Fainzilberi Rainbow Bbr Lundo


babur alimovÇevrim Dışı

[B]8859,2[/B] [B]13176,3[/B]
Kayıt: 27/04/2011
İl: Antalya
Mesaj: 1437
babur alimovÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Temmuz 2020 02:40
[IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/110782/270720200231171.jpg[/IMG][IMG]https://foto.akvaryum.com/fotolar/110782/270720200231511.jpg[/IMG]


Merhaba, Yaklaşık olarak 4 yıl üzerinde çaprazlamaları ile uğraştığım balıklarımı siz değerli akvaristler ile paylaşmak istedim. çok uzun uzun yazmaktan ise video linkimi buraya bırakacağım.

Sormak istediğiniz soruları gerek burdan gerek videonun yorum kısmından sorabilirsiniz.

[VID]https://www.youtube.com/watch?v=-faRh8U2Kks&t=42s[/VID]

[VID]https://www.youtube.com/watch?v=cpziq5_rAAc&t=11s[/VID]

[VID]https://www.youtube.com/watch?v=T_8emJLOz_w&t=32s[/VID]

[VID]https://www.youtube.com/watch?v=aUdGAqwSKZ8&t=171s[/VID]

[VID]https://www.youtube.com/watch?v=SUEEtjrsfHA[/VID]

[VID]https://www.youtube.com/watch?v=WIx6N_jr-d8&t=104s[/VID]

[VID]https://www.youtube.com/watch?v=Oy2IWGVuPmY&t=689s[/VID]

[VID]https://www.youtube.com/watch?v=Gndc0IvkScA&t=78s[/VID]

[VID]https://www.youtube.com/watch?v=f9mMoK5qZ58&t=1095s[/VID]


izlediğiniz için teşekkür ederim.

Beğenenler: [T]215211,MEID[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Neothauma Çevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
[B]14943,1[/B]
Kayıt: 30/06/2007
İl: Yurtdisi
Mesaj: 3419
Neothauma Çevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 27 Temmuz 2020 08:53
Ticari motivasyonla yaptığınız bu uğraşınız doğaya yaptığınız büyük bir saygısızlık. Elbette taktir edeniniz, alkışlayanınız olacaktır, bu ülkede para kazanma motivasyonu bu hobide her zaman bir tık önde maalesef. Ancak olumsuz eleştirlere de açıksınızdır diye düşünüyorum.

Bu canlılar doğada yaşadığı gölden başka hiçbir yerde bulunmayan, doğanın dinamikleriyle adapte olup evrimleşmiş ve doğal haliyle fazlasıyla güzel, değerli canlılar. Yani zaten doğa bize taktire fazlasıyla şayan şeyler sunmuş, “hobici” olarak bize düşen bu canlılara olabilecek en iyi imkanları sağlayıp karakteristik özelliklerini incelemek, araştırmak, anlamak vs. değer kazanabileceğimiz her ne varsa onu yapmak. Ama başta dedim ya para kazanma motivasyonu bu değerlerden daha ağır bastığı için bu saydıklarım göz ardı ediliyor. Tül kuyruklar, balonlar, orijinalinden alakasız renkler, hibritler... özetle canlının doğal formuna müdahale edecek her ne varsa aynı motivasyonun ürünü. Sizin yaptıklarınız da bunun oldukça güzel bir örneği olmuş.

Son olarak Afrika rift vadisi göllerindeki yüzlerce endemik tür küresel sıkıntılardan gittikçe daha çok etkileniyor, en başta küresel ısınma. Çok uzak olmayan bir gelecekte belki de bu türlerin en saf, doğal hallerine erişimimiz olmayacak. O yüzden şu an elimizde olanların kıymetini bilmekte fayda var.




Beğenenler: [T]224052,de4b5[/T][T]209552,Bahadir[/T][T]214092,Nursun[/T][T]224041,drgeckoo[/T][T]35721,Burak PEKDEMİR[/T][T]209590,FurkanKöse59[/T][T]205902,Arifhb[/T][T]127461,Foae[/T][T]214296,CGDSNLR[/T][T]6691,MertA[/T][T]156325,ErtanGulen[/T][T]151628,Mete Duru[/T][T]224001,İbrahimÖzen[/T][T]205937,DEVLETİ ALLİYE[/T][T]6574,Onur Ulugöl[/T][T]64971,KingKong[/T][T]14686,batuhanbayram[/T][T]145950,mendos06[/T]
Teşekkür Edenler: [T]209590,FurkanKöse59[/T][T]214296,CGDSNLR[/T][T]151628,Mete Duru[/T][T]14686,batuhanbayram[/T][T]145950,mendos06[/T]
+1: [T]224052,de4b5[/T][T]209552,Bahadir[/T][T]214092,Nursun[/T][T]202876,AmazonDream[/T][T]224041,drgeckoo[/T][T]35721,Burak PEKDEMİR[/T][T]209590,FurkanKöse59[/T][T]205902,Arifhb[/T][T]127461,Foae[/T][T]6691,MertA[/T][T]156325,ErtanGulen[/T][T]151628,Mete Duru[/T][T]224001,İbrahimÖzen[/T][T]205937,DEVLETİ ALLİYE[/T][T]6574,Onur Ulugöl[/T][T]64971,KingKong[/T][T]14686,batuhanbayram[/T][T]145950,mendos06[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

drgeckooÇevrim Dışı

Kayıt: 26/05/2020
İl: KKTC
Mesaj: 378
drgeckooÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Temmuz 2020 15:05
[QUOTE=Neothauma ]Ticari motivasyonla yaptığınız bu uğraşınız doğaya yaptığınız büyük bir saygısızlık. Elbette taktir edeniniz, alkışlayanınız olacaktır, bu ülkede para kazanma motivasyonu bu hobide her zaman bir tık önde maalesef. Ancak olumsuz eleştirlere de açıksınızdır diye düşünüyorum.

Bu canlılar doğada yaşadığı gölden başka hiçbir yerde bulunmayan, doğanın dinamikleriyle adapte olup evrimleşmiş ve doğal haliyle fazlasıyla güzel, değerli canlılar. Yani zaten doğa bize taktire fazlasıyla şayan şeyler sunmuş, “hobici” olarak bize düşen bu canlılara olabilecek en iyi imkanları sağlayıp karakteristik özelliklerini incelemek, araştırmak, anlamak vs. değer kazanabileceğimiz her ne varsa onu yapmak. Ama başta dedim ya para kazanma motivasyonu bu değerlerden daha ağır bastığı için bu saydıklarım göz ardı ediliyor. Tül kuyruklar, balonlar, orijinalinden alakasız renkler, hibritler... özetle canlının doğal formuna müdahale edecek her ne varsa aynı motivasyonun ürünü. Sizin yaptıklarınız da bunun oldukça güzel bir örneği olmuş.

Son olarak Afrika rift vadisi göllerindeki yüzlerce endemik tür küresel sıkıntılardan gittikçe daha çok etkileniyor, en başta küresel ısınma. Çok uzak olmayan bir gelecekte belki de bu türlerin en saf, doğal hallerine erişimimiz olmayacak. O yüzden şu an elimizde olanların kıymetini bilmekte fayda var.



[/QUOTE]

dediklerinizde katıldığım yerler var sadece ticari amaçla bu tarz hayvanların genetikleriyle oynamak renklerini desenlerini değiştirmek evet hoş değil fakat aslında bir düşününce buda farklı bir hobi diye düşünüyorum mesela sürüngen besleyenler özelliklede en çok bilinenlerden ball phyton besleyenler bilir hobinin en güzel yanı doğada normal şartlar altında bulunamayacak değişik morflarda (renk ve desenlerde) canlılar üretmektir. doğada normalde bir araya gelemeyecek morfları çiftleştirip genetik çaprazlamalar yaparak yeni morflar üretmek ve sonuçlarını hayretle izlemekte ayrı bir zevktir elbette bunu sadece para kazanma amaçlı yapmak hoş değil bende hoş bulmuyorum ama para kazanma amaçlı değilde farklı amaçlarla daha saf daha temiz niyetlerle yapılırsa aslında buda bir hobi. Tabi ki ben sürüngenlerden bahsettim bura da ana konumuz balıklar ve bu iki grup birbirinden çok farklı ancak temelde benzerlikler olabileceğini düşündüm. Ben akvaryum hobisi ve dünyasında yeniyim o yüzden yanlışım varsa kusura bakmayın belkide akvaryum camiasında bu tarz çaprazlamalar hoş karşılanmıyordur ama sürüngenlerde çokça yapılıyor ve beslemek kadar yeni morflar üretmekte zevkli bir iş özellikle 5-6 yıl boyunca uğraşıp sonunda kimsede olmayan bir şey elde ettiğinizde çok mutlu hissediyorsunuz ama şunuda bilmek lazım ki sürüngen hobisiyle uğraşıpta bu tarz çaprazlamalar yapan hemen hemen her kişi ilk başla classic ball phyton'la hobiye giriş yapmıştır ve mutlaka doğada bulunan doğal hali yani classic baal phyton'ı da mutlaka besler mutlaka elinde bulundurur ve doğal halinede saygı duyar. Ben sadece fikirlerimi ve bildiği sınırlı sayıdaki bilgiyi size aktararak bir yorumda bulunmak istedim amacım eleştiri değil,kötü niyetlede yazmadım, dediklerinizin de bir kısmına katılıyorum ancak genetik çaprazlamalarada bu kadar karşı olunmamalı bence.[:)]

Teşekkür Edenler: [T]29591,Neothauma [/T][T]196710,LepistesDüşkünü[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Neothauma Çevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
[B]14943,1[/B]
Kayıt: 30/06/2007
İl: Yurtdisi
Mesaj: 3419
Neothauma Çevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 27 Temmuz 2020 17:34
[QUOTE=drgeckoo]

dediklerinizde katıldığım yerler var sadece ticari amaçla bu tarz hayvanların genetikleriyle oynamak renklerini desenlerini değiştirmek evet hoş değil fakat aslında bir düşününce buda farklı bir hobi diye düşünüyorum mesela sürüngen besleyenler özelliklede en çok bilinenlerden ball phyton besleyenler bilir hobinin en güzel yanı doğada normal şartlar altında bulunamayacak değişik morflarda (renk ve desenlerde) canlılar üretmektir. doğada normalde bir araya gelemeyecek morfları çiftleştirip genetik çaprazlamalar yaparak yeni morflar üretmek ve sonuçlarını hayretle izlemekte ayrı bir zevktir elbette bunu sadece para kazanma amaçlı yapmak hoş değil bende hoş bulmuyorum ama para kazanma amaçlı değilde farklı amaçlarla daha saf daha temiz niyetlerle yapılırsa aslında buda bir hobi. Tabi ki ben sürüngenlerden bahsettim bura da ana konumuz balıklar ve bu iki grup birbirinden çok farklı ancak temelde benzerlikler olabileceğini düşündüm. Ben akvaryum hobisi ve dünyasında yeniyim o yüzden yanlışım varsa kusura bakmayın belkide akvaryum camiasında bu tarz çaprazlamalar hoş karşılanmıyordur ama sürüngenlerde çokça yapılıyor ve beslemek kadar yeni morflar üretmekte zevkli bir iş özellikle 5-6 yıl boyunca uğraşıp sonunda kimsede olmayan bir şey elde ettiğinizde çok mutlu hissediyorsunuz ama şunuda bilmek lazım ki sürüngen hobisiyle uğraşıpta bu tarz çaprazlamalar yapan hemen hemen her kişi ilk başla classic ball phyton'la hobiye giriş yapmıştır ve mutlaka doğada bulunan doğal hali yani classic baal phyton'ı da mutlaka besler mutlaka elinde bulundurur ve doğal halinede saygı duyar. Ben sadece fikirlerimi ve bildiği sınırlı sayıdaki bilgiyi size aktararak bir yorumda bulunmak istedim amacım eleştiri değil,kötü niyetlede yazmadım, dediklerinizin de bir kısmına katılıyorum ancak genetik çaprazlamalarada bu kadar karşı olunmamalı bence.[:)][/QUOTE]

Ben de sürüngen hobisiyle alakalı değilim ancak söylediklerinden yola çıkarak şunu belirteyim; bu bahsettiğin morphlar yine top pitonların kendi arasında çaprazlamasıyla oluşan canlılar, yani başka bir türün geni karışmıyor. Akvaryum hobisinde bu yok mu? Hem de uluslararası dernekleşme şeklinde var; discuslar, lepistesler, betalar vb. Bu şekilde belki bir nebze de olsa kabul edilebilir. Benim burda asıl karşı çıktığım olay iki farklı türün çaprazlanarak saflıklarının yitirilmesi.

Beğenenler: [T]205902,Arifhb[/T][T]214296,CGDSNLR[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

drgeckooÇevrim Dışı

Kayıt: 26/05/2020
İl: KKTC
Mesaj: 378
drgeckooÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Temmuz 2020 17:43
[QUOTE=Neothauma ]

Ben de sürüngen hobisiyle alakalı değilim ancak söylediklerinden yola çıkarak şunu belirteyim; bu bahsettiğin morphlar yine top pitonların kendi arasında çaprazlamasıyla oluşan canlılar, yani başka bir türün geni karışmıyor. Akvaryum hobisinde bu yok mu? Hem de uluslararası dernekleşme şeklinde var; discuslar, lepistesler, betalar vb. Bu şekilde belki bir nebze de olsa kabul edilebilir. Benim burda asıl karşı çıktığım olay iki farklı türün çaprazlanarak saflıklarının yitirilmesi. [/QUOTE]

evet o konuda haklısınız ball phyton'ların kendi aralarında olan çaprazlamalar farklı canlıların çaprazlanmasına bende karşıyım bu doğanın dengelerini bozacak bir şey aslında ama dediğim gibi özellikle cichlidlerle ilgili hiç bir bilgim yok eğer burdaki durum bu ise bende karşıyım. Ben türün kendi içinde çaprazlanması olarak anlamıştım eğer farklı türlerse o konuda size tam anlamıyla hak veririm dediğim gibi akvaryum hobisinde yeniyim yeni yeni öğreniyorum fakat daha hiç cichlid'lerle ilgilenmedim bilmiyorum. O yüzden yanlış anlamışım.[:)]

Teşekkür Edenler: [T]29591,Neothauma [/T][T]98024,Erten[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Balık1217Çevrim Dışı

Kayıt: 05/10/2018
İl: Tekirdag
Mesaj: 712
Balık1217Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Temmuz 2020 19:28
[:3][QUOTE=Neothauma ]Ticari motivasyonla yaptığınız bu uğraşınız doğaya yaptığınız büyük bir saygısızlık. Elbette taktir edeniniz, alkışlayanınız olacaktır, bu ülkede para kazanma motivasyonu bu hobide her zaman bir tık önde maalesef. Ancak olumsuz eleştirlere de açıksınızdır diye düşünüyorum.

Bu canlılar doğada yaşadığı gölden başka hiçbir yerde bulunmayan, doğanın dinamikleriyle adapte olup evrimleşmiş ve doğal haliyle fazlasıyla güzel, değerli canlılar. Yani zaten doğa bize taktire fazlasıyla şayan şeyler sunmuş, “hobici” olarak bize düşen bu canlılara olabilecek en iyi imkanları sağlayıp karakteristik özelliklerini incelemek, araştırmak, anlamak vs. değer kazanabileceğimiz her ne varsa onu yapmak. Ama başta dedim ya para kazanma motivasyonu bu değerlerden daha ağır bastığı için bu saydıklarım göz ardı ediliyor. Tül kuyruklar, balonlar, orijinalinden alakasız renkler, hibritler... özetle canlının doğal formuna müdahale edecek her ne varsa aynı motivasyonun ürünü. Sizin yaptıklarınız da bunun oldukça güzel bir örneği olmuş.

Son olarak Afrika rift vadisi göllerindeki yüzlerce endemik tür küresel sıkıntılardan gittikçe daha çok etkileniyor, en başta küresel ısınma. Çok uzak olmayan bir gelecekte belki de bu türlerin en saf, doğal hallerine erişimimiz olmayacak. O yüzden şu an elimizde olanların kıymetini bilmekte fayda var.



[/QUOTE]
Bu yazıya laf edilmez alkışlanır.Yazdıklarınızda %100 haklısınız demek isteklerimi demişsiniz [:)]

Teşekkür Edenler: [T]29591,Neothauma [/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

babur alimovÇevrim Dışı

[B]8859,2[/B] [B]13176,3[/B]
Kayıt: 27/04/2011
İl: Antalya
Mesaj: 1437
babur alimovÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Temmuz 2020 12:27
[QUOTE=Neothauma ]

Ben de sürüngen hobisiyle alakalı değilim ancak söylediklerinden yola çıkarak şunu belirteyim; bu bahsettiğin morphlar yine top pitonların kendi arasında çaprazlamasıyla oluşan canlılar, yani başka bir türün geni karışmıyor. Akvaryum hobisinde bu yok mu? Hem de uluslararası dernekleşme şeklinde var; discuslar, lepistesler, betalar vb. Bu şekilde belki bir nebze de olsa kabul edilebilir. Benim burda asıl karşı çıktığım olay iki farklı türün çaprazlanarak saflıklarının yitirilmesi. [/QUOTE]

Merhaba öncelikle youmlarınız için teşekkür ederim.
Ne anlatmaya çalıştığınızı bir kez daha gözden geçirmenizi tavsiye ederim. çünkü burada yeni başlayan bir çok hobiciyi yanlış yönlendiriyorsunuz farkında iseniz.

İki farklı türden anlayışınız nedir? insan ile hayvan gibi mi ? ya da canlı doğuranla yumurtlayan gibi mi?
Sanıyorum siz konuyu çok yanlış anladınız konunun başlığını sadece okudunuz.

Burada iki mbuna türünü çaprazladım.
kedi ile serçeyi ya da muhabbet kuşunu değil lütfen daha dikkatli bakın olaylara. :D

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Neothauma Çevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
[B]14943,1[/B]
Kayıt: 30/06/2007
İl: Yurtdisi
Mesaj: 3419
Neothauma Çevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 29 Temmuz 2020 13:16
[QUOTE=babur alimov]

Merhaba öncelikle youmlarınız için teşekkür ederim.
Ne anlatmaya çalıştığınızı bir kez daha gözden geçirmenizi tavsiye ederim. çünkü burada yeni başlayan bir çok hobiciyi yanlış yönlendiriyorsunuz farkında iseniz.

İki farklı türden anlayışınız nedir? insan ile hayvan gibi mi ? ya da canlı doğuranla yumurtlayan gibi mi?
Sanıyorum siz konuyu çok yanlış anladınız konunun başlığını sadece okudunuz.

Burada iki mbuna türünü çaprazladım.
kedi ile serçeyi ya da muhabbet kuşunu değil lütfen daha dikkatli bakın olaylara. :D
[/QUOTE]

Ben de size öncelikle temel biyoloji ve sınıflandırma bilgisi öğrenmenizi tavsiye ederim, bunları öğrenin öyle konuşalım. Balıklara verilen o Latince adlar süs olsun diye verilmiyor sonuçta.

Beğenenler: [T]209590,FurkanKöse59[/T][T]224345,boreas54[/T][T]224001,İbrahimÖzen[/T][T]6574,Onur Ulugöl[/T][T]14686,batuhanbayram[/T][T]127461,Foae[/T]
Teşekkür Edenler: [T]209590,FurkanKöse59[/T][T]224001,İbrahimÖzen[/T]
+1: [T]209590,FurkanKöse59[/T][T]224345,boreas54[/T][T]224001,İbrahimÖzen[/T][T]6574,Onur Ulugöl[/T][T]14686,batuhanbayram[/T][T]127461,Foae[/T][T]145950,mendos06[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

babur alimovÇevrim Dışı

[B]8859,2[/B] [B]13176,3[/B]
Kayıt: 27/04/2011
İl: Antalya
Mesaj: 1437
babur alimovÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Temmuz 2020 13:20
[QUOTE=drgeckoo]

evet o konuda haklısınız ball phyton'ların kendi aralarında olan çaprazlamalar farklı canlıların çaprazlanmasına bende karşıyım bu doğanın dengelerini bozacak bir şey aslında ama dediğim gibi özellikle cichlidlerle ilgili hiç bir bilgim yok eğer burdaki durum bu ise bende karşıyım. Ben türün kendi içinde çaprazlanması olarak anlamıştım eğer farklı türlerse o konuda size tam anlamıyla hak veririm dediğim gibi akvaryum hobisinde yeniyim yeni yeni öğreniyorum fakat daha hiç cichlid'lerle ilgilenmedim bilmiyorum. O yüzden yanlış anlamışım.[:)][/QUOTE]

Kaan bey sizi ve sizin gibi hobiye yeni başlayan arkadaşları çokça yanıltan saygı değer kıdemli ve bu işte üst seviyelere yükselmiş ağabeylerimiz var.

Çaprazlanan türlerimiz.

metriaclima estherae
metriaclime fainzilberi lundo

metriaclima msobo magunga
metriaclime finzilberi lundo

metriaclima fainzliberi lundo
metriaclima maison reef

Bu türlerin hangisi köpek ya da kedi yada kanatlı yani olayı nasıl anlatıyor millet hiç mi bilgisi yok ilginç şaşırdım. bu türlerin tamamı mbuna türü ve metriaclima türleri [:)))]



Aslında sizin düşündüğünü gibi olay yani aynı türlerin farklı renklerini çaprazlıyorum. diğer kıdemli akvarist arkadaş olayı yanlış anlamış ve laf olsun diye eleştirmiş [:)] diye düşünüyorum iki tane farklı renk mbuna türünü çeprazladım ikisi de metriaclima türleri.
ondan sonra yeni başlayan arkadaşlar bu konuyu bu şekilde başka yerde dile getirdiğinde saçmalıyor diye dalga geçiliyor dediğim gibi olayın içeriğine bakmak ve neyi eleştirdiğimizi bilmek çok önemli. [EDIT]babur alimov,2020-07-29 13:25:14[/EDIT]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

drgeckooÇevrim Dışı

Kayıt: 26/05/2020
İl: KKTC
Mesaj: 378
drgeckooÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Temmuz 2020 13:31
[QUOTE=babur alimov]

Kaan bey sizi ve sizin gibi hobiye yeni başlayan arkadaşları çokça yanıltan saygı değer kıdemli ve bu işte üst seviyelere yükselmiş ağabeylerimiz var.

Çaprazlanan türlerimiz.

metriaclima estherae
metriaclime fainzilberi lundo

metriaclima msobo magunga
metriaclime finzilberi lundo

metriaclima fainzliberi lundo
metriaclima maison reef

Bu türlerin hangisi köpek ya da kedi yada kanatlı yani olayı nasıl anlatıyor millet hiç mi bilgisi yok ilginç şaşırdım. bu türlerin tamamı mbuna türü ve metriaclima türleri [:)))]



Aslında sizin düşündüğünü gibi olay yani aynı türlerin farklı renklerini çaprazlıyorum. diğer kıdemli akvarist arkadaş olayı yanlış anlamış ve laf olsun diye eleştirmiş [:)] diye düşünüyorum iki tane farklı renk mbuna türünü çeprazladım ikisi de metriaclima türleri.
ondan sonra yeni başlayan arkadaşlar bu konuyu bu şekilde başka yerde dile getirdiğinde saçmalıyor diye dalga geçiliyor dediğim gibi olayın içeriğine bakmak ve neyi eleştirdiğimizi bilmek çok önemli. [/QUOTE]

eğer durum bu şekildeyse bence sorun yok ben buna karşı değilim şahsen bence sorun şurda hani nasıl örnek versem melek balığı ve cüce guraminin kırmasını yapmak mesela böyle birşey denense karşı çıkarım belki saçma bir örnek oldu bilemiyorum ama hani derdimi anlatmak için bu şekilde bir örnek veriyorum ama kalkıpta hani aynı balığın farklı renkleri çaprazlanıyorsa bence sorun yok yani ben forumda bu konuyu gördüm ilgimi çekti bakmak istedim daha sonra alttaki yanıtları okuyunca farklı anladım belkide o yanıtı yazan arkadaşlarda yanlış anlamış olabilir sizi kırdıysak hem kendi adıma hem diyer arkadaşlar adına da özür dilerim[:)] benim zaten cichlid'lerle ilgili bir bilgim yok çok bilgili olduğumu da idda etmiyorum ama burası bir bilgi paylaşım yeri elbette hepimizin yanlış bildikleri var bildiklerimizi paylaşarak doğru bilgilere ulaşacağız sonuçta değil mi?[:)]

kanalınıza da abone oldum içeriklerinizi merak ediyorum inceleyeceğim[:)]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

babur alimovÇevrim Dışı

[B]8859,2[/B] [B]13176,3[/B]
Kayıt: 27/04/2011
İl: Antalya
Mesaj: 1437
babur alimovÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Temmuz 2020 13:36
[QUOTE=Neothauma ]

Ben de size öncelikle temel biyoloji ve sınıflandırma bilgisi öğrenmenizi tavsiye ederim, bunları öğrenin öyle konuşalım. Balıklara verilen o Latince adlar süs olsun diye verilmiyor sonuçta. [/QUOTE]

Burada tez mi yazıyoruz? Yada üniversiteyi yeniden mi okuyacağız? eğer ilk okul temel biyoloji ve sınıflandırılması istiyorsanız o kadar geriye gidemeyeceğim.
Eğer ki siz biyoloji bölümünde okuyor iseniz size tavsiyem evren evren evren her şeyin mümkün olduğu ve oluşan olayların incelenmesi konusuna daha çok takılın yapmak günah ya da doğru değil [:cik:] vb olaylara girmek yerine. gelişen ve değişen bir dünyada yaşıyoruz. [:)]

tam olarak hangi konuyu çok detaylı öğrenmemiz gerektiğini bize de tavsiye ederseniz konuyuda buraya yazarsanız sizin gözünüzde yapamadığım yada yanlış yaptığım olayları diğer hobici arkadaşlar yapmamış olur.

eğer şu allta bıraktığım konudan behsedecekseniz sizinle bu konuları konuşmak bile yanlış [;)]

1. BİYOLOJİYE GİRİŞ
Giriş
Canlıları ve yaşamı inceleyen bilim dalı olan Biyoloji, canlı bilimi veya yaşam bilimi olarak da tanımlanmaktadır. Canlı yapısını oluşturan en küçük birim olan moleküllerden, en üst düzeydeki organizasyon seviyesi olan ekosisteme kadar her düzeydeki canlılığı incelemek Biyoloji’nin en temel konusudur. Bu bölümde, Biyoloji biliminin konu ve kapsamına kısaca değinildikten sonra, canlıların ortak özellikleri hakkında bilgi verilerek, yaşamın hiyerarşik düzeni tanıtılacaktır. Biyolojik sınıflandırma ve taksonomik gruplar, Dünyada var olan büyük canlı çeşitliliğinin incelenmesinde önemli bir kolaylık sağlamaktadır. Bu nedenle, “Biyolojiye Giriş” Bölümünde biyolojik sınıflandırma kriterleri, domain ve tür kavramlarından söz edilecek, ve son olarak evrimin genel mekanizması hakkında temel bilgiler verilecektir.

1.1. Biyolojinin Konu ve Kapsamı
“Bio” canlı ya da yaşam, “logos” bilim anlamına geldiği için biyoloji, canlı bilimi ya da yaşam bilimi olarak tanımlanır. Biyoloji, canlı organizmaların yapısını, çeşitliliğini, canlıların yaşam süreçlerini, organizmalarda meydana gelen metabolik olayları ve canlıların çevreleri ile olan ilişkilerini inceleyen temel bir bilimdir.

Yeryüzünde toplam 2 -4,5 milyon kadar bitki ve hayvan türünün yaşadığı sanılmaktadır. Ancak, bugüne kadar bu türlerden yaklaşık bir milyon kadarı saptanıp incelenebilmiştir.Biyologlar, inceleme materyallerinin çeşitliliği ve fazlalığı nedeniyle farklı türde çok çeşitli sorulara cevap arar ve bilimsel yöntemleri kullanarak yaşamı incelerler. Canlılığı oluşturan biyomolekülleri, kimyasal reaksiyonları; hücre, doku ve organların işleyişini, organizmaların yapı ve çeşitliliğini; populasyonlar ve ekolojik topluluklar oluşturmak için organizmaların birbirleriyle nasıl etkileşime girdiğini ve bunun gibi daha nice yaşamsal olayları incelemek biyoloji biliminin konusu dahilindedir.

1.1.1Biyolojinin Alt Bilim Dalları

Yaşamın incelenmesi, yeryüzündeki canlı çeşitliliği ve incelenecek materyallerin çokluğu nedeniyle oldukça kompleks ve multidisiplinerdir. Biyoloji, incelediği canlı türlerine ve canlı yapısını oluşturan moleküllerden hücrelere, doku,organ ve organ sistemlerine kadar biyolojik organizasyon seviyelerine göre çeşitli dallara ve alt dallara ayrılmıştır. Canlı gruplarına göre yapılan genel ayrımda, biyolojinin en eski iki dalından biri olanzooloji hayvanları,botanik ise bitkileri konu alır.

Biyoloji kendi içinde alt dallara ayrılır. Bunlardan bazıları şöyledir:

Sitoloji (Hücre Biyolojisi): Hücrenin yapısını, içerdiği organelleri, bulunduğu ortamla olan ilişkisini, hücrelerin fizyolojisini, yaşam döngüsünü ve çalışmasını inceleyen bilim dalıdır.

Morfoloji: Canlıların dış yapısını ve biçimini inceleyen, özel fiziksel özelliklerini araştıran bilim dalıdır. Şekil bilim anlamına gelen morfoloji, canlıların şekilsel olarak incelenmesini belirtir.


Anatomi: Canlıyı oluşturan yapıları, organları ve bu organların birbirleriyle olan ilişkilerini inceleyen bilim dalıdır.


Fizyoloji: Canlıyı oluşturan yapıların ve organların görevlerini ve fonksiyonlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Fizyoloji normal ve patolojik durumlarda bu fonksiyonların moleküler düzeyden organ ve sistem düzeyine kadar tüm kademelerde nasıl meydana geldiği ile ilgilenmektedir.


Histoloji: Dokuları inceleyen bilim dalına histoloji denir. Çok hücreli canlılardaki dokuların yapısını, bu dokuların vücudun hangi bölgelerinde bulunduğunu ve hangi organların yapısına katıldığını, özelleşmiş işlevleriyle bağlantılı olarak inceler.


Embriyoloji: Organizmanın gelişim evrelerini inceler. Özellikle, zigottan itibaren meydana gelen gelişme ve farklılaşmaları inceleyen bilim dalıdır.

Genetik: Organizmalardaki kalıtım ve çeşitliliği inceleyen bilim dalıdır. “Gen”in yapısını, görevlerini, genlerde meydana gelen değişiklikleri ve canlılardaki kalıtsal özelliklerin dölden döle nasıl geçtiğini inceler.

Moleküler Biyoloji: Canlıların yapısını moleküler düzeyde inceleyen bilim dalıdır. Moleküler biyoloji DNA, RNA ve protein biyosentezi arasındaki etkileşimleri anlamaya çalışır ve bunların nasıl regüle olduklarını öğrenmeyi amaç edinir. Biyokimya ve genetik gibi biyolojinin diğer dallarıyla etkileşim halindedir.

Biyokimya: Canlıların yapısını oluşturan kimyasal maddeleri ve yaşamın temeli olan biyokimyasal tepkimeleri inceler. Proteinlerin, karbonhidratların, lipitlerin, nükleik asitlerin ve diğer biyomoleküllerin yapısı, fonksiyonları ve etkileşimleri ile de ilgilenir. Bu nedenle biyokimya için “Yaşamın Kimyası” da denilmektedir.

Biyoteknoloji: İnsan yaşamının kalitesini artırma amacı ile üretilen sistem veya ürünlerde biyolojik proseslerin kullanılması olarak açıklanabilir.

Mikrobiyoloji: Mikroorganizma adı verilen, gözle göremediğimiz bakteri, virüs, mantar ve parazit gibi küçük canlıları inceleyenbilim dalıdır. Mikrobiyoloji, mikroorganizmaların özelliklerini, yüksek canlılarla ve birbirleriyle olan ilişkilerini inceler.

İmmünoloji: Vücudun hastalıklara ve yabancı maddelere karşı direncini ve bunun temellerini inceler. “Bağışıklık Bilimi” olarak da adlandırılan immünoloji, vücutta hastalık oluşturan mikroorganizmalara ve yabancı maddelerekarşı oluşan bağışıklık tepkisi ve bu sistemin işleyişindeki bozukluklarla ilgili incelemeler yapar.

Ekoloji: Canlıların birbiriyle ve çevreleriyle olan ilişkilerini inceleyen, “Çevre Biyolojisi” olarak da bilinen bilim dalıdır.


Taksonomi: Canlıları belirli özelliklerine ve benzerliklerine göre sınıflandırarak inceleyen bilim dalıdır. “Sistematik” olarak da adladırılan bu bilim dalı, doğadaki çeşitliliği ve canlılar arasıdaki akabalık ilişkilerini inceler.

1.2. Canlılığın Özellikleri
Biyoloji biliminin cevap aradığı sorulardan en temeli belki de “Bir şeyi “canlı” yapan nedir?” sorusudur. Yaşayan organizmaları cansız nesnelerden nasıl ayırt ederiz? Dört nala koşan bir atın canlı olduğunu, ancak hareket etse bile bir arabanın canlı olmadığını nasıl biliriz? Biyologlar yaşayan tüm organizmaların paylaştığı ortak karakteristik özelliklere göre canlılığı tanımlarlar. Tüm canlı organizmalar aşağıda belirtilen şu temel özellikleri taşırlar:

Organizasyon (Düzen)

Tüm canlılar yüksek düzeyde organizasyon gösterirler. Biyolojik organizasyon, yapısal düzeylerin hiyerarşisine dayanır. Canlıların yapısal ve işlevsel en küçük birimi hücredir. Hücreler organizmaların alt birimleri, organizmalar ise canlılığın birimleridir. Çok hücreli organizmalar

Hücrelerden oluşan dokular,

Dokulardan oluşan organlar,

Organlardan oluşan organ sistemleri halinde düzenlenmişlerdir.

Büyüme ve Gelişme

Canlının yapısını oluşturan hücrelerin hacimce ve sayıca artması büyüme olarak adlandırılır. Büyüme sürecinde protein sentezi aracılıyla hücre içeriğinin artışı önemli bir rol oynar. Bir canlıda anabolizma olayları katabolizmadan daha fazla ise canlı büyür. Bütün canlılar büyürler. DNA, bir organizmanın ait olduğu türe özgü özellikleri oluşturarak, onun büyüme ve gelişme şeklini yönetir. Bir hücrelilerde büyüme, çoğalma ile sonuçlanmasına karşın; çok hücrelilerde vücudun gelişmesini ve irileşmesini sağlar. Çok yıllık bitkilerde sınırsız bir büyüme görülmekle beraber, hayvanlarda her türün kendine özgü şekil ve büyüklüğe ulaşmasına kadar büyüme devam eder. Gelişme ise çok hücrelilerde zigottan ergin birey oluşumuna kadar geçen, hücresel olayları da kapsayan bir süreçtir. Tek hücrelilerde hücre farklılaşması şeklinde basit düzeyde gerçekleşen gelişme süreci, çok hücrelilerde hücre bölünmesi ve faklılaşmasını kapsayan daha kompleks bir düzeydedir. Genel olarak, büyüme ve gelişme birbirini takip eden ve canlılık için elzem olan iki önemli biyolojik süreçtir.

Üreme

Her canlı büyüme döneminden sonra, kendi benzeri olan bir canlı oluşturarak çoğalır. Üremeyle, kalıtsal materyal gelecek kuşaklara aktarılır ve böylece canlılar nesillerini devam ettirirler. Üreme canlıların ortak özelliğidir, ancak canlılık için elzem değildir. Bir hücrelilerde bölünme aynı zamanda çoğalmayı sağlamasına karşın, çok hücrelilerde üreme belirli vücut kısımlarına özgü bir yetenek olarak ortaya çıkmıştır. Bazı canlı gruplarında gen değişimi olmaksızın eşeysiz üreme görülmesine karşın (bir hücrelilerde mitoz bölünme; çok hücrelilerde tomurcuklanma, dallanma, partenogenez, bitkilerde çeliklenme vs.), canlılar aleminde eşeyli üremeye çok daha sık rastlanır. Eşeyli üreme sayesinde, değişik gen kombinasyonları ortaya çıkarak daha başarılı döllerin meydana gelmesi sağlanır. Bu, evrim mekanizmasının en önemli ögelerinden biridir.

Enerji Kullanımı

Canlıların büyüme, hareket, üreme gibi tüm yaşamsal fonksiyonlarını gerçekleştirebilmesi için enerjiye ihtiyacı vardır. Organizmalar enerjiyi dış ortamdan alır ve onu farklı işler yapmak üzere uygun forma dönüştürürler. Bitkiler (saprofit ve parazit olanların bir kısmı hariç) enerji kaynağı olarak güneş ışınlarını kullanır. Güneş enerjisini fotosentez ile karbonhidrat molekülündeki kimyasal bağ enerjisine dönüştürürler. Karbonhidratlardaki kimyasal bağlar tüm heterotrof canlılar için de enerji kaynağı olarak kullanılır. Hayvanlar enerji bağları içeren karbonhidrat, yağ ve protein moleküllerini yıkarak (katabolik tepkimeler) gerekli enerjiyi sağlarlar.

Çevresel Uyarılara Tepki Verme ve Hareket

Canlılar dış ortamdaki fiziksel ve kimyasal uyaranlara karşı cevap verirler. Uyarının alınması ve gerekli tepkinin gösterilmesi, organizmaların uygun koşullarda yaşamasını kolaylaştıran ve canlılık için önemli olan bir mekanizmadır. Canlılar habitatlarına göre çeşitli hareket yeteneklerine sahiptirler. Bir hücreli bir canlı olan amip sıcağa, soğuğa ve bazı kimyasallara karşı yaklaşarak veya uzaklaşarak cevap verebilir. Yüksek organizasyonlu canlılarda ise bazı hücreler belirli uyaranlara karşı özelleşmiştir (reseptörler). Örneğin, gözün retina tabakasındaki hücreler ışığa, derideki özelleşmiş hücreler ise sıcaklık ve basınç değişmelerine karşı cevap verirler. Bitkiler, ışığa yönelim hareketleri yaparak ışık kaynağına doğru büyürler. Hayvanların hareket yetenekleri ise diğer canlılara göre genellikle daha kompleks bir mekanizmaya sahiptir.

Homeostaz

Dış ortamda meydana gelen değişikliklere karşılık, organizmanın iç ortamını belirli sınırlar içinde sabit tutan düzenleyici mekanizmaya homeostaz adı verilir. Canlılar hayatta kalabilmek için yaşadıkları çevre ile vücutlarını denge halinde tutmak zorundadır. Vücudun tüm yapıları homeostazın gerçekleşmesinde görev alır. Örneğin, sindirim sistemi ile besinler yapı taşlarına ayrılarak kana geçer ve bu besinler kanla hücrelere taşınarak, homeostaza katkı sağlanır. Spor yapan bir bireyde hızlı sonunum sonucu açığa çıkan ısı enerjisinin fazlası ter yoluyla dış ortama verilir. Böylelikle homeostaz korunur ve vücut ısınının yükselerek hücre ve dokularımızı oluşturan proteinleri denatüre etmesi engellenmiş olur.

Evrimsel Uyum (Adaptasyon)

Evrim, canlılar ile onların içinde bulunduğu çevre arasındaki etkileşimin bir sonucudur. Evrimin önemli sonuçlarından biri de organizmaların çevrelerine uyum sağlamalarına katkı sağlamaktır. Canlılar yaşadığı ortamın koşullarına uyum sağlayarak yaşamlarını sürdürürler. Değişik koşulların bulunduğu ortamlarda kendilerine en uygun yaşam ortamını seçmeye çalışırlar. Ancak tam anlamıyla uygun koşullar bulamazlarsa, mutasyonlar yardımıyla uyum sağlamaya çalışırlar. Canlılar, uyum yapabildiği oranda hayatta kalma şansına sahiptir. Aksi taktirde, doğal seleksiyon mekanizması sonucu yok olmaya mahkumdurlar. Hayatta kalmalarına ve çoğalmalarına yardım eden özellikleri taşıyan genlere sahip bireyler, bu yaşamsal genleri sonraki nesillere aktararak çeşitli adaptasyonlar geliştirir ve populasyonların evrimini yönlendirirler.

1.3. Biyolojik Organizasyon Seviyeleri
Canlılığın en temel özelliği, yüksek düzeydeki organizasyondur. Yaşamın incelenmesi en alt ölçek olan moleküllerden başlayarak, en üst ölçek olan ekosisteme kadar çok geniş bir alandaki hiyerarşik düzeni kapsamaktadır.

Ekosistem: Özel bir alanda yaşayan tüm organizmalar, ortamdaki toprak, su ve hava gibi cansız bileşenleri de içine alarak ekosistemi oluşturur. Örneğin, Amazon yağmur ormanları bir ekosistemdir.

Komünite: Aynı ekosistemde yaşayan farklı türlere ait populasyonlar, biyolojik bir komünite oluşturur. Örneğin, yağmur ormanlarında yaşayan bitkiler, hayvanlar ve hatta mikroskobik canlıların tümü bir komünitedir.

Populasyon: Aynı türe ait birbirleriyle etkileşen organizmaların oluşturduğu gruba populasyon denir. Amazon yağmur ormanlarında hem suda hem de karada yaşayabilen kemirgenler olan kapibara grubu populasyona örnek olarak verilebilir.

Organizma: Bir populasyonu oluşturan canlı varlıkların her biri bir organizmadır. Örneğin, kapibara, memeli bir organizmadır ve kendi türüne özgü yaşamsal özellikler gösterir.

Organ Sistemi: Organizmanın yapısında bulunan ve önemli bir fonksiyonu yerine getirmek üzere birlikte çalışan organlar, sistemleri oluşturur. Örneğin; kapibara’da beyin, omurilik ve sinirlerden oluşan sinir sistemi, canlının dış uyaranlara cevap vermesini sağlayan bir sistem olarak işlev görür.

Organ: Özel bir görevi yapmak için bir araya gelen farklı dokulardan oluşan yapıya organ denir. Örneğin, sinir sisteminin bir organı olan beyin, sinir doku, epitel doku ve bağ dokudan meydana gelmiştir.

Doku: Çok hücreli organizmalarda hücreler belirli görevleri üstlenmek üzere özelleşip farklılaşarak dokuları oluşturur. Örneğin, nöron ve glia hücrelerinden oluşan sinir doku, beyni oluşturan dokulardan biridir ve bu doku diğer dokularla organizasyon içerisinde çalışarak beynin işlevini yerine getirmesini sağlar.

Hücre: Canlıların temel yaşamsal birimi hücredir. Tüm canlılar bir ya da daha fazla sayıda hücreden oluşur. Çok hücreli organizmalarda hücreler birleşerek dokuları oluşturur. Hücreye örnek olarak, kapibaranın beyin dokusunu oluşturan sinir hücreleri (nöronlar) gösterilebilir.

Organel: Hücrede farklı görevleri üstelenen hücre bileşenlerine organel denir. Canlılığın devamı için bu organeller arasında iş bölümü gereklidir. Örneğin, çekirdek (nukleus) hücreyi yöneten ve içerdiği DNA molekülü sayesinde kalıtsal özelliklerin devamlılığını sağlayan önemli bir organeldir.

Molekül: Atomların kimyasal bağlarla bir araya gelerek oluşturduğu yapılara molekül denir. DNA, birçok atomdan oluşan ve genetik kodu içeren bir moleküldür. DNA, hücrenin yönetim ve organizasyonun yanı sıra, hücre bölünmesi ve kalıtımda da rol oynar.

1.4. Biyolojik Sınıflandırma
Dünyada çok büyük bir canlı çeşitliliği bulunmaktadır. Günümüzde yaklaşık 2 milyon tür tanımlanarak isimlendirilmiştir. Biyologlar, biyolojik çeşitliliğin bu geniş kapsamından sıyrılabilmek ve inceleme kolaylığı sağlamak amacıyla benzer türleri gruplandırarak, hiyerarşik bir düzende sıralamışlardır. Biyolojinin alt bilim dalı olan taksonomi, en genişinden en dar kategoriye kadar uzanan hiyerarşik bir sistem içinde yaşamın sınıflandırılmasıdır. Biyolojik sınıflandırmanın en geniş kategorisi domain, en dar kategorisi ise türdür. Taksonomik hiyerarşi en genişinden en dar gruba kadar, örnek verilerek aşağıda gösterilmiştir.



Taksonomi gruplarında alemden türe doğru gidildikçe; grup sayısı, ortak özellikler, gen ve protein düzeyindeki benzerlikler, akrabalık ve yapısal benzerlikler artar, tür sayısı ise azalır.

İkili (binominal) adlandırma:

Biyolojide türler ikili adlandırma kullanılarak belirtilir. Bir canlının tür adı; önce “cins adı”, sonra ise “tanımlayıcı ad” yazılarak elde edilir. Buna ikili (binominal) adlandırma denir. Canlının Latince bilimsel ismi, cins adı daima büyük harf ve italik, tür adı ise yine italik ancak daima küçük harf ile başlayarak yazılır. Örneğin;

Evcil kedi: Felis domesticus

Evcil köpek: Canis domesticus

Kara çam: Pinus nigra

Beyaz dut: Morus alba

1.4.1. Üç Domain Sistemi
Canlıların sınıflandırılmasında en kapsamlı kategori domaindir. Yakın zaman öncesine kadar canlılar 5 ana gruba (alem) ayrılarak sınıflandırılıyordu. Ancak, günümüzde güncel bilimsel veriler de dikkate alınarak canlılar üç domain sistemi temel alınarak sınıflandırılmaktadır. Bu üç domain Bakteri (Bacteria), Arkea (Archaea) ve Ökarya (Eukarya) olarak adlandırılır. Bakteriler ve Arkealar bir hücreli organizmalar olup, küçük ve yapısal olarak basit canlılardır. Bu nedenle, prokaryot olarak isimlendirilirler. Ökarya domaininde yer alan canlılar (ökaryot olarak adlandırılırlar) ise prokaryotlara göre daha büyük ve yapısal olarak kompleks olan bir hücreli veya çok hücreli organizmalardır. Ökarya domaini Protista, Bitkiler, Mantarlar ve Hayvanlar Alemi olarak dört kategoriye ayrılarak incelenirler. Bu alemler, Biyoçeşitlilik Bölümünde detaylı olarak incelenecektir.



Yaşamın Üç Domaini

1.4.2. Tür Nedir?
Tür, Latince “Species” kelimesinin karşılığıdır ve “çeşit” veya “görünüm” anlamına gelmektedir. Her ne kadar doğada türler, görünüşüne ve morfolojik özelliklerine bakılarak ayırdedilebilirse de, bir türün diğer bir türden farklı olduğunu söylemek için bu kriter tek başına yeterli değildir. Günümüzde taksonomistler, türlerin ayırdedilmesinde morfolojik özelliklere ek olarak genetik ve biyokimyasal verilerden de yararlanmaktadır. Biyolojik tür kavramı, türü doğada kendi aralarında üreme potansiyeline sahip olan, ancak diğer türlerin üyeleri ile verimli döller meydana getiremeyen populasyon grubu olarak tanımlamaktadır. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi biyolojik tür kavramı, esasen üreme yalıtımına dayanmaktadır. En yaygın kullanımıyla tür, diğer gruplardan üreme yoluyla izole edilmiş olan ve bir arada yaşayan doğal bir populasyondur. Bununla beraber, yukarıdaki tür tanımı eşeysiz üreyen veya melezleşen organizmalara uygulanamaz. Aynı zamanda, yok olmuş fosil türler için de kullanışlı bir tanım değildir.

1.4.3. Üreme Engelleri
İki farklı türün yaşayabilen verimli döller üretmesini engelleyen çeşitli üreme engelleri vardır. Bir ya da daha fazla üreme engeli farklı aşamalarda üreme yalıtımına katkıda bulunarak, biyolojik türlerin gen havuzlarının korunmasını sağlar. Üreme engelleri, zigot oluşumundan önce veya sonra işlev görmesine bağlı olarak prezigotik ya da postzigotik olarak sınıflandırılabilir. Prezigotik engeller, türler arası çiftleşmeleri yumurtanın döllenmesinin engellenmesi yoluyla kısıtlamaktadır. Habitat yalıtımı, davranışsal yalıtım, zamansal yalıtım, mekanik uyumsuzluk ve gamet uyumsuzluğu gibi çeşitli üreme engelleri prezigotik engelleri oluşturur.

Habitat Yalıtımı: Farklı türlere ait popülasyonlar farklı habitatlarda yaşayabilir ve karşılaşmazlar. Bu önemli bir üreme engelidir.

Davranışsal Yalıtım: Aynı türün üyeleri arasındaki özel ritüeller, işaret veya kokular diğer türlerin bireylerini cezbetmez ve çiftleşme gerçekleşmez.

Zamansal Yalıtım: Pek çok tür sadece yılın bellli zamanlarında üreme yeteneğine sahiptir. Farklı bir türün bireyleri çiftleşme zamanlarının farklı olması nedeniyle, diğer türle üreme engeline sahiptir.

Mekanik Uyumsuzluk: Hayvanların genital organlarındaki ya da çiçeklerdeki anatomik faklılıklar birleşmeyi ya da polen aktarımını önler.

Gamet Uyumsuzluğu: Farklı türlerin gametleri genellikle birbirini döllemez.

İki farklı türün bireyleri çiftleşmeyi başarırsa, postzigotik engeller bu hibrit zigotun yaşayabilirliğini ve verimli döller üretme yeteneğini kısıtlar. Örneğin, dişi at ve erkek eşekten hibrit katır oluşabilir, ancak bu hibrit canlı her zaman kısırdır.

1.5. Evrim
1800’lü yıllarda bir doğa bilimci olan Charles Darwin, Galapagos Adalarında çeşitli canlı türlerini inceleyerek yaptığı gözlemler sonucunda, bir populasyondaki bireyler arasında gözlenen eşit olmayan üreme başarısını doğal seçilim olarak adlandırmış ve evrim kavramını buna dayandırarak tanımlamıştır. Günümüze kadar elde edilen fosil kayıtlar, biyolojik gözlemler, DNA ve gen yapısının aydınlatılması sayesinde biyologlar tarafından evrim tanımı geliştirilerek güncel halini almıştır.

Biyolojik evrim, çok sayıda organizmadan oluşan bir populasyonun genetik özelliklerinde zaman içinde meydana gelen değişimler olarak tanımlanabilir. Evrimin gerçekleşmesi için, bir populasyondaki bireyler arasında kalıtsal farklılıklar olması gerekir. Dahası, doğal seçilim bireyler üzerine etki etmesine rağmen bireyler evrimleşemez. Zaman içerisinde bir populasyondaki değişimler evrimi meydana getirir. Evrim, bir populasyon üzerinde gen havuzunu değiştirerek etkili olur. Gen havuzu, populasyondaki tüm bireylerin taşıdığı genlerin tüm farklı varyasyonlarını içerir. Populasyonu oluşturan bireylerin yaşam şansını arttıran karakterler büyük olasılıkla bir sonraki nesile aktarılır ve böylece gen havuzunda artan frekans ile temsil edilir. Gen havuzunda nesilden nesile meydana gelen bu değişim, mikroevrim olarak adlandırılmaktadır. Gen havuzları, nesilden nesile mutasyonlar, eşeysel rekombinasyon, genetik sürüklenme, doğal seçilim gibi farklı etkenlerden dolayı değişmektedir. Makroevrim ise, yeni türlerin oluşumu (türleşme) ve toplu yok oluşları takiben yaşamın çeşitlenmesindeki ana değişimleri kapsamaktadır.

Nesiller boyunca gerçekleşen mikroevrim, türlerin yavaş bir şekilde çevreye uyumu ile sonuçlanır. Esasen bu uyum, sağlıklı üretilen yavru sayısı ile ölçülebilir ve canlılar uyumu arttıran çeşitli adaptasyonlar geliştirebilir. Daha fazla yavru üreten bireylerin kalıtsal karakterleri sonraki nesillerde daha yaygın hale gelir. Adaptasyonlar, bir organizmanın yaşadığı ortamda hayatta kalma süresini ve üreme performansını geliştiren ve canlıya üstünlük sağlayan özellikleridir. Adaptasyonlar, doğal seçilimden kaynaklanır.

1.5.1. Evrimin Mekanizması
Evrim, üç aşamalı bir süreç olarak özetlenebilir:

Mutasyonlar rastgele meydana gelir.

Genetik bilgiyi yeniden düzenleyen mutasyonlar, populasyondaki bireylerin morfolojik, biyokimyasal ve davranışsal karakterlerinde kalıtsal olarak aktarılabilen farklılıklar oluşturur.

Bir populasyondaki bireyler arasındaki bu farklılıklar, doğal seçilim veya genetik sürüklenme tarafından evrimsel değişimi meydana getirmek üzere işlev görür.

Uygulama Soruları

1)Canlıların en temel özelliği nedir?

2)Homeostaz nedir? Örnek veriniz.

3)İki farklı türün yaşayabilen verimli döller üretmesini engelleyen üreme engelleri nelerdir?

4)Doğal seçilim ve adaptasyon kavramlarını açıklayınız.

Bölüm Özeti
Bu bölümde, öncelikle Biyoloji biliminin konusu ve alt bilim dalları tanıtılmış, sonrasında Biyolojinin temel kavramları üzerinde durulmuştur. Canlıları cansız varlıklardan ayıran temel özellikler ve biyolojik organizasyon seviyeleri detaylarıyla anlatılmıştır. Yeryüzündeki canlı çeşitliliğinin incelenmesinde büyük kolaylık sağlayan biyolojik sınıflandırma ve taksonomik gruplar tanıtılarak, domain ve tür kavramlarından ayrıntılı olarak söz edilmiştir. Son olarak, biyolojinin temel konularından biri olan evrim kavramı ve evrimin genel mekanizmaları anlatılmıştır.

Beğenenler: [T]62684,MŞEN[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Neothauma Çevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
[B]14943,1[/B]
Kayıt: 30/06/2007
İl: Yurtdisi
Mesaj: 3419
Neothauma Çevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 29 Temmuz 2020 13:43
Konunuz şimdi daha yararlı bir hal almaya başladı, teşekkürler. Yanlış yönlendirilmiş kayıp genç arkadaşlar bunları iyi öğrenin ay sonunda final var, vize konuları da dahil.

Beğenenler: [T]209590,FurkanKöse59[/T]
Teşekkür Edenler: [T]209590,FurkanKöse59[/T][T]224345,boreas54[/T]
+1: [T]209590,FurkanKöse59[/T][T]224345,boreas54[/T][T]214092,Nursun[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

babur alimovÇevrim Dışı

[B]8859,2[/B] [B]13176,3[/B]
Kayıt: 27/04/2011
İl: Antalya
Mesaj: 1437
babur alimovÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Temmuz 2020 13:45
[QUOTE=drgeckoo]

eğer durum bu şekildeyse bence sorun yok ben buna karşı değilim şahsen bence sorun şurda hani nasıl örnek versem melek balığı ve cüce guraminin kırmasını yapmak mesela böyle birşey denense karşı çıkarım belki saçma bir örnek oldu bilemiyorum ama hani derdimi anlatmak için bu şekilde bir örnek veriyorum ama kalkıpta hani aynı balığın farklı renkleri çaprazlanıyorsa bence sorun yok yani ben forumda bu konuyu gördüm ilgimi çekti bakmak istedim daha sonra alttaki yanıtları okuyunca farklı anladım belkide o yanıtı yazan arkadaşlarda yanlış anlamış olabilir sizi kırdıysak hem kendi adıma hem diyer arkadaşlar adına da özür dilerim[:)] benim zaten cichlid'lerle ilgili bir bilgim yok çok bilgili olduğumu da idda etmiyorum ama burası bir bilgi paylaşım yeri elbette hepimizin yanlış bildikleri var bildiklerimizi paylaşarak doğru bilgilere ulaşacağız sonuçta değil mi?[:)]

kanalınıza da abone oldum içeriklerinizi merak ediyorum inceleyeceğim[:)][/QUOTE]

Önemli olan bir bildiğimizi doğru şekilde aktarabilmek.
Özür dilenecek bir durum yok eleştirilere açığım fakat mantıklı ve içi dolu eleştiri olsun.
Konu hakkında hiç bilgi sahibi olmadan ve içeriğine bakmadan eleştirildiği zaman sizinde üstteki yorumda eğer benim özellikle bildirimim olmasa sizde bu konuyu böyle bilecektiniz. ben buna karşıyım gelişime ve yeniliklere açık olma taraftarıyım ve biz burada profesör olmak için uğraşmıyoruz bir hobiyi daha da ileriye farklı yerlere taşımaya uğraşıyoruz.

Yorumlarınıza kızacak ya da gücenecek durum yok gayet normal bende olsam aynısını düşünürdüm.

Youtube kanalımda da aynı şekilde içeriklerine baktığınızda insanlara bu hobiyi nasıl aşılayabiliriz derdindeyim yoksa paraya ihtiyacım olup zengin olmak için uğraşmıyorum bu işin eğlencesindeyim. ve geliştirilmesi için tüm çabam.


Beğenenler: [T]224041,drgeckoo[/T][T]62684,MŞEN[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Alp43Çevrim Dışı

Kayıt: 07/01/2020
İl: Kütahya
Mesaj: 263
Alp43Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 29 Temmuz 2020 13:47
Sizin yaptığınız bettada imbellislen splendesi çaprazlayarak dragon betta üretmek gibi.[EDIT]Alp43,2020-07-29 14:33:55[/EDIT]

Beğenenler: [T]110782,babur alimov[/T]
Teşekkür Edenler: [T]110782,babur alimov[/T]
+1: [T]110782,babur alimov[/T][T]62684,MŞEN[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir