Bizim Mevzu...

 

 

Ben 15 yaşlarındayken babamın aldığı bir akvaryumla çok ilgileniyordum ama hiç bir şey bilmeden. bu böyle bir kaç ay kadar devam etti. O kadar bilgisiz ve ortalık karıştırıcıydım ki bir gün okula giderken ısıtıcıyı fişe takıp gitmiştim. o zamanki ısıtıcılarda termostat yok tabi. akşam eve geldiğimde balıkların hepsi ters dönmüş, su ayran gibi olmuştu. Yediğimiz fırça da cabası. sonra tür değiştirmişti babam, onları  bir süre besledik. Gitmiş gene japon almış. Öteki türü hatırlamıyorum ama japonları aldım tanka koydum, ötekileri kovaya derken hepsi telef oldu gene :) Anlayacağınız ben bu haylazlıkla balık malık bakamadım, hepi topu 3-4 aylık bir maceram olmuştu. O akvaryum ne oldu sonra hiç bilmiyorum, ön camı bombeli telvizyon gibi kocaman ve kapkalın birşeydi. Her yeri ahşap kaplama.  

 

 

Şimdiki akvaryumumu 15-20 gün kadar önce aldım. Oğluma sürpriz olsun diye iki tane su kaplumbağası almıştım. Yanına bir tane de küçük bir akvaryum alayım da çocuk sevinsin dedim. 25 litrelik full paket diye satılan bir tane akvaryum aldım. Mavi renkli çerçevesi var, mavi renkli iç filtresi var, mavi renkli bir tane yengeç balıkadamı (süs) var ve kumu da küçük taşlardan yapılmış o da maviydi, bir tane de ısıtıcısı var, kapaklı, kendinden ışıklı ledli filan bir model..  Aldım götürdüm eve. Biraz da balık aldım. 2 hayalet, 2 çöpçü, 2 japon, 2 melek ve 2 pengasus almıştım. Suyu koydum biraz bekledim, 15 dakika kadar J sonra metilen mavisi damlattım adamın söylediği şekilde. 15 dakika daha bekledim canlıları koydum içine.  Gayet güzel göründü gözüme. Sonra düşündüm de biraz küçük durdu. Kırmızı vardı bir tane, 60 litre. Acaba onu mu alasydım? Adamı aradım abi dedim yav daha yarım saat olmadı ama bu akvaryum bana küçük geldi, yap bir kıyak al bunu ver şunu dedim. Anlaştık. Balıkları aldım bir kovaya koydum, Suyu boşalttım kucaklayıp götürdüm. Yenisini getirdim. Plastik testi’yi koydum, plastik merdiveni koydum, plastik bitkileri koydum. Kırmızı akvaryum aldığım için taşları ve filtresi de kırmızıydı. Çok hoş olmuştu. 60 litre içme suyu ekledim ve hmen metilen döktüm, 15 dakika sonra balıkları attım içine. Akvaryum hazır. Mis.

Ertesi sabah 2 hayalet ve 1 çöpçü iç filtrenin arkasına sıkışıp ölmüş, su ayran kıvamında. Adamı aradım, amonyak patlaması dedi, ilaç lazım, suyun 3’te 1’ini değiştir dedi. Neyse, yaptık. Düzeldi. Akşam oldu su bulanık, amonyak dedi, 3’te 1 değiştir. Yaptım, ertesi gün gene aynı gene aynı…  Lan bu ne ya her gün su değiştirmekten sucuya çalışır olduk. Eve 3 günde 5 litrelik 40 küsur şişe su geldi gitti..  getirecek adam da yok, ben taşıyorum suları düşünsene.. A101’e  gittim (en ucuzu hayat su1.25 TL.) market arabasıyla 10 şişe suyu sığdığı kadar koydum, sığmayanı torbalarla arabaya bağladım, 10 adımda bir dinlenerek eve geldim. Suyu koy, hop ertesi gün aynı tantana tekrar baştan..

Sonra internetten araştırmaya başladım. Dikkat ettiyseniz baştan sonra herşey yanlış. Bu yanlışları da özellikle bu forum sayesinde öğrendim, hepinize sonsuz teşekkürler sevgili dostlar…

