Bir küvette geçen 30 koca yıl ! Duyarsız Olmayın !


Umut BaşarÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 23/12/2012
İl: Istanbul
Mesaj: 2863
Umut BaşarÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 08 Şubat 2014 13:10
“Sizi de bir küvette 30 yıl tutsalar, sinirlenmez misiniz veya akli dengeniz bozulmaz mı?”



2009 yılına kadar Taiji denilince çoğu kişinin aklına bir şey getirmeyen küçük bir Japon kasabası, Koy (The Cove) belgeselinden sonra çevrecilerin ve doğal yaşam aşıklarının, kelimenin tüm anlamı ile, kanlı bir kabusu oldu.



İlk başta, Taiji kıyısında gereksiz yere öldürülen yunuslar ve onları kurtarmaya çalışan bir grup hakkında gözüken belgesel, dünyanın neredeyse her yerindeki gösteri merkezleri adı altında tutsak tutulan yunuslara yapılan zulümleri göstererek başka bir gerçekliğe ışık tutuyor.

[VID]http://www.youtube.com/watch?v=4KRD8e20fBo[/VID]

Belgeselde ise bize Ric O’Barry eşlik ediyor. Bu ismin böyle bir belgeselde olmasının çok önemli bir sebebi var çünkü, bizde de oldukça tanınan “Flipper” televizyon şovu için beş yunusu yakalayan ve eğiten kişi Ric O’Barry. Flipper’ın, şu anda dünyanın neredeyse içinde Türkiye’nin de bulunduğu 60 ülkede ve 200’den fazla gösteri merkezine giden bir yolda ilk olduğuna inan O’Barry, hayvanlarda travma, stres, cinnet ve erken ölüm gibi problemler yaratan bu şovları durdurmaya, eğittiği yunuslardan Kathy kucağında öldükten sonra ant içmiş. Rick O’Barry Kathy’nin aynı sebeplerden intihar ettiğine inanıyor.



Doğal olarak hareket edemeyen, hiç bir şekilde doğada yemedikleri ölü balıklara eğitimleri için alıştırılan bu canlılar, kendilerine çok küçük gelen, sağlıksız alanlarda tutuluyor. Bir çok kere stres ve travmadan dolayı hayatını kaybeden yunusların aynı zamanda bazen intihar ettiği de bir çok yerde gözlemlenmiş. Aynı zamanda bu canlıların yakalanması ve taşınması sırasında da fiziksel ve psikolojik sorunlar çıkabiliyor. Yakalanan yunusların %30 ve %80 arasında bir oranı bu sürecin hunharca yöntemlerinden dolayı hayatını kaybediyor.



Sadece gösteri merkezleri için değil, etleri Japonya ve Peru’da çoğunlukla yendiğinden eti için de avlanan yunuslar, korkutularak bir koya sıkıştırılıp, “şova uygun” olanlar seçildikten sonra zıpkınlarla avlanıyor. Gösteri için yakalanan yunusların yarısının geldiği Japonya’da 20.000 yunusun bu yol ile öldüğü belirtiliyor. Taşınması sırasında ise vücutları uçuş sırasında taşındıkları “akvaryumların” dengesizliğinden, sıcaklık düşmesinden ve yer çekimi değişikliğinden etkilenip, iç organları zarar görüyor ve bu durum felce bile yol açabiliyor.



Gösteri merkezleri sadece yunusları tercih etmediğinden, yunuslarla aynı ailede olan ve bizim katil balina olarak bildiğimiz Orkalar da tehlike altında. Uçaklar, bot filoları ve hatta ses bombaları ile kovalanan orkalar aynı yunuslar gibi bir koya sıkıştırılıp aralarından gençleri seçiliyor ve ailelerinden ayırılıyorlar.2013 yılında yayınlanan efsane belgesellerden, daha ülkemize gelmeyen ve hatta gelip gelmeyeceği de belli olmayan “Blackfish” neredeyse 20 milyonu geçen izleyicisine orkaların hikayesini anlatıyor.

[VID]http://www.youtube.com/watch?v=w2vG_Ifu4zg[/VID]

Amerika’nın en büyük gösteri merkezi SeaWorld’de 2010 yılında olan bir “kazanın” izlerini takip eden belgesel, akvaryuma görmek için başka bir pencere açıyor. Orkaların doğadan nasıl koparıldığını gösteren sahneler ile başlayan belgesel, kazaya yol açan Tilikum adlı orkanın hikayesi ile devam ediyor. İki yaşında yakalanan orka, boyları 5 metreyi geçen iki diğer orka ile geceleri 6 metreye 10 metre çelik bir kutuda kalıp, eğitmenlerin istediğini yapmadığında yemekten mahrum bırakılıyor.



Doğada, anaerkil bir topluluk olan orkalar burada da bir erkek olan Tilikum’a baskınlığını gösterip, onu devamlı olarak yaralıyor. Zaten değişik belirtiler göstermeye başlayan canlı ise 1991 yılında bir eğitmenin boğulmasına sebebiyet veriyor. Bu olaydan sonra ait olduğu gösteri merkezi kapanıyor ve onu da SeaWorld’de satıyor.



Doğada neredeyse hergün 160 km yüzen Tilikum, SeaWorld’e geldikten sonra ise genetik kodu iyi olduğundan çiftleşme için spermi alınmaya başlanıyor. Sadece bu işi yapan ve çelik havuzunda bütün gün güneş yanığı ve sivrisineklere maruz kalan Tilikum, küçük şovlara çıkarıldığı zaman ise düzenli olarak dişilerin saldırısına uğruyor. En sonunda ise eğitmeni Dawn Brancheau’ya saldırıyor ve Brancheau orada yaşamını kaybediyor. Belgeselin en sonunda ise buna benzer kazaların onlarca defa meydana geldiğini ve herhangi bir önlem alınmadığını ve “kazalara” yol açan orkaların hâlâ tutsak tutulduğunu öğreniyoruz.



Blackfish aynı zamanda Brancheau gibi eğitmenlerin, aslında herhangi bir eğitim geçmişinin olmadığını, bu işi seven gençler olarak işe başvurup, iyi bir yüzücülerse genellikle işe alındığını gösteriyor. Hatta SeaWorld ile bağlantısı bulunan İspanya’daki bir gösteri parkında ses teknisyeni olarak çalışan bir görevilinin eğitmen olarak işe başlayıp, parktaki en yetenekli eğitmen olmasına rağmen gene bir orkanın saldırısına maruz kaldığını öğreniyoruz.

Tabii ki bu durum Türkiye’de de farklı değil, bazı deniz parklarında deniz biyoloğu ve hayvan davranışı ile ilgili eğitimi görmüş adaylar istese de, genelde üyelerin daha önceki tecrübelerine ve referanslarına bakarak yunus eğitmeni olacağına karar veriliyor. Eğer yetersiz görülüyorlarsa da 1 ay veya 1 haftalık kurslara yazılabiliyorlar



Eğitmenler genelde güneydeki tatil beldelerinde yoğunlaşan sayıları 10’dan fazla gösteri merkezinde iş buluyor. Bu tesislerin durumları ise şu an da herhangi bir ulusal standart düzeyimiz olmadığı için oldukça değişken bir durumda. 2010 rakamlarına göre bu merkezlerde 42 afalina yunus ve en az 5 beyaz yunus,14 kürklü fok, 6 deniz aslanı ve 3 mors tutulmakta. Gösteri merkezlerinde yunus ve deniz canlılarının gösterilerinin yanında, fotoğraf çektirme, yunusla birlikte yüzme ve yunusla terapi uygulamaları yapılmaktadır. Su Altı Araştırmaları Derneği’nin 2010 yılı raporuna göre yunusla terapi uygulaması ülkemizdeki 6 tesiste kesin olarak uygulanmakta iken, yakın gelecekte üç tesiste daha bu uygulamanın başlatılacağı açıklanmıştır.



Türkiye’de de ilgiçeken yunuslarla terapi uygulmasının her ne kadar basınımızda çokça yararlarından bahseden haberleri olsa da biliminsanları yunuslarla terapinin olumlu yanları hakkında bir uzlaşmaya varmış değil. Tohum Otizm vakfı uzmanlarından ve Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü kurucularından Prof. Dr. Gönül Kırcaali İftar yunuslarla etkileşimlerin herhangi bir terapötik yararı olmadığını, öte yandan bu etkinlklerin çocuklar açısından enfeksiyon ve kaza riski taşıdığını da belirtiyor.

Yunuslar ve orkalar da bizim gibi sosyal hayvalardır. Bir aile içinde doğum yaparlar, bir topluluk içerisinde yer alırlar ve yaşamlarını sürdürler. Doğa ile asal bağımızın bize yarattığı olumlu etkilerin üzerinden para kazanmaya çalışan sektörler, bizim yunuslar ve orkalar ile empati bağlarımızı istismar ediyorlar.

Doğa ve insanlığı savunmanın sadece bir cephesi yok, ormanlarımız ve hatta insanlarımız istismar edilirken niye bizleri güldüren yunuslara odaklanmlıyız diye düşünmeyin. Siz eğlenirken gülümsüyor gibi gözüken yunusların nasıl ortamlarda tutulduğunu ve eğitim için nasıl bir şartlandırmaya sokulduğunu hatırlayın, çünkü yunuslar gülümser gözükse de onların gerçek özgürlüklerini aradıklarını unutmayın.



Belki de yunuslar böylelikle bize insanlık hakkında daha çok şey öğretebilir; doğaya, yaban halinde, yeniden nasıl bağlanacağımızı, önemsiz ve maddi isteklerimizden bir süreliğine de olsa vazgeçip asal bağımızın tadına varmayı öğretebilir.

Peki neler yapılabilir:

- Bilet almayın!: Hayvanların araç olarak kullanıldığı hiçbir gösteriye gitmeyin! Deniz canlılarını üç tarafımızı çeviren denizlerimizde görmeyi tercih edin, çocuklarınıza canlıların doğal ortamlarında göbek atıp, resim yaptığı izlenimini vermeyin. Avrupa’da gösteri merkezleri hızla kapanmakta. Yakın zamanda orka ve yunus gösterilerinin Sochi kış olimpiyatlarında yapılmama kararı alındı. Alman TUI ( Uluslararası Turizm Birliği) gösteri merkezlerine tur düzenlememe kararı aldı, siz de onlara katılın.

- Daha fazla bilgi edinin: Koy ve Blackfish filmlerini izleyin, sivil toplum örgütlerinden bilgi alın. Koy DVD olarak mevcut. Blackfish'in ise bu pazar (9 Şubat) İngilizce olarak CNN’de gösterimi yapılacak. Umarız belgesel yakın zamanda da Türkiye’ye gelir.

- İmzanızı atın! : Yunuslara Özgürlük oluşumunun uluslararası imza kampanyaları ile birlikte yürüttüğü imza kampanyasını imzalamayı unutmayın.

- Konuşun, tartışın, bu bilgiyi olabildiğince yayın: Ailenize ve arkdaşlarınıza hayvanları esaret altında tutup onlar üzerinden para kazanan oluşumlara gitmemesini söyleyin, onlaraa bu dostunuzdan bahsedin.

[VID]http://www.youtube.com/watch?v=DSfFPOqIPK8[/VID]

Alıntıdır.
http://www.yesilist.com/cms.php?u=bir-kuvette-30-yil&id=1339



Kendi yorumum:

Özellikle şu görüntüleri izleyince tekrar sordum biz insanız değilmi? Hani şu merhametli, akıllı, yürek sahibi insanlarız.. Türümüz hiç bir halt etmemekte.. Hayvanlar kadar olamamaktayız çoğu zaman. Karnımız tok olsa dahi öldürmeye bayılırız... Yazık..

[VID]http://www.youtube.com/watch?v=TrJfsH7wsFc[/VID]

Umut Başar2014-02-08 13:29:43

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

HAKAN EFEÇevrim Dışı

Kayıt: 22/12/2005
İl: Ankara
Mesaj: 1011
HAKAN EFEÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 08 Şubat 2014 17:31
Koy belgeseli bir ara Ntv'de verildi orada izlemiştim. Daha önce merak ediyordum bu tarz yunusla gösteri yapılan yerleri ancak belgeseli izledikten sonra hayatta beni kimse götüremez sirke dahi gitmedim gitmemde. 

Birde Gıda A.Ş diye bir belgesel var konu ile alakalı değil ama onuda NTV vermişti. Koy ve Gıda A.Ş'yi izlemeyen herkes vakit ayırıp izlemeli.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

umutgunayÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 22/01/2012
İl: Istanbul
Mesaj: 5099
umutgunayÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 08 Şubat 2014 17:41
Ne akıl, ne teknoloji, ne çağdaşlık... Tek varlığımız vicdan duygusu, anlayabilmek... Vicdanımız kadar "insan"ız. İnsanlığı kaybettiğimiz vakit; o zaman bizden daha aşağılık başka bir varlık yok...

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

AverroesÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 07/06/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 3324
AverroesÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 09 Şubat 2014 14:04
İnsanlar  her şeyin sadece kendilerine fayda vermek için var olduğu fikrinden vazgeçmeli. Her şeyi nakit veya yiyecek olarak görüyorlar. 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

ReinhardÇevrim Dışı

Özel Üye
[B]12210,2[/B]
Kayıt: 23/05/2011
İl: Ankara
Mesaj: 546
ReinhardÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 14 Şubat 2014 01:19
Umut bey çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Bu tarz orkaların, yunusların kaçak avcılık ve yakalanma görüntülerini National kanalında verilmişti birara.  Bunları okuduktan sonra bizde aynısını yapıyoruz gibi içimde kötü bir his oluşmuyor değil. Ama madem bu hobiyi yapıyoruz elimizden geldiğince uygun ortam ve su şartlarını yaratmamız lazım.


Ayrıca son video'yu gene National kanalında program olarak vermişlerdi. Tam hatırlamıyorum fakat kuzey avrupa taraflarında biryerdi. Oradaki sahil kasabasının tek geçim kaynağı o balinalarmış. Yakalayıp etlerini ihracat yapıp yada kendi evlerinde tüketiyorlarmış. Hatta belgeseli izlediğimde yemek olanakları çok kısıtlı olduğu için büyük ve küçük baş hayvan yetiştirmesinde sorunlu bir bölgeymiş. Tamamen sebze özellikle patates ağırlıklı ve balina etiyle yaşamlarının çoğunu sürdürüyorlarmış. Tabi böyle bir vahşet, katliam yapmalarının hiçbir haklı tarafı yok. Adabıyla yakala ihracatınıda yap yemeğinide ye.!
Reinhard2014-02-14 03:35:18

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

saykodelikÇevrim Dışı

Kayıt: 10/01/2014
İl: Istanbul
Mesaj: 100
saykodelikÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 15 Şubat 2014 01:50
böyle bir konuda forum neden bu kadar duyarsız kalmış şaşırdım doğrusu!bu konuda bizim yapabileceğimiz en etkili şey hayvanların alet edildiği gösterilere gitmemek.özellikle şu yunusların kullanıldığı gösterilere karşı takip ettiğim birçok imza kampanyası düzenlendi ancak bir türlü önüne geçilemiyor bunların.imza kampanyalrı da etkili bir yöntem ama elimizden geldiğince çevremizdekileri bilinçlendirmek daha önemli diye düşünüyorum.umut abinin önerdiği belgeseller dışında hakan kardeşimin söylediği GIDA AŞ. belgeseli de çok çarpıcı bir belgesel.kesinlikle izlenmeli.insanın tüketim alışkanlığını gözden geçirmesini sağlıyor.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir