Adi Salyangozdan Kurtulma Yöntemi
Gönderim Zamanı: 12 Eylül 2021 14:47
[QUOTE=lemur]Tartışma sözcüğü sokak tabiriyle kavga etmek anlamında değildir zaten. Bir konu hakkında enine boyuna görüş alışverişinde bulunmaktır tartışma esas. Ali bey, siz konu hakkında hatalı tanımlamalarda bulundukça, ben bunları örneklerle düzeltmeye çalıştıkça, siz yaptığım açıklamaların etrafından dolanıp başka şeyleri işe kattıkça elbette tartışma uzuyor.
Adi Salyangozlara sempati duyup beslemek isteyen beslesin. Neler beslemiyor ki insan... Fakat varlıklarına müsaade edenlerden çoğalmasına herhangi bir önlem almıyorum diyen çıkmadı daha. Demek ki insanlar burda sözde faydalarından söz ederken bir yandan sayılarını kontrol altında tutmaya çalışıyorlar.
Sorun salyangozun getirdiği faydalar ve dengeyse Benim akvaryumlarımda normal popülasyonun 3-4 katı fazla helena yaşıyor. Fakat bunlar eşeyli ürediklerinden 1 tane adi salyangozun 6 ayda 100 tane, 1000 tane olabilmesi gibi bir nüfus patlaması yaşanmıyor. Ve o yüzden artışlarına karşı özel bir önlem, müdahale gerekmiyor. Salyangoz artışının işaret ettiği sorunların saptanması ve çözümü için çok daha basit ve etkili yollar var. O yüzden salyangoz popülasyonunun akvaryumdaki süreçler için dolaylı bir belirteç olarak kabul edilmesi işlevsel değildir. Eşeysiz üreyen Salyangozlar akvaryum ortamında Yasin bey'in iddia ettiği gibi bir nimet olarak kabul edilemez.
Fakat ilanlarıma bakarsanız göreceğiniz gibi, ben bu konuda tarafsız olamam. İhtiyaç fazlası helena'ların sınırlı sayıda bile olsa satışını yapmaktayım. [:D][/QUOTE]
Baştan desene üstad dükkanın önünü kapatmayın diye.[:lol:] Şaka bir tarafa iki yıla yakındır hiçbir önlem almadan besliyorum bu salyangozları ve sayısı 100 litre içinde 20 olmadı hiç. Bu salyangozlar sizin besleme düzeniniz normalse zaten öyle istila eden türler değiller. Şu an asolena sipixiler bile daha fazla ürüyor. Helena da yıllarca beslediğim ve sevdiğim bir tür ancak çok sık duyarsınız arkadaşlardan yetmiyor yetişemiyor diye. Sebebi yem bolluğudur yine. Bol yemi gören Helena da en az enerji ile en çok kazanç peşine düşer. Yemleme yi azalınca bu salyangozlar sorun olmaz ve ciddi anlamda bir bitkili akvaryumda olmazsa olmaz canlılardandır benim gözümde. Üstelik bu canlılar parazit gibi anlatılsa da parayla satılan alıcısı olan canlılardır.
Adi Salyangozlara sempati duyup beslemek isteyen beslesin. Neler beslemiyor ki insan... Fakat varlıklarına müsaade edenlerden çoğalmasına herhangi bir önlem almıyorum diyen çıkmadı daha. Demek ki insanlar burda sözde faydalarından söz ederken bir yandan sayılarını kontrol altında tutmaya çalışıyorlar.
Sorun salyangozun getirdiği faydalar ve dengeyse Benim akvaryumlarımda normal popülasyonun 3-4 katı fazla helena yaşıyor. Fakat bunlar eşeyli ürediklerinden 1 tane adi salyangozun 6 ayda 100 tane, 1000 tane olabilmesi gibi bir nüfus patlaması yaşanmıyor. Ve o yüzden artışlarına karşı özel bir önlem, müdahale gerekmiyor. Salyangoz artışının işaret ettiği sorunların saptanması ve çözümü için çok daha basit ve etkili yollar var. O yüzden salyangoz popülasyonunun akvaryumdaki süreçler için dolaylı bir belirteç olarak kabul edilmesi işlevsel değildir. Eşeysiz üreyen Salyangozlar akvaryum ortamında Yasin bey'in iddia ettiği gibi bir nimet olarak kabul edilemez.
Fakat ilanlarıma bakarsanız göreceğiniz gibi, ben bu konuda tarafsız olamam. İhtiyaç fazlası helena'ların sınırlı sayıda bile olsa satışını yapmaktayım. [:D][/QUOTE]
Baştan desene üstad dükkanın önünü kapatmayın diye.[:lol:] Şaka bir tarafa iki yıla yakındır hiçbir önlem almadan besliyorum bu salyangozları ve sayısı 100 litre içinde 20 olmadı hiç. Bu salyangozlar sizin besleme düzeniniz normalse zaten öyle istila eden türler değiller. Şu an asolena sipixiler bile daha fazla ürüyor. Helena da yıllarca beslediğim ve sevdiğim bir tür ancak çok sık duyarsınız arkadaşlardan yetmiyor yetişemiyor diye. Sebebi yem bolluğudur yine. Bol yemi gören Helena da en az enerji ile en çok kazanç peşine düşer. Yemleme yi azalınca bu salyangozlar sorun olmaz ve ciddi anlamda bir bitkili akvaryumda olmazsa olmaz canlılardandır benim gözümde. Üstelik bu canlılar parazit gibi anlatılsa da parayla satılan alıcısı olan canlılardır.
Beğenenler: [T]213398,ternapi[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Eylül 2021 16:01
[QUOTE=lemur]Tartışma sözcüğü sokak tabiriyle kavga etmek anlamında değildir zaten. Bir konu hakkında enine boyuna görüş alışverişinde bulunmaktır tartışma esas. Ali bey, siz konu hakkında hatalı tanımlamalarda bulundukça, ben bunları örneklerle düzeltmeye çalıştıkça, siz yaptığım açıklamaların etrafından dolanıp başka şeyleri işe kattıkça elbette tartışma uzuyor.
Adi Salyangozlara sempati duyup beslemek isteyen beslesin. Neler beslemiyor ki insan... Fakat varlıklarına müsaade edenlerden çoğalmasına herhangi bir önlem almıyorum diyen çıkmadı daha. Demek ki insanlar burda sözde faydalarından söz ederken bir yandan sayılarını kontrol altında tutmaya çalışıyorlar.
Sorun salyangozun getirdiği faydalar ve dengeyse Benim akvaryumlarımda normal popülasyonun 3-4 katı fazla helena yaşıyor. Fakat bunlar eşeyli ürediklerinden 1 tane adi salyangozun 6 ayda 100 tane, 1000 tane olabilmesi gibi bir nüfus patlaması yaşanmıyor. Ve o yüzden artışlarına karşı özel bir önlem, müdahale gerekmiyor. Salyangoz artışının işaret ettiği sorunların saptanması ve çözümü için çok daha basit ve etkili yollar var. O yüzden salyangoz popülasyonunun akvaryumdaki süreçler için dolaylı bir belirteç olarak kabul edilmesi işlevsel değildir. Eşeysiz üreyen Salyangozlar akvaryum ortamında Yasin bey'in iddia ettiği gibi bir nimet olarak kabul edilemez.
Fakat ilanlarıma bakarsanız göreceğiniz gibi, ben bu konuda tarafsız olamam. İhtiyaç fazlası helena'ların sınırlı sayıda bile olsa satışını yapmaktayım. [:D]
Ali bey, bu konunun uzamasının bir nedeni de, başka bir tartışmada kullanmış olduğum bazı cümleleri kaynak göstermeden alakasız bir şekilde alıntılamış olmanızdır. İlk Mesajınızda geçen ''Sucul yaşamda bu sağ kalım süresinin haftalar ve aylara uzaması sadece niceliksel bir farktır.''''" cümlesi bana aittir ve tarafınızdan bağlamından koparılarak ve kaynağa gönderme yapılmadan kullanılmıştır.[:kotu:][/QUOTE]
Tartışma sözcüğünü önce siz kullandınız, kavga etmek anlamına gelmediğini söylemeniz değişik olmuş ,size böyle diyorsun dememiştim, bir sözün altından farklı bir anlam çıkarma yeteneğinize hayran kalmıştım, ama kendi söylediğinizi bana maletmeniz taktir edilecek bir durum olmuş....bakın sizin gibi oldum [:)]
''Sucul yaşamda bu sağ kalım süresinin haftalar ve aylara uzaması sadece niceliksel bir farktır.''''" cümlesi tabiki size ait, bu arada 'Doğadaki ekosisteme hassasiyet kazandıran, işleyen yasalar bütünü zaten. Sistem birebir aynı olmasa da yasalar aynı işliyor'' sözüde ArifhbsAquatics nikli üyeye ait hatırlıyorsunuz değil mi?. Sözlerin altındakileri detaylı anlamları bu kadar rahat çıkarırken bu espiriyi anlamamanıza üzüldüm gerçekten nefis bir Ekosistem tartışmasıydı unutmuş olamazsınız.. Hem ben sonuna [;)] işaretide koymuştum..
Daha fazla yazasım yok konuyu akıcılıktan çok kısır döngüye sokuyorsunuz... tarzınız yada ruhsal durumunuz bunu size yaptırıyor olabilir ama o sulara daha fazla giresim yok. Umarım sizi kırmamışımdır zaman zaman bende duvara toslarım geçiyor ama...
[EDIT]Öğretmen Ali,2021-09-12 16:02:58[/EDIT]
Adi Salyangozlara sempati duyup beslemek isteyen beslesin. Neler beslemiyor ki insan... Fakat varlıklarına müsaade edenlerden çoğalmasına herhangi bir önlem almıyorum diyen çıkmadı daha. Demek ki insanlar burda sözde faydalarından söz ederken bir yandan sayılarını kontrol altında tutmaya çalışıyorlar.
Sorun salyangozun getirdiği faydalar ve dengeyse Benim akvaryumlarımda normal popülasyonun 3-4 katı fazla helena yaşıyor. Fakat bunlar eşeyli ürediklerinden 1 tane adi salyangozun 6 ayda 100 tane, 1000 tane olabilmesi gibi bir nüfus patlaması yaşanmıyor. Ve o yüzden artışlarına karşı özel bir önlem, müdahale gerekmiyor. Salyangoz artışının işaret ettiği sorunların saptanması ve çözümü için çok daha basit ve etkili yollar var. O yüzden salyangoz popülasyonunun akvaryumdaki süreçler için dolaylı bir belirteç olarak kabul edilmesi işlevsel değildir. Eşeysiz üreyen Salyangozlar akvaryum ortamında Yasin bey'in iddia ettiği gibi bir nimet olarak kabul edilemez.
Fakat ilanlarıma bakarsanız göreceğiniz gibi, ben bu konuda tarafsız olamam. İhtiyaç fazlası helena'ların sınırlı sayıda bile olsa satışını yapmaktayım. [:D]
Ali bey, bu konunun uzamasının bir nedeni de, başka bir tartışmada kullanmış olduğum bazı cümleleri kaynak göstermeden alakasız bir şekilde alıntılamış olmanızdır. İlk Mesajınızda geçen ''Sucul yaşamda bu sağ kalım süresinin haftalar ve aylara uzaması sadece niceliksel bir farktır.''''" cümlesi bana aittir ve tarafınızdan bağlamından koparılarak ve kaynağa gönderme yapılmadan kullanılmıştır.[:kotu:][/QUOTE]
Tartışma sözcüğünü önce siz kullandınız, kavga etmek anlamına gelmediğini söylemeniz değişik olmuş ,size böyle diyorsun dememiştim, bir sözün altından farklı bir anlam çıkarma yeteneğinize hayran kalmıştım, ama kendi söylediğinizi bana maletmeniz taktir edilecek bir durum olmuş....bakın sizin gibi oldum [:)]
''Sucul yaşamda bu sağ kalım süresinin haftalar ve aylara uzaması sadece niceliksel bir farktır.''''" cümlesi tabiki size ait, bu arada 'Doğadaki ekosisteme hassasiyet kazandıran, işleyen yasalar bütünü zaten. Sistem birebir aynı olmasa da yasalar aynı işliyor'' sözüde ArifhbsAquatics nikli üyeye ait hatırlıyorsunuz değil mi?. Sözlerin altındakileri detaylı anlamları bu kadar rahat çıkarırken bu espiriyi anlamamanıza üzüldüm gerçekten nefis bir Ekosistem tartışmasıydı unutmuş olamazsınız.. Hem ben sonuna [;)] işaretide koymuştum..
Daha fazla yazasım yok konuyu akıcılıktan çok kısır döngüye sokuyorsunuz... tarzınız yada ruhsal durumunuz bunu size yaptırıyor olabilir ama o sulara daha fazla giresim yok. Umarım sizi kırmamışımdır zaman zaman bende duvara toslarım geçiyor ama...
[EDIT]Öğretmen Ali,2021-09-12 16:02:58[/EDIT]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Eylül 2021 16:16
[QUOTE=Yas400]
Baştan desene üstad dükkanın önünü kapatmayın diye.[:lol:] [/QUOTE]
Yasin bey, ben böyle sizin yakıştırdığınız gibi uygunsuz bir ifade kullanmadım. " Müslüman" mahallesinde salyangoz sattığım doğrudur. Fakat hayatımı bu işten kazanmıyorum. Tarafsız olamayacağımın bir nedenini açık sözlülükle burada belirtmiş oldum. Hayatta hiçbir konuda kimse tarafsız olmak zorunda değildir. Yaptığımız seçimler sonraki adımlarımızı belirler. Adi salyangoz ne sizin ifadenizle bir nimettir, ne de bir gerekliliktir. Dışardan isteğimiz dışında gelen bir canlıdır ve fazlalığıyla şu ya da bu yolla mücadele etmek ya da etmemek keyfinize kalmış.
tartışma:
ad
1.tartışmak eylemi.
2.bir konuyla ilgili karşıt düşünceleri karşılıklı olarak öne sürme ve savunma.
Ali bey, sözcüklerin anlamı konusunda da, alıntılar konusunda da art niyetli olduğunuzu düşünüyorum. Yoruyorsunuz insanı. Konu basit bir konudur. Artık cevap vermeyeceğim.[EDIT]lemur,2021-09-12 16:29:50[/EDIT]
Baştan desene üstad dükkanın önünü kapatmayın diye.[:lol:] [/QUOTE]
Yasin bey, ben böyle sizin yakıştırdığınız gibi uygunsuz bir ifade kullanmadım. " Müslüman" mahallesinde salyangoz sattığım doğrudur. Fakat hayatımı bu işten kazanmıyorum. Tarafsız olamayacağımın bir nedenini açık sözlülükle burada belirtmiş oldum. Hayatta hiçbir konuda kimse tarafsız olmak zorunda değildir. Yaptığımız seçimler sonraki adımlarımızı belirler. Adi salyangoz ne sizin ifadenizle bir nimettir, ne de bir gerekliliktir. Dışardan isteğimiz dışında gelen bir canlıdır ve fazlalığıyla şu ya da bu yolla mücadele etmek ya da etmemek keyfinize kalmış.
tartışma:
ad
1.tartışmak eylemi.
2.bir konuyla ilgili karşıt düşünceleri karşılıklı olarak öne sürme ve savunma.
Ali bey, sözcüklerin anlamı konusunda da, alıntılar konusunda da art niyetli olduğunuzu düşünüyorum. Yoruyorsunuz insanı. Konu basit bir konudur. Artık cevap vermeyeceğim.[EDIT]lemur,2021-09-12 16:29:50[/EDIT]
Beğenenler: [T]168305,Yas400[/T]
+1: [T]168305,Yas400[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Eylül 2021 16:27
Ah keşke okurken kesmeseniz de ufaktan şaka yaptığımız da anlaşılsa. Ne diyebilirim ki size salyangozlarla savaşınızda başarılar. Sizin bu konuda inatlaşmanız malesef fikrimi değiştirmeyecek. (Şimdi buradaki inatlaşma kelimesine de bir paragraf yazmayın lütfen baştan diyorum itham değil bu ifade) Salyangozdan şikayet eden arkadaşlara son sözüm salyangozu yok ettiğinizde yosun dan şikayet edeceksiniz. Sebebi de yosun yemeleri değil oluşmalarına fırsat vermemeleri. Salyangozlarda kurtulmayı eğer çoğalıyorsa yem oranınızı yarıya indirin ve takip edin üreme duracaktır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Eylül 2021 16:41
[QUOTE=Yas400]Ah keşke okurken kesmeseniz de ufaktan şaka yaptığımız da anlaşılsa. Ne diyebilirim ki size salyangozlarla savaşınızda başarılar. Sizin bu konuda inatlaşmanız malesef fikrimi değiştirmeyecek. (Şimdi buradaki inatlaşma kelimesine de bir paragraf yazmayın lütfen baştan diyorum itham değil bu ifade) Salyangozdan şikayet eden arkadaşlara son sözüm salyangozu yok ettiğinizde yosun dan şikayet edeceksiniz. Sebebi de yosun yemeleri değil oluşmalarına fırsat vermemeleri. Salyangozlarda kurtulmayı eğer çoğalıyorsa yem oranınızı yarıya indirin ve takip edin üreme duracaktır. [/QUOTE]
Adi salyangozlarla bir savaşım yok, çünkü 5 yıldır bende adi salyangoz yok. Seçtiğiniz sözcükler doğal olarak cevap hakkı doğuruyor. Üslupla ilgili bir sorununuz olduğunu düşünüyorum.
Yemlemeyi yarıya indirmenin de bir mücadele yöntemi olduğu aklınıza gelmiyor herhalde. Zavallı salyangozları aç bırakarak çoğalmalarını önlemiş oluyorsunuz...
Adi salyangozlarla bir savaşım yok, çünkü 5 yıldır bende adi salyangoz yok. Seçtiğiniz sözcükler doğal olarak cevap hakkı doğuruyor. Üslupla ilgili bir sorununuz olduğunu düşünüyorum.
Yemlemeyi yarıya indirmenin de bir mücadele yöntemi olduğu aklınıza gelmiyor herhalde. Zavallı salyangozları aç bırakarak çoğalmalarını önlemiş oluyorsunuz...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Eylül 2021 17:02
[:iyi:]Keşke biraz adi salyangoz besleseydiniz zavallı canlıların bitkili bir akvaryumda hiçbir zaman aç kalmayacağını anlardınız. Neyse bir gün tecrübe edersiniz artık. O zaman tecrübelerinizi ilgiyle okuyacağımdan emin olun. [:iyi:]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Eylül 2021 19:20
[QUOTE=Yas400][:iyi:]Keşke biraz adi salyangoz besleseydiniz zavallı canlıların bitkili bir akvaryumda hiçbir zaman aç kalmayacağını anlardınız. Neyse bir gün tecrübe edersiniz artık. O zaman tecrübelerinizi ilgiyle okuyacağımdan emin olun. [:iyi:][/QUOTE]
Yasin bey, tüm söylediklerimi tersinden anlamayı başarıyorsunuz. Salyangoz nimettir sözünüzü aşırıya kaçmış bir ifade olarak eleştirdim, sizden bir açıklama gelmedi. Adi salyangozlarım vardı, besledim, kurtuldum, istemiyorum.
[QUOTE=lemur]
Yemlemeyi yarıya indirmenin de bir mücadele yöntemi olduğu aklınıza gelmiyor herhalde. Zavallı salyangozları aç bırakarak çoğalmalarını önlemiş oluyorsunuz...[/QUOTE]
Eğer bu canlılar otçul ise(ki hem etçil, hem otçul hem de leşçidirler) sizin yemlemeyi azaltmanız pek işe yaramaz. Bitkili bir akvaryumda etrafa zarar vermeyerek tok kalmaları ve üreme döngülerini sürdürmeleri ise imkansızdır.
Bilinçli bir akvarist iseniz akvaryum kurarken belli bir canlıya ya da canlı türlerine odaklanırsınız. Bitkili, hitech, melek, japon, tanganika gibi vs... Bütün öncelikleriniz odaklandığınız konuya yöneliktir. Arzu ederseniz adi salyangoz odaklı akvaryum da kurarsınız. Ya da varlıklarını umursamaz ve sınırlı bir kontrol altında tutarsınız, keyfinize kalmış. Benim bu şekilde helena odaklı akvaryumum var. Fakat adi salyangozlar her zaman istenmeyen misafirlerdir. Tıpkı planarya, yusufçuk larvası, kurbağa larvası, inatçı yosun çeşitleri, dış parazitler..... gibi. Bir de bunların lüzumu üzerine tartışmayalım isterseniz.
Yasin bey, tüm söylediklerimi tersinden anlamayı başarıyorsunuz. Salyangoz nimettir sözünüzü aşırıya kaçmış bir ifade olarak eleştirdim, sizden bir açıklama gelmedi. Adi salyangozlarım vardı, besledim, kurtuldum, istemiyorum.
[QUOTE=lemur]
Yemlemeyi yarıya indirmenin de bir mücadele yöntemi olduğu aklınıza gelmiyor herhalde. Zavallı salyangozları aç bırakarak çoğalmalarını önlemiş oluyorsunuz...[/QUOTE]
Eğer bu canlılar otçul ise(ki hem etçil, hem otçul hem de leşçidirler) sizin yemlemeyi azaltmanız pek işe yaramaz. Bitkili bir akvaryumda etrafa zarar vermeyerek tok kalmaları ve üreme döngülerini sürdürmeleri ise imkansızdır.
Bilinçli bir akvarist iseniz akvaryum kurarken belli bir canlıya ya da canlı türlerine odaklanırsınız. Bitkili, hitech, melek, japon, tanganika gibi vs... Bütün öncelikleriniz odaklandığınız konuya yöneliktir. Arzu ederseniz adi salyangoz odaklı akvaryum da kurarsınız. Ya da varlıklarını umursamaz ve sınırlı bir kontrol altında tutarsınız, keyfinize kalmış. Benim bu şekilde helena odaklı akvaryumum var. Fakat adi salyangozlar her zaman istenmeyen misafirlerdir. Tıpkı planarya, yusufçuk larvası, kurbağa larvası, inatçı yosun çeşitleri, dış parazitler..... gibi. Bir de bunların lüzumu üzerine tartışmayalım isterseniz.
Teşekkür Edenler: [T]168305,Yas400[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Eylül 2021 19:48
Kendi fikirlerinizi genel geçer gerçekler olarak ortaya sunmanız gerçekten çok ilginç. Siz beslememiş canlı yem olarak kullanmak için yetiştirmek istemiş hatta onu da becerememiş ve amonyak patlaması yaşamışsınız. Seversiniz sevmezsiniz beslersiniz beslemezseniz bu sizin şahsi kararlarınız bunları ısrarlı tartışılmaz gerçekler olarak görmek ise sizi insanları yanlış anlamaya itiyor. Korkmayın neredeyse 15 yıldır çok farklı salyangoz türleri besledim. Hiçbir zaman sağlıklı bir bitki ya da hayvana zarar verdiğini görmedim. Gören duyan da biraz inceleyin e bitkilerinin sağlıksız olduğunu farkettiler. Siz istediğinize inanın ama gerçek budur. Sağlıklı bir bitkili akvaryumda ne istila olur ne bitki zarar görür. Bir gün yetiştirmek değil gerçek anlamda beslemeyi seçin korkmayın sorun olmayacaklardır.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Eylül 2021 21:06
Yasin bey, söylediklerimden ve söylemediklerimden istediğiniz anlamları çıkarmakta yarışıyorsunuz. Bu şekide konunun özünden uzaklaşmış oluyorsunuz. Tekrar filmi başa sarıp şunu yaptım şunu söyledim demeyeceğim. Ortaya koyduğum düşünce ve örnekler genel gerçeklere aykırıysa bu ilginç bulduğunuz durumu açıkça ifade edin. Her seferinde yanlış anlamalarınızı düzeltmek çabası benim için hem yorucu hem de sıkıcıdır. İyi günler.[:)]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Eylül 2021 21:33
Eğer yazılan mesajlarda şahsi cevap verecek yerler aramak dışında anlatılanları okursanız zaten cevabınızı alırsınız. Görüyorum ki size ne denirse densin salyangozlarla ilgili kısımlar yerine cımbızla çekip şahsileştirecek yerler çekeceksiniz. Şu an bu konuda sohbetin uzama sebebi malesef ne salyangozlar ne bizim anlama güçlüğümüz. Sadece tek ricam var siz beğenmiyor olabilirsiniz, beslemiyor olabilirsiniz hatta görmeye tahammül edemiyor olabilirsiniz ama bu sadece sizinle ilgili. Salyangozlar bitkili akvaryumlarda olması gereken canlılardır ha olmazsa ne olur olmamış olur ama kimse kusura bakmasın salyangoz mu aman aman aman diyen insanlar bugün için komik geliyor artık. Yetersiz tecrübe ya da kötü tecrübe yaşanmış olabilir tabi ki ancak salyangozun suçu yok. Yine daha önce dediğim gibi bir zamanlar salyangozlar benim için de sorun olan canlılardı ta ki yokluklarında ne olduğunu görene kadar.
Beğenenler: [T]230648,Libidish[/T][T]73007,Öğretmen Ali[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Eylül 2021 22:32
Konu polemik zemininde ilerliyor ama bu polemiği artırmaktan ziyade, kendi deneyimlerim ile konuya katkıda bulunmak isterim. 3 yıl kadar önce yeniden döndüm bu hobiye ve bu sefer daha önce denemediğim birşeyler denemek istediğim için de bitkili akvaryumlara sardım diyebilirim. İlk kurulumu yaptım. Sonra bitkileri ekledim. İşte o zaman adi salyangoz denilen canlıların farkına vardım. Tabi bitkili akvaryum acemisi olduğum için, bu salyangozların neredeyse her zaman bitkiler ile akvaryuma geldiğini ve bitkilere de karantina/dezenfeksiyon işlemi uygulandığını bilmiyordum. Neyse karşılaştığım bu ilk adi salyangoz türü physa marmorata idi. Başlarda çok cazip gelmişti akvaryumda bu canlıların olması. Ama bitkili akvaryum acemiliği beni çok zorluyordu. Bazen ışık yetmiyordu, ekleme yapıyordum ama bu sefer de fazla geliyordu. Kullandığım bitkiler konusunda bilinçli değildim. CO2 konusunda çok acemi idim. Taban gübresi ve sıvı gübrelerin önemini kavrayamamıştım. Kısacası çok farklı bir dünyaya hazırlıksız yakalanmıştım. İlk bir yıl boyunca bitkili akvaryumların eko-biyolojisini okuyup öğrenmek ile geçirdim diyebilirim. Çünkü çok fazla sorun ile karşılaşıyordum. Çözmek için de sürekli araştırıyordum.
Peki burada adi salyangozların işi ne diyecek olursanız. Bu öğrenme süreci boyunca hiçbir zaman adi salyangozların popülasyonunu kontrol edilebilir seviyeye çekemedim diyebilirim. Bir insan her sabah ışıkların açılması ile birlikte akvaryumunun camlarını physa ile kaplı bulabilir mi derseniz. Evet bulur, ben buldum. Her sabah ışıklar açılınca camda yakaladıklarımı, aşağı inemeden eze eze bitirmeye çalışıyor ama neredeyse her sabah aynı manzara ile uyanıyordum. Keza dış filtre içinde de ürediklerinden su debisini bile etkiliyorlardı. Yemlemeyi de azalttım ama nafile, çünkü yaptığım yanlış uygulamalardan dolayı çürüyen bitkiler oluyordu. Haliyle onları tüketerek yine çoğalmaya devam ediyorlardı. Ayrıca bir bitkinin çürümesinin, bir balık ölümü kadar akvaryumu kirletmeyeceği düşüncesi olabilir ama bitkilerin ölümü veya yapraklarının çürümesi, tıpkı akvaryum içindeki bir balık çürümesi gibi su değerlerini bozabiliyor. Bozuk değerler yosunlara yol açıyor. Hele ki siyanobakteri gibi türler de ortaya çıktı ise o akvaryumun dengesi oturmadan adi salyangozların sayısının azaldığını görmedim diyebilirim.
Sonra okuduklarımı ve öğrendiklerimi uygulamaya başladım. Akvaryumda herhangi bir sorun varlığından bile şüphe edildiğinde, su değiştirmenin çözüm niteliğinde önemli bir adım olduğunu o kadar iyi gözlemledim ki... Kısacası bir akvaryum denge yoluna girdikçe physa sayısının da dengeye ulaştığını gördüm. Tamam hiçbir zaman sıfır olmadı ama eskisi gibi her gün camda onlarcası ile uyanma durumu da bitti diyebilirim.
Ama yine de bu physa beni büyük bir travmaya uğrattığı için, adi salyangozların olmadığı bir akvaryum kurmak istedim ve yeni bir kurulum yaptım. Ama nasıl kurulum[:D] Herşeyi özenle seçiyorum. Tüm objeler dezenfekte ediliyor. Bitkiler in vitro bulunursa öyle alınıyor. Yoksa bitkilere de karantina ve dezenfeksiyon yapılıyor vs vs. Peki sonuç? Evet sonuç tertemiz bir akvaryum oluyor. Hiç adi salyangoz olmayan bir akvaryum ve düşmanınızı yenmenin verdiği haklı gurur[:)))]
Böylece adi salyangoz konusunda steril akvaryumlar kurarak devam ettim yola. Tabi nerite ve minyatür neriteler vardı yine akvaryumlarımda. Ama sonra bir sorunun farkına vardım. Eninde sonunda akvaryumlarda canlılar ölüyor. Bitki veya balık fark etmeksizin, çok iyi de bakılsa bu oluyor ve olacak. Böyle bir durumda ise bu çürüyen şeylerin hemen ayrıştırılması, sonra da ayrışan yapı taşlarının tekrardan akvaryum içindeki döngüye sokulması en doğrusu oluyor. Benim için de aynı durum oldu. Zamanla balık öldü. Akvaryumda bir anda yosun sorunu çıktı. Bir bitki çürüdü, yosun sorunu çıktı. Kısacası yosun ile uğraştım durdum. Sonra yine araştırıp öğrendim ve bu durumun akvaryumda çürükçül eksikliğinden kaynaklandığını düşünüp çürükçül eklemeye karar verdim.
Ama adi salyangozların oluşturduğu travma ve korkudan dolayı başka bir çürükçül canlı arayışına girdim. Sonuç olarak ise neocaridina türünden karidesleri ekledim akvaryumlarıma. Keza işe yaradı da[:iyi:] Artık çürüyen ölen birşeyler var mı diye akvaryumlarda uzun uzun asayiş taraması yapmıyordum. Çünkü karidesler yetiyor idi. Ama yine bir sorun vardı. Karidesler neredeyse her balığın tüketebileceği bir canlı idi ve bu yüzden de zamanla akvaryumdaki sayıları azalıyordu. Başka bir gözlemim ise şu oldu; zemin bitkilerini bilen bilir. Budama atlanırsa zamanla alt katmanları hafiften çürür. İşte çürüyen bu alt katmanlara karideslerin çok ulaşamadığını gördüm. Yani ancak yavruları girebiliyor idi ama onlar da çok etkili olamıyordu. Haliyle bana yine yeniden çürükçül canlı arayışı gözüktü diyebilirim.
Bu aşamada ise durum biraz daha farklı idi diyebilirim. Çünkü artık kendime güveniyordum ve adi salyangozları en baştan elemek istemiyordum. Ama yine de physa denilen türü hiç düşünmedim. Çünkü beni zamanında çok yordu, zorladı ve üzdü[:((] O yüzden ramshornlara yöneldim (Ki physa ile birlikte adi salyangoz olarak değerlendirilirler) Ama öyle kahverengi ramshorn da değil. Bulabildiğim en güzel albino, yani kırmızı ramshornu temin edip, adi salyangoz açısından steril olan akvaryumlarıma kendi elimle bizzat ekledim[:O] Sonra ise merak ve korku ile karışık bir sürece girdim. Acaba ne olacak diye[:?]
Ne mi oldu, öncelikle çürükçül olarak yaptığı şeyleri karidesler kadar iyi, hatta bazen daha iyi yaptıklarını gördüm[:iyi:] Ayrıca karidesler gibi balıklara kolayca yem olma sorunları da olmuyor. Üstelik aldığım ramshornlar değişik bir tür imiş sanırım. Hep kırmızı/pembe renkte ürüyorlar ve boyut olarak en fazla mercimek kadar büyüyorlar. Biraz da yassı bir formları mevcut diyebilirim. Yani physa dan daha çok göze hitap ettikleri kesin. Peki çoğalma durumu nasıl derseniz, bir yıldır akvaryumlarımdalar ve hiçbir zaman kontrolsüzce çoğalma, camlarda onlarcasını görme gibi bir durumum olmadı diyebilirim. Yani bu zamana kadar deneyim ve araştırma ile elde ettiğim tüm bilgiler işe yaramış. Dengeli bir akvaryumun ne olduğunu kavramış oldum diyebilirim. Dengede olan bir akvaryumda ise canlıların popülasyonu onları destekleyebilecek besin miktarı kadar çoğalabiliyor. Üstelik akvaryumlara ramshorn ekledikten sonra, salyangoz tüketen hiçbir canlı da eklemedim popülasyonu kontrol altında tutması için. Çünkü aynı tanklarda nerite ve minyatür neriteler de mevcut. Katil salyangoz falan koysam neritelerin halleri ne olur kim bilir. Yani av-avcı baskısı ile popülasyonu kontrol altında tutmak tek bir yöntem değildir. Kaynak kısıtlaması da canlı popülasyonlarını sınırlayabilir.
Yazı uzun oldu biliyorum ama kendi yaşadıklarımdan gördüğüm; adi salyangoz sorunundan ziyade akvaryum sorunu oluyor. Akvaryum dengede olmayınca salyangoz popülasyonu da dengede olmuyor. Bunun tam tersini kullanarak, yani salyangoz popülasyonunun arttığını fark edip akvaryumda birşeylerin ters gittiğini düşünmek, bunu gösterge olarak kullanmak da hiç yanlış bir uygulama değildir. Belki birkaç hafta önce bir balık öldü ve onu tükettikleri için sayıları çoğaldı. Sonuçta herkesin, her akvaryumunu, her gün, balık ölümü var mı diye kontrol etme durumu olmayabilir. Ki benim steril olan akvaryumlarıma adi salyangoz ekleme sebebim de budur. Ölen, çürüyen şeyleri sürekli takip etmek insanı çok zorlar. Böyle bir durumda ise salyangozlar çürüyen şeyleri tüketip ayrıştırırak çoğaldıklarından size fikir verebilir. Hemen bir su değişimi yapıp, popülasyon kontrolü amaçlı birkaç salyangozu da canlı yeme dönüştürdük mü, soruna erkenden çözüm bulmuş oluyorsunuz. Hem ölen balık/bitki, önce salyangoz sonra canlı yeme dönüşmüş oluyor. Hem de su değişimi yaparak su kalitesini gözlemlemiş oluyorsunuz. Bir taşla iki kuş[:)]
Benim deneyimlerimden aktarabileceğim şeyler bunlardır. Bunlar kesin doğrulardır demiyorum. Çünkü her akvaryum farklıdır, birbirine tıpa tıp benzemez. Ayrıca aynı sonuca farklı yollardan ulaşmak da mümkündür. O yüzden benim yolum tek doğru yoldur gibi büyük iddialarım yoktur. Yapılması gereken ise internette yazılan bu tarz deneyim ve bilgilerin özünü kavrayıp kendi akvaryumlarımızda uygulanabilir olup olmadığını görmek diye düşünüyorum. Adi salyangozlar konusunda bu yazdıklarım birden fazla tank üzerinden elde edilmiş deneyim ve bilgilerdir. Akvaryumda denge kavramı mühimdir. Dengeli akvaryumda popülasyonlar da dengede olur deyip herkese keyifli hobiler diliyorum[:)][EDIT]replacka,2021-09-13 00:27:50[/EDIT]
Peki burada adi salyangozların işi ne diyecek olursanız. Bu öğrenme süreci boyunca hiçbir zaman adi salyangozların popülasyonunu kontrol edilebilir seviyeye çekemedim diyebilirim. Bir insan her sabah ışıkların açılması ile birlikte akvaryumunun camlarını physa ile kaplı bulabilir mi derseniz. Evet bulur, ben buldum. Her sabah ışıklar açılınca camda yakaladıklarımı, aşağı inemeden eze eze bitirmeye çalışıyor ama neredeyse her sabah aynı manzara ile uyanıyordum. Keza dış filtre içinde de ürediklerinden su debisini bile etkiliyorlardı. Yemlemeyi de azalttım ama nafile, çünkü yaptığım yanlış uygulamalardan dolayı çürüyen bitkiler oluyordu. Haliyle onları tüketerek yine çoğalmaya devam ediyorlardı. Ayrıca bir bitkinin çürümesinin, bir balık ölümü kadar akvaryumu kirletmeyeceği düşüncesi olabilir ama bitkilerin ölümü veya yapraklarının çürümesi, tıpkı akvaryum içindeki bir balık çürümesi gibi su değerlerini bozabiliyor. Bozuk değerler yosunlara yol açıyor. Hele ki siyanobakteri gibi türler de ortaya çıktı ise o akvaryumun dengesi oturmadan adi salyangozların sayısının azaldığını görmedim diyebilirim.
Sonra okuduklarımı ve öğrendiklerimi uygulamaya başladım. Akvaryumda herhangi bir sorun varlığından bile şüphe edildiğinde, su değiştirmenin çözüm niteliğinde önemli bir adım olduğunu o kadar iyi gözlemledim ki... Kısacası bir akvaryum denge yoluna girdikçe physa sayısının da dengeye ulaştığını gördüm. Tamam hiçbir zaman sıfır olmadı ama eskisi gibi her gün camda onlarcası ile uyanma durumu da bitti diyebilirim.
Ama yine de bu physa beni büyük bir travmaya uğrattığı için, adi salyangozların olmadığı bir akvaryum kurmak istedim ve yeni bir kurulum yaptım. Ama nasıl kurulum[:D] Herşeyi özenle seçiyorum. Tüm objeler dezenfekte ediliyor. Bitkiler in vitro bulunursa öyle alınıyor. Yoksa bitkilere de karantina ve dezenfeksiyon yapılıyor vs vs. Peki sonuç? Evet sonuç tertemiz bir akvaryum oluyor. Hiç adi salyangoz olmayan bir akvaryum ve düşmanınızı yenmenin verdiği haklı gurur[:)))]
Böylece adi salyangoz konusunda steril akvaryumlar kurarak devam ettim yola. Tabi nerite ve minyatür neriteler vardı yine akvaryumlarımda. Ama sonra bir sorunun farkına vardım. Eninde sonunda akvaryumlarda canlılar ölüyor. Bitki veya balık fark etmeksizin, çok iyi de bakılsa bu oluyor ve olacak. Böyle bir durumda ise bu çürüyen şeylerin hemen ayrıştırılması, sonra da ayrışan yapı taşlarının tekrardan akvaryum içindeki döngüye sokulması en doğrusu oluyor. Benim için de aynı durum oldu. Zamanla balık öldü. Akvaryumda bir anda yosun sorunu çıktı. Bir bitki çürüdü, yosun sorunu çıktı. Kısacası yosun ile uğraştım durdum. Sonra yine araştırıp öğrendim ve bu durumun akvaryumda çürükçül eksikliğinden kaynaklandığını düşünüp çürükçül eklemeye karar verdim.
Ama adi salyangozların oluşturduğu travma ve korkudan dolayı başka bir çürükçül canlı arayışına girdim. Sonuç olarak ise neocaridina türünden karidesleri ekledim akvaryumlarıma. Keza işe yaradı da[:iyi:] Artık çürüyen ölen birşeyler var mı diye akvaryumlarda uzun uzun asayiş taraması yapmıyordum. Çünkü karidesler yetiyor idi. Ama yine bir sorun vardı. Karidesler neredeyse her balığın tüketebileceği bir canlı idi ve bu yüzden de zamanla akvaryumdaki sayıları azalıyordu. Başka bir gözlemim ise şu oldu; zemin bitkilerini bilen bilir. Budama atlanırsa zamanla alt katmanları hafiften çürür. İşte çürüyen bu alt katmanlara karideslerin çok ulaşamadığını gördüm. Yani ancak yavruları girebiliyor idi ama onlar da çok etkili olamıyordu. Haliyle bana yine yeniden çürükçül canlı arayışı gözüktü diyebilirim.
Bu aşamada ise durum biraz daha farklı idi diyebilirim. Çünkü artık kendime güveniyordum ve adi salyangozları en baştan elemek istemiyordum. Ama yine de physa denilen türü hiç düşünmedim. Çünkü beni zamanında çok yordu, zorladı ve üzdü[:((] O yüzden ramshornlara yöneldim (Ki physa ile birlikte adi salyangoz olarak değerlendirilirler) Ama öyle kahverengi ramshorn da değil. Bulabildiğim en güzel albino, yani kırmızı ramshornu temin edip, adi salyangoz açısından steril olan akvaryumlarıma kendi elimle bizzat ekledim[:O] Sonra ise merak ve korku ile karışık bir sürece girdim. Acaba ne olacak diye[:?]
Ne mi oldu, öncelikle çürükçül olarak yaptığı şeyleri karidesler kadar iyi, hatta bazen daha iyi yaptıklarını gördüm[:iyi:] Ayrıca karidesler gibi balıklara kolayca yem olma sorunları da olmuyor. Üstelik aldığım ramshornlar değişik bir tür imiş sanırım. Hep kırmızı/pembe renkte ürüyorlar ve boyut olarak en fazla mercimek kadar büyüyorlar. Biraz da yassı bir formları mevcut diyebilirim. Yani physa dan daha çok göze hitap ettikleri kesin. Peki çoğalma durumu nasıl derseniz, bir yıldır akvaryumlarımdalar ve hiçbir zaman kontrolsüzce çoğalma, camlarda onlarcasını görme gibi bir durumum olmadı diyebilirim. Yani bu zamana kadar deneyim ve araştırma ile elde ettiğim tüm bilgiler işe yaramış. Dengeli bir akvaryumun ne olduğunu kavramış oldum diyebilirim. Dengede olan bir akvaryumda ise canlıların popülasyonu onları destekleyebilecek besin miktarı kadar çoğalabiliyor. Üstelik akvaryumlara ramshorn ekledikten sonra, salyangoz tüketen hiçbir canlı da eklemedim popülasyonu kontrol altında tutması için. Çünkü aynı tanklarda nerite ve minyatür neriteler de mevcut. Katil salyangoz falan koysam neritelerin halleri ne olur kim bilir. Yani av-avcı baskısı ile popülasyonu kontrol altında tutmak tek bir yöntem değildir. Kaynak kısıtlaması da canlı popülasyonlarını sınırlayabilir.
Yazı uzun oldu biliyorum ama kendi yaşadıklarımdan gördüğüm; adi salyangoz sorunundan ziyade akvaryum sorunu oluyor. Akvaryum dengede olmayınca salyangoz popülasyonu da dengede olmuyor. Bunun tam tersini kullanarak, yani salyangoz popülasyonunun arttığını fark edip akvaryumda birşeylerin ters gittiğini düşünmek, bunu gösterge olarak kullanmak da hiç yanlış bir uygulama değildir. Belki birkaç hafta önce bir balık öldü ve onu tükettikleri için sayıları çoğaldı. Sonuçta herkesin, her akvaryumunu, her gün, balık ölümü var mı diye kontrol etme durumu olmayabilir. Ki benim steril olan akvaryumlarıma adi salyangoz ekleme sebebim de budur. Ölen, çürüyen şeyleri sürekli takip etmek insanı çok zorlar. Böyle bir durumda ise salyangozlar çürüyen şeyleri tüketip ayrıştırırak çoğaldıklarından size fikir verebilir. Hemen bir su değişimi yapıp, popülasyon kontrolü amaçlı birkaç salyangozu da canlı yeme dönüştürdük mü, soruna erkenden çözüm bulmuş oluyorsunuz. Hem ölen balık/bitki, önce salyangoz sonra canlı yeme dönüşmüş oluyor. Hem de su değişimi yaparak su kalitesini gözlemlemiş oluyorsunuz. Bir taşla iki kuş[:)]
Benim deneyimlerimden aktarabileceğim şeyler bunlardır. Bunlar kesin doğrulardır demiyorum. Çünkü her akvaryum farklıdır, birbirine tıpa tıp benzemez. Ayrıca aynı sonuca farklı yollardan ulaşmak da mümkündür. O yüzden benim yolum tek doğru yoldur gibi büyük iddialarım yoktur. Yapılması gereken ise internette yazılan bu tarz deneyim ve bilgilerin özünü kavrayıp kendi akvaryumlarımızda uygulanabilir olup olmadığını görmek diye düşünüyorum. Adi salyangozlar konusunda bu yazdıklarım birden fazla tank üzerinden elde edilmiş deneyim ve bilgilerdir. Akvaryumda denge kavramı mühimdir. Dengeli akvaryumda popülasyonlar da dengede olur deyip herkese keyifli hobiler diliyorum[:)][EDIT]replacka,2021-09-13 00:27:50[/EDIT]
Beğenenler: [T]213398,ternapi[/T][T]230260,Denizs[/T][T]168305,Yas400[/T][T]214919,omerali06[/T][T]73007,Öğretmen Ali[/T]
Teşekkür Edenler: [T]125030,lemur[/T]
+1: [T]225495,Emre0012[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Eylül 2021 22:34
Yasin bey, geçen hafta da yine incir çekirdeğini doldurmayacak konularda benimle saatlerce tartıştınız. Bunun bu şekilde geleneksel hale gelmesi, her iki taraf için de övünülecek bir durum değildir. Zaman kaybıdır. Tartışmayı kişisel hale dönüştüren tamamıyla sizin üslubunuzdur. Açıklamalara ve sorulara yanıt vermek yerine konuyu alakasız yerlere çekiyorsunuz. Bu üslubunuzun sorunlu olduğunu yukarda da söyledim. Tartışmalara son noktayı koymak sizin için çok önemli olsa gerek. Bu tavrınızı sadece yaşınıza bağlamak ve arkasında bir art niyet aramamak istiyorum. Ne de olsa arada bir kuşak farkı var.
Teşekkür Edenler: [T]168305,Yas400[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Eylül 2021 23:13
O konuda size hak veriyordum hatırlarsanız ama bu konu maalesef sizin tecrübelerinizi dışında kalmış ya da en azından ilgi alanınız değil. Kesin bir uslupla konuşarak yanlış bilgi veriyorsunuz ve bunu söyleyen herkes nedense uslup konusunda sıkıntılı ilan ediliyor.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 12 Eylül 2021 23:46
Yasin bey, siz yine aynı üslupla devam ediyorsunuz, sizi yanıtlamam da kaçınılmaz hale geliyor...
[QUOTE=Yas400]O konuda size hak veriyordum hatırlarsanız ama bu konu maalesef sizin tecrübelerinizi dışında kalmış ya da en azından ilgi alanınız değil. Kesin bir uslupla konuşarak yanlış bilgi veriyorsunuz ve bunu söyleyen herkes nedense uslup konusunda sıkıntılı ilan ediliyor. [/QUOTE]
Replacka nickli arkadaşın doyurucu yazısı bazı bilgilerimi hatırlamama yardımcı oldu, ona teşekkür ettim...
İsterseniz daha devam edebiliriz, benim öldürecek zamanım var henüz.
[QUOTE=Yas400]O konuda size hak veriyordum hatırlarsanız ama bu konu maalesef sizin tecrübelerinizi dışında kalmış ya da en azından ilgi alanınız değil. Kesin bir uslupla konuşarak yanlış bilgi veriyorsunuz ve bunu söyleyen herkes nedense uslup konusunda sıkıntılı ilan ediliyor. [/QUOTE]
Replacka nickli arkadaşın doyurucu yazısı bazı bilgilerimi hatırlamama yardımcı oldu, ona teşekkür ettim...
İsterseniz daha devam edebiliriz, benim öldürecek zamanım var henüz.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir