Neden Üretim Yapamıyoruz?


BOXÖRÇevrim Dışı

Kayıt: 26/05/2008
İl: Kayseri
Mesaj: 34
BOXÖRÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 16 Mart 2009 11:34
  Bunun sebebi bazı arkadaşların bilinçsizce balık almaları, üretmeye çalışmaları ve bunun sonrasında balıklarımızı erken yavrulatmak ve bir daha yavru alamamamızdır. Teşekkürler.onuruygun2009-03-18 02:42:25

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

RapBeyÇevrim Dışı

Kayıt: 19/11/2007
İl: Mardin
Mesaj: 101
RapBeyÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 28 Mart 2009 11:45
Çin malı hormonlu yem kullanımı balıkların kısırlaşmasına neden olmaktadır.. Bu tip kalitesiz yemlerden uzak duralım.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

selmanfarisÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 30/05/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 313
selmanfarisÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 09 Ağustos 2010 23:40

Akvaryum macerasına atılalı daha 3 ay oldu. Lakin üretim konusunda sıkı araştırmalar yapıyorum. Sürekli karşıma Elektrik ve su masrafları çıkıyor.

Şu an bunları minimum seviyeye çekmenin yollarını arıyorum. O derece aklıma taktım ki, gelecek aylarda ülkemizdeki bir kaç akarsu bölgesine gidip su testleri yapmaya niyetim var. Bana mantklı gelen üretim yapılacak tesisin doğal ortama en yakın mesafede ve hatta içerisinde olmasıdır.
 
Aklıma şimdilik gelenler;
 
Su sarfiyatını düşürmek; Evimde yaptığım 5 fideli aquaponic sistemin belkide 100lerce filtreli halini yaparak doğal filitrasyonu sağlamak.
 
Elektrik (ısıtıcı) sarfiyatını düşürmek; Üretimhanenin fiziksel büyüklüğünü minumum seviyede tutarak, mekanın bütün duvarlarını içli dışlı olarak maksimum seviyede ısı yalıtımı ile izole etmek.
 
Elektrik (ışık) arfiyatını düşürmek; Aquaponic sistem için kullanılacak ışıklandırma sistemini, ayna ile yansıtma yöntemi kullanarak çoğaltmak. (Bir ışık kaynağını binlerce ayna kullanarak çoğaltabilirsiniz. Bu ışığın şiddetini arttırmaz ama daha fazla noktaya ışık göndermenizi sağlar.)
 
Evet Allah nasip eder de, Aklımdaki tetra üretim hanesini kurarsam, bunlarla tasarruf sağlayacağım.
 
Peki Neden Üretimhane;
4 MEVSİM 7 İKLİMİN YAŞANDIĞI BU GÜZEL MEMLEKETİMDE, HER YIL 1 MİLYAR DOLARIN SÜS BALIĞI İTHALATINA KURBAN GİTMESİ BENİM ZORUMA GİDİYOR.
selmanfaris2010-08-09 23:42:35

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Cihat ArslanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 15/04/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 1675
Cihat ArslanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 10 Ağustos 2010 00:42
[QUOTE=selmanfaris]

Akvaryum macerasına atılalı daha 3 ay oldu. Lakin üretim konusunda sıkı araştırmalar yapıyorum. Sürekli karşıma Elektrik ve su masrafları çıkıyor.

Şu an bunları minimum seviyeye çekmenin yollarını arıyorum. O derece aklıma taktım ki, gelecek aylarda ülkemizdeki bir kaç akarsu bölgesine gidip su testleri yapmaya niyetim var. Bana mantklı gelen üretim yapılacak tesisin doğal ortama en yakın mesafede ve hatta içerisinde olmasıdır.
 
Aklıma şimdilik gelenler;
 
Su sarfiyatını düşürmek; Evimde yaptığım 5 fideli aquaponic sistemin belkide 100lerce filtreli halini yaparak doğal filitrasyonu sağlamak.
 
Elektrik (ısıtıcı) sarfiyatını düşürmek; Üretimhanenin fiziksel büyüklüğünü minumum seviyede tutarak, mekanın bütün duvarlarını içli dışlı olarak maksimum seviyede ısı yalıtımı ile izole etmek.
 
Elektrik (ışık) arfiyatını düşürmek; Aquaponic sistem için kullanılacak ışıklandırma sistemini, ayna ile yansıtma yöntemi kullanarak çoğaltmak. (Bir ışık kaynağını binlerce ayna kullanarak çoğaltabilirsiniz. Bu ışığın şiddetini arttırmaz ama daha fazla noktaya ışık göndermenizi sağlar.)
 
Evet Allah nasip eder de, Aklımdaki tetra üretim hanesini kurarsam, bunlarla tasarruf sağlayacağım.
 
Peki Neden Üretimhane;
4 MEVSİM 7 İKLİMİN YAŞANDIĞI BU GÜZEL MEMLEKETİMDE, HER YIL 1 MİLYAR DOLARIN SÜS BALIĞI İTHALATINA KURBAN GİTMESİ BENİM ZORUMA GİDİYOR.
[/QUOTE]
 
Süs balığı ithalatına yıllık 1 milyar dolar vermiyoruz. Kaçağıyla resmisiyle toplasanız 10-15 milyon dolar ancak vardır. ( Sadece canlı balık için konuşuyorum )

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

selmanfarisÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 30/05/2010
İl: Istanbul
Mesaj: 313
selmanfarisÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 10 Ağustos 2010 20:07
[QUOTE=Cihat Arslan]Süs balığı ithalatına yıllık 1 milyar dolar vermiyoruz. Kaçağıyla resmisiyle toplasanız 10-15 milyon dolar ancak vardır. ( Sadece canlı balık için konuşuyorum )[/QUOTE]
 
 
ilgili linkte bu konuda bilgi var. Haberde 1 milyar dolar olarak geçiyor.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

polarÇevrim Dışı

Kayıt: 19/04/2010
İl: Ankara
Mesaj: 114
polarÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 11 Ağustos 2010 15:06
1milyar dolar yada 10milyon dolar sonucta ben cebimden cıkan paraya bakarım.İthalatın yogun olarak başladığı zamanlarda üretimhanem vardı veyeni kurmuştum benden daha öncede üretimhaneleri olanlar vardı. Nezamanki ithalat bollaştı yerli üreticiler zor duruma düştü bazılarıda kepenk kapattı.Bana göre devlet burada bir politika uygulamalı ve her gelene geç dememeliğdi. Zaten elektirik su vergi bunları hiçbir zaman ucuz tüketemedik.İthal edilen balıkların bazıları bildiğim kadarıyla ilaçlı geliyor.Bu balıklarda kısa süre sonra ölüyorlar.Sizin maal etiyiniz fiyattan daha ucuza ithal ediliyor.Burada kar etmeyi düşünen satıcı ithal balık alıyor.İthal edilen balıklara bir bakın örneğin lepistes örneğin japon çoğunluğu yoz laşmış ne olduğu belli değil.İthal edilen balıklar denetimsiz geldiği sürece yerli üreticinin işi zor.Ben discus besliyorum amatör olarak üretmeye çalışıyorum ilginçtir benim40tl istedigim balık toptancıda120tl ben satmakta zorlanırken toptancı rahatlıkla satıyor.Kısacası üretimhane açmayı istiyordum ama işi biraz inceleyinceüretimhane açmak iyide kime satacaksınız.
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Cihat ArslanÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 15/04/2007
İl: Istanbul
Mesaj: 1675
Cihat ArslanÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 11 Ağustos 2010 17:55
 
Haberde belgesiz konuşulmuş,1 milyar dolarlık süs balığı ithal edilmiyor. 10 milyon da olsa paranın dışarı çıkmamasına katılıyorum. Türkiye de 1 milyar dolarlık bir pazar olsa bence üretilmeyen balıklar dışında balık gelmez. İthalatçılar burda üretilen balıkları zaten getirmiyor yerli üreticiden topluyorlar. Üretilmeyen grupları getiriyorlar. Bu üretim işini kaç kişi meslek olarak yapıyor,kayıtlı olarak yapıyor. Kayıtlı olarak yapılsa devletin gözünde bu sektörün bir değeri olur. Kayıtlı,belgeleri tam olan üretimhaneler devletten destek görür. Şu anda peşin peşin vergisini ödeyenler sadece ithalatçılar. Devlet aldığı paraya bakar. Kaç üretici toplanıp devlete başvurdu 'bu balıkları biz üretiyoruz,bunların girişini kısıtlayın'diye. Bu işi gerçekçi temellere dayandırıp konuşalım,tarım il müdürlüğüne üretici  olarak kayıtlı İstanbul'da bir tane üretimhane var,bunların sayısı artarsa devlet destek verir.Elektriğinizi suyunuzu indirimli kullanırsınız Bu işi yapacak arkadaşlar hesaplarını,araştırmalarını iyi yapsınlar.


[QUOTE=polar]1milyar dolar yada 10milyon dolar sonucta ben cebimden cıkan paraya bakarım.İthalatın yogun olarak başladığı zamanlarda üretimhanem vardı veyeni kurmuştum benden daha öncede üretimhaneleri olanlar vardı. Nezamanki ithalat bollaştı yerli üreticiler zor duruma düştü bazılarıda kepenk kapattı.Bana göre devlet burada bir politika uygulamalı ve her gelene geç dememeliğdi. Zaten elektirik su vergi bunları hiçbir zaman ucuz tüketemedik.İthal edilen balıkların bazıları bildiğim kadarıyla ilaçlı geliyor.Bu balıklarda kısa süre sonra ölüyorlar.Sizin maal etiyiniz fiyattan daha ucuza ithal ediliyor.Burada kar etmeyi düşünen satıcı ithal balık alıyor.İthal edilen balıklara bir bakın örneğin lepistes örneğin japon çoğunluğu yoz laşmış ne olduğu belli değil.İthal edilen balıklar denetimsiz geldiği sürece yerli üreticinin işi zor.Ben discus besliyorum amatör olarak üretmeye çalışıyorum ilginçtir benim40tl istedigim balık toptancıda120tl ben satmakta zorlanırken toptancı rahatlıkla satıyor.Kısacası üretimhane açmayı istiyordum ama işi biraz inceleyinceüretimhane açmak iyide kime satacaksınız.
  [/QUOTE]
 
Göksel Bey fiyatlara bakıyorum ithalatçı bana % 50 bile iskonto yapsa kurtarmayan fiyatlar var,fiyatlar çok yüksek. Yerli üreticinin en büyük sıkıntısı çeşit yapamamak,adet çıkaramamak. Adet çıkaranlar da öyle bir üretim yapıyor ki Türkiye stoğununun çok üstünde adet çıkarıyorlar. Bu sefer de balığın fiyatı çok aşağı iniyor,1 seneye kalmadan balığın piyasası ölüyor. Üretimi akıllı yapmak lazım,herkes aynı şeyi üretirse rekabet olur,balığın piyasası çok çabuk düşer. Bir süre sonra satışlar durma noktasına gelir.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

rengarenkÇevrim Dışı

Kayıt: 28/10/2009
İl: Istanbul
Mesaj: 441
rengarenkÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 27 Ağustos 2010 18:14
Öncelikle herkese merhabalar diyorum.Konuya açan ağabeyime de teşekkür ediyorum.Çok önemli bir konuya değinmiş.Ben de biraz fikirlerimi paylaşayım bu konuda.Öncelikle dikkatimi şey,genelde elektrik,su vb. masraflardan ve devletin destek vermemesinden yakınılması. Biliyoruz ki;tarih bin bir zorlukla çok güç işler başaran kişilerle doludur.Bunun örneklerini vermeye kalksam;saymakla bitmez. Her işte olduğu gibi bu işte de risk vardır.Ancak sanki balık üretimi işine giren kesin zarar eder gibi bir anlayış hakim genelde.Öncelikle bunun yıkılması lazım.Gerekli vakti ayırarak ve sabır kapasitemizi sonuna kadar sarf ederek bu işi başarabileceğimizi düşünüyorum.

Bu konuda fikirlerimi söyledikten sonra,iyi bir haberden bahsedeyim.Antalya'da üretim yapan bir çiftlik var.Bu çiftliğin internet adresine girdim geçenlerde.Ve çok sevindirici bir şey ile karşılaştım.Sitede ''Yerli üreticiler aranıyor.'' diye bir başlık vardı.Tamamını okudum ve her cins yerli üretim balığın peşin olarak satın alındığını öğrendim.Sitenin adresini google'den aratarak bulabilirsiniz.
Üretimi düşünen arkadaşların siteye bir göz atmasını tavsiye ederim.

Son olarak güzel bir söz ile veda ediyorum:

''Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır.''   (Konfüçyüs)

Esenlikler ...
enginkoc342011-11-15 10:28:08

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

plankt0nÇevrim Dışı

Kayıt: 21/06/2010
İl: Izmir
Mesaj: 5
plankt0nÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 31 Ocak 2011 21:35
[QUOTE=MTARIK]Yerli üretim elbetteki takdir edilmesi ve desteklenmesi gereken bir konu.
 
Ancak bu konuyu tartışırken şunu da unutmayalım, ithal edilen balık ve ekipmanlardan devletimiz vergisini peşin olarak alır.
 
Eğer yerli üretim, kayıtdışı olarak yapılıyorsa, vergilendirilmiyorsa, bu devletimiz için vergi kaybı anlamına gelir.
 
Toplanan vergilerin, çocuklarımıza okul, teröristlerle savaşan askerimze cephane, vs.vs.  olduğunu unutmamak lazım.
 
Yerli üretime evet. Kaçak,Vergilendirilmemiş, merdiven altı üretime hayır.
 
[/QUOTE]
Hocam size katılmıyorum....Düşünebiliyormusunuz her yıl ithal edilen süs balığı 2 milyon$ değerinde ve kayıp...dışarı gidiyor...Ben vergilendirilmemiş üreticinin yılda 2 milyon$ değerinde balık üreteceğine inanmıyorum...Zaten üretim işine girmiş bu işi büyütme peşinde olan herkeste vergisini verecektir...On akvaryumda üretim yapan adam zaten masrafını zor çıkartıyor ki coğu zman hep zarar ediyor...ki vergi versin.....
 
Ama herşeye rağman "vergilendirilmiş kazanç kutsaldır" görüşündeyim.Ben de yakın zamanda sadece discusun bir türü üzerine üretime başlayacağım.İnş hayal kırıklıgına uğramam.Saygılar...


Tüm yazıları dikkatli bir şekilde neredeyse ağlamakllı olarak okudum.Ege Üniversitesi Su ürünleri Fakültesi 2.sınıf öğrencisiyim.
Yakın zamanda sadece DİSCUS üretim hanesi kuracağım.Bu iş ne kadar riskli de olsa 5000 lira gibi bir bütçe ayırdım.Başlangıç için 2 yada 3 çift alsam uygun olur diye düşünüyorum.
 
Bence,Neden üretemiyoruz(yani seri üretim)? sorusunun cevabı birkaç şık altında toplayabiliriz!
 
1)Su ürünleri Fakültelerine gelen öğrencilerin %98'inin bu işe isteyerek gelmemesi,ilgilenmemesi,ne yazık ki çalışmamasıdır?(Gelenlerden çoğu balık yemiyor,sevmiyor,hatta tiskiniyor:D)
 
2)İthal malı her zaman kaliteli olarak görmemizdendir.Kendimize güvenmiyoruz(genel olarak)
O 1950'li dönemlerde benliğimize aşılanmış aşağılık komplexini genel olarak yenemememizden kaynaklanıyor.Ben şunu yapacağım dediğiniz zaman aldığınız cevaplar şu şekilde oluyor ne yazık ki!
"Bu ülkeyi sen mi kurtaracaksın" "Bırak balık malık zaten gittin o fakülteye balıkçı oldun çıktın başımıza" "sana mı kalmış üretim kalk ekmek al" gibi gibi:D
3)Bence tamamı olmasada öğretim üyelerinin kalitesizliğinden oluyor(torpil konuşyor)
İsim vermeyeyim akvaryum hastası diye geçinen bir hocamızın kitabını aldım..Hocam bunda neden discus yok deniz balıklarından şu yok bu yok diye odasına gittim...aldığım cevap karşısında Fakülteyi Bırakmayı bile düşündüm
Hocamın bana verdiği cevap"yalancı onlar ülkemizde discus üretimi hiç yok,hepsi dışarıdan geliyor ölünce yenisini getirtiyorlar dedi"
 
Sorunun çözümüne gelince bilimsel olarak canlı yem(büyük havuzlara spirulina ektim 14 tonluk tanklara rotifer ektim,artemi ektim,zenginleştirdim,levrek çipura larvası besledim yapabilrim.İzmirliyim.Bu iş için birlikte hareket etmek zorundayız.Örneğin bu işi büyütmek geliştirmek isteyenlerle birlişp bir yer kiralarız örneğin 30 kişi olsak ve 400 liraya bir yer kiralasak derme çatma ayda her kişiye 13 lira gibi bişi düşer hem hobimizi büyük alanda yaparız geliştirirz hem toplanıp sohbet etme imkanımız olur paylaşım olur yani yararı çok büyük olacağı inancındayım.
 
AMA TEK YOL BİRLEŞİP HAREKET ETMEK...
 
Şunuda söylemeden geçmek istemiyorum..
TEMEL ÖLÜNCE CEHENNEME GİTMİŞ,HER KAZANIN BAŞINDA BİR ZEBANİ VARMIŞ DIŞARI ÇIKMAK İSTEYENLERİ GERİ KAZANA ATIYORMUŞ.Temel sormuş; Neden bu kazanın başında zebani yok diye..
Aldığı cevap şu olmuş;"O kazanda TÜRKLER var.Nasılsa biri çıkmaya çalışırken öteki ayağından yakalayıp içeri çekiyor"
 
PAYLAŞIMCI BİR MİLLET DEĞİLİZ VE HEP BENDE OLSUN BAŞKASINDA OLMASIN GÖRÜŞÜ HAKİM.
Allah sonumuzu HAYIR etsin.Amiinnn...
 
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

MTARIKÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 15/05/2006
İl: Bursa
Mesaj: 588
MTARIKÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 01 Şubat 2011 23:39

Okan bey merhaba, fikrime katılmayabilirsiniz tabiki. O zaman biraz farklı şekilde dile getirmeye çalışayım;

Üreten insan, hangi alanda olursa olsun başımın tacıdır. Umarım bir gün hobimizde de yerli üreticiler artar ve bizlerde bu paraları farklı ülkelere göndermemiş oluruz. Umarım bu işletmeler, yasal ve resmi bir şekilde çalışan, büyük kuruluşlar olur ve vergilerini de öderler.
 
Umarım siz de bu anlamda çok başarılı olursunuz.
 
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

orkinos38Çevrim Dışı

Kayıt: 16/02/2011
İl: Izmir
Mesaj: 53
orkinos38Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 26 Şubat 2011 04:10
Arkadaşlar neredeyse bütün yazılanları okudum ve hak verdim. herkes tek bir düşünce altında toplanmış görünüyor farklı hitap tarzlarıyla olsa da. Yani hepimizin derdi ülkemizde akvaryum hobisinin yeterince gelişmemiş olması ve bunun en önemli sebebi olan yurt içi üretimin olmaması yönünde. Bende birkaç sene önce lepistes üretip sattım ve gerçekten çok ciddi bir yan gelir elde ettim ki o yıllarda lisedeydim. Yani bu işle babama katkıda bulundum. Şimdi ailemden uzak olduğum için yapamıyorum. İzmirde öğrenciyim. Geçenlerde bir hikaye okudum belki onunda etkisinde kaldım ama aklıma şöyle bir şey geldi. Zaman zaman sizlerinde değindiği gibi tek bir çatı altında toplanmak. Görüyorum ki herkes bu konuda hemfikir fakat kimse başla düğmesine basmıyor. Gelin bir oluşum içerisine girelim ve bu hobiyi ülkemizde hakettiği yere getirmek için ilk adımı atalım. Ne dersiniz. Eğer herkes böyle düşünüyorsa başlığı bilgilerinizden eksik etmeyin. Zamanla taşlar oturacaktır. Şimdilik kaç kişiyiz onu bi görelim. Bakalım bu başlık altında kaç kişi toplanacağız.  Yorumlarınızı bekliyorum...Unutmadan şunu da ekleyeyim. Başlığı belki görmeyenler olacaktır. Bu işe gönül vereceğine inandığımız hobicileride haberdar edersek daha geniş bir kitleye hitap ederiz diye düşünüyorum orkinos382011-02-26 06:02:47

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

free willyÇevrim Dışı

Özel Üye
Kayıt: 22/02/2006
İl: Ankara
Mesaj: 348
free willyÇevrim Dışı
Özel Üye
Gönderim Zamanı: 26 Şubat 2011 04:41
Herkes o kadar güzel ve mantıklı şeyler söylemişki gerçekten çok verimli bi sohbet oluyor.Ama herkesin şartları çok değişken belki hepimizin istediği ve yapamadığı birşey üretimhanecilik.İster ticari ister hobi amaçlı kazanç.Benim elimde mekanım var.Kira bedelim yok su param yok elektrik param yok hiç bir giderim yok yani istediğim an 40 akvaryum bile kurabilirim ama sermayem yok :) 6 tane akvaryum kurabildim ondada Nerdeyse her balığı beslemiş biriyken sarı prenses ile başladım sermaye elde edebilmek için.Ama döngü o kadar yavaş ilerliyorki anlatamam.Benim ozel tür balık alıp üretebilmem için daha çok çalışmam lazım.Ama şöyle birşeyde var 7 anaçla başladım şuanda 20 tane anaç balığım ve 150 tane yavrum var.Çok ağır ağır ilerliyor belki ama cebimden hiç extra vermiyorum kendi kendine dönüyor sistem.Bakalım 1 yıl sonra nereye gelicek orasını bilemiyorum.Keşke benim elimde olan fırsatlar bu işe yatırım yapabilicek kişilerin elinde olsa.Ben 10 yıla yakındır bu hobiye ciddi gönül bağladım sırf seviyorum diye zamanında okulumu bırakıp akvaryumcu açtım ankaranın göbeğinde ama dükkan olunca işler çok değişti.Giderler vs inanılmaz noktalara geldi ve ben şimdi iç mimarlık son sınıfım :) iyikide bırakmışım akvaryumculuğu(esnaf olarak).Tecrübelerimi paylaştım sizle.Bu işleri büyük ve ciddi yapmak için inanılmaz maliyetleri göze almak gerekiyor.Biz burda ne kadar konuşsakta bu riski göze alıcak ticari düşünceli kişi sayısı 3-5 i geçmicektir.Saygılar.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Ozgur-ReyhanÇevrim Dışı

Kayıt: 12/07/2011
İl: Aksaray
Mesaj: 252
Ozgur-ReyhanÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 13 Kasım 2011 14:37

“Neden üretim yapamıyoruz” başlığı üretimciliğin zorluklarını ortaya koymak açısından oldukça faydalı bir başlık olmuş. Ancak bu başlığın kendisi de bence üreticiliğin önündeki engellerden biri. Bunun yerine “Nasıl ticari amaçlı üretim yapılabilir?” sorusuna yanıt aramamız daha yararlı olacaktır. Öncelikle “ticarette alırken kazanılır” ilkesinden hareketle maliyetleri düşürmeye odaklanmalıyız. Bu konuda temel giderler ısıtma (veya soğutma), filtreleme, aydınlatma, havalandırma, yemleme ve su masrafları olacaktır.

Eğer büyük çaplı bir üretimhane düşünülüyorsa mutlaka su kaynağına yakın olmalı, hatta su değerleri ve mümkünse suyun ısısı üretilecek canlıların gereksinimlerine uygun olmalıdır ki uygun hale getirme maliyeti aşılabilsin. Düzenli su akışı ile de filtreleme ve havalandırma işlemleri masrafsız gerçekleştirilebilsin. Aydınlatma olarak da elbette ki doğal güneş ışığı kullanılmalı. Yemleme masraflarını azaltmak için de kuruluşun bünyesinde artemia, tubifeks, su piresi, hatta mümkünse spirulina üretimi de olmalı. Hatta canlıların ihtiyaçlarına göre diğer bazı sebze türleri (havuç, ıspanak, salatalık, kırmızı biber, vs.) de organik olarak üretilmeli. Bunların üretimlerinde de havuzlardan çıkan atık su kullanıldığında gübreleme maliyeti azalacaktır. Hatta bu konuda akuafonik sistem kullanılabilir ve filtrelemeye de katkı sağlanabilir. Doğal su kaynağının olmadığı, yani suyun motorla dipten çekildiği, suyun ısısının veya değerlerinin uygun olmadığı ve uygun duruma getirilmesinin gerektiği, yani su kullanımının maliyetinin yüksek olduğu durumlarda da ya akuafonik sistemin veya canlıyla beraber akvaryum bitkilerinin yetiştirilmesinin şart olduğunu düşünüyorum, ki filtreleme ve havalandırma maliyetleri düşürülerek su değişimi en düşük düzeye indirilebilsin.

Eğer şehir içinde küçük bir üretimhane düşünülüyorsa bence bu iş bir dükkanda yapılamaz. Kira, aidat, ısıtma, daha yüksek mesai gerektirmesi gibi maliyetler astarın fiyatını yüzden pahalıya getirecektir. Bunun yerine ev ahalisinin de anlayışına sığınıp, desteğine güvenerek (benim de şu an yaptığım gibi) halihazırda kira, aidat, ısıtma, vs. gibi masraflarını karşıladığımız evimizin aydınlık bir odasını kullanmak yerinde olur. Ayrıca evde geçireceğimiz zamanda akvaryumlarla ilgilenebiliriz ve akvaryumlar sürekli gözümüzün önünde olur. Bu oda öncelikle oldukça sağlam bir şekilde yalıtılmalıdır (gerek ısı, gerekse nem ve ses açısından). Evin tuvaleti alaturka olmalı ya da alaturkaya dönüştürülmelidir. Merkezi hava motoru sistemi kurulmalı ve pipo filtrelerle havalandırma ve filtreleme maliyeti en düşük düzeyde tutulmalıdır. Akvaryumların ısıtılması için elektrikli ısıtıcı kullanılması maliyeti yükseltecektir. Bunun yerine, odadaki kalorifer peteğinin büyütülmesi veya sayısının artırılması ve diğer odaların peteklerinin kısılarak bu odadakinin sonuna kadar açılması ile oda ısısının yüksek tutulması tercih edilmelidir. Bunların yanında canlılarla beraber bitki üretimi de pek çok açıdan yararlı olur. Öncelikle nitrat ve fosfatı tükettikleri için filtrelemeye çok önemli katkıda bulunacağından su değişimi gerekliliğini azaltacaktır. Ayrıca yavrular için saklanma ortamları oluşturacak ve bizi yavruluk kullanma, hamile dişileri izleyip yavruluğa veya yavru tankına alma, yavruların büyütülmesi için ayrı tank vs. kullanma gibi masraftan ve zahmetten kurtaracaktır. Akvaryumda oluşan nitrat ve fosfat bitkiler için doğal gübre olacak ve gübreleme masrafı düşecektir (sadece potasyum ve mikro-element ilave edilecek). Odadaki doğal aydınlık ise hem balıklar hem de bitkiler için gereklidir. Ancak ilave aydınlatma sistemleri de kullanılabilir. Bu hangi bitki türlerini hangi hızla yetiştirmek istediğimizle ilgilidir. Ancak bitkiye ağırlık verilmesinin hem aydınlatma maliyetini artıracağını, hem de Karbondioksit takviyesi gerektireceğinden iç filtre kullanılmasını gerektireceğini de aklımızda bulundurmalıyız.

Yemleme maliyetini düşürmek içinse bazı akvaryumlarımızı su piresi, artemia, tubifeks, vs. ye (spirulina’nın evde üretiminin astarı yüzünden pahalıya geliyor) tahsis etmemiz gerekecektir. Bazı sebzelerle ev yapımı yem üretilebiliyor olsa da, hatta bazı canlılar doğrudan bu sebzeleri tüketiyor olsa da, ben şahsen kendiniz bahçenizde yetiştirmediğiniz sürece bu sebzelerin balıklara verilmesini önermiyorum. Çünkü bunların üretiminde ne tür tarım ilaçlarının ve hormonların kullanıldığını bilemeyiz. Ayrıca bunların balıkların dengeli beslenmelerine katkıda bulunacağını da düşünmeyelim. Çünkü piyasadaki yemler içerik açısından çok daha zengin, besin değeri olarak da çok daha yüksektir. Bunların temel faydası canlılardaki renk pigmentlerini geliştirmeleridir.

Pazarlama stratejisi hakkında da şunları söyleyebilirim: Yerel pet shoplar ve internet olmak üzere iki temel yöntem var. İlki için her an gelen talepleri karşılayabilecek miktar ve olabildiğince çok çeşide sahip olmak gereklidir. Buradaki avantaj sattığınız balığın zaten o şehrin şebeke suyunda yetişmiş olduğundan ölüm riskinin en düşük düzeyde oluşudur. Ayrıca, pet shop sahipleriyle yüzyüze iletişim geliştireceğinizden, sizin üretiminizde hormon vs. kullanmadığınızdan, su piresi, artemia, tubifeks, spirulina, vs. ile canlıları büyüttüğünüzden ve canlıların son derece sağlıklı olduğundan emin olacaklardır.

İnternet üzerinden yapacağınız pazarlamada bu tür bir avantaj yoktur. Ancak satış yaptığınız kişilerin “canlılar sağlıklı, renkli, iri, kayıp yaşamadım” şeklindeki yorumlarıyla zamanla güven yaratmanız mümkündür. Bu yöntemin en önemli avantajı ise tek bir canlı ve/veya bitki türünde uzmanlaşabilirsiniz. Önceki sayfalardaki bazı yorumlardaki gibi de uzmanlaştığınız türde isim yapabilmeniz de mümkün olabilir. Bunun en önemli dezavantajı ise nakliyat maliyeti, zahmeti ve riskidir.

Ancak her iki yöntem de birbirine alternatif değildir ve bir arada uygulanabilir. Benim izlediğim strateji öncelikle yerel pet shoplara hitap etmek, herhangi bir türde üretim fazlası olduğunda interneti kullanmak.

Son olarak da şunu söyleyeyim: Evde yapılacak üretimle zengin olmayı bir kenara bırakın, evin tamamını üretime tahsis etmediğiniz sürece evi geçindirmek bile mümkün olmaz. Ayrıca birer hobici olarak bu işin maliyetini, risklerini ve zahmetini hepimiz kolaylıkla tahmin edebiliriz. O yüzden eğer öncelikli amaç para kazanmaksa ve bu bir “iş” olarak görülüyorsa, (geniş çaplı üretimhane hariç) ev ortamında bu “işe” girmeyi önermem. Fakat zaten hobiciysek ve akvaryumlarla ilgilenmek bize keyif veriyorsa, bu hobiyi küçük bir ek gelire dönüştürebiliriz. Böylelikle hem ithalatı azaltmış oluruz, hem de yetiştirdiğimiz sağlıklı canlılar ile pek çok hobicinin canlı kaybı yüzünden hobiden soğumasının önüne geçebiliriz.

Umarım mesajım bu konuyla ilgilenen kişilere yardımcı olmuştur. Sağlıklı, renkli balıklar, karidesler, kaplumbağalar, semenderler, kurbağalar, salyangozlar, midyeler, kerevitler vs. canlılar, bol yavrular ve bitkiler dilerim.


Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

MUSTAFABATINÇevrim Dışı

Kayıt: 16/01/2016
İl: Osmaniye
Mesaj: 3
MUSTAFABATINÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 18 Ocak 2016 17:01
MERABA BEN DAHA 10 YAŞINDAYIM

AMA ABİM İLE 400 YADA 300 YAVRU BALIĞIMIZ VAR YARI MOLİ YARIDA LEPİSTESİMİZ VAR

YA JAPON SAĞMAK ZORMUDUR YA BİZ ALICAZDA ABİM BİLİYOR AMA DAHA İYİ BİRİ VARMI DİYE SORUYORUM JAPON BALIĞI BESLEMEK ZORMUDUR???

BİZİM ABİMLE 3 CİKLET BİRDE ERKEK BETA VARDI CİKLETLEİN 2 Sİ ERKEK BİRİDE DİŞİYDİ.
Bİ BAKTIK CİKLETLER BETAYA SALDIRIYOR AMA SİNSİ SİNSİ YAPIYORLAR BETA KAÇIYO CİKLET KOVALIYOR EN SONUNDA BETA YIBAŞKA KABA KOYDUK RAHATLADIK

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir