AKVARYUMDA BUHARLAŞMA SEBEBİ


ayaz_3461Çevrim Dışı

Kayıt: 16/01/2010
Mesaj: 7
ayaz_3461Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 20 Ocak 2010 15:24
İyi günler arkadaşlar, benim akvaryumda suyun azaldığını gördüm. Bunun sebebi nedir? Derece 28'e ayarlı 26 dereceye düşüyor. Ne yapmam gerekiyor. Akavaryum ebatı 65*22*30. Matrak2010-01-20 15:28:02

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ViejaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 18/01/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 2106
ViejaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 20 Ocak 2010 15:35
Su normal olarak buharlaşıyor eksilen suyu tamamlamanız gerekli bunu yaparken akvaryum ısısı ile ilave edeceğiniz suyun aynı sıcaklalıkta olmasına dikkat edin

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

giorgiobaramidzeÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 05/10/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 1542
giorgiobaramidzeÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 20 Ocak 2010 16:00
Akvaryumun üstüne camcıdan uygun ölçüde cam kestirip koyabilirsiniz.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Oguz SAGLAMÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 13/04/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 138
Oguz SAGLAMÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 20 Ocak 2010 16:48
Konu hakkındaki görüşlerimi daha önce başka bir forumda da derinlemesine anlatmıştım.
 
Burada da tekrarlamak isterim;
 
AKVARYUMLAR İÇİN BUHARLAŞMA FİZİĞİ
Buharlaşmanın artması ya da azalması çeşitli parametrelere ve özellikle/öncelikle nispi neme bağlıdır. Nispi nem ise basitçe havanın taşıyabileceği ençok su buharının % kaçı kadar su buharı taşıdığını gösterir. Eğer benim akvaryumum tepeleme 100 litre su alabilmesine rağmen ben onu paludaryum yapıp içine 60 litre su koyuyorsam kapasitesinin % 60’ını kullanıyorum demektir. Bu durumun havanın buhar taşıma kapasitesine denk düşen kısmı nispi nem diye anılıyor.

Ayrıca diğer bir önemli parametre de havanın sıcaklığının bizzat kendisidir. Sıcaklık arttıkça havanın su buharı taşıma kabiliyeti artar. Aynı yapılı insanların/sporcuların yüksek sikletlerde daha kuvvetli olması gibi birşey. Şöyle bir çizelge ile basitçe açıklamak lazım;

Hava Sıcaklığı(C) / Taşıyabileceği Su Buharı Miktarı(gr/m3)
-5 / 3,5
0 / 5,0
5 / 7,1
10 / 9,4
15 / 12,5
20 / 16,8
25 / 22,5
30 / 29,6
35 / 38,2
40 / 47,5

Dolayısı ile sıcak havalarda ve nispi nemin düşük olduğu zamanlarda (yazın) buharlaşma daha çok olur. Düşük sıcaklıkta ve yüksek nispi nem oranında (kışın) buharlaşma düşüktür.

Şimdi olayın kafaları buğulayacak kısmına geleyim. Kışın bazılarının gözlediği daha fazla buharlaşma doğrudur. Burada fizik şöyle çalışır; dış ortam havası sıcaklığı düşüktür, diyelim ki 5 C, demek ki dış ortamda bulunan hava metreküpte 7,1 gr (en fazla) buhar taşıyabilir. Ev ortamında ise ortam ısıtıldığı için sıcaklık yüksektir, diyelim ki 25 C, yani hava 22,5 gr/m3 buhar yüklenebilir. Havalandırma ve çeşitli sızıntı ile evlerimize giren havada en fazla m3’te 7,1 gr (ki bu bile imkansız bunun için nispi nemin % 100 olması lazım) su buharı bulunur. Biz bu havayı 25 C’ye ısıtınca, buhar taşıma gücü 3 misli artar (ama içinde en fazla 7,1 gr buhar var) ve bu buhar açlığını doyurmak için doğrudan akvaryumlarımıza ve en güzeli paludaryumlar gibi üstü tamamen açık sistemlere saldırır.

Kışın odaları nemlendirmek için radyatör üstüne ıslak havlu, sobanın üzerine çaydanlık gibi çözümlerle ortamı nemlendirin önerilerinin arkasında da bu gerçek yatıyor. Hani hep denir ya kalorifer havayı kurutuyor diye. Bunun fiziksel olarak hiç bir anlamı yok. Kışın etkin olan soğuk havanın düşük nem bulundurabilme kapasitesinin (yukarıda bahsedilen nispi nem konusu) suçu bu.
 
Tekrar ediyormuş gibi olacağım ama konu önemli;

Yaşadığımız ortamların havası, kapı pencere kapalı da olsa bir şekilde dış ortam havası ile sürekli değişim halinde. Ortamları bilinçli olarak havalandırmasak bile bu değişim sürekli oluyor. Sızıntı yoluyla, kapı/pencere/baca/menfez yoluyla, evlere/odalara giriş çıkış/yoluyla. Kaldı ki, yaşanılan ortamların (mümkün oduğu kadar sık) havalandırılması sağlığımız açısından da çok önemli (havanın tazelenmesi, oksijence zenginleştirilmesi, nemli ve yaşanan ortamlarda birikme eğiliminde olan (davetsiz misafir) mikroorganizmalara çıkış kapısının gösterilmesi, yapı malzemeleri kaynaklı zararlı madde birikimlerinin savuşturulması (Bu konuyu açmam gerekiyor: başta radyoaktif birikimin önüne geçilmesi - tuğlanın hammaddesi olan ve genellikle toprakta doğal olarak bulunan radyoaktif radon gazı havalandırılmayan ortamlarda birikebiliyor. Bunun yanı sıra laminat parkelerin saldığı uçucu kimyasallar, masif parke cilalarının taşıdığı kanserojen cila, halının miti, üzümün çöpü, armudun sapı-), yani kısaca yaşanılan ortamların yaz kış havalandırılması bir zorunluluk. Yazın ben pencereleri hiç kapatmam. Kışın ise eve gelince ise ilk işim bütün pencereleri açarak ortamı 5-6 dk tamamen havalandırmaktır. Mümkün ise yatmadan önce de aynı şekilde bütün pencereler açılarak evdeki bütün hava tazelenmeli. Bu konu uzadı asıl konuya dönüle;

Yaşama mahallerimize her yönüyle giren ve içinde soğuk ortama göre yüksek nem bulunduran hava, sıcaklığı artınca içindeki nem miktarı değişmese de buhar taşıma kapasitesi sıcaklıkla birlikte arttığı için az nemli (kuru) hale geliyor. Burada kaloriferin en ufak bir suçu yok. Ortamda akvaryum varsa ne mutlu. Havanın nem eksiği akvaryumdan karşılanıyor. Bu şekilde nem dengesi insan vucudu için de uygun hale geliyor. Akvaryumun yaşanılan ortamlara katkısı salt görsel değil sağlık anlamında da çok önemli. Özellikle denizden ırak karasal bölgelerde.

Hazır insan sağlığı, yapı fiziği, akvaryum etkisi konuşmaya başlamışken son bir eklenti daha yapmak istedim. Bilyorsunuz son 5-10 yıldır yeni bir süpürme tekniği var. Sulu sistem uçak motorlu elektrik süpürgeleri neredeyse bir araba fiyatına satılıyor. Bu sistemi pazarlarken en önemli argümanları havadaki toz. Halıyı az kaşıyıp havaya projektör tutuluyor ve uçuşan toz tanecikleri kolayca görülüyor. Sulu sistem elektrik süpürgelerinde toz zerreleri tamamen suya kapılıyor oysa torbalı klasik sistemlerde iri partiküller torbaya takılıyor ama inceleri tamamen uçurularak soluduğumuz havada süspanse oluyor. Bu da allerjik yapıda olan insanlarda, astımlılarda ciddi bir problem. Haliyle ne oluyor araba yerine sağlık için süpürge alınması (yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla) daha cazip hale gelebiliyor. Benzer bir uygulama testini benim salonumda da yaptılar ve arzu edilen seviyede toz partikülü gözlenmedi. Muhtemelen tabanı 100x200 cm ölçülerdeki akvaryum sisteminin önemli katkısıyla. Ortamdaki akvaryumların toz çökeltme ve toz çekmeleri üzerinde yarı ciddi tezlerim var. Çok kısaca akvaryumun bir üçüncü önemli muhtemel faydası ortamın toz vaziyetini ayarlaması.

Forumdaşlara akvaryumlarına keyifle ve bolca su eklemeleri, akvaryumu olmayanlara ise radyatör üstüne sürekli ıslak havlu sermeyi ihmal etmemeleri önerilir.

Saygılar,
Oguz SAGLAM2010-01-20 16:49:07

Beğenenler: [T]232811,lgaquatic[/T]

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

brk_tuncerÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/02/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 1968
brk_tuncerÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 20 Ocak 2010 17:16
Peki arkadaşlar benim şöyle bir sorum olacak.Benim 120*60*60 bir cama cam akvaryumumum var.Ben bunun üzerine strafor koyup kapatıcam.Biliyosunuz ki üzeri kapalı olduğu zaman buharlaşacak su straforda birikecek ve akvaryuma geri dökülecek.Şimdi soruma gelince bu su straforla temas ettikten sonra tekrar akvaryuma düştüğünde herhangir sakınca olurmu.Yani straforun neyden yapıldığını bilmiyorum buyüzden bizim için içerisinde tehlike oluşturacak bir madde varmıdır acaba.Soruma cevap alabilirsem çok memnun olucam şimdiden teşekkür ediyorum...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

enginkoc34Çevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 08/11/2007
İl: Gaziantep
Mesaj: 4780
enginkoc34Çevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 20 Ocak 2010 18:06
Strafor petrolden üretilen bir maddedir.Strafordan tekrar akvaryuma damlayacak suyun zararı olacağınıda hiç sanmıyorum çünkü su ile çözünmesi çok zor bir ihtimal.Bu yüzden akaryum taşlarla dizayn edilecek ise akvaryum tabanı önce strafor ile kaplanır sonra üstüne kum ve kaya getirilir.
Saygılar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

brk_tuncerÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/02/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 1968
brk_tuncerÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 20 Ocak 2010 18:11
[QUOTE=enginkoc34]Strafor petrolden üretilen bir maddedir.Strafordan tekrar akvaryuma damlayacak suyun zararı olacağınıda hiç sanmıyorum çünkü su ile çözünmesi çok zor bir ihtimal.Bu yüzden akaryum taşlarla dizayn edilecek ise akvaryum tabanı önce strafor ile kaplanır sonra üstüne kum ve kaya getirilir.
Saygılar.
[/QUOTE]
 
 Öncelikle cevabınız için teşekkürler.İkinci bir soru olarak şimdi bir bildiğimiz beyaz köpük gibi olan strafor var.Birde çatı izolasyon malzemecilerinde satılan mavi-yeşil-sarı-pembe vs gibi renklerde asıl amacı izolasyon olan straforlar var.Benim kast ettiğim ikinci olarak sölediğim izolasyon için olanlardan.Sanırım bununda bir zararı olmayacaktır...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

silmarillioneÇevrim Dışı

Kayıt: 23/12/2009
İl: Ankara
Mesaj: 16
silmarillioneÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 20 Ocak 2010 18:14
Straforun kesinlikle bir zararı olmaz. Sizde forumu iyi bir şekilde gezip konulara dikkatlice baktıysanız zaten strafordan arka fonlar mevcuttur. Bunu güvenip suyun içine sokuyorsak buhar engelleme olarak da kullanabileceğini düşünüyorum, ama diğer tarafdan (emin olmamakla beraber) strafor gözenekli bir maddedir, eskisi kadar çok olmasa bile çok az  miktarda su kaybın olacağını düşünüyorum. Gözle görünecek kadar olmaz diye tahmin ediyorum.

saygılar..

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

brk_tuncerÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/02/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 1968
brk_tuncerÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 20 Ocak 2010 18:25
Evet forumu takip ediyorum ama birincisi arka fon yapanlar köpük gibi olan beyaz straforları kullanıyorlar ikincisi onlar daha sonra boyama işlemi yapıyorlar vs vs...Neyse sorumun cevabını aldım herkese teşekkürler...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir