Akvaryumuma hangi balığı almalıyım ?

       Ben çok zengin bir adam değilim. Karınca kararınca geçinen normal yaşam standartlarında biriyim. Günlük, haftalık, aylık olarak yıllardır periyodik bakımlarını aksatmam balıklarımın. Bakınız yıllardır diyorum... Ama bazı arkadaşlarım daha olayın başındayken kolay bakılabilecek, ısıtıcı gerektirmeyen, motor olmadan da yaşamını idame ettirebilen, hatta en ucuz yemlerle bile hayatta kalmayı başarabilen biyonik balıkların peşindeler... Ama hepsine üzülerek söylüyorum böyle bir balık türü henüz üretilmedi türetilmedi. Bir şeylerin kolayına kaçacaksak baştan bu işe hiç girişmeyelim. İçinizde bende ki bu aşkı hissedemiyorsanız yol yakınken dönün ve sizi zorlamayacak daha kolay hobilere yönelin. Bu iş sorumluluk işi. Bir canlıya bakmak, ona değer vermek, ona doğal ortamındaki şartları maksimum sağlayabilmek zor işlerdir. Bu işleri layıkıyla yerine getirebilmek için yüreğinizde o aşkı hissetmeniz gerekmektedir. 

       Ben bu pencereden bakınca akvaryum hobisiyle ilgilenenleri öğretmenlere benzetiyorum. Kimi öğretmenler var ki karakış soğuk dinlemeden doğunun daha önce hiç duymadığımız köylerinden birinde üstelik pkk baskısına rağmen yüreklerindeki aşktan güç olarak görevlerini ifa etmektedirler. Orada ki yavrucakları sevgileriyle eğitmektedirler. Bazı öğretmenlerde vardır ki meslekleri eziyettir onlar için, derse girerken zorlanırlar , ders bitsin diye saatlerine sıklıkla bakarlar ve ayın 15 i geldiğinde atmnin önünde görürsünüz onları. Onların aşkları paradır aslında...

       Şimdi tercih siz değerli hobicilerin. Hangi tip öğretmen olmak istediğinize siz karar verin. Birincisi işini aşkla yapan öğretmen, balıklarına aşkla bakan hobici; ikincisi atm önünde bekleyen öğretmen balıkları için bütün imkanları kısan elektriğin suyun hesabını yapan, yemin hesabını yapan, daha kolay bakılabilecek bir balık türü seçmeye çalışan hobici...