Akvaryum hobimiz ve Türkçemiz


OguzzzÇevrim Dışı

Kayıt: 06/11/2008
İl: Izmir
Mesaj: 1321
OguzzzÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 09 Şubat 2009 16:48
Konu ile ne kadar alakalı bilmiyorum ama, benim yazım kuralları kadar çok rahatsız olduğum bir diğer konu da "nefessiz yazılar". Nasıl mı? Yazan arkadaşımın da affına sığınarak 0902.2009 saat 16.25'te yazılan bir yazıyı isim belirtmeden sizinle paylaşıyorum:
 
meraba arkadaşlar,öncelikle şunu belirtmek isterim akvaryum hevesim aslında bana hobicilerin arasındaki yardımlaşmadan etkilenmem oldu.şimdi konuya gelelim, yeni başlamış bir akvaryum sever olarak bazı sorunlarım var hatta bir çok sorunum kısaca anlatmaya çalışayım.200 litrelik bi akvaryumum vardı 10 yıl önce kullanıp leptes beslediğim zamandan o akvaryumu doldurdum gittim akvaryumcuya bana ne lazım dedim oda bana ne olduğunu anlamadığım bi filitre verdi içerde ufak bir motur var akvaryumun üstünde de içinde bildiğimiz elyaf olan bi tas suyu motor akvaryumun içinden bu tasa basıyo ordanda süzülüyo akvaryumun içine nasıl filtre yapıyo anlamış değilim.300 watlık bir ısıtıcı çift çıkışlı bir hava moru verdi bunları kur çalıştır 2 gün sonra ben sana su verecem dedi tamam dedik suyu verdi 2 gün sonrada balık almaya gelcen dedi onada tamam dedik hani kendi keyfimiz için balıklara eziyet olmasın diye ne diyosa yapıyoz neyse balık almaya gittik bana bir tane zebra (dişi) birde beyaz zebra verdi.koyduk akvaryuma bana benim balığımı ölmez dedi ama benim balıklar sabahı göremedi :(sonra dedim bu adamda iş yok başka bi akvaryumcuyla tanıştım dedim böle böle oda bana 21 tane balık verdi boyutları 5-6 cm.onlarıda götürdüm düşe kalka 13 balığım kaldı ama ben ne balıklarımın cinsini biliyorum nede bana zevk veriyo görünmüyo bile akvaryumun içinde başka bi akvaryumcu buldum onada anlattım derdimi oda bana 3 tane yunus (20 cm),3 tane frontozo (15-20 cm),1 vatoz (20 cm) ve 3 tanede cincini bilmediğim balık verdi.dedim verdiğin balıklarla elimd olan balıklar dengesiz olmadımı bişi olmaz dedi,şuanda ölen kalan yok ama bana bi dengesiz geliyo akvaryum.şimdi bana antalya da bana yardımcı olacak arkadaşlar veya burdan yardımcı olmak isteyen arkadaşların yazacaklarını merakla bekliyorum.herkese şimdiden çok teşekkürler...hatamız olduysa affola
 
Ben bu şekilde tek sütun halinde, soluksuz yazıları okurken yoruluyorum, sıkılıyorum ve okumaktan vaz geçiyorum. Hepimizin daha ilkokul (ilköğretim) ikinci sınıfta öğrendiğimiz bir şey satırbaşı/paragraf başı yapmak. Neden böyle soluk almadan konuşur gibi yazıyoruz? Zaten hayatımızı soluk almadan bir koşuşturmaca içinde yaşarken, biraz daha sakin, biraz daha tertipli yazmak gerek diye düşünüyorum.
 
Sağlıklı günler...
 

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

Halil Y.Çevrim Dışı

Kayıt: 18/02/2007
İl: Yurtdisi
Mesaj: 430
Halil Y.Çevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 09 Şubat 2009 16:59
Merhaba

Kulanilan sözcüklerin türkcesi varsa bende türkce olanini kulanma taraftariyim.
Malawi, quartz, timer, DIY gibi sözcüklerin türkcesini kulanmak daha güzel olur.
Yabanci isim veya kesiflerin tanimlarini türkce yazmakda bir yarar görmüyorum acikcasi.
Akvaryumbaliklarin tanimi yabancilar tarafindan gerceklesmis ve yazilmistir,
bu yüzden onlarin verdigi isimleri kulanmak ve dogru (origineli) bir sekilde yazmak emege olan saygiyi gösterir.

Bazi genel isimler vardir, bunlarinda türkcesi varsa mutlaka kulanilmalidir.
Ben sürekli Vatoza takiliyorum. Vatoz ismi türkce mi degilmi bilmiyorum, ama kesinlikle yersiz bir isim oldugunu biliyorum.
Vatoz yerine (ögrendigime göre) yayingiller diye hitap etmek gerekiyormus.

Saygilar






Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

HititÇevrim Dışı

Kayıt: 01/06/2006
İl: Samsun
Mesaj: 747
HititÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 09 Şubat 2009 19:44
[QUOTE=Halil Y.]
Vatoz yerine (ögrendigime göre) yayingiller diye hitap etmek gerekiyormus.[/QUOTE]

Vatoz bildiğim kadarıyla Türkçe bir sözcük değil. Ama tutup da vatoza "yayıngiller" demek de pek doğru değil. Doğru, vatoz bir yayıngildir. Ama "yayıngiller" dediğimiz balık takımı (Siluriformes) pek çok aile ve çok fazla cins, tür içerir. Vatoz sadece bunların biridir ki vatozların da pek çok türü bulunur.

Çöpçüler, pengasuslar, çelıncırlar, otocincluslar, vatozlar ve "kedi balığı" dediğimiz balıkların hepsi yayıngildir.

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

onuruygunÇevrim Dışı

Kıdemli Akvarist
Kayıt: 30/07/2006
İl: Kocaeli
Mesaj: 7768
onuruygunÇevrim Dışı
Kıdemli Akvarist
Gönderim Zamanı: 09 Şubat 2009 23:30
[QUOTE=Halil Y.]Merhaba

Kulanilan sözcüklerin türkcesi varsa bende türkce olanini kulanma taraftariyim.
Malawi, quartz, timer, DIY gibi sözcüklerin türkcesini kulanmak daha güzel olur.
Yabanci isim veya kesiflerin tanimlarini türkce yazmakda bir yarar görmüyorum acikcasi.
Akvaryumbaliklarin tanimi yabancilar tarafindan gerceklesmis ve yazilmistir,
bu yüzden onlarin verdigi isimleri kulanmak ve dogru (origineli) bir sekilde yazmak emege olan saygiyi gösterir.

Bazi genel isimler vardir, bunlarinda türkcesi varsa mutlaka kulanilmalidir.
Ben sürekli Vatoza takiliyorum. Vatoz ismi türkce mi degilmi bilmiyorum, ama kesinlikle yersiz bir isim oldugunu biliyorum.
Vatoz yerine (ögrendigime göre) yayingiller diye hitap etmek gerekiyormus.

Saygilar
[/QUOTE]
Malavi gölün ismi, ben genelde "w" yerine "v" kullanıyorum.

Quartz yerine bu mineralin Türkçe'si varsa o kullanılabilir ama sanırım pek çok kişi Türkçe'sini bilmiyordur. Bir yerde Türkçe'sine rastlamıştım ama hangi kaynak bilmiyorum.

Timer: Zamanlayıcı

DIY konusunu daha önce birkaç yerde daha konuşmuştum. Kendin yap, kısaca KY olarak kullanılması taraftarıyım.

Bunların dışında ben dahil pek çoğumuzun sık sık kullandığı "gereksiz" yabancı kelimeler var. Bu kelimelerin bazılarının Türkçe'sini yazayım:

Filtre(filter):                Arıtıcı
Filtrasyon(filtration):   Arıtma
Sirkülasyon:               Akıntı(döngü halinde),
                                  Çevrim(Su çevrimi gibi... Kullanıldığı yerlerin neredeyse hepsinde bu anlamda kullanılır. Diğeri fazla teknik konularda istisnai olarak kullanılıyor.)

Trace:                         Eser(eser miktarda anlamındaki)
Enerji:                         Erge



Aklıma gelenler bunlar, ben dahil çoğumuz bu yabancı terimleri sıkça kullanıyor. Başka kelimeler aklınıza gelirse onları da yazalım. Birinin Türkçe'sini kullanmaya başlasak kazanç sayılacağı düşüncesindeyim.
onuruygun2009-02-09 23:32:06

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

The GodfatherÇevrim Dışı

Kayıt: 14/01/2009
Mesaj: 473
The GodfatherÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 09 Şubat 2009 23:45
Özellikle Msn'ninde Türkçe'mize ağır bir zarar verdiğini düşünüyorum.Şöyleki kişi kısaltarak yazayım derken neredeyse yeni bir dil daha çıkaracak.Bu tarz kelimeleri üyelerimizin forumlarda açtığı konularda veya mesajlarda rastlayabiliyoruz.Bu mesajım konuyla ne kadar alakalı bilmiyorum ancak belirtmek istedim.
 
Lütfen Türkçe'mize sahip çıkalım.
 
Saygılarımla...
 
 
Türk milletinin dili Türkçe'dir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir.Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yüceltmek için çalışır... Türk dili Türk milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk milleti geçirdiği sayısız felaketler içinde ahlakının, geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının, kısaca bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili Türk milletinin, kalbidir, zihnidir. (1929)
 
                                                 MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir

RivayetÇevrim Dışı

Kayıt: 04/08/2008
İl: Ankara
Mesaj: 99
RivayetÇevrim Dışı
Gönderim Zamanı: 12 Şubat 2009 16:18
Arkadaşlar,
 
Türkçemiz konusundaki kaygılarınızı paylaştığımı belirtmek istiyorum. Bu konu üzerine, tabii ki uzun uzun makaleler yazılabilir. Ancak şimdilik fikirlerimi kısaca belirtmek istiyorum. Konu ile ilgili daha ayrıntılı çalışmaları sonraki zamanlara bırakmanın uygun olacağı kanaatindeyim. Bence dilimizi kullanırken yapılan yanlışları iki ana başlıkta toplamak gerekir:
 
1- Eksik ya da yanlış bilgiden kaynaklanan hatalar,
 
2- "Muasır Medeniyet Seviyesi" ifadesinin yanlış anlaşılmasından, Avrupalılar ya da Amerikalılar gibi konuşup yazmanın, bizi çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkaracağı yanılgısına ve gafletine düşmekten kaynaklanan hatalar.
 
Birinci başlıkta belirttiğim tür hatalar, kolayca telafi edilebilecek, zaman zaman herkes tarafından düşülebilen hatalardır ki; bu hataları azaltmanın yolu, hatalarımız konusunda birbirimizi çekinmeden uyarmaktan, hatta bazen birbirimize bilmediklerimizi öğretmekten geçmektedir.
 
İkinci başlıktaki hatalara gelince; işte dilimizi asıl bozan, yozlaştıran, bazen de komik duruma düşüren hatalar bunlardır. Bu hatalar genellikle özentiden kaynaklanırlar. Teknoloji dilinin İngilizce olması da dilimizdeki bu yozlaşmaya sebep olan ana etkenlerdendir.
 
Peki, bu konuda neler yapılabilir?
 
Öncelikle dilimize yabancı dillerden girmiş ve zaman içinde yerleşmiş olan bazı kelimelere artık yapacak pek bir şeyin kalmadığını kabul etmeliyiz. (Televizyon, radyo, bilgisayar, teknoloji, otomobil vs.) Ayrıca özel isimlerin de genellikle aslını kullanmak yerinde olacaktır kanımca. "Malawi" kelimesi sıklıkla verilen bir örnektir. Bu kelimenin "malawi" ya da "malavi" şeklinde yazılmasının dilimize bir zararı dokunmaz. Sonuçta nasıl yazarsak yazalım, bu kelime Türkçe değildir. Bir başka örnek verecek olursak; yabancı ülkelerde ülkemize "Turkey" denildiği zaman ne kadar sinir oluyoruz değil mi? Israrla "Turkey" değil "Türkiye" diye düzeltiyoruz. Ama bizler de Türkiye'de "Greece" değil "Yunanistan"; "America" değil "Amerika"; "Europa" değil "Avrupa" diyoruz. Bu duruma da onlar sinir olabilirler. Söylediğim gibi özel isimlere çok fazla takılmamak gerekir. Mümkün mertebe, olduğu gibi kullanmak daha doğrudur. Ama yerleşmiş kelimelere dokunmak çok da anlamlı değil tabii ki.
 
Bu noktada asıl düzeltilmesi gereken üç önemli mesele vardır:
 
Birincisi; Türkçe karşılığı olduğu halde, yabancı kelimeyi olduğu gibi kullanmak,
İkincisi; Türkçemizde olmayan (w, q, x) harfleri kullanmak,
Üçüncüsü ise sesli harfleri yutarak yazmaktır. (glyrm, svyrm vs.)
 
Bunları düzeltmek, Türkçemizi, bozulmaktan büyük ölçüde  koruyacaktır. Bu konuda bizlere düşen görev de bu hatalara düşen arkadaşlarımızı, özellikle gençlerimizi uyarmak, onlara dilimize sahip çıkmanın, aslında ülkemize, kültürümüze ve geleceğimize sahip çıkmak anlamına geldiğini anlatmaktır.
 
Hataları düzeltmeye, öncelikle kendi hatalarımızdan başlayabiliriz. "Türkçe karşılığı olan kelimelerin, yabancı karşılıklarını kullanmamaya dikkat etmek" bunun ilk adımı olabilir.
 
Dilimizi korumak, kendimizi korumaktır aslında.
 
Saygılar sunarım.
Sekopenta2009-02-13 09:58:26

Üye imzalarını sadece giriş yapan üyelerimiz görebilir