Biraz birşeyler öğrenmeye başladıktan sonra ; Çeşme suyuna geçtim.  Renkli taşların boya salabileceğini öğrendim. Tuttum 1 saate yakın süreyle yıkadım. yıkadıkça boyaları çıktı. Ama bitmedi. Aldım geri götürdüm, yerine asf çakıl taşları aldım. Onları da yıkadım akpak oldular. Yerleştirdim güzelcecik. Plastiklerin salınım yapabileceğini öğrendim, tuttum plastik malzemeleri çıkardım. Bitkiler kaldı. Bir tane de mermer gibi bir şeyden yapılmış balık aldım, kocaman. İçinden en büyük japon bile rahat geçiyor. Ertesi gün su gene bulanık. Tuz ruhu testini öğrendim, tuz ruhu aldım. Çakıl taşları salınım yapıyor, o koca taş salınım yapıyor. Onları da çıkardım, çaıl taşlarını bir torbaya koydum balkona attım. Siyah kuvars kum aldım,  bu kadar yeter sana miktarınca! Tuz ruhu testleri başarılı, cam süsler salınım yapmıyor, kum salınım yapmıyor. Yıkaya yıkaya yarıya indirdim kumun miktarını, akvaryumun suyu komple değişti, balıklar gene kovada. Ertesi gün su gene bulanık. ama o kadar hızlı gelişti ki bu olaylar hatırlamıyorum artık. Neyse, su bulanık. Dış filtre lazımmış. Aldık mecburen. Suyun komple değiştirdim. 2.kez. ertesi gün gene bulanık, bakteri kültürü eklemek lazımmış, ekledim, ertesi gün gene bulanık. Filtreye aktif karbon ekledim ve galiba bir kere daha su komple değişti.  Bu arada 1 pengasus 1 teleskop 1 melek öldü. 6 tane tetra aldım geri verdim, 1 tane beta öldü, 1 tane silver shark öldü, 1 pengasus bir süre ters yüzdü tekrar düzeldi. Galiba 1-2 tane daha balık öldü. 2 büyük çöpçü daha vardı onlar geri gitti başka balıklar da vardı ya değişti ya öldü bilmiyorum.  Bakteri kültürü fazla fayda etmedi galiba? Eskisi kadar da bulanık değil aslında?? Düşünceler, çabalar, araştırmalar.. Aqutan, metilen mavisi, bakteri kültürü, dip çekimi, %20-30-40-50 su değişimleri, su çok soğuk aman ölmesinler, ketıl’da su kaynat ekle.. ısıtıcı bir açık bir kapalı, dış filtrenin yeri yukarıda, iç boruları yanlış yerlerde, yanlış şekilllerde.. herşey yanlış, yanlış üstüne yanlış.. akvaryumu komple yıka, balıklar hop kovada hop akvaryumda. kafalarında kaynar suyla ketıldan su ekleniyor, içme suyu geliyor, çeşme suyu gidiyor. Bazen ikisi de karışıypr. Bir gün aşırı yemek, bir gün aşırı soğuk, sabah temiz akşam bulanık.. Filtre bir açık bir kapalı. Bazen sonuna kadar açık balıklar yüzemiyor bazen tam kapalı zira ses yapıyor..

 

Doğal malzeme arayışları. 2 tane hindistan cevizini aldım, testereyle kesemedim, çok büyüktü testere. Dremel’le kestim, şekil verdim. Kaynattım, suya attım, mis. Her günm araştırıyorum, okuyorum

 

Ben 20 gündür her gün %20 su değiştiriyorum hala. Su değerlerim çok şükür ki yeni yeni oturuyor. Eskisi kadar bulanık değil, ama nerelerde ne yanlışlar yaptığımı da gördüm, öğrendim sonunda.

Akvaryumcudan eski filtresinden bakteri alıp aşılama yaptım. Yemlerimin seçimleri yanlış, onları bugün değiştireceğim. Dış filtrem yetersiz kaldı, iç filtreyi çıkarmıştım onu geri taktım. Bariz bir şekilde su düzelmeye başladı.

 

Pengasus’ları geri vereceğim. Poülasyonun fazla olduğunu öğrendim. Dev gibi bir teleskop balığım vardı, hasta zannedip geri verdim, balık hasta değil ya aç ya da çiftleşmek istiyordu, onu da tam öğrenemedim. O da gitti. Aldığım elodea’ların kökleri çürük çıktı, uygun bir şekilde taze taraflarını aldım gerisi o meşhur kovada duruyor şimdi.  Japon bana göre değil bu ne böyle boş boş geziyorlar hepsi birbirinin aynısı derken bir de baktım ki yavru japon elimden yemek yiyor. Bir baktım balon göz, ranchu, ryukin var. O da ne? Bunlar ne güzel şeyler dedim ve şimdi a klımda 300 litrelik bir tank var, kısmetse o da olur. Allah herkese gönlündekinin hayırlısını versin inşallah. Bu acemilik ve aptallıklar bana sanırım 1000 liraya mal oldu. Bu arada bir ara akvaryumcuya gene bir şey almaya gittiğimde eve geri geldikten sonra evde kaplumbağaları bulamadım. Akvaryum derdinden onları unutmuşum. Samimi söylüyorum 2 veya 3  saat kadar aradıktan sonra bulduk. Kaplarından çıkmış bu uyanıklar, biri kütüphanenin arka ayağının iç kısmına sıkışmış. Diğeri yan odaya kadar gitmiş, en diptesi kitaplığın yanına girmiş saklanmış. Küçücük şeyler, ses de çıkarmıyor ki.. Neyse onu da hallettik bir şekilde :)