Dip Çekimi


brk_tuncerÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/02/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 1968
brk_tuncerÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 18 Temmuz 2009 23:20
Murat bey benim yukarıda yazdığım yorumumu okumuşsunuzdur sanırım, buradaki benim asıl amacım, filtremin içerisindeki oturmuş olan bakteri kültürümü KAYBETMEMEK.Eğer ben forumdaki çoğu arkadaşımız gibi 3 ayda veya 5 ayda bir filtremi temizlersem benim 3-5 ay boyunca filtremde oluşan bütün bakterilerimi kaybederim.Buda nedemek sistem sıfırlanır ve herşeye silbaştan başlarım.Ben sadece dış filtre kullanıyorum ve kendimce böyle bir sistem oturttum sizede eğer imkanınız var ise dış filtre kullanmanızı tavsiye ederim , çünki iç filtre ile biyolojik bir sistem kurmak oldukça zor.. brk_tuncer2009-07-18 23:21:45

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

tees_MURATÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 16/05/2006
İl: Istanbul
Mesaj: 1237
tees_MURATÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 18 Temmuz 2009 23:28
Burak Bey ben zaten mekanik filtrasyonu sağlaması için iç filtrenin yanında biyolojik filtrasyon için de dış filtre kullanıyorum.Eğer yanlış anlamadıysam siz dış filtrenizi kurduğunuz günden beri hiçbir malzeme değişikliği veya herhangi bir temizlik yapmadınız.Üstelik şuana kadar bir sorunla da karşılaşmadınız.Bu süre tam olarak kaç ay?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

brk_tuncerÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/02/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 1968
brk_tuncerÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 18 Temmuz 2009 23:33
[QUOTE=tees_MURAT]Burak Bey ben zaten mekanik filtrasyonu sağlaması için iç filtrenin yanında biyolojik filtrasyon için de dış filtre kullanıyorum.Eğer yanlış anlamadıysam siz dış filtrenizi kurduğunuz günden beri hiçbir malzeme değişikliği veya herhangi bir temizlik yapmadınız.Üstelik şuana kadar bir sorunla da karşılaşmadınız.Bu süre tam olarak kaç ay?[/QUOTE]
 
 Murat bey sistemim 1 yıldan fazla oldu ve dediğim gibi tıkır tıkır işlemekte.Ben merak ettim ve sistemimin 6-7 ayları arasında dış filtremi açıp baktım tertemiz duruyordu Göz%20Kirpma

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Cihan BaturÇevrim Dışı

Kayıt: 12/02/2006
İl: Yurtdisi
Mesaj: 727
Cihan BaturÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 18 Temmuz 2009 23:49

Bana gore dip cekimini dogayla kiyaslamamiz imkansiz,birinci olarak dogada canlilarin bulundugu su kutlesi ve alani cok genis.

Akvaristler olarak bizim su kutlemiz bana gore herzaman kisitli cunku nekadar her akvaristci demesem de cogunluk olarak akvaryumlarimiz buyudukce balik sayimizda buyuklukleride artiyor,bu sebeplede coklukla beraber pislikte artiyor.Dip cekinlerinde nekadar dipleri iyice temizlemeye baksakta diplerde pislik muhakak kaliyordur.

Bende temizliklerimi haftada bir kere dip cekimi ayda 1 kerede tas dipleri cekerek yapiyorum.Bana gore malawi akvaryumlarinda yada baska turlerde akvaryum buyuklugu balik sayisi cok onemli dip cekimi yapmak
 
Akvaryumda fitrelemenin enbuyuk yardimcisi dip cekimidir.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

RüzgardegirmeniÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 12/04/2006
İl: Manisa
Mesaj: 5919
RüzgardegirmeniÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 19 Temmuz 2009 10:05
[QUOTE=tees_MURAT]

Su dengesinin oturması ve tortu oluşması için dip çekimi yapmayalım, iyi güzel.Yalnız 2 haftada bir iç filtredeki süngerlerimizi temizleme ihtiyacı duyarız.Sünger üzerindeki yararlı bakteriler ölmesin diye de akvaryum suyu ile bu temizliği yaparız.Madem sünger üzerindeki bakteriler yararlı onları niye temizleme ihtiyacı duyuyoruz?Sonuçta dip çekimi yapılmayınca suyun dibinde oluşan tortu ile sünger üzerindeki atıklar aynı görevi görmüyor mu?Su kimyası konusunda çok fazla bilgi sahibi olmadığım için aklıma böyle bir soru geldi.Konuya hakim kişiler cevaplarsa çok makbule geçerTebessüm.

[/QUOTE]
 
Filtreyi akıntısı azaldığı için temizliyoruz.Eğer temizlemezsek tanktaki sürkulasyon azalır.Bakteri açısından bakarsanız,evet orda da mükemmel şekilde kolonileşiyorlar.Aynı Hamburg filtre sisteminde olduğu gibi.
 
Yalnız şunda anlaşmak istiyorum artık.Dışkılar amonyak ya da azotlu bileşik kaynakları değiller.Aksine onları çevirmeye yarayan bakterilerin birnevi üreme sahası.Dışkılara amonyak gözüyle baktıkça bu konu sürekli farklı bir yerlerden tekrar aynı noktaya dönüyor.
unotim1232009-07-19 10:07:45

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

dr.aquaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/06/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 901
dr.aquaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 19 Temmuz 2009 13:13
[QUOTE=batur]

Bana gore dip cekimini dogayla kiyaslamamiz imkansiz,birinci olarak dogada canlilarin bulundugu su kutlesi ve alani cok genis.

Akvaristler olarak bizim su kutlemiz bana gore herzaman kisitli cunku nekadar her akvaristci demesem de cogunluk olarak akvaryumlarimiz buyudukce balik sayimizda buyuklukleride artiyor,bu sebeplede coklukla beraber pislikte artiyor.Dip cekinlerinde nekadar dipleri iyice temizlemeye baksakta diplerde pislik muhakak kaliyordur.

Bende temizliklerimi haftada bir kere dip cekimi ayda 1 kerede tas dipleri cekerek yapiyorum.Bana gore malawi akvaryumlarinda yada baska turlerde akvaryum buyuklugu balik sayisi cok onemli dip cekimi yapmak
 
Akvaryumda fitrelemenin enbuyuk yardimcisi dip cekimidir.
[/QUOTE]

Eğer olaya kıyaslama olarak bakarsak tabiki kıyaslanamaz. Doğanın eşsiz dengelerine karşılık, akvaryumlarımız küçük ve kapalı birer ekosistem olmalarından dolayı, balık pislikleri, bitki erinikleri, tüketilmemiş yemler v.b. gibi etkenlerden dolayı yaşanamaz bir çöplüğe dönüşebilmektedir. Eğer bu çöp ve pislik birikimini engelleyici bir tedbirimiz yok ise güzelim akvaryumlarımız canlılar için yaşanamaz birer ortam haline dönüşecektir.

Anlamamız gereken kavram kesinlikle doğayı örnek almalıyız çünki doğa kusursuzdur. Benim akvaristlik felsefem ''doğaya nekadar yakın olursak o kadar başarılı oluruz'' ısıtıcı ve filtre gibi yapay malzemeler tabiki kullanıyoruz bu iki gereç te doğa şartlarını taklit ediyor yanlış anlaşılmasın mantık doğanın takliti olmalı bu kavramı anlamalıyız, anlamak zorundayız.
En yaygın yapılan hata ve çiğnenen bir kuraldan bahsetmek istiyorum;
Doğada su hacmine göre balık dağılımı vardır, akvaryumu da doğanın bir minyatürü olarak düşünüp akvaryum hacmine göre balık sayısını uygun ayarlamak gerekmektedir. Eğer bu oran doğru ayarlanmazsa zaten hiçbir zaman kimse kaliteli su şartları sağlamayı başaramaz.  İstediğiniz kadar su değişimi yapsanız, istediğiniz kadar dip çekimi yapsanız, en iyi filteyi kullansanız bile kaliteli su şartları sağlanamaz. Belki su berrak görünür evet ama malesef içerik göründüğü gibi olmayacaktır su içinde toksit maddler çoğalmaya devam edecektir.   Bu döngüyü iyi anlamak , nasıl seyrettiğini bilmek, takip etmek ve özümsemek başarılı bir akvaryum sahibi olmanın en temel taşıdır.  Su döngüsü, akvaryum döngüsü, biyolojik döngü, nitrojen döngüsü ve adı her ne isterse olsun her yeni kurulmuş akvaryum filtresi veya kendi, içerisinde yeni faydalı bakteri kolonileri oluşumu süreci yaşanmaktadır. Bazı eski kurulmuş akvaryumlar bile kendi içerisinde bu oluşumu (bakteri ölümü , eksikliği , tekrar oluşumu) sürecini küçük çapta bile olsa yeniden yaşayabilmektedir. Bu genelde balık ve canlı ölümlerine sebebiyer veren büyük etkendir.
TEKRAR;
Bu döngüyü iyi anlamak , nasıl seyrettiğini bilmek, takip
etmek ve özümsemek başarılı bir akvaryum sahibi olmanın en temel taşıdır.
 
Yeni kurulmuş her akvaryum kısa bir süre için toksit bir lağımı andırmaktadır. Suyunuz temiz görünse bile yeni akvaryumunuz toksit maddelerle dolar. Bu toksit maddeleri zararsız hale dönüştürebilen bakteriler ne yazık ki henüz oluşmadığından dolayı akvaryumunuz tamamı ile canlılar için ölümcüldür. Bahsekonu toksit maddeleri yiyebilecek faydalı bakteriler ise ancak 2 hafta ile 6 hafta arasında çıkabilecek sorunları engelleyecek güce sahip olabilmektedirler. Bu toksit süreci hasarsız tamamlamak yine döngüyü anlamamıza bağlıdır. Esas sır akvaryumda oluşacak toplam toksit pislikleri tamamen zararsız hale getirecek bakterilerin tümünün oluşmasının sağlanması ve bunun anlanmasında yatmaktadır.

Bakteri oluşum ve döngü sürecini anlatan bir yazı yapıştırıyorum alt kısıma,

Aşama 1-Başlangıç ve Amonyak:

Döngü, akvaryuma ilk pisliğin konulması, tanıtılması ile başlar. Gerek pislik çıkaracak dayanıklı bir balık (tavsiye etmiyorum) , çürüyecek birkaç parça yem veya benzeri pislikler akvaryuma elle konulmalıdır.
Bu yemler veya pislikler kısa bir sürede iyon halinde veya iyonlaşmadan çürüyerek zehirli amonyağa dönüşeceklerdir. İyonlaşmış amonyak (NH4) genelde ph 7 altındaki sularda oluşur ve aşırı toksit de değildir. Ancak İyonlanmamış amonyak (NH3) ph 7 üzeri sularda oluşmakta ve oldukca zehirli ve toksit bir maddedir.
Genelde akvaryuma pisliklerin tanıtıldığı ilk hafta amonyak ölçülebilir oranlarda akvaryum suyunda görülebilmektedir. Amonyak 2 ppm (ppm=parts per million=milyonda oran) ve üzeri oranlarda suda bulunduğunda canlılarımız için oldukca zehirli ve öldürücü olmaktadır
.


Aşama 2- Bakteri Oluşumu ve Oksijenli Ortamda Yaşayan Bakteriler:

Bu aşamada Nitrosomonas dediğimiz bakteriler amonyaklı ortamda oluşmakta ve amonyağı oxside ederek (yiyerek, sindirerek) yok etmektedirler. Bu bakteriler oksijenli ortamlarda yaşadıklarından akıntılı ve bol oksijenli akvaryum suyumuzun her bölgesinde erkence oluşma fırsatı bulacaklardır. Ancak amonyağın Nitrosomanas bakterileri tarafından oksidasyonu sonrasında ürün olarak suyumuzda yine zehirli Nitrit çıkacaktır. Nitrit’in akvaryum suyumuzda 1 mg/L (bir lire suda 1 miligram nitrit) oranında bile olması canlılarımız için ölümcüldür. Genelde Nitrit kurulumun ilk haftasından sonraki günlerde görülmeye başlanacaktır.


Aşama 3- Bakteri Oluşumu -Nitrobakterler:

Döngünün 3. ve son aşamasında Nitrobakter dediğimiz bakteriler Nitriti tüketerek Nitrat’ a çevirmektedirler.Nitrat az ve orta oranlarda bulunduğunda canlılarımız için çok zehirli bir madde sayılmamaktadır. Genelde döngünün son ve en az zararlı olan maddesi nitrat düzenli su değişimleri , protein toplayıcı, oksijensiz ortamda yaşayan bakterilerin üretilmesi , yosun beslenmesi gibi yöntemlerle akvaryumun dışına alınarak döngü zararsız bir şekilde tamamlanabilir. (bazı oksijensiz ortamda yaşayan bakteriler nitrat maddesini de oxside ederek nitrojen gazına çevirebilmektedir, bu şekilde akıntısız ve az oksijenli ortamlarda üretilen bakteriler ile süzülen akvaryum suyu bol nitrojen gazı içereceğinden, ardından bol havalandırma ile nitrojen gazının akvaryumdan havaya çözülmesi sağlanarak döngü mükemmelliğe ulaştırılabilmektedir.




Her dip çekimi sonunda bu döngü başa sarılmaktadır, gözle görülen atıklar alınırken asıl toksit maddeler suda kalmaktadır. Pisliklerin dipte birikerek çöp halini almasının nedeni de bakteri kolonileşmesinin gerektiği gibi oluşmamasından kaynaklanmaktadır. Benim akvaryumda 2 yıldır dip temziliği yapmıyorum ve kum üzerinde tek bir bislik bile görülmüyor çünki her atık çok hızlı bir biçimde parçalanarak yok ediliyor. İki yıl hiçte kısa bir süre değil eğer bakteriler olmasamış olsaydı akvaryum ağzına kadar pislik dolmuş olacaktı.

dr.aqua2009-07-19 17:02:03

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

brk_tuncerÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 01/02/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 1968
brk_tuncerÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 19 Temmuz 2009 15:47
Ümit bey sizi gerçekten en içten dileklerimle kutluyorum bu konuda yazılabilecek en güzel yazılardan birisini yazmışsınız tebrikler çok faydalı oldu.Sonuna kadar her yazılana katılıyorum.
 
 Yalnız burada birşey yakaladım OKSİJENSİZ ALANDA YAŞAYAN BAKTERİLER.Evet bilindiği üzere suda 2 tür bakteri mevcuttur.Bunlar birisi aerobik bakteriler diğeri ise anaerobik bakterilerdir.Aerobik bakteriler oksijenli alanlarda yaşarlar anaerobik bakteriler ise oksijensiz alanda yaşarlar.Biz akvaristler çoğunluk olarak bu anaerobik bakterileri dikkate almadan sadece aerobik bakterilerle akvaryumlarımızda sistemlerimizi kurmaya çalışıyoruz.Ama bilinmelidirki nitriti nitrata en hızlı dönüştüren canlılar anaerobik bakterilerdir.Buyuzden anaerobik bakterilerin sistemdeki yeri çok öenmlidir.
 
 Şimdi size bir soru ? Akvaryumlarımızda anaerobik bakterilerin kolonileşebileceği bir ortamı nasıl oluşturabiliriz?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

RüzgardegirmeniÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 12/04/2006
İl: Manisa
Mesaj: 5919
RüzgardegirmeniÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 19 Temmuz 2009 17:01

Burak Bey,anaerobik bakterilerin görevini yanlış açıklamışsınız.Çünkü nitriti nitrata çevirenler aerobik olanlardır.Anaerobik bileşik dizisi NO3->NO2->N2O->NO->N2+O2 şeklinde işlemektedir.Burda her basamakta en az bir çeşit olmak üzere farklı farklı bakteri türleri görev yapmaktadır.Aerobik dizinin en son ürünü olan nitrattan da döngüye dahil olabileceği gibi ara ürün olan nitritten de anaerobik dönüşüm dizisine dahil olabilir.Yani uzun süren sistemlerde kuma dokunulmadığı takdirde nitrit direk olarak yakalanıp hemen N2O ya dönüştürülebilir.N2O ise etraftan hızla ısı alarak gaz formunda sudan ayrılır.Büyük orandaki N2O sistemden bağımsız olarak ayrılırken bir kısmı da döngüye devam eder ve NO ya dönüşür.Burdan sonra ise N2 ve O2 şeklinde akvaryumdan uzaklaşır.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

dr.aquaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/06/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 901
dr.aquaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 19 Temmuz 2009 17:57
[QUOTE=brk_tuncer]Ümit bey sizi gerçekten en içten dileklerimle kutluyorum bu konuda yazılabilecek en güzel yazılardan birisini yazmışsınız tebrikler çok faydalı oldu.Sonuna kadar her yazılana katılıyorum.
 
 Yalnız burada birşey yakaladım OKSİJENSİZ ALANDA YAŞAYAN BAKTERİLER.Evet bilindiği üzere suda 2 tür bakteri mevcuttur.Bunlar birisi aerobik bakteriler diğeri ise anaerobik bakterilerdir.Aerobik bakteriler oksijenli alanlarda yaşarlar anaerobik bakteriler ise oksijensiz alanda yaşarlar.Biz akvaristler çoğunluk olarak bu anaerobik bakterileri dikkate almadan sadece aerobik bakterilerle akvaryumlarımızda sistemlerimizi kurmaya çalışıyoruz.
 
 Şimdi size bir soru ? Akvaryumlarımızda anaerobik bakterilerin kolonileşebileceği bir ortamı nasıl oluşturabiliriz?
[/QUOTE]

Kesinlikle katılıyorum oksijensiz ortamda yaşayan bakteriler pek dikkate alınmamakta bu yüzden de sistem eksik kalmaktadır.

 Anaerobik ( oksijensiz ortamda yaşayan ) bakteriler için yanlızca oksijensiz ortam hazırlanarak kolonileşmeleri sağlanabilir.  Tamamen oksijensiz bir ortam sağlanabilmesi için (oksijen anaerobik bakteriler için zehirleyicidir)  tabandaki kum seviyesinin en az 10 cm kalınlıkta olması gerekmektedir. Alt tabakalara oksijen hiç ulaşmaz veya çok düşük miktarda ulaşır ( kullnılan kum cinsine bağlı ) böylece anaeraobik bakterilerin alt tabakalarda kolonileşmsi ve sistemdeki yerlerini almaları sağlanır.
dr.aqua2009-07-19 18:04:22

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

farabundoÇevrim Dışı

Kayıt: 12/08/2005
İl: Ankara
Mesaj: 360
farabundoÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 19 Temmuz 2009 21:07
Dip çekimi hakkında kendi doğrularım;tatlı su akvaryumumda  yıllardır "0" numara ince kum kulanıyorum,  bu yüzden kumu karıştırarak dip çekimi yapmıyorum ayrıca bu dip çekimi kumu sifonlıyarak yapılan bir şey ise kumu sifonalama olayını bırakalı yıllar oldu sadece su değişimlerinde üstte biriken pislikleri oda görebildiğim kadarı ile alıp yapıyorum kayaları asla kaldırıp altını sağını solunu temizlemiyorum nedeni ise kumu ne zaman havalandırsam veya kayaları yerinde oynatıp altını sağını solunu temizlesem  tanganyika gölü balıklarını  besliyorum hayvanlarda iç ve dış parazit oluşumu, strese bağlı ani ölümler gözlemledim  dip çekimi ayrıca canlı yüküne,su değerlerine beslediğimiz balığın cinsine bağlı olarak değişir. Benim dip çekimim görünen yerde gözüme hoş gelmeyen  artıkları almak gerisini ellememek kısaca tabanı fazla kurcalamamak üzerine kurulu...
farabundo2009-07-19 21:13:48

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

dr.aquaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/06/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 901
dr.aquaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 19 Temmuz 2009 21:22
Murat bey bahsettiğiniz ani ölümler stresten kaynaklanmamaktadır. Kumu karıştırmak su değerlerini alt üst etmek demek, kum içerisinde biriken zehirli gazların suya aniden karışmasını sağlamak bu sebepten dolayı balıkların zehirlenerek ölümünü sağlamak yani bir tür katliam yapmak demektir.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

farabundoÇevrim Dışı

Kayıt: 12/08/2005
İl: Ankara
Mesaj: 360
farabundoÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 19 Temmuz 2009 22:00
[QUOTE=dr.aqua]Murat bey bahsettiğiniz ani ölümler stresten kaynaklanmamaktadır. Kumu karıştırmak su değerlerini alt üst etmek demek, kum içerisinde biriken zehirli gazların suya aniden karışmasını sağlamak bu sebepten dolayı balıkların zehirlenerek ölümünü sağlamak yani bir tür katliam yapmak demektir. [/QUOTE]

Ümit bey zaten kumu karıştırmadığımı sifonlama yapmadığı belirttim ve yukarda yazdıklarınızı bende uzun süredir biliyorum ama bazı nadir türlerde kayaları bile yerinden oynatmanız balıkların strese bağlı ölümlerine neden olduğunu gördüm yaşadım bunun zehirlenmeye bir alakası yok eğer o tür için gerekli şartları sağlayamazsanız hayvan strese girip ölebilir.
farabundo2009-07-19 22:04:52

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ZiyaretçiÇevrim Dışı

Ziyaretçi
Kayıt: 01/01/2003
Mesaj: 0
ZiyaretçiÇevrim Dışı
Ziyaretçi
Gönderim Zamanı: 19 Temmuz 2009 23:19
Arkadaşlar bu gün ölçüm yaptım nitrat 50.. Malawi Akvaryumu sizce normalmi ?

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

dr.aquaÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 19/06/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 901
dr.aquaÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 20 Temmuz 2009 01:10
[QUOTE=farabundo] [QUOTE=dr.aqua]Murat bey bahsettiğiniz ani ölümler stresten kaynaklanmamaktadır. Kumu karıştırmak su değerlerini alt üst etmek demek, kum içerisinde biriken zehirli gazların suya aniden karışmasını sağlamak bu sebepten dolayı balıkların zehirlenerek ölümünü sağlamak yani bir tür katliam yapmak demektir. [/QUOTE]

Ümit bey zaten kumu karıştırmadığımı sifonlama yapmadığı belirttim ve yukarda yazdıklarınızı bende uzun süredir biliyorum ama bazı nadir türlerde kayaları bile yerinden oynatmanız balıkların strese bağlı ölümlerine neden olduğunu gördüm yaşadım bunun zehirlenmeye bir alakası yok eğer o tür için gerekli şartları sağlayamazsanız hayvan strese girip ölebilir.
[/QUOTE]

Strese girdikleri tabiki bir gerçek fakat hiç bir stres ani ölüme sebep olmaz. Ben anlatmak istediğinizi anladım, strese sebep olma konusunda haklısınız ama bende zehirlenme konusunda haklıyımTebessüm
dr.aqua2009-07-20 12:08:39

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir