Akvaryum Canlılık Sorunu
Gönderim Zamanı: 04 Eylül 2012 10:26
İşin özü şudur insan bile 1+1 evde yaşar haa 4+1 de yaşayanda var akvaryumuda öyle farzedelim 100 lt tankta 12 balık normalde fazla o litrajın kaldıracağı cichlid 1e 4d şeklinde koloni olur haaa yanına bir iki tür daha koymak istiyorum dersen 300 - 400 - 500 lt böyle gider haa 100 lt de yaşamazmı ? yaşar ama işte öyle sağa sola saklanır. Ama ben 100 lt de 20 balık koyup bakan hobicide gördüm ama bırakalım bunlar istisna kalsın. Eğer bu işi uzun süreli yapmak istiyorsan 2. el ilanlarında çok uygun 300-400 lt tanklar satılıyor al kur elindekide dursun yarın birgün yavru tankı yaparsın.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 04 Eylül 2012 10:37
Sayın Boğazın Yargıcı , Yasin Gümrükçü bey kardeşim.
25 yıldır hobiciyim söylemize karşılık ben de 8 yaşımdan beri balık besler ve üretirim. sanırım 31 yıldır bu hobiyle öyle yada böyle ilgileniyorum.
Öncelikle su testlerinin gereksiz olduğu söyleminize kesinlikle katılmıyorum.
Size örnek olarak şunu vereyim. Yurt dışından amazonlardan bir balık getirdiniz. Balığın kendi yaşam ortamında yaşadığı su temiz berrak, pH'ı 7,5 , amonyak miktarı sıfır, nitrit yok , nitrat ise bitkiler tarafından emildiği için neredeyse sıfır.
Sonra sen bu balığı alıyorsun, şebeke suyu şehrine göre pH'ı değişir, diyelim ki Ankara olsun pH7,0 , 7,5 alkali olan suyu aldık nötr su ile değiştirdik.
Sonra bu balık doğal ortamında sürekli taze su içinde yüzüyor, ve yaşıyor, sırtından akan su bir daha hayvana değmiyor. Akvaryumda ise suni filitreleme ile aynı suyu tekrar tekrar balığa veriyoruz.
Sonra balıkcağız, her suyu solumasında suya amonyak salgılıyor, aynı amonyağı dışkısından da salgılıyor. Bu salgılama gün boyu devam ediyor. Şöyle bir örnek vereyim. sizi bir odaya kapatıyorum, camlar ve kapılar su ve hava geçirmez, aynı havayı soluyup aynı yere idrarınızı yaptığınızı düşünün. Amonyak zehirlenmesinden ölürsünüz. İşte aynı şeyde balıkların başına geliyor.
Sonra balıkların cildi yüzeyinde mukoza denen bir kaygan sıvı var. Bu mukoza balığın sudaki sürtünme katsayısını azaltır ve suyun direncini azaltır ve de balık yüzerken fazla enerji sarf etmek zorunda kalmaz. Aynı zamanda bu mukoza tabakası balığın doğal hastalıklardan savunma mekanizmasıdır. Alkali sudan asidik suya taşıdığınızda bu mukoza tabakası zarar görür, etkilenir ve balığı strese sokar, ve bazen zamanında önlem alınmazsa ölüme de yol açar.
Sonra bir de sıcaklık meselesi var tabii, balıklar doğal ortamlarında belli ısı aralıkları içinde yaşarlar. Gündüzleri diyelim ki 26 derecedeki suda yaşarlar gece olduğunda bu ısı 17 18 derecelere kadar düşer, bazı yerlerde daha da soğuk olabilir. Şimdi metobolizması 25 dereceye dayanan bir ablığı 30 derece suda besleyemezsin. Bu balığın bünyesini yorar daha fazla enerji yakmasına sebebp olur. Buna da şöyle bir örnek vereyim. Karadeniz ikliminde sürekli serin bir iklimde yaşayan insanı akdenizin sıcak iklimine getirdiğinizde sıcaktan ve aşırı nemden rahatsızlık duyar, bunalır. İnsanlar buna alışabilirler belki ama balıklar ortama biz insanlar kadar çabuk adapte olamazlar. Bunun sonucu da yine stres , hastalık ve sonunda ölüm olur.
Şimdi siz değerli 25 yıllık hobici arkadaşlarıma şunu sorayım. Hobiye başladığınızdan günümüze kadar kaç tane balık öldürdünüz? Hiç balık öldürmedim diyeni ciddiye almam. İlk acemilikte herkes balık öldürür ve daha sonra edindiği tecrübelerle balık ölümleri azalır.
Şimdi bana şunu söylemeyin, su testleri pahalıdır ve akvaryumcuların bizi kazıklamaları için vardır söyleminizi asla kabul etmem. Ha ben de bazı su düzenleyici maddelere hoş bakmıyorum ama su değeri test kitlerini yok ve lüzumsuz saymak bence bilinçli bir hobicinin yapacağı şey değildir.
Sizin yaptığınıza hobi değil, sadece akvaryumda balık beslemek denir.
Sözlerim size ağır gelebilir kusuruma bakmayın. Bu hobiyi ciddiye alıp, üzerine kafa yoran gerçek hobicilere lütfen biraz saygı gösterelim. Ben yıllardır özel varyete Lepistes , Karides, Kerevit, Betta ve Tetra türleri üretmeye çalışıyorum. Kerevit ve karideslerde başarılı oldum diyebilirim. Lepisteslerde ise evimdeki nacizane üretim setimde Yellow Snake skin ve RREA Albino Full Red üretmeye çalışıyorum. Üretmeye derken, satış amaçlı değil, ırkın en güzelini üretmeye çalışıyorum.
Aman benim Sarı Prensesim doğurdu yavrularını satayım, yok benim Mavi Yunuslarımın yavrusunu şu fiyattan satıyorum demek hobicilik değildir. Irkı islah etmek ve en güzeli ortaya çıkarma çabasıdır hobi, Akvaryuma bir kaç tane balık atıp karşısına geçip günde 2 defa yemlemek değildir.
Birilerini sözlerimle kırdıysam özür dilerim ama bunları yazmam gerekiyordu. Çünkü testlerle uğraşmanın ahmakça görülmesi pek hoşuma gitmiyor.
Hepinizide hobinizde başarılar ve kolaylıklar dilerim.
Sevgiler saygılar
Eray
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 04 Eylül 2012 11:08
Eray Bey, verdiğiniz bilgilerden ötürü tekrar teşekkür ederim. Bu bilgiler şüphesiz, bizim de hobide ilerlememize yarayacaktır. Ben yapmış olduğunuz testlerin gereksizliğinden bahsetmedim, beslediğiniz balığın türüne göre, tabiki çeşitli testler yapılabilir fakat tutup japon balığı için bu kadar test yapılırsa çok gereksiz olur değil mi? Aynı şekilde cikletler içinde bu derece testin fazla ayrıntılı olduğunu söylemeye çalıştım. Yoksa her insan ister, balıklarının çok iyi ortamda yaşamasını. Neticede hobiciyiz. Balıkları bir kapana hapsetmiş, yaşatmaya çalışıyoruz. Doğayı en iyi şekilde taklit edebilmek en büyük amacımız. Maalesef çoğu zaman bunu başaramıyoruz. Yinede her hobicinin bunu en birincil amaç edinmesi gerektiğini düşünüyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 04 Eylül 2012 13:58
Ben söylediğimin her zaman arkasındayım ve hepde arkasında kalacağım. Yanlız şunu söylemeden geçemeyeceğim ben yazımda tek birşey atladım oda dışardan gelen f0 balıklar için bu söylediklerim geçerli değil. O zaman düzeltme yapıyım. Deniz akvaryumu ve dışarıdan gelen f0 canlılar hariç ben yerli üretim canlılarda test , katkı olayını benimsemiyorum bu benim nacizane fikrimdir katılan katılır katılmayanada saygı gösteririm
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 04 Eylül 2012 15:27
Aynı Sorun bende de vardı.Balıkların strese girmişler büyük ihtimalle.Eğer Akvaryumun kapı ağzındaysa ya da bel hizasından aşağıdaysa yerinde değişiklik yapmalısın.Diğer bir sorun da sürekli dekor değişikliği yaptıysan eğer ondan da kaynaklı olabilir.Strese giren balıklar için stress guard diye bir ilaç var işe yarayıp yaramadığını bilmiyorum fakat bende de aynı sorun varken bu ilaçtan kullandım ve balıklarım düzeldiler.Bu ilaçtan kullanırken de yanlarına başka tür cikletler almıştım belki o yüzdende düzelmiş olabilirler.İlaç kullanımı bana göre de para tuzağı ama hobiden vazgeçmemek için herşeyi yapıyoruz.Bir diğer tavsiyemde balıklarını 2 gün süreyle aç bırak.Hiç yem verme.Gece ışıklarını açık bırakma.Sorun gerçekten insanın kafasını çok karıştırıyo ben atlattım umarım sende atlatırsın.Eğer istanbul da oturuyorsan benım elımde stress guard denilen ilaçtan var.Senın hacimine yetecek kadar verebilirim.Paranı harcama.İyi günler..
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 04 Eylül 2012 16:45
[QUOTE=BOĞAZIN YARGICI]Ben söylediğimin her zaman arkasındayım ve hepde arkasında kalacağım. Yanlız şunu söylemeden geçemeyeceğim ben yazımda tek birşey atladım oda dışardan gelen f0 balıklar için bu söylediklerim geçerli değil. O zaman düzeltme yapıyım. Deniz akvaryumu ve dışarıdan gelen f0 canlılar hariç ben yerli üretim canlılarda test , katkı olayını benimsemiyorum bu benim nacizane fikrimdir katılan katılır katılmayanada saygı gösteririm
[/QUOTE]
Yasin bey merhaba,
Bu arada son olarak 166 litrelik bir akvaryumda 24 erişkin balık çok değil mi Yasin bey?
Sen kendi istediğin gibi düşün ama bunu bu hobiye yeni başlayacak insanlara %100 doğru bilgiymiş gibi verme. Ben izmirin suyunda üretilmiş full red lepistesleri ankara şebeke suyunun sertliğinde yaşatamadım, çünkü öldüler.
Bu arada su kimyası konusunda da fazla bilgi sahibi olmadığını görüyorum. amonyak gidericiler, nitrit ve nitrat bağlayıcılar gerektiğinde kullanılması gereken kimyasallardır.
Sonra Amonyağı nitrite, nitriti de nitrata dönüştüren yararlı bakteri kültürleri de gerekli biyolojik katkılardır. Bunların hiç biri olmaz ise balıklar kendi yaşadıkları suda amonyak zehirlenmesinden ölürler. Siz kullanıyor musunuz bilmiyorum ama, Dış filitrelerde ve de bazı iç filitrelerde seramik yüzükler kullanılır bunlar da bu dönüştürücü yararlı bakterilerin tutunması için uygun ortamı oluştururlar.
Biyolojik filitre bakteri kültürleri de ilk başlangıçta kurulan akvaryumun filitresine işlemleri hızlandırmak için kullanılır.
Bazı tür balıklar bizim şebeke sularında yaşayamaz, mesela rasbora maculata adlı balık benim en sevdiğim balıkların başında gelir, habitatında 4,5 Ph seviyesine sahip asidik suda yaşarlar ve ürerler, hatta 7 ph seviyesinde de yaşayabilirler fakat suyu ne zaman ki alkali yani 7,0'ın üstüne çıkartırsınız bu balıklar hemen ölmeye başlarlar. Şimdi ben bu balıklardan bir tankımda 6,5 ph seviyesinde yaşatıyorum ama onlardan yavru almak istersen suyu iyice asidik yapmam gerekecek, bu durumda bazı su düzenleyicilerine, Ph düşürücü veya arttırıcılarına ihtiyaç duyuyorum. Yani yine benim dediğime geliyoruz.
Tamam belki ciklet türleri çok sağlam ve dayanıklı balıklardır ve dediğiniz gibi hiç bir su düzenleyiciye veya su testine gerek duymuyor olabilirler ama, akvaryum hobisi sadece Chiclid türlerinden ibaret değil. Bu nedenle sizin balıklarınıza yaramayacak şey başka balıklara yarayacaktır. Bunu da lütfen unutmayalım.
F0 balık konusuna gelecek olursak, sonuna kadar haklısın. Hiç bir balık doğal ortamından kopartıldıktan hemen sonra bizlerin evlerindeki tanklara uyum sağlayamaz.
Umarım biraz olsun yeni hobici arkadaşlara yardımcı olabilmişimdir.
Sevgiler saygılar
Eray
Bu arada son olarak 166 litrelik bir akvaryumda 24 erişkin balık çok değil mi Yasin bey?
ben hiç Chiclid beslemedim ama o sayı biraz çok diye biliyorum. Acaba yanlış mı biliyorum?
Sevgiler saygılar
Eray
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Eylül 2012 14:14
Bu arada su kimyası konusunda da fazla bilgi sahibi olmadığını görüyorum. amonyak gidericiler, nitrit ve nitrat bağlayıcılar gerektiğinde kullanılması gereken kimyasallardır
BOĞAZIN YARGICI 2012-09-05 14:15:38
Arkadaşım, ben lepistes , japon beslemedim dikkatini çekerim marini , resifi yemiş bitirmiş biriyim kimyanın vs neyin ne olduğunu çok okudum ve uyguladım o konuda sen rahat ol beni bilen bilir. Ben bu forumda çok gördüm öyle şu ilacı kullan bu katkıyı kullan diyipte kendi tankına dip çekimi bile yapmayan insanları neyse ben bu polemiğe son vermek istiyorum dedikleriminde hala arkasındayım.
166 lt de 1e 4d koloni yeterlidir ama bu litraja 50 balık sığdıranlarda gördüm ne yazıkki
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 05 Eylül 2012 15:07
[QUOTE=BOĞAZIN YARGICI]
Bu arada su kimyası konusunda da fazla bilgi sahibi olmadığını görüyorum. amonyak gidericiler, nitrit ve nitrat bağlayıcılar gerektiğinde kullanılması gereken kimyasallardır
Arkadaşım, ben lepistes , japon beslemedim dikkatini çekerim marini , resifi yemiş bitirmiş biriyim kimyanın vs neyin ne olduğunu çok okudum ve uyguladım o konuda sen rahat ol beni bilen bilir. Ben bu forumda çok gördüm öyle şu ilacı kullan bu katkıyı kullan diyipte kendi tankına dip çekimi bile yapmayan insanları neyse ben bu polemiğe son vermek istiyorum dedikleriminde hala arkasındayım.
166 lt de 1e 4d koloni yeterlidir ama bu litraja 50 balık sığdıranlarda gördüm ne yazıkki
[/QUOTE]
Neyse dostlar, benim yüzümden tartışmaya lüzum yok.
Boşa tartışmayın, tankı büyütme kararı aldım. :)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Eylül 2012 14:56
Demir bey kardeşim için rahat olsun buradaki tartışma kavga boyutunda bir tartışma değil. :) Olmaz da. Karşılıklı fikirlerimizi beyan ediyoruz. Ben kimseye o tarz bir tartışmaya zaten girmem, sanırım Yasin beyin de o tarz bir tartışmaya giresi yoktur.
Ben Chiclid türleri çok büyük olduklarından pek besleme taraftarı olamadım malesef. Bana çok daha ufak ve sürü balıkları olan Characidae tetra türleri daha cazip geliyor nedense. Tabi zevkler ve renkler tartışılmaz. Benim asıl merak ettiğim konu, Marin akvaryumu gibi çok meşakkatli ve ustalık gerektiren bir tankı neden bırakıp da tekrar chiclid de karar kıldınız? daha basit ve az uğraşmak gerektiğinden mi? Yoksa marin tankta yavru alamadığınızdan mı?
Bildiğim kadarıyla deniz akvaryum balıkları esaret altında yavru vermiyormuş galiba, bu doğru mu?
Beni bilgilendirebilirseniz çok sevinirim Yasin bey.
Sevgiler saygılar
Eray
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 07 Eylül 2012 19:04
Eray bey, evet marin baya bir uğraş gerektiriyor ve ben bırakın marini resifte yaptım. Deniz akvaryumunu işlerimin yoğunluğuından dolayı bırakmak zorunda kaldım. Hatta birçok malzeme elimde mevcut bellimi olur yarın birgün yine şeytan dürterse malzeme sorunu yaşamam. Deniz akvaryumunda yavru almak cidden çok ama çok zor ama yavru alan arkadaşımda oldu. Ben genelde mushrom çoğaltıyordum. Tropheusu ben yıllar önce yapmıştım sıkılıp deniz akvaryumuna geçtim şimdi yine tropheusa geçtim. Ne malum belki yine denize geçerim :)) ama uğraşacak vaktim bol olursa tabii herkese saygılar, sağlıklı balıklar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Eylül 2012 15:21
Bilgi için teşekkür ederim Yasin bey.
Ben oldum olası marine tanklardan korktum. Çok meşagatli ve bir o kadar da pahalı bir hobi. Bundan 17 yıl kadar evvel ablamın patronunun bir marine tankı vardı ve yok protein skimermış, yok micro canlı kültürüymüş, yok sumpmış çok uğraşırdı. O akvaryumda deniz atı yetiştiriyordu , yavru da almıştı yanlış hatırlamıoyrsam. Ama şu da bir gerçek balıkları da canlı kayaları da çok pahalı. Ben marine balığının birine vereceğim balıkla neredeyse 50 tane tetra türü balık alabilirim, bitkilerimiz de ucuz sayılır marine kayalarına nazaran :) Aman şeytan meytan değil melekler dürtsün sizi. Şeytana kulak asmayın sakın.
Sevgiler saygılar
Eray
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Eylül 2012 23:03
Deniz akvaryumundan çok korkmamak lazım ama elbetteki biraz maliyet isteyen bir hobi. Şu anda piyasada ciddi anlamda bir tropheus çılgınlığı yaşanıyor yok f0 yok f1 bu canlılara verilen paralarla deniz canlılarıda alınabilir fakat denizde katkı , test vs işi biraz zorlaştırıyor. Ben zamanında katkıydı , testti derken kafayı yeme durumuna gelmiştim 1 gün önce su ölçümlerinde nitrat 20 civarlarında iken 1 hafta sonra 150 çıkıyordu keza ph dereceside öyle. Her zaman söylerim deniz akvaryumunda çok maddiyet az uğraş , az maddiyat çok uğraş yani çok kaliteli ekipmanlarla yaparsan seni uğraştırmaz ama az maliyet yapayım diye gidip çan çin çon markalarla yaparsan seni çok uğraştırır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 17 Eylül 2012 17:56
Ben o yüzden bitkili tank kuruyorum, daha doğal geliyor bana. Balıklar da çok ekonomik :)
Marin akvaryumda bazı canlıları bir arada besleyemiyorsun ama tatlı su tanklarında bu sorun daha az.
benim tankımda 6 tür salyangoz, 9 tür tetra, 3 tür gökkuşağı, 8 değişik tür Corydoras çöpçü, Kuhli, bamboo karides 15 tür bitki ile gayet uyumlu bir şekilde yaşıyorlar :)
ben her hafta düzenli olarak su testi yapmak durumunda kalıyorum çünkü bitkiler de balıklar gibi bazı değerlerden çabuk etkileniyorlar. Bu saydığım canlılar 450 litrelik bir tankta, diğer taraftan lepistes varyeteleri üretiyorum, bir tarafta P. Clarkii kerevit üretiyorum, yatak odamda baş ucumda duran iki nano tanka kiraz ve yeşil karides üretiyorum :)
Betta üretmeye çalışıyorum. Çok parçaya bölündüm :) çok da vaktimi alıyorlar. Bakalım hayırlısı.
Sevgiler saygılar
Eray
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir