Manyetik Alan
Bu uydulardan yakın olanların birisinin manyetik alanı ile jüpiter gezegeninin manyetik alanı birbiriyle kesişiyor. Bu nedenle bu uydunun çekirdeği sürekli magma halinde.
Teknik detaya girmeden --bu ısıya sadece manyetik alanların kesişmesi ve bu manyetik alana sahip parçaların hareketi neden oluyor. (Bunlar bilimsel verilerdir konuyu uzatmamak için yazmıyorum kendi fikirlerim değildir.)
Konuyla ne alakası var dediğinizi hissediyor gibiyim.
Balıklar (insan da dahil çoğu canlı) sıcaklığın yüksek olduğu iklimlerde cinsel olgunluğa (yumurtlama vb.) daha kısa sürede erişir. örneğin soğuk bir ırmakta yaşayan bir balık 3-3,5 yılda yumurtlamaya başlayabilirken aynı balık türü daha sıcak bir su koşulunda 2 yılda bile yumurtlayabiliyor. Yani ısı gelişimi bu denli etkiliyebiliyor.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmayacağı düşüncesiyle bu bilgileri verme gereğini hissettim. Yalnız bundan sonrakiler sadece benim kendi yorumum olup kesin kanaatim de değildir.
Bu manyetik alandan dolayı balıkların vücut ısıları bir miktar yükselip balık gelişimini hızlandırıyor olabilirmi?
Denemek için zaman eşit örneğin 5 adet mıknatıslı 5 adeti de mıknatıssız akvaryum ve aynı balık türlerinden mümkün en fazla sayıyı mümkünse aynı anne baba ve aynı zamanda doğmuş bir batında birkaç bin veya daha fazla yavru veren bir balık türü kullanılır ise sağlıklı sonuş alınabilir ve de kesin bir yargıya varabiliriz.
Bir lise vb gibi bir okulda bu deney ne kadar ciddi yapıldı? Yani örnek sayısı, akvaryum sayısı, balık sayısı, deneme sayısında ne kadar hangi sonuca ulaşıldı bunları da bilmiyoruz?
Bu deneyi ciddi anlamda Su ürünleri fakültelerimiz vb. daha akademik anlamda yapabilirler (Yada yapıldı çünki bu deneyi lise çocukları biraz zor akıl eder o öğrencilere yol gösterenlerle konuşmak gerekli). Çünki bu gerçekten etkili ise balık üreticileri (Buna alabalık vb üretenler dahil) açısından çok ciddi bir fayda da getirebilir.
Sonuçta benim anlatmaya çalıştığım yada benim bilmediğim başka bilimsel nedenlerle bu deneyin yapılmış olduğu ortada. Bu tezi ortaya atan insanlarıda takdir ederim çünki bu bir alandaki ciddi bilgi birikiminin çok alakasız bir alanda uygulanması meselesi.
Konuyu açan arkadaşımız deneye rehberlik eden öğretmenle görüşme imkanı varsa deneyi yapma gerekçelerini öğrenmeli.
Deney daha önce başka yerde yapılmadı ise de mutlaka yapılmalı ciddi bir akademik ekip ile üniversitelerde yada bizler.
Edison'un öğrencisine göre lamba teli yapmak içi binlerce malzemeyi boşuna denemişler ve bir şey bulamamışlardır. Edison ise o binlerce şeyin lamba teli yapmak için uygun olmadığını bulduğunun farkındadır.
Newton Newton olmadan önce kafasına bir elme değil elma ağacıda atılsa idi yerçekimini idrak edemezdi. Yerçekimini idrak edebilmesi için önce Newton olması (Ciddi bir eğitim almıştır.) sonra da elmanın düşmesi gerekli idi.
Hobiye tekrar dönüyorum. O nedenle şu an hiç akvaryum ve balığım yok. Eğer deneyi yapanlarla görüşme şansınız varsa deneyin gerekçelerini mutlaka öğreniniz. Mümkünse akademik anlamda bu deney yapılmışmı bunu da sorunuz size zahmet.
Başkaları bu deneyi yapmışsa (Tekrar denemenin bir zararı olmamakla birlikte) tekrar yapmayı düşünmem uygulamaya geçirebilirim.
Yok eğer deney ciddi bir ekip tarafından yapılmamışsa gerekli malzemesi olan (Akvaryum, balık vb. Alabalık çiftliğim olsa ben yapardım. çok balık, çok denek ve çok sayıda ölçüm yapabilme kabiliyet ve imkanları bizlerden fazla ) birileri yapmalıdır derim.
Bende kendi yağımda birkaç Çiklit yada canlı doğuranla bu deneyi yapabilirim. Eğer balıkların büyümesine etkileri çok az ise sonuçlar çok güvenilir olmaz. (Düşünsenize iki lepistesten hangisinin fazla büyüdüğünü ölçmekle iki alabalığın arasındaki kütle, boy ve ergenlik yaşını ölçmek nasıl olur!)
Çünki mıknatısın etkisinin hiç olmayabileceği gibi (yada ciddi bir etkisi) küçük olmasıda mümkündür.
Ya manyetik alanın balık büyümesine etkisi -o- -bu- ya da -şu- sebeple çok fazla olursa?
Peki canlılara çok ciddi zararlar verirse?
Araştırmak gerekli ama şartlar maalesef...
Sizi mutlu eden tüm canlılar sizinle olsun.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Deneyi yapan kişiler ile temas kurma ihtimalim deneyi hangi okulun yaptığını (yada yaptığını iddia ettiğini) hatırlamadığım için maalesef yok ancak bir şekilde bu bilgiye ulaşırsam iletişim kurmaya çalışır ve buradan paylaşırım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Hücreler genellikle belli bir hacme ulaşınca bölünme eğilimindedir.
Bana çok mantılı gelmesede Canlı vücudunda bulunan Demir, mıknatıs ile ile çekilerek hücrelerde genleşme sağlanıyor olabilirmi. Hücrelerin çoğu su zaten. Hücre normal büyüme seyrinden önce genleşip maksimum büyümeyi aşmış olabilirlermi bilemiyorum.
Bir canlıya büyümek için ihtiyaç duyacağı tüm maddeleri çok çok fazla da verseniz belirli bir miktardan daha hızlı o canlıyı büyütemeyiz. (Bitkileri hızlı büyütmek isteyenler bu engele hep takılır;) ) Bu deneyde maksimum büyüme aşılmış olabilirmi?
Evet gerçektende çok haklısınız okul sadece yaptığını söylemiş olabilir.
Denemek ve hiçbir etki gözlemlememek de münkün ama ilk fırsatta denemeyi düşünüyorum. (Çok Olumlu bir sonuç alamayacağımı düşünmekle birlikte.) Üniversiteler yapmış olmak için bir çok tez çalışması yapmakta. Dogal mıknatısın Canlılar üzerindeki etkilerini araştırsalar hiç hiç fena olmaz aslında. Su ürünleri, biyoloji, Ziraat Fakültelerinde(Bitkidede demir var yazmasam küserler:) ) tanıdıklarımıza bu soruları yöneltirsek onlarında kafalarında bir şimşek çakabilirsek birileri mutlaka araştıracaktır. Ben elimden birşey gelirse yapmaya çalışacağım.
Yapay manyetik alanlarınsa kesin zararı var zaten. (Bobinlere elektrik akımı vererek) Bunların zarar fayda mukayesesi herzaman yapılabilir o ayrı bir konu tabi.
Bu arada suda biriken statik elektrik ile ilgili bir arkadaşımızın yazdıklarını okudum. Gerçekten güzel bir bakış açısı. Lakin...
Şimdi o konu şöyle. (Asit+Baz=Tuz şeklinde gerçekleşen asit baz tepkimeleri dediğimiz tepkimelerin nasıl olduğuna dair birçok kaynağa rahatça ulaşılacağı için anlatmayacağım. Sitede olabilir. yoksa da bir makale olarak ekleyebiliriz.)
Su asidikse H+ iyonlari suda serbesttir.
Su bazikse OH- iyonları suda serbesttir.
Asit ve Baz birleşince Tuz+Su meydana gelir(Nötr). Fakat maalesef Tuzda suda çözününce iyonlarına ayrılır böylece elektriği iletir.
PH 7 nötr olmakla birlikte Akvaryum canlılarının geneli bu seviyeyi pek sevmez:) Dolayısıyla ya su (+) yüklüdür yada (-) yüklü.
Örneğin asit suda çözüldüğünde ne kadar fazla iyon oluşuyorsa,iletkenlik o kadar fazla olur .Kuvvetli asitlerde iletkenlik fazla zayıf asitlerde ise azdır.
PH 5 de PH 6 dakine oranla çok daha fazla serbest (+) yüklü iyon vardır.
Bir Discus için olmazsa olmazdır (+) yüklü akvaryumlar. Bu sebeple akvaryumda biriken statik elektirikten çekinmemize gerek yoktur. Zihin jimnastiğine açık olmakla birlikte şimdilik bu konudaki düşüncem bu yönde.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
İbrahim bey;
Verdiğiniz faydalı bilgiler için teşekkür ederim, bende yukarda yazdıklarımı biraz açarak izah etmeye(araştırdıklarımı anlatmaya) çalışacağım, eğer bir eksiğim olursa konunun uzmanı olan sizlerden şimdiden özür dilerim. Aşağıda yazdıklarım sadece kendi yorumlarımdır.
Bütün canlıların hayati fonksiyonların düzenli bir şekilde işlemesinde en önemli nokta manyetik alandaki negatif ve pozitif iyonların dengede olmasıdır. Bu denge pek çok dış etkiyle veya kimyasal olayla pozitif yada negatif yönde değişime uğrayabilir ve bu o ortamda yaşayan canlı açısından önemlidir.
İnsanlar için
Negatif yönde değişim; Negatif yüklenmiş iyonların fazlalığı insan vücuduna olumlu etki sağlar, bunlar; kişinin kendini iyi hissetmesi, sinir sisteminin ve kasların düzenli çalışması vb. sayılabilir. Stres giderici olarak tasarlanan manyetik bileklik,dizlik gibi malzemelerin çalışmasındaki ana mantık vücuda negatif iyon sağlamasıdır. Ayrıca doğada negatif iyonlar deniz ve göl kenarlarında dalgaların karaya vurduğu yerlerde, şelale ve akarsu yanlarında çokça oluşurlar. Doğayla iç içe yaşayan insanların daha sağlıklı yaşamalarının nedeni budur.
Pozitif yönde değişim; Modern hayatta insanlar zamanlarının çoğunu bina, araba gibi kapalı(izole) alanlarda ve elektronik cihazlar ile sürekli temasta bulunarak geçirmektedir. Bu durum, insan vücudunda pozitif iyonların güçlenmesine yol açar, iyon dengesinde bozukluğa yol açan başka bir neden ise insanların çok fazla hayvansal gıda tüketmeleridir, insan vücudu uzun zaman pozitif iyonlar egemenliği altında kalırsa metabolizma bozulur ve çeşitli hastalık belirtileri, huzursuzluk, uyuma isteği ve stres ortaya çıkar. Vücudumuzda biriken ve statik enerji denilen şey bu pozitif yüklü iyonların fazlalığıdır ve bunu boşaltmanın en basit yolu toprağa temas etmektir. Toprak herzaman elektriksel olarak nötr kabul edilir.
Yukarda yazdıklarımı Akvaryum canlıları için düşünürsek toprakla bağlantısı olmayan izole bir ortamda yaşamaları ve bu ortamda çalışan ve manyetik etki oluşturan birçok cihazın bulunması pozitif yüklü iyonların artmasına ve bunun sonucunda sağlıksız ve huzursuz bir ortamın oluşmasına neden olur. Normalde bu canlıların büyük bir kısmının tabii yaşam alanları bunun tam tersi bir yapıdadır, negatif iyon ağırlıklıdır. Verdiğiniz Discus örneği gibi istisna canlılar elbette olabilir.
Manyetik alanın canlıların gelişmesine olan etkisi ise bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Linus C. Pauling
(1954 Kimya Nobel Ödülü Sahibi)
Manyetik alan tedavisinin geliştirilmesi ve bilimsel bir zemine oturtulmasında önemli bir rol oynamış olan kişi, iki kez Nobel ödülü almış olan Amerikalı Linus C. Pauling’dir. Pauling, kanda bulunan demir içerikli hemoglobinin manyetik özellikler taşıdığını kanıtlamıştır. Manyetik alanların etkisi sonucu kan damarlarının duvarlarına basınç (Lorenz kuvvetleri) uygulandığı, dolayısıyla duvarların genişlediği bilgisi de çok önemlidir (bu etki, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü tarafından manyetik folyo ile yapılan bilimsel bir çalışma ile ortaya çıkarılmıştır). Damar duvarlarının bu şekilde etkilenmesinin sonucunda kan dolaşımı hızı artmakta; çevredeki hücre yapılarına ise daha fazla oksijen ve besin nakli sağlanmaktadır.
Saygılar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
muratg beyefendinin insanda meydana gelen statik elektrik konusundaki söylemleri çok haklıdır. Akvaryumda statik elektrik birikmesi konusundaki çekincelerimi de izaha çalışacağım ilk fırsatta (yanlış düşünüyor olabilirim).
---------
muratg beyinde dediği gibi akvaryum gerçekten iyi izole bir malzeme. İçinde oluşabilecek statik elektriğin oradan ayrılması da imkansız.
Katı sıvı gazlar birbirlerine sürtündükçe statik elektrik üretecektir.
Akvaryum içindeki atomlardan kopan elektronlar yine az da olsa iletken olan suda tekrar koptuğu atomla buluşabilir büyük ihtimalle dolayısıyla kendi kendini nötürler tekrardan.
Doğada bulutlar buna bir örnektir. Bulutlarda elektron alan su molekülleri (-) bulutların üstünde (+) yüklü elektron vermiş su molekülleri de bulutların alt kısmındadır (Durum böyle iken oluşumun nasıl meydana geldiği ile ilgili farklı görüşler vardır). Yani bir atomdan kopan elektronlar diğer atoma geçecektir. Bir bulut kütlesinde (+) ve (-) yüklü atomların sayısı (yaklaşık olarak) aynıdır.Yalnız akvaryum gibi bulutların hacmi ile kıyaslanmayacak bir su kütlesinde elektron veren bir atom sonra tekrar verdiği atomdan alacaktır(birebir aynı atomu kastetmedim tabiki). Akvaryumda ölçmememle birlikte bana göre bulutlardaki gibi bir elektriksel yük meydana gelmeyeceği kanaati bende yüksektir. Çünki akvaryumdaki atomlar sürekli birbirleri ile haşır neşir olup bulutlarda meydana gelen durum gibi bir (+) ve (-) yüklü atomların ayrı ayrı bölgelerde yoğunlaşması mümkün değildir.
Tabiki diğer unsurlarlada statik elektrik birikecektir ama önemsenmeye değermi değmezmi bundan sonrası kişisel yorumlar.(akvaryum üzerindeki hava akımından bile)
Zaten akvaryumda (+) ve (-) yüklü atomlar vardır herzaman. Akvaryumun asidik ve bazik olma durumuna göre (+) yük fazlası bir sisteme (+) yük, (-) yük fazlası bir sistemede (-) yük tatbiki gerekirki statik elektriği artıralım. (elektron almış bir sisteme daha fazla elektron vermek elektron vermiş ve elektron ihtiyacı olan bir sistemden elektron koparmak).
Akvaryumda statik elektrikten kurtulmak için topraklama yapmak zor değildir ama topraklama yapmakla birlikte bunun ph üzerinde bir etki yapıp yapmayacağını bilmiyorum (Bazen olumlu bazen olumsuz). Olumsuz etkileri olabileceğini düşünüyorum.
Artık doğal mıknatısları akvaryumlarımda kullanmayıda düşünebilirim.
Akvaryum ortamı ile insan vücudu aynı dinamiklere sahip değildir. Her ne kadar insan vücudunun çoğunluğu su olsada.
İki yıldan fazladır akvaryulardan uzağım. Akvaryumlarımı kurduktan sonra bu konularda deneyimlerimi de sizlerle paylaşmayı umut ediyorum.
Bazı şeylerin olduğunu görüyoruz ama nasıl olduğunu izaha gücümüz yetmiyor maalesef.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Yani..
2 cm de 10 birimse
4 cm de 2,5 birime düşecektir bu etki.
Elektriksel manyetik alan benim bildiğim kadarıyla en azından çok zararlı etrafınızı kablolarla doldurursanız tabi.
Kablosuz ağ, ve Cep telefonu teknolojileri ise kablolardan kat be kat zararlı. Fakat balıklar bizlerden daha şanslı çünki su bu dalgaları absorbe eden unsur. Bu dalgalar ya akvaryumdaki suyu kaynatacak yada vücudunuzdaki.
Sabit yaşadığım alanlarda su dolu kütleler ile etrafımızı sarabilirsek bizim,komşularımızın yada telekominikasyon şirketlerinin zararlı etkilerini ciddi oranda azaltmış oluruz. 6 tarafı sularla çevrili bir odamız olsa keşke.
Akvaryum içindeki canlılara bu etkinin ulaşması çok zor diye düşünüyorum. Balık olasım geldi:)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Saygılar,
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Yeni sloganım balıklar için yaşasın dış filtre:)
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Son zamanlarda yapılan bilimsel araştırmalarda belirli frekanslarda elektromanyetik ışımanın hem hayvan hem de bitki hücrelerine ciddi etkileri olabildiği ortaya çıktı. Belirli frekanslarda çok yoğun em. ışıma altında hücre zarının geçirgenlik koşullarında değişimler olduğu falan ortaya çıkmıştı. Yalnız bu kadar yüksek frekanslı ve yoğun bir em ortamı evimizde veya yakınlarımızda ortaya çıkar mı , bu da başka bir soru. (Ben pek ihtimal vermiyorum, sonuçta em işinimi yapan neredeyse tüm cihazlar ieee standartlarinda bantlarda yayin yapar.)
[QUOTE=ikproduction]
Kablosuz ağ, ve Cep telefonu teknolojileri ise kablolardan kat be kat zararlı. Fakat balıklar bizlerden daha şanslı çünki su bu dalgaları absorbe eden unsur. Bu dalgalar ya akvaryumdaki suyu kaynatacak yada vücudunuzdaki.
Sabit yaşadığım alanlarda su dolu kütleler ile etrafımızı sarabilirsek bizim,komşularımızın yada telekominikasyon şirketlerinin zararlı etkilerini ciddi oranda azaltmış oluruz. 6 tarafı sularla çevrili bir odamız olsa keşke.
Akvaryum içindeki canlılara bu etkinin ulaşması çok zor diye düşünüyorum. Balık olasım geldi:)
[/QUOTE]
Odayi ince bir metal tabaka ile kaplarsiniz, bir adet akü alip metal kaplamanin zit iki köşesine bağlarsiniz ve bu tabakaya bir de toprak hatti çekerseniz içeriye dişaridan en ufak bir manyetik alan etki etmez. Yalniz cep telefonu, TV, radyo ve kablosuz bağlanti içeride çekmez, uyarayim.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir