj: 206
levent16Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 09 Nisan 2007 10:03
Said bey tabanda Perlit kullanacaksanız eğer Perliti tanka ekledikten sonra en az bir hafta on gün bitki eklemeyin nedenini tam açıklayamam ama iki tankımda perlit kullandım ilki aceleye geldi bitkileri hemen ekledim bitkiler ilk etapta bozuluyor sonra toparlıyor ama ikinci tankımda ise Perliti tanka ekledikten iki hafta sonra bitki ekledim ve hiçbir bozulma olmadı. Tabi az öncede dediğim gibi açıklamasını tam yapamam ama benim uygulamamda bu sorunla karşılaştığımı belirtmek istedim.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

YBNÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/09/2006
İl: Ankara
Mesaj: 1247
YBNÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 09 Nisan 2007 14:45
Said Bey,
 
Evet, zeolit amonyağı çekecektir fakat sorun şu ki, bitkilerimiz amonyağı kullanmıyor. Amonyağın filtre sistemimizde nitrit'e, nitritin de nitrat'a dönüşmesi lazım ki bitkilerimiz bu nitrat ile protein içerikli yemden oluşan fosfat'ın bir kısmını kullanabilsinler.
Yoğun bitkili akvaryumlarda genellikle ortaya çıkan nitratın tamamı bitkiler tarafından tüketilir, hernekadar fosfat ta bitkiler tarafından tüketiliyor olsa da, genellikle tamamı tüketilemez ve fosfat birikimi olur. Buda alg sorununa yol açabilir, ortamı dengeleyebilmek oldukça zordur bu yüzden periyodik su çekimi bitkili tanklarda da işe yarar.
 
Hidroklorik asit suyun ph değerini düşürür, bazı akvaristlerce kullanılan bir yöntemdir fakat sadece suyun ph'ını  düşürmek için kullanılmasını tavsiye etmem. 20cc kadar asit'i 1000cc maden suyu içine karıştırdığımızda artık pek etkisi kalmaz, ki elimizdeki 1 litrelik solusyonu akvaryuma boca etmeyeceğiz, bunu da düşük miktarlarda akvaryum suyuna eklediğimizden akvaryumda da en az 65 litre su olduğunu varsaydığımızda en ufak bir değişiklik söz konusu olmayacaktır. asit içinde demiri ergitirken reaksiyonu hızlandırmak için hidrojen peroksit ekliyebilirsiniz (asit miktarının 1/3 yada 1/4 miktarında) reaksiyondan çıkan buharı teneffüs etmemelisiniz, ayrıca reaksiyon kabının ağzını da kapatmamalısınız. Bir cam şişe içinde yapıp, pencere kenarı veya balkonda yapılması uygundur.
 
Öte yandan kök sistemli bitkiler besinlerinin büyük bir yüzdesini kökleri vasıtasıyla alırlar, yani bu tip bitkiler için tablet gübreler çok daha etkili olacaktır. Tablet gübrelerin fiyatları ise sıvı olanlara göre daha ucuz, aynı zamanda dayanım süreleri oldukça uzundur. Bazı hallerde DIY projelerden çok daha ucuza gelirler. Herne kadar akvaryum tabanı kurulumunda bahçe toprağı/bataklık çamuru gibi birçok teknik olsa da, bence suya ne kadar salınım yapacağı bilinmeyen bu tarz yapılardan kaçınmak gerekir, içeriğinde hiçbir besleyici madde bulunmayan bitki toprağını diğer kurulumlara tercih ederim çünkü kontrolün bende olmasını sağlar. Diyelimki akvaryumumuza demir içeriği zengin bir kil türü koyduk, ortam ısısı 22 dereceyken az salınım yaparken ortam ısısı 26 dereceye çıktığında salınım çoğalabilir. Bu ise benim devamlı olarak alg mücadelesi vermem demek olur. Alg'in sebebini de taban malzememe dayanıramamışsam bu beni hobiden bile soğutabilir.
 
Oldukça makul fiyatlarda taban gübreleri satılmakta, eğer akvaryumunuzu deney amaçlı kurmuyorsanız nutrafin gibi markaların 1 yıl dayanımlı tablet gübreleri mevcut, bu gübreler gerek tablet olarak, gerekse ergitilerek ;) uzun vadeli kullanımlar sunabilir.
YBN2007-04-09 14:45:38

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ArrayÇevrim Dışı

Kayıt: 04/04/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 11
ArrayÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 09 Nisan 2007 16:24
Bülent Bey Merhaba,

Sizin "5-10 gün bekleme" sebebinizi sanırım ben açıklayabilirim. Şöyle ki;

Perlit, belki de gözenekli bir yapıda olduğu için, tozdan arındırılması zaman alıyor. Üstelik bu toz, özel ve yakıcı bir toz anladığım kadarıyla. Ben bu işi şu şekilde çözdüm.

Önce kumu küvetin birine boşalttım. Suyu doldurdum ve sürekli karıştırıp, o suyu boşalttım. Karıştırdıkça, tozlar kalkmaya başlıyordu ve o tozlu kısmı boşaltıp, yeniden su doldurdum. Şu anda kum, 4-5 gündür hala küvette ve su içinde. İlk yıkamadan hemen sonra asıl kaba tozu attıktan sonra, olası bir parazit sorununa karşı çok yüklü miktarda tuz uyguladım ve o tuzdan sonra günlerdir küvette (su içinde) kum. Her gün birkaç kere karıştırıp, tozlu kısım yukarı çıkınca onu sifonluyorum. Artık yeni su doldurduğumda, karıştırsam bile bulanmıyor pek su. Yani iyice arındırdım o sorundan. Sanırım sizdeki sorun da buydu. O çıkan toz benim genzimi yakmış, uzun süre banyodan çıkmamıştı ağır kükürtlü gibi olan koku. Muhtemelen bitkileri o kokunun çıkmasını sağlayan kimyasal incitiyordu.

Öte yandan kumun rengini çok sevdim. Beyaz bir kum bu kuruyken, ama ıslanınca gri/siyah arası tonlara dönüşüyor. Böyle olunca, bitkiler çok hoş bir şekilde ön plana çıkacaktır. Zaten bitki akvaryumumun arka planını siyah kaplatıyorum. Kum da siyah olunca, hem balıklar ve hem de bitki ön plana çıkmış olacak.

Yiğit Bey selamlar,

Zeolit amonyağı çekecek ve bu elbette filtreye gitmeyecek ama eğer yanlış bilmiyorsam, bitkiler zaten diğer azot bileşiklerini de kullanabiliyorlar. Kaldı ki, gözenekli yapıdaki perlit zaten çok iyi bir substrat olduğu için, nitrifikasyon süreci kumun yüzey tabakalarında da devam edecek. Yani aslında zeolit o amonyağın tümünü değil, sadece "nitrifikasyonu yapılamayan" kısmını emmiş olacak. Tabi botanikçi ya da biyolog değilim ama mantık çerçevesinde böyle olduğunu düşünüyorum. Çünkü sonuçta gözenekli kum da bir biyolojik filtrasyon elemanı oluyor.

Tablet gübrelerin ucuz olması güzel. Hatta size çılgınca bir şey daha söyleyeyim, ben o gübre işini de farklı bir şekilde çözeceğim. Bitki diplerine deneysel amaçlı olarak "güvercin dışkısı" deneyeceğim birkaç defa. 1-2 parçadan nasılsa bir alg patlaması olmaz çünkü köklere gömeceğim. Ama eğer bu işin faydasını görürsem, bilinen en güçlü gübreyi, en ucuz maliyetle elde etmiş olacağım. Çünkü doğadaki kuşlar (güvercinler), çok çeşitli bir yemlenme şekline sahip.

Beri yandan şu maden suyunda seyreltilmiş hidroklorik asit işi giderek aklıma yatıyor. Özellikle kızıl bitkileri çok seviyorum, yeşil ile kontrast sağlayıp, tüm güzellikleri ile ortaya çıkıyorlar. Bu demir işini de oradan (kontrollü olarak) sağlayabilirsem, çok iyi olacak. Zaten o işi becerebilirsem, çiviye miviye gerek kalmayacak akvaryumda sanırım.

İlgi ve yardımlar için teşekkürler.

Selam ve sevgiler,


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

YBNÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/09/2006
İl: Ankara
Mesaj: 1247
YBNÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 09 Nisan 2007 16:52
Kuş gübrelerinde kristalize amonyak bulunur, sudaki çözünümü hakkında ise bir fikrim yok, deneyip sonucu görmek lazım. Tabi sonuçları belli olmayan bir deneyinde, akvaryumda balık yokken yapılması daha uygun olur sanırım.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ArrayÇevrim Dışı

Kayıt: 04/04/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 11
ArrayÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 12 Nisan 2007 03:49
Yiğit Bey Merhaba,

Kuş gübresi konusunda hala kararsızım. Yani illa ekleyeceğim ama yöntemi konusunda kararsızım. Acaba ara katmana mı serpiştirsem, yoksa parça parça bitki köklerine mi (bitkileri ektikten sonra) soksam ?

Daha sonradan soktuğumda kimyasal sorun beklemiyorum çünkü balıkları bir süre geç ekleyeceğim ama suda çözünme yapıp, görsel sorun yaratmasını istemem. Kum içine serpiştirsem, sadece bitki kökleri yararlanır diye düşünüyorum çünkü gübreden sonra en az 3-4 cm perlit daha koyacağım.

Bir de terimi tam anlayamadım. Yani kristalize amonyak'tan aşırı güçlü bir gübre anlıyorum, doğru mu anlamışım ? O zaman alg dışında risk yok diye düşünüyorum. Böyle bir durumda da kumun ara katmanına serpiştirmek daha akıllıca olacaktır sanırım. Sonuçta alg 3-4 cm alttaki gübreden yararlanamaz.

Selam ve sevgiler,


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

YBNÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 14/09/2006
İl: Ankara
Mesaj: 1247
YBNÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 12 Nisan 2007 12:08
Açıkçası ben böyle bir riske girmezdim,
kuş gübresi 3-4 cm kumun altında da olsa burada da bir su sirkülasyonu vardır, oldukça yavaş bir sirkülasyondur ama vardır. Yani gübre içeriği öyle yada böyle illaki suya karışacaktır. Tabana koyulacak böyle bir gübre istenmeyen sonuçlara yol açarsa da, kolayca çıkarılamayacaktır.
 
Esasen riske girmek yerine nutrafin'in taban gübresini (ucuzluğundan dolayı, yoksa işe yarayıp yaramadığını bilmiyorum) kullanmayı tercih ederim.
 
Ama, amaç içinde balık olmayan bir bitki deney akvaryumu olacaksa, bahsettiğiniz kuş gübresi de dahil olmak üzere pek çok şeyin denemesini yapardım. Tabi kolayca müdahale edebileceğim küçük boyutlu akvaryumlarda olmak şartıyla.
 
Kristalize amonyak, amonyağın katı halidir, bahsettiğim şey katı haldeki bu amonyağın suda nasıl bir çözünmeye gideceğidir, yavaş yavaş çözünürse aslında gayet güzel işe yarayabilir, fakat hızlı bir çözünme yaşıyorsa sorun olacaktır. Tabi kuş gübresinde tek düşünülmesi gereken amonyağın çözünmesi değildir, sonuçta o gübre ile akvaryuma birçok bakteri/virüs te girecek. bunların balıklar ve bitkiler üzerindeki etkileri de tahmin edilemez.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

captsquashÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 07/09/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 331
captsquashÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 14 Nisan 2007 21:32
İyi akşamlar Said Bey ben de yakın zamanda bitkili 125 lt. akvaryum yapmayı düşünüyorum ve yazınızı okuduktan sonra perlit iyice aklıma yattı. Madem gözenekli ve istediğimiz şartları sağlıyor ozaman niçin aquaclay gibi malzemelere avuç dolusu para verelim ki? 
Size aklıma takılan birkaç şeyi sormak istiyorum
1) Perliti nereden aldınız
2)Perlit için tanecik büyüklüğü seçeneğimiz varmı yoksa perlit tek tip mi?
Son olarak bir şey daha sormak istiyorum gammarusları nereden buldunuz akvaryuma koymak bana pekçok yönden cazip geliyor.
 
       Yeni akvaryumlarınız hayırlı olsun karşısında mutlu anlar geçirmeniz dileği ile

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir