Bettam Çok Kötü Durumda
Gönderim Zamanı: 17 Aralık 2024 18:38
Merhabalar, öncelikle bir çıkarımda bulunacak donanımda olmadığımı belirterek balıkların soğukkanlı olduğuna dikkat çekmek istiyorum. Bizler gibi sabit iç sıcaklığına sahip değiller, suyun ısısı ne ise vücut ısılarıda o. Trokipal balıkların ortamlarında hangi sıcaklıklara maruz kaldığı herkesin malumudur. İşte bunların babaları, ataları bile akvaryum ortamında doğdu hep böyle büyüdüler savı pek geçerli olmayacak, biraz anlamlı bir evrimsel değişiklik için bile onbinlerce yıl gerekiyor. Sağlıklı balık, şartları doğal ortamına en yakın balık demek bana göre, ne kadar becerebildiğimiz bize kalmış. Eski konulara dalıp kendimi unutma huyum var az biraz; bilmem bir algoritma çıkarılabilir mi Ekim Kasım Aralık gibi aylarda benzer balıkların benzer şikayetleriyle açılan konuların % kaçında ısıtıcı yok veya önerilen derecelerin altında?
İskorpit tart yemiş galiba bir hafta[:'(].[EDIT]Ehtiyar,2024-12-17 20:45:36[/EDIT]
İskorpit tart yemiş galiba bir hafta[:'(].[EDIT]Ehtiyar,2024-12-17 20:45:36[/EDIT]
Beğenenler: [T]241079,Hidro Dinamik[/T][T]125030,GhostKoi[/T]
+1: [T]125030,GhostKoi[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 17 Aralık 2024 18:56
[QUOTE=Ehtiyar]
İskorpit tart yemiş galiba bir hafta[:'(].[/QUOTE]
İskorpit abimiz 1 hafta aramızda
olamayacak.
Buradan yöneticilere sesleniyorum betta konusu açılmasın abi bu forumda. Bir tane tartışmasız betta konu olmaz mı ya. İlginç valla. Betta konusu altında ne üyeler gitti🕊🕊. REST IN PEACE.
Keyifli hobiler, iyi akşamlar.
İskorpit tart yemiş galiba bir hafta[:'(].[/QUOTE]
İskorpit abimiz 1 hafta aramızda
olamayacak.
Buradan yöneticilere sesleniyorum betta konusu açılmasın abi bu forumda. Bir tane tartışmasız betta konu olmaz mı ya. İlginç valla. Betta konusu altında ne üyeler gitti🕊🕊. REST IN PEACE.
Keyifli hobiler, iyi akşamlar.
Beğenenler: [T]241079,Hidro Dinamik[/T][T]253160,İnci Kefali[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 17 Aralık 2024 19:31
Aslında bilgi çatışması var o yüzden, zaten bir balıkta tek deneyim olamaz deneyimlerin ortalaması olur.
Beğenenler: [T]241079,Hidro Dinamik[/T]
+1: [T]125030,GhostKoi[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 17 Aralık 2024 20:13
[QUOTE=Taha Yanık]Aslında bilgi çatışması var o yüzden, zaten bir balıkta tek deneyim olamaz deneyimlerin ortalaması olur. [/QUOTE]
Artık çoğu tartışmalar bilgiyi, deneyimi geçti ; kişisel mevzulara dönüyor. Gerçek hayatta olsa, yumruk yumruğa kavga çıkacak laflar yazılıyor. İlginç, anlam veremiyorum ; susup okuyorum.
Artık çoğu tartışmalar bilgiyi, deneyimi geçti ; kişisel mevzulara dönüyor. Gerçek hayatta olsa, yumruk yumruğa kavga çıkacak laflar yazılıyor. İlginç, anlam veremiyorum ; susup okuyorum.
+1: [T]125030,GhostKoi[/T]
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 13 Saat 22 Dakika önce
[QUOTE=GhostKoi]
Merhaba, teşekkür ederim. Rayından çıkan tartışmaya farklı bir bakış açısı getirdiniz. Bunu açmanızı da arzu ederim. Ortam sıcaklığı açısından.
Evet, mikroorganizmalar kendilerine uygun aralıkta yüksek sıcaklıkta daha fazla ürerler. Faka vücudun savunma mekanizmaları da optimum sıcaklıkta fazlasıyla iyi çalışır. Zaten antibiyotik öneriyorsunuz, bu durumda mikroorganizma faaliyeti sınırlanır ve sıcaklık artışının organizmaya faydalı olması beklenir. Elbette ki optimum varsayabileceğimiz 24-30 derecelerden söz ediyorum. Benim kişisel deneyimlerim sağlıklı bir betanın sağlığının devam edebilmesi için 26-28 dereceleri işaret ediyor.
Mesela yazın insanlarda mantar enfeksiyonları artar. Fakat bunun nedeni sıcaklık değil, terlemeye bağlı nem artışı ve kötü hijyendir. Ya da soğuk algınlığından yorgan döşek yatarken sıcaklığı 18 dereceye değil bizim için ideal olan 22-26 dereceye hatta biraz fazlasına çıkarma gereksinimi duyarız. Ancak gürül gürül soba yanıyorsa çıkan ateşimiz 32 derecede düşmez.
Sıcaklık düşürmeyi mantık yürüterek değil de bilimsel temellere dayanarak öneriyorsanız kanıtlarını memnuniyetle dinlemek isterim.[/QUOTE]
Merhaba
Bizim süper zekalı hoppala paşam malkara keşan, verecek mantıklı bir cevap bulamayınca banlamayı tercih etmiş, o yüzden geç cevap yazıyorum kusura bakmayın.
"Fakat vücudun savunma mekanizmaları da optimum sıcaklıkta fazlasıyla iyi çalışır. Zaten antibiyotik öneriyorsunuz, bu durumda mikroorganizma faaliyeti sınırlanır ve sıcaklık artışının organizmaya faydalı olması beklenir. Elbette ki optimum varsayabileceğimiz 24-30 derecelerden söz ediyorum. "
Haklısınız. Türe uygun ideal sıcaklıkta, balığın metabolizması dahila iyi/hızlı çalışır, gelişim ve form diğer şartlar ile beraber daha düzgün olur, üreme faaliyetleri tetiklenir, tükettiği besinlerden en iyi verimi alır.
Ancak sıcaklığa bağlı artan, tanktaki diğer etmenleri de göz önünde bulundurarak (bakteriyel/fungus artışı/oksijenin çözünürlüğünün azalması/su değerlerinde dengeyi sağlamak v.b) sadece belirli hastalıklarda ve belirli süre düşük ısıda tutmak daha verimli olacaktır.
Protoza, worm v.s tedavisinde(beyaz benek, kadife hastalığı, solungaç paraziti, şeritli tenya v.b) ısı arttırımı parazitin balığı terketmesi, iç/solungaç parazitinde sıcaklığa bağlı metabolizma hızlanmasından dolayı, balığın boşaltım sisteminde yardımcı olması ve kurtları daha rahat dökmesi için çok daha verimli olacaktır.
Acriflavin bir antiseptik mesela, antibiyotik değil.
Nitrofurazon bir antibiyotik.
Fakat kuyruk kısması/iğne kuyruk olarak bilinen costia parazitene karşı oldukça etkili olduğunu defalarca gözlemledim.
"Ya da soğuk algınlığından yorgan döşek yatarken sıcaklığı 18 dereceye değil bizim için ideal olan 22-26 dereceye hatta biraz fazlasına çıkarma gereksinimi duyarız. Ancak gürül gürül soba yanıyorsa çıkan ateşimiz 32 derecede düşmez."
Ben bunu insan/balık bünyesinin farklı olması olarak yorumluyorum.
En nihayetinde balık soğuk kanlı bir canlı.
Yani ortam sıcaklığı ne ise vücut ısısı da o oluyor.
"Sıcaklık düşürmeyi mantık yürüterek değil de bilimsel temellere dayanarak öneriyorsanız kanıtlarını memnuniyetle dinlemek isterim."
Evet, bilimsel kaynaklı.
Yalnız okuduğum kaynaklar yabancı yayınlardı ve üzerinden nereden baksanız 15 sene geçmiştir. Benzer bir makale bulunca mutlaka eklerim.
Bir de benim bir huyum var.
Okuduğum/tecrübe ettiğim olayları meslekte 23 seneden fazla geçse de, yine de öğrenmeye aç olduğumuz için mutlaka benden çok çok daha tecrübeli(tayland, endonezya, singapur çiftliklerini gezmiş, üretmediği tür neredeyse kalmayan ve hâlâ aktif olarak uğraşan) kişiler ile görüşüp bilgileri teyit ederim, tecrübelerini dinlerim, varsa tavsiyelerini alırım.
Bu konu bilimsel olarak bu olayı desteklemiyor elbette.
Görüştüğüm kişiler de Su ürünleri mezunu/40 yıllık ithalatçılar olunca muhakkak ki bilimsel temel ve gözlemlerine dayanarak istişare yapıyorlar.
Merhaba, teşekkür ederim. Rayından çıkan tartışmaya farklı bir bakış açısı getirdiniz. Bunu açmanızı da arzu ederim. Ortam sıcaklığı açısından.
Evet, mikroorganizmalar kendilerine uygun aralıkta yüksek sıcaklıkta daha fazla ürerler. Faka vücudun savunma mekanizmaları da optimum sıcaklıkta fazlasıyla iyi çalışır. Zaten antibiyotik öneriyorsunuz, bu durumda mikroorganizma faaliyeti sınırlanır ve sıcaklık artışının organizmaya faydalı olması beklenir. Elbette ki optimum varsayabileceğimiz 24-30 derecelerden söz ediyorum. Benim kişisel deneyimlerim sağlıklı bir betanın sağlığının devam edebilmesi için 26-28 dereceleri işaret ediyor.
Mesela yazın insanlarda mantar enfeksiyonları artar. Fakat bunun nedeni sıcaklık değil, terlemeye bağlı nem artışı ve kötü hijyendir. Ya da soğuk algınlığından yorgan döşek yatarken sıcaklığı 18 dereceye değil bizim için ideal olan 22-26 dereceye hatta biraz fazlasına çıkarma gereksinimi duyarız. Ancak gürül gürül soba yanıyorsa çıkan ateşimiz 32 derecede düşmez.
Sıcaklık düşürmeyi mantık yürüterek değil de bilimsel temellere dayanarak öneriyorsanız kanıtlarını memnuniyetle dinlemek isterim.[/QUOTE]
Merhaba
Bizim süper zekalı hoppala paşam malkara keşan, verecek mantıklı bir cevap bulamayınca banlamayı tercih etmiş, o yüzden geç cevap yazıyorum kusura bakmayın.
"Fakat vücudun savunma mekanizmaları da optimum sıcaklıkta fazlasıyla iyi çalışır. Zaten antibiyotik öneriyorsunuz, bu durumda mikroorganizma faaliyeti sınırlanır ve sıcaklık artışının organizmaya faydalı olması beklenir. Elbette ki optimum varsayabileceğimiz 24-30 derecelerden söz ediyorum. "
Haklısınız. Türe uygun ideal sıcaklıkta, balığın metabolizması dahila iyi/hızlı çalışır, gelişim ve form diğer şartlar ile beraber daha düzgün olur, üreme faaliyetleri tetiklenir, tükettiği besinlerden en iyi verimi alır.
Ancak sıcaklığa bağlı artan, tanktaki diğer etmenleri de göz önünde bulundurarak (bakteriyel/fungus artışı/oksijenin çözünürlüğünün azalması/su değerlerinde dengeyi sağlamak v.b) sadece belirli hastalıklarda ve belirli süre düşük ısıda tutmak daha verimli olacaktır.
Protoza, worm v.s tedavisinde(beyaz benek, kadife hastalığı, solungaç paraziti, şeritli tenya v.b) ısı arttırımı parazitin balığı terketmesi, iç/solungaç parazitinde sıcaklığa bağlı metabolizma hızlanmasından dolayı, balığın boşaltım sisteminde yardımcı olması ve kurtları daha rahat dökmesi için çok daha verimli olacaktır.
Acriflavin bir antiseptik mesela, antibiyotik değil.
Nitrofurazon bir antibiyotik.
Fakat kuyruk kısması/iğne kuyruk olarak bilinen costia parazitene karşı oldukça etkili olduğunu defalarca gözlemledim.
"Ya da soğuk algınlığından yorgan döşek yatarken sıcaklığı 18 dereceye değil bizim için ideal olan 22-26 dereceye hatta biraz fazlasına çıkarma gereksinimi duyarız. Ancak gürül gürül soba yanıyorsa çıkan ateşimiz 32 derecede düşmez."
Ben bunu insan/balık bünyesinin farklı olması olarak yorumluyorum.
En nihayetinde balık soğuk kanlı bir canlı.
Yani ortam sıcaklığı ne ise vücut ısısı da o oluyor.
"Sıcaklık düşürmeyi mantık yürüterek değil de bilimsel temellere dayanarak öneriyorsanız kanıtlarını memnuniyetle dinlemek isterim."
Evet, bilimsel kaynaklı.
Yalnız okuduğum kaynaklar yabancı yayınlardı ve üzerinden nereden baksanız 15 sene geçmiştir. Benzer bir makale bulunca mutlaka eklerim.
Bir de benim bir huyum var.
Okuduğum/tecrübe ettiğim olayları meslekte 23 seneden fazla geçse de, yine de öğrenmeye aç olduğumuz için mutlaka benden çok çok daha tecrübeli(tayland, endonezya, singapur çiftliklerini gezmiş, üretmediği tür neredeyse kalmayan ve hâlâ aktif olarak uğraşan) kişiler ile görüşüp bilgileri teyit ederim, tecrübelerini dinlerim, varsa tavsiyelerini alırım.
Bu konu bilimsel olarak bu olayı desteklemiyor elbette.
Görüştüğüm kişiler de Su ürünleri mezunu/40 yıllık ithalatçılar olunca muhakkak ki bilimsel temel ve gözlemlerine dayanarak istişare yapıyorlar.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir