Bilinçli Akvaryumculuk ve Bilinçli Akvaristlik
A. İnsanlar neden akvaryum hobisiyle uğraşırlar?
Binlerce insanın bir hobi olarak akvaryumlarla uğraşmasının altında kuşkusuz biribirinden çok farklı motivasyonlar yatıyor. Bu motivasyonların en yaygın olanlarını burada kısaca özetlemeye çalışacağım. Bir parça abartılı ve köşeli olmasına rağmen bence bu tür bir analiz, bilinçli akvaryumculuğun popüler akvaryumculuktan kesin çizgilerle ayrılabilmesi açısından önem taşıyor.
Dekoratörler:
Bazıları –tahminen büyük çoğunluk- oturma odası veya salonlarına renk katacak canlı bir dekorasyon istedikleri için akvaryum alırlar. Balıkların biyolojisiymiş davranışlarıymış onları fazla ilgilendirmez. Hatta birçoğu balıkların yemek ve üremek dışında bir davranışı olduğunu bilmez bile... Büyük masraflara yol açmadığı sürece arasıra kendini gösteren balık ölümlerine engel olmak için dahi okuyup biraz bilgilenmeye ayıracak ne zamanları, ne de ilgileri vardır. Tabi ki bir balık öldüğünde üzülürler, ancak daha fazla okuyacak kadar da değil. Onları ilgilendiren, ödedikleri paraya değecek güzel bir dekorasyona, canlı bir vitrine sahip olmaktır. Onlar için uyumlu türlerin anlamı, bir araya geldiklerinde istenen görsel kompozisyonu yaratacak renkte ve şekildeki balıklardır.
Balık koleksiyoncuları ve büyük ustalar:
Bazıları, genellikle kendilerini akvaryumculuğun ustası kabul eden yıllanmış hobiciler, gerçek ciddi akvaryumculuğun değerli türler beslemek ve üretmek anlamına geldiği yanılgısı içinde yaşamlarını sürdürürler. Onları ilgilendiren balıklar ender bulunan veya bakımı zor, pahalı türlerdir. Nesiller boyunca uygulanan suni seleksiyona dayalı üretimin ürünleri olan, doğallıklarından uzaklaşmış abartılı renk ve biçimlerdeki suni ırklar da bu büyük ustaların ilgi alanına girer. Buna karşılık, kolay veya ucuz balıklarla ya da çevrecilik (environmentalism) gibi para etmeyen duygusallıklarla kaybedecek zamanı yoktur büyük ustanın.
Büyük usta mağrur ve gururludur; öyle olur olmaz tartışmalara girmez, çünkü o artık birtakım şeyleri aşmış ve kimseden öğrenecek birşeyi kalmamıştır.
Balık koleksiyonculuğunu çok ileri noktalara götürmüş olan büyük usta, yıllanmış pul koleksiyoncularının akvatik eşdeğeri sayılabilir. Büyük usta pratik düşünür; balığa değer katacak renk ve desenler gibi elle tutulur üretim sonuçları getirmediği sürece doğal habitatlar ve doğal davranış biçimleri onu ilgilendirmez. Dolayısıyla renklendirici yem karışımları, suni üretim yöntemleri ve PVC boru bağlantıları gibi konularda gerçek bir uzman olmasına rağmen doğal ekolojiler konusunda şaşılacak kadar bilgisizdir.
Hiç kuşku duymayın, Pigeon Blood veya Marlboro Diskus, balongöz japon, tülkuyruklu altın Ramirezi gibi doğal güzelliklerinden uzaklaşmış hilkat garibesi suni ırklar büyük ustaların eserleridir.
Pet severler, petçe sevilenler:
Bazıları, Astronotlarının (iri bir cichlid türü) elden yem yemesinden fena halde hoşlanırlar. Onlara göre, sahibini gören Astronotun yem sevinciyle dans etmesi bu hobinin en mutluluk verici anlarından biridir. Hatta "beni şahsen tanıyor, başkaları için böyle dans etmiyor" diyerek balıklarıyla gurur duymaları bile mümkündür. Ancak doğal olarak zavallı Astronotun bütün dikkatini sahibine yöneltmesi için yanlız beslenmesi gerekir.
Bu tür petsever hobiciler, muhabbet kuşlarını konuşturmaya meraklı kuşseverlerin (!) akvatik eşdeğeri sayılabilir. Başarıyla konuşturulabilmeleri için erkek muhabbet kuşlarının daha çok küçükken dikkatlerini dağıtan hemcinslerinden ayrılıp tamamen yanlız yetiştirilmeleri gerekir. Kuşbesler petseverlere göre bu zalim muamele tamamen normaldir çünkü kuşlarının konuşmaktan zevk aldığını düşünürler. Sonuçta petin neden hoşlanacağına karar veren genellikle sahibidir. Bu nedenle bir pet-insan ilişkisinde kaybeden taraf çoğunlukla pet olur.
Doğurtgan üreticiler:
Bazı hobiciler tabir yerindeyse çiçek vazosunu bile doğurtmayı başarırlar. Onlara göre akvaryumculuğun gerçek mutluluğu üretimdir. İşe önce Lepistes gibi basit ve sonradan küçümsenecek bir balıkla başlanır. Lepistes üretimi başarıldıktan sonra sıra örneğin Betta gibi biraz daha zor bir balığa gelir. Böylece kolaydan zora doğru, bütün engeller sırayla aşılarak akvaryumculuk kariyerinin zorlu merdivenlerinde basamak basamak yükselinir ve sonunda Diskus veya Altum Melek gibi en zor türlerin üretimiyle uğraşan büyük ustalık mertebesine ulaşılır. Doğal habitatlar, davranış biçimleri, biyoloji vesaire üretime bir katkı sağlamadığı sürece ilgi alanına girmez.
Utanarak belirtmeliyim ki, bu doğurtgan üretici tipi bana biraz kendi gençlik yıllarımı (İlkokul, Ortaokul) anımsatıyor, ancak bir farkla: Ben doğal habitatlar ve biyoloji konularıyla kendimi bildim bileli ilgiliydim.
Terminatörler:
Bazıları, balıklarının sivri dişleriyle et koparmasından veya diğer balıkları parçalamasından inanılmaz bir haz duyarlar. Bu nedenle de, genel eğilim olarak Kırmızı Piranha veya Astronot gibi büyük etçil balıklar beslerler.
Bu tür hobiciler, köpeklerinin insanları korkutmasından veya diğer köpekleri hırpalamasından hoşlanan Pitt Bull sahiplerinin akvatik eşdeğeri sayılabilir. Her iki grup da, içlerindeki şiddet eğilimlerini petlerinin kişiliğinde tatmin etmeye çalışır.
Ve nihayet:
Bilinçli akvaristler:
Bilinçli akvaristler, akvaryum hobisiyle uğraşanlar arasında, neslinin tükenmemesi için acilen koruma altına alınması gereken acınası küçük bir azınlıktır. Bilinçli akvaristler, akvatik (sualtı) canlılarının doğal davranışlarını kendi doğal ortamlarında izlemekten hoşlanırlar. Onlar için akvaryumculuk veya daha genel anlamda akvaristik, bilimle sanatın bir karışımıdır; bir yandan canlıların doğal güzelliğini izlemekten estetik bir haz duyarken, bir yandan da canlılar arasındaki ilişkileri açıklayan biyolojik kuralları bilimsel anlamda merak ederler.
Bilyap olarak akvaristik kelimesine, İngilizce karşılığı olan aquaristic yani akvaryumculuk kelimesinden daha geniş bir anlam veriyoruz:
Aquaristic: Akvaryumculuk (the art and science of keeping aquarium)
Aquarist: Akvaryumculukla uğraşan kimse (one who keeps an aquarium)
Akvaristik: Sualtı canlılarını izleme ve biyolojik açıdan anlama bilim ve sanatı
Yukarıdaki akvaristik tanımımıza bağlı olarak akvarist de, sualtı canlılarına ilgi duyan, onları gözlemekten, onlar hakkında bilgi toplamaktan zevk alan kişi oluyor. Yani akvarist olmak için mutlaka bir akvaryum sahibi olmak gerekmiyor; örneğin canlıları gözlemek için denizlerde dalmayı seven bir kişi de bize göre bir akvarist, hatta olur olmaz deniz canlılarını sadece sahiplenme egosu uğruna akvaryuma hapseden bir hobiciden çok daha iyi bir akvarist...
Bizim akvaristik tanımımız, biyolojinin bir kolu olan limnoloji (limnology) bilim dalıyla iki açıdan ayrılıyor: Birincisi, akvaristiğin ilgi alanı limnolojide olduğu gibi tatlısuyla sınırlı değil, ikincisi akvaristikte sadece bilimsel meraklar değil, işin sanat yönü de (izlemedeki görsel zevkler) önemli bir rol oynuyor.
Bilinçli akvarist, canlıların doğal davranışlarını gözlemenin peşinde olduğu için genellikle biyotop akvaryumlarına ilgi duyar. Bu nedenle bolca okur; doğa tarihi, evrim, su biyokimyası gibi biyolojinin temel konuları hakkında genellikle geniş bir kültüre sahiptir. Bilinçli akvarist herşeyden önce çevrecidir ve bizzat akvaryumcuk hobisinin fauna saptırmasına (fauna bastardization), sorumsuz canlı avına, aşırı enerji tüketimine, ambalaj-yoğun ürünlerle çevre kirlenmesine yol açarak doğaya zarar vermesine kesinlikle karşıdır.
Özeleştiri yapmasını da bilir; şurası gerçektir ki, akvaryumculuk hobisi denizlerdeki mercan ekolojilerine bugüne kadar yarardan çok zarar vermiştir. Bilinçli akvarist tül kuyruk melek veya balongöz japon tipi suni ırklardan hoşlanmaz; tam tersine, balıkların doğal renk, biçim ve davranışlarını saptıran suni seleksiyona dayalı üretim yöntemlerine karşıdır. Bilinçli akvarist tek tek canlıları veya türleri değil, bütünü yani ekolojiyi düşünür; buna ekolojik yaklaşım da diyebiliriz.
Bilinçli akvariste göre değerli değersiz canlı ayrımı yoktur çünkü en basitinden en karmaşığına kadar her canlının ekolojide çok önemli bir nişi (ecological niche) doldurduğunu bilir. Ayrıca şunu da bilir: Bir su piresi bile, insan eliyle üretilebilen en karmaşık makinadan, örneğin bir uçak veya bir bilgisayardan, binlerce kat karmaşıktır.
Bilinçli akvariste göre balıklar, bitkiler ve bütün diğer sualtı canlıları, sadece doğal, ya da en azından doğala yakın ortamlarda yaşatılmalıdır. Örneğin doğada yüzlerce metre gezme alanı olan Astronot gibi avcı bir balık kesinlikle bir akvaryuma hapsedilmemelidir.
Bilinçli akvarist, herhangi bir türü almadan önce, türün sadece pH, GH, sıcaklık gibi fiziksel gereksinimlerini değil, davranış özelliklerine bağlı gereksinimlerini (sosyal, teritoryal, gölgesever, geniş yüzme alanı vs.) de göz önünde bulundurur. Balığın sadece yaşıyor ya da ürüyor olması bilinçli akvarist için bir ölçü değildir. Düşünülecek olursa, aslanlar ve hatta insanlar bile kafeslerde yaşatılıp üretilebiliyorlar. Bilinçli akvarist için ölçü, türün bütün doğal davranış repertuarını sergileyebiliyor olmasıdır; buna sadece kendi türleriyle değil, farklı türden canlılarla olan ilişkiler de dahildir.
Bilinçli akvarist, türlerin doğal davranışlarını sergilemelerine olanak vermeyen suni ortamlara hapsedilmelerine iki yönden karşıdır:
- Etik ve çevrecilik anlayışı yönünden
- Görsel estetik yönden; doğal davranışları izlemeye meraklı olduğu için sınırlı hapis ortamlarında gözlem bilinçli akvarist için zaten ilginç değildir.
Piyasada akvaryum balığı diye satılan türlerin çoğu, bilinçli akvariste göre aslında fiziksel ve davranışsal gereksinimleri göz önünde alındığında normal ev akvaryumlarına kesinlikle hapsedilmemesi gereken türlerdir. İnsanların türleri ve doğal yaşamı tanıması açısından belgesel filmlerin yanında, doğal habitatlar araştırılarak hazırlanmış büyük halk akvaryumları (biyotop havuzları) bir çözüm olabilir.
Kaynak : http://www.bilyap.com
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir