Kayseri'den haberler...
Gönderim Zamanı: 11 Ocak 2013 10:47
Kayseri'de şimdiye kadar bir çok konuda akvaryumcular hakkında çoğunlukla olumsuz şeyler söyledik. Geçen hafta içerisinde beni etkileyen bir şey oldu onu sizlerle paylaşmak istiyorum. Her hafta mutlaka akvaryumcuları gezerim. Geçen hafta yine akvaryumcuları dolaşırken Yaren akvaryum sahibi Soner Bey'in bütün tanklarıyla deniz akvaryumuna döndüğünü gördüm. Dükkana girer girmez beni karşılayan doğal manzaraya hayran olmamak elde değil. Uzun süre oturduğum yerden kalkamadım gözlerimi balıklardan ve o doğal ortamdan alamadım. Deniz akvaryumuna en ufak bir ilgim olmamasına rağmen doğa tutkum ağır bastı. Soner beyi huzurlarınızda kutluyorum.
Yine sitemizden de takip ettiğim büyük bir akvaryumcumuza evimle arasında baya bir mesafe olmasına rağmen sadece merak ettiğim için kilometreleri gözüm görmeden bir ziyaret gerçekleştirdim. Ama adeta şok oldum diyebilirim. Bir tek canlı doğuran balığın olmamasına mı üzüleyim o kadar yolu boşu boşuna çektiğimemi, yoksa o akvaryumcuda canlı doğuran bulunmamasının nedenine mi... Efendim canlı doğuran çok zaiyat verdiği için getirtmiyorlarmış. Şok üzerine şok...
Yine sitemizden takip ettiğim büyük bir akvaryumcumuza daha ziyarette bulunmak istedim akvaryumcuya girebilmek için akvaryumcunun önündeki temizlenen arabaları ekarte etmek beni rahatsız etti açıkcası. Akvaryumcunun yanında bulunan oto yıkama sanırım akvaryumcuyla ortak çalışıyor bütün arabalar akvaryumcunun önünde ve tam anlamıyla bir curcuna. Peki tüm bu kirli görüntüye rağmen girdim ve canlı doğuran sordum aldığım cevap yine aynıydı. Ben üzülmeyimde kim üzülsün. Bu insanlar bu işi ciddi anlamda yapan insanlar ama tamamen ticari kaygılarla canlı doğuran getirmiyorlar. Hobici gözüyle bu duruma üzülmemek elde değil. Biz ki o balıkların daha iyi büyümeleri için hiç bir masraftan kaçınmıyoruz ama aradığımız balığı bulamamak hemde büyük akvaryumcularda bulamamak oldukça üzücü.
Yine bir akvaryumcumuza moss sordum. Moss var mı ustam? Moss ney diyince başımdan kaynar sular aşağıya döküldü...En sonunda mossu yosun diye tarif ettim ama bu işe yıllarını vermiş akvaryumcumuzun moss u bilmemesi beni üzdü.
Akvaryumcularımızdan Eyüp beyin akşam vakti dükkanını kitleyip beni hobihanesine götürmesi ve oradaki anaç balıklarından bana vermesi, bana sıcak tavırlar sergilemesi haftaya damga vuran güzel olaylardan birisiydi. Bilirsiniz anaç balıklarını kimse vermek istemez. Ama benim tavırlarım sanırım Eyüp beyi etkiledi dükkanı kapatıp bana hobihanesini gösterdi kendisine buradan teşekkürlerimi sunuyorum.
Kayseri'deki hobicilerle fırsat buldukça haberleşiyoruz. Yine bana anaç cüce vatozlarını veren sitemiz üyesi değerli kardeşim Yavuz'a da huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 11 Ocak 2013 18:22
Kubilay Bey ben de sizin gibi, her girdiğim akvaryumcuda her balığın, bitkinin olmasını istiyorum. Açıkçası böyle çeşitliliğin olduğu bir yer son derece ilgimi çekiyor ve gezmek için dahi olsa muhakkak gidiyorum.
Ancak "tamamen ticari kaygılarla canlı doğuran getirmiyorlar" diyerek sitemde bulunduğunuz yerler zaten "tüccar".
Bu nedenle anlayışla karşılamamız gerekir. Muhtemelen talepler artsa, firmalar da mecburen ve yine ticari kaygılarla, getirmek için uğraşacaklardır.
Kayseri'ye selamlar...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Gönderim Zamanı: 14 Ocak 2013 09:33
Kubilay abi, İstanbul da çok farklı değil emin ol. Akvaryumcuların sayısı arttıkça kalite düştü. Hepsi canlı doğuranlardan uzaklaştı, e tabi "çok zaiyat var"! Tabi maddi değeri de onlar için göz doyurmuyor. İstanbulda akvaryumculuk neredeyse bitik abi. İnan 1 sene malawi (Sp yunus) beslemiş çoluk çocular bile akvaryumcu açıyor. Onu geçtim, Velifera'ya Melifera diyen, erkek kılıçkuyruklara "dişi bunlar" diyen, Endler'leri "cüce lepistes, ufacık bir şey, araya karışmış, alırsan 1 liradan vereyim gitsin" diyen, onu da geçtim "betayla lepistes çaprazladım, bi de neon tetrayla lepistes çiftleşti, yavruları çok güzel oluyor" diyen akvaryumcu gördüm. Bu yüzden İstanbul'da istisnaları saymazsak akvaryumculuk ayaklar altında. Oturduğum yerde Cumartesi Pazarı kuruluyor, akvaryumcu tegah açmış pazara, fanuslarda japon-beta, renkli çakıllar kepçeler falan satıyor. Küçük akvaryumlar, bir kaç tane daha büyük... Bu soğukta iki bardak su alan o minicik fanuslardaki betaların hâlini sen düşün abi... Bu yüzden bir kaç yerin dışında diğerleri bana çok itici yerler gibi geliyor. Fırsatım oldukça yine hepsine uğrarım ama bazılarının yeri ayrı...
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir