A. Burduricus'un Akvaryuma Adaptasyonu

 

Ümit Bey iltifat etmişsiniz, çok sağolun. Hangi vesile ile olursa olsun yolunuz bu taraflara düşerse beklerim.

 

Saygılar...

 

 [QUOTE=akn555]Birde bu balık aslında canlıdoğuran türlerine girmiyormu?[/QUOTE]

 

Akın Bey, Göktuğ Bey'in de belirttiği gibi bu bir killifish türüdür. Killifishler çok geniş bir yelpaze içerir. Avrupa'dan Asya'ya, Afrika'dan ülkemiz sularına kadar dağılım gösterir. Cyprinodontidae (dişli sazancık) familyasındandır. Ülkemizde aphaniusların değişik türlerine rastlamak mümkün, anotoliae, mento, splendens gibi... Üremeleri de canlı doğuranlardan farklı olarak, yumurta dökerek olur. Yumurta dökme sayı ve zamanı düzensizlik gösterir.  

 

Saygılar...

 

Göktuğ Bey, teşekkür ederim. Teklifiniz için de çok sağolun.

Bu arada belirtmek isterim ki, gönüllü akvaryum severler balıkları koruyucu amaçlı olarak edinmek istemişlerdir ve halen de bu yönde mesajlar almaktayım. Yurdun değişik yerlerine 70 kadar yumurta gönderdim. Ancak ticari spekülasyonlar ve kanuni engeller sebebi ile gönderimi durdurdum. Zaten sonuçta, dönüp geldiğimiz nokta kurtarılması gereken Burdur Gölü olmaktadır.

 

 [QUOTE=aquarist92]

Böyle bir çalışmadan ötürü sizi tebrik ediyorum.

[/QUOTE]

 

Sergen Bey çok teşekkürler.

 

Saygılar...

 

 

 

Vallahi ben hemen alırım.

 

Osman Bey sorun balığı yakalamakta değil, uygun süreçte adaptasyonunu gerçekleştirmektedir.

Doğal ortamından alınarak, türü yokolma tehlikesi ile karşı karşıya olan balığın sayısının azalması ne kadar etkili, bunu tartışmak gerekir. Çok sayıda kişi böyle bir girişimde bulunursa haklısınız. Mutlaka zararı olacaktır. Fakat  Burdur Gölü'nün ve dolayısıyla balıkların birincil sorunu kirliliktir. Her yıl mayıs-haziran aylarında nodilaria türü bir yosunun biyotoksinlerini suya bırakmasıyla binlerce burduricus su yüzüne vurmaktadır. Yosun sıcakların ve göle gübre etkisi yapan atıkların katkısı ile aşırı bir şekilde gelişmekte, kirletmenin yanısıra, oksijeni tüketmektedir. Son yıllarda bu olay daha vahim bir hale gelmiştir. Büyük korkularımdan biri de, gelecek yıllarda göl faunasının, büyük bir patlama ile birden çökmesidir. İnşallah böyle bir olay meydana gelmez.

Akvaryumumdaki balıklardan ortalama günde 30-40 kadar yumurta alabilirim. Bu da ayda 900-1200 arası yumurta demektir. Fakat yeterli alanım ve zamanım olmadığı için sadece 25 kadar yavrum mevcuttur. Akvaryumdan artık yumurta almıyorum. Anlatmak istediğim, genel anlamda türün neslini devam ettirmek için göle bağımlı kalınmayabilir. Adapte olmuş bir sürünün bulunması yeterlidir.

Ayrıca belirtmek isterim, bu güne kadar doğadan aldığım canlıları, prensibim gereği doğasına geri bırakmışımdır. Burduricusların akibetini ilerleyen günler belirleyecektir.

 

 

[QUOTE=d@bbe]Tebrik ederim Murat abi seni.Vallahi büyük bir başarı.[/QUOTE]

 

İbrahim Kardeşim teşekkür ederim.

 

Saygılar...

 

Saygılar...

Kendime koyduğum ilk hedef, bu balıkları akvaryum ortamına adapte edip yumurtalarını almaktı. Bu balığı küçük çaplı tanımak ve tanıtmaktı.Fakat sanıldığı kadar basit canlılar olmadığını keşfettim. Zamanla gördüm ki, araştırma zincirin eksik halkalarını tamamlamaya başladı. Dolayısı ile hedef büyüterek, konuya derinlik kazandırdım. Yörede yaptığım araştırmada, pek çok kişi gölde balık olduğunu dahi bilmiyordu. Bilenler ise sadece ismini biliyor ve kıyıda kaçışan gri noktacıklardan ibaret olduğunu söylüyordu. Bu noktada tanıtımı biraz daha açarak lokal olarak bunun anlatılması gerektiğini hissettim. Daha öncede belirttiğim gibi, burduricuslar 2-3 gün kadar yerel haberlerde manşet haber olarak yer aldı. Medyanında ilgisini çekmişti çünkü bunların hepsi bir ilkti. Manşet sonrası orta sayfalarda geniş yer buldu. Aşağıda  örnekler görebilirsiniz.

 

 

 

Bireysel olarakta ilde konuyu yaygınlaştırıyorum. Yine söylüyorum ki, burduricuslardan daha önemli olan yaşadıkları yer olan Burdur Gölü'dür. Göle olan duyarlılığı artırmak adına yürütülen projeler çerçevesinde, çalışma basın aracılığı ile değerlendirildi.

Uluslararası bir tanıtım filmi hazırlığı içerisindeyim. Tanıtım filminin müziği bitme aşamasında ve ismi "burduricus". İngilizce çevirisi ve profesyonel bir spikerin seslendirmesi ile hazırlanacak.

Yine AGA yarışmasına biyotoplar dalında katılmayı düşünüyorum. Amaç yine tanıtım.

Görüldüğü gibi bilinmeyen, tanınmayan birşeye sahip çıkmanız anlamsız. Önce tanıtmak gerekli ki, daha sonra değer kazansın. Yani şu aşamada ki hedefim tanıtım ağırlıklı...

 

 

[QUOTE=birhan]

[/QUOTE]

 

Evet neden olmasın. Yukarıda yazdıklarım bu doğrultuda, balığın ve gölün ticari bir değer kazanması, ilgiyi ve korumayı birlikte getirecektir. Ancak şu var ki,  akvaryumcuya bugün sarı, mavi, kırmızı balık alayım zihniyeti ile giden kişiler için pek rağbet görmez. Çok sosyal olan balıkların, değişik karakterdeki değişik renklerini, muhteşem manzaraları seyredip keyif almak isteyen uç akvaristler için olabilir.

Yurt dışından konu ile ilgili talep gelmiştir. Killifish meraklıları ve kolleksiyoncular her ne pahasına olursa olsun sahip olmak isteyeceklerdir. Ramsar Sözleşmesinin ilgili yönetmeliği gereğince ticari anlamda girişimi ancak kurum ve kuruluşlar başlatabilir. Amaçlarım arasında olmayan tek şey ticarettir. İşin ilginç tarafı ticaret reklamsız olmaz ve ben bu işin reklamını yapıyorum. Antalya Akdeniz Su Ürünleri'ni ziyaretimde, yerel bir türümüz olan aphanius mentoları üretime geçirmek için girişim olduğunu gördüm. Aynı şey resmi kanallardan aphanius burduricuslar için de olabilir.

Gerçekleşirse Burdur kazanır, Burdur Gölü kazarın, bizler kazanır.

 

Saygılarımla...  

 

Alpin Bey mesajınızı atlamışım kusura bakmayın. Herşeyden önce kurulu bir ortam gereklidir. Değerleri yüksek tutmak için oluşturulmuş bir ortam ve oturmuş bir tank birincil kuraldır. Gölün nisbeten temiz bölgelerinden balığı temin etmek mümkün. Göl suyunun metal içeriği çok yüksek olduğu için nakil başlıbaşına bir sorun. Oksijen çok kısa sürede tükeniyor. Ana tanka geçişte kullandığım göl suyunu havalandırmak için filtre ve hava taşı bile yeterli gelmedi.  Adaptasyon süreci ise ölçümler ve gözlemlerle uzun ve zahmetli bir uğraş. Bu balıklar doğal alanlarında temel besin kaynağı zooplanktonlardır. İki üç günlük uğraş sonrası ilk kabul ettirebildiğim yem tubifexdir. Alıştırma sonrası, protein ağırlıklı her türlü kuru yemi kabul ettiler. Yumurtalarını almak için haki yeşil mopları kullanmak gerekir.  Bölge edinen erkeklerin çektiği dişiler yumurtalarını bırakır. Düzenli takip ile yem olarak tüketilmeden alınan yumurtalar, ayrı bir ortamda 15-17 gün süre ile muhafaza edilir. Yumurtaların bakımı ihmal edilmemelidir. 1 mm yumurtadan çıkan yavrular yaklaşık 2-3 mm boyundadır. İlk beslenme bildik yöntemlerle yapılmalıdır. Bulundukları küveze mikroorganizma desteği sağlayacak bitkiler konulmalıdır. 10-15 günlük yavrular yavaş yavaş artemia almaya başlayacaktır.

 

Yaklaşık 50 günlük olan yavrularımın resimleri;

Yavru burduricuslar renk ve cinsiyet olarak kendilerini belli etmeye başladı. İlk resimdeki albino bir dişi adayı, ikinci resimdeki ise yine bir dişi... 1-1,5 cm arasında boyları değişiyor. Bu boy damızlık balıklarıma yakaladığım boydur. Suni ortam etkilerini tahmin yolu ile aradan çıkardığımızda, bir balığın yaklaşık olarak üreme olgunluğuna erişme süresi ortaya çıkıyor. Bir başka ilginç notuda eklemek isterim. Biraz kati bir tespit olacak ama, doğruluk oranı çok yüksek. "Dişi burduricuslarda benek dağılımı düzensizlik gösterir. Her bir balığın parmak izi benzersizliği gibi, vücudundaki gri benek ve noktalar benzersizdir."

Saygılar...