Sakin Nehir ( Son Fotolar Syf.:22 )

İlerde yak derlerse yakarım.

Bu arada reinickii mini bitkisini (4 dal) forumdan bir arkadaştan sipariş ettim. Pazartesi elimde olacak büyük ihtimalle. Bu bitkiye daha yüksek ışık gerekecekse yakarız floları. Tabi yine tavsiyeler gerekecek bu konuda da.

Olmazsa ilerleyen dönemlerde birkaç bitki daha ekleyebilirim. Ya da mevcut bitkilerin gelişmesini sabırla bekleyip, bunları üretip bitki popülasyonunu arttırabilirim.

Arman bey 4 dal reineckki için tüm floları yakmaya gerek yok kanısındayım, iyi ışık alan bir yerlere dikerseniz gerek kalmaz gibime geliyor. Gözlemlerime göre ışık, bitki dışında cansız yerlere (kum,cam,dekor vs..) vurduğunda bitki üzerinde oluşan yosunun 4-5 misli yosun oluşuyor. Bitki ışığı kullandığından diğer şartlarda uygunsa bitki yapraklarında yosun oluşmuyor. Sonuç olarak bitki yoğunluğu artıp ışığının düşeceği cansız alanlar mümkün mertebe kapanmadan tüm floları açmayın derim ben.

Fotoğraf makinem bende olmadığı için resim ekleyemiyorum. Belki sabah ışıklar yanınca cep telefonu ile deneme yaparım.

Bu arada paludaryuma bir grup kalem balığı (altın kalem balığı) ekleme fikrim var. Aranızda besleyeniniz oldu mu acaba? Geçen gün ilgimi çektiler, sonra tesadüfen bana pistiaları hediye eden Alper bey beni arayarak bir arkadaşta bu türün varlığından bahsetti ve hatta kendisi aldı bu balıklardan. Bir ihtimal ben de çarşamba 10'lu bir grup almayı düşünüyorum.

Japon şemsiyesinin floresanlara değecek kadar uzayan bir dalını oyun dışı bırakmak zorunda kaldım. Bakalım akıbeti ne olacak.

Su dışında da bence büyük bir sorun yok. Bitkiler kendini toplamaya başlamış zamanla yayılıp saksıyı tamamen kaplayacaklar. O zaman değmeyin keyfinize. :)

Kalem balıkları konusunda hiç bilgim yok. Eğer fiyatları çok uçuk değil ise alıp denemeniz bize de fikir verecektir.

Anatomileri de zaten neon tetralara akrabalarmış hissi veriyor :)

Ergün bey sucul alanda en azından kötüye bir gidiş yok diyelim. İşler fena gitmiyor ama sanırım Bilal beyin zamanında dediği gibi subulatalar 2 aylık bir adaptasyon süreci geçiriyorlar. 

Yine, yeni yapraklar çıkmaya başladı ama sürgün yok. Saksı bölümündeki hydrolar gayet iyi. Hatta yeni sürgünler saksının dışına doğru uzanmaya başladı. Tabanda ise 3 kökün en büyüğü bir sürgün verdi. Diğerleri beklemede.

Yalnız karasal alanda süs yoncaları çok cılız kaldı. Sebebini bilmiyorum.Öyle ki, üzerlerine fısfısla su sıksam, bunun bile etkisiyle toprağa yapışıp orada kuruyup ölüyorlar neredeyse. Bir süre daha bekleyip, gelişim göstermezlerse, mevcut bulunanları ellemeyip, toprağın açık kalan yerlerine yeni bir tür ekleyebilirim.

Bilal bey altın kalem balığını alıp denemeye karar verdim. Yarın bir aksilik çıkmazsa forumdan Ufuk bey ile buluşup balıkları alacağım.

Altın kalem balıklarını ekledim. Çok güzel balıklar olmakla birlikte, ağızları çok çok ufak. NLS thera a small fish formula bile ağızlarına 2 beden büyük geldi. Pul yemi ezip yedirebileceğimi düşünüyorum.

Yalnız, 2-3 tanesinin yüzgeçlerinde parazit gibi bir şey var. Umarım sıkıntı çıkaracak bir şey değildir.

Parazit dediğim olay, ilk fotoğrafta en alt solda kalan balığın kuyruk yüzgecinde biraz da olsa görünüyor.

Öncelikle fotoğraf makinem hala bende değil. Sadece kuru kuru mesaj yazacağım malesef.

Parazit durumu; balıkların birkaç tanesinde görünüyor. Ama aralarında bir tanesini gözüme kestirdim. Durumu o balığa göre gözlemliyorum. Çünkü sayıca en fazla parazit ondaydı. Kuyruk yüzgecinde 3 adet parazit noktası vardı. İyi gelişme: parazitlerden biri yok oldu. Parazitin düştüğü noktada oluşan hafif doku zedelenmesi de bugün itibarıyla iyileşmiş görünüyor. Geri kalan 2 parazit hala duruyor. Ama ben bunların da zamanla düşüp yok olacağını düşünüyorum. Diğer balıklardakilerin de öyle. Çünkü balıklar çok sağlıklı bir tablo çiziyor. Yüzüşleri, yem aramaları, doğal hareketleri vs. yerinde.

Kalem balıklarının 2 kez sinek larvası yediklerine şahit oldum. Muhteşem bir doğa olayı. Yani benim vermediğim bir canlı yemin suda doğal olarak oluşması ve bunun da balıklara yem olması enteresan bir döngü. Hatta larvalardan birini yiyen balık, kuyruğundaki parazitleri takip ettiğim balıktı. Bahar ve yaz aylarında durum ne olacak çok merak ediyorum. Penceremdeki sinekliği de çıkartıp, hayvanların içeri girişine müsade edersem, ortalık bir şölen havasına bürünebilir.

Subulatalar gelişim göstermemeye inat ediyorlar hala.

Hydrolar özellikle sucul alan saksısındakiler oldukça iyi gelişti. Üstten bakınca oradaki kum gözükmüyor neredeyse. Hatta artık o alanın dışına taşmış yeni sürgünleri su değişim zamanı budayıp, tabana dikmeyi düşünüyorum.

Tabandakilerde ise gelişim olmaya başladı. En büyük kök, yeni kollar atarak sürgün vermeye başladı. Diğerlerinde de yeni yapraklar var.

Reineckkiler adapte olmuş gibi görünüyor. Yaprakların duruşu düzeldi, ışığa doğru dönük bir hal aldılar.

Japon şemsiyesinin uzayarak lambalara değen ve kapağın dışına çıkarttığım dalı hala uzuyor, şu anda kapak seviyesini geçti boyu. Alttan yeni dallar çıkmaya devam ediyor. Acaba sudaki besinin tamamını bu bitkiye mi harcıyoruz?

Pistialar ilk zamanlardaki gelişim potansiyelini kaybettiler gibi. Sebebini besin eksikliği veya ışık yetersizliğinden ziyade, yüzeydeki tabakaya bağlıyorum. Sanki o tabaka pistiaları boğuyor. Şöyle ki, bildiğiniz üzere o tabaka, suda yayılım gösterme gayretinde. Mesela diyelim ki, bir şekilde o tabakanın 1 karışlık bir bölümünü bir şekilde yok ettiniz, hemen yayılarak o boşluğu kapatma eğilimi var değil mi? İşte bu kabiliyetinden dolayı, bir şekilde pistiaları birbirlerine iterek, üst üste gelmelerini sağlıyor sanki. Bunun sonucu olarak da altta kalan yapraklar suyun içine batıyor ve bitki ölüyor. Zamanla durumu daha net göreceğiz ama şu anda benim tahminim bu şekilde.

En yakın zamanda yeni fotoğraf eklemeye çalışacağım.

____________________________________________________________________________

Gelelim diğer hususlara:

Yemlemeyi halen 2 günde 1 kez olacak şekilde yapıyorum. Bu şekilde mi devam edeyim, yoksa günde 1 kez olacak şekilde mi vereyim? Bu konuda bilginizi rica ediyorum. Bitkili akvaryumalrda çok cahilim.

Mayalı CO2 sistemim durma noktasına geldi. Malesef buna hazırlıksız yakalandım. Bu sabah itibarıyla suya co2 veremiyorum. Bir ümit, suya biraz şeker, biraz maya ekledim ama çıkış alamıyorum. Bu konuda Bilal beyin tavsiyesi çok yerinde olacak. Hemen bir T aparatı ile 2. bir şişe kurup, periyodik olarak bir tanesini yenileyerek, sistemde devamlılık sağlamaya çalışacağım. Sanırım bu değişimler için 2 haftalık döngüler iyi olacak. Şu anda co2 veremediğim için tedirginim ama 1 gün co2 almadılar diye bitkilere bir şey olmaz sanırım?

Tüplü sistemleri araştırdım ama pahalı geliyor bana. O sistemi ph kontrolü yapan bir cihazla kullanmak lazım. Asıl maddi yükü de o getiriyor sanırım.

Gelelim karasal alan bitkilerine. Dediğim gibi süs yoncaları istediğim gelişimi gösteremediler. Artık yavaş yavaş ümidimi de kesiyorum.

Bu alana fittonia güzel bir seçenek gibi görünüyor gerçekten. Bu bitki çiçek açıyor mu acaba? Çiçek açabilen bir bitkinin zevkini de yaşamak istiyorum açıkçası.

Fittonia elde var 1.

Bir de geçen gün koçtaş'ta bir bitki gördüm. İlginç ve güzel bir bitkiydi. Bunu da deneyebilirim.

Yine kendimi tutamadım çok uzun oldu, umarım okurken sıkılmazsınız.