Beğendiğimiz şiirleri paylaşalım.
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
KARA TOPRAK
Benim sadık yarim kara topraktır.
Beyhude dolandım, boşa yoruldum
Benim sadık yarim kara topraktır.
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü istediğim topraktan aldım
Benim sadık yarim kara topraktır
Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi
Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi
Kazma ile dövmeyince kıt verdi
Benim sadık yarim kara topraktır
Adem'den bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyve bitirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sadık yarim kara topraktır.
Karnın yardım kazmayınan, belinen
Yüzün yırttım tırnağınan, elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yarim kara topraktır
İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim, dört bostan verdi
Benim sadık yarim kara topraktır.
Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sadık yarim kara topraktır.
Bir dileğin varsa iste Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sadık yarim kara topraktır.
Hakikat istersen açık bir nokta
Allah kula yakın, kul da Allah'a
Hakkın gizli hazinesi toprakta
Benim sadık yarim kara topraktır.
Bütün kusurumu toprak gizliyor
Melhem çalıp yaralarım düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sadık yarim kara topraktır.
Her kim ki olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sadık yarim kara topraktır.
Aşık Veysel Şatıroğlu
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Dönen Dönsün Koyun beni hak aşkına yanayım Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Yolumdan dönüp de mahrum mu kalayım Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Kadılar müftüler fetva yazarsa İşte kement işte boynum asarsa İşte hançer işte başım keserse Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan Bir gün mahşer olur divan kurulur Suçlu suçsuz varsa orda bulunur Piri olmayanlar anda bilinir Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan PİR SULTAN'ım arşa çıkar ünümüz O da bizim ulumuzdur pirimiz Hakka teslim olsun garip canımız Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan |
Pir Sultan Abdal |
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
BEYAZ GÜVERCİN
Süzülüp mavi göklerden yere doğru
Omuzuma bir beyaz güvercin kondu
Aldım elime, usul usul okşadım
Sevdim, gençliğimi yeniden yaşadım
Bembeyazdı tüyleri, öyle parlaktı
Açsam ellerimi birden uçacaktı
Eğildim kulağına; dur, gitme dedim
Hâreli gözlerinden öpmek istedim
Duydum; avuçlarımda sıcaklığını
Duydum; benden yıllarca uzaklığını
Çırpınan kalbini dinledim bir süre
Ve uçmak istedim onunla göklere
Ak güvercinin iri gözleri vardı
Güzelliğinden fışkıran bir pınardı
Soğuk sularından içtim, serinledim
Çağlayan bir nehrin sesini dinledim
Belki buydu sevmek hayat belki buydu
Işıl ışıldım, gözlerim dopdoluydu
Bir nağme yükseldi sevinçten ve hazdan
Bir nağme yükseldi, güzelden beyazdan
Uzattı sevgiyle pembe gagasını
Birden öğrendim hayatın mânâsını
Kaderde sevgiyi sende bulmak varmış
Seninle bir çift güvercin olmak varmış
Ümit Yaşar OĞUZCAN
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir
Uzun yoldan gelmiş gibi kalbim,
Yorgun ve hızlı,
Solgun ve saklı
Eğer görmeseydi seni gözlerim,
Şüphesiz kederli olurdu sözlerim,
Hiçbir şey durduramaz beni,
En zorlu ellerden almaktan seni,
Gördüm ki her yeri duvarlar kaplamış,
Arasında derin çatlaklar saklanmış,
Duydum ki sonsuzluklar girmiş aramıza,
Darbeler inmiş ruhumuza,
Bu yükselen benim ruhum mu,
Yoksa bizi sarsan dalgalar mı,
Geniş ovalar duruyor karşımda,
Ölümcül şimşekler çakıyor başımda
Kendini kaybetmiş bir canavar koşuyor,
Sanki o nefes benim, alevleri soluyor
Bu sözler gerçekten sana mı ait sevgilim,
Gerçekten böyle mi sürüp gidecek kaderim,
Aştık mı bizler geçmişin basitliğini,
Yoksa tüm bunlar yalan mı bana söylediğin,
Öğretilen her şeye karşı çıktım,
Gözlerimi kanayan yaşlarla açtım,
Oysa tek yapmak istediğim,
Duymandı sana söylediğim,
Oysa sen bir heykel gibisin,
Gözlerin donmuş, dokunuyorum, buz gibisin,
Bütün şu parıldayan sözler,
Ancak düşmanlarımı dizginler,
Kaybolan her an,
İçimdeki ateşi körükler,
Bilmediğim bir şeyler söyle, biliyorum
Ruhumun krallığında yeni savaşlara giriyorum,
Düşlerimi açtım sana sevgilim,
Kaybolma, yoksa durmaz kanar bu ellerim,
Ahh, sonsuz bir acı kaplıyor yüreğimi,
Çaresizlik büküyor, bükülmez bileğimi,
Kurtarmalıyım sanki seni senden,
İçindeki aşk yardım bekliyor sanki benden,
Bu gülüşün dost mu yoksa düşman mı?
Söyle bana, olmuş olan ve olacak sadece bir sanrı mı?
Bazen düşünüyorum, hiç üzdüm mü tanrımı,
Düşerek bu karanlık zindanlara çekiyorum belki kahrımı,
Her geçen an sensiz,
Beni çarpıyor duvarlara çaresiz,
Çok uzaktı yollar geldiğim,
Gördüm ki zaman geçince uçuyor sevdiğin,
Derin bir boşluktayım,
Bütün hazların başındayım,
Karanlık bir hücre gibi,
Olsa da, kurtaramaz beni aşkın seli,
Sanıyor musun ki, bu sözler benim,
Ben sadece esir alınmış bir köleyim,
Dünyamı saran bir varlık o,
Asla görüp elleyemediğim,
Oysa o burada ve her yerde,
Düşlerimin taa içinde,
Neden seni seviyor bu düşünce,
Çekiyor bütün anlamları delice,
Beni sürüklediği yerde yaşam yok,
Sadece ben miyim bu esarete karnı tok,
Kimse bilmeyecek ne olduğunu,
Birden fark edecek solduğunu,
O sınır tanımaz,
Aşkına bürünmüş ruh,
Geldiğinde hayatlarına,
Oturacaklar sunulan tahtlarına,
Yıkım mı verecek sadece bize,
Keder mi zerk edecek benliğimize,
Öyleyse söyle uzak dursunlar,
Çünkü öfkemde boğulacaklar,
Her nerede olursan ol ,
Eğer bir gülsen hiç durma sol,
Yıldızların ışığında bile olsan,
Anlardın yine de diğerleri gibi solsan,
Düşmanların ölümü yakın,
Onların acılarından sakın,
İsteyebilirler seni yanlarında,
Bil ki biteceğim kılıcımla başlarında,
Kalabalıklar halinde olacaklar,
Acımasızca birbirlerine vuracaklar,
Işık onları terk edecek,
Ve karanlık bize yarenlik edecek,
Rüzgarların taşıdığı bu kokular,
Bana yol gösterirken, mutlaka hiç kalır korkular,
Her şey yola gelecek,
Yoksa yok onları bekleyen bir gelecek,
Avcılar ve Kurbanlar,
Bizim yolumuzda duranlar,
Durup dinlenmeden koşanlar,
Baksana aslında sona yaklaşanlar,
Kınlar kılıçlara dar artık,
Şafak doğuyor, zaman sadece darlık,
Sana son dediğim, beni unutma,
Ruhum, ne olursa olsun yanında,
İşte ziller çalıyor, tam tamlar uğulduyor,
Son gözyaşı da, sana bakıp kuruyor….
Burak Turna
Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir